Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİM 30. Olağan Genel Kurulu ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Olumsuz küresel ekonomik görünüme rağmen ihracatımızı bu yıl sonunda 265 milyar dolara, gelecek sene ise 285 milyar dolara ulaştırmak istiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 30. Olağan Genel Kurulu ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, törende bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek genel kurulun hayırlara vesile olmasını diledi.
Bugün aynı zamanda başarıyla temayüz etmiş firmaların ihracat şampiyonları olarak ödüllerini takdim ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptıkları ihracatla ödül kazanan sektör birincilerini ve en yüksek ihracat yapan firmalarla temsilcilerini kutladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin büyümesine, kalkınmasına, refahına, ciddi katkılar sağlayan ihracatçılara şükranlarını sunduğunu belirterek, TİM çatısı altında gayret gösteren 115 bin ihracatçı ile yatırım ve üretim yapan tüm çalışanlara emekleri için teşekkür etti.
“HER BİRİNİZ TÜRK EKONOMİSİNİN ÜRETİM KAPASİTESİNİN GİDEREK ARTAN SEMBOLLERİSİNİZ”
Türkiye Cumhurbaşkanı olarak tüm ihracatçılarla gurur duyduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin ticaret diplomasisinin akıncıları konumundaki siz kardeşlerimle iftihar ediyorum. Sizler sadece birer iş insanı değilsiniz. Aynı zamanda milletimizin yüz akı, övünç kaynağısınız. Her biriniz Türk ekonomisinin üretim kapasitesinin giderek artan sembollerisiniz. Sağladığınız istihdamla yaptığınız ihracatla yerli ve millî tarifimizin âdeta vücut bulmuş hâlisiniz. Bugün dünyanın en ücra köşelerinde bile ‘Türk Malı’ damgalı ürünlerimiz varsa bunda en büyük pay sahibi ihracatçılarımızdır. Türkiye’ye inandığınız, Türkiye’ye güvendiğiniz, Türkiye’nin potansiyelini değerlendirip ekonomimize omuz verdiğiniz için hepinize minnet ifade ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatın ve ihracatçıların ülkenin ekonomisine yaptıkları katkının çok iyi bilindiğini dile getirerek, “Bu anlayışla siyasi mücadelemiz boyunca ihracatçılarımızı hep yol ve dava, kader arkadaşlarım olarak gördüm. Hangi görevde olursak olalım sizlerin meseleleriyle yakından ilgilendik. Gönlümüzle birlikte kapımızı da sizlere ve temsilcilerimize hep açık tuttuk. İhracatçılarımızla farklı vesilelerle sık sık bir araya geldik, istişare ettik. Gündemimizdeki konuları samimiyetle ele aldık” ifadelerini kullandı.
TİM’in talep ve sıkıntılarını ileterek öneriler sunduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sorunlara kalıcı çözümler ürettiklerini aktardı.
“ÜLKEMİZE YATIRIM ÇEKMEK İÇİN DAHA ÖNCE GİDİLMEDİK YERLERE GİTTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gün oldu tır şoförlerimizin karne sorunlarını çözdük. Gün oldu işçilerimizin vize ücretlerini hâl yoluna koyduk. Gün oldu firmalarımızın birikmiş alacaklarının tahsilini gerçekleştirdik. Gün oldu gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması için temaslar yürüttük. Gün oldu serbest ticaret anlaşmalarıyla ticaretimizin önündeki engelleri kaldırdık. Gün ordu sizlerle birlikte yeni pazarlar bulmak için ülke ülke dolaştık. Ülkemize yatırım çekmek için daha önce gidilmedik yerlere gittik. Sizlere yardımcı olmak adına uzak yakın gece gündüz demeden koştuk. Çalıştık, ter döktük ve bu yeni dönemde de hiç beklemeden adımlarımızı attık ve süratle ziyaretlerimize başladık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem felaketi sonrasında dahilde işleme izinlerinde ek süre düzenlemesinden deprem bölgesinde kısa çalışma ödeneği verilmesine, afet bölgesinde yatırım teşvik belgelerinin süresinin 3 yıl uzatılmasından Cazibe Merkezleri Programı’na dahil edilmesine, KOBİ tanımındaki üst limitin 250 milyondan 500 milyon liraya çıkarılmasından asgari ücret desteğinin uzatılmasına kadar kendilerine iletilen taleplere olumlu cevap verdiklerini aktardı.
“TÜRKİYE’Yİ İHRACATTA TARİHİNİN EN BÜYÜK BAŞARILARIYLA TANIŞTIRDIK”
Bunların dışında ihracatçılardan gelen ülkenin dış ticaretine ivme kazandıracak her türlü teklifi, yapıcı eleştiriyi hüsnüniyetle değerlendirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, el ele, gönül gönüle hareket ederek Türkiye’yi ihracatta tarihinin en büyük başarılarıyla tanıştırdıklarını söyledi.
