Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gümüşhane’de toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Gündemimizde milletimizin sıkıntılarını çözmek, dertlerine derman olmak var. Enflasyonu düşürmek, hayat pahalılığını sonlandırmak var” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gümüşhane Belediyesi önünde düzenlenen toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasına, Gümüşhanelileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Selçuklu’nun, Osmanlı’nın, Cumhuriyet’in gözbebeği olan Gümüşhane. Nasıl 1048’de, Malazgirt’ten bile önce Türk-İslam mührünü bu topraklara vurduysa 2023’te Türkiye Yüzyılı mührünü aynı sevdayla gönlümüze nakşeden Gümüşhane. 93 Harbi’nde, Harşit savunmasında, Kuvayımilliye Hareketi’nde basiretiyle, ferasetiyle, cesaretiyle milletimize sahip çıkan Gümüşhane. Bugün sizleri bir kez daha hürmetle selamlıyorum. Gümüşhane’nin civanmert insanlarına, her biri ayrı ayrı kadirşinaslık timsali Gümüşhaneli kardeşlerime sevgi ve saygılarımı iletiyorum” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane’den önce Bayburt’ta vatandaşlarla bir araya geldiğini, kendisine, seçimlerde verdikleri rekor destek için teşekkür ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi de Gümüşhane’nin misafiriyiz. 28 Mayıs’ta yüzde 78,54 gibi tarihî bir oy oranıyla bizlere sahip çıkan Gümüşhane’ye teşekkür ediyorum. Bizimle omuz omuza yürüdüğünüz için, dualarınızda bizleri unutmadığınız için, sandık önünüze geldiğinde mührü bastığınız için sizlere şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
Tarihin en kritik seçimlerinde Gümüşhanelilerin kendilerine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize olan güveninizi de Türkiye ikincisi olarak gösterdiniz. Hiçbir kumpasın, hiçbir karanlık planın ve iftiranın aramızdaki şu muhabbeti sarsamayacağını yeniden ispat ettiniz” değerlendirmesini paylaştı.
“MİLLETİN ZEKÂSIYLA ALAY EDENLER, YAŞADIKLARI ŞOKU HÂLÂ ATLATAMADILAR”
Gümüşhane’nin son seçimlerde sadece “yedili koalisyon masası”nı devirmediğini, Pensilvanya’dan Kandil’e destekçilerini de sandığa gömdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye üzerine plan yapanların, hesap yapanların oyunlarını benim Gümüşhaneli kardeşlerim bozdu. Türkiye dediniz, millî güvenlik, millî beka dediniz, teröre geçit yok dediniz, terör örgütlerini yerle yeksan ettiniz. Terör örgütlerine sırtını dayayanlara unutamayacakları bir ders daha verdiniz. Öyle bir tokat attınız ki hepsinin birden dengesini altüst ettiniz. O günden beri kendilerini toparlayamadılar. 28 Mayıs’tan bu yana kendilerine gelemediler. Hiç seslerini duydunuz mu? Şu anda hâlâ birbirleriyle dövüşüyorlar. Milletin zekâsıyla alay edenler, yaşadıkları şoku hâlâ atlatamadılar. Siyaset mühendislikleriyle seçim kazanmayı planlayanları, iktidara giden yolu batı başkentlerinde arayanları, terör örgütleriyle iş birliği yapmaktan utanmayanları, yalan ve iftiradan başka ağızlarından söz çıkmayanları sandığa gömdüğünüz için sizlerle gurur duyuyorum. Gümüşhane ile aynı sevdayı taşıdığım için Rabb’ime hamdediyorum. Gümüşhane ile aynı yolun yoldaşı olduğum için Allah’a hamdediyorum. Gümüşhane ile aynı davanın insanı olduğum için Rabb’ime şükrediyorum.”
“SİZLERİN GÜVENİNE LAYIK OLMAK İÇİN DAHA FAZLA ESER VE HİZMET ÜRETECEĞİZ”
“Biz Gümüşhane’yi severiz, Gümüşhane de bizi sever” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gümüşhane türküsünde geçen “Yüce dağ başında kar havası var / Bülbülün gül ile ne davası var / O yar beni sevmiş ben de o yâri / Ellerin bizimle ne davası var” dizlerini de aktararak sözlerini şöyle sürdürdü: “Eller ne derse desin, bu can bu tende oldukça Gümüşhane’yle kucaklaşmamız, muhabbetimiz devam edecek. Sizlerin teveccühüne mazhar olabilmek için daha fazla koşturacağız. Sizlerin güvenine layık olmak için daha fazla eser ve hizmet üreteceğiz. Gümüşhane’yi bölgesinin parlayan yıldızı hâline getirene kadar bize durmak, dinlenmek haramdır.”
Bugün hem Gümüşhanelilere teşekkür etmeye hem de yapımı tamamlanan eser ve hizmetleri açmaya geldiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki bir pankartta yazan “Diyorlar ki bir insan bu kadar sevilir mi? Seviliyorsun Reis’im” yazısını okudu, “Ben de sizleri seviyorum” dedi.
