Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gümüşhane’de toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Gündemimizde milletimizin sıkıntılarını çözmek, dertlerine derman olmak var. Enflasyonu düşürmek, hayat pahalılığını sonlandırmak var” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gümüşhane Belediyesi önünde düzenlenen toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasına, Gümüşhanelileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Selçuklu’nun, Osmanlı’nın, Cumhuriyet’in gözbebeği olan Gümüşhane. Nasıl 1048’de, Malazgirt’ten bile önce Türk-İslam mührünü bu topraklara vurduysa 2023’te Türkiye Yüzyılı mührünü aynı sevdayla gönlümüze nakşeden Gümüşhane. 93 Harbi’nde, Harşit savunmasında, Kuvayımilliye Hareketi’nde basiretiyle, ferasetiyle, cesaretiyle milletimize sahip çıkan Gümüşhane. Bugün sizleri bir kez daha hürmetle selamlıyorum. Gümüşhane’nin civanmert insanlarına, her biri ayrı ayrı kadirşinaslık timsali Gümüşhaneli kardeşlerime sevgi ve saygılarımı iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane’den önce Bayburt’ta vatandaşlarla bir araya geldiğini, kendisine, seçimlerde verdikleri rekor destek için teşekkür ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi de Gümüşhane’nin misafiriyiz. 28 Mayıs’ta yüzde 78,54 gibi tarihî bir oy oranıyla bizlere sahip çıkan Gümüşhane’ye teşekkür ediyorum. Bizimle omuz omuza yürüdüğünüz için, dualarınızda bizleri unutmadığınız için, sandık önünüze geldiğinde mührü bastığınız için sizlere şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
Tarihin en kritik seçimlerinde Gümüşhanelilerin kendilerine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize olan güveninizi de Türkiye ikincisi olarak gösterdiniz. Hiçbir kumpasın, hiçbir karanlık planın ve iftiranın aramızdaki şu muhabbeti sarsamayacağını yeniden ispat ettiniz” değerlendirmesini paylaştı.
“MİLLETİN ZEKÂSIYLA ALAY EDENLER, YAŞADIKLARI ŞOKU HÂLÂ ATLATAMADILAR”
Gümüşhane’nin son seçimlerde sadece “yedili koalisyon masası”nı devirmediğini, Pensilvanya’dan Kandil’e destekçilerini de sandığa gömdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye üzerine plan yapanların, hesap yapanların oyunlarını benim Gümüşhaneli kardeşlerim bozdu. Türkiye dediniz, millî güvenlik, millî beka dediniz, teröre geçit yok dediniz, terör örgütlerini yerle yeksan ettiniz. Terör örgütlerine sırtını dayayanlara unutamayacakları bir ders daha verdiniz. Öyle bir tokat attınız ki hepsinin birden dengesini altüst ettiniz. O günden beri kendilerini toparlayamadılar. 28 Mayıs’tan bu yana kendilerine gelemediler. Hiç seslerini duydunuz mu? Şu anda hâlâ birbirleriyle dövüşüyorlar. Milletin zekâsıyla alay edenler, yaşadıkları şoku hâlâ atlatamadılar. Siyaset mühendislikleriyle seçim kazanmayı planlayanları, iktidara giden yolu batı başkentlerinde arayanları, terör örgütleriyle iş birliği yapmaktan utanmayanları, yalan ve iftiradan başka ağızlarından söz çıkmayanları sandığa gömdüğünüz için sizlerle gurur duyuyorum. Gümüşhane ile aynı sevdayı taşıdığım için Rabb’ime hamdediyorum. Gümüşhane ile aynı yolun yoldaşı olduğum için Allah’a hamdediyorum. Gümüşhane ile aynı davanın insanı olduğum için Rabb’ime şükrediyorum.”
“SİZLERİN GÜVENİNE LAYIK OLMAK İÇİN DAHA FAZLA ESER VE HİZMET ÜRETECEĞİZ”
“Biz Gümüşhane’yi severiz, Gümüşhane de bizi sever” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gümüşhane türküsünde geçen “Yüce dağ başında kar havası var / Bülbülün gül ile ne davası var / O yar beni sevmiş ben de o yâri / Ellerin bizimle ne davası var” dizlerini de aktararak sözlerini şöyle sürdürdü: “Eller ne derse desin, bu can bu tende oldukça Gümüşhane’yle kucaklaşmamız, muhabbetimiz devam edecek. Sizlerin teveccühüne mazhar olabilmek için daha fazla koşturacağız. Sizlerin güvenine layık olmak için daha fazla eser ve hizmet üreteceğiz. Gümüşhane’yi bölgesinin parlayan yıldızı hâline getirene kadar bize durmak, dinlenmek haramdır.”
Bugün hem Gümüşhanelilere teşekkür etmeye hem de yapımı tamamlanan eser ve hizmetleri açmaya geldiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki bir pankartta yazan “Diyorlar ki bir insan bu kadar sevilir mi? Seviliyorsun Reis’im” yazısını okudu, “Ben de sizleri seviyorum” dedi.
GÜMÜŞHANE’YE YAPILAN YATIRIMLAR
“Gümüşhane’de hepsi farklı alanlarda 1 milyar 100 milyon lira tutarında 52 kalem hizmet, eser ve yatırım tamamlandı” bilgisini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yükseköğrenim yurtlarımızdan anaokulu, ortaokul ve liseye göletlerden sulama ve dere ıslahı projelerine pek çok eseri resmen devreye alıyoruz. AFAD’ın hizmet binası ile emniyet teşkilatımıza ait ek bina ve ilçe hizmet binalarını hizmete sunuyoruz. Gümüşhane Belediyemiz ile ilçe belediyelerimizin millet bahçesinden pazar yerlerine, iş merkezlerinden cami, park, sosyal tesis ve konutlara 26 ayrı yatırımı resmen sizlerin istifadesine sunuyoruz. Bunlara ilaveten üniversitemize ait meslek yüksekokulu ve yurt binasını, il özel idaremizin, il kültür, sanayi ve teknoloji müdürlüklerimizin çeşitli projelerini resmî olarak bugün hizmete açıyoruz. Böylece tek bir açılışla çeşitli alanlarda 1 milyar 100 milyon liralık yatırımı resmen Gümüşhane’mize kazandırmış oluyoruz. Hepsi birbirinden kıymetli bu yatırımların, hizmet ve eserlerin şehrimize hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum. Bakanlıklarımızı, valiliğimizi, il özel idaremizi ve belediyelerimizi tebrik ediyorum. Bu tesislerin inşasında emeği geçen, alın teri olan işçisinden mühendisine tüm çalışanlara şükranlarımı sunuyorum.”
“ŞEHRİMİZİN TALEPLERİNİN KARŞILANMASI İÇİN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ”
Gümüşhane’nin hedeflerini ve ihtiyaçlarını çok iyi bildiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gümüşhanelilerin beklentilerinin de farkında olduklarını vurguladı.
Özellikle turizm alanında, tabii güzellikleri ve keşfedilmeyi bekleyen tarih hazinesiyle Gümüşhane’nin çok ciddi bir potansiyele sahip olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların tam manasıyla harekete geçirilmesi için şehri yeni projelerle destekleyeceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ulaşımdan sanayi ve üretime şehrimizin taleplerinin karşılanması için, elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz” dedi.
