Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “2013 yılında basılan ve üzerinde Mescid-İ Aksa ile Sultan Ahmet Cami’nin bulunduğu Türkiye-Filistin ortak pulu, halklarımız arasındaki kardeşliği adeta ölümsüzleştirmiş ve tarihe kayıt düşmüştür. Ve şimdi El Ehli Baptist Hastanesinde yaşanan bu elim hadiseyi tarihe kayıt düşmek adına yeni bir pul daha tasarlıyoruz. İsrail’in bu insanlık dışı saldırısını unutturmayacağız” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, PTT AŞ ve Türkiye Filateli Dernekleri Federasyonu ortaklığında Ulucanlar Cezaevi Sergi Salonu’nda düzenlenen ve filateliye ilgi duyan kişileri buluşturan ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı Uluslararası Pul Sergisi’ne katıldı. Burada konuşan Uraloğlu, İsrail’in Filistin’e düzenlediği insanlık dışı saldırı ve kuşatmadan dolayı üzüntü duyduğunu belirterek, “Şüphesiz bir gerçek ki Filistin’in tüm İslam Alemi nazarında büyük bir manevi değeri vardır. Filistin’in özgürlüğü bizim için bir dava niteliğindedir. Ancak bu davaya Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve onun şahsında birleşen aziz milletimiz dışında bu zulmün sona ermesine çok fazla gayret eden göremiyoruz. Filistin’de yaşanan insanlık dramını ve İsrail’in yaptığı katliamları Cumhurbaşkanımızdan başka kimse gerçek manada konuşmaya dahi cesaret edememekte. Maalesef, Filistin topraklarında, yalnızca mazlum Filistin halkının özgürlük hakkını değil, aynı zamanda Ortadoğu ve Dünya barışını yok eden tarihin en kanlı saldırısı yaşanmaktadır” diye konuştu.
“BÖLGEDE YAŞANAN GERÇEKLERİN TÜM DÜNYAYA AKTARILMASI İÇİN GEREKEN TÜM ÇALIŞMALARI YAPMAKTAN GERİ DURMAYACAĞIZ”
İsrail’in; içinde tedavi gören çocukların, kadınların ve masum sivillerin olduğu bir hastaneyi vurmasının en temel insani değerlerin dahi kaybedildiğinin göstergesi olduğunu kaydeden Uraloğlu, “Böyle bir zulmü hiçbir vicdan kabul etmemelidir. Büyük bir açık hapishane haline getirilen, tüm giriş ve çıkış yolları kapatılan, dünyadan tecrit edilen ve ölüme terk edilen Gazze’deki mazlum Filistin halkına yıllardır uygulanan ambargo ve zulüm yürekleri dağlamaktadır. Uluslararası camiayı dinlemeyen ve uluslararası hiçbir sözleşme ve hukuk ilkesine uymayan İsrail, bölgedeki tüm kitle iletişim mecralarını karartmaya çalışarak Filistin halkının kanı üzerinden kirli bir oyun oynamaktadır. Ama bu noktada Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak söz konusu bölgedeki çatışmaları ve yaşananları dünyaya aktaran Türk gazetecilerin, internet ve iletişim konusunda kesinti yaşamamaları için kullandıkları cep telefonları üzerinden ücretsiz ve kesintisiz iletişim desteği sağladık. Bölgede yaşanan gerçeklerin tüm dünyaya aktarılması için gereken tüm çalışmaları yapmaktan da geri durmayacağız” ifadelerini kullandı.
