Türk Eczacıları Birliği 44’üncü Olağan Büyük Kongresi Ankara’da başladı.
Ankara Marriott Otelde düzenlenen kongre, Türk Eczacılar Birliği Başkanı Arman ÜNEY’in konuşmasıyla başladı.
Arman ÜNEY, konuşmasında şunları söyledi;
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti adına sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
44’üncü Olağan Büyük Kongremize hepiniz hoş geldiniz.
Bu yıl ayrı bir gururluyuz. 29 Ekim’de, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını büyük bir coşku ve büyük bir gurur ile kutladık.
7’den 70’e herkes tek yürek oldu. Yine 29 Ekim’de. Ne mutlu bize ki, 100 yıllık bir cumhuriyetimiz var. Ne kadar gurur duysak az.
Ulu Önder ATATÜRK’ün “Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.” deyişiyle tam 100 yıl önce bize emanet edilen Cumhuriyetimiz bugün daha güçlü ve yüzyıllar boyu ayakta kalacak.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi huzuruna çıktık bugün. O’na bir kez daha şükranlarımızı sunduk, saygıyla ve özlemle aziz hatırası önünde eğildik. Ve bugün, bir kez daha yineledik, Eczacılar olarak şiarımızı; Dedik ki biz eczacılar için “Reçetemiz ilelebet cumhuriyet”. “Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacak, ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak” diyen Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun gösterdiği hedeflerden şaşmadan, 100’üncü yılın coşkusuyla ilerlemeye devam ediyoruz. Biz Eczacılar, her zaman olduğu gibi bugün de Cumhuriyetimize ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkma ve onları ileriye taşıma kararlılığındayız. Bu ülkenin Eczacıları, bir milleti esaretten kurtaran ve O’na bir gelecek armağan eden Cumhuriyetimizin kazanımlarının her zaman koruyucusu olacaktır.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerinin izinde olmaya da her zaman devam edeceğiz.
Biz Eczacılar, Varlığımızı borçlu olduğumuz Cumhuriyetin yüzyıllar boyu yaşaması için hep birlikte çalışmaya, üretmeye, geliştirmeye devam edeceğiz. Bizler Ulu Önder’in bizlere bıraktığı Cumhuriyetimize sahip çıkarken, aziz vatanımızın sınır komşuları ile de her zaman barışçıl ilişkiler çerçevesinde yaşamayı amaçlıyoruz. “Yurtta Sulh Cihanda Sulh !” diyerek milletler arası anlaşmazlıkların savaş ile değil barış ile çözülmesinin gerekliliğini vurgulayan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ne kadar haklı olduğunu her geçen gün daha fazla görüyoruz. Yakın coğrafyamızdaki Rusya – Ukrayna Savaşı’na bir de 1,5 aydır süren İsrail- Hamas savaşı eklendi.
7 Ekim’de başlayan ve halen tüm şiddeti ile devam eden savaş insanlık dramı haline dönüşmüş durumda. Binlerce insan öldü, onbinlercesi yaralandı. Maalesef bu dram, bu acı her geçen gün büyümeye devam ediyor. 1 Milyondan fazla insanın yer değiştirdiği tahmin ediliyor. Özellikle çocukların, kadınların, yaşlıların ve sivillerin hedef olduğu bu vahşete acilen dur denilmeli. Biz sağlık profesyonelleri, ettiğimiz meslek yeminlerinin gereği olarak insan hayatını korumak ve kollamak ile sorumluyuz. Bu nedenle, Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere, tüm ikili, çoklu görüşme imkanları ve her türlü diplomasi olanağı kullanılmalı, masum insanların ölümüne dur denmeli ve bölgemizde süregiden savaş ortamına acilen son verilmelidir.
Küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan ekonomik dalgalanmalar,
iklim değişikliği ve pandemi sonrası dönem,
jeopolitik gerilimler,
çatışmalar, savaşlar, zorunlu göçler,
mal tedarik zincirlerinde yaşanan sıkıntılar,
salgınlar, afetler,
su, gıda ve enerji krizleri,
Rusya-Ukrayna krizi,
Orta Doğu’daki dinamikler,
Çin-ABD rekabeti ülkemizi doğrudan etkilediği gibi mesleğimizi de farklı açılardan; doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir.
