Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan MİLGEM Korvet Projesi’nin birinci gemisinin denize indirilmesi töreninde yaptığı konuşmada, “Hâlen yürütmekte olduğumuz ve önümüzdeki 4-5 yıl içinde hepsi de neticelenecek projeler devreye girdiğinde, Türkiye savunma sanayi alanında dünyanın en üst ligine çıkmış olacaktır. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023’te milletimize vereceğimiz en büyük armağanın işte bu olduğuna inanıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi ile birlikte, Pakistan MİLGEM Korvet Projesi 1. Gemi Denize İniş ve Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi 1. Gemi Sac Kesim Töreni’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Tersane Komutanlığı’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmasına, dün 74. yıl dönümü olan Pakistan’ın bağımsızlık gününü tebrik ederek başladı.
“TÜRK İNSANININ KALBİNDE PAKİSTAN HER ZAMAN MÜSTESNA BİR YERE SAHİP OLMUŞTUR”
Pakistan’ın 14 Ağustos 1947’den beri merhum Muhammed Ali Cinnah’ın işaret ettiği şekilde birlik, inanç, disiplinle yoluna devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye ve Pakistan arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının kökleri, tarihin derinliklerine kadar uzanıyor. Türk insanının kalbinde Pakistan her zaman müstesna bir yere sahip olmuştur. Bizler de aramızdaki kardeşlik bağından aldığımız güç ile ilişkilerimizi her alanda ileriye götürmek için çalışmalarımızı kesintisiz sürdürüyoruz. Ülkelerimiz salgın döneminde sergiledikleri samimi iş birliğiyle dost ve kardeş ülke olmanın ne demek olduğunu da bir kez daha göstermiştir” dedi.
İki ülke arasında oluşturulan yüksek düzeyli stratejik işbirliği mekanizması sayesinde bakanlıkların ve kurumların verimli iş birliklerinin tesisine imkân sağladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şubat 2020’de gerçekleştirilen 6. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı’nda ilişkilerin tüm yönleriyle tekrar ele alındığını söyledi.
Salgının yol açtığı sınırlamalara rağmen Türkiye’de düzenlenecek bir sonraki toplantı için detaylı bir hazırlık yürüttüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihini yakında belirleyecekleri 7. konsey toplantısı vesilesiyle Pakistan ile ortak gündemi geliştirmenin çabası içinde olduklarını belirtti.
“SAVUNMA SANAYİ ALANINDAKİ ORTAKLIĞIMIZI DAHA DA İLERLETMEK KONUSUNDA MUTABIKIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayi alanında son dönemde gerçekleştirilen somut iş birliği projelerinden de ayrıca bahtiyarlık duyduklarını dile getirerek, şöyle devam etti: “Savunma sanayi alanında bugün ilk gemisinin açılışını yapmakta olduğumuz MİLGEM korvetleri yanında ATAK helikopterleri ve eğitim uçakları gibi çok başarılı ortak işbirliği projeleri bulunuyor. Savunma sanayi alanındaki ortaklığımızı daha da ilerletmek konusunda mutabıkız. Pakistan ile aramızdaki güçlü siyasi ilişkilerimizin ve savunma sanayimizdeki işbirliğimizin ticari ilişkilerimize yansımasını istiyoruz. Bu konuda hepimize yardımcı olacak bir yol haritasını Pakistan ile Şubat 2020’de İslamabad’da imzaladık. Kurumlarımız, bu eylem planının hayata geçirilmesi için çalışmalarına devam ediyor. Salgına rağmen geçtiğimiz yıl ikili ticaret hacmimizde düşüş yaşamamış olmamız da bir kazanımdır. İnşallah bu yıldan itibaren bu rakamı sürekli yükselteceğiz. Pakistan 2 milyarı aşkın nüfusuyla önemli bir bölge olan Güney Asya’da barışın tesisi ve refahın arttırılması çabalarında kritik bir rol üstlenmektedir. Bölgenin yüzleştiği sorunlara bulunacak çözümler ancak Pakistan’ın desteği ile hayata geçirilebilir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde çatışmaların yoğunlaştığı Afganistan’a barış ve istikrarın gelmesi konusunda Pakistan’a da hayati görevler düştüğünü söyledi.
