“Amacımız, ülkemizi elektrikli araç ve batarya üretiminde dünyanın önde gelen oyuncularından biri hâline getirmek”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ford Otosan Yeniköy Fabrikası Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Togg’un yollara çıkışının tetiklediği ilgiyle, hızla gelişen bir elektrikli araç piyasasına sahip olma yolunda ilerliyoruz. Amacımız, ülkemizi elektrikli araç ve batarya üretiminde dünyanın önde gelen oyuncularından biri hâline getirmektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde Ford Otosan Yeniköy Fabrikası Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, üretime başlama heyecanını 2014’te birlikte yaşadıkları, ilave bir yatırımla 2021’de kapasite büyümesine şahitlik ettikleri Ford Otosan Yeniköy Fabrikası’nın yeniden tasarımı sonrası açılış töreni nedeniyle bir araya geldiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel endüstri bölgesi statüsündeki yatırımlarla kapasitesi 110 binden 405 bine çıkan, 3 bin 500 kişilik yeni istihdam sağlayan fabrikanın gruba, şehre ve ekonomiye hayırlı olmasını diledi.
Ford Otosan’ın Kocaeli fabrikalarının, resmî açılışı yapılan yatırımıyla birlikte Avrupa’nın en büyük ticari araç üretim tesisi hâline geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Dünya markası Ford’un mühendislik ve üretim gücünün bir yansıması olan Yeniköy’deki bu tesis, pek çok öncü özelliğiyle geleceğin fabrikası unvanını hak ediyor. Ülkemizin üretim ve ihracat gücüne önemli katkı sağlayacak bu tesis hem içten yanmalı hem de elektrikli araç üretebilen özelliğiyle öne çıkıyor. Geleceğin fabrikası Yeniköy, yeni nesil Transit Custom’un yanı sıra elektrikli Transit ve Volkswagen’in bir tonluk ticari aracının üretimine de ev sahipliği yapacak. Avrupa’nın en çok satan van sınıfı aracı olan Transit Custom’un yeni versiyonunun da ülkemizdeki ve dünyadaki müşterilerine hayırlı olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeniköy’ün yanı sıra Gölcük, Eskişehir ve Romanya’daki fabrikalarıyla toplam üretim kapasitesini 720 bine çıkartan, Sancaktepe’deki 2 bin kişinin görev yaptığı araştırma-geliştirme merkeziyle yeniliklere öncülük eden Ford Otosan’ın, Türk otomotiv sanayisinin gururu olmayı sürdürdüğünü söyledi.
“OTOMOTİV ÜRETİMİNDE 13. SIRAYA YÜKSELDİK”
Diğer tüm sektörler gibi, otomotivde de bu topraklarda üretim ve ihracat yapan, katma değer ortaya çıkartan, istihdam oluşturan tüm yatırımcılar gibi Ford Otosan’a da her zaman sahip çıktıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar yerli ve yabancı sermaye ayrımı yapmadık, yapılmasına müsaade de etmedik. Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım döneminde Ford Otosan’ın başlattığı her yatırımı destekledik, attığı her adımda yanında olduk. Yaklaşık 2,5 yıl önce 2 milyar dolarlık yeni bir yatırım programı açıklayan Ford Otosan’ın bu planı adım adım hayata geçirdiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ticari araç üretiminin yüzde 69’unu ve ticari araç ihracatının yüzde 75’ini Ford Otosan’ın gerçekleştirdiğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Dünyanın 94 farklı ülkesinde Türkiye’de üretilen Ford hafif ticari araç ve parçalarının kullanımını görmek bizim için kıvanç kaynağıdır. Geçen yıl toplam 6,2 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşarak otomotiv sektörünün ihracat şampiyonu unvanını devam ettiren Ford Otosan’ı bu başarısından dolayı ayrıca tebrik ediyorum. Otomotiv üretiminde dünya sıralamasında 5 yılda 15. sıradan 13. sıraya yükselmiş olmamız doğru istikamette ilerlediğimizi gösteriyor. Üstelik bu başarıya ardı ardına yaşanan küresel krizlere rağmen ulaştık. Geçtiğimiz yıl otomotiv ihracatımız 9 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası verdi.”
