Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikası’nda Enerjetik Malzemeler Üretim Tesisi Açılışı ve Ürün Lansmanı’na katıldı.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan patlayıcı tesisiyle yeni nesil elektrikli hibrit sistem zırhlı muharebe araçları ve Boran 105 taşınabilir obüslerinin Türkiye’ye ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hayırlı olmasını diledi.
“SAVUNMA SANAYİMİZ İÇİNDE MAKİNE VE KİMYA ENDÜSTRİSİ KURUMU’NUN AYRI BİR YERİ VAR”
Bu ürünlerin geliştirilmesinde ve üretiminde görev alan mühendis, teknisyen ve işçileri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eskilerin hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salah diye ifade ettikleri gibi, günümüzde barışı korumanın yolu her türlü saldırıya hazırlıklı olmaktan geçiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sultan İkinci Abdülhamid döneminde yerli silah sanayi için başlatılan atılımların, kurulan fabrikaların, geliştirilen sistemlerin Cumhuriyetin ilk yıllarının ardından yerini atalete bıraktığını anlatarak şöyle devam etti: “Kıbrıs çıkarmasında yaşadığımız acı tecrübeler bize bu konudaki eksiğimizin vahametini tüm çıplaklığıyla göstermiştir. İstiklalin yolunun asker sayısı kadar, hatta ondan daha ziyade silahı, teknolojisi ve eğitimiyle güçlü bir ordudan geçtiği bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır. Son 19 yıldır savunma sanayimizi her alanda yüksek teknolojiye, araştırma ve geliştirmeye dayalı yerli üretimle ayağa kaldırmak için yoğun çaba harcadık. Hamdolsun, verdiğimiz emeklerin, tahsis ettiğimiz kaynakların karşılığını birer birer aldık ve alıyoruz.”
Türkiye savunma sanayi içinde Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun ayrı bir yeri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kurumumuz Tophane-i Amire’den bugüne kadar İmalat-ı Harbiye ruhu ile üretim yaparak şartlar ne olursa olsun ordumuzun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmıştır. İmalat-ı Harbiye, Kurtuluş Savaşı yıllarında tezgâhlarını cepheden cepheye taşıyarak fedakâr ustalarıyla derme çatma atölyelerde cephane üretmiştir. Makine Kimya Endüstrisi Kurumumuz da yerli ve millî imkânlarla ordumuzun silah ve mühimmat ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde entegre üretim yapabilen dünyadaki ender kuruluşlardan biridir” diye konuştu.
“YENİ NESİL PATLAYICI ÜRETİM KABİLİYETİNDE SÜPER LİGE ÇIKTIK”
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun bugün dünyada 5,56 milimetreden 203 milimetreye kadar tüm kalibrelerdeki silah ve mühimmatı tek çatı altında üretebilen tek yapı olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun üretim kabiliyet ve kapasitesini anlattı.
“Bugün de enerjetik malzemeler denen RDX, HMX, CMX üretim tesisiyle modüler barut üretim hatlarını kurumumuza kazandırıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün burada yeni nesil elektrikli hibrit sistemle çalışan ve kısaca EZMA denen elektrikli zırhlı muharebe aracı ile Boran 105 milimetre taşınabilir obüsünü de kamuoyuna tanıtıyoruz. Açılışın yaptığımız bu tesisle, Türkiye dünyada sayılı ülkelerin sahip olduğu RDX, HMX ve CMX gibi patlayıcıları üretme imkânına kavuşuyor. Ülkemiz uçak bombalarında yeni nesil mühimmatların dolumunda, füze yakıtı ve harp başlıklarında ana patlayıcı malzemesi olarak kullanılan bu ürünü hep yurt dışından ediyordu. Son dönemde yaşadığımız hadiseler ve maruz kaldığımız gizli, açık ambargolar bu kritik ürünün ülkemizde üretilmesini gerektirmiştir. Makine Kimya Endüstrisi Kurumumuz verdiğimiz talimatla hemen kolları sıvadı, bir yıl gibi kısa bir sürede tamamen yerli imkânlar ve millî teknolojiyle kamu-özel iş birliği yönetimiyle bu tesis kuruldu. Artık uçak bombalarımızın, mühimmatlarımızın, füzelerimizin ve harp başlıklarımızın patlayıcıları konusunda hamdolsun kimseye bağımlı olmayacağız. Açılışını yaptığımız tesis sayesinde ülke olarak yeni nesil patlayıcı üretim kabiliyetinde süper lige çıktık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün ayrıca Fırtına ve Panter gibi obüslerin sevk sistemi olan modüler barut üretim hatlarının da açılışını gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, “Bu tesiste yurt dışından temin edilen modüler barut sistemi artık tamamen yerli imkânlarla üretilecek. Teknoloji paylaşımı için milyonlarca dolar bedel istenilen bir sistem mühendislerimiz tarafından yüzde 100 teknolojiyle çok kısa sürede üretildi” bilgisini paylaştı.
