Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ankara Genç İş İnsanları Derneği (ANGİAD) tarafından düzenlenen “Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi Semineri”nde yaptığı konuşmada, “Şu anda yaşadığımız kuraklık meteorolojik bir kuraklık, en son 2008 yılında böyle bir kuraklıkla karşı karşıya kaldık ve su kaynaklarında ciddi oranda azalma yaşandı… Ülkemiz yenilenebilir enerjide dünyada 12’nci, Avrupa’da 5’inci sırada yer alan güçlü bir ülke. Atıl durumda ve tarıma elverişsiz olan 300 milyon metrekare hazine arazisini yenilenebilir enerji yatırımları için üreticimize tahsis ediyoruz. Bu arazilere rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri kurulacak, böylelikle yeni 20 bin megavat yenilenebilir enerji üretimi sağlamış olacağız… 1 Ocak 2023’ten itibaren 5 bin metrekare inşaat alanına sahip tüm projelerde tüketilen enerjinin yüzde 5’inin yenilenebilir enerjiden karşılanmasını zorunlu hale getirdik, bu oranı 2025’te yüzde 10 seviyesine çıkaracağız. Emisyon Ticaret Sistemi’ni, İklim Kanunu’muzla birlikte hazırlayacağız ve 2024 yılında da uygulamaya başlayacağız… Sadece 2022 yılında 2.8 milyon ton atığın alternatif hammadde olarak sanayimizde kullanımını sağladık. Enerji ve kaynak verimliliğini, hava, su ve toprak için sıfır kirlilik prensibini gösteren tesislere ‘Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi’ düzenleyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, kuraklığın meteorolojik, tarımsal ve hidrolojik kuraklık olarak üçe ayrıldığını belirterek, “Şu anda yaşadığımız kuraklık meteorolojik bir kuraklık. En son 2008 yılında böyle bir kuraklıkla karşı karşıya kaldık ve bu kuraklık neticesinde su kaynaklarında ciddi oranda azalma yaşandı.” dedi.
Ankara Bilkent Otel’de Ankara Genç İş İnsanları Derneği’nin (ANGİAD) düzenlediği “Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi Semineri”ne katılan Bakan Kurum, burada yaptığı konuşmada, insanlık olarak zor zamanlardan geçildiğini ve iklim değişikliğinden kaynaklanan afetlerin her geçen gün dünyayı daha yaşanmaz hale getirdiğini söyledi.
Çevresel, sosyal ve ekonomik soruna yol açan iklim değişikliğinin çok yönlü ve küresel bir sorun olduğunu belirten Bakan Kurum, “Kuraklık ve susuzluk tehlikesi adeta kapımıza dayandı. Doğal alanlarımızda, göllerimizde, akarsularımızda, şehirlerimizde kuraklığı net bir şekilde hissediyoruz.” şeklinde konuştu.
“Hoyratça yaşama anlayışı insanlığın da, ‘Ortak Evimiz Dünyamız’ın da sonunu hazırlamaktadır”
Kuraklığın meteorolojik, tarımsal ve hidrolojik kuraklık olarak üçe ayrıldığını belirten Bakan Kurum, “Şu anda yaşadığımız kuraklık meteorolojik bir kuraklık. En son 2008 yılında böyle bir kuraklıkla karşı karşıya kaldık ve bu kuraklık neticesinde su kaynaklarında ciddi oranda azalma yaşandı. Yine tarım faaliyetlerinde ve üretimde hem girdileri hem de maliyetleri artıran, belki önümüzdeki süreçte bu suları dahi bulamayacağımız bir endişeye de hepimizi sevk ediyor. Kuraklıkla birlikte doğal dengemiz bozuluyor. Bitki ve hayvan türleri de yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalmakta ve insanoğlu kendisine ve doğaya da yabancılaşmaktadır. Bu sürece baktığımızda sanayi devrimiyle başlayan ve insanların bu noktadaki isteklerini merkeze alan bir üretim, yaşam tarzı ve hoyratça yaşama anlayışı insanlığın da, ‘Ortak Evimiz Dünyamız’ın da sonunu hazırlamaktadır.” dedi.
Son 200 yıldır insanoğlunun doğaya karşı başlatmış olduğu savaşın aslında kendisine karşı bir savaş olduğunun yeni farkına varmaya başladığını ifade eden Bakan Kurum, “Sanayileşmeyle, üretimle birlikte daha iyi şartlarda yaşayalım ama eğer yaşayabilecek bir dünya bulabilirsek. Şimdi tüm dünya bunun farkına vardı. Kyoto Protokolü ile ortaya konan ancak istenen sonucun alınamadığı ve en son Paris Antlaşması çerçevesinde de daha somut, ciddi adımların yeni atılmaya başlandığı bir süreci tüm dünya olarak yaşıyoruz.” diye konuştu.
“Ülkemizin dünyanın kirletilmesi noktasında tarihi hiçbir sorumluluğu yok”
Türkiye’nin, dünyanın kirletilmesinde hiçbir sorumluluğunun olmadığına dikkati çeken Bakan Kurum, “Tarihe baktığınızda gelişmekte olan ülkelerin dünyanın kirletilmesi noktasında bir sorumluluğu yok. Gelişmiş ülkeler sanayi devrimi ile birlikte bu alanlarımızı, doğamızı hoyratça kullanmışlar. Ham maddelerimizi hiç bitmeyecekmiş gibi kullandılar ve bugün dünyamız 1.2 santigrat derece ısınmış. Tüm çaba 1,5 santigrat derecede bu gidişatı durdurabilmek adına. 1,5 santigrat derece ve civarındaki bir sıcaklık ortalaması yaşanabilir bir dünyayı tarif ediyor. Bunun üzerindeki bir artışta ise birçok ülke yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalacak. Buzullar eriyecek, ada ülkeleri sular altında kalacak. Bu süreçle birlikte insanlık bilimde, sanayide, teknolojide çok büyük devrimler gerçekleştirdi. Ama ne yazık ki doğa, çevre ile arasındaki dengenin korunması için gereken hassasiyeti ve özeni gösteremedi. Ve şu hakikati de unutmamak gerekir. Ülkemiz, insan ile doğa arasındaki dengenin kaybolmasında sorumlu değildir, olmamıştır.” ifadelerine yer verdi.
“Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefimiz var”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı yeşil kalkınma hedefinin, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ile yeşil kalkınmanın omurgası üzerine inşa edildiğini belirten Bakan Kurum, “Burada bir fırsat var. Eğer, bu fırsatı değerlendirirsek, bu fırsatı yöneten lider ülke olursak ki bu anlayışı tüm birimlerimizle, Bakanlıklarımızla birlikte ortaya koyuyoruz. Bizim dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefimiz var. Emin olun çok daha üst sıralara girebilecek bir potansiyele sahip bir ülkeyiz. Genç nüfusumuz var, nüfusumuz artıyor, üretiyoruz, çalışıyoruz. Kişi başı gelirimiz artıyor, sanayileşme ile birlikte ihracatımız artıyor, artmaya da devam edecek. Dolayısıyla bu anlayışla geleceğimize güzel bir Türkiye, güzel bir Ankara bırakmak istiyorsak bu fırsatı değerlendirmek adına önemli adımları hep birlikte atmak durumundayız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde uluslararası düzeyde kabul gören ve küresel bir modele dönüşen Sıfır Atık Hareketi’nin, Dünya Çevre Hareketi’ne Türkiye’nin bir armağanı olduğunu dile getiren Bakan Kurum şunları söyledi:
“Küresel düzeyde oyun kurucu olan ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı’na güçlü bir giriş yapmıştır”
“Sıfır Atık Hareketi vicdanı bir hareket olarak başlayıp, 5 yıl gibi kısa bir süre içerisinde çok büyük başarılar elde etti. Biz ekonomi anlayışını lineer ekonomiden, döngüsel ekonomiye geçmesini istiyoruz. Yani “al-kullan-at” prensibinin yerine “al- kullan-dönüştür” prensibini tüm hayatımızda işlemek zorundayız. Tüm hayatımızı bu çerçevede değiştirmek zorundayız, bu anlayışla yaşamak durumundayız. 30 Mart günü, tüm ülkelerin kabul ettiği ‘Sıfır Atık Günü’ olarak ilan edildi ve milletimiz için de bir gurur kaynağı oldu. Artık küresel düzeyde oyun kurucu olan ülkemiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı’na güçlü bir giriş yapmıştır. Kalkınmayla birlikte hem istihdamı, hem yatırımı arttıracak, hem de bu yatırımları Yeşil Kalkınmaya uygun bir anlayışla yapacak vizyonu ortaya koymuştur. Bu anlamda Bakanlık olarak gerçekleştirdiğimiz Yeşil Kalkınma yolunda Türkiye İstişare Toplantımız ile birlikte belirlediğimiz hedefler çerçevesinde mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Türkiye’nin ilk iklim şurasını düzenledik, bu çerçevede 217 karar aldık. İklim Kanunu ile birlikte 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefimize ulaşmanın da yasal dayanağını sağlamış olacağız.”
“Ulusal Katkı Beyanımızla 2030’da yaklaşık 500 milyon ton emisyonun oluşumunu engellemeye hedefliyoruz”
2053 net Sıfır Emisyon ve yeşil kalkınma hedeflerini gerçekleştirmek için Ulusal Katkı Beyanı’nın kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Bakan Kurum, “Biz yeni bir hedef belirledik, dedik ki; 2030 yılında ülkemizin gerçekleşecek emisyonları ile ilgili daha önce artıştan yüzde 21 azalış olarak açıkladığımız hedefimizi tam iki kat arttırdık ve yüzde 41’e yükselttik. 2030 yılına geldiğimizde Türkiye olarak yaklaşık 500 milyon ton emisyonun oluşumunu engellemeye hedefliyoruz. 500 milyon ton emisyon nedir? Ürettiğimiz emisyon kadar emisyonu azaltmayı taahhüt ediyoruz, bu önemli bir taahhüt. Bu hedef doğrultusunda yine pik emisyonlarımızı da 2038 yılına kadar yakalayacağımızı dünyaya ilan ettik. Akabinde de inşallah tüm sektörlerimizle, toplumu tüm kesimiyle birlikte ki bu konu terörle mücadele kadar önemlidir. Milli güvenlik meseledir. İstikbalimizdir, istiklalimizdir, geleceğimizdir. İnşallah toplumun tüm kesimleri ile birlikte 85 milyon vatandaşımızla 2053 Net Sıfır Emisyon hedefimize güçlü politikalarımızla birlikte ilerlemeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımında iyi bir noktada olduğunu vurgulayan Bakan Kurum sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemiz yenilenebilir enerjide dünyada 12, Avrupa’da 5’inci sırada yer alan güçlü bir ülke”
“Enerji Bakanlığımız yapmış olduğu yatırımlarla Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu irade ile birlikte bugün dünyada 12. Avrupa’da 5. ülke konumundadır. Biz de yenilenebilir enerjinin yatırımlarının arttırılması adına Bakanlık olarak atıl durumda duran arazilerimizi tarıma elverişli olmayan 300 milyon metrekare araziyi yenilenebilir enerji yatırımlarını gerçekleştirmek için sanayicilerimize, üreticilerimize tahsis ediyoruz. Burada üreticilerimiz, sanayicilerimiz gidecekler, rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri kuracaklar. Bu çerçevede de 20 bin megavat gücünde yeni yenilenebilir enerji kaynağına ülke olarak sahip olacağız. Ankara’daki emisyonun yüzde 11’i yapı sektöründen kaynaklı. Aslında tüm Türkiye’de baktığınızda emisyonların yüzde 70’i enerji yatırımlarından, enerji ihtiyacından kaynaklı. Biz tüm bu alanlarda bir vizyon ortaya koyduk ve bu vizyon çerçevesinde çalışmalarımızı yürütüyor, adımlarımızı atıyoruz. Yapı sektörü ile ilgili hem sanayicilerimize hem de konut inşaatlarını ilgilendiren bir düzenleme yaptık.”
“5 bin metrekare inşaat alanına sahip tüm projelerde tüketilen enerjinin yüzde 5’inin yenilenebilir enerjiden karşılanmasını zorunlu hale getirdik, bu oranı 2025’te yüzde 10 seviyesine çıkaracağız”
Bakan Kurum, 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren 5 bin metrekare inşaat alanına sahip tüm projelerde tüketilen enerjinin yüzde 5’ini yenilenebilir enerjiden karşılanmasını zorunlu hale getirdiklerini belirterek şunları söyledi: “2025’e geldiğimizde bu oran yüzde 10 seviyesine çıkacak; ardından artarak gidecek, sanayi kuruluşu elektriğini yenilebilir enerjiden elde edecek. İşin sonuna geldiğimizde emisyon üretmeyecek kendi enerjisini kendi üretecek. Oteli de, AVM’si de sanayisi de enerjisini kendi üretecek ki; işte doğamızın kaynaklarını dünyamızın kaynaklarını hoyratça harcamayacağız. Bunların hiç bitmeyeceğini düşünerek hareket etmeyeceğiz. Hep birlikte enerjiden sanayiye, ulaştırmadan binalara, atık sektöründen yutak alanlara kadar ki bu emisyonları ürettiğimiz emisyonları nerede yutacağız, yutak alanlarda. Millet bahçeleri niye yapılıyor diyorlar, millet bahçeleri bunun için yapılıyor.”