“Bunları söylerken, CHP Genel Başkanı gibi laf olsun diye söylemiyoruz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Şu anda onlar zaten kendi aralarında birbirine girdiler. Hep söyledik ya bay bay Kemal’den bir şey olmaz. Biz, meydanlarda verdiği sözü Ankara’ya dönünce unutanlardan değiliz. Biz, seçim dönemi atıp tutan, sonra bir daha ardına bakmayanlardan değiliz. Biz, iki seçim arasında 15 günde ağız değiştirenlerden değiliz. Biz ‘sözünün eri’ bir partiyiz. Biz sözünün takipçisi olan, sözünü senet olarak kabul eden bir ittifakız. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde hep bunu yaptık. Bu dönemde de Cumhur İttifakı olarak partilerimiz verdikleri sözün arkasında durdular. Yapamayacağımız hiçbir vaadi meydanlarda dillendirmedik. Neyi taahhüt etmişsek Allah’ın izniyle onu da mutlaka yerine getirdik.”
Gümüşhane’nin hükûmetin hizmet ve eser siyasetinden en çok istifade eden illerden olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gümüşhane’ye son 21 yılda toplam 32 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim alanında 775 yeni derslik kazandırdıkları şehri üniversiteyle buluşturduklarını kaydederek, gençlik ve sporda 7 bin 928 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtıklarını, farklı branşlarda toplam 18 spor tesisi inşa ettiklerini söyledi.
Sosyal yardımlarda şehre toplam 870 milyon lira tutarında kaynak aktardıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık alanında toplam 349 yataklı 6 hastane dahil olmak üzere 11 sağlık tesisi kazandırdıklarını, 2 sağlık tesisinin yapımının, 2 sağlık tesisinin ise ihale ve arsa tedarik sürecinin devam ettiği bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ vasıtasıyla 1895 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettiklerini, 268 konutun yapımını sürdürdüklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İlk Evim Projesi’yle Gümüşhane’de toplam 398 konut inşa edeceğiz. İlk Evim Arsa Projesi’yle 260 konutluk altyapısı hazır müstakil ve müşterek arsalarımızı sizlerin hizmetine sunacağız. Kentsel dönüşümde 608 bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. İktidara geldiğimizde il sınırları içerisinde arıtma tesisi yoktu. Bugün 4 atık su arıtma tesisi ile belediye nüfusunun yaklaşık yüzde 71’ine hizmet veriyoruz. Gümüşhane’de 2 millet bahçesi projemiz bulunuyor. Köse Millet Bahçemizi tamamlayıp bugün açtık, Karaer Millet Bahçemizin yapımına devam ediyoruz.”
Ulaştırmada 2002’de Gümüşhane’ye sadece bir kilometre bölünmüş yol yapıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna 127 kilometre daha bölünmüş yol ilave ettiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gümüşhane-Kelkit ayrımı Köse devlet yolundaki Köse şehir geçişi giriş ve çıkışındaki çalışmaları bu yıl bitireceklerini belirterek, Gümüşhane-Bayburt ayrımı-Kelkit-Şiran güzergâhı ile Kelkit şehir geçişini de seneye tamamlayacaklarını anlattı.
“YILLIK 2 MİLYON YOLCU KAPASİTELİ HAVALİMANIMIZIN İNŞAATI SÜRÜYOR”
Gümüşhane’de toplam 27 bin 600 metre uzunluğunda tünel inşa edip trafiğe açtıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zigana Dağı’nı geçilmez olmaktan çıkartan Zigana Tüneli’ni tamamlayıp geçtiğimiz mayıs ayında hizmete açtık mı? Nereden nereye… Neydi o Zigana’nın hâli? Beraber yaptık. Gümüşhane ve Bayburt’a hizmet verecek yıllık 2 milyon yolcu kapasiteli havalimanımızın inşaatı sürüyor. İnşallah Gümüşhane ve Bayburt’a hizmet edecek bu havalimanımızla Bayburt ve Gümüşhane bir başka hâl alacak. Artık uçaklarımızla gelip gideceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 21 yılda Gümüşhane’ye 20 baraj, 4 gölet, 11 sulama tesisi, 49 taşkın koruma tesisi ve 13 hidroelektrik santral olmak üzere toplam 97 tesis inşa ettiklerini söyledi.
Gümüşhaneli çiftçilere toplam 400 milyon lira tutarında tarımsal destek verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşa edilen sulama tesisleriyle kentteki 178 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayi ve teknolojide bir sanayi sitesi kurduklarını belirterek, şehirdeki iş yerlerine toplam 274 milyon lira prim teşviki vererek destek olduklarını ifade etti.
Enerjide Gümüşhane, Arzularkabaköy, Kelkit ve Şiran’a doğal gaz arzı sağladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek dönemde Köse, Kürtün ve Torul’a da doğal gaz arzı sağlamayı planladıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, durmadan, dinlenmeden Gümüşhane için çalıştıklarını vurgulayarak, buradaki yatırımları, projeleri çok yakından takip ederek vatandaşların hizmetine sunacaklarını kaydetti.
“SON SEÇİMLERDE BİZLERE ÇOK GÜÇLÜ SAHİP ÇIKMANIZIN GÖNLÜMÜZDEKİ YERİ ÇOK FARKLI”
Törene katılan kişi sayısının 35 bin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gümüşhane, bize destek noktasında hep en üst sıralarda yer aldı. 10 Ağustos 2014 seçimlerinde yüzde 75,06 ile Türkiye üçüncüsü, 24 Haziran 2018 seçimlerinde yüzde 77,07 ile Türkiye ikincisi, 28 Mayıs 2023 seçimlerinde yüzde 78,54 ile yine Türkiye ikincisi oldu ama ben istiyorum ki Türkiye birincisi olsun. Özellikle son seçimlerde bizlere çok güçlü bir şekilde sahip çıkmanızın gönlümüzdeki yeri çok farklıdır” ifadelerini kullandı.