Bu gelişmelerin etkileri hem dünyayı hem de ülkemizi şekillendirmeye devam ediyor. Ülkenin genel gidişatından ve ekosisteminden bağımsız olmamız düşünülemez. Mesleğimiz özellikle sağlık sisteminin ayrılmaz bir parçası olması sebebiyle kamunun harcamalarından, yatırımlarından doğrudan etkileniyor. Bu nedenle yaşadığımız sıkıntılara ilişkin çözüm önerilerimizi öne sürerken her daim makro ekonomik dengeler ve onların yarattığı sınırlar ile karşı karşıya kalıyoruz. Bugün, içinden geçtiğimiz ekonomik atmosfer iç açıcı değil. Enflasyon ve döviz kuru dalgalanmaları gibi ekonomik istikrarsızlık faktörleriyle sürekli mücadele etmemiz gerekiyor.
Dünya Bankası yeni bir rapor yayınladı. Emtia Piyasaları Genel Görünüm raporu. Bu raporda İsrail-Hamas savaşı sebebiyle küresel petrol arzının sıkıntıya düşeceği ifade ediliyor. 90 doların altında olan varil fiyatının 100 dolar olacağını, hatta bu çatışma ortamı devam ederse 150 dolara kadar ulaşabileceğini belirtiyor. Bu ne demek? Her mal, her ürün için üretim, taşıma, lojistik maliyetlerinin yükselmesi demek. Bu da maliyetlerin yükselmesi sebebiyle fiyatların artması demek. Fiyatlar artarken de ürün tedarik zincirinde kopmalar yaşanması demek. Özetle, Gazze’deki insanlık dışı durum devam ettiği sürece küresel ekonomide de ciddi dalgalanmalara hazır olmalıyız. Kuşkusuz, bu durum stratejik bir ürün olan ilacı doğrudan etkileyecektir. Çünkü küresel mal tedarik zinciri içinde ilaç sektörü en hassas noktada bulunuyor.
Altını çizmek istediğim konu, ulusal, bölgesel ve küresel ölçekte birçok dinamiğin söz konusu olduğu. Bu dinamikler, hem ülkemiz hem de mesleğimiz için doğrudan etkili. Tüm bu dinamiklerin farkında olarak, onları takip ederek mesleğimizin bugünü ve geleceği için gerçekçi tedbirler almak zorundayız. Meslek gündemimiz yoğun. Bu yoğun gündem ile çalışmalarımızı gece gündüz sürdürüyoruz. Türk Eczacıları Birliği olarak çalışmalarımızı 3 Boyutta sürdürüyoruz. Mesleki, Toplumsal, Ekonomik Boyut 3 boyutta sürdürdüğümüz bu çalışmalarımızı da 6 ilke doğrultusunda şekillendiriyoruz. Bu 6 ilke: Birlik, Dayanışma, Odaklanma, Kararlılık, Müzakere ve Mücadele. Mesleğimizin gelişimi ve meslektaşlarımızın hakları için yılmadan usanmadan çalışmaya devam ediyoruz. Birlik ve Dayanışma ruhumuzu her zaman koruyoruz. Çözüm bekleyen ve geliştirilmesi gereken konulara odaklanıyoruz. Kararlı bir şekilde süreçleri takip ediyoruz. Müzakere ile mücadele dengesini kurarak ilerliyoruz.
Birliğimizin vizyonu “TOPLUMA, ECZACIYA, KAMUYA İLAÇ OLMAK” Toplumun kalbinde yer alan bizler, tüm ülkemizi kılcal damarlar gibi saran eczanelerimiz ve hizmet ağımız ile birinci basamak sağlık hizmet sunucusu rolümüzü güçlendirmek ve geliştirmek için hep birlikte çalışıyoruz. Bu doğrultuda mesleğimizin geleceğine her zaman umutla bakıyoruz. Gurur duyulacak bir mesleğe ve meslek örgütüne sahibiz. 184 yıllık geçmişi olan mesleğimiz, 100 yıllık Cumhuriyetimizin kazanımları ile her geçen gün daha da gelişiyor. Biz; kendimize ve mesleğimize inandıkça ve sahip çıktıkça; mesleğimiz de tıpkı Cumhuriyetimiz gibi sonsuza dek yaşayacak. Tabi ki bizlerin, hepimizin, Odalarımızın ve Birliğimizin ortak mücadelesi ile olacak bu.
