Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Bakanlığa bağlı okullarda çocuk ve gençlerde akran zorbalığını önlemeye yönelik farkındalık kazandırmak amacıyla düzenlenen “Akran Zorbalığını Önlemede Bütüncül Okul Yaklaşımı” konulu çalıştaya katıldı.
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda çocuk ve gençleri çeşitli risklerden korumak, iletişim becerilerini geliştirmek, duygularını tanıyıp sağlıklı yollarla ifade etmelerini sağlamak için gelişimsel önleyici ve iyileştirici rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri sunulmaya devam ediyor. Bu kapsamda, Bakan Özer’in katılımıyla Bakanlığa akran zorbalığını önlemeye yönelik farkındalık kazandırmak amacıyla “Akran Zorbalığını Önlemede Bütüncül Okul Yaklaşımı” konulu bir çalıştay düzenlendi. Ankara Mogan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde düzenlenen çalıştayda akademisyenler başta olmak üzere İzmir’den Diyarbakır’a, Trabzon’dan Gaziantep’e uzanan çok sayıda farklı ili temsilen farklı tür ve kademelerden okul/kurum yöneticileri ile rehber öğretmen/psikolojik danışmanlar da hazır bulundu.
Çalıştayda konuşan Bakan Özer, eğitimde ortaya çıkan konuların okuldan öte okul dışı faktörlere de bağlı olduğunu belirterek “Eğitimde okul dışı faktörler, okuldaki performansın ana belirleyicilerinden biridir çünkü yaşam bir bütündür. İnsanın var olduğu her noktadaki temaslar insanı sürekli şekillendirmekte ve dönüştürmektedir. İşte hepimizin malumu, akademik başarıları belirleyen, özellikle eğitimin ilk kademelerinde belirleyen şey, bizatihi okulun kendisi değil, okul dışı faktörler ve ailelerin sosyoekonomik seviyesidir.” ifadesini kullandı.
Özer, bu sebepten dolayı çocukların ailelerinden okula taşıdığı kültürel ve sosyal sermayenin etkileri üzerine çalışıldığını kaydederek “Çocuğun okula, ailesinden taşıdığı kültürel ve sosyal sermayesinin etkisini minimize edebilmek için Bakanlık olarak okul öncesi seferberliğini uygulamaya soktuk. Çünkü biliyoruz ki okul öncesi eğitime erişenlerle erişmeyenler arasında çok ciddi bir fark var.” dedi.
Özer şöyle devam etti: “2000’li yıllarda beş yaştaki okullaşma oranları yüzde 11’di. Yani yüzde 89’u okul öncesi eğitime erişemiyordu. Kimler erişebiliyordu? Sosyoekonomik seviyesi güçlü olan ailelerin çocukları erişiyordu. Erişemeyenler birinci sınıfa geldiği zaman hazır bulunuşluklarında ciddi bir fark ortaya çıkıyor ve eğitim sistemi o farkları telafi edecek mekanizmalarını inşa edemediği müddetçe, öğretmenlerin o farkları minimize edecek farkındalığını artırmadığımız müddetçe o farklar giderek büyüyor. Nerede ortaya çıkıyor? PISA’da, 15 yaşta okuduğunu anlama, matematik ve fen okuryazarlığı araştırmasını yaptığınız zaman lisede, liseler arası başarı farkında ortaya çıkıyor. Hemen odaklanıyoruz. Demek ki lisede bir problem var. Hayır, lisede problem yok. Problem, okul öncesinde… İşte gelişmiş ülkeler artık okul öncesini bırakın üç beş yaş aralığını, ‘Sıfır üç yaşta neler yapılabilir?’… Buna bakıyorlar. Okul öncesi eğitimi, okulun dışındaki parametreleri de dikkate alan sosyal politikalarla desteklediğimiz zaman, hem akademik başarı hem akran zorbalığıyla ilgili, şiddetle ilgili, mesafeler alabilme imkânına sahibiz.”
“Toplum olarak iyiliğe değer vermemiz gerekiyor” Akran zorbalığıyla ilgili medyada görünürlüklerin arttığına değinen Özer, bu artışın okullarda yaygın bir akran zorbalığı olduğu anlamına gelmediğini, önemli olanın iyiliğe değer vermekten geçtiğine işaret etti. Bir eğitim politikasının okula sirayet etmediği takdirde retorikten öteye geçemeyeceğini bildiren Bakan Özer, “Onun için biz her projemizde 2022’de yaptığımız, 2023’te yapacağımız tüm projelerde okulu etkileyen, direkt okulda hissedilecek politikalara ağırlık veriyoruz. Okullar arası başarı farkını azaltmaktan öğretmenlerimizin çalışma, mesleki ve kişisel gelişimini destekleme mekanizmalarına, okula bütçe verilmesinden öğretmen eğitiminin okul temelli bir şekilde bütçelendirilerek yönetimine amacımız, sağlıklı ve güvenli bir okul iklimini inşa edebilmek. Eğer sağlıklı ve güvenli bir okul iklimini inşa edebilirsek o ortamda öğrenme maksimum verimlilikle gerçekleşebilir. Onun için sürekli okulu güçlendirecek, destekleyecek ayakları üzerinde duracak mekanizmaları inşa etmeye çalışıyoruz. Akran zorbalığı bunun bir parçası. Eğer biz bu iklimi güçlendirirsek çok daha sağlıklı eğitim sistemimiz olacak, çok daha sağlıklı okul iklimi inşa etmiş olacağız.” diye konuştu.