“Emisyon Ticaret Sistemi’ni, İklim Kanunu’muzla birlikte hazırlayacağız ve 2024 yılında da uygulamaya başlayacağız”
Emisyon Ticaret Sistemi’ni hayata geçireceklerini ve bu sistemle ihracatın yüzde 50’ye yakınını Avrupa Birliği ülkelerine yaptıklarını söyleyen Bakan Kurum, “Bu ülkelerle uyum içerisinde hareket edecek sistemlerden biri Avrupa Yeşil Mutabakatı, diğeri de Emisyon Ticaret Sistemi. Emisyon Ticaret Sistemi’ni, İklim Kanunu’muzla birlikte hazırlayacağız ve 2024 yılında da uygulamaya başlayacağız. Burada karbon fiyatlandırma mekanizmasından elde edeceğimiz gelirle de fazla emisyon üretenlerin bedel ödediği az emisyon üretenlerin ödüllendirildiği bir sistem. Adaletli bir büyüme stratejisi. Ülkemiz sanayisinin temiz yatırım ve yine üretim süreçlerinde destek olacağız. Yatırımcılara bu manada destek finansal destekler sağlamış olacağız. Döngüsel ekonomi ve yeşil sanayi faaliyetlerimizi de hızlandırarak ekonomimize başarılı bir şekilde dönüştürmek hepimizin üzerine düşen önemli bir vazifedir.” diye konuştu.
“Sadece 2022 yılında 2.8 milyon ton atığın alternatif hammadde olarak sanayide kullanımını sağladık”
Sanayide yeşil dönüşümün en önemli adımlarından birini atarak sadece 2022 yılında 2.8 milyon ton atığın alternatif hammadde olarak sanayide kullanımını sağladıklarının altını çizen Bakan Kurum, “Atıkların geri dönüşümüyle birlikte hem doğamızı koruduk, hem de milletimizin ekonomisine katkı sağladık. Sanayi sitelerimizin iklim ve çevre dostu üretim yapmalarını teşvik ederek iklim elçilerimizle, iş dünyamızla, kurumlarımızla tüm organize sanayi bölgelerini yeşil OSB’ye dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bu çok önemli bir hedef. Bu kapsamda biz her ağacı emin olun çocuğumuz, yavrumuz gibi koruyacak anlayışla çalışmalarımız yürütüyoruz. Attığımız her adımda insanı, doğayı merkeze alacak anlayışla bu çalışmaları yürütüyoruz. Anlattığım hedefler bu ülkemizin hedefleri. Eğer çevreyse, çevrenin korunması ise mesele, burada alınması gereken tüm kararların hepsi alınmıştır, alınmaya devam edecektir. Bu konuda da yatırımlar yapılmaya devam edecektir.” dedi.
“Enerji ve kaynak verimliliğini; hava, su ve toprak için sıfır kirlilik prensibini gösteren tesislere ‘Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi’ düzenleyeceğiz”
Bakan Kurum, enerji ve kaynak verimliliğini; hava, su ve toprak için sıfır atık prensibi gösteren tesislere ilk defa ‘Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi’ vereceklerini aktararak, “Bu belgeyi almaya hak kazanan sanayi tesislerimiz, üreticilerimiz bizim uluslararası mutabakatlar çerçevesinde elde ettiğimiz 3 milyar 158 milyon dolarlık finansmandan ve İklim Kanunu ile birlikte çıkaracağımız teşviklerden faydalanacaklar. Bu sayede çevresel iyileştirmenin yanı sıra ülkemiz sanayisinin üretimini dünya standartlarına çıkaracak, ihracat pazarında da eşit şartlarda rekabet gücüne erişmesini ve piyasalarda yüksek payla yer almasını sağlayacağız.” ifadelerine yer verdi.
ANGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul ONAT da konuşmasına başkanlık görevini üstlendiği bu dönemde kendi çevre platformları ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığıyla ortaklaşa düzenledikleri önemli bir zirveye ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı.
İklim değişikliği ve çevre sorunlarının ülkenin ve dünyanın ortak meselesi olduğunun altını çizen Ertuğrul ONAT, Dünyanın olağanüstü bir hızla gelişerek değiştiğini ve sanayi üretimin arttığını kaydetti.
ONAT, Doğanın ise sürekli kan kaybettiğini, sanayiciler olarak bunun önüne geçmek için üzerlerine düşeni yapmak, ve “yeşil dönüşüm” ve “döngüsel ekonomi” anlayışını ülkenin her alanına yaymak için çaba sarf etmek gerekliliğini ifade etti.
ONAT, bu gelişmenin kendileri için son derece gurur verici olduğu kadar yol gösterici olduğunu da belirtti.
Emine Erdoğan Hanımefendinin himayesinde yürütülen “Sıfır Atık Projesi” karar tasarısının Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda oy birliğiyle kabul edildiğine vurgu yapan ONAT, Bu karar ile 30 Mart tarihinin dünyanın her yerinde “Uluslararası Sıfır Atık Günü” olarak kutlanacağını söyledi.
Angiad Başkanı Ertuğrul ONAT, Sanayi kuruluşları ve STK’lar olarak sıfır atık projesini desteklemek ve milli bir harekete dönüştürmek için ellerinden gelen her şeyi ortaya koyacaklarını dile getirdi.
Ertuğrul ONAT, Zirvenin yarınların inşasında önemli bir dönüm noktası olacağı inancıyla bir milad olarak kabul edilip gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak adına harekete geçilmesini ifade ederek şunları söyledi; “Sayın Bakanım, özellikle Yeşil Kalkınma ve 2053 Net Sıfır Emisyon hedeflerimiz doğrultusunda; esnafımıza, sanayicilerimize, iş insanlarımıza yaptığınız çalışmalarla destek oluyorsunuz, yol açıyorsunuz. Ortaya koyduğunuz “Sıfır Atık Sanayi Modelini” ve eski sanayi alanlarının daha konforlu, daha modern, daha güzel yerlere taşınmasını son derece kıymetli buluyoruz. Yine atıl arazilerin yenilebilir enerji üretimi için tahsis edilmesini, “İlk İş Yerim Projesi” kapsamında yeni 50 bin yeni iş yerinin yapılacak olmasını da ekonomimiz için çok önemli görüyoruz. Ben yaptığınız tüm bu çalışmalar için gösterdiğiniz gayretlerden dolayı ANGİAD adına, bütün genç iş insanlarımız adına çok teşekkür ediyorum.”