GÜMÜŞHANE’YE YAPILAN YATIRIMLAR
“Gümüşhane’de hepsi farklı alanlarda 1 milyar 100 milyon lira tutarında 52 kalem hizmet, eser ve yatırım tamamlandı” bilgisini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yükseköğrenim yurtlarımızdan anaokulu, ortaokul ve liseye göletlerden sulama ve dere ıslahı projelerine pek çok eseri resmen devreye alıyoruz. AFAD’ın hizmet binası ile emniyet teşkilatımıza ait ek bina ve ilçe hizmet binalarını hizmete sunuyoruz. Gümüşhane Belediyemiz ile ilçe belediyelerimizin millet bahçesinden pazar yerlerine, iş merkezlerinden cami, park, sosyal tesis ve konutlara 26 ayrı yatırımı resmen sizlerin istifadesine sunuyoruz. Bunlara ilaveten üniversitemize ait meslek yüksekokulu ve yurt binasını, il özel idaremizin, il kültür, sanayi ve teknoloji müdürlüklerimizin çeşitli projelerini resmî olarak bugün hizmete açıyoruz. Böylece tek bir açılışla çeşitli alanlarda 1 milyar 100 milyon liralık yatırımı resmen Gümüşhane’mize kazandırmış oluyoruz. Hepsi birbirinden kıymetli bu yatırımların, hizmet ve eserlerin şehrimize hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum. Bakanlıklarımızı, valiliğimizi, il özel idaremizi ve belediyelerimizi tebrik ediyorum. Bu tesislerin inşasında emeği geçen, alın teri olan işçisinden mühendisine tüm çalışanlara şükranlarımı sunuyorum.”
“ŞEHRİMİZİN TALEPLERİNİN KARŞILANMASI İÇİN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ”
Gümüşhane’nin hedeflerini ve ihtiyaçlarını çok iyi bildiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gümüşhanelilerin beklentilerinin de farkında olduklarını vurguladı.
Özellikle turizm alanında, tabii güzellikleri ve keşfedilmeyi bekleyen tarih hazinesiyle Gümüşhane’nin çok ciddi bir potansiyele sahip olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların tam manasıyla harekete geçirilmesi için şehri yeni projelerle destekleyeceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ulaşımdan sanayi ve üretime şehrimizin taleplerinin karşılanması için, elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz” dedi.
“Bunları söylerken, CHP Genel Başkanı gibi laf olsun diye söylemiyoruz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Şu anda onlar zaten kendi aralarında birbirine girdiler. Hep söyledik ya bay bay Kemal’den bir şey olmaz. Biz, meydanlarda verdiği sözü Ankara’ya dönünce unutanlardan değiliz. Biz, seçim dönemi atıp tutan, sonra bir daha ardına bakmayanlardan değiliz. Biz, iki seçim arasında 15 günde ağız değiştirenlerden değiliz. Biz ‘sözünün eri’ bir partiyiz. Biz sözünün takipçisi olan, sözünü senet olarak kabul eden bir ittifakız. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde hep bunu yaptık. Bu dönemde de Cumhur İttifakı olarak partilerimiz verdikleri sözün arkasında durdular. Yapamayacağımız hiçbir vaadi meydanlarda dillendirmedik. Neyi taahhüt etmişsek Allah’ın izniyle onu da mutlaka yerine getirdik.”
Gümüşhane’nin hükûmetin hizmet ve eser siyasetinden en çok istifade eden illerden olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gümüşhane’ye son 21 yılda toplam 32 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim alanında 775 yeni derslik kazandırdıkları şehri üniversiteyle buluşturduklarını kaydederek, gençlik ve sporda 7 bin 928 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtıklarını, farklı branşlarda toplam 18 spor tesisi inşa ettiklerini söyledi.
Sosyal yardımlarda şehre toplam 870 milyon lira tutarında kaynak aktardıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık alanında toplam 349 yataklı 6 hastane dahil olmak üzere 11 sağlık tesisi kazandırdıklarını, 2 sağlık tesisinin yapımının, 2 sağlık tesisinin ise ihale ve arsa tedarik sürecinin devam ettiği bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ vasıtasıyla 1895 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettiklerini, 268 konutun yapımını sürdürdüklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İlk Evim Projesi’yle Gümüşhane’de toplam 398 konut inşa edeceğiz. İlk Evim Arsa Projesi’yle 260 konutluk altyapısı hazır müstakil ve müşterek arsalarımızı sizlerin hizmetine sunacağız. Kentsel dönüşümde 608 bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. İktidara geldiğimizde il sınırları içerisinde arıtma tesisi yoktu. Bugün 4 atık su arıtma tesisi ile belediye nüfusunun yaklaşık yüzde 71’ine hizmet veriyoruz. Gümüşhane’de 2 millet bahçesi projemiz bulunuyor. Köse Millet Bahçemizi tamamlayıp bugün açtık, Karaer Millet Bahçemizin yapımına devam ediyoruz.”
Ulaştırmada 2002’de Gümüşhane’ye sadece bir kilometre bölünmüş yol yapıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna 127 kilometre daha bölünmüş yol ilave ettiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gümüşhane-Kelkit ayrımı Köse devlet yolundaki Köse şehir geçişi giriş ve çıkışındaki çalışmaları bu yıl bitireceklerini belirterek, Gümüşhane-Bayburt ayrımı-Kelkit-Şiran güzergâhı ile Kelkit şehir geçişini de seneye tamamlayacaklarını anlattı.
“YILLIK 2 MİLYON YOLCU KAPASİTELİ HAVALİMANIMIZIN İNŞAATI SÜRÜYOR”
Gümüşhane’de toplam 27 bin 600 metre uzunluğunda tünel inşa edip trafiğe açtıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zigana Dağı’nı geçilmez olmaktan çıkartan Zigana Tüneli’ni tamamlayıp geçtiğimiz mayıs ayında hizmete açtık mı? Nereden nereye… Neydi o Zigana’nın hâli? Beraber yaptık. Gümüşhane ve Bayburt’a hizmet verecek yıllık 2 milyon yolcu kapasiteli havalimanımızın inşaatı sürüyor. İnşallah Gümüşhane ve Bayburt’a hizmet edecek bu havalimanımızla Bayburt ve Gümüşhane bir başka hâl alacak. Artık uçaklarımızla gelip gideceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 21 yılda Gümüşhane’ye 20 baraj, 4 gölet, 11 sulama tesisi, 49 taşkın koruma tesisi ve 13 hidroelektrik santral olmak üzere toplam 97 tesis inşa ettiklerini söyledi.
