Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan depremlerden etkilenen Malatya’da incelemelerde bulundu ve arama kurtarma çalışmaları hakkında yetkililerden bilgi aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “asrın felaketi” olarak nitelenen, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Malatya’daki incelemelerinin ardından açıklamada bulundu.
Malatya’ya ve Malatyalılara “geçmiş olsun” dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletçe tarihin en büyük doğal afetlerinden birinin yaşandığını vurguladı.
Türkiye’nin pazartesi sabah 04.17’de 7,7 ve dokuz saat sonra da 7,6 şiddetinde depremlerle sarsıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli bu depremlerin 10 ilde çok ciddi yıkıma ve can kaybına sebep olduğunu aktardı.
Depremin vurduğu illerden birinin de Malatya olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün ve önceki gün Kahramanmaraş, Hatay, Adana, Gaziantep, Osmaniye ve Kilis’i ziyaret ederek maruz kalınan afetin büyüklüğünü bizzat yerinde tespit etme fırsatı bulduğunu söyledi.
“SİVİL TOPLUM KURULUŞLARIMIZ VE GÖNÜLLÜLERİMİZ SAHADA AKTİF ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de önce Adıyaman’ı ziyaret ettiğini belirterek, şöyle konuştu: “Milletçe yüreklerimizde yanan ateşi tarif edecek kelime bulamıyorum. Kayıplarımızın sayısı arttıkça maalesef üzüntümüz de katlanarak artıyor. Son tespitlerimize göre hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı ülke genelinde 19 bin 388’e, yaralı kurtarılanların sayısı 77 bin 711’e ulaştı. Ülkemizin dört bir yanından deprem bölgesine gelen sivil toplum kuruluşlarımız ve gönüllülerimiz sahada aktif çalışmaya devam ediyor. Ordumuz, polisimiz, jandarmamız gerek güvenlikle ilgili bir zafiyet olmaması gerekse yardım faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi için olağanüstü gayret sarf ediyorlar. Şu an 10 ilimizde yurt dışından gelen ekiplerle birlikte toplam 141 bini aşkın personel bilfiil görev yapıyor.”
AFAD ve diğer kurumların, depremzedelerin barınma ihtiyaçlarının süratle karşılanması için çadır, konteyner, prefabrik yapıların kurulumlarını gerçekleştirdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kurumlarımız ve hayırseverler seyyar mutfak ve aşevleri aracılığıyla depremzedeler için yardım ekiplerimizle sıcak yemek sağlıyor” dedi.
“DEVLETİMİZ TÜM İMKÂNLARIYLA VATANDAŞININ YANINDADIR”
Kendi yerlerinde, kendi imkânlarıyla günlük 20 bin, 50 bin, 100 bin kişilik sıcak yemek hazırlayıp, ekmek yapıp şehirlerine ve çevredeki yerleşimlere dağıtan kişi, kurum ve sivil inisiyatifler olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kamu kurumlarımız, belediyelerimiz ülkemizin dört bir köşesinden yüzlerce yemek ve ekmek üretim aracını bölgeye gönderdi. Hiçbir ayrım gözetmeden burada canla başla çalışan herkesten Allah razı olsun. Devletimiz personeliyle, kurumlarıyla, aracı gereciyle hâsılı tüm imkânlarıyla vatandaşının yanındadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bu çalışmalar için öncelikle 100 milyar liralık bir kaynak tahsis ettik. AFAD acil yardım ödeneğinden oturduğu binalar yıkılmış, ağır veya orta hasar görmüş vatandaşlarımıza hane başına 15 bin lira taşınma yardımı yapmaya başlıyoruz. Yine bu hanelerdeki vatandaşlarımızdan konteyner kentler dışında barınacaklara ev sahipleri olanlar için aylık 5 bin lira, kiracı olan için aylık 2 bin lira kira yardımı yapacağız” dedi.
“AMACIMIZ, EN KISA SÜREDE ACILARI DİNDİRMEK VE İNSANIMIZIN MAĞDURİYETİNİ GİDERMEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AFAD’ın yardım kampanyasına Meclisten iş dünyasına kadar geniş bir katılım olduğuna işaret ederek, “Uluslararası camiadan da hem üzüntü beyanları hem yardım teklifleri almaya devam ediyoruz. Amacımız, en kısa sürede acıları dindirmek ve insanımızın mağduriyetini gidermektir. Enkaz kaldırma çalışmalarının ardından inşallah yeniden inşa çalışmalarına başlayacağız. Çevre, Şehircilik Bakanıma talimatı verdim, TOKİ aynı şekilde gerekli talimatı aldı ve süratle 10 ilimizde bir taraftan enkaz kaldırma çalışmalarını yapacak, diğer taraftan rezerv alanlarda da inşaatlarımızın yapımına başlayacağız” ifadelerini kullandı.