Onat, sözlerini şu şekilde sonlandırdı; “iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini her gün yaşadığımız bir denklemde hiç kimsenin bu sorunlara kayıtsız kalamayacağı aşikar. Temiz enerjiye dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadelede sanayide dönüşümün şart olduğu gerçeğinden yola çıkarak tüm ortaklarla iş birliği ve dayanışmaya hazır olduğumuzun altını bir kez daha çizmek istiyorum. Başta her daim desteğini arkamızda hissettiğimiz Ankara sevdalısı Sayın Bakanımız ve tüm katılımcılarımıza teşekkür ediyorum.
29 Ocak 2025 tarihinde, kendinden önce hizmet felsefesiyle, topluma hizmet etmeyi amaç edinmiş uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan Rotary Bölge 2440 Federasyonu ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında, “El Ele Ekonomik Özgürlüğe” temasıyla el emeği üreten kadınları ekonomik özgürlüklerine kavuşturmanın amaç edinildiği GİKA Girişimci Kadınlar Projesi İşbirliği Protokolü imzalandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Binasında düzenlenen imza törenine, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Cemil TUGAY, Rotary Bölge 2440 Federasyon Başkanı Sayın Mert KORUR, GİKA Girişimci Kadınlar Projesi Rotary 2440 Bölge Eş Başkanı Sayın Zafer MENTEŞEOĞLU ile her iki kurumdan yetkililer katılmışlardır.
“El Ele Ekonomik Özgürlüğe” sloganıyla ülkemizdeki 3 Rotary Bölge Federasyonlarının işbirliğinde yürütülen, hedefi evlerinde el emeği üretim yapan 18-99 yaş aralığında ülkemizde yaşayan tüm kadınları ekonomik özgürlüklerine kavuşturarak kadının sosyal yaşamdaki gücünü artırmak için onlara e-ticaret yapabilme imkânı kazandırmak olan GİKA Girişimci Kadınlar projesi kapsamında, projenin paydaşı olan Başkent Üniversitesinin eğitim koordinatörlüğünde hazırlanan eğitim programı kapsamında, konularında uzman gönüllü eğitmenler tarafından Girişimcilikte elektronik ticaret, girişimci kadınlar için pazarlama stratejileri, elektronik ticarette hukuki sorumluluklar, mali yükümlülükler ve sorumluluklar, marka oluşturma, sosyal medya kullanımı, kamu kurumlarından hibe destek alabilme yöntemleri, kadın kooperatifleri ile gıda ve kozmetik ürünlerinin pazarlanması koşulları konularında çevrimiçi sertifikalı eğitimler verilmektedir.
Çevrimiçi eğitimlere düzenli devam eden ve sertifika almaya hak kazanan katılımcılar proje kapsamında açılan www.gikap.com.tr Girişimci Kadınlar Pazaryeri e-ticaret sitesinde, ücretsiz dükkân açabilme ve komisyonsuz satış yapabilme imkânına sahip olmaktadırlar. Devletimizin evlerinde el emeği üreterek e-ticaret yolu ile satanlara sağladığı vergi muafiyetiyle, bu kapsamdaki Girişimci Kadınlar 2025 yılı için yıllık yaklaşık 1.580.000.-TL tutarında ciro için sadece % 4 stopajla ürünlerini pazarlayabilmektedirler.
Bu proje kapsamında projeye paydaş olan yerel yönetimlerin desteğiyle projeye katılan Girişimci Kadınlara katma değeri yüksek el emeği üretim teknikleri konusunda ücretsiz mesleki eğitimler de verilecek olup, 6 Şubat 2023 depreminde zarar gören illere özel çalışmalar da yürütülmektedir.
İşbirliği protokolünün imzalanması sonrasında, Rotary Bölge 2440 Federasyon Başkanı Mert KORUR, GİKA projesinin kadın istihdamının yetersiz olduğu ülkemiz için öneminden bahsetti ve bu projeye katılan kadınların ekonomik özgürlüklerine kavuşmasıyla, ülkemizdeki kadınların ekonomik ve sosyal açıdan güçlenecekleri vurguladı. Sayın KORUR bu işbirliği için İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Cemil TUGAY’a ve İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerine teşekkür ederek, işbirliğinin hayırlı olmasını diledi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cemil TUGAY ise paydaşı oldukları GİKA projesinin İzmir’de ve ülkemizde yaşayan tüm kadın girişimciler için hayırlı olmasını diledi ve Rotary 2440 Bölge Federasyon Başkanı Mert KORUR ile GİKA Projesinin yürütülmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
Törenin sonunda Türkiye’deki 3 Rotary Bölgesinin Federasyonları tarafından ortak yürütülmekte olan GİKA Projesinin 2440 Bölge Federasyonu eş başkanı Zafer MENTEŞEOĞLU, GİKA Projesinin 2420 Bölge Federasyonu eş başkanı Ali DOĞAN ve 2430 Bölge Federasyonu eş başkanı Dr. Levent ÇOLAK’a da teşekkür ederek, Cumhuriyetimizin 102. Yılında, El Ele vererek Kadınlarımızı Ekonomik Özgürlüklerine kavuşturma yolunda imzalanan Girişimci Kadınlar Projesi İşbirliği Protokolü kapsamında, ülkemizdeki birçok STK ve yerel yönetimin de katılımıyla yürütülmekte olan GİKA projesine ülkemiz genelinde el emeği üreten tüm Girişimci Kadınların, projenin @gika.turkiye instagram adresinin profilindeki linke tıklayarak çevrimiçi ücretsiz kayıt olabileceklerini, bu yıl 8000 kadına hizmet ulaştırmanın hedeflendiği proje kapsamında açılan www.gikap.com.tr e-ticaret pazaryerinin e-ihracata başlaması yönünde de çalışmalar yaptıklarını açıkladı.
GELENEKSEL SPOR DALLARI FEDERASYONU Başkanlığına ABDÜLHADİ TURUS seçildi.
GELENEKSEL SPOR DALLARI Federasyonu’nun 6’ıncı Olağan ve Mali Genel Kurulu Ankara’daki THE GREEN PARK Otelde yapıldı.
GELENEKSEL SPOR DALLARI FEDERASYONU, Genel Kurulu AMATÖR SPORCULAR KONFEDERASYONU GENEL SEKRETERİ ABDULLAH ALBUNAR’ın Divan Başkanlığında gerçekleştirildi.
GELENEKSEL SPOR DALLARI Federasyonu’nun Genel Kurulundaki tek adaylı Başkanlık seçiminde ABDÜLHADİ TURUS Genel kurulun başlangıcında bir konuşma yaptı.
ABDÜLHADİ TURUS, konuşmasında şunları söyledi:” Biz, çok yetkin alanında çok uzman arkadaşlarla çalışacağız.