Özer, öğretmen, okul idarecisi ve orada yaşayan yetişkinlerin değerlere saygılı bir ortamda var olmaları sağlanabildiğinde müfredatın bir anlam ifade edebileceğini belirterek “Onun için her şeyi yaşama dönüştürecek, yaşam pratiklerini güçlendirecek akışkanlığa kazandırmamız lazım. Her olaya bütüncül bir şekilde, ana resmi görecek şekilde bakmamız lazım.” vurgusunu yaptı.
“Eğer okulda şiddet var diyorsak evde şiddet var demektir” “Eğer okulda şiddet var diyorsak evde şiddet var demektir, toplumda şiddet var demektir. Asıl olan şey koruyucu önlemdir, ortaya çıkmasını engelleyecek mekanizmaları sisteme enjekte edebilmektir.” diyen Özer, “Okullarımızı çok daha sağlıklı bir ortama kavuşturabilmek için öncelikle ortaöğretim yönetmeliğinde bir değişiklik yaptık. Akan zorbalığını ilk kez disiplin cezalarının içine koyduk. Burada dikey zorbalıklara da bakmamız lazım. Yani sadece öğrencinin öğrenciye, öğretmenin öğretmenine değil; öğretmenin öğrenciye ve öğrencinin öğretmene dikey zorbalıkların da olmadığı sağlıklı bir okul iklimi inşa etmek durumundayız.” bilgisini paylaştı.
Dijital dönüşümün çocukların davranışlarını da dönüştürmeye başladığını dile getiren Özer, bilgisayar başında çevrimiçi geçirilen sürenin arttığına değinerek “Aslında asıl olan ailedir. Ailedeki iletişim kanalları kopmaya başladı. Çocuk, odasında ailesiyle temas etmeden, o etkileşime girmeden, kültürel değerlerin yeniden inşasıyla ilgili vasatı ortadan kaldıracak bir mekanizma, bir yaşam biçimi ortaya çıkmaya başladı. Buna karşı çok hassas olmamız lazım.” açıklamasını yaptı.
Özer şu değerlendirmede bulundu: “Biz hep madde bağımlılıkları, somut madde bağımlılıkları üzerine yıllarca mücadele etmeyle ilgili uğraştık ama son zamanlarda artık davranış bağımlılıkları ön plana çıkmaya başladı. Artık tüm dünya madde bağımlılığının yanında davranış bağımlılığıyla da mücadele etmeye başladı. İşte akran zorbalığı bunlarla da doğrudan bağlantılı… Bakanlık olarak sadece okul değil, okul dışı ortamları da dikkate almak için 2022 yılında çok önemli bir proje başlattık: Aile Okulu projesi. Aile okulundaki amacımız şuydu: Aileyi daha muhkem kılacak, yaşam becerilerini ve aile iÇindeki iletişimi destekleyecek mekanizmalarla tanıştırabilmek, hatırlatmak… Aile bir toplumun temel yapı taşı. Eğer aile güçlü olmazsa ve dış saldırılara karşı farkındalık düzeyini artırmazsak aileyi kaybederiz. Aileyi kaybedersek toplumu kaybederiz.”
“1 milyon 147 bin 555 aileye ulaştık, bu sayının yüzde 73’ü kadınlar” Aile kavramını güçlendirme adına aile okulu projesinin başlatıldığını anımsatan Özer, şunları söyledi: “Aile okulunun içinde 56 saatlik bir eğitim gerçekleştiriyoruz. Değerler eğitimi, ahlak, aile içi iletişim, bağımlılıklarla mücadele, çevre ve iklim değişikliği farkındalığını artırma, ilk yardım eğitimi, trafik bilgisi, yaşam becerileri gibi çok boyutlu, aileyi destekleyecek bir şekilde bir eğitim paketi ortaya koyduk. Ağustosta başlattığımız projede hedefimiz 2022’nin sonuna kadar 1 milyon aileye ulaşmaktı. 1 milyon ailenin çok üzerine çıktık. 1 milyon 147 bin 555 aileye ulaşmışız ve bunların yüzde 73’ü kadınlar, 841 bin 267 kadın ulaşmışız. Bu o kadar kıymetli bir şey ki… Kadınlarımız o kadar güzel şeyler söylüyorlar ki ‘Aslında iletişim içinde değilmişiz çocuklarımızla. Bağımlılıkların farkında değilmişiz’. Bu aslında sorunun kaynağının ve çözümün odak noktasının aile olduğunu gösteriyor. Oraya sürekli destek vermemiz lazım çünkü orada olan şey, okulda karşımıza çıkıyor. Eğer bir yerde bir problem varsa o bir yerde ortaya çıkar mutlaka. Ortaya çıktığı yerde değil, nereden kaynaklandığına, o kaynağın olduğu noktaya odaklanmamız lazım. Sadece eğitim politikalarını değil, sosyal politikalarda da bu geçerli.”