Birçok alanda farklı istatistikler yayınlayan bir sosyal medya hesabı var. Hesabın adı “World of Statistics” Birkaç defa en güvenilir meslekleri yayınladılar. Tıpkı daha önceki yayınladıkları gibi bu veride de Eczacılar % 96 ‘lık oran ile ilk sırada. Bu ve benzeri tespitlerde Sağlık Profesyoneli olarak toplumun en çok güvendiği, kendine en yakın gördüğü danıştığı, iletişim kurduğu bir mesleğin mensubuyuz. Bunun değeri, kıymeti çok büyük. Bilimsel Eczacılık Günümüzün temasını “Eczacı Şart” olarak belirlemiştik hatırlayalım. Neden, çünkü “Eczacı Şart”. Peki, Eczacı neden Şart? İlaç ve eczacılık hizmetleri kesintisiz sürsün diye… Herkes doğru ilaca doğru zamanda ulaşsın diye… Herkes için sağlık hedefine ulaşabilelim diye… Sürdürülebilir bir sağlık sistemimiz olsun diye … İşte tüm bunlar için Eczacı Şart. Eczacı her alanda şart olduğu için Bizler, bilimin ışığından hiçbir zaman ayrılmadan, hizmet sunduğumuz toplum için, ülkemiz için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Sağlık alanında yaşanan hızlı dönüşüm ile kişiselleştirilmiş tedavi ve hasta odaklı bakım süreçleri merkezi bir noktaya geliyor. Bizler, vazgeçilmez sağlık profesyonelleri olarak bu süreçlerde konumumuzu güçlendirmeye devam edeceğiz. Yürüttüğümüz ve yürüteceğimiz hizmetler ve çalışmalar ile
ilaçla tedavi etkinliğinin geliştirilmesine
ilaçların yanlış kullanımının ve yan etkilerinin azaltılmasına
olası salgınların erken tespiti ve doğru yönetimine doğrudan katkı sağlama yetkinliğimiz var. Ve bunu çok iyi başarıyoruz. Sağlık sistemine çok önemli ölçüde katma değer sunuyoruz. Bizler, ❖ Eczanelerimizde, ❖ Bakanlıklarda, ❖ Kurumlarda, ❖ Hastanelerde, ❖ Kooperatiflerimizde, ❖ Dağıtım Kanallarımızda, ❖ İlaç Sanayiinde, ❖ Özel Sektörde, ❖ çalıştığımız, emek sarfettiğimiz her alanda mesleğimize duyduğumuz büyük bir bağlılık ile çalışıyoruz ve üretiyoruz. Bizler, Mesleğimizi nerede icra edersek edelim her şeyden önce mesleğimize, Odalarımıza ve Birliğimize güveniyoruz. Omuz omuza hareket etmemiz gerektiğini çok iyi biliyoruz.işi
Eczacı Şart derken en çok vurguladığımız noktalardan biri de farklı alanlarda daha fazla eczacı istihdamının olması. Bir veriyi sizinle paylaşmak istiyorum. (İEİS) 2015 yılında İlaç sanayiinde 32.550 kişi çalışıyormuş. 2022 yılına gelindiğinde ise bu sayı 47.511 olmuş. 7 yılda %46 artış ile ülkemizdeki tüm sektörlerdeki istihdam artışı ortalamasının bile üzerinde bir artış sergilemiş. Yine 2015 yılında akredite ilaç ARGE merkezi sayısı 12 iken 2022 yılına geldiğimizde ülkemizde 41 adet ilaç ARGE merkezi faal durumda. Demek ki ilaç sanayiinde istihdam kapasitesi var. Ve bu kapasite artarak devam ediyor, hem de Türkiye’deki istihdam artış oranından daha fazla. İlacın olduğu her yerde eczacı olmalı ise buralarda daha fazla eczacı istihdam edilmek zorunda. İlaç sanayiinde dışa bağımlılığı azaltmanın yolu şüphesiz ki, üretimin kendi öz kaynaklarımızla ve ülkemizde kurulan tesislerde gerçekleştirilmesidir. Büyüklerimiz, kendi yağıyla kavrulmak derler Bu çok değerli bir söylemdir. Biz Eczacılar, eczacılık fakültesinde aldığımız teorik ve pratik eğitim gereği, ilaç