Biraz sonra bu arkadaşlarımı da sizlere tanıtacağım.
Her biri kendi alanında Türkiye’de farklı farklı başarılara imza atmış arkadaşlar; bizlere yeni dönemde, sizlere özellikle yeni oyun dallari, geleneksel kızak, mangala, 12 taş halat çekme ve mas güreşi ile tekrar geleneklerimizi geleceğe taşımak çocuklarımızın güvenli bir şekilde yaşamasını sağlamak ve o popüler kültüre karşı, bizim, asil kültürümüzü, geleneğimizi yukarılara, geleceğe taşımak için mücadele edeceğiz.
Biz, 2025 yılında da geleneksel kızakta baştan beri vardı. Ama yeni katılan beş spor dalında, 2025 yılını, onlar için bir tanıtım yılı olarak görüyoruz ve bu yıl bir kulüpleşme yılı olacak. 2025’te bütün arkadaşlarımızla bir seferberlik, bir tanıtım seferberliği yapacağız.
Ben bu yönetimi oluştururken, yönetimdeki arkadaşlarıma da söyledim.
Biz, aslında yeni yönetimde altyapıyı sağlayacağız. Onun üzerinde koşan varsa inşallah her bir dalımız için bir kurum oluşturacağız.
Bu kurum, geleneksel kızak da öyle, mangala da öyle, 12 taş ta, halat çekme de ve mas güreşi de. Her birinin bir kurulu olacak. İçinde nitelikli akademisyenlerin olduğu ve tecrübeli, bu oyunlarla ilgili Türkiye hakkında tecrübeli olan arkadaşları bu kurumlara yerleştireceğiz
Onlar, oyunlarımızın alt yapılarını oluşturacak. Oyunlarımuzla ilgili gelecek tasavvurları oluşturacak. Onları icra edeceğiz. O yüzden bunu söylemem gerekiyor.
Yönetim kurulumuzdan çok bu oluşturacağımız spor dallarımızın her birine ayrı ayrı oluşturacağımız bu yapılanmalar önem arz edecek. Onlar, bu işin icrasını yapacak. 2025 yılında dediğim gibi bir tanıtım seferberliği oluşturacağız. Bunun için yeni kulüpler oluşturacağız. Hemen işe başlayacağız. Hemen hızlıca antrenör eğitimlerine başlayacağız ve en önemlisi de nasipse bir geleneksel oyunlar tırı oluşturacağız ve Türkiye’nin her saatinde hep birlikte Türkiye’nin her ilinde işte belediyelerimizle, valiliklerimizle belediye meydanlarında bu geleneksel oyunlarımızı tanıtıp çocuklerimizi ilk başta bu oyunlara aşina edeceğiz. Biz, bir yandan da şunu söylüyoruz. Bizim geleceğimizin olması için bugün de İmari olarak sadece fikirsel imar değil, sokaklarımızın hem nitelikli hem güvenli olması gerekiyor. O nitelikli ve güvenli sokakların içinde de sokak oyunlarına, geleneksel oyunlara muhatap olan çocukları yetiştireceğiz.
Asıl gayemiz, sokaklarında kendi geleneksel oyunlarını oynayan ve gelecekte hakikaten idealleri olan ve o belirli yaşlara geldiğinde de hala ne diye oyunda oynasın?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın idealindeki gençler yetiştirmek için bu geleneksel oyunlara hep birlikte destek olacağız, hep birlikte bu oyunları uluslararası nitelikte de götüreceğiz.
ABDÜLHADİ TURUS’un konuşmasının ardından başkanlık seçimine geçildi.
GELENEKSEL SPOR DALLARI Federasyonu’nun Genel kurulundaki tek adaylı Başkanlık seçimi sonucunda ABDÜLHADİ TURUS oy kullanan 107 delegeden 92 ‘sinin oyunu alarak GELENEKSEL SPOR DALLARI Federasyonu Başkanlık koltuğuna oturdu.
GELENEKSEL SPOR DALLARI Federasyonu Başkanlığına seçilen Abdülhadi TURUS, başkanlık seçiminin akabinde bir teşekkür konuşması yaptı.
ABDÜLHADİ TURUS teşekkür konuşmasında şunları söyledi:” Bu ciddi katılıma benim soyleyecegim tek bir şey var. Biz, kiliklerle, belirli kişilerle değil, hakikaten o genel katılımla ve kapsayıcı bir yönetimle bu işi götüreceğiz.
Sizlerin yönlendirmesiyle de geleneksel sporları daha yukarılara taşımaya devam edeceğiz. Ben, ilginiz için çok teşekkür ediyorum. Yeni yönetimimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Katkı sunanlardan herkese de tekrardan çok teşekkürler.
Sağ olun.
Yapılan seçim sonucu, yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri de belirlendi.
Genel Kurul, yönetim kurulu üyelerinin toplu ve hatıra fotoğraf çekimleriyle sona erdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir Oluruz 6 Şubat Depremleri Anma Programı”nda yaptığı konuşmada “İnşa edeceğimiz konutların tamamının yapımına başladık kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirip hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylelikle yılbaşına kadar toplam 453 bin konut, yani neredeyse yarım milyon konut yapacak ve evine girmeyen iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman Gençlik ve Spor Müdürlüğü Spor Salonu’nda gerçekleştirilen “Bir Oluruz 6 Şubat Depremleri Anma Programı”na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, herkesi derinden sarsan, yüreklerde büyük yaralar açan, milletin hafızasında asla silinmeyecek izler bırakan 6 Şubat depremlerinin ikinci seneidevriyesinde olduklarını belirtti.
6 Şubat asrın felaketinde yitirdikleri 53 bin 737 kişinin her birine Allah’tan rahmet niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondakilerle birlikte şehitler için Fatiha suresini okudu.
Deprem şehitlerinin ruhlarının şad, mekanlarının cennet olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toprağa verdiğimiz canlarımızın aziz hatıralarını, aminlerle, Fatihalarla, Yasinlerle, dualarla kalplerimizde yaşatmaya devam edeceğiz. Rabb’im ülkemizi ve milletimizi böylesi afetlerden muhafaza buyursun. Deprem şehitlerimizin yakınlarına ve milletimize bir kez daha sabrı cemil diliyorum. Bu vesileyle tüm şehitlerimizle birlikte dün Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan Binbaşı Murat Kemal Yetişen’e de Allah’tan rahmet diliyor, silah arkadaşlarına ve ailesine taziyelerimi iletiyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün hem 6 Şubat gecesinin acısını ilk günkü tazeliğiyle kalplerde hissettiklerini hem de devletin desteği, milletin dayanışması ile deprem bölgesini yeniden ayağa kaldırmanın haklı gururunu yaşadıklarını söyledi.
