“30 Ağustos ruhunu nesilden nesile aktararak istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkmaktaki kararlılığımızı tüm dünyaya göstereceğiz”Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Savunma Bakanlığı Ay Yıldız Yerleşkesi temel atma töreninde yaptığı konuşmada, “İnşallah bundan sonra da 30 Ağustos ruhunu nesilden nesile aktararak istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkmaktaki kararlılığımızı tüm dünyaya göstermeye devam edeceğiz. Bir kez daha milletimin ve kahraman ordumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramını tebrik ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Bakanlığı Ay Yıldız Yerleşkesi temel atma törenine katıldı.
Sözlerine Dumlupınar Zaferi’nin 99. yıl dönümünü kutlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan ve 9 Eylül’de düşmanın İzmir’den denize dökülmesiyle sonuçlanan Büyük Taarruz’un en önemli safhası olan Dumlupınar Zaferi’nin 99. yıl dönümünü tebrik ediyorum. Bu savaşı Osmanlı’nın en büyük zaferlerinden biri olan Sırpsındığı’na benzeterek ‘Rumsındığı’ diye adlandıran ordularımızın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere büyük zaferin kazanılmasında emeği geçen kahramanlarımızın her birini rahmetle, şükranla yâd ediyorum” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİMİN VE KAHRAMAN ORDUMUZUN 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI’NI TEBRİK EDİYORUM”
Gerek bu zaferde gerekse İstiklal Harbi’nin tamamında gözlerini kırpmadan canlarını feda eden şehitlere Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kahraman ordumuz 14 gün gibi kısa bir sürede düşmanı Anadolu’nun ortalarından İzmir’e kadar sürmeyi başararak tarihte eşine ender rastlanacak bir başarıya imza atmıştır. Bu başarının tesadüf olmadığını son yıllarda sınır ötesinde ardı ardına yaptığımız harekâtlarla bir kez daha gösteren kahraman ordumuz, milletimizi Anadolu’dan söküp atma heveslerini kursaklarda bırakmayı sürdürmüştür. İnşallah bundan sonra da 30 Ağustos ruhunu nesilden nesile aktararak istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkmaktaki kararlılığımızı tüm dünyaya göstermeye devam edeceğiz. Bir kez daha milletimin ve kahraman ordumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı tebrik ediyorum. Şunu unutmayalım, bizim kınalı yavrularımız bitmedi, var ve bundan sonra da olacak.”
Bugün böyle anlamlı bir günde Ay Yıldız Projesi’nin temel atma töreni vesilesiyle bir araya gelmelerini de önemli bir mesaj olarak gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının 1930’lu yıllarda dönemin şartları ve ihtiyaçlarına göre inşa edilen Kızılay semtindeki binalarda faaliyet gösterdiğini hatırlattı.
Kara Kuvvetleri binasının 1937, Deniz ve Hava Kuvvetlerinin müşterek binalarının 1960 yılında inşa edildiğini, Hava Kuvvetlerinin 1985 yılında ayrı bir binaya taşındığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin gelişen ve değişen savunma ihtiyaçlarının, tüm birimlerin ortak bir çatı altında güçlü bir altyapı ile yakın koordinasyon içinde faaliyet göstermesini mecburi hâle getirdiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu Millî Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla enine boyuna değerlendirdiğini aktararak, “Artık bize bir müşterek merkez gerekiyor dedik. Bu müşterek merkezden hem yatırım hem harcamalar hem her yönüyle özellikle de savunma noktasında bize öyle bir merkez gerekiyor ki bu merkezle beraber biz daha bulunduğumuz yerden dünyaya farklı bir sinyal verelim. Hele hele siber güvenliğin, siber savunmanın konuşulduğu böyle bir dönemde bize işte şu anda temelini atacağımız böyle bir Ay Yıldız Projesi yakışır dedik ve inşallah bugün de bu temeli beraber atıyoruz. Rabim yar yardımcımız olsun” diye konuştu.
“Ay Yıldız Projesi ile Millî Savunma Bakanlığımızı, Genelkurmay Başkanlığımızı, tüm kuvvet komutanlıklarımızı bir araya toplamış oluyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada inşa edilecek binaların en son teknolojiyle donatılmanın yanında çevreye duyarlılığıyla da öne çıkacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkezi bir savunma sistemini, müşterek bir savunma sistemini bulunduracağız” dedi.
“TÜRKİYE’NİN SAVUNMA İHTİYAÇLARINA CEVAP VERECEK BU GÜZEL PROJENİN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM”
Yaklaşık 12,6 milyon metrekarelik arazi üzerinde konumlandırılan proje kapsamında 890 bin metrekare kapalı alan inşa edileceğini ve bu sayede 15 bin kişiye hizmet verebileceğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık Kızılay’ın içinde dağınık, sağda solda böyle bir Millî Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri olmayacak. Az önce ekranda da izlediniz her şeyiyle, duruşuyla düşmana korku, dosta güven veren bir yapıyı burada meydana getirmiş olacağız” ifadesini kullandı.