“TÜRKİYE’NİN ASKERÎ ARAÇLARDA DIŞA BAĞIMLILIĞINI BİTİRECEK YENİ TEKNOLOJİLERİN İLK ÖRNEĞİNİ BUGÜN GÖRME İMKÂNI BULDUK”
Dünyada artık askerî araç teknolojilerinin hızla değiştiğine, yeni nesil otonom ve elektrikli hibrit askerî araçların harp meydanlarında yer almaya başladığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin askerî araçlarda özellikle de motor konusundaki dışa bağımlılığını bitirecek yeni teknolojilerin ilk örneğini bugün görme imkânı bulduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim mühendislerimiz M 133 askerî zırhlı personel taşıyıcı araçları, elektrikli motor ile çalışan hibrit hâle getirdiler. Uzaktan kumanda ile insansız çalışabilen ve 27 tane çok zorlu askerî testi başarıyla geçen, kısa E-ZMA denen bu elektrikli zırhlı muharebe aracımız artık silahlı kuvvetlerimizin emrindedir. Yol yapma menzili 700 saati, savaşma süresi 10 saati bulan motor konusunda dışa bağımlılığı bitiren E-ZMA projesinde görev alan tüm arkadaşlarımızı tebrik ediyorum” ifadesini kullandı.
Fatih Sultan Mehmet Han’ın bizzat tasarladığı Şahi toplarının devamı niteliğindeki Yavuz ve Fırtına silah sistemlerini de görme fırsatı bulduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Fatih’ten aldıkları ilhamla dünyada ilk defa seri atış yapabilen sahra topunu 1868 yılında icat eden Ahmet Süreyya Emin’in yolundan giden mühendislerimiz kendi sınıfının en iyisi olan Boran Obüsü’nü yaptılar. Boran Obüsü 105 milimetre çapı ve helikopterle havadan taşımaya uygun bin 750 kilogram ağırlığı, bir dakikada atışa hazır hâle gelebilmesi, dakika da altı atış yapabilmesi özellikleriyle bilhassa komando birliklerimize büyük katkı sağlayacaktır. Bugün burada ayrıca yeni geliştirilen platform makineli tüfeği de inceleme fırsatı bulduk. Bu yeni makineli tüfeğimize PMT-76 57-A ismi verilmiştir. Makineli tüfeğin ismindeki 57-A ibaresinin özel bir anlamı vardır. Bu ifade tüfeğimizin isminde Çanakkale Savaşı’nda mensuplarının neredeyse tamamı mitralyöz atışı ile şehit düşen 57. Alay’ın hatırasını yaşatmak üzere yer almaktadır. Çanakkale Savaşı’nın 106. yıl dönümünde bir kez daha Çanakkale şehitlerimizi ve bütün şehitlerimiz rahmetle, şükranla, hürmetle yâd ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 yılında şehit düşen Üsteğmen Ozan Olgu Köreke’nin tasarladığı “Ozok” el bombasına da değinerek, “Makine Kimya Endüstrisi Kurumumuz bu projeyi aldı, geliştirdi ve üretmeye başladı. Evet, hayata geçirilen bu projeler İmalat-ı Harbiye ruhunun günümüzdeki yansımalarıdır. Kurtuluş Savaşı yıllarında defalarca doldurulup tekrar cepheye gönderilen gazi kovandan çok şükür bugün termobarik mühimmat üretebilir hâle geldik” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deniz topu, yakın hava savunma sisteminin T-155 fırtına obüslerinin hibrit güç ve tahkik sistemlerinin yazılım ve donanımlarının da bir an önce tamamlanmasını beklediklerini dile getirerek, “Diğer alanlarda da bir an önce bitmesini dört gözle beklediğimiz pek çok proje bulunuyor. Bunun için savunma sanayimizin artık yeni bir anlayışla kendini bir üst lige çıkarması şarttır. Özellikle de sektörün lokomotiflerinden biri durumundaki Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumumuzun süratle yeniden yapılanması gerekiyor. Makine ve Kimya Endüstri Kurumumuzun özel sektörle yakın iş birliği hâlinde ordumuzun tüm ihtiyaçlarını karşılayarak dışa bağımlılığı bitirecek, bizimle birlikte dostlarımızı da destekleyecek bir yapıya bir an önce kavuşmasını istiyoruz” dedi.