“TÜM DÜNYADA OLDUĞU GİBİ ÜLKEMİZDE DE ELEKTRİKLİ ARAÇLARA OLAN İLGİ GİDEREK ARTIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak otomotiv üretim piyasasında yaşanan teknolojik değişikliklere hızla uyum sağlayarak elde ettikleri üretim ve ihracat gücünü korumakta kararlı olduklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Katlanarak büyüyen elektrikli ve hibrit araç üretiminde söz sahibi olmamızı sağlayacak yatırımlara özel önem veriyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de elektrikli araçlara olan ilgi giderek artıyor. Dünyada bu yıl 7 milyonu Çin, 3 milyonu Avrupa ve 2 milyonu Amerika’da olmak üzere toplamda 14 milyon adet elektrikli araç satışı bekleniyor” dedi.
Mevcut firmaların ve yeni aktörlerin piyasaya girişiyle bu alandaki rekabetin giderek kızışacağının anlaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak biz de Togg’un yollara çıkışının tetiklediği ilgiyle, hızla gelişen bir elektrikli araç piyasasına sahip olma yolunda ilerliyoruz” ifadesini kullandı.
“Amacımız, ülkemizi elektrikli araç ve batarya üretiminde dünyanın önde gelen oyuncularından biri hâline getirmektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elektrikli araç bataryasında 70 gigabayt saatlik bir üretim kapasitesine şimdiden ulaşmış bir ülke olarak en geç 2030 yılında Avrupa’nın batarya üretim üssü konumuna gelmekte kararlıyız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede elektrikli araç teknolojisinde Ford Otosan grubunun yaptığı hamleleri takdirle takip ettiklerini ifade ederek, “Ford Otosan’ın geçtiğimiz yılın nisan ayında banttan indirdiği Türkiye’nin ilk elektrikli ticari aracı E-Transit’le attığı adımın devamının geleceğine inanıyorum” dedi.
Tıpkı içten yanmalı ticari araçlarda olduğu gibi elektrikli ticari araç üretiminde ve satışında da Ford Otosan’ın ülkenin amiral gemisi olmayı sürdüreceğinden şüphe duymadığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ford’un elektrikli araç ve batarya yatırım programını yakından takip etmeyi, ihtiyaç duyulan her noktada sizlere destek vermeyi sürdüreceğiz. Esasen otomotiv sektöründeki yeni gelişmelere kendini adapte edemeyen firmaların kökleri ne kadar derine uzanırsa uzansın bir süre sonra ayakta kalmakta zorlanacakları açıktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ford Otosan’ın geleceğin yenilikçi teknolojilerine yaptığı yatırımlarla önümüzdeki asırda da sektördeki liderliğini devam ettirme azmiyle yoluna devam ettiğini ispatladığını belirterek bu güzel fabrikanın ülkeye kazandırılmasında emeği geçen herkesi kutladı.
Küresel ekonominin son 2-3 yıldır çok ciddi zorluklarla, ardı ardına gelen son asrın en büyük krizleriyle mücadele ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm dünyayı derinden sarsan Kovid-19 salgınının etkilerinden henüz tam manasıyla kurtulmadan Rusya-Ukrayna Savaşı patlak verdi. Tedarik zincirinde yaşanan kırılmalara, savaşla birlikte bir de enerji ve gıda fiyatlarıyla ilgili sıkıntılar eklendi. Buna bağlı olarak pek çok ülkede enflasyon oranları son 60-70 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu olumsuzluklardan dünyadaki diğer tüm ülkeler gibi etkilendiklerini dile getirerek, “Üstelik bütün bunlara ilave olarak 14 milyon insanımızı etkileyen asrın felaketi 6 Şubat depremlerinde 50 binin üzerinde insanımızı kaybettik. Şehirlerimizde ciddi yıkım yaşadık. Depremle yıkılan şehirlerimizi ayağa kaldırmak için 100 milyar doların üzerinde ilave bir finansman ihtiyacımız ortaya çıktı. Buna rağmen ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonu altında belirlediğimiz hedeflerimizden vazgeçmedik. Programlarımızı, yatırımlarımızı, projelerimizi rafa kaldırmadık” diye konuştu.