Projeye adını veren hilal şeklindeki yapıda farklı kapasitelerde konferans salonları bulunacağına, ortasında da 23 bin metrekarelik bir tören alanı yer alacağına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı Türkiye’nin savunma ihtiyaçlarına cevap verecek bu güzel, muhteşem projenin milletimize, ülkemize ve ordumuza hayırlı olmasını diliyorum. Kahraman ordumuzun gücüne güç ekleyeceğinden şüphe etmediğim bu projenin aynı zamanda başkentimize ve bu bölgeye ayrı bir değer katacağına inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, projede emeği geçen ve geçecek herkese teşekkür etti. Özellikle mimarları ve mühendisleri kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, müteahhit firmaya da inandığını ve güvendiğini, burayı kısa sürede bitireceğinden şüphe duymadığını vurguladı.
MALAZGİRT ZAFERİ
Malazgirt’te Sultan Alparslan’ın kendisinden 4 kat fazla askere sahip Bizans ordusunu yendiği zaferin 950. yıl dönümünün kutlandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Malazgirt’te her yıl iştirak ettiğimiz törenlerde yaşadığımız atmosfer bize adeta bu zaferin hangi şartlarda, nasıl zorluklarla, fedakarlıklarla kazanıldığını tekrar tekrar hatırlatıyor. Esasen milletimiz kadim çağlardan beri Anadolu’da mevcudiyet göstermiştir. Ancak bu coğrafyanın kalıcı yurdumuz hâline gelmesinin dönüm noktası Malazgirt Zaferi olmuştur. Nitekim kimi takvimlerde ağustos ayı Alparslan ayı olarak geçmektedir. İşte bu sebeple Malazgirt’i bugünkü tapumuzu almamızın miladı olarak görüyoruz. Bu büyük zaferden bir kaç yıl sonra yeni vatanımızdaki ilk devletimiz Anadolu Selçuklu Devleti önce İznik, sonra Konya başkentli olarak kuruldu. Anadolu Selçuklu Devleti yönünü batıya ve güneye çevirerek büyümüş, güçlenmiş, özellikle haçlı seferlerinde çok büyük mücadeleler vermiş, nihayet misyonunu Osmanlı’ya devrederek tarih sahnesinden çekilmiştir. Anadolu merkezli en büyük devletimiz Osmanlı’nın Söğüt’te diktiği ulu çınar yaklaşık 600 yıl yaşamış ve 24 milyon kilometrekareye varan bir etki alanına ulaşmıştır.”
Bu projede de çınarların unutulmamasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çamları da unutmayacağız ama çınarlar buradan inşallah bu savunma sistemimizin ne denli güçlü olduğunun en güzel işaretleri olacak. Sonbaharda yaprakları dökülüyor ama bunları biz Cumhurbaşkanlığında olduğu gibi takviyelerle çok daha farklı bir hâle getirebiliriz” ifadesini kullandı.
Birinci Dünya Savaşı’na girdiğinde 2,5 milyon kilometrekareyi bulan toprak bütünlüğüne sahip Osmanlı’nın, geride silinmez izler bırakarak tarihteki yerini Cumhuriyet’e devrettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı tarihinde İstanbul’un fethine ayrı bir parantez açmak gerektiğini, binlerce yıl boyunca insanlığın en gözde yerleşim yeri, ticaret merkezi, stratejik geçiş noktası olan İstanbul’un fethinin batı tarihinde çağ açıp çağ kapatacak kadar derin etkiler yaptığını kaydetti.