Bundan 21 yıl önce göreve geldiklerinde Türkiye’nin 2001 krizinin ağır şoku altında olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Finans sektörümüz batan bankalar sebebiyle ciddi bir darboğaza girmişti. Esnafından işçisine, sanayicisinden memuruna, emeklisine, ev hanımına kadar toplumumuzun hiçbir kesimi önünü göremiyordu. İhracatıyla altyapısıyla üstyapısıyla istihdamıyla gerçekten kendini güç bela ayakta tutan bir ülke vardı. İş dünyamızla dayanışma içinde çalışarak bu tabloyu tamamen tersine çevirdik. Dünyanın en önemli üretim üslerinden biri hâline geldik. Yıllık sadece 36 milyar dolar ihracat yapabilen bir ekonomiye sahiptik, bugün bu rakamı 1,5 ayda gerçekleştiren güçlü bir ekonomiye kavuşturduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022 senesinin ihracat açısından âdeta rekorlar yılı olarak kayıtlara geçtiğini vurgulayarak, “Mal ihracatımız yüzde 12,9 artışla 254,2 milyar dolar oldu. Ülkemizin küresel ticaretten aldığı pay yüzde 1,02, buraya yükseldi. Hizmet ihracatımız yüzde 47,3 artışla 90 milyar doları aştı. Savunma ihracatımız yaklaşık yüzde 37 artışla 4,3 milyar doları buldu. İhracat yapan firma sayımız da önceki seneye göre yüzde 10 yükselerek 114 bin 561’e çıktı” bilgilerini paylaştı.
“DEPREMİN EKONOMİMİZ ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİLERİ GÜNDEN GÜNE AZALIYOR”
Geçen seneyi böyle tamamladıktan sonra bu yıla çok güçlü bir giriş yaptıklarını ancak 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin, 50 bini aşkın can kaybının yanı sıra 11 ili de derinden sarstığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konutların yanı sıra iş yerleri, fabrikalar, üretim tesisleri ve ticarethanelerin de depremde ciddi zarar gördüğünü anlattı.
Dünyada ancak birkaç ülkenin altından kalkabileceği bu devasa yıkım karşısında devlet olarak süratle harekete geçtiklerini, enkazı kaldırdıklarını, yıkılanın yerine yenisini yapmak için kolları sıvadıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem şehirlerindeki üretim çarklarının dönmeye devam etmesi için iş dünyasına gereken her türlü desteği sağladıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirleri eskisinden daha güvenli, dinamik, canlı, bayındır bir hâle getireceklerinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Depremin ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkileri de hamdolsun günden güne azalıyor. Asrın felaketini yaşamış olmamıza rağmen ihracatımız güçlü seyrini devam ettiriyor. Mayıs ayında ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14,4 artarak 18,9 milyar dolardan 21,6 milyar dolara yükseldi. Son 12 ayda ihracatımız 254,4 milyar dolara ulaştı. Bu performansta orta yüksek ve yüksek teknolojili ihracatımızdaki artışın payı bizim için çok çok kıymetli. Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının imalat içindeki payı 2022 yılı genelinde yüzde 37’ydi. Aynı oran 2023’ün ilk 5 ayında yüzde 40,8 seviyesine çıktı.”
Büyüme tarafında da benzer müjdeli rakamlara şahit olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ekonomimiz yılın ilk çeyreğinde yüzde 4 büyüyerek hamdolsun son 11 çeyrektir büyümesini sürdürüyor. Şubat ayında aylık bazda azalan sanayi üretim endeksi hızlı bir şekilde toparlanarak mart ayında yüzde 5,5 oranında artış sağladı. Gelen öncü veriler diğer büyümenin ikinci çeyrekte de gücünü koruduğuna işaret ediyor. Büyüme ve ihracat rakamları deprem felaketi sonrası ekonomimizin beklenenden daha hızlı toparlandığını gösteriyor. Salgın, deprem ve seçimlerin yanı sıra küresel ekonomideki sıkıntılara rağmen yakaladığımız bu ivmeyi inşallah kaybetmeyeceğiz.”
“YATIRIM, İSTİHDAM, ÜRETİM, İHRACAT VE CARİ FAZLA YOLUYLA BÜYÜME EKSENİNDE HEDEFLERİMİZE DOĞRU İLERLEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir süredir tüm dünya ile birlikte bizim de başımızı ağrıtan enflasyon meselesini tekrar tek haneli rakamlara düşüreceğiz. Seçim belirsizliğinin de ortadan kalkmasıyla artık bu konuda elimiz daha güçlü. Yeni ekonomik kadromuzun da birinci önceliğini bu meselenin çözümü oluşturuyor. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme ekseninde hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Dış ticarette en büyük sıkıntımız olan enerji yükünü, Karadeniz gazı, Gabar petrolü, Akkuyu Nükleer Santrali ve yenilenebilir kaynaklarla asgariye indireceğiz. Güçlü Türkiye yolunda sizlerden aldığımız güçlü ihracatımızı rekordan rekora taşıyacağız” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar hep kendileriyle yarıştıklarını, her başarıdan sonra çıtayı sürekli yukarı çıkardıklarını, geriye gidişe tahammülü olmadığı gibi durmaya, duraksamaya, yerinde saymaya da müsamahası olmadığını ifade etti.
İhracattaki yükselişin olumlu, önemli bir başarı olduğunu ama Türkiye Yüzyılı vizyonu açısından asla yeterli olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Olumsuz küresel ekonomik görünüme rağmen ihracatımızı bu yıl sonunda 265 milyar dolara, gelecek sene ise 285 milyar dolara ulaştırmak istiyoruz. 2028 senesi için de hedefimiz 400 milyar dolar ve üstünü yakalamaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla sürdürülebilir artış için yeni nesil desteklerle ihracatı tabana yayarken katma değerli ihracatı güçlendirmek için çalışacaklarına işaret ederek, şunları aktardı: “Elektronik ticaretin küresel ticaret içindeki rolünün artmasıyla firmalarımızın bu dönüşüme en hızlı şekilde adapte olmaları gerekiyor. 2028 ihracat hedeflerimiz kapsamında ihracatımızdan yüzde 1,5 pay alan elektronik ihracatımızın payını yüzde 10’a çıkarmayı hedefliyoruz. İhracatımızın geliştirilmesi, çeşitliliğinin ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için ülke ülke girişimlerimizi arttıracağız. Çok dolaşacağız. Dünyayı gezip onlarla birlikte neler yapacağımızı planlayacağız.”