6 Şubat’ta 11 ilde meydana gelen sarsıntıların, sadece bu illerdeki insanları değil, 85 milyon olarak herkesi derinden etkilediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok ülkenin yüzölçümünden daha büyük bir alanda meydana gelen depremlerden 14 milyon vatandaşımız etkilendi. 2,5 milyonu aşkın vatandaşımız farklı illere göç etmek zorunda kaldı. Asrın felaketi, ülkemiz için doğrudan 104 milyar dolar, dolaylı olarak da 150 milyar dolarlık ağır bir maliyete yol açtı. Herkesin altından kalkamayacağı bu ürkütücü tabloya rağmen hem millet hem de devlet olarak bir an olsun ümitsizliğe kapılmadık. Yüreklerimize düşen ateşi bir an önce söndürmek için gece gündüz demeden, yılmadan, yorulmadan, sabırla, azimle kararlılıkla çalıştık.”
“ÇELİK BİR İRADEYLE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ilk anından itibaren devletin tüm imkânları seferber ederek 650 bin personelle tüm kurumları afet sahasına gönderdiğini dile getirdi.
Hızla enkaza koşan arama kurtarma ekiplerinin, güvenlik güçlerinin, sağlık çalışanlarının, işçilerin, mühendislerin, gönüllülerin ve sivil toplum kuruluşlarının tek yürek tek bilek olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “O zor günlerde siyasi menfaat devşirmek amacıyla ‘devlet nerede’ diye soranlara, ‘devlet işte burada halkının yanında’ diyerek cevabımızı hem de çok güçlü bir biçimde verdik. Devleti, evsiz kalan analarımızın, babalarımızın, evlatlarımızın ellerini tutarken, dertlilere derman olurken gösterdik. Devleti eğitimden, sağlığa, ulaşımdan, ticarete sorunları çözmek için aylarca deprem bölgesinde kalan bakanlarımızla, yöneticilerimizle, kamu görevlilerimizde gösterdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devleti, deprem turistleri çekip gittikten sonra tam 2 yıldır buralarda gece gündüz demeden süren inşa ve ihya çalışmalarıyla gösterdik. Devleti, teslim edilen konut ve iş yerleriyle, yapılan yollar ve köprülerle, inşa edilen okullar ve hastanelerle, verilen destek ve teşviklerle gösterdik. Gözyaşlarımızı içimize akıtarak, emekle, alın teriyle, metanetle, çelik bir iradeyle şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırıyoruz. O gün, yıkıntılarla dolan sokaklarımız bugün çocuklarımızın, gençlerimizin, gülüşleriyle ümit dolu çehreleriyle hamdolsun yeniden çiçekleniyor. Bizi ve devletimizi milletimize ve depremzedelerimize mahcup etmeyen Rabb’ime bugün bir kez daha hamdediyorum.”
Ankara ve İstanbul’daki sıcak ofislerinden ahkâm kesenlere, aynaya bakmadan “Bize ne yaptınız?” diye soranlara özetle bazı rakamları hatırlatmak istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde afetlerin ardından enkaz kaldırma çalışmaları yıllar alırken sadece birkaç ayda konutları yükseltmeye başladıklarını belirtti.
“DEPREM BÖLGEMİZİN TAMAMINDA İÇME SUYU, KANALİZASYON VE YAĞMUR SUYU HATTINI KOMPLE YENİLİYORUZ”
İki hafta önce 24 Ocak’ta, 201 bininci yuvanın anahtarlarını Malatya’da hak sahiplerine teslim ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son iki yılda deprem bölgemize 2,6 trilyon lirayı aşan yatırımlar yaptık. 2025 bütçemizde ise 584 milyar liralık kaynak tahsis ettik. İnşa edeceğimiz konutların tamamının yapımına başladık. Kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirip hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylelikle yılbaşına kadar toplam 453 bin konut yani neredeyse yarım milyon konut yapacak ve evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız” diye konuştu.
“Deprem bölgemizin tamamında uzunluğu 11 bin kilometreyi aşan içme suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu hattını komple yeniliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin toplam sınır ve kıyı uzunluğunun yaklaşık 11 bin kilometre olduğunu hatırlatıp, depremden etkilenen şehirlerde Türkiye’nin çevresini baştan başa dolaşacak uzunlukta bir altyapı yatırımının gerçekleştirildiğini kaydetti.
“BÖLGEDE HİZMET VEREN SAĞLIK TESİSLERİNE EK OLARAK 34 SAHRA HASTANESİ KURDUK”
Deprem bölgesindeki hizmetlerin aksamaması ve hayatın tekrar normale dönmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile diğer bakanlıklar ve belediyelerle olağanüstü bir çaba gösterildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bakanlığının deprem bölgesinde 42,5 milyar lira bedelle 5 bin 588 yataklı 110 sağlık tesisini tamamladığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede hizmet veren sağlık tesislerine ek olarak 34 sahra hastanesi ve 176 acil müdahale ünitesi kurulduğunu söyledi.
Sağlık alanında bölgede 58 milyar liralık toplam 5 bin 750 yataklı 92 sağlık tesisinin inşasının ise devam ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölge genelinde 557 acil yardım istasyonunun yanı sıra 939 ambulans, 88 UMKE aracı ve 3 helikopterle sağlık hizmetlerini sürdürdüklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin yataklı Hatay Şehir Hastanesi ile bin yataklı Kahramanmaraş Şehir Hastanesinin projelerinin tamamlandığını hatırlatarak, yıl içinde de ihalelerinin yapılacağını bildirdi.
“BÖLGEDE TOPLAM 697 YENİ MAHKEME KURARAK İŞ YÜKÜNÜ HAFİFLETTİK”
Adalet hizmetlerinin kesintiye uğramadan sürmesi için âdeta bir yargı seferberliği başlattıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bine yakını hâkim ve savcı olmak üzere yaklaşık 10 bin personelin deprem şehirlerinde görevlendirildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede toplam 697 yeni mahkeme kurarak iş yükünü hafiflettik. 21 adliye binası, 12 ceza infaz kurumu, 3 adli tıp hizmet binası, 1 personel eğitim merkezi ve 82 kamu konutunu 2025 yılı yatırım programımıza aldık. Bunlardan 8 adliye, 2 ceza infaz kurumu, 2 adli tıp ve 11 kamu personel konutunun inşası sürüyor. 13 adliye, 10 ceza infaz kurumu, 1 adli tıp, 1 personel eğitim merkezi ve 71 personel konutu binamızın da inşaat öncesi hazırlıkları devam ediyor” şeklinde konuştu.