“ÇANAKKALE’DE VERİLEN MÜCADELE EN AZ MALAZGİRT, EN AZ İSTANBUL’UN FETHİ KADAR ÖNEMLİ BİR DÖNÜM NOKTASIDIR”
Fatih Sultan Mehmet’in millete armağanı olan bu kadim şehrin bugün de dünyanın göz bebeği olmayı sürdürdüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İstanbul’un ve Anadolu’nun vatanımız olmasını kabullenemeyenler zaman zaman kendilerini tutamayıp iç dünyalarındaki özlemi hâlen dışa vurmaktadırlar. Gezi olaylarında duvarlara kazınan ‘Zulüm 1453’te başladı’ ifadesi de işte bunlardan biridir. Osmanlı’nın son döneminde kazanılan Çanakkale Zaferi… O kınalı yavrular, o Çanakkale zaferimizin banileridir. Onlar, şahadete yürüdüler, ölmediler. Ama o kınalılar bize bu vatanı bıraktılar. Milletimizin kanının son damlasına kadar vatanını koruma azmi ve iradesinin gerçekten çok büyük fedakârlıklarla ortaya konmuş ifadesidir. Yedi düvelin öyle gizli saklı değil, tüm insan ve teknoloji gücüyle yüklendiği Çanakkale’de verilen mücadele en az Malazgirt, en az İstanbul’un fethi kadar önemli bir dönüm noktasıdır. Sevr’i bir paçavra gibi yırtıp atacak gücü ve kararlılığı Çanakkale’deki mücadelenin başarısına borçluyuz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde İstiklal Harbi’nin de yeniden diriliş muştusu olarak kabul edilecek bu zaferden alınan ilhamla başlatıldığını ve neticeye ulaştırıldığını belirterek, “Arkasına dönemin en büyük güçlerinin desteğini alan Yunan ordularına karşı bin bir fedakârlıkla kurulan kahraman ordumuzun kazandığı zaferi de Malazgirt’in yeni bir tezahürü olarak görüyoruz” dedi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN KURULUŞU, MİLLETİMİZİN BİN YILLIK TARİHİNDEKİ EN ÖNEMLİ BAŞARILARDAN BİRİDİR”
“Ülkemizin o dönemde sahip olduğu yetişmiş insan gücünün önemli bir kısmının canları, kanları pahasına başarıya ulaştırdığımız Çanakkale Zaferimiz ve İstiklal Harbimiz, adeta bize vatanımızı yeniden kazandırmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gazi Mustafa Kemal’in, düşmanların ‘bir avuç’ dediği ordumuzla hamdolsun bu zafere yürümüş olması… İşte bu millet, ‘imandır o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür’ diyerek zafere yürüdü. Elde kalan vatan toprakları üzerinde inşa ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşu, dönemin şartlarını göz önünde bulundurduğumuzda milletimizin bin yıllık tarihindeki en önemli başarılardan biridir. Anadolu’daki üçüncü devletimiz olan Cumhuriyetimiz döneminde de kendi içinde önemli dönüm noktaları yaşadık. Kuruluş dönemindeki heyecan ve başlatılan reformlar daha sonra tek parti faşizminin cenderesi altında akamete uğramıştır. Dün, Çorlu’da iştirak ettiğimiz Taarruzi İnsansız Hava Aracımız Akıncı’nın teslim töreninde de işaret ettim. İstiklal Harbimizin Başkomutanı, Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal’in geniş vizyonuyla başlatılan pek çok projenin önü daha sonra kifayetsiz zihinler tarafından kesilmiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde ve sonrasında yaşanan bu dönemin Türkiye’ye bedelinin çok ağır olduğuna işaret ederek, “Rahmetli Menderes’in ve Özal’ın büyüklüğünü bugün çok daha iyi anladığımız vizyonlarıyla verdikleri mücadeleler maalesef ülkemizi ancak bir yere kadar getirebilmiştir. Bizim son 19 yılda Türkiye’yi demokraside ve kalkınmada geliştirmek için gösterdiğimiz gayretlerin bu derece meşakkatli, bu derece maliyetli, dirençli olmasının gerisinde işte bu uzun gecikme vardır” dedi.
“SAVUNMA SANAYİNDE ARTIK İHRACA BAŞLADIK”
Bu geri kalmışlığın en tehlikeli sonuçlar verme potansiyeli olan kısmının da savunma sanayi tarafındaki zafiyet olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Askerimiz vardı, yüreğimiz vardı, bileğimiz vardı ama tabiri caizse yeterli silahımız yoktu. Gerektiği kadar cephanemiz yoktu. İhtiyacımızı karşılayacak aracımız, gerecimiz yoktu. Kıbrıs Barış Harekâtı bu gerçeği görmemize vesile olması bakımından da hayırlı bir adım olmuştur. Neredeyse 40 yıla yaklaşan terörle mücadele sürecimizin ilk döneminde aynı sıkıntılar yüzünden ülkemizin ne kadar ağır kayıplara uğradığını en iyi buradaki heyet biliyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dışarıdan aldığı destek ne olursa olsun kıytırık bir terör örgütü karşısında adeta eli kolu bağlı hâle düşürülmesine yol açanlar, tarih önünde mutlaka hesap verecektir. Telsiz… Telsizimiz yoktu. Amerika telsizlerimize el koydu, vermedi ve askerimiz maalesef telsiz bulamadığı için susturma tekniğini kullanarak savaştı. Ama şimdi artık bunları biz zaten kendimiz yapar hâle geldik. Bunların ötesine geçtik. Şimdi İHA’mız, SİHA’mız var, şimdi TİHA’mız da var. Ve bunlarla birlikte bundan sonraki süreç savunma sanayinde artık ihraca başladık. Artık ‘ne verirsin’ demeyeceğiz, artık ‘ne alırsın’ diyeceğiz.”
Türkiye’nin bütün bombalara varıncaya kadar her şeyi kendisi üretir hâle geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vesayet dediğimiz bu çarpık zihniyet sadece güvenliğimize değil, demokrasimize ve kalkınmamıza adeta takoz olmuş, her fırsatta takvimi geriye sarmaya çalışmıştır. Daha kötüsü, maruz kaldığımız asimetrik tehdidin en sinsi, en alçak, hain tezahürü olan önce emniyet, yargı teşkilatları, ardından ordu içindeki mensupları vasıtasıyla başlattığı darbe girişimlerine verilen gizli, açık destelerdir” diye konuştu.