“TÜRKİYE’Yİ KRİZLERİN ÇÖZÜMÜNDE ANAHTAR ÜLKE KONUMUNA GETİRDİK”
Diğer yandan, küresel gündemi meşgul eden krizlerin hemen hepsinin ülkenin içinde yer aldığı bölgede meydana geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya-Ukrayna arasındaki savaştan Suriye’deki istikrarsızlığa, Gazze’de yaşanan insani trajediye kadar tüm krizlerin ilk muhatapları arasında biz de yer alıyoruz. En büyük başarımız, şimdiye kadar ülkemizi sıcak çatışmaların tarafı yapmamak ve istikrarsızlık ateşinin ülkemize sirayet etmesine izin vermemek olmuştur. Tam tersine, uyguladığımız dengeli, ilkeli ve soğukkanlı politikalarla Türkiye’yi krizlerin çözümünde anahtar ülke konumuna getirdik. Tüm krizlerde hep adaleti, barışı, insan hak ve hürriyetlerini savunduk” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nerede olursa olsun akan kanı durdurmak için ellerindeki tüm imkânları seferber ettiklerini kaydederek, “Mazluma sahip çıkarken, inancına da kökenine de asla bakmıyor, zalimin karşısında dimdik durmayı görev biliyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı onurlu duruşu devam ettireceğiz” dedi.
“ENFLASYONU KALICI OLARAK TEK HANELİ RAKAMLARA İNDİRMEK EN ÖNEMLİ HEDEFİMİZDİR”
Dış politikada bu adımları atarken ekonomiyi asla geri plana atmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütme stratejimizden taviz vermeden, güncel ihtiyaçları karşılayacak politikalar geliştirip uyguladık, uyguluyoruz. Türk ekonomisinin küresel fırtınalardan en asgari düzeyde etkilenmesini sağlamak amacıyla iş dünyamıza mümkün olan en geniş yelpazede destek olmaya özel önem verdik. Yaşanan sıkıntıların insanımızın refah seviyesinde gerilemeye yol açmaması için ücretliler ve emekliler başta olmak üzere düşük gelirli kesimlerin hep yanında yer aldık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu dönemde başarıyla gerçekleştirdikleri 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin bir diğer dönüm noktasını teşkil ettiğini aktararak, “Milletimize yakışır büyük bir olgunlukla, yüzde 90’ları bulan rekor katılımla âdeta bir millî irade şölenine çevirdiğimiz bu tarihî seçimler, Türk demokrasisinin gücünü ortaya koymuştur. Milletimiz nezdinde güven tazelediğimiz seçimlerin ardından hiç vakit kaybetmeden hükûmetimizi kurduk, kadromuzu oluşturduk ve ‘Türkiye Yüzyılı’nın inşası için yola revan olduk. Öncelikli meselemiz olan ekonomiye dair yol haritamızı kısa süre içinde öncelikle milletimizle paylaştık” ifadelerini kullandı.