sanayinde araştırma, geliştirme, üretim, ruhsatlandırma, kaynak yönetimi ve pazarlama alanlarının tümünde görev almaya en yetkin meslek grubuyuz. Kendi değerimizin daha çok farkında olarak bu değeri daha görünür kılabiliriz. İlaç sanayinde daha fazla eczacı istihdam edilmesi konusunda ısrarlı taleplerimiz devam ediyor. Çünkü mesleğimizin daha güçlü bir geleceğe sahip olması; birçok farklı istihdam alanının yaratılması ve buralarda çalışan meslektaşlarımızın sayısının artması ile mümkün olacak. Bu bağlamda, eczacılık mesleğinin icra alanlarının artırılması, sağlık hizmetlerinin sunumunda her kademede daha çok eczacının istihdamı için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Bu noktada, şunu belirtmek isterim. Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği ile yapmış olduğumuz istişarelerde, istihdamda eczacılara öncelik tanıdıklarını ve bu dönme de de bu şekilde devam edeceklerini çok net ifade ettiler. Bu yıl 34 Uzman eczacı (Klinik Eczacı) Ataması bizim ısrarla taleplerimiz ile oldu. Yine, 2022 – 2023 arasında 1 yıllık sürede gerçekleştirilen 7 atama döneminde toplamda 1509 Eczacı Kadrosu açıldı. Bunların 127 tanesini TİTCK, 79 tanesi Klinik Eczacılık, 3 tanesi fitofarmasi alanında açıldı. TİTCK’ya ayrıca geçtiğimiz Ağustos ayında 100 Eczacı Kadrosu daha ihdas edildi. Tüm bunlar bizlerin ısrarlı talepleri oluyor. Her görüşmemizde her toplantımızda dile getirdiğimiz taleplerimiz ile oluyor. Bu rakamlar bu kadro sayıları tabi ki yetmez daha fazlası için çalışmaya devam edeceğiz.i
Kontrolsüzce açılan fakülte sayısındaki artış, eczacılık eğitimindeki kalitenin de düşmesine yol açıyor. Daha fazla sayıda eczacılık fakültesi açılmasına karşıyız evet; bu konudaki mücadeleci tavrımız net. Ancak ne yazık ki 2000lerin başında 9 olan eczacılık fakültesi sayısı şu anda 60 civarında. Bu nedenle, artan eczacılık fakültesi sayısına bağlı olarak her yıl mezun olan eczacı sayısının da artması istihdam alanlarımızın da genişletilmesini zaruri hale getiriyor. Diğer yandan, ihtiyacın çok daha üstünde ve gerekli altyapı ve eğitim kadrosundan yoksun olarak açılan Eczacılık Fakültelerinin yapılacak değerlendirme çalışmalarının ardından dönüşümü mutlaka sağlanmalıdır. Bu fakülteler İlaç Arge Merkezlerine ve/veya temel eczacılık eğitiminin ötesinde biyoteknoloji, nanoteknoloji, farmakogenetik, geriyatri, pediyatri, psikiyatri, farmakoantropoloji, kalite uzmanlığı gibi yeni uzmanlaşma alanlarına yönelebilecek Eğitim Kurumları haline getirilmeli.i
Türkiye Dünya ilaç pazarı sıralamasında 21. Sırada. Endonezya 20. Sırada. Biz ondan sonra geliyoruz. Özellikle sürdürülmekte olan ilaç fiyatlandırma ve ilaç geri ödeme politikaları pazarda daraltıcı etki yaratmakta; bunun sonucunda piyasa aktörleri de kendilerini korumacı tedbirler almaktadırlar. Türkiye’den çekilmiyorlarsa eğer, firmalar üretimi durdurmakta, kısmakta, ürün tedariğini azaltmakta. Piyasaya kısıtlı giren ilaçlar, dağıtım kanallarınca tevziye sokulmakta en nihayetinden meslektaşlarımız ilaca erişememekte, rafına koyamamaktadır. Bu sebeple de ciddi ilaç yoklukları ile karşı karşıya kalmaktayız.