“Şimdi ben FETÖ’ye de sesleniyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çarşamba günü inşallah muhteşem bir yargı binasını da hemen buraya yakın bir merkezde açıyoruz. Artık merdiven altı çalışan yargı mensupları olmayacak. Her şeyiyle muhteşem Yargıtay binasında, Yargıtay mensuplarımız bu çalışmalarını çok daha huzurlu bir ortamda yapacaklar” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin, ebedi vatan Anadolu’yu örtülü işgal projesi olan 15 Temmuz darbe girişimini göğsünü kurşunlara siper ederek geri püskürttüğünü hatırlatarak, bu direnişle milletin hem bu hainlere hem de bunlardan medet umanlara bir kez daha derslerini verdiğini söyledi.
“15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günümüz, bin yıllık vatanımız Anadolu’ya mührümüzü bir kez daha vurduğumuz tarihin adıdır. 15 Temmuz şanlı direnişiyle, bin yıldır her karışını kanla yoğurarak vatan yaptığımız bu toprakların ancak aynı şekilde elde edilebileceğini cümle âleme tekrar ilan ettik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun, 15 Temmuz öncesi ve sonrasındaki tüm terör saldırılarıyla, sınır ötesi harekâtlarıyla, siyasi ve ekonomik mücadeleleriyle son İstiklal Harbi’nin sembolü olduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt’ten 15 Temmuz’a uzanan tüm bu zaferler silsilesinin kahramanlarını şükranla, hürmetle, tazimle selamladığını dile getirdi.
“TÜRKİYE ESKİSİNDEN DAHA HIZLI VE KARARLI”
Üstesinden geldikleri her badirenin, ülkeye kazandırdıkları her eser ve hizmetin, milletin azmini ve kararlılığını bileyen her başarının, büyük ve güçlü Türkiye’ye giden yolun yapı taşları olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayağına takılan her çelmeden kurtulan Türkiye, eskisinden daha hızlı ve kararlı şekilde yoluna devam etmiştir” dedi.
Gençlere Cumhuriyet tarihinin en yüksek siyasi, ekonomik, askerî gücüne sahip ülkesini bırakmak için gece gündüz çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel siyasi ve ekonomik düzenin yeniden yapılanma sürecinde olduğu bir döneme Türkiye’nin sağlam bir altyapıyla giriyor olmasının en büyük avantajları olduğunu söyledi.
Dünyanın son yüz yılda yaşadığı büyük dönüşümleri, kendi iç sorunlarına gömülmüş olması sebebiyle kısmen veya tamamen kaçıran Türkiye’nin bu defa fırsatı en iyi şekilde değerlendireceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için yapmamız gereken istikrar ve güven ikliminin sürmesini sağlamaktır. Milletimizin birliğine ve beraberliğine sahip çıktığımız sürece bu ülkeyi bölmeye, bu devleti yıkmaya Allah’ın izniyle kimsenin gücü yetmez” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyanın her yerinde özellikle de bölgemizde nerede bir acı, nerede bir zulüm, nerede bir yıkım varsa gerisinde parçalanmış bir millet, birbirine düşmüş veya düşman edilmiş bir toplum, bütünlüğünü kaybetmiş bir sosyal yapı vardır. Hamdolsun bizi bugüne kadar böyle bir duruma düşüremediler, inşallah bundan sonra da düşüremeyecekler. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve bugün temelini atmakta olduğumuz Ay Yıldız Projesi gibi abide yapıların temel işlevleri yanında milletlerin ve devletlerin gücünün de sembolleri olduğuna inanıyorum. İşte bugün bu sembollerden bir tanesinin daha temelini atıyoruz. Dört bir yanını okullarla, hastanelerle, yollarla, köprülerle, tünellerle, barajlarla, nice altyapı yatırımlarıyla donattığımız Türkiye’yi bu tür abide eserlerle adeta taçlandırıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temeli atılan projenin ülkeye, millete, bakanlığa ve Türk ordusuna hayırlı olması dileyerek, emeği geçen ve geçecek olanları tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah nice zaferleri bu eserden yönetmeyi, bu eserle beraber yön vermeyi Allah’tan niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.
Törende, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığı tüfekli gösteri ekibinin nöbet değişimi gösterisi, törenin yapıldığı alandaki ekranlara yansıtıldı, ayrıca Ay Yıldız Projesi’nin tanıtım filmi gösterildi.
Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Millî Savunma Bakanlığı Ay Yıldız Yerleşkesi’nin minyatürü hediye edildi.
Sahneye davet edilen yüklenici firma Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak, projenin 30 Ağustos 2023’te teslim edileceğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise tarihin öne çekilmesini istedi. Bunun üzerine Ilıcak, projenin 19 Mayıs 2023’e yetiştirileceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün Türkiye dinledi, şahit oldu, 19 Mayıs 2023’te inşallah bu güzel merkezi yerleşkenin açılışını yapıyoruz” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın okuduğu duanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler tarafından butonlara basılarak Ay Yıldız Yerleşkesi’nin temeli atıldı.