Gümüşhaneli çiftçilere toplam 400 milyon lira tutarında tarımsal destek verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşa edilen sulama tesisleriyle kentteki 178 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayi ve teknolojide bir sanayi sitesi kurduklarını belirterek, şehirdeki iş yerlerine toplam 274 milyon lira prim teşviki vererek destek olduklarını ifade etti.
Enerjide Gümüşhane, Arzularkabaköy, Kelkit ve Şiran’a doğal gaz arzı sağladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek dönemde Köse, Kürtün ve Torul’a da doğal gaz arzı sağlamayı planladıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, durmadan, dinlenmeden Gümüşhane için çalıştıklarını vurgulayarak, buradaki yatırımları, projeleri çok yakından takip ederek vatandaşların hizmetine sunacaklarını kaydetti.
“SON SEÇİMLERDE BİZLERE ÇOK GÜÇLÜ SAHİP ÇIKMANIZIN GÖNLÜMÜZDEKİ YERİ ÇOK FARKLI”
Törene katılan kişi sayısının 35 bin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gümüşhane, bize destek noktasında hep en üst sıralarda yer aldı. 10 Ağustos 2014 seçimlerinde yüzde 75,06 ile Türkiye üçüncüsü, 24 Haziran 2018 seçimlerinde yüzde 77,07 ile Türkiye ikincisi, 28 Mayıs 2023 seçimlerinde yüzde 78,54 ile yine Türkiye ikincisi oldu ama ben istiyorum ki Türkiye birincisi olsun. Özellikle son seçimlerde bizlere çok güçlü bir şekilde sahip çıkmanızın gönlümüzdeki yeri çok farklıdır” ifadelerini kullandı.
14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin çok partili demokrasi tarihinin en önemli seçimlerinden olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu seçimlerde aynı zamanda gelecek asrının nasıl olacağına karar verdiğini, milletin iradesine zincir vurulmayacağını bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “28 Mayıs’tan bu yana muhalefetin ve masanın hâline baktıkça bunu daha iyi anlıyoruz. Kavganın, tartışmanın ardı arkası kesilmiyor. Her gün bir gerilimin fitili ateşleniyor. Daha bir ay öncesine kadar ülkeyi beraber yönetmekten bahsedenler, bugün birbirlerine demediklerini bırakmıyor. Muhalefeti destekleyen vatandaşlarımız, oy verdikleri siyasetçilerin durumunu gördükçe adeta kahroluyor. İlk seçimlerin üzerinden tam 8 hafta geçti, 7’li koalisyon masasından bir kişi bile istifa etmedi. ‘Kazanamazsam bırakırım.’ diyenlerden hiçbiri siyaseti bırakmadı. Bir tanesi bile çıkıp açık yüreklilikle seçmenlerine hesap vermedi. İki seçimde de başarısız oldular, yenilgiye uğradılar, açıkça kaybettiler fakat hezimetlerini başarı gibi, yenilgilerini zafer gibi pazarlamaktan hâlâ vazgeçmediler. Haydi, toplam oyları yüzde 1’i dahi bulmayan tabela partilerinin sevincini anlıyoruz. Onlar, siyasi tarihimizin en büyük tokatçılığına imza atarak CHP’den 39 milletvekili kopardılar.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “başarılı bir hesap uzmanı” olduğunu söylediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Nasıl bir hesap uzmanısın ki kalktın, milletvekillerinden 39 tanesini yüzde 1 oy toplamına sahip olmayan partilere verdin. Senden hesap uzmanı falan olmaz, geç. Sen bizimle beraber girdiğin bütün seçimleri kaybettin, hâlâ utanmadan, sıkılmadan burada duruyorsun. Bak Yunanistan’da Çipras seçimi kaybetti, bıraktı. Yunanistan’daki Çipras bu konuda bu kadar hassas ama sende bu yok. CHP seçmeninin verdiği oylara da bunlar kondular. Etik olup olmadığı bizi ilgilendirmez, tartışmalı da olsa ortada sayısal bir gerçeklik var. Peki, partisinin dolandırılmasına aracılık eden hesap uzmanına ne oluyor? 13 yılda aldığı 12’nci seçim yenilgisini nasıl inkar edebiliyor? Meselenin daha trajikomik yanı birkaç hafta önce 39 milletvekilini diğer partilere altın tepsiyle sunan bu zat, yaşadıklarından hiç ders çıkarmadan bugün 16’lı masa kurmaktan bahsediyor. ‘Tıpış tıpış’ diyerek CHP seçmenine zorla oy verdirdiği tabela partilerine anlaşılan 10 yeni tabela partisi daha ekleyecek. Zaten CHP Genel Başkanı, son seçimlerdeki ittifak politikasıyla bu konudaki maharetini açıkça gösterdi. Öyle ki siyasi parti kurmayı, kimi uyanıkların gözünde adeta bir yatırım aracı olarak görüyor. 28 Mayıs öncesinde iyi-kötü bir partisi olan hemen herkes, CHP Genel Başkanı’ndan ya cumhurbaşkanı yardımcılığı ya da bir bakanlık sözü aldı. Şimdi buna yeni sözlerin, yeni taahhütlerin ekleneceği anlaşılıyor. Ne diyelim, Gazi’nin hürmetine CHP’ye oy veren vatandaşlarımıza Allah sabır versin.”
Kendi yol haritalarını bunlara göre çizmediklerini, adımlarını atarken muhalefetin ne dediğine, nelerle uğraştığına, hangi meselelerle boğuştuğuna bakmadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi öncelikleri doğrultusunda hareket ettiklerini anlattı.