“TÜRKİYE’NİN DİPLOMATİK TEMSİL AĞI GENİŞLEDİKÇE İHRACATI DA SÜREKLİ YUKARIYA GİTMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 21 yılda dış politikada attığı adımların ihracatta da çarpan etkisi yaptığını söyledi.
Afrika örneğini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mesela Afrika’da büyükelçilik sayımız 12’den 44’e yükselirken, ticaret hacmimiz de 4,3 milyar dolardan 40 milyar dolara çıktı. Latin Amerika’daki büyükelçilik sayımız 6’dan 18’e ulaşırken, ticaret hacmi 800 milyon dolardan 17,4 milyar dolara yükseldi. Yeniden Asya girişimimizi ilan ettiğimiz 2019’dan beri kıtayla ticaretimiz yüzde 40 arttı. Diplomatik ilişkilerimizin kurulduğu veya güçlendiği her coğrafyada aynı durum söz konusudur. Türkiye’nin diplomatik temsil ağı genişledikçe ihracatı da sürekli yukarıya gitmiştir. Göreve Başlama Törenimize iştirak eden devletlerin sayısına, temsil düzeyine ve çeşitliliğine baktığımızda bu gerçeği tekrar görüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birbiriyle kavga eden hatta çatışan tarafları aynı çatı altında buluşturmanın Türkiye’ye dış ticarette de avantajlar sunduğunu belirterek, “Seçim zaferimiz sonrasında Afrika’dan Asya’ya, Latin Amerika’dan Avrupa’ya geniş bir bölgede sokaklara taşan sevgi seli de şahsımızla birlikte ülkemize ve milletimize yönelik teveccühün ispatıdır” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin yüz milyonlarca insanın gündeminde olan bir ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “‘Demir tavında dövülür’ prensibince bu bilgiyi vakit kaybetmeden ihracat, turizm ve yatırım noktasında fırsata dönüştürmemiz gerekiyor. Fuarlarla ticaret heyetleriyle saha araştırmalarıyla teknolojinin sağladığı imkânlardan da istifadeyle ihracatımızı artırmanın yollarını aramalıyız. Hiç şüphesiz bu gayretlerinizde yurt dışındaki ilk temas noktanız ticaret müşavirlerimiz ve ataşelerimiz olacaktır. Yabancı ortaklara ulaşma, potansiyel pazarlar hakkında bilgi alma ve karşılaştığınız sorunlara çözüm bulma hususunda bu görevlilerimiz her zaman sizlerin emrindedir. Ticaret müşavirliklerimiz ve diplomatik temsilciliklerimiz vasıtasıyla sizlere her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz. Bu konuda ihmali veya kastı olanlardan da kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız.”
“İSTANBUL FİNANS MERKEZİ’YLE TÜRKİYE’Yİ FİNANS ALANINDA BİR ÜST LİGE ÇIKARACAK TARİHÎ BİR ADIM ATTIK”
İhracatçıların düşük maliyetli finansman imkânlarına kavuşmasının Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasını hızlandıracağına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bakanlığımız yanında Türk Eximbank ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Türk Eximbank, Türk bankacılık sektöründe en büyük kredi hacmine sahip dokuzuncu banka ve Türkiye’nin en büyük alacak sigortası kuruluşudur. Eximbank’ın destek sağladığı ihracatçı sayısı 16 bine ulaşmıştır. Bu yıl Eximbank’ın KOBİ’lerimize sağladığı kredi hacim oranı yüzde 25,8’e yükselecektir. Finansman meselesinde sadece Eximbank ile yetinmiyoruz. 2002 yılının Mart ayında faaliyete geçirdiğimiz İhracatı Geliştirme şirketiyle ihracatçımıza finansman konusunda nefes aldırdık. Türk Eximbank ve İhracatı Geliştirme şirketi kefalet sistemiyle teminat sorununa çözüm getirdik. İhracatçımız artık gayrimenkulünü bankaya ipotek vermek mecburiyetinde kalmıyor. İhracat desteklerine yönelik ‘Prefinansman Modeli’ sayesinde firmalarımız önce ödeme alıp sonra harcama kolaylığına kavuştular. Bunun yanında biliyorsunuz iki ay önce açılışını yaptığımız İstanbul Finans Merkezi’yle Türkiye’yi finans alanında bir üst lige çıkaracak tarihî bir adım attık. Toplam 65 milyar liralık yatırım değeriyle ülkemizin en prestijli projesini hayata geçirmenin gururunu yaşadık. Yerli ve yabancı finans kuruluşlarının bölgede faaliyet göstermeye başlamalarıyla merkezimiz asıl fonksiyonunu daha etkin icra edecektir. İstanbul Finans Merkezi, uluslararası sermaye akışını kolaylaştırarak yatırım çekme potansiyelimizi arttıracaktır.”