“AFGANİSTAN’IN BİR AN ÖNCE İSTİKRARA KAVUŞTURULMASI İÇİN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Giderek artan istikrarsızlığın, Afganistan’da yeni bir göç dalgasını tetiklemesi yönündeki endişelerin, ancak bu şekilde ortadan kaldırılabileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak, İran üzerinden gerçekleşen bir Afgan göçmen dalgasıyla karşı karşıyayız. Bölgenin ve en başta da Afganistan’ın bir an önce istikrara kavuşturulması için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Bunun için de Pakistan ile iş birliğimizi artarak sürdürmemiz gerekiyor. Elimizdeki tüm imkânları bu doğrultuda seferber etmekte kararlıyız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİLGEM Projesi kapsamında Pakistan donaması için MİLGEM sınıfı 4 korvet gemi inşa edileceğini hatırlatarak, şöyle konuştu: “Bunların 2’si ülkemizde, 2’si ise Pakistan’da üretilecek. Korvetlerde kullanılacak ilave teknoloji ve teçhizatlar da yine ülkemiz savunma sanayi ürünleri arasından seçilecek. Sac kesme törenini 2019 yılında yaptığımız ilk geminin bugün suya indirme merasimini gerçekleştiriyoruz. İkinci gemiyi kızağa koyma töreni de nisan ayında yapıldı. Pakistan’da üretilecek olan 3. geminin omurgasının kızağa indirilmesi töreni geçtiğimiz yılın ekim ayında, 4. geminin sac kesme töreni de bu yılın haziran ayında icra edilmişti. Sözleşmesi yaklaşık 3 yıl önce imzalanan bu projeye göre, 2025 yılına kadar korvetlerin teslimatı tamamlanacak. Görüldüğü gibi, tüm gemilerin üretim süreçleri planlandığı şekilde yürüyor. Pakistan’ın her kazanımını kendi kazanımımız olarak görüyoruz. Milli Savunma Bakanlığımızın savunma sanayi alanında iş birliği yaptığı 80’e yakın ülke arasında, Pakistan’ın ayrı bir yeri vardır. Diğer alanlardaki ilişkilerimizi de arzu ettiğimiz seviyeye çıkararak bölgemizde ve dünyada örnek bir dayanışma ortaya koymayı sürdüreceğiz. Bugün ayrıca Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı için üretilmesi planlanan 10 adet açık deniz hareket ve karakol gemisinden ilkinin ilk sac kesimini de yapıyoruz. Üzerinde bir helikopter ve görünmez insansız hava aracı da yer alacak bu karakol gemilerimiz, 21 gün boyunca denizde kesintisiz görev yapabilecek. Karakol gemilerimizin ilkini 2023 Mayıs ayında Deniz Kuvvetlerimize teslim edeceğiz. Böylece, Türkiye kara ve hava unsurlarının yanı sıra denizde de hem üretim hem operasyon gücünü sürekli artırmaktadır. Elbette bu noktaya kolay gelmedik. İstiklal Harbimizin ardından 1974’e kadar olan bu dönemi bir kenara bırakıyorum. Son 47 yılda yaşadığımız hadiselerin her biri bizi böyle güçlü bir yapıya sahip olmaya mecbur bırakmıştır. Ülkenin yönetimini üstlendiğimiz 19 yıl boyunca, savunma sanayimizin her projesiyle her yatırımıyla her sıkıntısının çözümüyle bizzat ilgilendik. Terör ile mücadeleden sınır ötesi harekâtlarımıza kadar, attığımız her adımda, maruz kaldığımız açık ve gizli ambargoları biz biliyoruz. Ama bunların hiçbiri bizi yıldıramadı. Hedeflerimizden uzaklaştıramadı. Sonuçta, savunma sanayimizdeki dışa bağımlılığımızı yüzde 80’lerden yüzde 20’lerin altına çektiğimiz bir yere geldik. Son 6 yılda Suriye, Libya ve Karabağ’da ortaya koyduğumuz güçlü duruşun ve elde ettiğimiz başarıların gerisinde işte böyle büyük bir emek, işte böyle büyük bir mücadele, işte böyle büyük bir azim vardır.”