“İSRAİL’İN BU İNSANLIK DIŞI SALDIRISINI UNUTTURMAYACAĞIZ”
Türk Halkı’nın her daim Filistin Halkı’nın yanında olduğunu ifade eden Uraloğlu, “Geçmişte de kardeştik bugün de ve gelecekte de bu kardeşliğimiz devam edecek. Bugünkü pul sergimizde bu kardeşliğin en önemli kanıtlarından birini de göreceksiniz. 2013 yılında basılan ve üzerinde Mescid-İ Aksa ile Sultan Ahmet Cami’nin bulunduğu Türkiye-Filistin ortak pulu, halklarımız arasındaki kardeşliği adeta ölümsüzleştirmiş ve tarihe kayıt düşmüştür. Ve şimdi El Ehli Baptist Hastanesinde yaşanan bu elim hadiseyi tarihe kayıt düşmek adına yeni bir pul daha tasarlıyoruz. İsrail’in bu insanlık dışı saldırısını unutturmayacağız. Biliyorsunuz pul bir miras, pul bir kültür ve kimileri için vazgeçilmez bir tutkudur. Pulları biraz dikkatle incelediğinizde basıldıkları dönemin sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel öğelerinden izler taşıdığını görebilirsiniz. Hepsinden de önemlisi pul basmak, aynı para basmak gibi bir bağımsızlık alametidir. Adeta bayrak gibidir” açıklamalarında bulundu.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN 100. YILI PULUMUZU VATANDAŞLARIMIZIN İLGİSİNE SUNACAĞIZ”
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1 Ocak 1863’te ilk yapışkan posta pulunu bastığını ve 1875 yılında Genel Posta Birliği’nin kurucu üyesi olduğunu belirten Uraloğlu, “İlk pul dizaynı Türk hükümdarlık amblemi olan ‘tuğra’ydı. Bu pul İstanbul Matbaasında çizildi ve milletimizin bağımsızlığının yeni bir emaresi olarak tarihteki yerini aldı. Böylece Osmanlı İmparatorluğu Asya’da Rusya’dan sonra yapışkan posta pullarını basan ikinci bağımsız ülke oldu. 1923 yılında Cumhuriyetimizin kurulmasıyla birlikte de postacılık hizmetleri çok daha modern bir hale geldi ve Türkiye kendi posta pullarını ustaca dizayn edip üretmeye devam etti. PTT tarafından basılan pullar, vatandaşlarımızın özenle yazılmış mektuplarında yer almanın yanı sıra, basıldığı dönemin önemli olay ve gelişmelerini de gelecek nesillere aktaran tarihi bir belge niteliği de taşıyor. Ve şimdi Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcında, 29 Ekim’de Cumhuriyetimizin ilanının 100’üncü yılına özel tasarlanan 100’üncü yıl pulumuzu da müze koleksiyonumuza ekleyerek, vatandaşlarımızın ilgisine sunacağız” dedi.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nden Bağımsızlık Günü ve Bangalore yılı resepsiyonu.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık ve Milli Gününün 54’inci, Bangladeş ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 51’inci yıldönümü ile 1432 Bengal Yeni Yılı Ankara’da kutlandı.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçiliği’nce, Milli Gün dolayısıyla Ankara Divan otelde bir resepsiyon düzenlendi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Amanul Haq ile Eşi Hanımefenfi Runa Mahzabeen AHMED, Divan oteldeki resepsiyona ev sahipliği yaptı.
Bangladeş Milli Günü resepsiyonunda Türkiye’yi Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU temsil etti.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonunda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Büyükelçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Eski Başbakan yardımcısı ve TBMM Başkanı Bülent ARINÇ da resepsiyona katıldı.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonu iki ülkenin Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin hemen ardından kürsüye ilk olarak Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq geldi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq konuşmasında, şunları kaydetti:
Bayanlar ve Baylar, iyi akşamlar ve hepinize çok sıcak bir hoşgeldiniz.
Burada bulunmaktan büyük bir gurur ve derin bir sevinç duyuyorum. Bağımsızlığın 54. yıldönümü ve ulusal gün. Aslında 26 Mart’tayız ama o Ramazan ayına rast geliyordu. Bu yüzden bugün kutluyoruz, 1971’de bu günde büyük ulusumuz özgürlüğe doğru ilk adımını attı.
Uzun ve sert bir bağımsızlık mücadelesinin başlangıcını işaret eden bir andı. Halkımızın gücü, cesareti ve kendi kaderlerini tayin etmeleri için durmaksızın mücadelenin sembolüdür, Bu ay, ulus Bengali Yeni Yıl’ının başlangıcını kutladı. Bugün, sizinle birlikte Bengal’de Yeni Yıl’ı da kutluyoruz.
Ulusal bir tarihimiz yok, bu fırsatı değerlendirerek içten dileklerimi iletmek istiyorum. Selamlar ve barış, refah ve mutluluk için en iyi dileklerimle, Yeni Yılın başlangıcında, Bengal Yeni Yılı’nın Bangladeş’teki en renkli yıl olduğunu belirtmeliyim.