Dünyada 21. sırada olan İlaç pazarımız, 2022’de 109,8 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Kutu satışı da 2,6 milyar kutuya ulaştı. Türkiye İlaç Pazarı’ndaki Yerli/İthal Oranı TL Bazında % 56 yerliye karşılık %44 ithal şeklinde Türkiye İlaç Pazarı’ndaki Yerli/İthal Oranı Kutu bazında ise %85’ye karşılık %15 ithal. Ülkemizde değer bazında en çok kullanılan tedavi grubu Onkoloji ilaçları. Toplam pazarın %15,6’sına tekabül ediyor. Kutu bazında ise en çok tüketilen ilaçlar Antiromatizmal ilaçlar, Kardiyovasküler ilaçlar ve antibiyotikler. Diğer yandan hızla gelişen yeni bir alan ve Pazar daha mevcut. Biyoteknolojik İlaçlar. Biyoteknolojik ilaç pazarı da ülkemizde 2022 yılında 20,1 milyar TL’ye ve 33,3 milyon kutu satışa ulaşmış durumda. Hesaplamalara göre bu Pazar ciddi oranlarda büyümeye devam edecek. Pazar verileri bu şekilde iken, SGK tarafındaki bazı verileri de hatırlamakta fayda var: Toplam reçete sayısı yıllık 450 Milyonu geçmiş durumda. Bu sayının, 2023 yılı sonunda 480 – 500 milyon adet bandında gerçekleşmesi bekleniyor. Şu an itibariyle Ortalama reçete tutarı, yani her bir sağlık kuruluşundan çıkan reçetelerin ortalama tutarı 366 TL. 2020 yılında 140 TL olan ortalama reçete tutarı 2023 yılında 366 TL ulaşmış durumda. Bu rakamlar bize sosyal güvenlik kurumunun uygulayacağı geri ödeme politikaları konusunda bir öngörü sağlıyor. Reçete başına Hizmet Bedellerimizdeki son durumu biliyorsunuz. Elde ettiğimiz artışlar ile Eczane ekonomilerine nefes aldıran bir noktaya gelmeye devam ediyor. Ancak enflasyonist ortamda sürekli güncellenmek zorunda. Dolayısıyla tüm rakamlar içinden geçtiğimiz ekonomik ortamda sürekli takibi, sürekli güncellenmeyi ve sürekli mücadele ile müzakere etmeyi gerektiriyor. Biz de bunları meslektaşlarımızdan ve Odalarımızdan aldığımız güçle hep birlikte gerektiği gibi yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.
Orta vadeli Program, 2024 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı ve 12. Kalkınma Planı incelendiğinde “ilaçların fiyatlandırılma ve geri ödenmeleri konularında” daha etkin önlemler ve tedbirler alınacağı özellikle belirtiliyor. Bu noktada ülkemizdeki enflasyonist ortamda pazarın daha da daralmasına sebebiyet verecek bu tip mali tedbirler, farklı şekillerde bizi etkilemeye devam edecek. Bizim sürekli talep ettiğimiz ve ısrarlı takipçisi olduğumuz İFK’daki otomatik güncellenme, çipa konusunun gerçekleşmesini de hep birlikte başaracağız. Bizler için güncellenen baremler ve kar oranları depocular ve kooperatiflerimiz için güncellenmedi. Tedarik zincirinin tam ortasında yer alan dağıtım kanalları ve kooperatiflerimiz için de bu güncellenmelerin yapılması lazım. Keza, yerli üretici için daha fazla teşvik imkanlarının artırılması, nakit akışının garanti atına alınması ve tabi ki milli ilaç projesinin ete kemiğe bürünür hale gelmesi gerekmekte. Tüm bunları başarabilirsek, ilaç yokluğu sorununa kalıcı çözüm üretebilecek hale gelebiliriz. Şimdi Ocak- Şubat dönemi yaklaşıyor. Biz bu süreçte İFK’da otomatik güncellenme yani bir çipa bulunması talebimizi yinelemeye devam edeceğiz. Çünkü eczacının ulaşamadığı ilaç hastanın ulaşamadığı tedavi demek. Bu nedenle, İlaç yoklukları Çok Ciddi Bir Halk Sağlığı Sorunudur.
DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM İşte o nedenle 27 Kasım Mitingimizde “Dur Dediğimiz” 6 maddeden biri ilaç yoklukları idi. 20.000’i aşkın meslektaşımız ve eczacılık fakültesi öğrencimiz ile birlikte “Dur Dedik”. Tandoğan mitingimiz ile ülkemizin dört bir tarafından gelen meslektaşlarımız ile tüm haklı taleplerimizi en güçlü şekilde dile getirdik. Hep birlikte Dur Dedik.