Törene, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bazı bakanlar, TSK komuta kademesi, Yüksek yargı organlarının başkanları da katıldı.
Gençlik ve Spor Bakanlığı, yarıyıl tatiline çıkacak öğrencilere yönelik ‘GSB Gençlik Kış Kulübü Programı’ başlatıyor.
81 ildeki Gençlik Merkezlerinde ücretsiz olarak uygulanacak programla gençlerin sosyal, kültürel, sportif ve sanatsal alanlarda gelişimlerinin desteklenmesi amaçlanıyor.
Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından, 20 Ocak Pazartesi günü başlayacak olan 2024-2025 eğitim-öğretim dönemi yarıyıl tatili için özel bir program hazırlandı.
Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün yürüteceği GSB Gençlik Kış Kulübü Programı, gençlerin yoğun geçen ilk dönemin ardından eğlenerek dinlenmelerini ve sosyal bağlarını güçlendirmelerini amaçlıyor.
Program, gençlere spor yapma alışkanlığı kazandırmanın yanı sıra ilgi alanlarını ve yeteneklerini keşfetme imkanı da sağlayacak. Eğlence ve öğrenme dolu etkinlikler GSB Gençlik Kış Kulübü Programı, gençlerin sosyal, kültürel ve fiziksel gelişimini destekleyen birbirinden farklı ve zengin etkinlikler sunacak. Programda yer alan faaliyetler arasında akıl ve zeka oyunları, sportif aktiviteler, değerler eğitimi, bilgi yarışmaları, el sanatları ve görsel sanatlar gibi alanlar bulunuyor. Ayrıca gençler, sokak oyunları, drama ve tiyatro etkinlikleriyle eğlenceli anlar yaşayacak.
Sabah sporu, halk oyunları, iletişim becerilerini geliştirme oyunları gibi aktiviteler, gençlerin fiziksel ve zihinsel gelişimini desteklerken, takım çalışması ve değerler eğitimi ile sosyal becerilerini güçlendirecek. Programda ayrıca il gezileri ve aile buluşmaları gibi toplumsal farkındalık ve aile katılımını teşvik eden etkinlikler de yer alıyor.
Gençlik merkezlerine başvuru yapan her genç, programdan faydalanabilecek
GSB Gençlik Kış Kulübü Programı, 20 Ocak ile 1 Şubat tarihleri arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Türkiye genelindeki tüm il ve ilçe gençlik merkezlerinde gerçekleştirilecek.
Program kapsamında, 9-12 yaş arası gençler birinci grup, 13-15 yaş arası gençler ise ikinci grup faaliyetlerine katılacak. Ebeveyni eşliğinde gençlik merkezlerine başvuru yapan her genç, programdan faydalanabilecek. Her dönem sonunda, gençlerin aileleri de özel olarak düzenlenen kapanış programına davet edilecek.
Bu etkinlikte, gençlerin atölyelerde ürettikleri ürünler sergilenecek. Kapanış programında ayrıca sokak oyunları, baba-oğul veya anne-kız yarışmaları, müzik, tiyatro ve açık hava sineması gibi eğlenceli aktiviteler yer alacak.
Ankara’da düzenlenen Türkiye Büyükler Taekwondo Şampiyonası beşinci ve son gün müsabakalarıyla sona erdi.
Taha Akgül Spor Salonu’nda gerçekleştirilen ve 68 ilden 609 kulübe bağlı 1645 sporcunun mücadele ettiği şampiyonada kadınlar ve erkeklerde 8’er siklette şampiyonlar belli oldu. Sikletlerinde Türkiye şampiyonu olan sporcular ve kulüpleri şu şekilde:
-Kadınlar- 46 kg: Emine Gögebakan (ASKİ Spor Salonu) 49 kg: Aleyna Demir (Samurçay Spor Kulübü) 53 kg: Merve Dinçel Kavurat (ASKİ Spor Salonu) 57 kg: Hatice Kübra İlgün (Bursa Spor Kulübü) 62 kg: Hatice Pınar Yiğitalp (Samurçay Spor Kulübü) 67 kg: Işıl Zafer (EGO Spor Kulübü) 73 kg: Sude Yaren Uzunçavdar (İlbank Spor Kulübü) +73 kg: Nafia Kuş Aydın (Balıkesir Büyükşehir Belediye Spor Kulübü)
-Erkekler- 54 kg: Furkan Ubeyde Çamoğlu (ASKİ Spor Salonu) 58 kg: Yusuf Badem (İlbank Spor Kulübü) 63 kg: Ömer Faruk Dayıoğlu (Türk Telekom Spor Kulübü) 68 kg: Eren Özdemir (Beşiktaş Jimnastik Kulübü) 74 kg: Mehmet Kani Polat (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü) 80 kg: Yiğithan Kılıç (ASKİ Spor Kulübü) 87 kg: Orkun Ateşli (Beşiktaş Jimnastik Kulübü) +87kg: Emre Kutalmış Ateşli (Beşiktaş Jimnastik Kulübü)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile Yılı Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak hepimizin görevidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Aile Yılı Tanıtım Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, son kabine toplantısında 2025 senesini “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini, bu önemli haberi de milletle paylaştıklarını söyledi.