“BUGÜNE KADAR 524 OKUL VE 7 BİN 500 DERSLİĞİN YAPIMINI TAMAMLADIK”
Depremden etkilenen illerde 6 Şubat öncesi eğitim öğretim faaliyetlerinin 11 bin 567 okuldaki 119 bin 200 derslikte devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün itibarıyla derslik sayımız 132 bin 168’e ulaştı. Depremde bin 295 okul ve 9 bin 935 derslik yıkılmış veya kullanılamaz hâle gelmişti. Bugüne kadar 524 okul ve 7 bin 500 dersliğin yapımını tamamladık. Orta hasarlı 134 okul ve bin 537 dersliği güçlendirdik. Az hasarlı 63 bin dersliği onardık. Hâlihazırda 717 okul ile 13 bin dersliğin yapımı 115 okul ve bin 582 dersliğin güçlendirme çalışmaları devam ediyor. İnşallah bunları eylül ayına kadar hizmete açmayı hedefliyoruz. Bu çalışmaların sonunda bin 241 yeni okul ve 19 bin 784 derslik yapacak, 249 okul ve 3 bin 119 dersliğin de güçlendirmesini tamamlayacağız. Böylece deprem bölgesindeki derslik kapasitesini yüzde 10 artırarak 6 Şubat’tan önceki kapasitenin üzerine çıkartacağız.”
Deprem bölgesinde ulaşım olmadan atılan her adımın yarım kalacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede kara yolu, hava yolu, demir yolu, denizcilik ve haberleşme alanında önemli çalışmaları hayata geçirdiklerini söyledi.
“DEPREM KONUTLARININ BAĞLANTI VE İMAR YOLLARININ YAPIMINA DEVAM EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 ilde 26 ayrı kesimde toplam 336 kilometre uzunluğunda bağlantı ve imar yolunun ihalesinin tamamlandığını ve çalışmalara başlandığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Deprem konutlarının bağlantı ve imar yollarının yapımına devam ediyoruz. Demir yollarında hasar gören bin 275 kilometre uzunluğundaki hattımızın bin 60 kilometrelik kısmının yapım ve onarım çalışmaları bitti. Kalan kısmı da kısa süre içinde hizmete açmayı planlıyoruz. Hatay Havalimanı’mızın uçuş pisti depremde ciddi zarar görmüştü. 3 bin metre uzunluğundaki bu pistin yapım çalışmaları sürüyor. Geniş gövdeli uçakların da inebileceği yeni bir pisti inşallah Hatay’ımıza tekrar kazandırıyoruz. 163 noktaya ücretsiz uydu terminali ile kablosuz erişim noktaları kurduk. Haberleşme altyapıları için işletmecilerin gerekli planlamaları yaparak yaklaşık bin 400 adet kalıcı baz istasyonu kurmalarına yardımcı olduk.”
Deprem bölgesindeki işletmelerin sanayi, kalkınma, yatırım teşvikleri ile KOSGEB ve TÜBİTAK destekleri gibi pek çok alanda yanında olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Depremden etkilenen 11 ilimizde 15 organize sanayi bölgesi ve 17 sanayi sitesi projesi için 14 milyar 755 milyon liralık kaynak sağladık. 9 ilimizde 3’ü organize sanayi, biri endüstri bölgesi olmak üzere 34 adet sanayi alanı ilan ettik. Depremden zarar gören sanayi işletmelerinin hasarlarının giderilmesi amacıyla 2025 yılı için yaklaşık 3 milyar lira ödenek tahsis ettik. Kalkınma ajanslarımızla afet illerimizde bin 655 projeye 3 milyar lira, bölge kalkınma idarelerimizle 132 projeye 1,1 milyar lira kaynak aktardık. Depremden yoğun olarak etkilenen 65 ilçemizdeki yatırımları en üst seviyede yatırım teşvikleriyle destekledik.”
“TOPLAM 34,5 MİLYAR LİRA KİRA DESTEĞİ VERDİK”
Bölgede 204 milyar lira yatırım büyüklüğüne sahip, 50 bin 774 kişiye istihdam sağlayacak bin 116 yatırım için teşvik belgesi düzenlediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem Sonrası Canlanma Destek Programı ile 60 bin 673 KOBİ’ye 37 milyar liranın üzerinde kaynak sağladık. TÜBİTAK aracılığıyla 484 araştırma geliştirme projesine 772 milyon lira destek, 2 bin 500’e yakın öğrenci ve araştırmacıya 672 milyon lira tutarında burs verdik” dedi.
İçişleri Bakanlığının 59’u vali olmak üzere olmak üzere 708 mülki idare amiriyle 142 bin 500 güvenlik personelini bölgede görevlendirdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Arama kurtarma ve enkaz çalışmalarından iaşe ve ibate hizmetlerine, geçici barınma alanlarının kurulumundan ortak kullanım alanlarının düzenlenmesine geniş çaplı koordinasyon faaliyetleri yürüttü. Konteyner kentlerde kalan vatandaşlarımızın gıda-market alışverişleri için 73 bin Esen Kart dağıttık. 2025 itibarıyla 363 bin haneye toplam 34,5 milyar lira kira desteği verdik. Taşınma, destek, kira, tahliye, vefat yardımı ve diğer destek ödemelerinin toplamı 150 milyar liraya yaklaştı. Çalışma ve sosyal güvenlikte Toplum Yararına Programımız çerçevesinde 15 milyar lira tutarında 77 bin binden fazla kontenjan tahsis ettik. Kısa çalışma ödeneği ile 111 binden fazla kişiye toplam 1 milyar liralık ödeme yapıldı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik ve spor alanında 23 bin 692 depremzede öğrencinin öğrenim kredisinin karşılıksız bursa dönüştürüldüğüne dikkati çekerek, şu bilgileri paylaştı: “18 bin afetzede öğrencimize de yeni eğitim öğretim yılında öğrenim bursu tahsis ettik. Deprem bölgemizin 4 ilindeki toplam 9 bin 710 yataklı 9 yeni öğrenci yurdumuzdan 3’ünün inşası tamamlandı, 6’sının yapımı devam ediyor. 8 şehrimizdeki 10 bin 500 yatak kapasiteli 8 yeni öğrenci yurdumuz ise proje aşamasında, bunların yapımına kısa sürede başlayacağız. Diyanet İşleri Başkanlığımız, bölgede zarar gören camilerimizin ve Kur’an kurslarımızın onarımı ve inşası için 156 milyon liralık yardımda bulundu. İlköğretim, ortaöğretim ve lisans düzeyindeki 7 bin 90 öğrenciye 10 milyon liranın üzerinde eğitim desteği verdik. Kültür Bakanlığımız, depremde hasar gören farklı illerimizdeki 12 cemevinin bakım, onarım ve tefrişat çalışmalarını yaptı, 377 vakıf kültür varlığının restorasyonuna başladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, 4,1 milyon vatandaşımıza psikososyal destek sundu. Aile ve Gençlik Fonu’ndan yeni evlenen 5 bin 653 çifte iki yıl geri ödemesiz 48 ay vadeli faizsiz kredi desteği verdi. Deprem bölgemizdeki 16 kadın konukevinde 18 bin 201 afetzedeyi misafir ettik.”