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun özel sektör esnekliğiyle çalışması gerektiğini, aynı alanda çalışan özel sektör firmalarının önünü kesen değil, onları destekleyen, teşvik eden bir yapıya kavuşması gerektiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan tesisin ve geliştirilen hibrit sistem zırhlı muharebe araçları ile Boran 105 taşınabilir obüsünün hayırlı olmasını dileklerini tekrarladı.
“İHTİYAÇ SAHİBİ AİLELERE HANE BAŞI VERİLEN NAKDİ YARDIMI YENİDEN BAŞLATIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, memurlara ve esnafa müjdeleri olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Emeklilerimize 2018 yılında başlattığımız bayram ikramiyesi ödemesinin tutarını bin liradan bin 100 liraya yükseltme kararı almıştık. Onunla ilgili düzenleme Meclis’te varılan uzlaşmayla gerçekleştiriliyor. Memur maaşlarını 10 Mayıs itibariyle hesaplara yatırıyoruz. Salgının faaliyetlerini olumsuz etkilediği esnaflarımıza yaptığımız aylık bin lira gelir desteği ile 750 lira ve 500 lira arasındaki kira desteğinin süresini bir ay daha uzatıyoruz. TESKOMB ve Halkbank aracılığıyla esnafa kullandırdığımız kredilerin taksit ödemelerini 1 Temmuz 2021 tarihine kadar erteliyoruz. Ayrıca, TESKOMB kefaletiyle kredi kullanan esnaflarımızdan taksit ödemesi yapamayan 240 bin kişinin 1 milyar lira tutarındaki borcu daha sonra tahsil edilmek üzere TESKOMB tarafından bankaya ödenmiştir. Çek ve senetlerle ilgili bir başka önemli düzenleme de yine Meclis’te uzlaşmayla görüşülüyor. İş sözleşmelerinin fesih yasağı 30 Haziran’a kadar uzatılmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa çalışma ödeneğinin süresinin Nisan başından Haziran sonuna kadar uzatıldığını hatırlatarak, KOSGEB vasıtasıyla toplamda 5 milyar lira bütçeli yeni bir destek programı başlatacaklarını, bu desteğin öncelikle kovid salgını sebebiyle gelir kaybına uğramış veya nakit akışı bozulmuş, ama istihdamını koruyan imalat sektörlerinde faaliyet gösteren mikro ve küçük ölçekli işletmelere yönelik olduğunu açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknoloji alanında faaliyet gösteren filiz şirketler de bu desteğe başvurabilecektir. Mikro işletmeler 30 bin liraya kadar, küçük işletmeler 75 bin liraya kadar olmak üzere üç yıl geri ödemesiz, tamamı faizsiz şekilde bu destekten faydalanacaklardır. Bu sektörlerde şartları taşıyan mikro ve küçük işletmeler 3 Mayıs Pazartesi gününden itibaren elektronik devlet üzerinden KOSGEB aracılığıyla başvurularını yapabilirler” bilgisini verdi.
İhtiyaç sahibi ailelere hane başı verilen bin liralık nakdi yardımı da bin 100 liraya çıkartarak yeniden başlattıklarını duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için 2 milyar 540 milyon liralık bir kaynak tahsis ettiklerini, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına da yine ihtiyaç sahibi ailelere destek olmak için 183 milyon lira ilave kaynak gönderdiklerini kaydetti.