“BATILILAR BİZE VERMEDİKLERİ HER SAVUNMA SANAYİ ÜRÜNÜYLE KENDİ TASARIM VE ÜRETİM SÜRECİMİZİ BAŞLATMAMIZA YOL AÇMIŞLARDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kötü komşu, insanı hacet sahibi eder” sözünü anımsatarak, şöyle devam etti: “Batılılar bize vermedikleri her savunma sanayi ürünüyle kendi tasarım ve üretim sürecimizi başlatmamıza yol açmışlardır, sağ olsunlar. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak, çaresiz bırakmak ve dayattıkları istikamete yönlendirmek için uyguladıkları sinsi politikaların bugün bizi getirdiği yer sebebiyle aslında kendilerine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Halen yürütmekte olduğumuz ve önümüzdeki 4-5 yıl içinde hepsi de neticelenecek projeler devreye girdiğinde Türkiye, savunma sanayi alanında dünyanın en üst ligine çıkmış olacaktır. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023’te milletimize vereceğimiz en büyük armağanın işte bu olduğuna inanıyoruz. Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe elde edeceği imkânların her birini dostlarıyla kardeşleriyle bölüşmekten memnuniyet duyan bir ülkedir. Tıpkı bugün burada denize indirme törenini yaptığımız MİLGEM Korvet’i gibi önümüzdeki dönemde elde edeceğimiz her bir imkân ve kabiliyet hiç şüpheniz bulunmasın Pakistanlı dostlarımızın da emrinde olacaktır.”
Dün Kahramanmaraş’ta yangın söndürme çalışmaları esnasında kaza kırıma uğrayan uçakta hayatını kaybeden Rus ve Türk mürettebat için taziyelerini sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kastamonu, Bartın ve Sinop’taki sel felaketlerinde vefat edenlere Allah’tan rahmet niyaz ederek, “Milletimizin ve yangında mücadelemize destek veren Rus dostlarımızın başı sağ olsun. Rabb’im ülkemizi daha büyük felaketlerden ve acılardan korusun” dedi.
Denize indirdikleri korvetin, Pakistanlılara hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin hayata geçmesinde emeği olanları tebrik etti.
PAKİSTAN CUMHURBAŞKANI ALVİ: “PAKİSTAN, TÜRK SAVUNMA ÜRÜNLERİ İÇİN EN GENİŞ PAZARLARDAN BİRİ VE ORTAK İŞ BİRLİĞİ İÇİN FIRSATLAR BÜYÜK”
MİLGEM savaş gemisinin denize indirilmesinin ve açık deniz karakol gemisi projesinin yürütülmesinin Pakistan ve Türkiye arasındaki savunma alanında güçlü iş birliğinin kanıtı olduğunu söyleyen Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, “iki ülkenin benzer sınamalar ve tehditlerle karşı karşıya olduğunu, başta savunma ve güvenlik olmak üzere çeşitli alanlarda ortaklığını derinleştirdiğini” vurguladı.
Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, “Pakistan, Türk savunma ürünleri için en geniş pazarlardan biri ve ortak iş birliği için fırsatlar büyük” dedi. Türkiye ve Pakistan arasında savaş gemilerinin inşası alanındaki iş birliğinin sadece Pakistan donanmasının kabiliyetlerinin artması değil iki ülke arasındaki dostluğun da güçlenmesine katkı sağladığını belirten Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, şunları kaydetti: “Nesillerimize bu eski dostluk hatırlatılmalı. Pakistan şekillenmeden önce de insani anlamda iletişim kurduk. Biz, Pakistan ile dayanışma sergileyen halklarla; Türkiye’deki kardeşlerimizle iletişim kurduk. Tüm mutluluklarımızda ve badirelerde birbirimize yardım etmek için iş birliği yaptık.”
Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, “Pakistan, Kuzey Kıbrıs’taki Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin yanındadır. Size çok eşsiz bir ifadeyi hatırlatayım: İki farklı kültüre ve dile sahip olabiliriz ama biz, tek halkız. Kalplerimizde Türk halkıyla beraberiz” diye konuştu.
Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, Pakistanlılar olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin, önüne çıkan sınamalara karşı durarak Türkiye ve diğer ülkelerin kaderini değiştirdiğine inandıklarını ifade etti.
Dezenformasyon ve yanlış söylemlerin bir devlet aygıtı olarak kullanıldığını ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Başbakanı İmran Han’ın bu tür kampanyalara karşı “kararlı biçimde” çaba gösterdiğini belirten Alvi, Türkiye ve Pakistan’ın yabancı düşmanlığı ve İslamofobiye karşı seslerini birlikte yükselttiğine işaret etti.
Türkiye ve Pakistan’ın barışı ve bulundukları bölgelerin kalkınmasını teşvik ettiklerine dikkati çeken Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, iki ülkenin milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yaptığını da hatırlattı.
Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi ayrıca ülkesinin Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası barış ve istikrardaki “paha biçilmez” rolünü takdir ettiğini dile getirdi.
Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi’nin yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi’nin eşi Samina Alvi, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Muhammad Amjad Khan Niazi ve davetliler katıldı.
İki ülke milli marşlarının ardından gerçekleştirilen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi’ye tören anı objeleri takdim edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Pakistan Cumhurbaşkanı Alvi, Açık Deniz Karakol Gemisi Projesi 1. Gemi sac kesimini gerçekleştirirken, Babur (F-280) Samina Alvi tarafından denize indirildi.
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir.
Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz’ Mustafa Kemal Atatürk.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onlara güveninin göstergesidir. Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek liderdir.
UNESCO’nun 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” olarak ilan etmesiyle, bu bayram dünya çocuklarıyla bir arada, büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Dünya barışı adına, geleceğin büyükleri ve yöneticileri olan çocukların bu gün vesilesiyle bir araya gelmeleri, çocukça bir masumiyetle birbirleriyle kucaklaşmaları bizim için gurur kaynağı olmuştur.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözleriyle ifade etmektedir; “Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Sözleriyle çocuklarımızın geleceğin umudu ve mimarı olduklarını belirtmiştir.
“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nden Bağımsızlık Günü ve Bangalore yılı resepsiyonu.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık ve Milli Gününün 54’inci, Bangladeş ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 51’inci yıldönümü ile 1432 Bengal Yeni Yılı Ankara’da kutlandı.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçiliği’nce, Milli Gün dolayısıyla Ankara Divan otelde bir resepsiyon düzenlendi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Amanul Haq ile Eşi Hanımefenfi Runa Mahzabeen AHMED, Divan oteldeki resepsiyona ev sahipliği yaptı.
Bangladeş Milli Günü resepsiyonunda Türkiye’yi Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU temsil etti.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonunda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Büyükelçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Eski Başbakan yardımcısı ve TBMM Başkanı Bülent ARINÇ da resepsiyona katıldı.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonu iki ülkenin Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin hemen ardından kürsüye ilk olarak Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq geldi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq konuşmasında, şunları kaydetti:
Bayanlar ve Baylar, iyi akşamlar ve hepinize çok sıcak bir hoşgeldiniz.
Burada bulunmaktan büyük bir gurur ve derin bir sevinç duyuyorum. Bağımsızlığın 54. yıldönümü ve ulusal gün. Aslında 26 Mart’tayız ama o Ramazan ayına rast geliyordu. Bu yüzden bugün kutluyoruz, 1971’de bu günde büyük ulusumuz özgürlüğe doğru ilk adımını attı.
Uzun ve sert bir bağımsızlık mücadelesinin başlangıcını işaret eden bir andı. Halkımızın gücü, cesareti ve kendi kaderlerini tayin etmeleri için durmaksızın mücadelenin sembolüdür, Bu ay, ulus Bengali Yeni Yıl’ının başlangıcını kutladı. Bugün, sizinle birlikte Bengal’de Yeni Yıl’ı da kutluyoruz.
Ulusal bir tarihimiz yok, bu fırsatı değerlendirerek içten dileklerimi iletmek istiyorum. Selamlar ve barış, refah ve mutluluk için en iyi dileklerimle, Yeni Yılın başlangıcında, Bengal Yeni Yılı’nın Bangladeş’teki en renkli yıl olduğunu belirtmeliyim.