Aynı çerçevede köy yaşam merkezlerinin açıldığını anlatan Bakan Özer, 2 bin 325 köy okulunun tekrar dönüştürüldüğünü kaydetti. Özer, buradaki amacın sadece çocukların anaokulu veya ilkokula erişmesini sağlamak olmadığını, aynı zamanda halk eğitimi merkezleriyle yetişkin vatandaşların ve özellikle kadınların yaşam becerilerini geliştirmek ve desteklemek olduğunu, 4-5 ay gibi kısa bir sürede bu merkezlerde 170 bin vatandaşa ulaşıldığını dile getirdi.
“Halk eğitimi merkezlerinde 13 milyonun üzerinde vatandaşa ulaştık” 2022 yılında halk eğitim merkezlerinde her ay 1 milyon vatandaşa ulaşma hedefiyle yola çıkıldığını, 13 milyonun üzerinde vatandaşa ulaşıldığını kaydeden Özer, bunların hepsinin amacının sorunlara bütüncül bir şekilde bakabilmek olduğunu söyledi. “Bizim geleneğimizde müthiş bir söz var: İnsanın en hayırlısı insanlara faydalı olandır.” diyen Özer, sözlerine şöyle devam etti: “İnsanı değerli kılan bu topraklarda diğer insanların hayatına hangi güzellikleri katıyor? İşte bu, zorbalığın yok olduğu noktadır. Bu kültürü, bu kadim değerlerimizi tekrar inşa etmemiz lazım. Başkasının derdiyle dertlenen, derdinden mutluluk devşirmeyen ama mutluluğundan da hasetlik duymayan, onu da paylaşan davranışları yaygınlaştırmamız lazım. Burada çocuklarımızın hiçbir günahı yok. Sorumluluk bize düşüyor. Birbirine hoyrat davranan insanlar değil, yetişkinler değil; birbirine sevgiyle yaklaşan, derdiyle hemhâl olan ki hemhâl sözcüğü de başka bir medeniyette yoktur. Onun hâliyle halleşmek, derdiyle dertleşmek ve ona çözüm üretmek… O kadar çok sözümüz var ki ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’, toplum olarak diyor. Onun derdiyle dertlenebilmek, işte bunu tekrar tekrar dikkate almamız lazım. Bu çalıştaya destek veren ve organize eden çalışma arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.”
Konuşmasında ayrıca bir müjde de vereceğini ifade eden Özer, “Öğretmen atamasında, biliyorsunuz, her atamada öncelik verdiğimiz alanlarımız var. Mesela 2022’de okul öncesi eğitime çok büyük ağırlık verdik. Son 20 bin atamanın 7 bin 503’ünü okul öncesi öğretmenlerle yaptık çünkü öyle bir politikamız var, sahada sayıyı artırıyoruz, o zaman öğretmen de istihdam etmemiz lazım. Yakın zamanda İçişleri Bakanlığımızla bir çalışmaya başladık, özellikle bağımlılıklarla mücadeleyle ilgili çok ciddi bir seferberliğe başladık. Hedefimiz şubat ayının sonuna kadar 19 milyon öğrencimizin tamamını, öğretmenlerimizin tamamını ve ilave 5 milyon veliye ulaşarak 25 milyon vatandaşımıza bağımlılıkla ilgili bir farkındalık-önleyici davranış parametresi üretecek destekleyici mekanizmalarla ilgili eğitimleri uygulamaya başladık. Başarılı bir şekilde de gidiyor. Şimdi bu ihtiyaçlar, hep rehber öğretmen ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Onun için 2023 öğretmen atamasında her okulda en az bir rehber öğretmen olacak şekilde öncelik vermeyi planlıyoruz.” açıklamasını yaptı.
Tüm kademeler için farkındalık programları ve etkinlikler hazırlandı Diğer taraftan, akran zorbalığı konusunda tüm öğrencilere yönelik farkındalık kazandırmayı amaçlayan okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise kademeleri için farkındalık programları ve etkinlikler hazırlandı. Bu konuda kuramsal bilgilerin yer aldığı rehber öğretmen/psikolojik danışmanlara yönelik bilgilendirici kitapçık ile rehber öğretmen/psikolojik danışmanların okullarda tüm öğretmen ve velilere uygulayabileceği her kademeye özgü sunu içerikleri oluşturuldu.