“GÜNDEMİMİZDE MEYDANLARDA VERDİĞİMİZ TÜM SÖZLERİ TUTMAK VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim gündemimizde depremzedelerimiz var, deprem bölgesinin yeniden ayağa kaldırılması var. Gündemimizde milletimizin sıkıntılarını çözmek, dertlerine derman olmak var. Gündemimizde enflasyonu düşürmek, hayat pahalılığını sonlandırmak var, üretimi, istihdamı, ihracatı daha çok artırmak var” ifadelerini kullandı.
Gündemlerinde Türkiye’yi hayalleri ve hedefleriyle buluşturmanın, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmenin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Gündemimizde meydanlarda milletimize verdiğimiz tüm sözleri tutmak var. İşte dün memur maaşlarından sonra emeklilerimizin maaşlarıyla ilgili düzenlemeyi de Meclisimizin takdirine sunduk. SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı emeklilerimize yüzde 25 oranında zam yapmak suretiyle saçını ülkemize hizmet yolunda ağartmış kardeşlerimizi sevindirdik. Çalışanlarımızı enflasyon karşısında koruma taahhüdüne bağlılığımızı bir kez daha gösterdik. Emeklilerimizin maaşlarıyla ilgili attığımız adımın hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.”
Açılışını yaptıkları eser, hizmet ve yatırımların Gümüşhane’ye hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeği geçenleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından yapımı tamamlanan eserlerin toplu açılışını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu açılış töreninin ardından Gümüşhane Valiliğini ziyaret ederek, Vali Kamuran Taşbilek’ten şehirde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Türk Standartları Enstitüsü’nün 64”üncü Olağan Genel Kurul Toplantısı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla Ankara’daki TSE Merkez Yerleşkesi’nde düzenlendi.
Türk Standartlar Enstitüsü genel kuruluna Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih KACIR katıldı.
Genel kurulda “Güçlü sanayi, güçlü Türkiye vurgusu” yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin yıllık ürün ihracatının 265 milyar dolarla Cumhuriyet tarihinin yüksek ihracatı rakamı olduğunu söyledi.
Mehmet Fatih KACIR, Türk Standardları Enstitüsü’nün 64’üncü olağan genel kurulunda hazır bulundu. “Güçlü Sanayi, Güçlü Türkiye’ sloganıyla, son 22 yılda sanayi ve teknolojide büyük adımlar attıklarının altını çizen Bakan Kacır, yıllık ürün ihracatının, 265 milyar dolarla Cumhuriyet tarihinin en yüksek düzeyine ulaştığını hatırlattı.
Bakan Kacır, daha sonra şunları söyledi: “Araştırma ve inovasyon ekosistemimizle, planlı sanayi bölgelerimizle, gelişen girişimcilik kültürümüz ve nitelikli insan kaynağımızla üreterek büyüyen ve kalkınan bir Türkiye’yi hep birlikte inşa ettik. 22 yıl önce 36 milyar dolar olan yıllık ürün ihracatımız, şimdi 265 milyar dolarla Cumhuriyet tarihimizin en yüksek düzeyine ulaştı. Üretimde yüksek kalite Güneş panelinden ticari araçlara, beyaz eşyadan demir çeliğe pek çok alanda, Avrupa değer zincirlerinin en önemli oyuncusuyuz. Kendi SİHA’larını, eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını geliştirebilen ve üretebilen bir ülkeyiz. Bu tarihi başarı; üretimde yüksek kaliteyi esas alan bir vizyonun eseridir. Ülkemizde güçlü bir uygunluk değerlendirme altyapısını; müteşebbislerimizin küresel pazarlardaki rekabet gücünün ve ülkemiz sınırları içinde adil ticaretin teminatı olarak görüyoruz. Belgelendirme, muayene, gözetim, doğrulama, deney, kalibrasyon ve eğitim hizmetleriyle; geliştirdiği çağın ihtiyaçlarına uygun standartlarla Türk Standardları Enstitüsü, vatandaşlarımız, sanayicilerimiz ve müteşebbislerimizin destekçisi olmaya devam ediyor. 61 bine yakın belge ve rapor yalnızca geçtiğimiz yıl Enstitümüz; uygunluk değerlendirme alanında düzenlediği 61 bine yakın belge ve raporla gerek girişimcilerimizin, vatandaşlarımızın, güvenli, kaliteli ve çevre dostu ürün ve hizmetlerle buluşmasını teminat altına aldı. Tarife dışı teknik engellerin küresel ticarette yaygın şekilde kullanıldığı bir dönemde, sanayicilerimizin dünya pazarlarına erişimini kolaylaştırdı. ‘Türk Malı’ damgasının dünya pazarlarında kaliteyle özdeşleşmesini sağladı. Güvenli ürün İthalat denetimleri kapsamında gerçekleştirdiği 205 bin ürün denetimiyle, standartlara uygun olmayan 5 bin ithal ürünün Türkiye’ye girişini engelledi. Tüketicilerimizin güvenli ve standartlara uygun ürünlere erişimini teminat altına alan bu denetimleri aynı zamanda yerli üreticimizi haksız rekabete karşı koruyan stratejik bir araç olarak değerlendiriyoruz. Son bir yılda düzenlediği bine yakın eğitim programıyla Enstitümüz, 22 bin vatandaşımızın yetkinliğini belgeleyerek nitelikli insan kaynağımıza önemli katkı