“DÜNYADA YILDIZI GİDEREK PARLAYAN BİR TÜRKİYE GERÇEĞİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
İstanbul Finans Merkezi’nin fintek ve katılım finans alanlarında küresel bir çekim merkezi hâline geleceğine inandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: “Şu an itibarıyla henüz istenen, belirlenen hacme ulaşmış değiliz. Türk ekonomisinin tüm sektörleri gibi ihracatçılarımızın da İstanbul Finans Merkezi’nin oluşturduğu ekosistemden istifade edeceğine inanıyorum. Büyük hedeflerimizin olduğu bir diğer alan sağlık hizmeti ihracatıdır. Sağlık turizminde ülkemizi küresel bir merkez hâline dönüştürmeyi arzu ediyoruz. Özellikle şehir hastanelerimizin birer birer devreye girmesiyle yabancı hasta sayımız da her yıl katlanarak artıyor. Şifasını ülkemizde arayan bu hastalar turizmden gıdaya, ulaşımdan bakım hizmetlerine kadar pek çok alanda ciddi katma değer oluşturuyor. Gerek hastanelerimiz gerek termal tesislerimiz gerekse diğer sağlık hizmetlerimizle 10 milyar dolarlık bir sağlık turizmi hedefine şu an itibarıyla sahibiz. İnşallah 2023 yılında 2 milyon sağlık turisti ve 3 milyar dolar ihracata hep birlikte şahit olacağız. Aynı şekilde bu sene lojistik ihracatında 40 milyar dolara ulaşmayı hedefliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir diğer markamız olan müteahhitlik ve teknik müşavirlik sektörünün yurt dışındaki başarılarını ileriye götürecek çabaları teşvik edeceğiz. Tüm bu hedeflerimize ulaşacağımızdan asla şüphe duymuyoruz. Millet olarak artık geleceğimize daha güvenle ve umutla bakıyoruz. Dünyada yıldızı giderek parlayan bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. İçimizdeki kimi gafiller anlamasa da yurt dışından ülkemizi takip edenler bu hakikati daha net görüyor. 2023 Türkiye’sini hâlen 80’lerin, 90’ların kalıplarıyla okumaya çalışanlar idrak edemese de ülkemiz gümbür gümbür geliyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleriyle ihtiyaçları olan azmi, cesareti, kararlılığı ve iradeyi tekrar elde ettiklerini söyledi.
Her iki seçimde de ezici bir zafer kazanarak, yasaması ve yürütmesiyle Türkiye’ye 5 sene daha hizmet etme şerefine nail olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs gecesi sandıkların kapanmasıyla Türkiye Yüzyılı’nın ilk adımını atmış bulunduklarını ifade etti.
“ÖNÜMÜZDEKİ 5 SENE BOYUNCA HİÇ DURMADAN ÇALIŞARAK TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUMUZU İNŞA EDECEĞİZ”
Kabineyi de süratle oluşturarak hedefleri doğrultusunda çalışmaya başladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek 5 sene boyunca hiç durmadan çalışarak Türkiye Yüzyılı vizyonunu inşa edeceklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin, hizmetlerle eserlerle müjdelerle dolu dolu geçireceği ilave bir 5 yıl daha kazandığını, sadece 21 yıllık değil, asırlık kazanımlarını tehlikeye atacak büyük bir kuşatmayı da parçaladığını belirterek, şunları kaydetti: “Son seçim sonuçlarının milletimizin istikbal yolculuğu açısından önemini zamanla daha iyi idrak edeceğiz. Milletimizin verilmiş sadakasının olduğunu gün geçtikte çok daha net göreceğiz. Sırf iktidara gelmek uğruna kimlerin kimlerle hangi pazarlıklara giriştiği, kapalı kapılar ardında ne tür sözlerin verildiği, vatanın bekasının ‘işporta malı’ gibi nasıl tezgâha konulduğu zamanla ortaya saçılacaktır. Hepsinden öte, terör örgütleriyle ne gibi pazarlıklar yapıldığı ortaya çıktıkça gerçekten ‘Verilmiş sadakamız varmış’ diyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “28 Mayıs’tan bu yana muhalefet cephesinde yaşananlar, ülkemizin nasıl bir felaketin eşiğinden döndüğünü zaten anlatıyor. Güya milleti barıştırmaktan bahsedenlerin seçim akşamı başlayan kavgası o günden bugüne hiç durmadı. Millete demokrasi vadedenlerin, iş koltuktan kalkmaya gelince bir gecede nasıl diktatör oldukları anlaşıldı. Çok daha ilginci, ‘Halil İbrahim sofrası’ diyerek demokrasi mücadelesinin yapıldığı yeri böyle bir yemek sofrasına dönüştürmenin de ne kadar anlamsız olduğu ortaya çıktı. Millete pazarladıkları masanın tam anlamıyla bir kurtlar sofrası olduğu ortaya çıktı. İşte milletimiz, o engin basiret ve ferasetiyle bunların asıl yüzünü görmüş, kendisinin ve evlatlarının geleceğini riske atmamıştır. Aynı tavrı muhalefetten de bekliyoruz. Muhalefetin de hatalarını görüp, kendilerini düzeltmelerini ümit ediyoruz. Millete karşı siyaset yapmak yerine, ülke ve millet için siyaset yapmaları hem kendileri hem de demokrasimiz açısından daha faydalı olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin geride bırakılan 21 yılda pek çok açığı kapattığını, demokrasiden hak ve özgürlüklere, altyapı yatırımlarından millet iradesinin kullanılmasına kadar nerede bir açık varsa onun üzerine gittiklerini ama ülkenin en kronik sorunlarından olan muhalefet açığını bir türlü kapatamadıklarını ifade etti.