Ayrıca akran zorbalığına uğrayan ve akran zorbalığına maruz kalan öğrencilerin baş etme becerilerini geliştirmeye yönelik olarak ayrı ayrı ve her kademeye özgü psikoeğitim programları geliştirildi. Programların dışında öğretmen ve velilere yönelik afiş, bülten ve broşürler düzenlendi.
SALİM KAYICI KİCKBOKS FEDERASYONU Başkanlığına yeniden seçildi.
KİCKBOKS Federasyonu’nun 6’ıncı Olağan ve 9’uncu Mali Genel Kurulu Ankara’daki Gençlik ve Spor Bakanlığı Konferans Salonu’nda yapıldı.
KİCKBOKS Federasyonu Genel Kurulu, Boks Federasyonu Başkanvekili ve KARTALLAR HOLDİNG Yönetim Kurulu Başkanı Hasan KARTAL’ın Divan Başkanlığında düzenlendi.
KİCKBOKS Federasyonu Başkan adayı SALİM KAYICI Genel kurulda seçimden önce yaptığı konuşmada başkanlığı dönemindeki çalışmalarını ve yeni dönemdeki projelerini anlattı.
İki başkan adayının konuşmalarından sonra başkanlık seçimine geçildi.
KİCKBOKS Federasyonunun Genel kurulundaki iki adaylı başkanlık seçimi sonucunda SALİM KAYICI oy kullanan 191 delegeden 119’unun oyunu alarak KİCKBOKS Federasyonu Başkanı oldu.
Öteki aday ŞAHİN EROĞLU ise 71 oy aldı.
KICKBOKS Federasyonu Başkanı SALİM KAYICI başkanlık seçiminin akabinde bir teşekkür konuşması yaptı.
SALİM KAYICI, konuşmasında şunları söyledi:”
Hepimiz aynı şekilde her şeyi düşünmek zorunda değiliz. Herkes farklı şeyler düşünebilir, farklı sesler çıkabilir. Önemli olan birbirine saygı duymaktır. Bir an için dalga geçmişlerdi. Bunu söylemek durumundayım. Benim memleketim çinçinler. Çinçin’de doğdum, Çinçin içinde gömün dedim. Su sattım, ayakkabı boyacılığı yaptım, Çekirdek sattım. Yüce Allah’ım bana bunu nasip etti ve ben hayatım boyunca inandığım bir lafı söylemek istedim. “Bunu neden söyledim” biliyor musunuz? Oralardan gelmek, gelip buralarda olmak, bir nevi idol olmak, çocukların da beni görüpte; “bu başka bir başkandı. Biz onun gibi neden olmayalım”
Bir söz var; Allah yapmak isterse kulun işini, mermere geçirir dişini, Allah istemezse kulun işini muhallebi yerken kırar dişini. Bizim bir hikayemiz var. Benim eşim ve çocuklar. Biz, hastalıkta beraberiz, cenazede beraberiz, doğumda da beraberiz, düğünlerde beraberiz. Allah’a şükürler olsun. Sizden yana daha çok şanslıyım, bana yine güvenmeniz yine inanmanız bu çok önemli.
Allah’ın izniyle, iradesiyle bu güveninizi boşa çıkarmayacağım. Sizler de beni asla asla yere düşürmedeniz. Bana olan inancınızı hiç kaybetmediniz. Hepinize saygılar sunuyorum. Herkes için söylüyorum. Arkadaşlarımız kaybedebilirler ama ne olursa olsun onlar bizim arkadaşlarımız. burada iki eski başkan arkadaşımız var. davet ettiniz en son son konuşmayı yaparak kapatmak istedim.
Bana destek olan herkese çok teşekkür ediyorum.
Yapılan seçim sonucu, yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri de belirlendi.