Orta Vadeli Program’ın ardından bir süre önce Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nı ve On İkinci Kalkınma Planı’nı da kamuoyunun, iş dünyasının ve milletin takdirine sunduklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm paydaşlarla istişare hâlinde hazırladığımız bu plan ve programları yine iş dünyamızla iş birliği içinde hayata geçireceğiz. Önümüzdeki 5 yıl boyunca ekonomide bizlere rehberlik edecek kalkınma planımızda yüzde 5 oranında istikralı bir büyüme hedefliyoruz. Amacımız, 2028 yılında 1,6 trilyon dolar toplam ve 17 bin 554 dolar kişi başına millî gelire ulaşmaktır. Yılda ortalama yüzde 3 istihdam artışı sağlayarak, dönem sonunda işsizliği yüzde 7,5 düzeyine indirmeyi öngörüyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer hedeflerine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mal ihracatını 375 milyar dolara yükseltmeyi, turizm gelirlerinde de 100 milyar dolar seviyelerine ulaşmayı planlıyoruz. Böylece ülkemizin kronik sorunlarının başında gelen cari işlemler açığını sıfıra yakın bir seviyeye düşürmüş olacağız. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara indirmek, 2028 yılı sonunda ise yüzde 4,7’ye geriletmek en önemli hedefimizdir. Ayrıca bu süreçte, doğrudan yatırımları ülkemize çekmek için yatırım, ticaret ve finansman alanında hukuki süreçleri kolaylaştıracağız. Temel vergi kanunlarında yatırımcı dostu, sade, anlaşılır ve adil bir vergi sistemi oluşturmaya yönelik düzenlemeler yapacağız. Türkiye, uluslararası yatırımlar ve yatırımcılar için güvenli liman olma vasfını güçlendirecek ve bunu sürdürecektir. Daha pek çok detayı olan bu hedeflerin hiçbiri de afaki değildir.”
“GERİDE BIRAKTIĞINIZ HER FIRTINA, AYNI ZAMANDA SİZE EŞSİZ TECRÜBELER DE KAZANDIRIR”
Türkiye’nin son 10 yıldır maruz kaldığı siyasi dayatmalar, terör saldırıları, sokak olayları, darbeler, sosyal ve ekonomik tuzak teşebbüslerinin 2023 hedeflerine ulaşmalarını bir parça geciktirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama unutmayınız ki ayakta kalarak geride bıraktığınız her fırtına, aynı zamanda size eşsiz tecrübeler de kazandırır. Ülke olarak biz artık bu tecrübeye sahibiz. Küresel ve bölgesel her gelişmenin bize maliyetini ve önümüze çıkardığı fırsatları artık çok daha erkenden görebiliyoruz. Dolayısıyla ona göre hazırlığımızı yapıyor ve sonuçları yönetebiliyoruz. Yatırımcılarımıza, potansiyelimizin en iddialı kesimlerini oluşturan kadınlarımıza, gençlerimize, girişimcilerimize verdiğimiz destekleri hep bu doğrultuda tasarlıyor ve hayata geçiriyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı’nın vizyonunu 2053 ufkunda şekillendirmeyi sürdürürken, milletten aldıkları desteğin hakkını vermek için gece gündüz çalışarak yollarına devam ettiklerini vurgulayarak, “Ford Otosan’ın bugün burada açılışını yaptığımız yatırımı gibi adımları Türkiye Yüzyılı’nın şimdiden ortaya çıkan meyveleri olarak değerlendiriyorum. Değerli dostlar, bu duygularla yeniden tasarımı ve yeni yatırımlarıyla açılışını yaptığımız Ford Otosan Yeniköy Fabrikası’nın ülkemize, milletimize, grubunuza, özellikle tekrar hayırlı olmasını diliyor, mühendisinden işçisine kadar tüm emekçi kardeşlerimi, özellikle şahsım, milletim adına tebrik ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını tamamlamasının ardından katılımcılar, fabrikanın açılışı için kurdele kesti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, Avrupa Siyasi Topluluğu Beşinci Zirvesi Genel Oturumu’nda hitap etti.
Misafirperverliği ve nazik daveti için Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada Avrupa’nın yüzleştiği çok boyutlu güvenlik sınamalarını ele almak üzere toplanmış bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Güvenlik sınamalarının yalnızca askerî tehditler, terörist saldırılar ve hibrit savaş taktiklerinden ibaret olmaktan çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji arzından siber saldırılara, göç hareketlerinden salgınlara, uluslararası hukukun sistematik ihlallerinden savaşlara kadar geniş bir yelpazeye yayılan meydan okumaların herkesi etkilediğini bildirdi.