Son seçim sonuçlarının Türkiye’deki muhalefet açığının kapanması için de bir fırsat teşkil ettiğine inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye artık her hayırlı işe karşı çıkan, mahkeme kapılarında nöbet tutan, ‘istemezükçü’ bir muhalefet anlayışını hak etmiyor. Milletimiz iktidara gelebilmek uğruna terör örgütleriyle iş tutacak kadar muvazeneyi yitirmiş bir muhalefet pratiği görmek istemiyor. Evlatlarımız, umut vermek yerine sürekli yalan söyleyen, felaket tellallığı yapan, ülkeyi kötüleyen bir muhalefet söylemine maruz kalmak istemiyor. Parti içi çekişmelerden, baba-oğul arasında yaşanan taht kavgalarından bağımsız olarak, Türkiye’nin yeni bir muhalefet anlayışına ihtiyacı var. Türkiye Yüzyılı’nda inşallah bunun da gerçekleşmesini temenni ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünyada Türkiye’nin bayrağını dalgalandıran ihracatçılara teşekkür ederek, TİM’in 30. Olağan Genel Kurulu’nun başarılı geçmesini, hayırlı uğurlu olmasını dileyerek, ödül alan kişileri ve firmaları tebrik etti.
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve TİM Başkanı Mustafa Gültepe tarafından Cumhuriyet’in 100. yılını temsilen üzerinde 100 yıldız bulunan, 27 ihracatçı sektörünü temsilen 27 farklı eserin sanatçı Kenan Işık tarafından resmedildiği “TİM 30. Yılı Özel İhracatın Yüzyılı Tablosu” takdim edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin mal ihracatı şampiyonu olan Ford Otomotiv Sanayi AŞ, Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ, SOCAR Türkiye Petrol Ticaret AŞ, Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye AŞ, Kibar Dış Ticaret AŞ, Vestel Ticaret AŞ, Arçelik AŞ, TGS Dış Ticaret AŞ, Tofaş Türk Otomobil Fabrikası AŞ ve Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları AŞ ile Türkiye’nin hizmet ihracatı şampiyonu olan Türk Hava Yolları’nın yöneticilerine ödüllerini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanı Bolat, TİM Başkanı Gültepe ve ihracat şampiyonlarıyla günün anısına fotoğraf çektirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 51. yıl dönümünde, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenleri için gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Ercan Havalimanı’nda resmî törenle karşıladı. Karşılamada, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ da KKTC’ye ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedeflerimize doğru kararlı, ümitli ve dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Bu menzile vardığımızda, inşallah çok daha güçlü, çok daha müessir, çok daha muteber bir Türkiye’yi hep birlikte hayata geçirmiş olacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesi Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesinin (MSÜ) Yeni Levent Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen 14. Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile Kuvvet Harp Enstitüleri 7. Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni’ndeki konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başladı.
Kurmaylık eğitimlerini başarıyla tamamlayan subayların mezuniyet töreni vesilesiyle katılımcılarla beraber olmaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların şahsında Türk Silahlı Kuvvetlerinin her bir mensubuna selamlarını ve sevgilerini gönderdiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün 80’i dost ve kardeş ülkelerden gelen askerî misafir personel olmak üzere toplam 241 subayın mezuniyet heyecanına şahitlik ettiklerini kaydederek, 14. Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile 7. Dönem Kuvvet Harp Enstitüleri Komuta ve Kurmay Eğitimlerini alınlarının akıyla nihayete erdiren her bir subayı yürekten tebrik etti.
“SİLAHLI KUVVETLERİMİZİN İSTİSNASIZ HER BİR FERDİ MİLLETİMİZİN GÖZ BEBEĞİ, UMUDU, KIVANÇ KAYNAĞIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ordumuzun farklı kademelerinde kurmay unvanıyla üstlenecekleri yeni vazifelerinde kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Peygamber ocağı olarak gördüğümüz silahlı kuvvetlerimizin istisnasız her bir ferdi milletimizin göz bebeği, umudu, kıvanç kaynağı ve iftihar beratıdır. Rabbim sizleri her türlü tehlikeden, beladan, musibetten korusun, yolunuzu da, bahtınızı da açık eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan, Bosna Hersek, Endonezya, Gambiya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs, Kuzey Makedonya, Mali, Moğolistan, Pakistan, Somali, Suudi Arabistan ve Ürdün’den gelerek burada eğitim alan misafir subayları da yürekten tebrik ettiğini belirtti.
Sahip oldukları mesleki donanımı yüksek bir vazife şuuruyla perçinleyen subayları eğiten komutanlara ve hocalara da milleti adına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekleri ve gayretleri için takdirlerini iletti.