Genel Kurul, yönetim kurulu üyelerinin toplu ve hatıra fotoğraf çekimleriyle sona erdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta 155.000 Konut Anahtar Teslimi ve Kura Çekimi Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Hedefimiz deprem bölgesinde evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir kardeşimizi dahi bırakmamaktır. Kahraman şehrimizin asli hüviyetine sadık kalarak, çok daha modern, çok daha güzel bir Maraş’ı el birliği ile yine biz inşa edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş’ta Merkez Spor Kompleksi yanında düzenlenen “Yeniden Güçlü Anadolu” 155 Bininci Konut Kura Çekimi ve Anahtar Teslim Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına Kahramanmaraşlıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yiğitlik ve asaletin ruh bulduğu bereketli topraklarıyla, medeniyetlere beşiklik eden destanlar şehri Kahramanmaraş’ımızdayız. Siz edelerle beraber olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Kahramanmaraş’a geldiğimiz andan itibaren bizleri yine samimiyetle bağrınıza bastığınız için her birinize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“KARDEŞLİĞİN, DAYANIŞMANIN EN GÜZEL ÖRNEKLERİNİ SERGİLEDİNİZ”
Törenin ardından AK Parti Kahramanmaraş İl Kongresi’ne katılacağını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kongremizden önce hem sizlere bir teşekkür edelim dedim hem de yapımı tamamlanan deprem konutlarının açılışını yapalım istedik. Coşkunuzdan, heyecanınızdan, sevdanızdan dolayı sizlere şükranlarımı sunuyorum. Aynı şekilde 31 Mart seçimlerinde Cumhur İttifakı’na güvendiğiniz, inandığınız, bize sahip çıktığınız için siz edelere teşekkür ediyorum. 31 Mart’ta Maraşlı kardeşlerim bir kez daha AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın belediyecilik vizyonuyla ‘yola devam’ dedi. İlk günden beri bizi yalnız bırakmayan Kahramanmaraş 31 Mart’ta yine bize olan desteğini esirgemedi. Rabb’im sizlerden razı olsun. Rabb’im Kahramanmaraş’ta aramızdaki dayanışmayı daim eylesin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siz bize nasıl destek olduysanız biz de sizin için aşkla çalışmaya devam edeceğiz. Allah’ın izniyle Maraş’a ve Maraşlı kardeşlerimize mahcup olmayacağız. Bu kadim şehir, sadece toprağının bereketiyle değil milletimizin sarsılmaz iradesiyle her dönemde koca bir kale Anadolu’nun sağlam direği oldu. Deprem sonrası karşılaştığı büyük zorluklarda dahi başını yere eğmedi. Edelerimiz ‘Asrın felaketi’ni yaşamalarına rağmen asla vazgeçmedi, asla pes etmedi, umutsuzluğa kapılmadı. El ele vererek hayata yeniden sarıldınız. Kardeşliğin, dayanışmanın en güzel örneklerini sergilediniz.”
“ŞEHRİMİZİ ESKİSİNDEN DAHA GÜZEL, DAHA DAYANIKLI VE MODERN HÂLE GETİRMENİN GAYRETİNDEYİZ”
Türk edebiyatının usta isimlerinden şair ve yazar Erdem Beyazıt’ın Diriliş Saati şiirinden, “Ey her depremden sonra biraz daha doğrulan, herkesin veba girmiş bir şehrin hem halkı hem seyircisi olduğu bir günde ey düştüğü yerden kalkmaya hazırlanan ülke. Her damlası bir zafer müjdecisi, bir posta eri gibi yağmur yüzümüze değince çıkacağız yola” mısrasını okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte Kahramanmaraş, merhum şairimizin dediği gibi 6 Şubat depremlerinden sonra doğruluyor, devletimizin de desteğiyle düştüğü yerden ayağa kalkıyor” dedi.
“Asrın felaketi” olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’deki depremlerinin yaralarını hızla sarmak için gece gündüz demeden çalıştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dağlar ne kadar yüksek ise yol onun üstünden geçer’ inancıyla şehrimizi eskisinden daha güzel, daha dayanıklı ve modern hâle getirmenin gayretindeyiz. Yıkımın büyüklüğü karşısında asla yılgınlığa kapılmadan asrın inşasını başlattık. O günden bugüne dek bir an olsun elimizi deprem bölgesinden çekmedik” diye konuştu.
“155 BİNİNCİ YUVAMIZIN ANAHTARLARINI TESLİM ETMENİN HEYECANINI VE SEVİNCİNİ YAŞIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedeleri bir an önce kalıcı konutlarına kavuşturmak istediklerini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: “Bugün bu büyük seferberlikte yeni bir adım daha atıyoruz. Biliyorsunuz geçtiğimiz ay Hatay’daki törenimizde 130 bininci yuvamızın anahtarını hak sahiplerimize teslim etmiştik. Şimdi de Kahramanmaraş’ımızda 155 bininci yuvamızın anahtarlarını teslim etmenin heyecanını ve sevincini yaşıyoruz. İnşallah birazdan canlı bağlantıyla Hatay’ımızda 5 bin 900, Malatya’mızda 2 bin 313, Adıyaman’ımızda 6 bin 912, Gaziantep’imizde 257, Diyarbakır’ımızda 674, Adana’mızda 668, Şanlıurfa’mızda 2 bin 929, Elazığ’ımızda bin 407 ve Kahramanmaraş’ımızda 3 bin 499 olmak üzere toplamda 24 bin 559 yuvamızı daha hak sahibi kardeşlerimize teslim edeceğiz.”
Bugünkülerle birlikte Kahramanmaraş’ta il ve ilçelerde 22 bin 228 konut ile 5 bin 170 köy evinin kurasını çekmiş olacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2024 sonuna kadar 39 bin 136’sı Maraş’ta olmak üzere 11 ilimizde toplam 201 bin 688 bağımsız bölüm afetzede kardeşlerimize teslim edilecek” dedi.