14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin çok partili demokrasi tarihinin en önemli seçimlerinden olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu seçimlerde aynı zamanda gelecek asrının nasıl olacağına karar verdiğini, milletin iradesine zincir vurulmayacağını bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “28 Mayıs’tan bu yana muhalefetin ve masanın hâline baktıkça bunu daha iyi anlıyoruz. Kavganın, tartışmanın ardı arkası kesilmiyor. Her gün bir gerilimin fitili ateşleniyor. Daha bir ay öncesine kadar ülkeyi beraber yönetmekten bahsedenler, bugün birbirlerine demediklerini bırakmıyor. Muhalefeti destekleyen vatandaşlarımız, oy verdikleri siyasetçilerin durumunu gördükçe adeta kahroluyor. İlk seçimlerin üzerinden tam 8 hafta geçti, 7’li koalisyon masasından bir kişi bile istifa etmedi. ‘Kazanamazsam bırakırım.’ diyenlerden hiçbiri siyaseti bırakmadı. Bir tanesi bile çıkıp açık yüreklilikle seçmenlerine hesap vermedi. İki seçimde de başarısız oldular, yenilgiye uğradılar, açıkça kaybettiler fakat hezimetlerini başarı gibi, yenilgilerini zafer gibi pazarlamaktan hâlâ vazgeçmediler. Haydi, toplam oyları yüzde 1’i dahi bulmayan tabela partilerinin sevincini anlıyoruz. Onlar, siyasi tarihimizin en büyük tokatçılığına imza atarak CHP’den 39 milletvekili kopardılar.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “başarılı bir hesap uzmanı” olduğunu söylediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Nasıl bir hesap uzmanısın ki kalktın, milletvekillerinden 39 tanesini yüzde 1 oy toplamına sahip olmayan partilere verdin. Senden hesap uzmanı falan olmaz, geç. Sen bizimle beraber girdiğin bütün seçimleri kaybettin, hâlâ utanmadan, sıkılmadan burada duruyorsun. Bak Yunanistan’da Çipras seçimi kaybetti, bıraktı. Yunanistan’daki Çipras bu konuda bu kadar hassas ama sende bu yok. CHP seçmeninin verdiği oylara da bunlar kondular. Etik olup olmadığı bizi ilgilendirmez, tartışmalı da olsa ortada sayısal bir gerçeklik var. Peki, partisinin dolandırılmasına aracılık eden hesap uzmanına ne oluyor? 13 yılda aldığı 12’nci seçim yenilgisini nasıl inkar edebiliyor? Meselenin daha trajikomik yanı birkaç hafta önce 39 milletvekilini diğer partilere altın tepsiyle sunan bu zat, yaşadıklarından hiç ders çıkarmadan bugün 16’lı masa kurmaktan bahsediyor. ‘Tıpış tıpış’ diyerek CHP seçmenine zorla oy verdirdiği tabela partilerine anlaşılan 10 yeni tabela partisi daha ekleyecek. Zaten CHP Genel Başkanı, son seçimlerdeki ittifak politikasıyla bu konudaki maharetini açıkça gösterdi. Öyle ki siyasi parti kurmayı, kimi uyanıkların gözünde adeta bir yatırım aracı olarak görüyor. 28 Mayıs öncesinde iyi-kötü bir partisi olan hemen herkes, CHP Genel Başkanı’ndan ya cumhurbaşkanı yardımcılığı ya da bir bakanlık sözü aldı. Şimdi buna yeni sözlerin, yeni taahhütlerin ekleneceği anlaşılıyor. Ne diyelim, Gazi’nin hürmetine CHP’ye oy veren vatandaşlarımıza Allah sabır versin.”
Kendi yol haritalarını bunlara göre çizmediklerini, adımlarını atarken muhalefetin ne dediğine, nelerle uğraştığına, hangi meselelerle boğuştuğuna bakmadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi öncelikleri doğrultusunda hareket ettiklerini anlattı.
“GÜNDEMİMİZDE MEYDANLARDA VERDİĞİMİZ TÜM SÖZLERİ TUTMAK VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim gündemimizde depremzedelerimiz var, deprem bölgesinin yeniden ayağa kaldırılması var. Gündemimizde milletimizin sıkıntılarını çözmek, dertlerine derman olmak var. Gündemimizde enflasyonu düşürmek, hayat pahalılığını sonlandırmak var, üretimi, istihdamı, ihracatı daha çok artırmak var” ifadelerini kullandı.
Gündemlerinde Türkiye’yi hayalleri ve hedefleriyle buluşturmanın, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmenin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Gündemimizde meydanlarda milletimize verdiğimiz tüm sözleri tutmak var. İşte dün memur maaşlarından sonra emeklilerimizin maaşlarıyla ilgili düzenlemeyi de Meclisimizin takdirine sunduk. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı emeklilerimize yüzde 25 oranında zam yapmak suretiyle saçını ülkemize hizmet yolunda ağartmış kardeşlerimizi sevindirdik. Çalışanlarımızı enflasyon karşısında koruma taahhüdüne bağlılığımızı bir kez daha gösterdik. Emeklilerimizin maaşlarıyla ilgili attığımız adımın hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.”
Açılışını yaptıkları eser, hizmet ve yatırımların Gümüşhane’ye hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeği geçenleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından yapımı tamamlanan eserlerin toplu açılışını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu açılış töreninin ardından Gümüşhane Valiliğini ziyaret ederek, Vali Kamuran Taşbilek’ten şehirde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf Cüneyd, Türk ve Pakistan silahlı kuvvetleri arasındaki savunma bağlarının ve mükemmel işbirliğinin iki ülke arasındaki stratejik ikili ilişkilerinin güçlü bir direği olduğunu söyledi.
Ticaret Bakanı Bolat, Türkiye ve Pakistan’ın halkları için istikrar ve ekonomik başarı yolunda ilerlediğine inandıklarını kaydetti.
Pakistan’ın 59’uncu Savunma ve Şehitler Günü Büyükelçi Yusuf Cüneyd ve Savunma ve Hava Ataşesi İmran NOOR’un ev sahipliğinde Ankara’daki Büyükelçilik rezidansında düzenlenen bir resepsiyonla kutlandı.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçiliği rezidansında düzenlenen resepsiyonda, Türkiye’yi temsilen Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak yer aldı.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu da resepsiyonda bulundu.
Pakistan Savunma Günü resepsiyonuna Büyükelçiler, Askeri Ataşeler elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu da katıldı.
Resepsiyon, iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Savunma Günü dolayısıyla hazırlanan tanıtım filminin gösteriminden sonra konuşmalara geçildi.
Savunma Günü resepsiyonunda ilk konuşmayı Savunma ve Hava Ataşesi İmran NOOR yaptı.
İmran NOOR konuşmasında şunları söyledi: “Pakistan’ın 59’uncu Savunma Günü’nde sizleri ağırlamak gerçekten büyük bir onur ve ayrıcalık.
Bugün, Pakistan Silahlı Kuvvetleri’nin cesur askerlerinin 06 Eylül 1965 tarihinde, ülkelerine yönelik saldırılar karşısında, vatanlarını savunmak için gösterdikleri nihai cesaret ve fedakarlıkları anma günüdür.
Pakistan halkının o gün, Silahlı Kuvvetlerini desteklemek için gösterdiği birlik duygusu ve dayanıklılık ruhu, sonraki nesillere ilham vermeye devam etmektedir.
Bugün, Pakistan halkının ve Savunma Kuvvetlerinin anayurdumuzu savunma ve tüm zorluklara karşın doğruluk ve adaleti yüceltme konusundaki kararlılığını işaret etmektedir.
Pakistan Silahlı Kuvvetleri, coğrafi sınırlarını korumaktan başlayarak, dünya çapında Birleşmiş Milletler Barışı Koruma Harekatlarında önemli rol oynayarak, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğin desteklenmesine önemli katkılarda bulunmaktadır.
Bugün, toplumları tehdit etmeye devam eden terörle mücadelede yaşamlarını feda eden Pakistan Savunma Kuvvetleri ve diğer kolluk kuvvetlerinden yüzlerce erkek ve kadına ithaf edilmiştir.
Bu, Pakistan’da terör belasının kurbanı olan yüzbinlerce erkek, kadın ve çocuğun yaşamlarına saygı duruşunda bulunma anıdır.
Bugün, Pakistan halkının ve kolluk kuvvetleri personelinin fedakarlıklarının asla unutulmayacağına ve bu fedakarlıkların tüm zorlukların üstesinden gelmemiz için bize ilham vermeye devam edeceğine dair güçlü kararlılığımızı bir kez daha yineliyoruz.
Pakistan ve Türkiye benzersiz kardeşlik ilişkilerine sahiptir. İki ülke halkları, asırlardır süregelen tarihi, kültürel, dilsel ve dinsel bağlarla birbirine bağlıdır ve bu bağlar her geçen yıl daha da güçlenmektedir.
Pakistan-Türkiye savunma işbirliğinin, son yıllarda iki kardeş ülke arasındaki çok yönlü ilişkilerin temel direklerinden biri olarak ortaya çıkması büyük bir memnuniyet kaynağıdır.