Eczanelerdeki Ekonomik Çıkmaza
Kamu Eczacılarının Hak Kayıplarına
Eczacıların Yok Sayılmasına
İlaç Yokluklarına
Kontrolsüz Açılan Fakültelere
İlaç Fiyat Farklarına Hep Birlikte Dur Dedik. Tüm odalarımızla, meslektaşlarımızla yan yana omuz omuzaydık. Bugün burada konuşurken bile tüylerim diken diken oluyor. Hala aynı inanç ve kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz.
Konya’da ayağa kalkan bizdik. Bartın’da yardıma Koşan bizdik. Gölbaşı’nda halaylar çeken bizdik. Tandoğan’da Onbinlerle bir araya gelen, Ankara’nın ayazını bahara, Ankara’nın bozkırını yeşile çeviren bizdik. Eczacının ve eczacılık mesleğinin sahipsiz olmadığını hep birlikte haykıran bizdik. Deprem felaketinde hem meslektaşlarımızla hem de halkımızla dayanışmanın en güzel örneğini sergileyen bizdik. “Eczacıya Hak Ettiği Değer Verilmelidir” diyerek çıktığımız yolda birçok başarıya ve kazanıma imza attık. Yetmez dedik, mücadeleye ve müzakereye devam ettik, etmeye de devam edececeğiz.
İlaç Fiyat Kararnamesi artık değişmez deniyordu. 3 kez değiştirdik İFK’yı. (8 Temmuz- 12 Ekim – 14 Mart) Birlik olduk, Dayanışma içinde olduk, Odaklandık, Kararlılık içinde hareket ettik Müzakere Ettik Mücadele Ettik Sonunda 14 yıldır değişmeyen İlaç Fiyat Kararnamesi’ni 8 ayda 3 kez değiştirdik. Tüm bu süreci hep birlikte ilmek ilmek ördük. Bu üç değişiklik ile birlikte brüt eczacı karlılığının 19,85’ten %24,86’ya artması sağlanmış oldu. SGK Protokol revizyonunu imzaladık. Yeni revizyona göre Reçete hizmet bedellerine tüm baremlere artı 2,50 TL eklenecek şekilde bir artış yapılması sağlandı. En düşük reçete başı hizmet bedeli 0,55 TL’den 3,05 TL’ye, ilk baremdeki meslektaşlarımızın reçete hizmet bedeli de 9 TL’ye çıkartılmış oldu. Hem ilaç fiyat kararnamesinde hem de SGK ilaç alım protokolünün revizyonunda elde ettiğimiz kazanımlar, yan yana ve omuz omuza duran, meslek örgütü ile birlikte mücadele eden ülkemizdeki tüm meslektaşlarımızın başarısıdır. Bu başarı bu salondaki tüm meslektaşlarımızın başarısıdır.
Kamuda çalışan meslektaşlarımızın özlük hakları ve istihdam olanakları için yürüttüğümüz mekik diplomasisi ve basın açıklamalarımız ile sonuç almaya devam ettik. Kamuda çalışan meslektaşlarımız ile kamu hastanelerinde ve özel hastanelerde görev yapan eczacılarımızın özlük haklarında ve çalışma koşullarında daha büyük iyileştirmeler sağlanması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Daha fazlası için mücadele etmeye devam edeceğiz. DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri ile aramızdaki Protokol ile ilk defa bu dönem reçete başına hizmet bedeli aldık. Bu dönemin İlk Protokolünde reçete başına 1 TL hizmet bedeli aldık. Yeni imzaladığımız Protokol’de Meslektaşlarımızın reçete karşılama süreçlerini kolaylaştıran birçok düzenlemenin yanında 1 TL olan Reçete hizmet bedelini 5 TL yaptık. Yani reçete hizmet bedellerinde % 500 artış sağladık Cezaevlerinde, 2024 yılında toplam reçete miktarı ortalama 3 Milyon olacak. Bu reçete hizmet bedeli ile Eczane ekonomilerine 15 milyon TL doğrudan katkı sağlamış oluyoruz. Bu dönemde bankalar ile, meslektaşlarımıza ve eczane çalışanlarımıza katkılar sağlayan protokoller imzaladık. İş bankası Protokolü ile hem meslektaşlarımız hem de eczane çalışanlarımız için kazanımlarımız oldu. Halkbank ile imzaladığımız yeni protokol ile birçok avantaj meslektaşlarımızın kullanımına sunuldu. Saymanımızın sunumunda bu Protokolün detaylarını özellikle incelemenizi isterim.