“BUGÜN BİRLİK OLMA GÜNÜDÜR”
Vatandaşlardan bu konuda bir yıl müsaade isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir yıl içerisinde Allah’ın izniyle bu işi bitireceğiz. Hiçbir insanımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızdan devletlerine güvenmelerini istiyorum. Bazı istismar şebekelerine sakın kulak vermeyin. Bu süreç istismar süreci değildir. Bugün birlik olma günüdür, dayanışma günüdür, tek yürek olarak vatandaşlarımızla el ele verme günüdür. Özellikle sosyal medya platformları vasıtasıyla, yalan yanlış haberlerle sizleri galeyana getirmek isteyen provokatörlere kesinlikle prim vermeyin. Milletimizin acısı üzerinden ister ticari, ister siyasi, ister başka amaçla istismar peşinde koşanların hepsini de maşeri vicdan kaydediyor” diye konuştu.
Depremden etkilenen 10 ilde olağanüstü hâl ilan edilmesine ilişkin kararın çıkarıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Niye çıkardık? Bunu istismar etmesinler diye. Bazı yerlerde soygunlar oldu, marketler soyuldu. Düşünün, bu millet harama hiçbir zaman tevessül etmez. O marketlerin sahiplerine müracaat etseler, onlar zaten marketlerinde ne var ne yok hepsini seferber eder. Şu anda binlerce tır deprem bölgesine geliyor. Giyecek, yiyecek her şey geliyor. Niye? Bu millet vefakâr, bu millet cefakâr, bu millet hiçbir zaman mağdura, mazluma el uzatmadan yapamaz. Bizim mayamızda bu var. Her şeyden önce Müslümanız ve biz bir ekmeği paylaşmasını da gayet iyi biliriz ve her zorluğun sonunda bir kolaylığın, her karanlığın sonunda bir aydınlığın, her gözyaşının sonunda bir ferahlığın olduğunu çok iyi biliyoruz. İçinden geçtiğimiz bu sancılı dönemin üstesinden hiç endişe etmeyin hep beraber geleceğiz. Ülkemizin daha önce yaşadığı felaketlerdeki yaraları nasıl hızla sardıysak, inşallah burada da aynısını yapacağız. Hiç kimseyi aç, açıkta bırakmayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim bizleri bir daha böyle ağır imtihanlarla yüz yüze bırakmasın” temennisinde bulunarak, ilk günden itibaren fedakârca çalışan tüm ekiplere, gönüllülere ve sivil toplum kuruluşlarına teşekkür etti.
Tüm bu illerde bakanların görevli olduğunu ve işi koordine ettiklerini, AFAD’ın da aynı şekilde koordinasyonunu sürdürdüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin bütün teşkilatlarının, tüm elemanlarının da aynı şekilde çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nden Bağımsızlık Günü ve Bangalore yılı resepsiyonu.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık ve Milli Gününün 54’inci, Bangladeş ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 51’inci yıldönümü ile 1432 Bengal Yeni Yılı Ankara’da kutlandı.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçiliği’nce, Milli Gün dolayısıyla Ankara Divan otelde bir resepsiyon düzenlendi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Amanul Haq ile Eşi Hanımefenfi Runa Mahzabeen AHMED, Divan oteldeki resepsiyona ev sahipliği yaptı.
Bangladeş Milli Günü resepsiyonunda Türkiye’yi Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU temsil etti.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonunda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Büyükelçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Eski Başbakan yardımcısı ve TBMM Başkanı Bülent ARINÇ da resepsiyona katıldı.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonu iki ülkenin Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin hemen ardından kürsüye ilk olarak Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq geldi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq konuşmasında, şunları kaydetti:
Bayanlar ve Baylar, iyi akşamlar ve hepinize çok sıcak bir hoşgeldiniz.
Burada bulunmaktan büyük bir gurur ve derin bir sevinç duyuyorum. Bağımsızlığın 54. yıldönümü ve ulusal gün. Aslında 26 Mart’tayız ama o Ramazan ayına rast geliyordu. Bu yüzden bugün kutluyoruz, 1971’de bu günde büyük ulusumuz özgürlüğe doğru ilk adımını attı.