Belediyeler başta olmak üzere çeşitli kurumların da bu süreçte milleti pek çok projeyle desteklemeyi sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bu müjdelerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum, böylece esnaflarımıza, işletmelerimize, iş dünyamıza şu sıkıntılı dönemde yeni bir nefes alma imkânı sağladığımıza inanıyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından tesisin açılış kurdelesini kesti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşması öncesinde da tesiste incelemelerde bulunarak, uzaktan kumanda ile lansmanı yapılan ürünlerden elektrikli zırhlı muharebe aracı (E-ZMA), Askerî Fabrika ve Tersane İşletme AŞ (ASFAT) tarafından üretilen Mekanik Mayın Temizleme Teçhizatı (MEMATT) hakkında bilgi aldı.
Uzaktan kumandalı mayın temizleme aracının tanıtımı sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, aracın şu anda Azerbaycan’da çalıştığını, çok başarılı bir araç olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Mehmetçiğin bir yerden bir yere korunaklı bir şekilde taşınmasını sağlayan, elektrikli ve beş kilometreye kadar uzaktan kumanda edilebilen araç hakkında bilgi aldı ve aracı uzaktan kumanda ile kullandı.
Gençlik ve Spor Bakanlığı, yarıyıl tatiline çıkacak öğrencilere yönelik ‘GSB Gençlik Kış Kulübü Programı’ başlatıyor.
81 ildeki Gençlik Merkezlerinde ücretsiz olarak uygulanacak programla gençlerin sosyal, kültürel, sportif ve sanatsal alanlarda gelişimlerinin desteklenmesi amaçlanıyor.
Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından, 20 Ocak Pazartesi günü başlayacak olan 2024-2025 eğitim-öğretim dönemi yarıyıl tatili için özel bir program hazırlandı.
Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün yürüteceği GSB Gençlik Kış Kulübü Programı, gençlerin yoğun geçen ilk dönemin ardından eğlenerek dinlenmelerini ve sosyal bağlarını güçlendirmelerini amaçlıyor.
Program, gençlere spor yapma alışkanlığı kazandırmanın yanı sıra ilgi alanlarını ve yeteneklerini keşfetme imkanı da sağlayacak. Eğlence ve öğrenme dolu etkinlikler GSB Gençlik Kış Kulübü Programı, gençlerin sosyal, kültürel ve fiziksel gelişimini destekleyen birbirinden farklı ve zengin etkinlikler sunacak. Programda yer alan faaliyetler arasında akıl ve zeka oyunları, sportif aktiviteler, değerler eğitimi, bilgi yarışmaları, el sanatları ve görsel sanatlar gibi alanlar bulunuyor. Ayrıca gençler, sokak oyunları, drama ve tiyatro etkinlikleriyle eğlenceli anlar yaşayacak.
Sabah sporu, halk oyunları, iletişim becerilerini geliştirme oyunları gibi aktiviteler, gençlerin fiziksel ve zihinsel gelişimini desteklerken, takım çalışması ve değerler eğitimi ile sosyal becerilerini güçlendirecek. Programda ayrıca il gezileri ve aile buluşmaları gibi toplumsal farkındalık ve aile katılımını teşvik eden etkinlikler de yer alıyor.
Gençlik merkezlerine başvuru yapan her genç, programdan faydalanabilecek
GSB Gençlik Kış Kulübü Programı, 20 Ocak ile 1 Şubat tarihleri arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Türkiye genelindeki tüm il ve ilçe gençlik merkezlerinde gerçekleştirilecek.
Program kapsamında, 9-12 yaş arası gençler birinci grup, 13-15 yaş arası gençler ise ikinci grup faaliyetlerine katılacak. Ebeveyni eşliğinde gençlik merkezlerine başvuru yapan her genç, programdan faydalanabilecek. Her dönem sonunda, gençlerin aileleri de özel olarak düzenlenen kapanış programına davet edilecek.
Bu etkinlikte, gençlerin atölyelerde ürettikleri ürünler sergilenecek. Kapanış programında ayrıca sokak oyunları, baba-oğul veya anne-kız yarışmaları, müzik, tiyatro ve açık hava sineması gibi eğlenceli aktiviteler yer alacak.