Tüm bunlar bizlerin talepleri, ısrarlı takibi ve mücadelesi ile oldu. Hep daha fazlası ve daha iyisi için çalışmak zorundayız. Çalışıyoruz da. Önümüzdeki dönem bu kazanımların katlanarak artacağına inanıyorum. Bu noktada mevzuat düzenlemeleri hakkında yaptıklarımıza ilişkin birkaç bilgiyi de sizlerle paylaşmak istiyorum. 14 Mart 2023 ve 18 Ağustos 2023 tarihli Resmi Gazetelerde yayımlanan Eczacılar ve Eczaneler hakkında Yönetmelikte yapılan değişiklikler vardı biliyorsunuz. Bu değişikliklere dava açtık arkadaşlar. 14 Mart 2023 tarihli düzenlemede yer alan TEB temsilcisinin Kuraya katılımı ile ilgili maddeye, Kroki değişikliği ile ilgili maddeye Muvazaa ile ilgili maddeye Nöbetçi Eczaneler ile ilgili maddeye Dava açtık, yasal süreci takip ediyoruz. 18 Ağustos 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklik ile Yönetmeliğimize Ek Madde ilave edilmişti. Bu madde de Pandemi koşullarında TİTCK’ya belirsiz yetkiler veriliyordu. Bu maddeye de Danıştay 10. Daire’de iptal davası açtık, yasal süreci takip ediyoruz.
Sağlık, NİTELİĞİN düşmesine göz yumabileceğimiz bir alan değildir. İnsan sağlığını korumaya yemin ederek başladığımız mesleğimizde, karşılaşacağımız her türlü zor koşullara karşı da meydan okuyabilmeliyiz. Bu sınav ne yazık ki bir seferde verip geçeceğimiz bir sınav da değil. Yaşadığımız deprem felaketinde de yaşadık ve gördük ki, evet biz eczacılar o zor günlerde halkımızı ilaçsız bırakmadık, meslektaşlarımızın yanında olduk. Elimizin erdiğince gücümüzün yettiğince eczacılık hizmetimizi kesintisiz sürdürdük. Tüm bunları yaparken de birlik olmanın, mesleki birliğimiz sayesinde kolay organize olmanın değerini hissettik. Daha iyisi nasıl olurdu, kendimizi nasıl geliştirebiliriz bunu da deneyimledik. Kahramanmaraş ve Hatay’da yaşanan ve tüm ülkemizi yasa boğan deprem felaketinde, Gezici TIR eczanemiz ve 28 adet sahra eczanemizle depremin ilk gününden itibaren 74 gün boyunca kesintisiz ve ücretsiz ilaç eczacılık hizmeti sunduk. Bölge Eczacı Odalarımız ile birlikte koordine ettiğimiz Türkiye’nin dört bir yanından gelen yaklaşık 4 bin 500 gönüllü meslektaşımızla tam 74 gün boyunca deprem bölgesindeydik. Birliğimizce başlatılan Afet Yardım Kampanyamız sizlerden gelen bağışlarla büyüdü. Deprem bölgesindeki bir tek vatandaşımızı bile ilaçsız bırakmadık. Birliğimizin önceki hizmet binasını 250 yatak kapasiteli Afet Sonrası Barınma Merkezine dönüştürdük. Depremzede meslektaşlarımız, eczane çalışanlarımız, yakınları ve eczacılık fakültesi öğrencilerimiz burada geçici olarak kaldılar. 44 meslektaşımızı, 21 eczacılık fakültesi öğrencimizi ve eczane teknisyenimizi deprem felaketinde kaybetmenin büyük acısını yaşıyoruz. Her birini saygı, rahmet ve özlemle bir kere daha anıyorum. Depremde vefat eden ve zarar gören meslektaşlarımıza ve onların çocuklarına yönelik olarak seferber ettiğimiz destekleri sizlerle paylaşmıştık. Çalışma Raporumuzda, Genel Sekreterimizin ve Saymanımızın sunumlarında bunların tüm detaylarını tekrar incelemeniz mümkün.