Pakistan ve Türkiye, önümüzdeki günlerde bu alandaki ilişkilerini daha da güçlendirmeyi ve kendi bölgelerinde barış ve güvenliğe katkıda bulunmayı sabırsızlıkla beklemektedir.
Bugün burada bulunan tüm değerli konuklara bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Yaşasın Pakistan-Türk Dostluğu !
Ebediyen Yaşasın Pakistan !
Pakistan’ın Savunma ve Hava Ataşesi İmran NOOR’un Pakistan’ın 59’uncu Savunma ve Şehitler Günü konuşmasının akabinde kürsüye Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin GÜRAK geldi.
Genelkurmay Başkanı Metin Gürak ise Türkiye ile Pakistan arasında geçmişe dayanan köklü dostluk ve kardeşlik bağlar bulunduğunu, iki ülkenin her zaman beraber olduğunu söyledi:”
Pakistan’ın Milli Mücadele yıllarında ve Kıbrıs Barış Harekatı’nda maddi ve manevi olarak Türkiye’ye önemli destekte bulunduğunu anımsatan Gürak, “Maruz kaldığımız büyük deprem felaketinde de Pakistan tüm imkanlarıyla yardıma koşarak dostluğunu ve kardeşliğini bir kez daha bize göstermiştir. Türk milleti ve bizler bu fedakarlıkları daima saygı ve minnetle anmaktayız.” şeklinde konuştu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin GÜRAK, daha sonra şunları söyledi:“Pakistan, Milli mücadele yıllarında ve Kıbrıs barış harekatında maddi manevi bizlere önemli destekte bulunarak dost ve kardeşliğini gösterdiyse maruz kaldığımız büyük deprem felaketinde de tüm imkanlarıyla yardıma koşarak bir kez daha dostluğunu ve kardeşliğini göstermiştir.
Türk milleti, bu fedakarlıkları daima saygı ve minnetle anmaktadır. Biz de Pakistanlı kardeşlerimizin zor zamanlarımda hep yanlarında olduk olmaya da devam edeceğiz.
Saygıdeğer konuklar tüm dünyada ve bölgemizde son yıllarda yaşanan gelişmelerin yarattığı risk tehdit ve belirsizlik ortamında ülkelerimizin güvenliğini temin etmek ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamak maksadıyla Silahlı kuvvetlerimizin güçlü ve caydırıcı olması gerekmektedir. Bu nedenle sadece bugünün değil geleceğin savunma ve güvenlik teknolojilerini de yakından takip etmek ve bunlara göre gerekli hazırlıkları yapmanın nedeninin zaruri olduğunu bilincindeyiz. Bu kapsamda Pakistan Silahlı kuvvetleri ile köklü bir askeri işbirliğimiz sürmektedir.
Ayrıca Savunma Sanayi’ndeki tecrübelerimizi Pakistan ile paylaşmak ve Pakistan’ın bu alandaki tecrübelerinden istifade etmek bölgesel ve küresel düzeydeki işbirliğimizi daha da güçlendirmektedir.
Son yıllarda Pakistan ve Türkiye’nin müşterek olarak gerçekleştirdiği başta MİLGEM, MUSHSHAK hava eğitim uçağı, AKINCI gibi Savunma Sanayi projeleri geçmişten gelen güçlü kardeşlik bağlarımızı geleceğe daha köklü şekilde taşımak adına önemli anlamlar içermektedir.
Bundan sonra da birlikte hayata geçireceğiöiz yeni projelerle sınırların ve mesafelerin bizler için yalnızca fiziki olduğunu kalplerimizdeki dostluğa bir sınır çizilemeyeceğini göstermeye devam edeceğiz.
Bu vesileyle kardeş Pakistan Silahlı kuvvetleri ile iki ülke silahlı kuvvetleri’nin vatan bayrak ve bağımsızlık uğruna hayatlarını feda eden aziz şehitlerin saygı ve rahmetle, kahraman gazilerini minnetle anıyorum şahsım ve Türk Silahlı kuvvetleri adına Pakistan’ın savunma gününü kutluyor, davet sahibi sayın büyükelçiye şükranlarımı sünüyor, sizleri saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin GÜRAK’ın konuşmasının akabinde kürsüye Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf Cüneyd geldi.
Büyükelçi Cüneyd, şöyle konuştu: “Pakistan Savunma ve Şehitler Günü’ anma töreni için hepinizi burada ağırlamak benim için büyük bir ayrıcalık.
Bu gün, ülkemizin barış ve huzurunun savunucuları olan esur silahlı kuvvetlerimize, profesyonellikleri, özverileri ve bağlılıkları için saygılarımızı sunuyoruz.
Burada, Pakistan’ın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve istikrarına yönelik tehditlerden vatanı savunmak için canlarını veren herkesi onurlandırmak için toplandık.
Geçtiğimiz 77 yıl boyunca, birkaç çatışma ve sayısız çatışma kışkırtması dışında, Pakistan’a üç büyük savaş dayatıldı. Bu tür olaylar karşısında gösterdiğimiz azim, arkasında barışsever, cesur ve kendine saygılı ve ülkeleri için canlarını feda etmeye kararlı ulusların sadece güç ve saldırganlıkla yenilemeyeceğine dair bir ders bıraktı.
Pakistan, kuruluşundan bu yana, ulusumuzun babası Kaid-i-Azam Muhammed Ali Cinnah’ın rehberliğinde hep bir uluslararası hukuka ve ilkelere saygı politikası izledi. O kendisinden alıntı yaptığım şekilde, “Dış politikamız, dünyadaki tüm uluslara karşı dostluk ve iyi niyettir. Hiçbir ülkeye veya ulusa karşı saldırgan tasarımlar beslemiyoruz” demiştir.
Pakistan, Birleşmiş Milletler’in kendi kaderini tayin hakkı temel ilkesinin her zaman arkasında durdu. Bizler bugün, Hindistan’ın yasadışı işgali altındaki Cammu ve Keşmir’in çirkin bir şekilde askeri işgalini ve Keşmirlilerin kendi kaderini tayin hakkının, uluslararası hukukun her normuna ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı olarak reddedilmesini unutamayız. Pakistan’ın mesajı, savaşın uluslararası anlaşmazlıkları çözmek için bir çözüm olmadığı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uymanın tek uygulanabilir çözüm olduğudur.
Pakistan yapıcı bir diyaloğa ve barışçıl biçimde bir arada yaşamaya inanırken, cesur ve yetenekli silahlı kuvvetlerimizin yeteneklerine ve zorluklarla her zaman cesaret ve metanetle yüzleşen ve zorlu zamanlarda fırsatı değerlendiren dayanıklı ulusumuza tam güven duyuyoruz.
Silahlı kuvvetlerimizin katkısı yalnızca ülkemizle sınırlı değildir. Pakistan, Birleşmiş Milletlerin barışı koruma çalışmalarına önde gelen bir katkıda bulunmuştur. Pakistanlı barış gücü mensupları, profesyonellikleri ve göreve olan bağlılıkları nedeniyle saygı ve itibar kazanmıştır.
Teröre karşı savaşta, genç ve masum okul çocukları da dahil olmak üzere tüm ulusumuzun yaptığı fedakarlıklar bugün dünya için bir sır değildir. Bugün, yaptıkları fedakarlıklarla 240 milyonluk barışsever nüfusumuzun barışını ve istikrarını sağlayan şehitlerimize saygılarımı sunmak istiyorum.