Bu fırsatta, sarsılmaz destekleri için Türkiye hükümetine ve halkına içten teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Dostluk ve misafirperverlik, Türk halkının Bangladeş ile dayanışması, özellikle zor zamanlarda. Gerçekten paha biçilemezdi. Ayrıca bugün burada bulunan tüm konuklarımıza varlığınızla bizi onurlandırdığınız için derin takdirlerimi sunmak istiyorum, bu kutlamaya katılımınız uluslarımız arasındaki boyutu güçlendiriyor.
Sonuç olarak, hepinizi bana katılmaya davet ediyorum. Bangladeş’in refahı ve ilerlemesi, çiffçiler arasındaki sevgi dolu dostluğa ve barış, adalet ve işbirliğinin paylaşılan değerlerine. Teşekkür ediyorum. Supernova’nın uzun sıcak aile günleri ve ebedi bir dostluğumla birlikte olması gerekir.
Çok teşekkür ederim.
Bangladeş Büyükelçisi Amanul Haq’ın konuşmasının hemen akabinde kürsüye Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU geldi.
Bangladeş’in Ankara Divan Oteldeki resepsiyonununda Türkiye’yi temsil eden Sağlık Bakanı Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU da konuşmasında şunları söyledi: “Değerli dostlar, ülkelerimiz arasındaki sağlık alanında var olan ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleşmesinin önem arz ettiğine inanıyorum. Sağlık alanındaki ilişkilerimiz daha geniş ve işbirliği potansiyeline sahiptir. Bu anlamda 2010 yılında imzalanan iş birliği anlaşması önem arz etmektedir.
Bakanlığımız, insani yardım çalışmalarına aktif katkı sunmaktadır. Türk sahra hastanesi hastalara sağlık hizmeti sunmaktadır. Bu büyük insani kültür paylaşımında, ülkelerimiz arasındaki dayanışmanın somut örneğini teşkil etmektedir.
Sözlerimi sonlandırırken, BANGAL yılı ve bağımsızlık günü vesilesiyle en içten dileklerimi sunuyor, Bangladeş’in, barış, refah ve huzuruna verdiğimiz katkı her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bangladeş milli gününü kutluyor, hepinize teşekkür ediyorum.”
Konuşmalardan sonra resepsiyon için özel olarak hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Bangladeş ve Türk mutfağından özenle hazırlanmış yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, davetlilerin Büyükelçi Amanul HAQ ve Askeri Ataşe Iftequr RAHMAN ile hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Konuşmalar ve pasta kesiminden sonra Bangladeş Milli Günü resepsiyonu folklor ve müzik ekibinin gösterisiyle devam etti.
Bangladeş Milli Günü dolayısıyla Ankara’da verilen resepsiyondaki konuşmaların ve dans ve müzik gösterisİnin akabinde davetlilere Türk ve Bangladeş mutfağından lezzetli yemeklerin ikramı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın, 9 Temmuz 2024’te uzaya fırlatıldığını, ilk test yayınının ise 17 Şubat’ta yapıldığını belirtti.
Tüm süreçlerin sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.
Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye destek olan ve uzay sanayisine gönül vermiş tüm personeli tebrik etti.
En az 15 yıl hizmet verecek TÜRKSAT 6A ile birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısının altıya, uzaydaki uyduların toplam mevcudunun da 10’a yükseldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydusunun televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacağını söyledi.
Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan TÜRKSAT 6A ile televizyon yayını yapılan uyduların artık yedeklenebileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay iletişim ve haberleşme sektörleri için atılmış çok büyük bir adım olan TÜRKSAT 6A uydusunun ülke ve millet için hayır getirmesini temenni etti.
Özellikle haberleşme uyduları gibi teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin millî güvenlik açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz, yerli ve millî teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını belirterek, hayata geçirilen teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularının üretiminde TÜRKSAT mühendislerinin de yer almasını sağladıklarını anımsattı.