“ÜNİVERSİTEMİZ, BAŞARI ÇITASINI HER GEÇEN GÜN DAHA YÜKSEĞE TAŞIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016’da kurdukları Millî Savunma Üniversitesinin kendi alanında dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından biri olma özelliğini sürdürdüğünü belirterek, “Silahlı kuvvetlerimizin geleceğini şekillendirecek, savunma stratejimize yön verecek, kahraman ordumuzu daha ileri noktalara taşıyacak kurmay kadrolarımız bu ocakta yetişiyor. Üniversitemiz bilhassa güvenlik, strateji ve savunma gibi disiplinlerde yüksek düzeyli eğitim, yayın ve araştırma faaliyetleriyle askerî çalışmalar noktasında dünya çapında ses getiren işlere imza atıyor. Üstlendiği misyon ve sahip olduğu vizyonla sivil asker iş birliğine çok kıymetli katkılar yapan üniversitemiz, başarı çıtasını her geçen gün daha yükseğe taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“KURULUŞUNDAN İTİBAREN MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTEMİZE DAİMA DESTEK VERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bünyesindeki harp enstitüleri, harp okulları ve meslek yüksekokulları ile ordumuza bilgili, ahlaklı, vatanına, milletine, millî iradeye bağlı subay ve astsubaylar kazandıran üniversitemize Sayın Rektör ve yöneticilerimize, üniversitemizin sivil asker eğitimci kadrosuna teşekkür ediyorum. Kuruluşundan itibaren Millî Savunma Üniversitemize daima destek verdik. Her ihtiyacında üniversitemizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da tüm imkânlarımızla bu güzide kurumun yanında olmaya devam edeceğiz. Değerli arkadaşlarım şu hakikati burada evvelemirde ifade etmek durumundayım. İkinci Cihan Harbi’nden sonra tesis edilen uluslararası sistemin askerî, siyasi ve iktisadi kırılmalar yaşadığı zorlu bir dönemden geçiyoruz. Ticaret, teknoloji, enerji ve kültür savaşları, askerî ve siyasi rekabetin dozunu günden güne artırıyor.”
“SAVUNMA SANAYİİNDEKİ HAMLELERİMİZLE KÜRESEL PLANDA ADINDAN SÖZ ETTİREN ÜLKELER ARASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapay zekâ, insansız teknolojiler, yarı iletkenler ve nadir toprak elementleri gibi yeni değişkenlerin, konvansiyonel stratejilerin dönüşümünü de zaruri hâle getirdiğini söyledi.
Geçmişin siper savaşlarının yerini bugün artık siber savaşlarını aldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem bölgede hem dünyada yeni denklemler kurulurken, jeopolitik dinamiklerin de büyük oranda değişim ve dönüşüme uğradığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, post liberal dönem olarak da adlandırılan bu yeni gerçeklikte, Türkiye’nin güçlü bir şekilde var olması ve yeni sistemde kutupbaşı olarak yerini alması için ellerinden gelen her türlü çabayı gösterdiklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “Bilhassa yerli ve millî yüksek teknoloji yatırımlarımızla, savunma sanayiindeki hamlelerimizle küresel planda adından söz ettiren ülkeler arasındayız. Millî Savunma Üniversitemiz burada da hayati sorumluluk üstlenmektedir. Bir yandan ülkemizin caydırıcı gücünü oluşturan kahraman askerlerimizi yetiştirirken, diğer yandan stratejik imkân ve kabiliyetlerimizin tekâmülü noktasında önemli adımlar atıyoruz. Buradan yetişen vatan evlatları bölgemizde ve dünyanın farklı ülkelerinde üstlendiği misyonlarla, küresel barış ve güvenliğin tesisine çok mühim katkılar yapıyor. Bu vesileyle tüm komutanlarımıza, tüm hocalarımıza, milletimizin istiklal ve istikbali, devletimizin bekası için fedakârca görev yapan tüm askerlerimize ve elbette Türk Silahlı Kuvvetlerimizin komuta kademesine bir kez daha tebriklerimi iletiyorum.”
Mezuniyet töreninin yanı sıra bugün Millî Savunma Üniversitesi ve bağlı birimlerinde yapımı tamamlanan altı yeni camiinin ibadete açıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, rektörlük camiiyle birlikte açılışı yapılan diğer camilerin de üniversiteye hayırlı olması temennisinde bulundu.
“SAVAŞ HUKUKUNUN, SAVAŞ AHLAKININ TEMEL İLKELERİNE HER ŞARTTA RİAYET ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişi şanla, şerefle, sayısız zaferlerle dolu bir ordu millet olarak, tıpkı diğer alanlar gibi dünya askerî müktesebatına da çok önemli katkılarda bulunulduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Kurmaylık zekâmızı yalnızca harp sahalarında değil, cephe gerisindeki çalışmalarımızda da dost, düşman herkese gösterdik. Tarih boyunca atalarımız bir yandan yeryüzünde iyiliği, adaleti, huzur ve emniyeti hâkim kılmak için çabalarken, diğer yandan dünya tarihine geçen önemli başarılara imza attılar. Savaş hukukunun, savaş ahlakının temel ilkelerine her şartta riayet ettik. Bu noktadaki hassasiyetimizi her seferinde vurguladık. Akıncılarımızın Allah Allah nidaları cenk meydanlarından hiç eksik olmadı. Sayıca bizden katbekat nice orduyla karşı karşıya geldik. Ancak tarihimizin hiçbir döneminde en kanlı muharebe koşullarında dahi kadınlara çocuklara, yaşlılara, masum ve sivillere dokunmadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Farklı kıtalara nizam veren idari ve siyasi teşkilatlanma kabiliyetimizi askerî taktik ve stratejilerimizle besledik, zenginleştirdik. İlk düzenli ve disiplinli ordumuzu bundan tam 2 bin 234 yıl evvel milattan önce 209’da kurduk. Modern ordularla uygulanan 10’lu sistemi dünya askerî literatürüne 2 bin yıl önce biz hediye ettik. Alplerimizle, erenlerimizle, gazilerimizle, fetih ve gaza ruhunu gönül coğrafyamızın dört bir yanına yayarken istimalet anlayışımızla aynı zamanda kalpleri de fethettik. Bugün sert ve yumuşak gücün mükemmel terkibini ifade eden akil güç, ecdadımız tarafından istimalet politikası olarak yıllarca uygulandı. Sultan Fatih’in liderliğinde 1453’te topları etkin bir şekilde kullanarak yalnızca İstanbul’u fethetmekle kalmadık, aynı zamanda savaş konseptini de baştan aşağı değiştirdik. Lojistik yapılanmadan sefer planlamasına, haritacılıktan haber alma operasyonlarına harp sahasına yeni bir ufuk kazandırdık.”