“DÜNYA BANKASI İLE KREDİ PAKETİ İMZALADIK”
Son iki yılda 11 ilde toplam 30 milyar lira tarımsal destek ödemesi yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçme ve tarımsal sulama için 20 milyar liralık yatırımımız oldu. 46 milyar lira daha yatırım yapacağız. Hayvanlarını kaybedenlerin zararlarını karşıladık. Deprem illerinde 335 bin çiftçiye 4,8 milyar lira mazot ve gübre desteği ödemesini gerçekleştirdik” dedi.
Depremde zarar gören İskenderun Balıkçı Barınağı’nın onarımını 1,3 milyar liralık maliyetle geçen yıl tamamladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Deprem bölgesinin zarar gören tarım altyapısının iyileştirilmesi konusunda Dünya Bankası ile bir kredi paketi imzaladık. Çiftçilerimize önümüzdeki 5 yılda çeşitli kalemlerde toplam 250 milyon dolar hibe vereceğiz. Enerjide elektrik, doğal gaz, petrol, iletim, dağıtım veya depolama hatlarında deprem sebebiyle 24,1 milyar liralık hasar oluşmuştu. Enerji altyapısındaki hasarların giderilmesi için kamu ve özel sektör tarafından 2024 sonu itibarıyla 19 milyar lira yatırım yapıldı. Savunma sanayisinde birçok kritik üretim tesisi yatırımına başlandı. Belediyelerimiz tarafından da çok sayıda yatırım, hizmet, eser ve proje şehirlerimize kazandırıldı, destek olundu, çalışmalara katkı verildi.”
“ADIYAMAN MERKEZ DEVLET HASTANEMİZİ BU YILIN SONUNA KADAR TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ”
Adıyaman’ın ihya ve inşa çalışmaları kapsamında şimdiye kadar eğitimde 555 dersliğin yapıldığını, 684 dersliğin yapımına da devam edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlıkta 350 yataklı Adıyaman Kadın Doğum ve Çocuk Hastanemiz geçtiğimiz kasım ayından itibaren hasta kabulüne başlamıştı. İnşallah birazdan canlı bağlantıyla resmî açılışını da yapacağız. Yine 50 yataklı Çelikhan Acil Durum Hastanemizi tamamladık ve bu ay vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Yapımı süren 150 yataklı Adıyaman Merkez Devlet Hastanemizi bu yılın sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Altınşehir bölgemizde 100 yataklı devlet hastanesi projemizi, yatırım programımıza aldığımızın müjdesini de sizlerle paylaşmak istiyorum” diye konuştu.
Adıyaman’da 27 bin 433’ü konut, 3 bin 973’ü köy evi olan 31 bin 406 konutu teslim ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalan konutları da 1 sene içinde tamamlayıp hak sahiplerine teslim edeceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’daki 4 millet bahçesi projesinden 2’sinin tamamlandığını belirterek, “Söz verdiğimiz Sincik-Malatya yolu ve Adıyaman-Çelikhan yollarının da ihalelerini gerçekleştirerek yapım çalışmalarını başlattık. Besni İl Yolu, Gölbaşı-Adıyaman-Kahta yolu, Kahta-Narince-Siverek yolu, Narince-Gerger İl Yolu, Besni-Araban yolu ikmal işi gibi 9 ayrı kara yolu projemizin çalışmaları da devam ediyor. Depremde hasar gören demir yollarımızın altyapı, üstyapı ve sanat yapılarının onarım ve güçlendirme çalışmalarını sürdürüyoruz” ifadesini kullandı.
Yatırım tutarı 500 milyon lira olan Adıyaman Kablo Konnektör AŞ’nin fabrika inşasının yıl içinde tamamlanarak üretime başlayacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’ın ayağa kaldırılmasına destek veren belediyeleri tebrik etti.
“İHYA VE İNŞA ÇALIŞMALARIMIZI BAŞARIYLA YÜRÜTÜYORUZ”
Daha nice çalışma, proje, eser ve yatırımı Adıyaman ile depremin yıktığı şehirlere kazandırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunu bir kez daha açık ve net ifade etmek durumundayım; devletimiz, tüm birimleriyle, tüm kaynaklarıyla afetzede kardeşlerimizin yanında oldu, inşallah olmaya da devam edecek. Biz, deprem bölgesini sadece yıl dönümlerinde hatırlayanlar gibi laf üstüne laf koyan değil, taş üstüne taş koyanlardanız. Muhalefetin havsalasının bile almayacağı birçok alanda ihya ve inşa çalışmalarımızı başarıyla yürütüyoruz. Muhalefetin de en azından yönettikleri belediyelerde, reklama ayırdıkları mesaiyi kentsel dönüşüm ve depreme hazırlık çalışmalarına ayırarak çabalarımıza katkı vermesini bekliyoruz. Bu işler yılda 2 gün buralara gelip konuşmakla olmaz. Sürekli eleştirerek, sürekli yapılan işlere kulp takarak muhalefet edilmez.”
“İLK GÜNDEN BERİ DEPREM BÖLGESİNDEN ELİMİZİ ÇEKMEDİK”
Hükûmetin, AK Parti’li belediyelerin ve hayırseverlerin icraatlarının ortada olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada hemen hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı büyük bir inşa ve ihya hamlesine 2 yıl gibi kısa bir sürede hamdolsun imza attık. Ana muhalefet partisinin genel başkanları ise seçimler öncesinde geldiler, bedava ev sözü verdiler, sonra da buhar olup uçtular. Yapılanı kötülemek ve devletimizi tenkit etmek dışında depreme dair özellikle hiçbir gündemleri, hiçbir projeleri ve faaliyetleri maalesef yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, medya ve sosyal medyadan yüksek perdeden konuşanların çoğunun zaten deprem bölgesinin yollarını unuttuğunu belirterek, “Biz ise ilk günden beri deprem bölgesinden elimizi çekmedik. Şehirlerimizi ayağa kaldırmak, vatandaşlarımızı yeni yuvalarına süratle kavuşturmak için çalıştık, çabaladık, ter döktük. İnşallah bundan sonra da elimizi buralardan asla çekmeyeceğiz” açıklamasında bulundu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.