Ankara’da düzenlenen Türkiye Büyükler Taekwondo Şampiyonası beşinci ve son gün müsabakalarıyla sona erdi.
Taha Akgül Spor Salonu’nda gerçekleştirilen ve 68 ilden 609 kulübe bağlı 1645 sporcunun mücadele ettiği şampiyonada kadınlar ve erkeklerde 8’er siklette şampiyonlar belli oldu. Sikletlerinde Türkiye şampiyonu olan sporcular ve kulüpleri şu şekilde:
-Kadınlar- 46 kg: Emine Gögebakan (ASKİ Spor Salonu) 49 kg: Aleyna Demir (Samurçay Spor Kulübü) 53 kg: Merve Dinçel Kavurat (ASKİ Spor Salonu) 57 kg: Hatice Kübra İlgün (Bursa Spor Kulübü) 62 kg: Hatice Pınar Yiğitalp (Samurçay Spor Kulübü) 67 kg: Işıl Zafer (EGO Spor Kulübü) 73 kg: Sude Yaren Uzunçavdar (İlbank Spor Kulübü) +73 kg: Nafia Kuş Aydın (Balıkesir Büyükşehir Belediye Spor Kulübü)
-Erkekler- 54 kg: Furkan Ubeyde Çamoğlu (ASKİ Spor Salonu) 58 kg: Yusuf Badem (İlbank Spor Kulübü) 63 kg: Ömer Faruk Dayıoğlu (Türk Telekom Spor Kulübü) 68 kg: Eren Özdemir (Beşiktaş Jimnastik Kulübü) 74 kg: Mehmet Kani Polat (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü) 80 kg: Yiğithan Kılıç (ASKİ Spor Kulübü) 87 kg: Orkun Ateşli (Beşiktaş Jimnastik Kulübü) +87kg: Emre Kutalmış Ateşli (Beşiktaş Jimnastik Kulübü)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile Yılı Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak hepimizin görevidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Aile Yılı Tanıtım Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, son kabine toplantısında 2025 senesini “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini, bu önemli haberi de milletle paylaştıklarını söyledi.
Aile Yılı kapsamında, ilgili bakanlıkların koordinasyonunda aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi ve değerlerin gelecek nesillere aktarılması amacıyla yıl boyunca çok önemli çalışmalar yapacaklarını ifade ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle şu hususu net bir şekilde tekraren ifade etmek istiyorum. Aile Yılı çerçevesinde icra edeceğimiz çalışmaları, etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip uzun vadede güçlü ve sürdürülebilir bir zemine taşımak, en büyük önceliklerimizden biridir. 25 Aralık’ta Aile Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösterecek iki önemli kurumu, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu’nu ihdas ettik. Kurul, hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı, ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla Külliyemizde gerçekleştirdi. Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek. Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir beka meselesi olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmi, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek. Değerlerimizin ve nesillerimizin devamı için kritik bir sorumluluğu yüklenen her iki yeni oluşuma da çalışmalarında şimdiden başarılar diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın 41’inci maddesinde açıkça zikredildiği üzere ailenin toplumun temeli olduğunu vurguladı.
Bir başka ifadeyle “Aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aile, bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir. Sosyal ve kültürel dokumuzun örülmesinde, asırlar ötesinden süzülüp gelen değerlerimizin bugüne ulaşmasında aile daima hayati rol oynamıştır. Toplumun özünü, cevherini, çekirdeğini teşkil eden aile kurumu, millî manevi değerlerimizin muhafazasında, bizler için vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. Tarihimize göz attığımızda, aile kurumu etrafında şekillenen toplumsal bilincin yüksek olduğu dönemlerde, devletin de milletin de güçlü bir konumda olduğunu görürüz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak, hepimizin görevidir. Tabii eğer aileyi güçlü kılmak istiyorsak, işe evvela aile fertlerinden başlamamız gerektiği de açıktır” diye ekledi.
“ÇOCUKLARIMIZI VE GENÇLERİMİZİ AİLE VE TOPLUM YAPIMIZI TEHDİT EDEN SAPKIN İDEOLOJİLERDEN KORUMAK HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞUDUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel ne kadar sağlam atılırsa, binanın da o kadar kuvvetli, dayanıklı olacağını dile getirdi.
