Cumhurbaşkanı Erdoğan, İDEF’23 16’ncı Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nın kapanış töreninde yaptığı konuşmada, “Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen IDEF’23 16’ncı Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın kapanış törenine katılarak bir konuşma yaptı.
Fuarın hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ve Savunma Sanayii Başkanlığı’nı yoğun bir hazırlık sürecinden sonra fuarı başarıyla düzenledikleri için tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fuara katılan firmalarla fuardaki etkinliklere destek veren tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ederek, kamu özel sektör arasındaki yakın işbirliğinin önemini burada bir kez daha gördüklerini aktardı.
Salı günü başlayan ve dört gün süren fuara bu sene ilginin oldukça yüksek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın 81 farklı ülkesiyle birlikte NATO, Afrika Birliği ve Amerikan İş Konseyi’nden katılım oldu. Aynı şekilde fuara 189 heyeti temsilen 741 heyet üyesi iştirak etti. Fuarımızda 689’u yerli 762’si yabancı olmak üzere bin 461 firma yer aldı. Yüzde 15’i yabancı olmak üzere 100 binden fazla ziyaretçiyi ağırlayan IDEF’23, sektöre damgasını vurmayı yine başardı” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fuarın tarihi açısından çok da uzun olmayan 30 yıllık zaman zarfında sektörün kalbinin attığı küresel bir markaya dönüştüğünü belirterek, şunları kaydetti: “Türkiye için önemli bir kazanım olan bu gerçeği, katılımcı ve firma sayısının yanı sıra ürünlerimizin genişleyen yelpazesi de teyit etti. Türk savunma sanayinin adeta görücüye çıktığı fuar sürecince farklı kategorilerde 200’e yakın sistem ve alt sistemin tanıtımı yapıldı. IDEF’23 iş bağlantıları açısından da hamdolsun oldukça verimli geçti. Şimdiye kadar katılımcı şirketler, yabancı heyetler ve Türk tedarik markaları arasında 5 bin iş görüşmesi gerçekleştirildi. Ayrıca dört gün boyunca 120 tanıtım işbirliği protokolü ve sözleşme imza töreni düzenlendi. Bunların haricinde daha pek çok temasa, görüşmeye, iş bağlantısına irtibat tesisine fuarımız vesile oldu. IDEF’in başarı çıtasını daha da yükseltmesinden memnuniyet duyuyoruz.”
Fuarın ülkeye ve sektöre yakışır bir şekilde icrasına destek veren firmalara ve kurumlara şükranlarını sunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “IDEF’23’teki başarımızı aldık, Türkiye’nin gurur hanesine yazdık. Aynı zamanda bugünden itibaren daha büyük hedeflere yelken açtık. Önümüzde çok iyi değerlendirmemiz gereken iki senemiz bulunuyor. İnşallah bu süreyi kamusu ve özel sektörüyle en etkin en verimli şekilde kullanacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayisinde ürün yelpazesiyle birlikte rekabet güçlerini de artıracaklarını belirterek, mockup olarak sergilenen ürünleri kullanıma ve satışa hazır hâle getireceklerini söyledi.
Sadece bunlarla kalmayacaklarını, kendi alanında çığır açan, sektöre yön veren, ileri teknolojiye sahip yeni ürünlerle tüm dünyanın huzuruna çıkacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17. IDEF’in bu hedeflerini gerçeğe dönüştürecekleri bir platform olması için çalışmalarına şimdiden başlayacaklarını ifade etti.
“SON 21 YILDA DÜNYADA BELKİ DE HİÇBİR ÜLKENİN KARŞILAŞMADIĞI ENGELLERLE KARŞILAŞTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fuardaki tüm firmaların adeta bir akıncı ruhuyla işine ve projesine dört elle sarılmasını beklediğini anlatarak, “Yalan tüccarlarına ve şeamet tellallarına asla kulak asmayacağız. Hedeflerimize odaklanarak bir sonraki IDEF’i her bakımdan sektörümüz açısından yeni bir sıçrama tahtası hâline getireceğiz. Bunları söylerken kesinlikle hamaset yapmıyoruz. Son 21 yılda başardıklarımıza bakarak böyle iddialı konuşuyoruz. Savunma sanayisi alanında kat ettiğimiz mesafe, bizim hem referansımız hem ilham kaynağımız hem de neleri yapabileceğimizin müjdecisidir” diye konuştu.