sağladı. Standardizasyon kültürünün toplumun geniş kesimleri tarafından benimsenmesini destekledi. Düzenlediği 48 helal uygunluk belgesiyle, vatandaşlarımızın inanç ve değerleriyle örtüşen ürün ve hizmetlere güvenle ulaşmasını mümkün kıldı. Bu alandaki yetkinliğiyle de Türkiye’nin küresel helal ekonomisindeki yükselişine güçlü destek verdi. Enstitümüz; ülkemizin küresel standartların oluşturulmasında aktif rol üstlenebilmesi için kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum temsilcilerini bir araya getirmeye devam ediyor. Bugün, yapay zekdan kuantum teknolojilerine, anti-sismik cihazlardan gemi ve denizcilik sistemlerine geniş bir yelpazede faaliyet gösteren 161 ayna komite ve bu komitelerde görev yapan 2 bin 780 uzman Türk Standardları Enstitüsü’nün rehberliğinde küresel standardizasyon çalışmalarına aktif katkı sağlıyor. Türkiye Yüzyılı’nda enstitümüz aynı zamanda sanayimizin yeşil dönüşümünü hızlandıran önemli görevler üstlenen bir kurum. Yaklaşık 200 başlıkta hizmet veren Türk Standartları Enstitüsü, sahip olduğu kurumsal birikim ve teknik yetkinlikle ülkemizin kalkınmasını desteklemeye devam edecek. Sanayicilerimizin, bugün yurt dışında yüksek maliyetlerle ve uzun bekleme süreleriyle ulaştığı pek çok kritik test ve deney hizmetini; yakında hizmete alacağımız Ankara Kalite Kampüsümüzde çok uygun maliyetlerle, yüksek hız ve güvenilirlikle sunacağız. Bu sayede yalnızca dışa bağımlılığı azaltmakla kalmayacak, üretimde verimliliği artırarak ihracatcımızın küresel pazarlardaki rekabet gücünü daha da pekiştireceğiz. Deney, test ve kalibrasyon altyapısıyla yalnızca Türkiye’nin değil; yakın coğrafyamızın da ihtiyaçlarına cevap verecek bu yatırım sayesinde, Türk Standartlar Enstitüsünü küresel uygunluk değerlendirme pazarında güçlü ve etkili bir oyuncu haline getirmeyihedefliyoruz. Dünyada, siyasi ve ekonomik dengelerin yeniden kurulduğu; ticaretin ve teknolojinin küresel stratejik rekabetin ana eksenine yerleştiği tarihsel bir eşikteyiz. Liberal ticaretin terk edilerek yerini korumacılık eksenli bir ekonomi yaklaşımına bıraktığı bu dönemde gümrük tarifelerinin yanında teknik gözetim ve denetimler de yerli üretimi ve iç pazardaki kalite ve güvenilirliği korumak üzere aktif bir şekilde kullanılıyor”
Türk Standartları Enstitüsü Başkanlığına yeniden seçilen Mahmut SAMİ ŞAHİN de genel kurulda yaptığı konuşmada şöyle dedi.“
Türk Standardları Enstitümüzün 64’üncü Genel Kurulu vesilesiyle sizleri saygıyla selamlıyor, bu önemli toplantımızın Enstitümüz ve ülkemiz adına hayırlara vesile olmasını Cenabı Allahtan temenni ediyorum.
Türk Standartları Enstitüsü, 70 yılı aşan köklü geçmişiyle; güçlü standardizasyon altyapısı, uygunluk değerlendirme ve eğitim alanlarındaki yetkinliğiyle, ülkemizin kalkınmasında önemli rol oynamaktadır.
Sanayi ve ticaret dünyamız için kalite ve güvenin teminatı olan Enstitümüz; aynı zamanda, uluslararası standardizasyon faaliyetlerine katılımda rehberlik yapmakta, küresel gelişmeleri yakından takip ederek, hizmet modelini sürekli güncellemektedir.
Dünyada güç dengelerinin yeniden şekillendiği, stratejik bağımsızlığın ülkeler için temel bir öncelik haline geldiği bir dönem içerisindeyiz.
Bu küresel dönüşüm sürecinde, Sayın Bakanımızın ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda hazırlanan, 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, ülkemizin sanayi ve teknoloji politikalarına yön veren temel yol haritası olarak önümüzde durmaktadır.
Bu strateji; Türkiye’yi yüksek teknolojili üretim ve ihracatta, lider ülkelerden biri haline getirme, yerli ve milli üretim kapasitesini artırma, stratejik alanlardaki dışa bağımlılığı azaltma ve kritik teknolojilerde küresel ölçekte söz sahibi olma hedeflerini esas almaktadır.
Türk Standardları Enstitüsü olarak bizler de, bu büyük vizyonun ayrılmaz bir parçası konumundayız.
Bu doğrultuda TSE, yüksek teknoloji ürünlerine yönelik yerli standart altyapısını kurarak, dijitalleşme ve yapay zekâ uygulamaları için ulusal standart setleri oluşturarak ve akıllı üretim süreçlerini belgelendirerek sanayimize yön veren etkin bir kurum olmayı sürdürecektir.
Sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde; çevre dostu üretimi teşvik eden standartların yaygınlaştırılması, karbon ayak izi ölçümünden döngüsel ekonomiye kadar uzanan, geniş bir alanda yeşil dönüşüme katkı sağlanması, enstitümüzün öncelikleri arasında olacaktır.
Avrupa Yeşil Mutabakatı sürecinde, sanayicimizin yanında yer alacak, yeni belgelendirme modelleriyle ihracat kapasitesini destekleyeceğiz.
Bu hedefleri gerçekleştirebilmek adına, TSE’nin kurumsal yapısını da daha güçlü, daha etkin ve rekabetçi bir yapıya kavuşturacağız.