Bilinçli anne babaların yetiştireceği evlatların, geleceğin mimarları olarak millî kimliğin yanı sıra, aile kurumunu da koruyacağını, yaşatacağını, yarınlara taşıyacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çocuklarımızın gerek aile içinde gerekse eğitim kurumları bünyesinde bilgiyle, görgüyle, güzel ahlakla yetişmeleri son derece mühimdir. Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu gerçeği, ‘Bu cehalet yürümez, asra bakın asr-ı ulum, başlasın terbiyeniz ailelerden oğlum” ifadeleriyle dile getirmektedir. Evet, merhum Mehmet Akif’in bu veciz dizelerle ifade ettiği üzere, eğitim, ahlak, terbiye ve şahsiyet inşası, önce ailede başlar. Bilinçli bir ana babanın elinde, huzurlu bir yuvanın çatısı altında büyüyen çocuklar evvela ailelerine, daha sonra da milletlerine ve insanlığa faydalı, örnek kişiler hâline gelir. Vatanına, milletine, bayrağına, mukaddesatına bağlı; tarihini, köklerini ve kim olduğunu bilen, bilgisi ve vizyonuyla çağı iyi okuyabilen bir gençlik hepimizin arzusudur, hedefidir, muradıdır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, zehirli düşüncelerden, aile ve toplum yapımızı tehdit eden sapkın ideolojilerden korumak da hepimizin ortak sorumluluğudur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kelimenin tam anlamıyla tuhaf zamanlarda yaşandığını, neo-liberal kültür akımlarının sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına nüfuz ettiğini ve toplumsal dokuyu şekillendirdiğini söyledi.
Dijital platformlardaki yayınlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik, çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması gibi telafisi zor süreçlere sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor. Gelinen noktada şunu çok net bir şekilde görebiliyoruz; LGBT’nin ‘koçbaşı’ olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefi ailedir ve aile kurumunun kutsiyetidir” diye konuştu.
Daha önce de bu konuyu defalarca vurguladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk etapta “kişisel tercih” denilerek meşrulaştırılmak istenen bu anomalinin bugün faşizan bir dayatmaya dönüştüğünü ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “LGBT eleştirisi, tıpkı siyonizme yönelik getirilen haklı eleştiriler gibi anında susturulmaktadır. Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkûm edilmektedir. Bunun siyasetteki örneklerini hepimiz biliyoruz” diye konuştu.
“KÜRESEL CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKALARI KARŞISINDA KAZANILACAK HER MEVZİ, İNSANLIĞIN GELECEĞİ ADINA TARTIŞMASIZ BÜYÜK BİR BAŞARIDIR”
Bu zorbalığın sadece siyasetle de sınırlı olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasından medyaya, sinema sektöründen spora, oyunlardan dijital mecralara kadar hemen her alanda daha nobran, daha baskıcı, daha ürpertici bir gerçeklikle karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Henüz 2-3 yaşındaki masum sabiler bile oyunlar ve çizgi filmler üzerinden çok erken yaşlarda bu ‘şenaate’ muhatap oluyor. Birkaç ay evvel, tedbir uyguladığımız dijital bir oyun platformunda tespit edilen ahlaksızlıklar, bunun en çarpıcı örneğidir. Günden güne kesifleşen bu iklime, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dâhil her platformda cesaretle itiraz eden nadir ülke ve liderlerden biriyiz. Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye’nin tavrı bellidir, bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır.”
Birleşmiş Milletler bünyesinde verdikleri mücadelenin herkesin malumu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çabaları, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlara da teşmil ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün bir kez daha tüm kalbimle ifade etmek isterim; küresel cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında kazanılacak her mevzi, insanlığın geleceği adına tartışmasız büyük bir başarıdır. İlgili kurumlarımızla birlikte akademi, medya, kültür sanat ve sivil toplum camiamızın bu konuda daha aktif sorumluluk alacağına inanıyorum. Yerel yönetimlerin, millî varlığımızın taşıyıcı kolonlarına hamle yapan bu akımlara prim vermemesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum.”