Türkiye’yi takip edenlerin, son 21 yılda ülkenin özellikle savunma sanayisi alanında yazdığı başarı hikâyesinin en yakın şahidi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kurumlarımız, firmalarımız ve vatandaşlarımız ise bu hikâyenin aktörleri olarak sürece tanıklık ettiler. Gerçekten son 21 yılda dünyada belki de hiçbir ülkenin karşılaşmadığı engellerle karşılaştık. Gizli açık ambargolara maruz bırakıldık. Haksız ve hukuksuz kısıtlamalarının muhatabı olduk. Çifte standardın, adaletsizliğin, ahde vefasızlığın daniskasını yaşadık ama bunlar karşısında yılmadık, pes etmedik, yolumuzdan asla dönmedik. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorunda olduğumuzu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık. Her zaman şu inançta olduk, korkaklar zafer anıtı dikemez. İnanmış yüreklere kimse set çekemez. Azmin ve gayretin önünde hiçbir güç duramaz. İman varsa, irade varsa Allah’ın izniyle imkân da vardır. İşte bu anlayışla hareket ederek hamdolsun 21 sene önce hayali dahi kurulamayan nice başarıya, nice zafere, fuarda bugün gururla tanıtılan nice savunma ürününe imza attık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayisindeki başarılara yönelik bazı rakamları da açıklayarak, göreve başlarken savunma sanayisinde yüzde 80 dışa bağımlı bir ülke devraldıklarını anlattı.
Askerinin, polisinin kullandığı temel silahları bile o dönemde yurt dışından ithal eden, ithal etmek mecburiyetinde olan bir Türkiye’nin bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bağımlılık ilişkisinden dolayı terörle mücadele operasyonları yürütürken dahi ciddi sıkıntılarla karşılaştıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gün oldu terörle mücadele için istedikleri bir İHA’nın bile kendilerine verilmediğine işaret ederek, “Gün oldu ‘Bizim silahlarımızı teröristlere karşı kullanamazsınız.’ dediler. Tabanca ya tabanca… Tabancayı bize vermediler. Ama şimdi bize tabanca vermeyenlere biz şimdi kendi Canik tabancalarımızı veriyoruz. Canik’e reklamını yap demiyorum. Biliyorum Sarsılmaz rahatsız oldu. Gün oldu parasını ödediğimiz malzemelerin bile tedarikini yapmadılar. Daha burada sayamayacağımız sayısız bahanelerle bize sürekli zorluk çıkardılar, yolumuza sürekli takoz koydular. Savunma sanayisinde attığımız kararlı ve cesur adımlarla bize ve ülkemize yakışmayan bu tabloyu tamamen tersine çevirdik. Dışa bağımlılığımızı yüzde 20’lere kadar düşürdük” ifadelerini kullandı.
“KENDİ SAVAŞ GEMİSİNİ YAPAN DÜNYADAKİ 10 ÜLKEDEN BİRİSİYİZ”
Bugün kara, hava ve deniz araçlarında Türkiye’nin ihtiyaçlarının yerli ve millî imkânlarla karşılanabildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İHA ve SİHA teknolojisinde geldiğimiz konum zaten biliniyor. TB-2 ve ANKA ile başladığımız yolculuğumuzu AKINCI ve AKSUNGUR ile bir üst lige taşıdık. İnsansız savaş uçağımız Kızılelma ile inşallah bu alanda çığır açacağız. Kendi savaş gemisini yapan dünyadaki 10 ülkeden birisiyiz. Gemilerimizi sadece kendimiz tasarlamak ve üretmekle kalmıyoruz. Gemilerde kullanılan silah sistemlerinden radarlara, bilgi sistemlerinden elektronik harbe kadar birçok teknoloji de yine biz geliştiriyoruz. Silahlı insansız deniz, hava ve kara araçlarında yeni ürünlerle kapasitemizi sürekli güçlendiriyoruz. Tasarımdan geliştirmeye, inovasyondan seri üretime kadar her konuda farklı bir ivme yakalamış durumdayız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağladıkları destek ve teşviklerle savunma sektörünün önünü her boyutuyla sonuna kadar açtıklarını vurguladı.