Bu vesileyle, Pakistan’ın yanında iyi günde ve kötü günde duran Türk kardeşlerimize de teşekkür ediyoruz. Türkiye ile olan tarihi, stratejik ve kapsamlı ikili ilişkilerimizle gurur duyuyoruz. İki ülkenin silahlı kuvvetleri arasındaki gelişen savunma bağları ve mükemmel işbirliği, kardeşlik ilişkilerimizin ve Türkiye’nin güçlü bir dayanağıdır ve bölgede ve ötesinde barış ve istikrarı teşvik etme çabasıdır.
Bugün, bu özel günde bize katıldığınız için hepinize bir kez daha teşekkür ediyorum.
Türkiye ile olan dostluğumuz ve kardeşliğimizin gelecekte daha da gelişmesini dilerim.
Pakistan Zindabad Yaşasın Pakistan Türkiye Kardeşliği.
Ticaret Bakanı Ömer BOLAT ta Pakistan’ın 59’uncu Savunma ve Şehitler Günü resepsiyonunda bir konuşma yaptı.
Ticaret Bakanı Ömer BOLAT, konuşmasında, “Türkiye ve Türk halkı için Pakistan dost ve kardeş olarak eşsiz bir ülke konumundadır.”
Bakan Bolat, Komşu ülke olmasa da Türk halkı ile Pakistan halkı arasında uzun süredir çok köklü tarihi bağlar olduğunu ifade ederek iki ülke arasındaki uzun süreli, güçlü ve yakın ilişkilerin çok güçlü şekilde devam ettiğini, ekonomi, sosyal, kültürel ve savunma alanlarında yakın işbirliğinin olduğunu ifade etti.
Bakan BOLAT, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’in iki dost ülke arasındaki işbirliğini güçlendirmek ve ilişkileri geliştirmek için büyük çaba gösterdiklerini söyledi.
Bolat, Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf Cüneyd’in de iki ülke ilişkilerini geliştirmek için çaba gösterdiklerine atıfta bulunarak bir ay önce yetkililerden ve Türk iş insanlarından oluşan bir heyetle İslamabad ve Karaçi’yi ziyaret ettiklerini ve temaslarda bulunduklarını dile getirdi.
Pakistan’daki temaslarında ikili ilişkileri ekonomi ve ticaret alanlarında geliştirmek için çok önemli kararlar aldıklarını hatırlatan Ticaret Bakanı Bolat, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakında Pakistan’ı ziyaret edebileceğini söyledi.
Bakan Bolat, Türkiye-Pakistan ekonomik ilişkilerinin savunma alanındaki yakın işbirliğiyle geliştiğini kaydetti ve iki ülke liderinin 5 milyar dolar ticaret hacmine ulaşmayı hedeflediklerini bildirdi.
Bu hedefe ulaşmak için çalışacaklarını söyleyen Bolat, “Türkiye ile Pakistan’ın halkları için istikrar, hızlı gelişme ve ekonomik başarı yolunda ilerlediğine inanıyoruz. Sonsuza kadar dostça ve kardeşçe olmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Pakistan’ın 59’uncu Savunma ve Şehitler Günü resepsiyonu davetlilere, Türk ve Pakistan mutfağından hazırlanmış yiyeceklerin ikramıyla sona erdi.
Başkent Üniversitesi Anadolu Organize Sanayi Bölgedi Meslek Yüksek Okulu İle Sanayi Paydaşları arasında İş Birliği Protokolü imzalandı.
İmza Töreni, Başkent Üniversitesi Bağlıca Kampüsü Rektörlük Binası Senato Salonunda düzenlendi.
İmza töreninde ilk konuşmayı Başkent Üniversitesi Anadolu OSB Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Levent ÇOLAK yaptı.
İmza töreni, Başkent Üniversitesi Anadolu Organize Sanayi Bölgesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Levent ÇOLAK’ın açılış konuşmasıyla başladı.
Levent ÇOLAK, konuşmasında, Meslek Yüksekokullarından mezun olan Gri Yakalı Aranan Elemanların ülke ekonomisi ve sanayisi için önemine vurgu yaparak üniversite sanayi işbirliğinin önlisans ve lisans eğitimi alan öğrencilerin eğitimleri için gerekliliğine dikkat çekti.
Levent Çolak konuşmasında şunları söyledi: “Okulumuz, 2019 yılında eğitime başladı. Okulumuz, Anadolu organize Sanayi bölgesi’nin içinde. Şu anda butik bir okul şeklinde. Anadolu organize Sanayi bölgesi’nin bize verdiği bir alan var. Yakın bir tarihte okul binamıza taşınarak daha fazla öğrenciye daha fazla bölümle hizmet etme şansına sahip olacağız.
Dört temel programımız var. Bunların üçü 2019’dan beri faaliyette bir tanesi de iki yıldır açık bir program.
Bu programlar elektronik haberleşme makine programı endüstriyel kalıpçılık daha sonradan açılan da insansız hava teknolojisi ve operatörlüğü programı.
Bu dört programla devam ediyoruz. Kaynak teknolojisi programımız YÖK tarafından geçen yıl onaylandı. Gelecek seneden itibaren de bu programımıza da öğrenci kabulüne başlamayı umut ediyoruz.
Burada en önemli başlıklardan birisi çoğunuz bizimle birebir irtibatınız olduğu için biliyorsunuz. Belki bilmeyenler vardır firmadan katılanlar vardır. Türkiye’nin tüm meslek yüksek Okulları arasında sadece yüzde beşlik 1.01 kısmında 3 + 1 denen bir uygulama var.
Bu 3 artı 1 uygulaması nedir?Okul, dört yarıyıllık önlisans programı olduğu için bunun üç yarıyılğında okulda uygulamalı dersler üzerinden eğitim alıyor öğrenciler. İki yarıyıldan sonra bir staj var yaz stajı. Üçüncü yarıyı da yaptıktan sonra eğer hiç alttan dersleri kalmazsa dördüncü yarıyıllarında yani son yarıyıllarında toplam 14 hafta boyunca firmalarda çalışıyorlar. O dönemde hiçbir dersleri yok. Bu çok karıştırılıyor meslek liselerinden haftanın iki günü üç günü gelen öğrencilerle böyle deyip direkt olarak dönemin başından sonuna kadar firmada çalışıyorlar. Firmanın elemanı şeklinde çalışıyorlar. Sigortaları, YÖK kararları gereğince Üniversitemiz tarafından yapılıyor.
Firmaların kendilerine vermekle yükümlü olduğu minimum rakam asgari ücretin üçte biri, 20’den fazla çalışanı olanlar da bu rakamın üçte biri 20’den az çalışanı olanlarda da bu rakamın üçte ikisi devlet tarafından kanun kapsamında teşvik olarak firmalara geri ödeme yapılmakta.
Firmalar, bu süreçte bu arkadaşları çalıştırdıklarında bunlar aranan elemanlar, ara elemanlar teknikerler bu 3 buçuk ay boyunca çalıştırıldıklarında hem firmalarına uyum sağlıyor mu sağlamıyor mu? bütün bunları net bir şekilde görerek isterlerse onlara iş teklif ediyorlar, isterlerse de teşekkür ederek ellerini sıktıklarında, bunlar bize gelerek diplomalarını bizden alarak mezun oluyorlar. iş teklif edildiği zaman da diplomalarını alarak firmalarda devam ediyorlar.