“TÜRKİYE, GENÇ VE NİTELİKLİ NÜFUS BAKIMINDAN KAN KAYBETMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir diğer önemli hususun, genç ve nitelikli nüfusun devamı olduğunu belirterek, her şeyden önce bunun demografik bir sınamadan öte, varoluşsal bir tehdit niteliğinde olduğuna işaret etti.
Bin yıldır bu topraklara mührünü vurmuş bilgisi, erdemi ve müktesebatıyla medeniyet coğrafyasını karış karış yeşertmiş güçlü nesillerin devamının, gelinen aşamada ülke için “hayat-memat meselesine” dönüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yarınlarımızı güvence altına almayı arzu ediyorsak, hâsılı, yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı temenni ediyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız. Bunu hamaset yapmak için değil, bazı acı gerçeklerle yüzleştiğimiz için söylüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının alarm verdiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: “2001 yılında toplam doğurganlık hızımız 2,38 iken, bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu dikkate alındığında, durumun vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Yıllık nüfus artış hızımız ise 2022 yılında binde 7 iken, 2023’te binde 1,1’e gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10’un üzerine çıkmış, ortalama yaşımız da 34 sınırına dayanmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Tüm bunlarla birlikte evlenme yaşı önemli ölçüde yükselmiş, boşanma oranları ise aynı nispette artmıştır. Evlenme hızı 2023’te binde 6,63 olarak gerçekleşti. 1000 nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden ‘kaba boşanma hızı’ ise 2,01’e çıktı. Boşanmaların yüzde 33,4’ünün evliliğin ilk 5 yılı içinde, yüzde 21,7’sinin ise evliliğin 6 ila 10’uncu yılları arasında meydana geldiği göze çarpıyor. Ülkemizde ilk evlenme yaşının kadınlar için 26’ya, erkekler için ise 28’e yükseldiğini görüyoruz. İlk anne olma yaşı, geçmişte görülmemiş biçimde, 29’u aşmış vaziyette. Bütün bu verilerin, oranların ve istatistiklerin anlattığı şudur; Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir. Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak sorun telafi edilemez boyuta varacaktır. Allah korusun böyle bir durumda yalnızca nüfus değil, nüfuz kaybı da yaşamamız kaçınılmazdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılarına dikilen bu tehlikeyi yaklaşık 20 sene evvel sezdiklerini, 2007’de doğurganlık ve nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekme adına “en az üç çocuk” çağrısı yaptıklarını anımsattı.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE İDEALİMİZİ GÜÇLÜ AİLE VE GÜÇLÜ NÜFUS YAPISIYLA GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”
Bu çağrıdan dolayı hem şahsen hem de hükûmet olarak ciddi baskı gördüklerini, itibar suikastlerine uğradıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazar-çizer, sanatçı, sözüm ona aydın taifesi, bizi özel hayata müdahaleyle suçladı. Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı. Şimdi geriye doğru baktığımızda ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar, burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır. Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü, yoksa arkasında çok daha sinsi emellerin mi olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum. Şahsi fikrim, nüfus planlaması kisvesi altında yürütülen çalışmaların kesinlikle art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın, bu konuda da bizi teyit edeceği kanaatindeyim. Tabii biz, doğru bildiğimiz yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmedik. Her fırsatta en az üç çocuk çağrımızı tekrarladık.”
Milletin istikbalini garanti edecek çalışmalara devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10’uncu Kalkınma Planı’na “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması” başlıklı dönüşüm programını ekleyerek, doğurganlık hızının artırılmasını nüfus politikasının öncelikli hedefi hâline getirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12’nci Kalkınma Planı ile doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileme seviyesinin üzerine çıkarılmasını kendilerine gaye edindiklerini vurgulayarak, “Politikalarımızı destekleyici düzenlemeleri, projeleri, reform ve hizmetleri tek tek hayata geçirdik. Hak ve özgürlükleri genişlettik, eksiklikleri giderdik, kadın hakları ve aile yapısının iyileştirilmesini merkeze alan devrim niteliğinde adımlar attık. İnşallah bundan sonra da büyük ve güçlü Türkiye idealimizi güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini, bu kapsamda birçok yeni projeyi de hayata geçirdiklerini belirtti.