Millî teknoloji hamlesiyle savunma sanayisine yatırım yapmayı, ürün geliştirmeyi yenilikçi fikirleri hayata geçirmeyi cazip hâle getirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu teşvik sisteminin müspet neticelerini her alanda gördüklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında savunma sektöründe sadece 57 firma faaliyet gösteriyorken bugün sayının 2 bin 500 olduğunu belirterek, “Nereden nereye… Savunma sanayimiz 80 binden fazla çalışanıyla ülkemiz ekonomisinin lokomotifini üstlendi. 1 milyar dolar olan ciro rakamımız 12 milyar doları aştı. Araştırma geliştirme harcamamız 49 milyon dolardan 2 milyar dolara yükseldi. 248 milyon dolar civarında olan ihracatımız geçen sene 4,5 milyar dolar ile rekor kırdı. Yetmez, daha da artacak. Bundan hiç şüphemiz yok” diye konuştu.
Bu yılın ilk yarısında savunma ihracatının 2 milyar 400 milyon dolar olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Sene sonunda inşallah 6 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz. Üstelik bu başarıları, küresel ekonomideki krizlerin yanında 6 Şubat’ta 11 ilimizi ve 14 milyon insanımızı etkileyen, 50 bini aşkın vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem felaketine rağmen elde ettik. Yine bu dönemde 14 Mayıs ve 28 Mayıs tarihlerinde iki kritik seçim yaşadığımız hâlde hedeflerimizden bir an olsun kopmadık. Bir taraftan devlet millet el ele vererek yaralarımızı sardık. Diğer taraftan seçimlerimizi demokrasimize yakışır bir olgunlukla yüzde 90’ları bulan rekor katılım oranlarıyla gerçekleştirdik. Eş zamanlı olarak da üretmeye, ihracat yapmaya, ürünlerimize yeni pazarlar ve müşteriler bulmaya devam ettik. Sadece sene başından bu yana yeni Altay tankımızı, donanmamızın amiral gemisi TCG Anadolu’yu, beşinci nesil millî muharip uçağımız KAAN, HÜRJET ve ATAK’ı, Yeni Nesil Fırtına Obüslerimizi, hasılı hava, kara ve denizde tarihi nitelikte birçok projemizi ya devreye aldık ya da teslimatını, testlerini veya uçuşunu başarıyla gerçekleştirdik. Üç ay önce hangardan çıkardığımız KAAN’ı inşallah yılsonunda havada da göreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TCG Anadolu’nun artık bir üst segmentini yapacaklarını söyledi. Daha bir üst segmenti yapmadan siparişler almaya başladıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Muharip Uçak KAAN ile ilgili kardeş Azerbaycan’la imzalanan proje ortaklığı anlaşmasına, iki ülke arasındaki dayanışmanın yeni bir nişanesi olarak baktıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen aylarda ilk uçuşunu yapan HÜRJET’in de 2025 yılında envantere girmesini planladıklarını, savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden çalışmayı sürdüreceklerini kaydetti.
“DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA KARŞILIKLI SAYGI TEMELİNDE İLİŞKİLER KURDUK”
Türkiye’nin savunma gibi stratejik ve zor bir alanda yazdığı başarı hikâyesinin dünyanın diğer devletlerine de ilham kaynağı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu durum aynı zamanda sektörde uzun yıllardır devam eden tahakkümün kırılmasını beraberinde getiriyor. Silah teknolojilerini ellerinde tutan kimi güçlerin ülkemize yönelik bazı hazımsızlıklarının arka planında işte bu hakikat var. Aynı şekilde bu güçlerin kendi güdümünde hareket eden muhalefet partilerinin savunma sanayi hamlelerimize çamur atmasının sebebi de budur” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tıpkı insani yardımlar gibi savunma sanayi işbirliklerinde de “Türkiye Modelini” geliştirdiğini belirterek, “Bizim amacımız sadece muhataplarımıza ürün satmak değildir. Biz orta ve uzun vadeli ortaklıklar kurmanın derdindeyiz. Sadece bir tarafın ürettiği diğer tarafın ise hep müşteri konumunda olduğu bir ticareti doğru bulmuyoruz. Kazan kazan anlayışıyla ortak çıkarlar ve anlayış temelinde işbirliğimizi güçlendirelim istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“YETENEK VE KABİLİYETLERİMİZİ DOST VE KARDEŞ ÜLKELERLE PAYLAŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”
Bunun dış ticaret ve yatırımlarda başarıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Latin Amerika’ya kadar dünyanın dört bir yanında karşılıklı saygı temelinde ilişkiler kurduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı başarıyı savunma sanayi alanında da yakalayacaklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Güvenlik gibi hayati bir meselenin ülkeler arasında bir tehdit veya baskı unsuru olarak kullanılması doğru değildir. Meşru ve hukuk zemininde kalındığı sürece herkes güvenliğe dair ihtiyacı kolaylıkla giderebilmelidir. Bu anlayışla savunma sanayi alanındaki yetenek ve kabiliyetlerimizi dost ve kardeş ülkelerle paylaşmayı sürdüreceğiz. Türkiye olarak uçağı, helikopteri, SİHA’sı, gemisi, zırhlı aracı, radarı, tankı, hava savunma sistemi, füze ve mühimmatıyla kendi ihtiyaçlarımızı karşılarken inşallah tüm dostlarımızın yanında olacağız. Önümüzdeki dönem hedefimizi ihracatın artırılmasıyla birlikte savunma sanayi ekosistemimizin güçlendirilmesi olarak belirledik. Bu amaç doğrultusunda, yerli imkânlardan ve millî teknolojilerden azami ölçüde faydalanılmasını sağlayacağız.”
Sistem bazında belli bir olgunluğa ulaşan sektörün teknolojik derinliğinin de artmasına ağırlık vereceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin farklı yerlerindeki birbirini tamamlayan teknolojileri ve kabiliyetleri bütünleştirerek sanayi altyapısını daha ileri taşıyacaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedeflenen sistem ve alt sistemlerde tabana yayılmış bir tedarik zinciri yönetimi tesis edeceklerini belirterek, “Özellikle yurt dışında ortak üretim, ortak geliştirme, teknoloji ve tecrübe transferini içeren birlikte geliştirme, birlikte büyüme ve birlikte başarma yaklaşımını hayata geçireceğiz” dedi.
Çocukları çok erken yaşlardan itibaren savunma sanayi sektörüyle tanıştırarak TEKNOFEST gençliğinin yetişmesine öncülük edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, meslek liselerinden başlattıkları ihtisaslaşmayı, yükseköğrenim seviyesinde daha da geliştireceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kara, deniz, havacılık ve uzay lojistik destek ile güvenlik alanlarında geliştirdikleri son ürünleri fuarda sergileyen tüm firmaları tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’te yaptığı konuşmada, “Teknolojiyi sadece kullanan değil; tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST 2024’e katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına Adanalıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos’ta Adana’ya gelerek muhteşem bir projenin açılışını yaptıklarını, Adana ile Mersin’in de gurur kaynağı olan Uluslararası Çukurova Havalimanı’nı tüm bölgenin hizmetine sunduklarını hatırlattı.
Şimdi de dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali için Adana’da olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl milyonlarca vatandaşımızın akın ettiği, gençlerimizin heyecanla beklediği TEKNOFEST Adana’ya hepiniz hoş geldiniz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Adana’nın gençlerin coşkusuyla bir başka güzel olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı. Bugün burada sadece millî teknoloji hamlemizin göz kamaştıran ürünleri yok. Burada aynı zamanda Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacak genç yüreklerimiz, parlak zihinlerimiz var. Burada yarının Hezarfen Ahmet Çelebileri, Cezerileri, Ferganileri, Ali Kuşçuları, Aziz Sancarları var. Burada aşkın diliyle, barışın diliyle, ilmin, teknolojinin, bilimin diliyle konuşan, ufku açık yüz binlerce gencimiz var. Sizlerin vasıtasıyla bilime, araştırmaya, teknolojiye, keşfetmeye özellikle meraklı ülkemizin tüm gençlerini bir kez daha sevgiyle selamlıyorum. Kalplerimizi tekrar buluşturan Rabbime hamdediyorum.