Aile Yılı kapsamında, ilgili bakanlıkların koordinasyonunda aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi ve değerlerin gelecek nesillere aktarılması amacıyla yıl boyunca çok önemli çalışmalar yapacaklarını ifade ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle şu hususu net bir şekilde tekraren ifade etmek istiyorum. Aile Yılı çerçevesinde icra edeceğimiz çalışmaları, etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip uzun vadede güçlü ve sürdürülebilir bir zemine taşımak, en büyük önceliklerimizden biridir. 25 Aralık’ta Aile Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösterecek iki önemli kurumu, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu’nu ihdas ettik. Kurul, hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı, ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla Külliyemizde gerçekleştirdi. Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek. Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir beka meselesi olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmi, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek. Değerlerimizin ve nesillerimizin devamı için kritik bir sorumluluğu yüklenen her iki yeni oluşuma da çalışmalarında şimdiden başarılar diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın 41’inci maddesinde açıkça zikredildiği üzere ailenin toplumun temeli olduğunu vurguladı.
Bir başka ifadeyle “Aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aile, bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir. Sosyal ve kültürel dokumuzun örülmesinde, asırlar ötesinden süzülüp gelen değerlerimizin bugüne ulaşmasında aile daima hayati rol oynamıştır. Toplumun özünü, cevherini, çekirdeğini teşkil eden aile kurumu, millî manevi değerlerimizin muhafazasında, bizler için vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. Tarihimize göz attığımızda, aile kurumu etrafında şekillenen toplumsal bilincin yüksek olduğu dönemlerde, devletin de milletin de güçlü bir konumda olduğunu görürüz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak, hepimizin görevidir. Tabii eğer aileyi güçlü kılmak istiyorsak, işe evvela aile fertlerinden başlamamız gerektiği de açıktır” diye ekledi.
“ÇOCUKLARIMIZI VE GENÇLERİMİZİ AİLE VE TOPLUM YAPIMIZI TEHDİT EDEN SAPKIN İDEOLOJİLERDEN KORUMAK HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞUDUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel ne kadar sağlam atılırsa, binanın da o kadar kuvvetli, dayanıklı olacağını dile getirdi.
Bilinçli anne babaların yetiştireceği evlatların, geleceğin mimarları olarak millî kimliğin yanı sıra, aile kurumunu da koruyacağını, yaşatacağını, yarınlara taşıyacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çocuklarımızın gerek aile içinde gerekse eğitim kurumları bünyesinde bilgiyle, görgüyle, güzel ahlakla yetişmeleri son derece mühimdir. Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu gerçeği, ‘Bu cehalet yürümez, asra bakın asr-ı ulum, başlasın terbiyeniz ailelerden oğlum” ifadeleriyle dile getirmektedir. Evet, merhum Mehmet Akif’in bu veciz dizelerle ifade ettiği üzere, eğitim, ahlak, terbiye ve şahsiyet inşası, önce ailede başlar. Bilinçli bir ana babanın elinde, huzurlu bir yuvanın çatısı altında büyüyen çocuklar evvela ailelerine, daha sonra da milletlerine ve insanlığa faydalı, örnek kişiler hâline gelir. Vatanına, milletine, bayrağına, mukaddesatına bağlı; tarihini, köklerini ve kim olduğunu bilen, bilgisi ve vizyonuyla çağı iyi okuyabilen bir gençlik hepimizin arzusudur, hedefidir, muradıdır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, zehirli düşüncelerden, aile ve toplum yapımızı tehdit eden sapkın ideolojilerden korumak da hepimizin ortak sorumluluğudur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kelimenin tam anlamıyla tuhaf zamanlarda yaşandığını, neo-liberal kültür akımlarının sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına nüfuz ettiğini ve toplumsal dokuyu şekillendirdiğini söyledi.
Dijital platformlardaki yayınlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik, çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması gibi telafisi zor süreçlere sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor. Gelinen noktada şunu çok net bir şekilde görebiliyoruz; LGBT’nin ‘koçbaşı’ olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefi ailedir ve aile kurumunun kutsiyetidir” diye konuştu.
Daha önce de bu konuyu defalarca vurguladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk etapta “kişisel tercih” denilerek meşrulaştırılmak istenen bu anomalinin bugün faşizan bir dayatmaya dönüştüğünü ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “LGBT eleştirisi, tıpkı siyonizme yönelik getirilen haklı eleştiriler gibi anında susturulmaktadır. Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkûm edilmektedir. Bunun siyasetteki örneklerini hepimiz biliyoruz” diye konuştu.