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMEK BİZİM EN TEMEL VAZİFEMİZDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muharip unsurların sevk ve idaresinde, taktik ve manevra kabiliyetinin geliştirilmesinde dünyada eşi benzeri olmayan yeniliklere imza atıldığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Bakınız şu örneği özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum; Hadimü’l Harameyn-i Şerifeyn Yavuz Sultan Selim Han, Mısır seferi sırasında geçilmez denilen Sina Çölü’nü sadece 13 günde geçti. Kendisinden üç asır sonra Napolyon ordularının dahi geçemediği bu çölü üstün bir askeri zekâyla, tasarladığı ikmal ve su tedarik sistemiyle neredeyse hiçbir zayiat vermeden aşmayı başarmıştır. Aynı şekilde Malazgirt Savaşı’nda Sultan Alparslan Türk askeri dehasının bir başka örneği olan hilal taktiğini son derece başarılı şekilde uygulayarak, Anadolu’nun kapılarını ardına kadar açmıştır. Hayat ve haysiyetimiz için çarpıştığımız yedi düvele meydan okuduğumuz İstiklal Mücadelesi de hiç şüphesiz milletimizin iman ve cesaretinin yanı sıra subaylarımızın feraset ve dehasıyla zafere ulaşmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zaferlerden birinin de 26 Ağustos 1922’de Gazi Mustafa Kemal’in büyük taarruzla başlayan ve 30 Ağustos’ta Başkomutan Meydan Muharebesi’yle taçlanan harekâtı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Subaylarımızı ‘ordunun ruhu’ olarak tanımlayan Gazi Mustafa Kemal, bu harekâta ilişkin şu değerlendirmeyi yapmıştır; ‘Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekât Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir.’ Her sayfasını zaferle, erdemle hakkaniyetle süslediğimiz köklü tarihimiz, askerî deha ve kabiliyet anlamında daha nice başarılarla doludur. Şehit ve gazilerimizden emanet aldığımız bu toprakları çok daha güçlü bir şekilde geleceğe taşımak büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etmek bizim en temel vazifemizdir. Çalışmalarımızı şanlı mazimizden aldığımız güç ve cesaretle milletimize duyduğumuz sarsılmaz güvenle işte bu istikamette sürdürüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında savunma sanayii teknolojisi alanında yapılanlara dikkati çekti.
“İHA’larımızla, SİHA’larımızla, son teknoloji ürünü kara, hava, deniz ve haberleşme araçlarımızla bugünün savaş konseptini de yine biz belirliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diğer taraftan iç cephemizi de tahkim ediyor, birliğimizi, dirliğimizi, kavlimizi güçlendirmek için tarihî nitelikte adımlar atıyoruz. Bu adımlarla Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedeflerimize doğru kararlı, ümitli ve dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Bu menzile vardığımızda inşallah çok daha güçlü, çok daha müessir, çok daha muteber bir Türkiye’yi hep birlikte hayata geçirmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin “Söz tirendazın çektiği oka benzer” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm dünya bilsin ki bizim birlik ve kardeşliğimiz de gerilmiş bir yay gibidir. Bu yaydan çıkan her ok, milletimizin bekasına kasteden düşman her kimse ona yönelmiştir. Okun er ya da geç hedefi tam isabetle vuracağına, kirli kuşatmaları yarıp geçeceğine, Allah’ın izniyle emperyalist planları yırtıp atacağına biz tüm kalbimizle inanıyoruz. Bundan hiçbir şüphe duymuyoruz” diye konuştu.
“İSTİKLAL VE İSTİKBAL SEVDAMIZDAN ASLA TAVİZ VERMEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dost, kardeş ve soydaşlarına seslendiğini belirterek, şöyle devam etti: “Gazze ve Suriye başta olmak üzere bölgemizdeki kardeşlerimizin yaşadığı ağır imtihanlar kimseyi endişeye sevk etmesin. Coğrafyamızı kana, katliama, vahşete ve gözyaşına boğmak isteyenlerin pervasızlıkları kimseyi karamsarlığa sürüklemesin. Bin yıldır yaşadığımız bu topraklarda biz nice imtihanlarla karşılaştık, nice badireler atlattık, nice musibetlere göğüs gerdik. İçeriden ve dışarıdan nice ihanete muhatap olduk. Hepsinin de üstesinden gelmeyi hamdolsun başardık. Zümrüdüanka gibi her seferinde küllerinden yeniden doğduk. Zalimler karşısında diz çökmedik, müstevliler karşısında boyun eğmedik, zorbalar karşısında teslim olmadık. Can verdik, canımızdan aziz bildiklerimizi kara toprağa verdik fakat istiklal ve istikbal sevdamızdan asla taviz vermedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin mücadele azmine işaret ederek, “Bize ömür biçenler oldu. Bize kefen biçenler oldu. ‘Hasta adam’ dediler, ‘Bu sefer tamam’ dediler. ‘Türkler yok olacak, esir olacak’ dediler. Her defasında Türk’ün sarsılmaz imanına ve çelikten iradesine çarptılar. Her defasında Türk milletinin mücadele azmi, sabrı, cesareti karşısında kaybettiler. Bize ömür biçenlerin çoğu tarih oldu, çoğu unutulup gitti, şimdi onları kimse hatırlamıyor ama Türk milleti olarak biz hamdolsun dimdik ayaktayız, tarih yazmaya devam ediyoruz. Değerli kardeşlerim, dün vardık, bugün varız. İnşallah kıyamete kadar da var olacağız” dedi.