Biz, Çukurova Havalimanı’nı açtığımızda birileri Şakirpaşa ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürüttüler. Akla, vicdana, siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiayı gündeme taşıdılar. Peki, ne oldu? İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bugün bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa kapandı mı? Şakirpaşa açık mı? Buyurun biz de bugün Şakirpaşa’ya indik. Ve şimdi Şakirpaşa’da bir TEKNOFEST fuarını şu anda gümbür gümbür buradan dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip Şakirpaşa ne olacak diye endişelenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum, siz, birilerine bakıp da asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha mühim, daha hayati görevler icra edecek. Millî teknoloji hamlemizin simgesi olan TEKNOFEST sadece bir başlangıç. İnşallah burayı tarihine, misyonuna ve önemine uygun şekilde çok etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’ün Adana’ya, Türkiye’ye, millete ve özellikle gözleri parlayan gençlere hayırlı, uğurlu olmasını diledi.
Gençlere özgüven aşılayan, umudu ve başarmayı öğreten bu güzide festivalin düzenlenmesinde emeği geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını, sponsorlar ve iştirakçiler ile güvenlik görevlisinden gönüllülere herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerine tek tek teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü de sizler gibi pırıl pırıl evlatlar yetiştiren, vatanına, milletine, devletine, tüm gücüyle hizmet edecek böyle parlak gençler büyüten anne-babalarımıza ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldıkları yarışmalarda ödül alan tüm gençleri, takımları kutlayarak, şunları ifade etti: “İsmini yaşattığımız eski Adana Valilerinden, Adana nehirlerini ıslahıyla ve tarıma verdiği destekle bilinen Şakir Paşa’yı da rahmetle anıyorum. Yiğidin sevdiği güzel olunca, ömrü arkasından sökülür gidermiş. Öyle demişler sevgili gençler. İşte bizim gönlümüzde de buraların, Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var. İlk fetihlerden Kuvayı Millîye’ye ve günümüze kadar devletine, milletine, hakka ve hakikate sahip çıkan Adana’nın kalbimizde farklı bir yeri var. Toroslar’ın çocukları, Çukurova’nın evlatları, Yemen’den Galiçya’ya, Sarıkamış’tan Çanakkale’ye, coğrafyamızın dört bir yanında hilal uğruna, bekamız uğruna ve sevdamız için şehit düştüler. Bugün başı dik, alnı ak, huzur içinde yaşıyorsak, gölge olarak sadece ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesini tanıyorsak, ölümden korkmayan o aziz şehitlerimiz sayesindedir. Bu vesileyle Adana’nın verdiği şehitleri, tüm şehitlerimizle birlikte rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun. Rabbim, hepsinden razı olsun.”
Geleceği inşa etmenin, yarınları hayal etmekle başlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin teknoloji serüveninin geçmiş yıllarda bugünü düşünerek hayal eden, dert ve ideal sahibi şahsiyetlerin emekleriyle şekillendiğini söyledi.
“SON 22 YILDA ELDE ETTİĞİMİZ HİÇBİR KAZANIM, BİZE ALTIN TEPSİDE SUNULMADI”
Biruni, Uluğ Bey, Cabir bin Hayyan, Harezmi, Piri Reis ve daha nice büyüğün bu uğurda fikir ve yürek teri döktüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil ve Necmettin Erbakan’ın hayallerini gerçekleştirmek pahasına bedeller ödediğini, hayalperestlikle suçlanmaktan şüpheli ölümlere kadar pek çok badireyle karşılaştığını hatırlattı.
Onların inandıkları yolda yürümekten hiçbir zaman vazgeçmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunu bilmenizi isterim, bugün hepimizi gururlandıran TEKNOFEST’e ulaşmak, buradaki ileri teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Bilhassa son 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım, bize altın tepside sunulmadı. Zorluklarla karşılaştık, engellerle buluştuk, sabotajlara maruz bırakıldık. İçeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Haksızlıkların, çifte standartların her türünü gördük, yaşadık. Neyi başardıysak, bileğimizin gücüyle başardık. Alnımızın teriyle başardık. Yüreğimizi, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla, savunma sanayii teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hâle geldik.”
Kendilerinden öncekilerin zor zamanlarda verdikleri asil mücadeleye dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de onların açtığı yolda sarsılmadan, yıkılmadan cesaretle yürüdük. O mücadele adamlarından büyük ve güçlü Türkiye için canını dişine takanlardan birisi de merhum Özdemir Bayraktar’dı” dedi.