Gelecek yıl Kahramanmaraş’ta 63 bin 300 konut ve 5 bin 846 iş yeri olmak üzere 68 bin 876 konut ve iş yerinin teslimatının yapılacağını da bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem bölgemizin tamamında ise 452 bin 983 bağımsız bölümü inşa etmiş olacağız. Rabb’im bu hanelerimizi oturacak tüm ailelerimize huzur, güven ve ihsan eylesin diyorum. Bu konutların yapımında emeği, alın teri olan herkese tüm bakanlıklarımıza işçisinden mühendisine, bütün kardeşlerime bilhassa da yüklenici firmalara teşekkür ediyorum” ifadesini kullandı.
“GELDİĞİMİZ HER MAKAMI TÜRKİYE’YE ESER VE PROJE KAZANDIRMAK İÇİN BİR FIRSAT OLARAK GÖRDÜK”
Yaklaşık yarım asırdır siyasetin içerisinde olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Rabb’im bizlere çok farklı görevlerde ülkemize ve milletimize hizmet etmeyi nasip etti. Geldiğimiz her makamı bir zıplama tahtası olarak değil, Türkiye’ye eser ve proje kazandırmak için bir fırsat olarak gördük. Bakın 6 Şubat’ta Türkiye hem kendi tarihinin hem de insanlığın başına gelmiş en büyük doğal afetlerden birini yaşadı. Sadece Maraş’ta 7 bin 492 bina yıkıldı. Enkaz altında kalan 2 bin 788 Maraşlı kardeşimiz depremde vefat etti. Rabb’im hepsine rahmet etsin. Onları cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin. Depremden Maraş, Hatay, Adıyaman başta olmak üzere 11 ilimiz etkilendi. Tam 671 bin 826 konut ya yıkıldı ya da ağır hasar gördü. Dikkatinizi çekerim, bu sadece konut sayısı. İçinde iş yerleri yok. Bu ne demek biliyor musunuz? Değerli kardeşlerim neredeyse 2,5 milyonluk bir nüfusu barındıran tek bir şehrin tamamen yok olması demek.”
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ekonomide yol açtığı tahribatın 104 milyar dolardan fazla olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toprağa verdiğimiz 53 bin 735 kardeşimizin kalbimizde bıraktığı yaralar belki de hiç iyileşmeyecek, hiç kapanmayacak” diye konuştu.
“Tüm bunlar ortadayken ana muhalefet genel başkanının bize sataşmasına ne demeli?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Az çok bu işleri bilen herkesin takdir ettiği bir inşa ve ihya seferberliğinde, hükûmetimizi insafsızca eleştirmenin kime ne faydası var? Sayın Özel çıkmış, ‘deprem konutları 10 yılda bitmez’ diyor. Daha bunun gibi nereden tutsan elinde kalacak bir sürü tezviratı, iddiayı ve iftirayı grup kürsüsünden ortalığa boca ediyor. Ben buradan kendisine soruyorum; Sayın Özel, siyaset boş atıp dolu tutmasını beklemek midir? Güneşe, yağmura, fırtınaya aldırmadan afet konutlarını bitirmek için çalışan kurumlarımızın emeğini, gayretini hiçe saymak sana ne kazandıracak? Allah aşkına, 6 Şubat’tan beri deprem turistliği dışında ne yaptınız? Hangi işi bitirdiniz? Taahhüt ettiğiniz hangi projeyi teslim ettiniz, hangi yaraya merhem oldunuz? Bölücü terör örgütüne iltisakı sebebiyle görevden el çektirilen bir şahsın kapısında 24 saat nöbet tutmak dışında hangi icraatınız oldu?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş’ta bugün, millete söz verdikleri üzere 155 bininci konutun kurasını çekip, anahtarını teslim edeceklerine dikkati çekti.
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde vatandaşlara “bedava konut” sözü verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Madem bedava konut verebiliyorsunuz belediyeler aracılığıyla yapsanız ya? Elinizi tutan mı var? Halep oradaysa arşın burada, hadi buyurun yapın. Bunlar yapamazlar, bunlar millete hizmet edemezler. Bunlar para balyalarını yığma dışında, taş üstüne taş koyamazlar” dedi.
Muhalefetin iş yapmak, hizmet üretmek gibi bir derdi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bunların tek bildikleri algı ve reklam yapmak. Bir de fahiş fiyatlarla, şişirilmiş faturalarla konser düzenlemek. Çok açık söylüyorum, iş yolsuzluğa, hırsızlığa, milletin malını yandaşlara yağmalatmaya gelince CHP’den hünerlisini kimse bulamaz. Ama söz konusu hizmet, vatandaşın dertlerine çare üretmek olunca ara ki bulasın. Bunların devrik genel başkanı, ‘hükûmet bu enkazın altında kalır’ diyordu. Kaderin cilvesine bakın ki bu zat, önce seçim sandığının daha sonra da kurultay sandığının altında kaldı. ‘Oğlum’ diye bağrına bastığı kim varsa, ellerine geçen ilk fırsatta bunun böğrüne hançeri sapladı. Bunlardan ülkeye de millete de hayır gelmez.”