Aklınıza şöyle bir soru gelebilir 3 artı 1 yaptıkları yerlerde devamlılık oranı yani firmalarda devam nedir? yüzde 75-80 arasında teklif alanlar, teklif aldıkları firmalarda. Şu ana kadar mezun olan öğrencilerimiz çalışmaya devam ediyorlar.
Bir kısmının çalışmaya devam etmeme sebebi dört yıllıklara tamamlama dikey geçiş sınavı bir kısmının da kendi ailelerinin firmalarında çalışmak istemeleri.”
İmza töreninde bir konuşma yapan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakan ÖZKARDEŞ ‘de şunları söyledi: “Ben hekimim onun için burada duyduğum bir çok terim benim için de yeni ve yabancı ama içinde en çok sevdiklerinden bir tanesi ara eleman değil aranan eleman meselesi.
Meslek yüksek okullari bu yönden çok kıymetli.
Meslek yüksekokullarımız sadece bir tane değil başka meslek yüksek okullarımız da var. İki tanesi Ankara dışında, üç tanesi burada.
Anadolu Organize Sanayi Bölgesi ile ilişkili olarak da çok farklı duygulara sahibiz. Çol güzel planlanmış, sanayi ile okulun iş birliği içerisinde ve içerisinde yeni yapılmakta olan yerlerle müthiş bir kampüs halinde. Dolayısıyla her geldiğimizde zevkle imrenerek bakıyoruz orada yapılan işlere ve onun içerisinde bir okulumuzun olmasından da çok memnunuz. Üniversitelerin görevi bilim üretmek ama üretmek kadar bunun üretime sanayiye nasıl yansıdığınıda takip etmek. Dolayısıyla, burada bilimsel olarak yapılan işlerin üretime, firmalara ve sanayicilere yansıması bizim açımızdan önemli. Onun için çok değerli dış paydaşlar olarak buradasınız ve bu bağlantıdan son derece mutlu olduğumuzu özellikle belirtmek isterim.
Saygıdeğer kurucu hocamız Prof. Dr. Mehmet Haberal şu anda yanımızda değil. Ama gelebilir. Onun söylediği bir şey var. Ben de söylemeden geçmeyim. Türkiye’de yapılamayacak çok az şey var der. Yapılabilecek değil, yapılamayacak şey.
Biz de değişik şekillerde sanayicilerimizde fabrikatörlerimiz de bu alanda çalışan kişilerle karşılaştığımızda ne kadar müthiş işler yapılabildiğini görüyoruz. Tabi, bunların bir kısmından haberimiz olmuyor. Belki mühendislik fakültesinin daha fazla bilgisi vardır. Halikaten çok güzel şeyler üretiliyor ve bunların iş birliği içerisinde devam etmesi çok önemli onun için bugünkü iş birliği protokolünün de bu yönde çok önemli buluyoruz.
Burası bizim Senato salonumuz yani üniversitenin üst yönetiminin karar aldığı görüş aldığı bir salon belki bu işe verilen önem doğrultusunda bunun da sembolik bir değeri vardır” diye düşünüyorum. Dilerim bu iş birliklerinin sonuçları da yine aynı şekilde verimli sonuçlara ulaşır ve bu işbirliğinin devamı uzun süre sağlanır. Anadolu organize sanayi bölgemizin yönetim kurulu başkanı sıfatıyla verdiğiniz firma adına iş yapmaktan mutlu oldum. Belirtmek istiyorum ki meslek Yüksekokulu da kurulan ilk meslek yüksekokulu.
İmza töreninde yer alan Sanayi Paydaş katılımcılardan Anadolu Organize Sanayi Bölgesi ve ANİŞMAK Anadolu İş Makinaları İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kutsi TUNCAY ise şöyle konuştu: “Yoğun bir çalışma yılı geçirdik. Onlarla işbirliği yapmaktan mutlu oluyorum. Belirtmek istiyorum, meslek Yüksekokulu Havza‘da kurulan ilk vakıf meslek Yüksekokulu her ne kadar Anadolu OSB içinde olsa da Başkent Organize Sanayi Bölgesi ve ASO 2-3, hemen yanımızdaki dökümcüler ihtisasın da faydalanabileceği bölümlerin açılmış olması açısından önemli.
Şu soruyu kendime soruyorum; ben Stajyer seçerken ben niçin bir üniversite öğrencisine ya da bir meslek Yüksekokulu öğrencisine niçin staj yaptıracağım? Bu sorunun cevabına baktığım zaman, diyorum ki işletme imkanlarını üniversitede öğrenci olarak okuyan ya da meslek yüksek okulunda okuyan insanlara, çocuklara kullandırmamız lazım. Mesleklerinde daha iyi yetişirsinler eğitim dönemlerinde de eksiklerini tamamlaya bilsinler ki okulları bittiğinde ayakları yere sağlam basan gelecek korkusu olmayan insanlar haline gelsin. İşletmede çalışsın ya da calismasin zaten öyle bir şartı hiçbir stajyeri koşamıyorsunuz. Ben sana staj yaptırırım ama burada çalışırsan yani bizim stajlarımız şartlı staj değil. Verdiğimiz paralar, ileride tekrar tahsil edilecek paralar değil ya da verdiğimiz imkanların ekonomik karşılığını biz stajyerlerden istemiyoruz.
Ben şunu istiyorum bir Stajyer aradığı firmayı bulabileceği bir işletmenin de imkan sağlayacağı Stajyer bulabilecek bir ortamın oluşturulması lazım. Bşr stajyer seçiyorsan ben işletmeye benim belli kriterlerimde olması gerekir. Hayır olsun diye yapmıyorum. Bşr defa açık mesleki eğitimin ülkenin ana problemlerinden biri olduğunu da biliyoruz. Nedir bu? kriter çocuğun meslek Yüksekokulu öncesinde okuduğu okul başarı durumu belki ikamet ettiği yer. yani nasıl gelecek ve gidecek. İlketmeye ve bana ayrı bir yük yükleyecek mi? servisi olacak. Bunları bilmek isterim. Ne yazık ki bizim ilişkilerimizde bunu bilebilecek bir portalda yapamadık. Muhakkak Stajyer de bir işletmeyi seçmeli ben nerede staj yapmak istiyorum? A firmasında mı? C firmasında mı? Benim seçtiğim Stajyer ve stajyerin seçtiği işletmenin bir noktada buluşması lazım.
Yoğun programı dolayısıyla imza töreninin sonuna doğru imza töreninde hazır bulunan Başkent Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Mehmet HABERAL, Üniversite-Sanayi İşbirliğinin önemine değinerek tüm paydaş firmalara teşekkür etti.
Prof. Dr. Mehmet HABERAL imza törenindeki konuşmasında, Başkent Üniversitesinin kurulduğu günden bu yana faaliyetleri, Türkiye’deki ilk organ nakli ve İstanbul’da 22-25 Eylül tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde düzenlenecek Dünya Organ Nakli Derneği’nin 30’uncu Uluslararası Kongresi hakkında bilgi verdi.
Başkent Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Mehmet HABERAL, imza törenindeki konuşmasında şunları söyledi: “1993 yılında başkent Üniversitesini kurduk.
Ülkemizde ölen insanların böbreklerinin kullanılabileceğini 1978’de gösterdim. Yıl 1979, O dönemde, çocuklarda ve erişkinlerde; dünyada böyle bir takım ilkelerin altına imza attık.
Böbreklerin saklanma süresini dünyada ilk kez 12 saatten 100 saatin üzerine çıkardık.