“KÜRESEL CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKALARI KARŞISINDA KAZANILACAK HER MEVZİ, İNSANLIĞIN GELECEĞİ ADINA TARTIŞMASIZ BÜYÜK BİR BAŞARIDIR”
Bu zorbalığın sadece siyasetle de sınırlı olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasından medyaya, sinema sektöründen spora, oyunlardan dijital mecralara kadar hemen her alanda daha nobran, daha baskıcı, daha ürpertici bir gerçeklikle karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Henüz 2-3 yaşındaki masum sabiler bile oyunlar ve çizgi filmler üzerinden çok erken yaşlarda bu ‘şenaate’ muhatap oluyor. Birkaç ay evvel, tedbir uyguladığımız dijital bir oyun platformunda tespit edilen ahlaksızlıklar, bunun en çarpıcı örneğidir. Günden güne kesifleşen bu iklime, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dâhil her platformda cesaretle itiraz eden nadir ülke ve liderlerden biriyiz. Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye’nin tavrı bellidir, bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır.”
Birleşmiş Milletler bünyesinde verdikleri mücadelenin herkesin malumu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çabaları, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlara da teşmil ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün bir kez daha tüm kalbimle ifade etmek isterim; küresel cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında kazanılacak her mevzi, insanlığın geleceği adına tartışmasız büyük bir başarıdır. İlgili kurumlarımızla birlikte akademi, medya, kültür sanat ve sivil toplum camiamızın bu konuda daha aktif sorumluluk alacağına inanıyorum. Yerel yönetimlerin, millî varlığımızın taşıyıcı kolonlarına hamle yapan bu akımlara prim vermemesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum.”
“TÜRKİYE, GENÇ VE NİTELİKLİ NÜFUS BAKIMINDAN KAN KAYBETMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir diğer önemli hususun, genç ve nitelikli nüfusun devamı olduğunu belirterek, her şeyden önce bunun demografik bir sınamadan öte, varoluşsal bir tehdit niteliğinde olduğuna işaret etti.
Bin yıldır bu topraklara mührünü vurmuş bilgisi, erdemi ve müktesebatıyla medeniyet coğrafyasını karış karış yeşertmiş güçlü nesillerin devamının, gelinen aşamada ülke için “hayat-memat meselesine” dönüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yarınlarımızı güvence altına almayı arzu ediyorsak, hâsılı, yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı temenni ediyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız. Bunu hamaset yapmak için değil, bazı acı gerçeklerle yüzleştiğimiz için söylüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının alarm verdiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: “2001 yılında toplam doğurganlık hızımız 2,38 iken, bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu dikkate alındığında, durumun vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Yıllık nüfus artış hızımız ise 2022 yılında binde 7 iken, 2023’te binde 1,1’e gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10’un üzerine çıkmış, ortalama yaşımız da 34 sınırına dayanmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Tüm bunlarla birlikte evlenme yaşı önemli ölçüde yükselmiş, boşanma oranları ise aynı nispette artmıştır. Evlenme hızı 2023’te binde 6,63 olarak gerçekleşti. 1000 nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden ‘kaba boşanma hızı’ ise 2,01’e çıktı. Boşanmaların yüzde 33,4’ünün evliliğin ilk 5 yılı içinde, yüzde 21,7’sinin ise evliliğin 6 ila 10’uncu yılları arasında meydana geldiği göze çarpıyor. Ülkemizde ilk evlenme yaşının kadınlar için 26’ya, erkekler için ise 28’e yükseldiğini görüyoruz. İlk anne olma yaşı, geçmişte görülmemiş biçimde, 29’u aşmış vaziyette. Bütün bu verilerin, oranların ve istatistiklerin anlattığı şudur; Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir. Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak sorun telafi edilemez boyuta varacaktır. Allah korusun böyle bir durumda yalnızca nüfus değil, nüfuz kaybı da yaşamamız kaçınılmazdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılarına dikilen bu tehlikeyi yaklaşık 20 sene evvel sezdiklerini, 2007’de doğurganlık ve nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekme adına “en az üç çocuk” çağrısı yaptıklarını anımsattı.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE İDEALİMİZİ GÜÇLÜ AİLE VE GÜÇLÜ NÜFUS YAPISIYLA GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”
Bu çağrıdan dolayı hem şahsen hem de hükûmet olarak ciddi baskı gördüklerini, itibar suikastlerine uğradıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazar-çizer, sanatçı, sözüm ona aydın taifesi, bizi özel hayata müdahaleyle suçladı. Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı. Şimdi geriye doğru baktığımızda ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar, burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır. Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü, yoksa arkasında çok daha sinsi emellerin mi olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum. Şahsi fikrim, nüfus planlaması kisvesi altında yürütülen çalışmaların kesinlikle art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın, bu konuda da bizi teyit edeceği kanaatindeyim. Tabii biz, doğru bildiğimiz yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmedik. Her fırsatta en az üç çocuk çağrımızı tekrarladık.”