CHP ve CHP’li siyasetçilerin ne ülkeyi ne de milleti tanımadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehirlerimizde ne yapıldığından, hangi hizmetlerin olduğundan bile haberdar değiller. Depremden etkilenen il sayısını sorsan, inanın bilmezler. Nurhak’ta ‘yok’ dedikleri hastanenin 56 yataklı olduğunu ve hasta kabul ettiğini bilmezler” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkoğlu ilçesindeki 120 yataklı Acil Durum Hastanesini aralık ayı içinde tamamlayacaklarını, 400 yataklı Acil Durum Hastanesi Projesi kapsamında yapılan Kahramanmaraş Devlet Hastanesini de ocak ayı içinde hizmete açmayı hedeflediklerini söyledi.
Necip Fazıl Şehir Hastanesinin yanında yapımı süren 600 yataklı yeni hastaneyi de 2025’in ikinci yarısında bitireceklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Yeni bir müjdeyi şehir hastanemizde veriyoruz. Kahramanmaraş’ımıza kazandıracağımız bin yataklı, 250 bin metrekare kapalı alana sahip şehir hastanemizin proje çalışmalarını tamamladık, 2025 Ocak ayı itibarıyla yapım ihalesi sürecini başlatacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan CHP Genel Başkanı Sayın Özel’e diyorum ki Ankara’da siyasetçilik oynamak yerine gel, eser ve hizmet siyaseti nasıl yapılırmış Kahramanmaraş’ta gör. Bizi kendinizle de karıştırmayın. Çünkü biz, söz verince unutan değil, gecesini gündüzüne katıp gerçekleştirmeye çalışan bir hükûmetiz. Seçim meydanlarında ne söylediysek hepsinin de arkasındayız. Hedefimiz, deprem bölgesinde evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir kardeşimizi dahi bırakmamaktır” diye ekledi.
Şair ve yazar Erdem Beyazıt’ın sözlerini anımsatarak, yaraları hızlıca sarıp yola yeniden, yepyeni bir heyecanla çıkacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her damlası bir zafer müjdecisi olan yarınları, Maraşlı kardeşlerimizle birlikte yine biz karşılayacağız. Kahraman şehrimizin asli hüviyetine sadık kalarak, çok daha modern, çok daha güzel bir Maraş’ı el birliğiyle yine biz inşa edeceğiz. Gayret bizden tevfik Allah’tandır diyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 aylık sürede afetlere dirençli, çevre dostu, sıfır atıkla uyumlu, akıllı ve modern şehirleri inşa ve ihya ettiklerini dile getirerek şu değerlendirmede bulundu: “Dünya ölçeğinde böylesine büyük ve geniş bir projenin bu kadar kısa sürede hayata geçirilmesi çok nadir rastlanan bir başarıdır. İnanıyorum ki bugün teslim ettiğimiz her yuva, ayağa kaldırdığımız her eser, geçmişe saygımız ile geleceğe olan inancımızın bir ifadesidir. 2025 yılının sonunda, sadece yeni yuvalarımız bitmeyecek aynı zamanda tüm evlerimizin pencereleri de huzura açılacak. Depremzede illerimiz artık afetin değil, huzurun, umudun ve güvenin adresi olacak. Kahramanmaraş gibi eşsiz gayretin, emsalsiz şehirleri, Türkiye Yüzyılı’nın mührünü taşıyacak.”
“KAHRAMANMARAŞ’IMIZA BİR SPOR KOMPLEKSİ İNŞA EDECEĞİZ”
Bir müjde daha vermek istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gençlik ve Spor Bakanlığı’mız, Çevre Bakanlığı’mız ve Büyükşehir Belediyemizin ortaklığıyla muhteşem bir yatırımı şehrimize kazandırıyoruz. Kahramanmaraş’ımıza 17 bin 500 seyirci kapasiteli stadyumumuzun merkezinde olduğu bir spor kompleksi inşa edeceğiz. TOKİ’mizle, 121 bin 500 metrekarelik arazi üzerindeki projemizde, olimpik yüzme havuzundan kafeteryalara, kamp merkezinden uluslararası spor salonlarına kadar her şey olacak. Spor kompleksimizle şehrimizde hem uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapacağız hem de nice yıldızları yetiştireceğiz. Spor tesisimiz, gençlerimiz başta olmak üzere Maraş halkına şimdiden hayırlı, uğurlu olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem konutlarının yapımında emeği geçen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, TOKİ ve AFAD, hayırseverler, işçiler ve mühendisleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından dua edildi. AFAD Başkanı Okay Memiş’in TOKİ ve Emlak Konut yetkililerinin başlattığı kura çekimiyle hak sahipleri belirlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden etkilenen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’daki törenlere canlı bağlantıyla katılarak, bazı hak sahipleriyle sohbet etti. Daha sonra hak sahiplerine konutlarının anahtarları teslim edildi.