Başkent Üniversitesi dediğiniz zaman televizyonunu anaokuluna kolejleri‘ne otellerine polikliniklerinden hastanelerine diyaliz merkezlerine ayrıca orkestradan tarlasından kümesinden. Tekstilden inşaatından çikolatasından mutfağına Başkent Üniversitesi bu. Böyle bir model yok.
Tıp fakültesi‘nde öğretim üyesi başına öğrenci sayısı maksimal iki dünyada böyle bir tıp fakültesi yok.
Tabii nedir bu arkadaşlar? Her zaman şunu söylüyorum. Bir ülkemiz var ve bu ülkeyi kuran Atatürk ve arkadaşları ve aziz şehitlerimizi her zaman her şartta rahmetle şükranla anıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün vatandaşları olarak bu bizim birinci görevimizdir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları olarak hepimizin görevi bu ülkeye sahip çıkmaktır. Bilelim ki değerli arkadaşlar; ülkemizde yapılamayacak çok az şey var yapılabilecek değil. Ülkemizde hiç kimse bana mazeret beyan edemez. engelden bahsedemez. Engellerden, yaptırmıyorlar diyenlerden bahsedemez.
Ne gerekirse bu ülkede her şeyi yapıyoruz.
İnsanlarımızı başka ülkelere muhtaç etmiyoruz.
Orta Doğu‘ya gidiyorum. Oradaki arkadaşlarıma diyorum ki bilesiniz ki sizi başka ülkelere muhtaç etmeyiz. Atina akademisi var. Milat’tan önce 287’de Eflatun tarafından kurulmuş. Birinci kuralı Yunanlılardan başkası bu akademiye kabul edilmez. İki geometri bilmeyen bu akademinin kapısından içeri giremez. Zaman geçiyor, yıllar geçiyor. Sonunda yabancı Bir Türk bir Müslüman oraya kabul ediliyor. Kürsüde konuşuyorum. Karşımda sağlık Bakanı oturuyor. Akademide onların lideri oturuyor karşımda, Mehmet Haberal diyor ki burada .oluşumu Atatürk’e borçluyum Athena’nın ilave ediyorum diyorum ki nasıl ki geçmişte Atatürk ve Venizeloz Vera’ya geldi yeni bir kapı açtı. Biz de yeni bir kapı açıyoruz. Konferansım devam ediyor son cümle sizi başka ülkelere muhtaç etmeyiz. Bir ilk tabii ben dünyanın iki organizasyonunu yönettim. Bunlardan birisi dünya yanık derneği 2006-2008 başkanlığını yaptım. 2008’de kongreyi düzenledim. Kongrede şöyle bir karar aldım.
Bu derneğin altın kongresi 2010’da İstanbul’da yapılacak. 2009’da yönetim kurulu toplandı.
Türkiye’ye Mehmet Haberal bunu yaptı. “Türkiye’de yapılmaz.”dediler. Bunlara cevap verdim. Senin ülkelerinin iç işine, sana karışıyor muyum? Hayır. O benim ülkemin içişleri sizi ilgilendirmez. Kongrenin sorumlusu benim, bütün hazırlıklar yapılmıştır. Kongre, İstanbul’da yapılacaktır. “Evet, kongre İstanbul’da yapıldı.”
Dünya Organ Nakli derneği var. 2018-2020 yılları arasında başkanlığını yaptım. Bu derneğin iki senede bir yapılan bilimsel kongreleri genelde ya Amerika’da Avrupa’da yapılır. Ben, arkadaşlarım çok kuralı değiştiriyorum. Bundan sonra bu derneğin bilimsel kongreleri iki senedede bir bölgelerde yapılacak ilk bölgede bizimki olacak.
2022’de kongre, Arjantin’de ben o kongrenin bilim kurulu başkanıydım. Buradan sonra İstanbul’dasınız. İstanbul dünyanın merkezi Oraya Sixi Türk hava yolları götürecek Bu bölgede ilk kez dünyayı İstanbul’a götürüyoruz. 22 -25 Eylül tarihleri arasında organ nakli ile ilgili bütün dünya ülkeleri İstanbul’da olacak.
Ülkemiz çok dönemlerden geçti. Benim öğrencilik ve asistanlık yıllarımda her şey Amerika’da yapılıyor her şey Avrupa’da yapılır. Bu benim çok ağrıma gidiyordu. 3 Şubat 1973 Amerika’ya gittim. Amerika’yı görmek için gittim. Kalmak için gitmedim bunu özellikle belirtiyorum Bir göreyim dedim. Öyle bir anlatılıyordu ki bize Amerika.
işte ayda gökte bir ülke tabii gittim. Sabahın altısında herkes toplantıda saat 7:00’de herkes ameliyatta. Çalışıyor insanlar. Esas branşım genel cerrahi. ilaveten yanı ve organ nakli. 1 30 Haziran 1975’te ülkeme döndüm.
Üniversite diyaliz merkezi var. O yıllarda Süleyman bey diyordu ki, Türkiye, 70 sente muhtaç. ihsan hocam bana diyor ki ne kadar zamanda yaparsın bu işi iki tane ilaç gerekti. O iki ilaç olursa iki ayda yaparım dedim. Bunu dedi, altı ayda yap seni alnından öpeceğim dedi. Peki bu ilaçlar biraz var mı dedi. Bilmiyorum efendim, belki var dedim çıkardı kendisi cebinden 50 sterlinlik çeki aldım. bana ve iki ay sonra beni alnımdan öpmek zorunda kaldı. Hacettepe‘nin zemin katında tamam mı işte bugün bu konuda kapıyı açtık. Bu bölgede, bütün orta Doğu’da ve Afrika’da bu bölgemizde 1975’te açtığımız kapı, bu gönül bizi organ naklinde dünyanın en tepesine taşımıştır.
Özellikle, canlıdan organ nakli ülkemizden, ayyıldızlı bayrağımız, dünyanın en tepesinde dalgalanıyor.
Tekrar söylüyorum. 22 Eylül’de Dünya İstanbul’da olacak inşallah açılışı yapacağız. Oraya Sağlık Bakanı katılacak, Ankara valisi katılacak, belki İstanbul belediye başkanı katılacak. Ülkemizde yapılamayacak çok az şey var. Yapılacak çok şey var yapılamayacak çok az şey var işte yapıyoruz. görüyorsunuz ha çok şükür Allah’a bilelim ki bakın bu gördüğünüz bu şeyler başkent Üniversitesi’nin, yapmış olduğumuz ne varsa hepsi başkent Üniversitesi’nin kendi eseridir.
Hepsi alınteri ve özveri’in eseridir. Benim dönemlerinde diploma törenlerinde çıkar derdim ki, ben şimdi buradan hesap vereceğim ha bu hesap ne devlet bütçesinin trilyonlarının hesabı ne de devlet bankalarının milyonların hesabı değildir. Bu hesap başkent Üniversitesi’nde çalışanların alınteri hesabıdır. Bugün de aynı şeyi yapıyoruz.
Dünyanın hiçbir yerinde ülkemin aleyhine bir kelime ettirmem. Ülkemin kılına kimseye dokundurtmam. Problem yok mu ? kim çözecek değerli arkadaşlar biz çözeceğiz. biz el alamam çocuk hayır el adam kendisi için gelir tamam mı evet o zaman ne yapacağız, çalışacağız yedi gün 24 saat.
Tek hedefimiz var. Ülkemize hizmet etmek.