“UKRAYNA’DAKİ SAVAŞIN YOL AÇTIĞI OLUMSUZLUKLAR HER GEÇEN GÜN DAHA DA DERİNLEŞİYOR”
“Huzurumuza, istikrarımıza ve refahımıza kasteden tehditlerin önemli bir kısmı tek başımıza üstesinden gelemeyeceğimiz boyutlara varmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Siyasi Topluluğu’nu, kıtamıza yönelik ortak tehditleri samimi bir ortamda ele aldığımız bir platform olarak görüyoruz. Türkiye, civar bölgelerle yakın kültürel bağları, güçlü ordusu, köklü devlet tecrübesi, ilkeli dış politikası ve yetişmiş insan kaynağıyla bir istikrar adası vazifesi görmeye devam edecektir. Avrupa coğrafyasında maalesef savaşın üçüncü yılını geride bırakıyoruz. Ukrayna’daki savaşın yol açtığı olumsuzluklar her geçen gün daha da derinleşiyor. Savaşın uzaması diplomasiye giderek daha az alan bırakıyor. Biz, en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını savunduk.”
“GAZZE’DE BİR YILDIR SÜREN SOYKIRIM İNSANLIĞIN ORTAK UTANCIDIR”
Geçen hafta Kazan’da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu görüşmeden önce de Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha’yı Ankara’da kabul ettiğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki görüşmede de diplomasiye alan açılması yönündeki mesajlarını bir kez daha taraflara ilettiğini, barışın tesisi için üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını ve çözüme yönelik çabalara desteklerinin süreceğini ifade ettiklerini bildirdi.
Diğer yandan, yol açtığı yıkım ve sivil zayiat bakımından Ukrayna’daki savaştan çok daha büyük bir insanlık trajedisinin Orta Doğu’da yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Gazze’de bir yıldır süren soykırım tüm insanlığın ortak utancıdır. Buna son dönemde Batı Şeria ve Lübnan’a gerçekleştirilen gayriahlaki ve gayrihukuki saldırılar da eklenmiştir. Şunu vicdan sahibi herkes görüyor, kabul ve ikrar ediyor, 50 bine yaklaşan can kaybı dikkate alındığında ateşkesin ivedilikle sağlanması, kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardımın bölgeye ulaşması için İsrail’e her boyutta baskı yapılması elzemdir. İsrail’in saldırganlığına kayıtsız şartsız destek verenler, işlenen suçların da ortağı hâline geldiklerini bilmelidirler.”
“FİLİSTİN’İ HENÜZ TANIMAYAN TÜM ÜLKELERE BUNU YAPMALARI ÇAĞRISINDA BULUNUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’e silah ve mühimmat transferinin durdurulmasını sağlamaya yönelik Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını, 50’yi aşkın ülke ve uluslararası kuruluşun imzasını taşıyan mektubu BM Genel Sekreteri’ne, BM Güvenlik Konseyi Kasım Ayı Dönem Başkanı Birleşik Krallık’a ve BM Genel Kurul Başkanı’na ilettiklerini belirtti.
Bir diğer önemli hususun da Filistin’in devlet olarak tanınması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İrlanda, Norveç, İspanya ve Slovenya’nın bu yönde attıkları adımları takdirle karşılıyor, kendilerini ülkem ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu tanıma kararlarının, bölgede barış isteyen Avrupalı devletler için de bir emsal teşkil ettiğine inanıyorum. Küresel adalete ve barışa katkı vermeleri için Filistin’i henüz tanımayan tüm ülkelere bunu yapmaları çağrısında bulunuyorum” ifadesini kullandı.
“PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELEDE AVRUPALI ORTAKLARIMIZDAN SOMUT İŞ BİRLİĞİ GÖRMEK İSTİYORUZ”
Terörizme karşı iş birliği ve dayanışma hâlinde, terör örgütleri arasında fark gözetmeksizin mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “PKK terör örgütüyle mücadelede Avrupalı ortaklarımızdan somut iş birliği görmek istiyoruz. FETÖ’nün etkin varlık gösterdiği Avrupa ülkelerinden adli ve idari iş birliği taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. DEAŞ, ülkemizin de önemli katkılarıyla Suriye ve Irak’ta toprak hâkimiyetini kaybetmiş olsa da küresel ölçekte güvenliği tehdit ediyor. Örgütün odağının kaymaya başladığı Batı Afrika ve Orta Asya’daki yabancı terörist savaşçı hareketliliğinin dikkatle takip edilmesini ve bu alanda iş birliğini önemsiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Avrupa-Atlantik bölgesinde barış, refah ve istikrar için bugüne kadar en çok katkı veren ülkeler arasında yer aldığına işaret ederek, “NATO’nun en önde gelen müttefiklerinden biri olarak, Asya-Pasifik’ten Kuzey Afrika’ya uzanan geniş coğrafyadaki ortaklarımızla istişareleri ve iş birliğimizi sürdürüyoruz” diye konuştu.
“AB’nin savunma alanındaki gayretlerine Türkiye’nin tam olarak dâhil edilmesi Avrupa’nın barış ve güvenliği için olmazsa olmazdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Avrupa Savunma Ajansına ve Avrupa Daimi Yapılandırılmış İşbirliği kapsamındaki projelere katılımımızın gecikmeksizin önünün açılmasını bekliyoruz. Avrupa’yı ve ötesini etkileyen geniş çaplı sorunlara çözüm bulunabilmesi için Türkiye’nin desteği şarttır. Avrupa’da nefret, İslam karşıtlığı ve ırkçılık, sosyal uyumu ve istikrarı zedeliyor. Müslümanlar başta olmak üzere göçmenlere karşı artan ötekileştirme, ırkçılığın yeni bir yüzü olarak karşımıza çıkıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının yalnızca Müslümanları ve göçmenleri değil, toplumun tamamının huzur ve güvenliğini tehdit eden bir temel insan hakları sorunu olduğu artık kabullenilmelidir. Küresel dengelerin yeniden kurulduğu böylesine belirsiz bir dönemde, hemen her alanda yeni ve etkin politikalar geliştirmemiz elzemdir. Daha derin iş birliği tesis etmemizin önündeki siyasi engellerin, ön yargılı birtakım tutumların artık geride bırakılması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu fikri ve ekonomik dönüşümleri yakalaması mümkün olamayacaktır.”
“AB İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE İLERLETİLMESİ İÇİN DİYALOG VE İŞ BİRLİĞİNE HAZIRIZ”
Bu vesileyle Avrupa kıtasının güvenlik ve istikrarı için AB’nin genişleme politikasının önemine de dikkati çekmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkaniyetli bir genişleme politikasının Birliğin en önemli jeopolitik aracı olduğu açıktır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye gibi kıtanın refahı ve güvenliğine önemli katkılar sunan bir aday ülkenin katılım sürecinin yıllardır engellenmesinin makul bir izahı yoktur. Mevcut jeopolitik konjonktürde üyelik perspektifimizin güçlendirilmesinin, hem Avrupa’nın hem yakın coğrafyamızın yararına olacağı açıktır. Türkiye olarak, AB ile ilişkilerimizin sağlıklı bir zeminde ilerletilmesi için diyalog ve iş birliğine hazırız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) Zirvesi’ne katıldı.
Budapeşte Puskas Arena’da gerçekleştirilen AST Zirvesi’ne gelişinde, Macaristan Başbakanı Viktor Orban tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra zirvenin açılış oturumuna iştirak etti.
Zirve sonrasında liderler, aile fotoğrafı için bir araya geldi.
Burada çekilen aile fotoğrafındaki liderler arasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Macaristan Başbakanı Orban, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, AB Konseyi Başkanı Charles Michel yer aldı.
Fotoğraf çekiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağında İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, solunda ise Hollanda Başbakanı Dick Schoof bulundu.
Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi nedeniyle Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bir araya geldi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.