İş süreçlerimizi sadeleştirerek sanayicimize hız ve güven sunacak; test, muayene ve belgelendirme altyapımızı güçlendirerek uluslararası ölçekte rekabet edebilir bir kapasiteyi birlikte inşa edeceğiz.
Tüm çalışmalarımızı, Bakanlığımızın stratejik hedefleriyle uyum içinde, kamu-özel sektör iş birliğini önceleyen bir yaklaşımla sürdüreceğiz.
Yeni dönemde de, standardizasyonun stratejik değerini daha da yükseltecek, sanayimizin küresel rekabet gücünü artıracak ve Türkiye’nin kalkınma hedeflerine katkı sunmak için kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.
Standardizasyon alanında; paydaşlarımızla eş güdüm içinde çalışıyor, uluslararası teknik komitelerde ülkemizin etkinliğini artırmak için gayret gösteriyoruz.
Uygunluk değerlendirme ve eğitim alanlarında ise, Türkiye’nin en geniş hizmet alanına sahip kurumu olmanın sorumluluğuyla çalışıyoruz.
Bu anlayışla, Türk Standardları Enstitüsü olarak, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlamak, sanayinin ihtiyaç duyduğu kalite altyapısını güçlendirmek ve uluslararası rekabette söz sahibi olmak için, çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz.
Bu doğrultuda, geçtiğimiz dönemde çok sayıda yeni projeyi hayata geçirdik, mevcut hizmetlerimizi geliştirdik ve stratejik iş birliklerine imza attık.
Yeniliği teşvik etmek, kuruluşların inovasyon kapasitelerini değerlendirmek, iş sürekliliğini sağlamak ve kurumsal değişim programlarını desteklemek amacıyla, İnovasyon Yönetim Sistemi Belgelendirme programını başlattık. Havacılık ve uzay sanayimizde bu belgeyi Enstitümüzden alan ilk milli kuruluşumuz TUSAŞ oldu. TOKİ ile imzaladığımız protokol çerçevesinde, inşaatlarda kullanılan belirli yapı malzemelerinin kontrol ve denetimini sağlamak üzere, önemli bir iş birliği başlattık. Bu kapsamda, öncelikli olarak deprem bölgesindeki şantiyelerden alınan numuneler üzerinde, test ve analizler gerçekleştirerek, standartlara uygun yapı malzemesi kullanımına katkı sunduk. Benzer şekilde, Devlet Malzeme Ofisi ile yakın zamanda imzaladığımız protokol sayesinde, kamu mal alımlarında belirlenen ürünlerde, siparişe konu standartlara ve teknik özelliklere uygunluğunun kontrolü ve raporlanması faaliyetini üstlendik. İthalat denetimlerinde süreç bazlı analizlere geçerek, işlemleri yalınlaştırdık ve hizmet sunumundaki etkinliği artırdık. Bu sayede hem zaman hem de kaynak açısından önemli kazanımlar sağladık. TCDD tarafından İstanbul Marmaray banliyö hattı duraklarında, kurulacak güneş enerji sistemlerine yönelik olarak; tasarım doğrulama, kurulum ve montaj gözetimleri, fabrika imalat süreci denetimleri ve kurulum sonrası uygunluk denetimi hizmetlerine başladık.
Ayrıca, milli vagon setlerinin tip onay faaliyetlerini yürüttük ve TÜRASAŞ tarafından üretilen Milli Elektrikli Tren Setine Ulusal Yeterlilik Onayı vererek Tip Onay Belgesini düzenledik. ASELSAN ile imzaladığımız protokol çerçevesinde; standardizasyon, belgelendirme, muayene, test, laboratuvar faaliyetleriyle birlikte millileştirme, tedarikçi geliştirme, kaynak oluşturma ve teknik destek konularında geniş kapsamlı iş birliği başlattık.
Veri merkezi sektörünün sürdürülebilir ve rekabetçi bir yapıya kavuşması için Veri Merkezi Belgelendirme Programı’nı başarıyla yürütüyoruz.
General Electric firması tarafından Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin türbin adası için, Almanya’da üretilen ürünlerin test ve son kontrolleri Enstitümüz tarafından gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı öncülüğünde hazırlanan, Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi kapsamında, uyum denetimi hizmeti sağlayan personel ve firmalar için belgelendirme programını başlattık. Enstitümüzde, dijitalleşme süreçlerine katkı sağlamak amacıyla hayata geçirdiğimiz projelerle yıllık ortalama 33 milyon liralık tasarruf sağladık.
Ve son olarak, ülkemizin uluslararası standardizasyon alanındaki stratejik rolünü artırmak amacıyla, 2027 yılında ISO Genel Kurulu’na İstanbul’da ev sahipliği yapacağız. 160’tan fazla ülkeden temsilcinin katılımıyla gerçekleşecek bu büyük organizasyon, Türkiye’nin küresel standartlara yön veren ülkeler arasındaki konumunu, daha da güçlendirecektir. Tüm bu faaliyetler, yalnızca bugünün ihtiyaçlarına cevap vermekle kalmayıp, geleceğin güçlü Türkiye’sini inşa etme kararlılığımızın da somut birer göstergesidir. Sayın Bakanım, bu vesileyle bizlere destekleriniz için şükranlarımı sunuyorum, değerli Genel Kurul Üyelerimize, Yönetim Kurulu Üyelerimize, özveriyle emek veren tüm çalışma arkadaşlarıma ve birlikte değer ürettiğimiz kıymetli paydaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. Tüm bu çalışmaların ortak hedefi, ülkemizin üretim kalitesini artırmak, teknolojik dönüşümünü hızlandırmak ve küresel rekabet gücünü daha da yukarılara taşımaktır. TSE olarak, Türkiye’nin üretim kalitesine, teknolojik bağımsızlığına ve küresel rekabet gücüne katkı sunmaya kararlılıkla devam edeceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın, kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu’nda düzenlenen, “Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce yıllık devlet geleneklerinin en önemli prensibinin “devlet ebed müddet” olarak tarif ettikleri devamlılık olduğunu söyledi.