Bu fırsatta, sarsılmaz destekleri için Türkiye hükümetine ve halkına içten teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Dostluk ve misafirperverlik, Türk halkının Bangladeş ile dayanışması, özellikle zor zamanlarda. Gerçekten paha biçilemezdi. Ayrıca bugün burada bulunan tüm konuklarımıza varlığınızla bizi onurlandırdığınız için derin takdirlerimi sunmak istiyorum, bu kutlamaya katılımınız uluslarımız arasındaki boyutu güçlendiriyor.
Sonuç olarak, hepinizi bana katılmaya davet ediyorum. Bangladeş’in refahı ve ilerlemesi, çiffçiler arasındaki sevgi dolu dostluğa ve barış, adalet ve işbirliğinin paylaşılan değerlerine. Teşekkür ediyorum. Supernova’nın uzun sıcak aile günleri ve ebedi bir dostluğumla birlikte olması gerekir.
Çok teşekkür ederim.
Bangladeş Büyükelçisi Amanul Haq’ın konuşmasının hemen akabinde kürsüye Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU geldi.
Bangladeş’in Ankara Divan Oteldeki resepsiyonununda Türkiye’yi temsil eden Sağlık Bakanı Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU da konuşmasında şunları söyledi: “Değerli dostlar, ülkelerimiz arasındaki sağlık alanında var olan ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleşmesinin önem arz ettiğine inanıyorum. Sağlık alanındaki ilişkilerimiz daha geniş ve işbirliği potansiyeline sahiptir. Bu anlamda 2010 yılında imzalanan iş birliği anlaşması önem arz etmektedir.
Bakanlığımız, insani yardım çalışmalarına aktif katkı sunmaktadır. Türk sahra hastanesi hastalara sağlık hizmeti sunmaktadır. Bu büyük insani kültür paylaşımında, ülkelerimiz arasındaki dayanışmanın somut örneğini teşkil etmektedir.
Sözlerimi sonlandırırken, BANGAL yılı ve bağımsızlık günü vesilesiyle en içten dileklerimi sunuyor, Bangladeş’in, barış, refah ve huzuruna verdiğimiz katkı her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bangladeş milli gününü kutluyor, hepinize teşekkür ediyorum.”
Konuşmalardan sonra resepsiyon için özel olarak hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Bangladeş ve Türk mutfağından özenle hazırlanmış yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, davetlilerin Büyükelçi Amanul HAQ ve Askeri Ataşe Iftequr RAHMAN ile hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Konuşmalar ve pasta kesiminden sonra Bangladeş Milli Günü resepsiyonu folklor ve müzik ekibinin gösterisiyle devam etti.
Bangladeş Milli Günü dolayısıyla Ankara’da verilen resepsiyondaki konuşmaların ve dans ve müzik gösterisİnin akabinde davetlilere Türk ve Bangladeş mutfağından lezzetli yemeklerin ikramı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın, 9 Temmuz 2024’te uzaya fırlatıldığını, ilk test yayınının ise 17 Şubat’ta yapıldığını belirtti.
Tüm süreçlerin sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.
Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye destek olan ve uzay sanayisine gönül vermiş tüm personeli tebrik etti.
En az 15 yıl hizmet verecek TÜRKSAT 6A ile birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısının altıya, uzaydaki uyduların toplam mevcudunun da 10’a yükseldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydusunun televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacağını söyledi.
Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan TÜRKSAT 6A ile televizyon yayını yapılan uyduların artık yedeklenebileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay iletişim ve haberleşme sektörleri için atılmış çok büyük bir adım olan TÜRKSAT 6A uydusunun ülke ve millet için hayır getirmesini temenni etti.
Özellikle haberleşme uyduları gibi teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin millî güvenlik açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz, yerli ve millî teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını belirterek, hayata geçirilen teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularının üretiminde TÜRKSAT mühendislerinin de yer almasını sağladıklarını anımsattı.