Milletin istikbalini garanti edecek çalışmalara devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10’uncu Kalkınma Planı’na “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması” başlıklı dönüşüm programını ekleyerek, doğurganlık hızının artırılmasını nüfus politikasının öncelikli hedefi hâline getirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12’nci Kalkınma Planı ile doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileme seviyesinin üzerine çıkarılmasını kendilerine gaye edindiklerini vurgulayarak, “Politikalarımızı destekleyici düzenlemeleri, projeleri, reform ve hizmetleri tek tek hayata geçirdik. Hak ve özgürlükleri genişlettik, eksiklikleri giderdik, kadın hakları ve aile yapısının iyileştirilmesini merkeze alan devrim niteliğinde adımlar attık. İnşallah bundan sonra da büyük ve güçlü Türkiye idealimizi güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini, bu kapsamda birçok yeni projeyi de hayata geçirdiklerini belirtti.
“AİLE KURMAYI TEŞVİK EDECEK MADDİ DESTEKLER, DANIŞMANLIK HİZMETLERİ VE GENÇ ÇİFTLER İÇİN KONUT DESTEKLERİ GİBİ UYGULAMALARI DEVREYE ALACAĞIZ”
14-28 Mayıs seçim sürecinde millete söz verdikleri “Aile ve Gençlik Fonu”nu geçen sene deprem bölgesinde başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu fonla evliliğe ilk adımını atan gençlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunulduğunu söyledi.
Bunu bir adım daha öteye taşıdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni evlenecek gençlerimize Aile ve Gençlik Fonu dâhilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz. Aile ve Gençlik Fonundan artık 81 vilayetimizdeki tüm gençlerimiz istifade edebilecek. Dünya evine girecek gençlerimiz bu imkândan faydalanmak üzere bugün itibarıyla başvurularını yapabilirler. Yuva kuracak tüm gençlerimiz için şimdiden hayırlı uğurlu olsun, diyorum” şeklinde konuştu.
Bu yıl doğum yardımlarını da önemli ölçüde artırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu kapsamda, yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımını bundan sonra 5 bin liraya yükseltiyoruz. Ayrıca, ikinci çocuk için her ay bin 500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye alıyoruz. Yeni doğacak ikinci ve sonraki çocuklar için hiçbir şart gözetmeksizin vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bu müjdemizin de ailelerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Aile kurmayı teşvik edecek maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve genç çiftler için konut destekleri gibi uygulamaları devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkânları hayata geçireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışan anne babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceklerini belirterek, çocuk sahibi olmayı teşvik edecek veya kolaylaştıracak tıbbi imkânları ailelerin istifadesine sunmayı da önemsediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun haricinde geniş bir alanda faaliyetleri, projeleri ve müjdeleri de yıl boyunca ailelerle paylaşacaklarını bildirdi.
“ÖYLE TALEPLER ÖNE SÜRÜLÜYOR Kİ GENÇLERİMİZ YUVA KURMAKTAN KORKUYOR”
Kanayan bir yaraya da dikkati çekmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peygamber Efendimiz, aile kurarken bakınız bizlere neyi öğütlüyor. ‘En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır’ buyuruyor. Dolayısıyla nikâh merasimlerinin sade, gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olması Efendimiz tarafından bizlere tavsiye ve telkin ediliyor. Ancak, son yıllarda bu alanda sorunlarımız katlanarak artıyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte ataların tabiriyle “Eski köye yeni adetlerin” geldiğini gördüklerini söyledi.
“Öyle talepler, öyle listeler öne sürülüyor ki açık söylüyorum, gençlerimiz yuva kurmaktan korkuyor, çekiniyor, ürküyor, daha yolun başındayken umutları kırılıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, evlenenlerin ise ödemesi en az 4-5 yıl süren ağır faturalarla karşılaştığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genç çiftlerin, aynı çatı altında beraberce yaşamayı öğrendikleri hassas dönemde, mevcut sıkıntılara ilaveten popüler kültürün veya geleneğin dayatması sebebiyle yüklendikleri maddi külfetlerle uğraştığı değerlendirmesinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erken dönemde yaşanan boşanmaların ana nedenlerinden biri, ‘olmasa da olur’ diyebileceğimiz aşırı talepler dolayısıyla ortaya çıkan işte bu masraflardır. Gençlerimiz bundan fevkalade mustariptir, şikâyetçidir. Aileye, ahlaka, fıtrata, çocuklara yönelik saldırıların arttığı ve medeniyet değerlerimize uygun hayat sürmenin zorlaştığı günümüzde, yuva kurmak isteyen gençlerimize yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. İster kız tarafı ister erkek tarafı olsun her kim bunu zorlaştırıyorsa, gençlerin dünya evine girmesine engelliyorsa, büyük bir vebal altındadır. Toplumun bilinçlendirilmesi noktasında Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza gerçekten önemli görevler düşmektedir. İnşallah ‘2025 Aile Yılını’ vesile kılarak, bu sorunların da üzerine kararlılıkla gideceğimize inanıyorum. Rabb’im, evlenecek tüm gençlerimizin yardımcısı olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 Aile Yılı’nın ülke, milleti ve tüm aileler için hayırlı uğurlu olmasını temenni etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.