Arnavutluk, Bağımsızlık ve Bayrak Günü’nü Ankara’da kutladı.
Arnavutluk’un Ankara Büyükelçiliği’nce JW MARRIOTT otelde düzenlenen resepsiyona Türkiye’yi temsilen Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın BAK katıldı.
Arnavutluk resepsiyonunda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin GÜRAK, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk BAYRAKTAROĞLU, Hava Kuvvetleri Komutanı Ziya Cemal KADIOĞLU da hazır bulundu.
Arnavutluk Bağımsızlık ve Bayrak Günü resepsiyonuna Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Arnavutluk Bayrak ve Bağımsızlık Günü resepsiyonu her iki ülkenin Miili marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinden sonra konuşmalara geçildi.
Arnavutluk’un Ankara Büyükelçisi Blerta KADJADEÇ ilk konuşmacı olarak kürsüye geldi.
Resepsiyona ev sahipliği yapan Blerta KADJAZEÇ, konuşmasında, ülkesinin bağımsızlığının 112’inci yılının kutlandığını belirterek, Kasım ayında Arnavutluk’ta birçok milli bayramın kutlandığına dikkat çekti.
Ülkesinin Nazi işgalinden kurtuluşunun 80’inci yıl dönümünün de 29 Kasım olduğunu söyleyen Kadzadej, bu uğurda hayatını kaybedenleri saygıyla andıklarını söyledi.
Arnavutluk Büyükelçisi Blerta Arnavutluk Silahlı Kuvvetlerinin “ülkesinin gururu” olduğunun altını çizen KADJADEÇ, Arnavutluk’un NATO müttefiki olduğuna da dikkat çekti..
Blerta Kadzadej, Arnavutluk’un Avrupa Birliği’ne üyelik ve entegrasyon sürecinin önemini vurguladı ve ülkesinin 2030 yılına kadar Avrupa Birliği’nin tam teşekküllü bir üyesi olmasını amaçladıklarını söyledi.
Arnavutluk Büyükelçisi Blerta Kadjadeç, ülkesinin stratejik ortaklarıyla yakın işbirliği içinde reformlar yaptığına da dikkat çekerek Arnavutluk’un turizm açısından da önemli bir destinasyon merkezi olduğunu kaydetti.
Arnavutluk Büyükelçisi Kadzadej, Türkiye ile Arnavutluk’un uzun süredir diplomatik ilişkilere sahip olduğunun altını çizerek, “Ülkelerimiz, sürekli üretken siyasi diyalog, işbirliği ve genel dinamik değişimlerle stratejik ortaklardır.” şeklinde konuştu.
Arnavutluk Büyükelçisi İki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin olumlu gidişatına değinerek Türkiye’nin ülkesinin 3’üncü ticaret ortağı konumunda olduğunu hatırlattı.
Blerta Kadzajeç, İki ülkenin özel sektördeki ortaklığına ilişkin hatırlatmalarda da bulunarak, Arnavutluk ve Türkiye’nin birçok önde gelen platformlarda ortaklık ve yatırımlarının bulunduğunu belirtti.
Arnavutluk Büyükelçisi Blerta KADJADEÇ, Türkiye ile ticaret hacminin 2024’ün 9 ayında önemli derecede arttığına da vurgu yaparak bunun yaklaşık 2 milyar dolar olmasını arzu ettiklerini sözlerine ekledi.
Arnavutluk Büyükelçisi Blerta KARADZEÇ’in konuşmasının akabinde kürsüye Gençlik ve Spor Bakanı Bakanı Osman Aşkın BAK geldi.
Osman Aşkın BAK da şöyle konuştu: “Türkiye ve Arnavutluk ortak tarih ve kültüre dayalı bağları ve 100 yılı aşkın diplomatik ilişkileri olan 2 ülkedir. NATO müttefikliği çerçevesinde hızla gelişen 2 ülke arasındaki iş birliği, 2021 yılında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi mekanizmasıyla tesis edilmiştir. İkili ilişkilerimiz son dönemde karşılıklı üst düzey ziyaretlerle de pekiştirilmektedir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Ekim’de Tiran’a yaptıkları ziyaret marjında düzenlenen Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi ikinci toplantısı ilişkilerimizi daha da ilerletmemize önemli bir zemin hazırlamıştır. Ziyaret kapsamında tarım, eğitim ve iletişim konularında akdedilen üç belge de bu alanlardaki iş birliğimizi güçlendirecektir.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ve Başbakan Edi Rama tarafından Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi marjında imzalanan Ortak Bildiri, Arnavutluk’la 2021 yılında tesis ettiğimiz Stratejik Ortaklığın derinleştirilmesini sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
Konuşmalardan hemen sonra davetlilere, Arnavutluk ve Türk mutfağından hazırlanmış yemekler ikram edildi.
Öte yandan, Resepsiyonda. Arnavut ve Türk müziğinin sevilen eserleri de seslendirildi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.