Devamında 5A ve 5B uydularının yapımında 12 mühendisi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dâhil ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllara sâri bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiğin aşıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en yüksek yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A uydusunu üretme imkân, yetenek ve tecrübesine sahip olunduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapamayız’ diyenlere inat, ‘Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız’ dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yani yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında ‘Bizden bir şey olmaz’ diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan eşik zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir” diye konuştu.
Mühendislere ve Türkiye’nin uzaydaki varlığına güç katanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıldır olduğu gibi önce hayalleri hedeflere sonra da hedefleri gerçeklere dönüştürmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve millî haberleşme uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alanın, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsayacak şekilde daha da genişleyeceğini belirterek, “Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek” ifadelerini kullandı.
Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde Türkiye’nin artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim niteliğindeki bu projeyle, yerli ve millî bir haberleşme uydusu platformuna sahip olunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte uydu üretim ekosistemi kurarak, birçok kurum ve kuruluşun uzay sanayisine katkı vermesini sağladıklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik. İhracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik.”
Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle millî uydu markası oluşturma ve millî uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz” dedi.
Çıtayı sürekli yukarıya çıkartarak hedeflere ulaşacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda şu gerçeği hepimiz görmekteyiz, Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmaktadır. Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin bu fırsatı heba etmesine izin veremeyeceklerini vurgulayarak, daha önce dünyada benzer değişimler olurken, Türkiye’nin kendi iç çekişmeleriyle meşgul olduğunu anımsattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. Türkiye’nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek, Türkiye’yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler, teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken, hatırlayın bu ülkenin gündemi, başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irtica idi, yeşil sermayeydi. Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye’yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki, sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti, millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık.”
“TÜRKİYE’NİN İSMİ, BÖLGESİNİN BİR KUTUP BAŞI OLARAK HER PLATFORMDA DAHA FAZLA ZİKREDİLİYOR”
Bugün de dünyanın büyük bir dönüşümün arifesinde olduğunu, gümrük tarifeleri restleşmeleri ile küresel ticaretin kurallarının kökten değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut krizlerin çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemin, Gazze’deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zekâ teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Yani eski sistem hızla yıkılırken, yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. Türkiye’nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak her platformda daha fazla zikrediliyor. Ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz, ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Ülkemize geçmişte bedel ödetmiş bayat senaryolar yine bu çevrelerin figüranlığında tekrar tedavüle konulmaya çalışılıyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye’nin Batıya ve batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikâyet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor.
Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken, ‘bize ne Filistin’den’ diyerek tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere ‘terörist’ iftirası attıkları bir insani trajediden siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Şunu açık ve net söylemek isterim, oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkında. Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükûmet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak onların tuzağına düşmüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Türkiye’nin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli’nin kazılarına başlayarak neticeyi aldıklarını anımsattı.
“TARİHÎ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”
Yine geçen hafta İstanbul Havalimanı’nda eş zamanlı üçlü bağımsız pist dönemini başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Amerika’dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “oraya uçak inmez” dediği havalimanına artık aynı anda üç uçağın inip kalktığına dikkati çekerek, “Bugün de hamdolsun TÜRKSAT 6A’yı devreye alıyoruz. Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramızı çok daha yüksek bir düzeye eriştirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. İnançla, azimle, emekle her cümlesi bilgi, tecrübe ve alın teriyle yazılmış tarihî bir başarı hikâyesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.”
Projede yer alan kurumlarla, mühendislerle, çalışanlarla ne kadar iftihar edilse az olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün bunlar, inşa edilmekte olan Türkiye Yüzyılı’nın müjdeleridir. Allah’ın izniyle çok daha iyi yerlerde olacağız. Gençlerimize güçlü, müreffeh ve itibarlı bir Türkiye teslim edeceğiz. Milletimizin desteğiyle çıktığımız bu yolda Rabbim hepimize yardımcı olsun. Bizi daha nice başarılara ulaştırsın diyorum. Bu vesileyle 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ’cü teröristler tarafından burada şehit edilen Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerime Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. İlk yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği, katkısı, alın teri ve fikir teri olan tüm kardeşlerimi kutluyorum.”
İran’ın Ankara Büyükelçiliği’nce 46’ıncı İran Ordu Günü resepsiyonu gerçekleştirildi.