Uzun ve sert bir bağımsızlık mücadelesinin başlangıcını işaret eden bir andı. Halkımızın gücü, cesareti ve kendi kaderlerini tayin etmeleri için durmaksızın mücadelenin sembolüdür, Bu ay, ulus Bengali Yeni Yıl’ının başlangıcını kutladı. Bugün, sizinle birlikte Bengal’de Yeni Yıl’ı da kutluyoruz.
Ulusal bir tarihimiz yok, bu fırsatı değerlendirerek içten dileklerimi iletmek istiyorum. Selamlar ve barış, refah ve mutluluk için en iyi dileklerimle, Yeni Yılın başlangıcında, Bengal Yeni Yılı’nın Bangladeş’teki en renkli yıl olduğunu belirtmeliyim.
Bu fırsatta, sarsılmaz destekleri için Türkiye hükümetine ve halkına içten teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Dostluk ve misafirperverlik, Türk halkının Bangladeş ile dayanışması, özellikle zor zamanlarda. Gerçekten paha biçilemezdi. Ayrıca bugün burada bulunan tüm konuklarımıza varlığınızla bizi onurlandırdığınız için derin takdirlerimi sunmak istiyorum, bu kutlamaya katılımınız uluslarımız arasındaki boyutu güçlendiriyor.
Sonuç olarak, hepinizi bana katılmaya davet ediyorum. Bangladeş’in refahı ve ilerlemesi, çiffçiler arasındaki sevgi dolu dostluğa ve barış, adalet ve işbirliğinin paylaşılan değerlerine. Teşekkür ediyorum. Supernova’nın uzun sıcak aile günleri ve ebedi bir dostluğumla birlikte olması gerekir.
Çok teşekkür ederim.
Bangladeş Büyükelçisi Amanul Haq’ın konuşmasının hemen akabinde kürsüye Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU geldi.
Bangladeş’in Ankara Divan Oteldeki resepsiyonununda Türkiye’yi temsil eden Sağlık Bakanı Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU da konuşmasında şunları söyledi: “Değerli dostlar, ülkelerimiz arasındaki sağlık alanında var olan ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleşmesinin önem arz ettiğine inanıyorum. Sağlık alanındaki ilişkilerimiz daha geniş ve işbirliği potansiyeline sahiptir. Bu anlamda 2010 yılında imzalanan iş birliği anlaşması önem arz etmektedir.
Bakanlığımız, insani yardım çalışmalarına aktif katkı sunmaktadır. Türk sahra hastanesi hastalara sağlık hizmeti sunmaktadır. Bu büyük insani kültür paylaşımında, ülkelerimiz arasındaki dayanışmanın somut örneğini teşkil etmektedir.
Sözlerimi sonlandırırken, BANGAL yılı ve bağımsızlık günü vesilesiyle en içten dileklerimi sunuyor, Bangladeş’in, barış, refah ve huzuruna verdiğimiz katkı her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bangladeş milli gününü kutluyor, hepinize teşekkür ediyorum.”
Konuşmalardan sonra resepsiyon için özel olarak hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Bangladeş ve Türk mutfağından özenle hazırlanmış yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, davetlilerin Büyükelçi Amanul HAQ ve Askeri Ataşe Iftequr RAHMAN ile hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Konuşmalar ve pasta kesiminden sonra Bangladeş Milli Günü resepsiyonu folklor ve müzik ekibinin gösterisiyle devam etti.
Bangladeş Milli Günü dolayısıyla Ankara’da verilen resepsiyondaki konuşmaların ve dans ve müzik gösterisİnin akabinde davetlilere Türk ve Bangladeş mutfağından lezzetli yemeklerin ikramı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın, 9 Temmuz 2024’te uzaya fırlatıldığını, ilk test yayınının ise 17 Şubat’ta yapıldığını belirtti.
Tüm süreçlerin sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.
Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye destek olan ve uzay sanayisine gönül vermiş tüm personeli tebrik etti.
En az 15 yıl hizmet verecek TÜRKSAT 6A ile birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısının altıya, uzaydaki uyduların toplam mevcudunun da 10’a yükseldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydusunun televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacağını söyledi.
Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan TÜRKSAT 6A ile televizyon yayını yapılan uyduların artık yedeklenebileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay iletişim ve haberleşme sektörleri için atılmış çok büyük bir adım olan TÜRKSAT 6A uydusunun ülke ve millet için hayır getirmesini temenni etti.