Özdemir Bayraktar’ın insansız hava araçlarında çığır açan bir isim ve millî teknoloji hamlesinin mihmandarlarından olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BAYKAR’ın bugün hayata geçirdiği pek çok projenin de fikir babasıydı. Kararlıydı, azimliydi, cesurdu. Yılmadı ve yıldırmadan da yoluna devam etti. Kendi ifadesiyle, durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı. Bugün İHA ve SİHA’larımız 50’den fazla ülkede Türk savunma sanayini gururla temsil ediyorsa bu başarıda Özdemir ağabeyin çok büyük payı vardır. Kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. İnşallah sizler bu mücadeleyi çok daha iyi seviyelere taşıyacaksınız” diye konuştu.
Gençlerin kendilerinin eksiklerini telafi edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Unutmayın, sizler Türkiye’nin umudusunuz, sizler Türkiye’nin istikbali, Türkiye’nin aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Karşılaştığınız zorluklara aldırmadan sabırla, inançla hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. ‘Yapamazsınız, başaramazsınız’ diyen zihni köleleştirilmiş, iradesi esir alınmış felaket tellallarına kulak asmayın. Unutmayın sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır. İnancın ve azmin elinden Allah’ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz. Sevgili gençler, tüm bunları şu gerçeğin farkında olarak söylüyorum, Türkiye artık eski Türkiye değil, Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye’si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesi ile kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye’de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz.”
“İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINDA DÜNYANIN İLK ÜÇ ÜLKESİ ARASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda gençlerle hayalleri arasına girebilecek birçok engeli kaldırdıklarını belirterek, “Millî gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık, nereden nereye. Savunma sanayinde yerli ve millî üretimin payını yüzde 80’lere çıkardık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesi arasındayız” bilgisini verdi.
Araştırma Geliştirme Merkezi sayısını da sıfırdan 1328’e çıkarttıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buralarda 66 bin 250 projeyi tamamladık, 14 bin 634 proje ise devam ediyor. 22 yıl önce sadece 2 teknopark vardı, bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz. Buralarda da 13 bin 101 proje tamamlandı, 2 bin 262 proje devam ediyor. Daha bunlar gibi saymaya kalksak saatler alacak güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık.”
Merkezinde gençlerin olduğu 21. yüzyıl Türkiye’sini ilim ve teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisinde olduklarını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni, büyük ve güçlü Türkiye’yi yansıtan en önemli tablonun bu sene 10’uncusu düzenlenen TEKNOFEST olduğunu söyledi.
Her geçen yıl katılımcı sayısı artan, ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST’in geniş yelpazedeki yarışmalarıyla teknoloji ekosistemine ışık tuttuğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TEKNOFEST dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere çok net bir biçimde gösteriyor. TEKNOFEST, unutmayın gençler, bir gençlik destanıdır, TEKNOFEST bir teknoloji devrimidir. TEKNOFEST, bereketli Anadolu topraklarında filizlenen idealist gençlerin güçlü sesidir” diye konuştu.
2018’den bu yana TEKNOFEST’in dalga dalga büyüdüğüne hep beraber şahitlik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2018’de, 14 farklı kategoride toplam 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başlamıştık. Geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir’de 41 farklı kategoride 333 binden fazla takım, 1 milyondan fazla yarışmacıyla, 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık, Allah’a hamdolsun. TEKNOFEST Adana’ya ise 50 farklı kategoride, 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımından da yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Adana ve Mersin başta olmak üzere Akdeniz bölgesindeki tüm gençlerimizi, tüm çocuklarımızı, Şakirpaşa’ya davet ediyorum.”
“GERİLİM, ÇATIŞMA VE SAVAŞLAR COĞRAFYAMIZI İÇTEN İÇE ÇÖKERTİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede son yılların en sancılı günleri yaşandığına işaret ederek, “Gerilim, çatışma ve savaşlar coğrafyamızı içten içe çökertiyor. Gazze ve Lübnan’daki katliamları millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz” dedi.
Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse bir yıl olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu çocuk ve kadın 50 bin kişinin vahşice siyonist İsrail tarafından katledildiğini söyledi.
Saldırılarda 100 bine yakın insanın da yaralandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Şehirler birer enkaz yığınına döndü. İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti, şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Heniyye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra, geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.”