“BÖLGEMİZİN ÜZERİNE BARIŞ GÜNEŞİNİN DOĞMASINA KİMSE ENGEL OLAMAYACAK”
Her karışı şehit kanlarıyla mühürlenmiş kutsal vatan topraklarında özgürce yaşamaya, zalime kâbus, mazlum ve mahzun gönüllere umut ışığı olmaya ebediyen devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutulmasın ki karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu andır. Etrafımızdaki karanlık kimseyi ürkütmesin, kimsenin umutlarını kırmasın. Allah’ın izniyle bölgemizin üzerine barış güneşinin doğmasına kimse engel olamayacak. Coğrafyamızın her köşesinde huzurun hâkim olmasına kimse set çekemeyecek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karanlıktan beslenenler, kandan ve kaostan beslenenler eninde sonunda kaybedecek. Kazanan kardeşlik olacak, insanlık olacak. Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla geniş coğrafyamızda merkezinde zulmün ve çatışmanın değil, inşallah istikrarın, adaletin, özgürlüğün ve iş birliğinin olduğu yepyeni bir sayfa açacağız. Bu coğrafyanın ebedî sakinleri olarak sırt sırta verecek, kenetlenecek, fitne tüccarlarına aldanmayacak, kurulan tuzaklara düşmeyecek, hep beraber bölgemize yönelik kirli senaryoları inşallah yırtıp atacağız” ifadelerini kullandı.
Kurmaylık eğitimlerini tamamlayan 241 subayı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin farklı kademelerinde üstlenecekleri vazifelerde her bir subaya üstün başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafir subayların da ülkeleri, orduları ve milletleri için hayırlı görevler icra etmelerini, alacakları yeni vazifelerle aradaki gönül bağını daha da güçlendirmelerini temenni etti.
Vatan, bayrak, milletin istiklal ve istikbali için toprağa düşen tüm şehitleri rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazilere de hayırlı ve bereketli ömür diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni öncesinde Millî Savunma Üniversitesi ve bağlı birimlerinde yapımı tamamlanan altı yeni camiinin açılışını yaptı.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçiliği rezidansında MANGO GÜNÜ ŞENLİĞİ gerçekleştirildi.
Büyükelçiliğin rezidansının bahçesinde gerçekleştirilecek şenlik bardaktan boşanırcasına yağan yağmur sebebiyle rezidansın içinde düzenlendi.
Mango günü şenliğine Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Ekselansları Yousaf JUNAİD ev sahipliği yaptı.
Meyvelerin Kralı Mango Günü Şenliği’ne Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Şenlik’te Türkiye’yi Ankara Valisi Vasip ŞAHİN temsil etti.
Mango şenliğinde AB Uyum Komisyonu Başkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Burhan KAYATÜRK, SESRIC Genel Müdürü Zehra Zümrüt Selçuk, Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürlerinden Cihat Erginay da yer aldı.
Mango Şenliğinde Uluslararası Taşımacılık Şirketi NOR TRANSS’ın Yönetim Kurulu Başkanı Oya ERDOĞAN da hazır bulundu.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yousaf JUNAİD, Pakistan mangolarının bütün dünyada meyvelerin kralı olarak bilindiğini söyleyerek konuşmasına başladı.
Büyükelçi JUNAİD, Pakistan’ın küresel mango endüstrisindeki önemli yerine atıfta bulunarak ülkesinin önde gelen mango üreticileri arasında olduğuna da dikkat çekti.
Türklerin tatlılara olan tutkusunu hatırlatan Büyükelçi Junaid, Pakistan’ın Türkiye’ye mango ihracatını mevcudun çok ötesine taşıma konusunda iyimser bir düşünceye sahip olduğunun da altını çizdi.
Mango şenliğinde bir konuşma yapan Ankara Valisi Vasip Şahin ise Büyükelçi JUNAID ile uzun yıllardır olan dostluğunu hatırlatarak, “Benim bildiğim, Büyükelçi JUNAİD, ülkemizde görev yaptığı 10 yıldan bu yana artık Türkiye’nin bir vatandaşı gibi.” dedi.
ŞAHİN, “Büyükelçi JUNAİD, bizimle hemhal oldu hem de bizim ülkemizin bir sempatizanı veya ülkemizin bir taraftarı konumuna geldi. Türk toplumuyla gerçekten güzel bir ilişki kurdu.” şeklinde konuştu.
Büyükelçi Junaid’in Türkiye’de dostlarını artırdığını dile getiren Ankara Valisi ŞAHİN, Zannediyorum, büyükelçinin Ankara’da benden daha fazla dostu var, İstanbul’da da öyle. Kendisine teşekkür ediyoruz. Dışarda yapan sağanak yağmur biraz mekanı daraltsa da kalpleri birleştirdi ve büyüttü. Mekanlar önemli değil. Kalplerin birbiriyle irtibat kurması önemli, O’ da sağlandı” diye konuştu.
Konuşmalardan ardından, konuklara, içinde mango bulunan yemek çeşitleri, içecekler, tatlılar ve dondurma ikramı yapıldı.
Mango Günü Şenliği, konukların Büyükelçi Yousaf JUNAID ile hatıra fotoğraf çekimleriyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.