Özellikle haberleşme uyduları gibi teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin millî güvenlik açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz, yerli ve millî teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını belirterek, hayata geçirilen teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularının üretiminde TÜRKSAT mühendislerinin de yer almasını sağladıklarını anımsattı.
Devamında 5A ve 5B uydularının yapımında 12 mühendisi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dâhil ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllara sâri bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiğin aşıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en yüksek yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A uydusunu üretme imkân, yetenek ve tecrübesine sahip olunduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapamayız’ diyenlere inat, ‘Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız’ dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yani yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında ‘Bizden bir şey olmaz’ diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan eşik zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir” diye konuştu.
Mühendislere ve Türkiye’nin uzaydaki varlığına güç katanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıldır olduğu gibi önce hayalleri hedeflere sonra da hedefleri gerçeklere dönüştürmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve millî haberleşme uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alanın, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsayacak şekilde daha da genişleyeceğini belirterek, “Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek” ifadelerini kullandı.
Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde Türkiye’nin artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim niteliğindeki bu projeyle, yerli ve millî bir haberleşme uydusu platformuna sahip olunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte uydu üretim ekosistemi kurarak, birçok kurum ve kuruluşun uzay sanayisine katkı vermesini sağladıklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik. İhracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik.”
Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle millî uydu markası oluşturma ve millî uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz” dedi.
Çıtayı sürekli yukarıya çıkartarak hedeflere ulaşacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda şu gerçeği hepimiz görmekteyiz, Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmaktadır. Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin bu fırsatı heba etmesine izin veremeyeceklerini vurgulayarak, daha önce dünyada benzer değişimler olurken, Türkiye’nin kendi iç çekişmeleriyle meşgul olduğunu anımsattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. Türkiye’nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek, Türkiye’yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler, teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken, hatırlayın bu ülkenin gündemi, başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irtica idi, yeşil sermayeydi. Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye’yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki, sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti, millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık.”
“TÜRKİYE’NİN İSMİ, BÖLGESİNİN BİR KUTUP BAŞI OLARAK HER PLATFORMDA DAHA FAZLA ZİKREDİLİYOR”
Bugün de dünyanın büyük bir dönüşümün arifesinde olduğunu, gümrük tarifeleri restleşmeleri ile küresel ticaretin kurallarının kökten değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut krizlerin çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemin, Gazze’deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zekâ teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Yani eski sistem hızla yıkılırken, yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. Türkiye’nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak her platformda daha fazla zikrediliyor. Ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz, ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Ülkemize geçmişte bedel ödetmiş bayat senaryolar yine bu çevrelerin figüranlığında tekrar tedavüle konulmaya çalışılıyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye’nin Batıya ve batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikâyet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor.
Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken, ‘bize ne Filistin’den’ diyerek tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere ‘terörist’ iftirası attıkları bir insani trajediden siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Şunu açık ve net söylemek isterim, oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkında. Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükûmet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak onların tuzağına düşmüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Türkiye’nin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli’nin kazılarına başlayarak neticeyi aldıklarını anımsattı.
“TARİHÎ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”
Yine geçen hafta İstanbul Havalimanı’nda eş zamanlı üçlü bağımsız pist dönemini başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Amerika’dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “oraya uçak inmez” dediği havalimanına artık aynı anda üç uçağın inip kalktığına dikkati çekerek, “Bugün de hamdolsun TÜRKSAT 6A’yı devreye alıyoruz. Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramızı çok daha yüksek bir düzeye eriştirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. İnançla, azimle, emekle her cümlesi bilgi, tecrübe ve alın teriyle yazılmış tarihî bir başarı hikâyesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.”
Projede yer alan kurumlarla, mühendislerle, çalışanlarla ne kadar iftihar edilse az olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün bunlar, inşa edilmekte olan Türkiye Yüzyılı’nın müjdeleridir. Allah’ın izniyle çok daha iyi yerlerde olacağız. Gençlerimize güçlü, müreffeh ve itibarlı bir Türkiye teslim edeceğiz. Milletimizin desteğiyle çıktığımız bu yolda Rabbim hepimize yardımcı olsun. Bizi daha nice başarılara ulaştırsın diyorum. Bu vesileyle 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ’cü teröristler tarafından burada şehit edilen Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerime Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. İlk yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği, katkısı, alın teri ve fikir teri olan tüm kardeşlerimi kutluyorum.”