Devamında 5A ve 5B uydularının yapımında 12 mühendisi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dâhil ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllara sâri bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiğin aşıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en yüksek yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A uydusunu üretme imkân, yetenek ve tecrübesine sahip olunduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapamayız’ diyenlere inat, ‘Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız’ dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yani yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında ‘Bizden bir şey olmaz’ diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan eşik zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir” diye konuştu.
Mühendislere ve Türkiye’nin uzaydaki varlığına güç katanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıldır olduğu gibi önce hayalleri hedeflere sonra da hedefleri gerçeklere dönüştürmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve millî haberleşme uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alanın, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsayacak şekilde daha da genişleyeceğini belirterek, “Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek” ifadelerini kullandı.
Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde Türkiye’nin artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim niteliğindeki bu projeyle, yerli ve millî bir haberleşme uydusu platformuna sahip olunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte uydu üretim ekosistemi kurarak, birçok kurum ve kuruluşun uzay sanayisine katkı vermesini sağladıklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik. İhracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik.”
Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle millî uydu markası oluşturma ve millî uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz” dedi.
Çıtayı sürekli yukarıya çıkartarak hedeflere ulaşacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda şu gerçeği hepimiz görmekteyiz, Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmaktadır. Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin bu fırsatı heba etmesine izin veremeyeceklerini vurgulayarak, daha önce dünyada benzer değişimler olurken, Türkiye’nin kendi iç çekişmeleriyle meşgul olduğunu anımsattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. Türkiye’nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek, Türkiye’yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler, teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken, hatırlayın bu ülkenin gündemi, başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irtica idi, yeşil sermayeydi. Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye’yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki, sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti, millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık.”
“TÜRKİYE’NİN İSMİ, BÖLGESİNİN BİR KUTUP BAŞI OLARAK HER PLATFORMDA DAHA FAZLA ZİKREDİLİYOR”
Bugün de dünyanın büyük bir dönüşümün arifesinde olduğunu, gümrük tarifeleri restleşmeleri ile küresel ticaretin kurallarının kökten değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut krizlerin çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemin, Gazze’deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zekâ teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Yani eski sistem hızla yıkılırken, yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. Türkiye’nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak her platformda daha fazla zikrediliyor. Ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz, ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Ülkemize geçmişte bedel ödetmiş bayat senaryolar yine bu çevrelerin figüranlığında tekrar tedavüle konulmaya çalışılıyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye’nin Batıya ve batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikâyet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor.
Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken, ‘bize ne Filistin’den’ diyerek tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere ‘terörist’ iftirası attıkları bir insani trajediden siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Şunu açık ve net söylemek isterim, oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkında. Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükûmet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak onların tuzağına düşmüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Türkiye’nin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli’nin kazılarına başlayarak neticeyi aldıklarını anımsattı.
“TARİHÎ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”
Yine geçen hafta İstanbul Havalimanı’nda eş zamanlı üçlü bağımsız pist dönemini başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Amerika’dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “oraya uçak inmez” dediği havalimanına artık aynı anda üç uçağın inip kalktığına dikkati çekerek, “Bugün de hamdolsun TÜRKSAT 6A’yı devreye alıyoruz. Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramızı çok daha yüksek bir düzeye eriştirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. İnançla, azimle, emekle her cümlesi bilgi, tecrübe ve alın teriyle yazılmış tarihî bir başarı hikâyesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.”
Projede yer alan kurumlarla, mühendislerle, çalışanlarla ne kadar iftihar edilse az olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün bunlar, inşa edilmekte olan Türkiye Yüzyılı’nın müjdeleridir. Allah’ın izniyle çok daha iyi yerlerde olacağız. Gençlerimize güçlü, müreffeh ve itibarlı bir Türkiye teslim edeceğiz. Milletimizin desteğiyle çıktığımız bu yolda Rabbim hepimize yardımcı olsun. Bizi daha nice başarılara ulaştırsın diyorum. Bu vesileyle 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ’cü teröristler tarafından burada şehit edilen Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerime Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. İlk yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği, katkısı, alın teri ve fikir teri olan tüm kardeşlerimi kutluyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.