Meslek yüksek okulunu orada açmakla aslında bir yeni adım attık. Kırmızı çizgim yok. Aşağı yukarı giderseniz gidin çünkü ülkemizin ihtiyacı var. Başkent üniversitesini bulunduğu yer hafriyat deposuydu bir tane bodur ağaç vardı. Bugün 6 milyon fidan var. Sizlerle beraber ilk gün gibi hizmet etmeye devam edeceğiz. 24 saat yetmiyor.
Hepinize teşekkürler. Hüseyin bey teşekkür ediyorum başarılar diliyorum.”
Başkent Üniversitesi Rektörlük Binasındaki Senato salonundaki imza töreni toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Singapur Milli Günü dolayısıyla Ankara Atakule Event Hall’de bir resepsiyon düzenlendi.
Ankara’daki Singapur Büyükelçiliği, Bağımsızlığı’nın 59’uncu yıl dönümünü kutladı
Singapur’un Ankara Büyükelçisi Kok Li PENG, Singapur ve Türkiye’nin yakın bir gelecekte hava ve deniz bağlantılarını güçlendirmesinin yeşil mutabakat, sürdürülebilirlik ve inovasyon alanlarında birbirini tamamlayabileceğini söyledi.
Eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil KARAİSMAİLOĞLU, Türkiye ile Singapur arasındaki uluslararası ticarete yön verecek yatırımlarla iki ülkenin ekonomisine hayat suyu olacak projeler geliştirme ve potansiyel işbirliği alanlarının verimli bir şekilde geliştirilmesini istediklerini ifade etti.
Singapur’un Ankara Büyükelçiliği’nce Bağımsızlığın 59’uncu yıl dönümü dolayısıyla bir resepsiyon düzenlendi.
Singapur’un Ankara Büyükelçisi Kok Li PENG resepsiyona ev sahipliği yaptı.
Resepsiyonda, Türkiye’yi Eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil KARAİSMAİLOĞLU temsil etti.
Singapur Milli Gün resepsiyonunda Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK de hazır bulundu.
Resepsiyona Dışişleri Bakanlığı Yeniden Asya İnisiyatifi Koordinatörü Büyükelçi Kezban Nilvana DARAMA da katıldı.
Resepsiyona, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Ankara Atakule Event Hall’de düzenlenen resepsiyon iki ülkenin Milli Marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Singapur ve Türk Milli Marşların seslendirilmesinin ardından konuşmalara geçildi.
Resepsiyonda ilk konuşmayı, eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil KARAİSMAİLOĞLU yaptı.
Adil KARAİSMAİLOĞLU resepsiyondaki konuşmasında şunları söyledi: “Singapur ile Türkiye arasındaki İşbirliği iki ülke için büyük önem taşımaktadır. Uluslararası ticarete yön verecek yatırımlarla ülkelerimiz ekonomisine hayat suyu olacak projeler geliştirme ve potansiyel işbirliği alanlarımızın verimli bir şekilde geliştirmesini istiyoruz. Güneydoğu Asya ülkelerinin bildiği gibi bölge organizasyonlarında stratejik ortamımız olan Singapur ile 1969’da başlayan dinamik ilişkilerimiz her geçen gün artarak büyümektedir. cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son 22 yıllık Türkiye vizyonumuz kapsamında uluslararası ilişkilerde ve ülkemizin jeopolitik avantajlarını kullanışlı haline getirmeye yönelik projeleri ile çok büyük mesafeler kat ettik.
Singapur, Asya’nın önde gelen gemicilik ve ticaret merkezi konumundadır. Türkiye’de Avrupa ve Asya arasındaki önemli bir lojistik ve taşımacılık köprüsü konumdadır. İstanbul havalimanı gibi dünyanın en önemli havayolu merkezini hayata geçirerek bu gibi projeleri, coğrafi konumumuzun avantajlarını dünyanın hizmetine sunduk. Bu alanda, deniz ticareti havacılık ve lojistik ortak vizyonumuzda iki ülke arasında karşılıklı stratejik işbirliğini geliştirmeye devam etmek istiyoruz. 2017 yılında imzalanan Türkiye Singapur serbest ticaret anlaşması başta olmak üzere karşılıklı büyümeyi hedefleyen yatırımlarımızın yanı sıra öğrenci değişim programları, kültürel etkinlikler ve sanat projeleri ile de iki ülke arasındaki etkileşimi daha da arttırmak istiyoruz. Tüm bu ekonomik ve stratejik bağların ötesinde kurmuş olduğumuz dostluk karşılıklı saygı ve anlayışla güçlenecek ve geleceğe daha mutlak bakmamızı sağlayacaktır. Singapur ile farklı coğrafyalarda yer alsak da ortak değerler ve vizyonlar etrafında şekillenen bir yakınlığa sahibiz. Singapur ile parlamentolararası dostluk grubu başkanı olarak ilişkilerimizin gelişmesi yönünde üzerimize düşeni fazlasıyla yapacak olduğumuzdan hiçbir şüpheniz olmasın. Bu duygu ve düşüncelerle gerçekleştirmekte olduğumuz görüşmelerin her ülke içinde hayırlı olmasını diliyorum. Büyükelçi Kok’un Türkiye’de yaşayan Singapurlu vatandaşlarının ve Singapur hükümeti ile halkının milli gününü en içten dileklerimle kutluyorum.”
Adil KARAİSMAİOĞLU’ndan sonra kürsüye Singapur ‘un Ankara Büyükelçisi Kok Li PENG geldi.
Kök Li PENG de konuşmasında şunları söyledi: “Bu yıl Singapur için hareketli bir yıl oldu. Bağımsızlıktan bu yana 4 Başbakanımızın yemin ederek göreve başlaması, benzeri önemli gelişmelerin yanı sıra, 17 yaşındaki Max MAEDER’in Paris Olimpiyat Oyunlarında, erkekler Kite Foiling Yelken kategorisinde bronz madalya kazanan en genç madalyalı sporcumuz olması ile Yip Pin Siu’nun Paralimpik Oyunlarda üst üste üçüncü başarısına imza atması, harika sonuçlar alarak çifte altın madalya kazanması gibi olaylar da yaşandı.
Bu arada, Olimpiyat ve Paralimpik Oyunlarında madalya kazanan Türk sporcuları da gönülden kutlarım.
Ülkem tarafından güzel Türkiye’ye Büyükelçi olarak atanmış olmak benim içim büyük bir ayrıcalık.
Bu yıl, ilişkilerimizin 55’inci, stratejik ortaklığımızın 10’uncu yıl dönümünü kutlarken ilili ilişkilerin samimi sorunsuz olarak devam ettiğini bildirmekten memnuniyet duyuyorum.
Türkiye ve Singapur’un dostlarının yardımıyla, karşılıklı ticaret yatırım ve turizmi geliştirmek için çalışıyorum.
Bu bağlamda, Singapurlu şirketlerimizin katılımı için müteşekkirim; stantları Singapur ile Türkiye arasındaki çeşitli ekonomik bağlantıların kısa bir özeti niteliğinde.
İlerleyen zamanlarda, hava, deniz bağlantılarımızı güçlendirebiliriz ki yeşil mutabakat, sürdürülebilirlik ve inovasyon alanlarında birbirini tamamlayabileceğini gözlemliyoruz.
Herkese, katıldığınız için çok teşekkür ederim. Kalın sağlıcakla.”
Singapur’un Ankara Büyükelçisi Kok Li PENG ve eski Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil KARAİSMAİLOĞLU’nun konuşmalarının akabinde, davetlilere Singapur ve Türk mutfağından yiyecekler ikram edildi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.