“GAZZE, BATI ŞERİA VE LÜBNAN İLE SINIRLI KALMAYACAK SİNSİ BİR PLAN UYGULAMAYA KONULMUŞTUR”
Uluslararası hukukun tamamen rafa kaldırılmış durumda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede ateşkese, barışa ve huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar” ifadesini kullandı.
İsrail’in, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i “istenmeyen kişi” ilan etmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’e, özellikle kalkıyor ‘Birleşmiş Milletler’e gelemez’ diye meydan okuyor. Şu hâle bak, şimdi 196 ülke, herhalde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da burada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yönelik, Birleşmiş Milletler’e gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun? Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet hâliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki Batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın ama dökülen her damla kana bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derece ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım, bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan ile sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.”
“İSRAİL YÖNETİMİ YAPTIĞI HER AÇIKLAMAYLA ASIL NİYETLERİNİ ORTAYA KOYUYOR”
Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkesin meselenin Kudüs, Mescid-i Aksa ve “vadedilmiş topraklar” hezeyanı ile bağlantısını kolayca idrak edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz hepimiz arz-ı mevudun ne olduğunu gayet iyi biliriz. Vaat edilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Bunları biz gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor” dedi.
Türkiye’nin sahadaki gelişmeleri anbean takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin komşular ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğini ileriye taşıdığını ifade etti.
Zalimler karşısında insanlık cephesini güçlendirmenin gayretinde olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve millî üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz. Elektronik harp ve millî yazılım konusu zaten gündemimizin üst sırasında yer alıyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden denizaltına, uçaktan helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından hava savunma sistemlerine kadar çok geniş bir alanda hamdolsun son derece güçlüyüz. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2’lerle yakaladığımız, Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi savaş uçağımız Kızıl Elma ile çok farklı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkarmayın, Adanalı kardeşlerim ‘Elle gelen öğün olmaz o da arasan bulunmaz.’ atasözünü çok iyi bilir. Biz de savunma sanayii alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığın acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli-açık ambargoları unutmadık.”
Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil bağımsızlık, güvenlik ve egemenlik manasına da geldiğini defalarca tecrübe ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayraktar’la, ANKA’yla, Akıncı’yla, Aksungur’la, Kızılelma’yla, Atak’la, Hürkuş’la, Hürjet’le, Gökbey’le, Kaan’la, Anadolu’yla, Altay’la ve ülkemizin caydırıcılığını artıran daha nice savunma kabiliyetlerimizle iftihar etmenin sebebi işte budur” dedi.
Türkiye’nin her zaman sulhu sükûnun tarafında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil, vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hâli karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız” ifadesini kullandı.
“Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız.” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağının gençler olduğunu söyledi. “Yerli ve millî olsun” diyerek çırpınan gençler oldukça vatanın daima güvende olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mavi Vatan’da, Gök Vatan’da sizlerin sesi, sizlerin nefesi her daim duyulacak. Size güveniyor, inanıyor ve hepinizle iftihar ediyorum. Sizlerle yol yürümekten, sizlere yoldaşlık etmekten onur duyuyorum. ‘Ülkem, milletim, insanlık için ne yapabilirim’ diye gayret eden, düşünen ve hayallerinin peşinden ayrılmayan siz gençleri yetiştiren ailelerinize de teşekkür ediyorum” dedi.
TEKNOFEST logolu montla platforma çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, festival paydaşlarıyla fotoğraf çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra TEKNOFEST Girişim Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi. TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile TEKNOFEST pozu vererek fotoğraf çektirdi.
JUDO Federasyonu Başkanlığına SEZER HUYSUZ yeniden seçildi.
JUDO Federasyonunun 6’ıncı olağan ve 8’inci Mali Genel Kurulu Ankara’daki Green Park Otelde yapıldı.
Genel kurulda iki adayın yarıştığı seçim sonunda SEZER HUYSUZ oy kullanan 163 delegeden 137’sinin oyunu alarak JUDO Federasyonu Başkanlığına yeniden seçildi.
Judo Federasyonu Başkanı SEZER HUYSUZ, başkanlık seçiminin akabinde bir teşekkür konuşması yaptı.