“AİLE KURMAYI TEŞVİK EDECEK MADDİ DESTEKLER, DANIŞMANLIK HİZMETLERİ VE GENÇ ÇİFTLER İÇİN KONUT DESTEKLERİ GİBİ UYGULAMALARI DEVREYE ALACAĞIZ”
14-28 Mayıs seçim sürecinde millete söz verdikleri “Aile ve Gençlik Fonu”nu geçen sene deprem bölgesinde başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu fonla evliliğe ilk adımını atan gençlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunulduğunu söyledi.
Bunu bir adım daha öteye taşıdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni evlenecek gençlerimize Aile ve Gençlik Fonu dâhilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz. Aile ve Gençlik Fonundan artık 81 vilayetimizdeki tüm gençlerimiz istifade edebilecek. Dünya evine girecek gençlerimiz bu imkândan faydalanmak üzere bugün itibarıyla başvurularını yapabilirler. Yuva kuracak tüm gençlerimiz için şimdiden hayırlı uğurlu olsun, diyorum” şeklinde konuştu.
Bu yıl doğum yardımlarını da önemli ölçüde artırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu kapsamda, yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımını bundan sonra 5 bin liraya yükseltiyoruz. Ayrıca, ikinci çocuk için her ay bin 500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye alıyoruz. Yeni doğacak ikinci ve sonraki çocuklar için hiçbir şart gözetmeksizin vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bu müjdemizin de ailelerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Aile kurmayı teşvik edecek maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve genç çiftler için konut destekleri gibi uygulamaları devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkânları hayata geçireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışan anne babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceklerini belirterek, çocuk sahibi olmayı teşvik edecek veya kolaylaştıracak tıbbi imkânları ailelerin istifadesine sunmayı da önemsediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun haricinde geniş bir alanda faaliyetleri, projeleri ve müjdeleri de yıl boyunca ailelerle paylaşacaklarını bildirdi.
“ÖYLE TALEPLER ÖNE SÜRÜLÜYOR Kİ GENÇLERİMİZ YUVA KURMAKTAN KORKUYOR”
Kanayan bir yaraya da dikkati çekmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peygamber Efendimiz, aile kurarken bakınız bizlere neyi öğütlüyor. ‘En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır’ buyuruyor. Dolayısıyla nikâh merasimlerinin sade, gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olması Efendimiz tarafından bizlere tavsiye ve telkin ediliyor. Ancak, son yıllarda bu alanda sorunlarımız katlanarak artıyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte ataların tabiriyle “Eski köye yeni adetlerin” geldiğini gördüklerini söyledi.
“Öyle talepler, öyle listeler öne sürülüyor ki açık söylüyorum, gençlerimiz yuva kurmaktan korkuyor, çekiniyor, ürküyor, daha yolun başındayken umutları kırılıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, evlenenlerin ise ödemesi en az 4-5 yıl süren ağır faturalarla karşılaştığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genç çiftlerin, aynı çatı altında beraberce yaşamayı öğrendikleri hassas dönemde, mevcut sıkıntılara ilaveten popüler kültürün veya geleneğin dayatması sebebiyle yüklendikleri maddi külfetlerle uğraştığı değerlendirmesinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erken dönemde yaşanan boşanmaların ana nedenlerinden biri, ‘olmasa da olur’ diyebileceğimiz aşırı talepler dolayısıyla ortaya çıkan işte bu masraflardır. Gençlerimiz bundan fevkalade mustariptir, şikâyetçidir. Aileye, ahlaka, fıtrata, çocuklara yönelik saldırıların arttığı ve medeniyet değerlerimize uygun hayat sürmenin zorlaştığı günümüzde, yuva kurmak isteyen gençlerimize yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. İster kız tarafı ister erkek tarafı olsun her kim bunu zorlaştırıyorsa, gençlerin dünya evine girmesine engelliyorsa, büyük bir vebal altındadır. Toplumun bilinçlendirilmesi noktasında Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza gerçekten önemli görevler düşmektedir. İnşallah ‘2025 Aile Yılını’ vesile kılarak, bu sorunların da üzerine kararlılıkla gideceğimize inanıyorum. Rabb’im, evlenecek tüm gençlerimizin yardımcısı olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 Aile Yılı’nın ülke, milleti ve tüm aileler için hayırlı uğurlu olmasını temenni etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.