Devlet anlayışının bu devamlılığının, iki ilke üzerine bina edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunlardan ilki eşref-i mahlukat olan insana atfedilen önemdir. Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözü işte bu hakikatin altını çizmektedir. İkincisi ise hiç şüphesiz, mülkün temeli olarak gördüğümüz adalettir. Çünkü bizim inancımızda varlık, adalet üzere yaratılmıştır. Bu yönüyle adalet, hikmeti ilahinin yeryüzünde tecelli etmesi, dirlik ve düzenin ancak bu ölçü ekseninde tesis edilmesidir. Adalet terazisindeki en küçük bir sapma, Allah muhafaza, tamiri de telafisi de mümkün olmayan yıkıcı sonuçları her zaman gebedir.”
“HUKUK DEVLETİNİN EN TEMEL İLKELERİNDEN BİRİ İDARENİN DENETİMİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir vatandaşın hak ve hukukunun korunup gözetilmesi, güçsüzün güçlüye asla ezdirilmemesinin son derece önemli olduğunu belirtti.
“Zor kapıdan girerse töre bacadan çıkar” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Divanu Lugati’t-Türk’te yer alan bu söz, toplumdaki nizam ve intizamın, adalete duyulan güvenin, kıyamet kopsa dahi adaletin tecelli etmesinin ancak ve ancak hukuk devletiyle sağlanabileceğini ifade eder. Hukuk devletinin en temel ilkelerinden biri ise idarenin denetimi, yani idari eylem ve işlemlerin tamamının yargısal denetime açık olmasıdır. İşte, Danıştayımız tam 157 yıldır böylesine hayati bir görevi ifade etmektedir. İnceleme, danışma ve karar organı olarak idareyi yargı yoluyla denetlemekte, temyiz merci sıfatıyla kamu ile vatandaş arasındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmaktadır. Diğer yüksek mahkemelerimiz gibi Anayasa ve kanunları uyulmasını, meri hukukun titizlikle uygulanmasını sağlamaktadır. Bu itibarla milletimiz adına karar verme sorumluluğunu yüksek bir vazife şuuruyla yerine getiren Danıştay Başkanlığımızın tüm mensuplarına bir kez daha teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ancak adaletle hükmettiği takdirde devlet olabileceğini dile getirdi.
Devletin alameti farikasının adalet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Haksızlığa yol veren, mağduriyetleri gideremeyen, haklıya hakkını teslim edemeyen hiçbir otorite varlığını sürdüremez. Adalete olan inancın temelinden sarsıldığı bir ülkede ne yaparsanız yapın, huzuru, güveni, barışı, demokrasi ve istikrarı tesis edemezsiniz. Gerek adli gerekse idari yargıda görev yapan hâkim ve savcılarımız, milletimizin geleceği, huzuru ve esenliği adına çok önemli bir mesuliyeti yerine getirmektedir. İbn-i Haldun, ‘Basiret gözüyle bakan kimse adaletli ölçüyü bulur’ diyor. Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatleri doğrultusunda karar veren yargı mensuplarımızın bu bilinçle vazifelerini icra etmelerini bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan etkin, güçlü, hızlı ve erişilebilir bir adaletin hükûmetlerinin önceliklerinin en başında olduğunu, göreve geldikleri ilk günden beri hep bunun için çalıştıklarını vurguladı.
Yargı sisteminin güçlendirilmesi ve daha işlevsel bir zemine oturtulması için bugüne kadar pek çok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasa ve anayasa değişikliklerini reform ve strateji belgeleriyle desteklediklerini dile getirdi.
Adalet hizmetlerinin vatandaşlara en üst seviyede sunulması için tüm imkânları seferber ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vesayet dönemlerinin acı bir hatırası olarak yıllarca insanımızı bizar eden üstünlerin hukukunu milletimizin de desteğiyle geride bıraktık, yerine hukukun üstünlüğü ilkesini bu ülkede egemen kıldık. Geçmişte, adalet dairesinin merkezi bazılarına daha yakındı. Hamdolsun biz bunu herkese eşit mesafeye getirmeyi başardık. Darbeleri ayakta alkışlayan yargı yerine, 15 Temmuz ihaneti sonrası olduğu gibi milletin iradesine kasteden darbecilere hak ettikleri hükmü giydiren adil ve demokratik bir yargı rejimini kurduk. Yargının bağımsızlığına tarafsızlık ilkesini ekledik. Hak arama yollarını alabildiğine genişlettik, yeni kurumlar ihdas ettik.”
“YAPANIN YANINA KAR KALIYOR TÜRÜ ÖN KABULLERİN TOPLUMDA YERLEŞMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 23 yılda fiziki ve teknik altyapıdan temel hak ve özgürlüklere, temel kanun ve mevzuat değişikliklerinden ceza infaz sistemine, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden kurumsal değişikliklere, icra ve iflas sisteminden adli sicil işlemlerine, yargıda hedef sürelerden özlük haklarına çok geniş bir yelpazede adalet hizmetlerini günden güne geliştirdiklerini, iyileştirdiklerini ve tahkim ettiklerini belirtti.
Danıştayın üye sayılarını artırdıklarını, hâkim ihtiyacını karşıladıklarını ve yardımcı personel sorununu çözdüklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştayı 2012’de yeni hizmet binasına, 2023’te yeni sosyal tesisine kavuşturduklarını söyledi.