SEZER HUYSUZ, konuşmasında şunları söyledi: “ Adaylığını koyan Hüseyin ÖZKAN, camianın her zaman kıymetlisi olacaktır. Bu bir yarıştı. Sonuç itibarıyla biz de kendimize göre bundan sonraki süreçte judo için daha iyi neler yapabileceğiz, hep birlikte göreceğiz. Tekrar herkese teşekkür ediyorum. Bizlere tekrar güven duyarak bizleri onurlandıran, bizlere tekrar bir dönem için güven oyu veren, vermeyen herkese tekrar teşekkür ediyorum.
Siz değerli divan kuruluna ayrıca teşekkür ediyorum. Genel kurula katılan bütün herkese çok teşekkür ediyorum. Camiamız için hayırlı olmuştur. Bundan sonrası için hepimize 2028 Los Angeles Olimpiyatları’nda madalyalar almak nasip olur diyorum. Hep beraber diyorum, ayrısı yok, hep beraber çalışacağız ve Türkiye’ye hizmet etmeye devam edeceğiz.
Saygılar sunuyorum. Allaha emanet olun.
Yapılan seçin sonucu, yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri de belirlendi.
Genel Kurul, yönetim kurulu üyelerinin toplu ve hatıra fotoğraf çekimleriyle sona erdi.
“Filistin Devleti’nin tanınması büyük önem ifade ediyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Finlandiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaptıkları görüşmelerde Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığının da gündemlerinin odağında yer aldığını belirterek şunları söyledi: “İsrail’in katliamlarıyla ilgili tavrımızı hem Birleşmiş Milletlerde hem de bugün Meclisimizde açık yüreklilikle dile getirdim. İsrail’in hakka, hukuka aykırı işgal ve ilhak arayışına karşı tavrımız, tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların asli görevidir.”
“HÂLÂ BUNU YAPMAYAN ÜLKELERE FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ TANIMA ÇAĞRIMIZI TEKRARLIYORUZ”
“Buradan bir kez daha Gazze’de acil kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması çağrımızı tekrarlıyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Lübnan halkının ve hükûmetinin de bu süreçte yanında olmamız gerekiyor. Güvenlik Konseyi başta olmak üzere barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor. 7 Ekim’den bu yana dokuz ülke Filistin Devleti’ni tanımıştır. Hâlâ bunu yapmayan ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımızı tekrarlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, “Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye ve Finlandiya öncülüğünde oluşturulan Arabuluculuk Dostları Grubu, bölgedeki çatışmaların sonlandırılabilmesi adına bir inisiyatif başlatabilir mi?” şeklindeki sorusu üzerine Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile bunları da görüştüklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müşterek atılabilecek adımlar konusunda, her iki ülkenin de ara buluculuk noktasında ne denli başarılı olabileceğini zamanın göstereceğini ifade etti.
İsrail’in ara buluculuğa yaklaşması veya kabulünün söz konusu olmadığının görüldüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atılacak adımlarla, temennim odur ki, bakanlarımızın yapacağı ön çalışmalarla böyle bir netice alabilirsek bu netice üzerinden inşallah, bu ara buluculuk çalışmalarına devam ederiz” değerlendirmesini yaptı.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb da görüşmede Orta Doğu’da devam etmekte olan çatışmalar konusunun da ele alındığını belirterek, “İsrail’in kendisini savunma ve koruma hakkı olduğunu kabul ederken, kendi güvenliğini sağlama hakkı olduğunu kabul ederken, aynı zamanda İsrail’in uluslararası hukuka uyması gerektiğini de düşünüyoruz. Çünkü yaşanan insanlık trajedisi Gazze’de çok fazla. Şimdi de Lübnan’da aynı şeyi görmeye başladık. Dolayısıyla biz de Finlandiya olarak acil bir ateşkes çağrısında bulunduk Lübnan’da. Saldırıların durması çağrısında bulunduk. Biz de iki devletli bir çözümden yanayız. Bunu sağlayacak siyasi süreci destekliyoruz. Şu anda devam etmekte olan bu iki savaş yani hem Filistin’de hem Lübnan’da yaşananlar belki de barışla sonuçlanacak, barışçıl bir çözüme ulaşılacak ama henüz bu noktadan çok uzaktayız diyebilirim.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.