İran Silahlı Kuvvetleri’nin kuruluş yıldönümü olan 46’uncı Ordu Günü, Ankara Divan Otelde düzenlenen resepsiyonla kutlandı.
Resepsiyona, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Resepsiyona, İran’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Hasan Habibullahzade ve Askeri Ataşe Tuğgeneral Toraj Zeinoddin ev sahipliği yaptı.
Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Kemal Yeni’de resepsiyonda Türkiye’yi temsil etti ve bir konuşma yaptı.
Resepsiyon, İran ve Türk Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Her iki ülkenin milli marşlarının seslegskendirilmedinden sonra kürsüye ilk konuşmacı olarak İran’ın Askeri Ataşesi Tuğgeneral Toraj ZEINODDIN geldi.
İran’ın Askeri Ataşesi Tuğgeneral Zeinoddin, İran ordusunun uluslararası yaptırımlara rağmen savunma kabiliyetini artırmaya devam ettiğini belirtti.
Tuğgeneral ZEINODDIN, İran Ordusunun kara, hava ve deniz sınırlarını başarıyla koruduğuna vurgu yaparak savunma diplomasisinin de güçlendiğine de değindi.
İran Askeri Ataşesi Zeinoddin Türkiye ile İran arasındaki askeri ve savunma işbirliğinin de istikrarlı biçimde devam ettiğine atıfta bulunarak, “İki ülke silahlı kuvvetleri, ortak tehditlere karşı benzer bir bakış açısıyla hareket ediyor. Bu da sınır güvenliğinden bölgesel istikrara kadar birçok alanda etkin bir işbirliğini beraberinde getiriyor” şeklinde konuştu.
İran’ın Türkiye’yi bölgedeki en güvenilir komşularından biri olarak gördüğünü de dile getirsen Tuğgeneral Zeinoddin, iki ülke sınırlarının uzun yıllardır barış ve dostluk temelli korunduğunu kaydetti.
Teseosiyonda Tuğgeneral Toraj ZEINODDIN’den sonra kürsüye gelen Büyükelçi Habibullahzade ise Türkiye ve İran arasında köklü bir geçmişe dayanan ilişkilerin her alanda geliştiğiniifade etti. İli ülke arasında Kültür, Turizm, Ekonomi ve Ticatet alanlarında önemli mesafeler katedildiğini söyleyen Habibullahzade, iki ülke arasında çok yönlü işbirliğinin geliştirilmesi için kararlı bir vizyona sahip olduklarını da ifade etti.
Konuşmasında sözü Filistin halkına getiren Habibullahzade, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını kınayarak, “Vicdan sahibi tüm dünya halklarının bu zulme karşı birlik içinde olması gerekir” şeklinde konuştu.
İran’ın kitle imha silahlarına karşı olduğunu bir kez daha dile getiren Büyükelçi Habibibullahzade, diyaloğa ve müzakereye açık ve barışçıl çözümler için her zaman hazır olduklarına da işaret etti. Habibibullahzadeh, konuşmasını “YAŞASIN MİLLETLERARASI DOSTLUK, YAŞADI İRAN-TÜRKİYE KARDEŞLİĞİ sözleriyle sona erdirdi.
Resepsiyonda, son konuşmayı için kürsüye gelen Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Kemal Yeni ise Türkiye ile İran arasındaki sınırın yaklaşık 400 yıldır değişmediğine değinerek. bunun iki ülke arasındaki istikrarlı ve güçlü bağların bir göstergesi olduğunu belirtti. Atatürk döneminden bu yana İran ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişerek sürdüğünü belirten Orgeneral Yeni, “Karşılıklı saygı ve iyi komşuluk ilkeleri çerçevesinde ilişkilerimiz her geçen gün daha da sağlamlaşıyor” şeklinde konuştu.
İran ordusunu ve halkını Ordu Günü dolayısıyla kutlayan Kemal Yeni, Türkiye-İran dostluğunun ve işbirliğinin gelecek dönemde daha da pekişeceğine olan inancını da ifade etti.
Konuşmalardan sonra resepsiyon için özel olarak hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere İran ve Türk mutfağından yiyecekler ikram edildi.
Resepsiyon, davetlilerin Büyükelçi Habibullahzade ve Askeri Ataşe ZEINUDDUN ile hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.