İran’ın Ankara Büyükelçiliği’nce 46’ıncı İran Ordu Günü resepsiyonu gerçekleştirildi.
İran Silahlı Kuvvetleri’nin kuruluş yıldönümü olan 46’uncı Ordu Günü, Ankara Divan Otelde düzenlenen resepsiyonla kutlandı.
Resepsiyona, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Resepsiyona, İran’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Hasan Habibullahzade ve Askeri Ataşe Tuğgeneral Toraj Zeinoddin ev sahipliği yaptı.
Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Kemal Yeni’de resepsiyonda Türkiye’yi temsil etti ve bir konuşma yaptı.
Resepsiyon, İran ve Türk Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Her iki ülkenin milli marşlarının seslegskendirilmedinden sonra kürsüye ilk konuşmacı olarak İran’ın Askeri Ataşesi Tuğgeneral Toraj ZEINODDIN geldi.
İran’ın Askeri Ataşesi Tuğgeneral Zeinoddin, İran ordusunun uluslararası yaptırımlara rağmen savunma kabiliyetini artırmaya devam ettiğini belirtti.
Tuğgeneral ZEINODDIN, İran Ordusunun kara, hava ve deniz sınırlarını başarıyla koruduğuna vurgu yaparak savunma diplomasisinin de güçlendiğine de değindi.
İran Askeri Ataşesi Zeinoddin Türkiye ile İran arasındaki askeri ve savunma işbirliğinin de istikrarlı biçimde devam ettiğine atıfta bulunarak, “İki ülke silahlı kuvvetleri, ortak tehditlere karşı benzer bir bakış açısıyla hareket ediyor. Bu da sınır güvenliğinden bölgesel istikrara kadar birçok alanda etkin bir işbirliğini beraberinde getiriyor” şeklinde konuştu.
İran’ın Türkiye’yi bölgedeki en güvenilir komşularından biri olarak gördüğünü de dile getirsen Tuğgeneral Zeinoddin, iki ülke sınırlarının uzun yıllardır barış ve dostluk temelli korunduğunu kaydetti.
Teseosiyonda Tuğgeneral Toraj ZEINODDIN’den sonra kürsüye gelen Büyükelçi Habibullahzade ise Türkiye ve İran arasında köklü bir geçmişe dayanan ilişkilerin her alanda geliştiğiniifade etti. İli ülke arasında Kültür, Turizm, Ekonomi ve Ticatet alanlarında önemli mesafeler katedildiğini söyleyen Habibullahzade, iki ülke arasında çok yönlü işbirliğinin geliştirilmesi için kararlı bir vizyona sahip olduklarını da ifade etti.
Konuşmasında sözü Filistin halkına getiren Habibullahzade, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını kınayarak, “Vicdan sahibi tüm dünya halklarının bu zulme karşı birlik içinde olması gerekir” şeklinde konuştu.
İran’ın kitle imha silahlarına karşı olduğunu bir kez daha dile getiren Büyükelçi Habibibullahzade, diyaloğa ve müzakereye açık ve barışçıl çözümler için her zaman hazır olduklarına da işaret etti. Habibibullahzadeh, konuşmasını “YAŞASIN MİLLETLERARASI DOSTLUK, YAŞADI İRAN-TÜRKİYE KARDEŞLİĞİ sözleriyle sona erdirdi.
Resepsiyonda, son konuşmayı için kürsüye gelen Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Kemal Yeni ise Türkiye ile İran arasındaki sınırın yaklaşık 400 yıldır değişmediğine değinerek. bunun iki ülke arasındaki istikrarlı ve güçlü bağların bir göstergesi olduğunu belirtti. Atatürk döneminden bu yana İran ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişerek sürdüğünü belirten Orgeneral Yeni, “Karşılıklı saygı ve iyi komşuluk ilkeleri çerçevesinde ilişkilerimiz her geçen gün daha da sağlamlaşıyor” şeklinde konuştu.
İran ordusunu ve halkını Ordu Günü dolayısıyla kutlayan Kemal Yeni, Türkiye-İran dostluğunun ve işbirliğinin gelecek dönemde daha da pekişeceğine olan inancını da ifade etti.
Konuşmalardan sonra resepsiyon için özel olarak hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere İran ve Türk mutfağından yiyecekler ikram edildi.
Resepsiyon, davetlilerin Büyükelçi Habibullahzade ve Askeri Ataşe ZEINUDDUN ile hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.