İdari yargıdaki mahkeme sayısını yüzde 60 oranında artırarak önemli bir eşiği daha geride bıraktıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 146 olan idari yargıdaki faal ilk derece mahkemelerinin sayısını 233’e yükselttiklerini aktardı.
Hataları asgari seviyeye indirecek ve temyiz mahkemelerindeki yığılmayı önleyecek şekilde istinaf incelemesi yapmak üzere bölge idare mahkemelerini 9 bölgede faaliyete geçirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Danıştayın iş yükünü önemli ölçüde azaltırken uyuşmazlıkların daha kısa sürede çözülmesini temin ettiklerini kaydetti.
“VATANDAŞLARIMIZIN HAK VE HUKUKUNUN KORUNMASI NOKTASINDA KARARLIYIZ”
İdari yargı teşkilatını güçlendirmek için daha pek çok yeniliği, değişikliği ve düzenlemeyi hayata geçirdiklerini, 23 Ocak’ta açıkladıkları 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi ile tüm çalışmaları bir adım daha öteye taşıdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Son dönemde milletimizi en fazla rahatsız eden cezasızlık algısının önüne geçecek kapsamlı düzenlemeleri kamuoyumuzla paylaştık. Şu konuda son derece kararlıyız. ‘Yapanın yanına kar kalıyor’ türü ön kabullerin her ne sebeple olursa olsun toplumda yerleşmesine müsaade etmeyeceğiz. Hukuka, nizama, kanunlara uyan vatandaşlarımızın hak ve hukukunun korunması noktasında kararlıyız. Bundan en küçük bir taviz vermeyeceğiz. Suç işleyenlerin, suçtan kibirlenenlerin, kendini yasadan, devletten üstün görenlerin tepelerine binmeye devam edeceğiz. Yine bu süreçte ortaya çıkan onca ihanetten sonra bile devlete, millete ve demokrasimize pusu kurmaktan vazgeçmeyen FETÖ ile mücadelemiz güçlenerek devam edecektir. ‘Su uyur ama FETÖ’nün sinsi hücreleri uyumaz’ gerçeği örgüte yapılan her operasyonla kendisini bir kez daha hatırlatıyor. FETÖ ile mücadelede yaşanacak herhangi bir zafiyetin Allah korusun ülkemize, özellikle de devletimize çok ağır bedelleri olacaktır.”
“YARGI MENSUPLARIMIZIN HEDEF GÖSTERİLMESİ, BÜYÜK BİR SORUMSUZLUKTUR”
Yargının, FETÖ’nün nasıl büyük bir tehdit, nasıl habis bir yapı olduğunu en iyi bilen devlet organlarından biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki tarih, ibret alınmazsa tekerrür eder. Yakın geçmişte yaşadığımız acıların ve ihanetlerin tekrarının önüne ancak akılla, dirayetle, tecrübeyle ve tarihten ibret alarak geçebiliriz. Diğer türlü milletimize, devletimize ve umudunu Türkiye’nin güçlenmesine bağlamış 100 milyonlarca mazluma karşı görevlerimizi ihmal etmiş oluruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda güvenlik ve istihbarat birimleri gibi yargının da gereken dikkat, teyakkuz ve hassasiyeti göstermeyi sürdüreceğine inandığının altını çizerek, şunları kaydetti: “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Yargı mercilerinin baskı altına alınmasının hiçbir haklı gerekçesi yoktur. İster siyasetçi ister gazeteci olsun halkın huzuruna herkes, Anayasa ve yasalar çerçevesinde hukukun sorunsuz işlemesine, suç varsa hesabının mutlaka sorulmasına yardımcı olmalıdır. Elbette nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz.”
Bugüne kadar hükûmetin tasarrufları konusunda yargı organlarıyla aralarında ortaya çıkan görüş ayrılıklarında tavırlarının hep bu yönde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararlarını tenkit etseler dahi yargı mensuplarını ve organlarını daima ayrı bir yerde tuttuklarını, güncel tartışmalarla ilgili aynı özeni gösterdiklerini söyledi.
“TÜRKİYE YÜZYILI’NDA, TECRÜBESİNDEN EN FAZLA İSTİFADE EDECEĞİMİZ KURUMLARIMIZDAN BİRİ DANIŞTAYIMIZ OLACAKTIR”
Kamuoyunun gözünü ve kulağını çevirdiği herkesin aynı itinalı üslupla hareket etmesini ümit ve arzu ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinde bulunduğumuz 21. Asrı Türkiye Yüzyılı yapmak hedefiyle yürüttüğümüz çalışmalarda birikiminden, tecrübesinden, vizyonundan ve rehberliğinden en fazla istifade edeceğimiz kurumlarımızdan biri Danıştayımız olacaktır. Özellikle iç kalemizin güçlendirilmesine yönelik attığımız adımlarda devletimizin tüm birimleri gibi sizlerin de desteğine güvendiğimizi, sizlerin de yapıcı katkılarınızı beklediğimizi vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Danıştayın 157. Kuruluş yıl dönümünün ülke, millet, hukuk ve yargı camiası için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yüksek yargı kurumlarının başkanları ve davetliler katıldı.
Başta aziz şehitlerimizin emanetleri olan annelerimiz olmak üzere evlatlarını vatanına, milletine ve insanlığa hizmet yolunda yetiştiren tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyoruz.
“Anneler toplumun vicdanıdır. Onların şefkati, duası ve fedakârlıkları hayatımıza anlam katar. Sevgi, merhamet ve mücadele duygularının kaynağı olan anneler, evlatlarına umut verir ve değer kazandırırlar. Sadece ailelerini değil, içinde yaşadıkları toplumu da şekillendirirler.
Dünyamızı şefkatiyle, sevgisiyle güzelleştiren annelerimiz. İyi ki varsınız.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.