6643 Sayılı Yasa Madde 30 6643 Sayılı Kanunu’muzun 30. Maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. (21 Ekim 2021). Haysiyet Divanlarımızın varlığını neredeyse ortadan kaldıracak bir sürece girmiştik biliyorsunuz. Daha önce de söylemiştim bu konu bizim için tam bir onur ve haysiyet meselesi oldu. Mahkemenin verdiği 9 aylık süre içinde bu konu ile ilgili hummalı bir çalışma süreci içine girdik. Bu konu göreve yeni başladığımız dönemde İFK, kamudaki meslektaşlarımızın özlük hakları ile birlikte ana gündemimiz oldu. İkinci Başkanımız Orkun Yılmaz’ın Başkanlığında bir ekip oluşturduk. Hem Anayasa Mahkemesi Raportörleri, hem konunun uzmanları ve hukukçularımız ile yaptığımız istişareler doğrultusunda, daha kısa bir madde önerisi hazırladık. Bu maddenin yeni hali birliğimizin çabaları ve girişimleri doğrultusunda RESMİ GAZETE’de 5 Temmuz 2022’de yayınlandı. İkinci Başkanımız, Genel Sekreterimiz ve Saymanımız, yüksek haysiyet divanı üyelerimiz ve avukatımız bu süreçte özellikle koordineli bir şekilde çok çalıştılar. Meyvesini de aldık. Sonraki süreçte, 30. Maddenin ilgili hükmü gereği suçları ve cezaları detaylı bir şekilde belirleyen bir Disiplin Yönetmeliği hazırlığına giriştik. Yüksek Haysiyet Divanı üyelerimiz, Hukukçularımız ve Uzmanlarımız titizlikle çalıştı.
Olağan Büyük Kongremizin değerlendirmesine sunulacak bu metnin onaylanması sonrasında Resmi Gazete’de yayınlanması sürecine gireceğiz. Mesleğimize, meslek örgütümüze şimdiden hayırlı olsun demek istiyorum.
Şöyle bir durumdan da bahsetmek istiyorum. Dünya Ekonomik Forumu’nun “Mesleklerin Geleceği 2023” başlıklı raporunda diyor ki “Tıbbi Hizmetler ve Sağlık Bakımı Hizmetleri alanında” daha fazla yapay zeka kullanılacak. Yani, bu 2023 – 2027 arasında bu alandaki kurumların, kuruluşların, şirketlerin ve diğer organizasyonların %80’inden fazlası yapay zekayı daha fazla kullanması bekleniyor. Yani Sağlık alanında çok daha fazla yapay zeka kullanımına tanık olacağız. Diğer tüm alanlarda olduğu gibi dijitalleşme, yapay zekanın kullanımın yaygınlaşması bizim alanımızda da ciddi dönüşümler yaratacak. Hazır olmak ve bu dönüşüme hep birlikte ayak uydurmak zorundayız. İşte bu bakış açısı ile birlikte üretmeye, birlikte çalışmaya ve birlikte öğrenmeye duyduğumuz inançla hareket ediyoruz. İzmir’de ve Mardin’de çok önemli iki çalıştay gerçekleştirdik. Eczacılığın Gelecek Değeri Çalıştayları olarak isim vermiştik onlara. İlkini 6 -7 Mayıs 2022 tarihinde İzmir’de. İkincisini 7- 8 Temmuz 2023 tarihinde Mardin’de gerçekleştirdik. İzmir’deki Çalıştayımızda, Eczacılık mesleğinin toplumsal algısının güçlendirilmesi için neler yapabileceğimiz, konuştuk. Mardin’de Bilişim Teknolojilerinin Işığında Mesleği Geliştirmek temalı çalıştayımızı düzenledik. FIP CEO’su Catherine Duggan, Portekiz Eczacıları Birliği Başkanı Ema Paulino, İspanya Eczacıları Birliği Uluslararası İlişkiler Direktörü Caroline Martinez-Berganza konuşmacı olarak katıldı. Çalıştaylarımıza katılan Oda Başkanlarımız, Yöneticilerimiz ve Temsilcilerimiz ile birlikte çok verimli tartışmalar yaptık, fikirlerimizi paylaştık görüş alışverişlerinde bulunduk. Her ikisi de çok verimli geçti. Birbirimizi dinledik ve hep birlikte çözüm yolları önerileri geliştirdik. Eczacılığı Gelecek Değerini artırmak amacıyla düzenlediğimiz bu çalıştaylarda konuşmanın, tartışmanın, fikir paylaşmanın, üretmenin hepimize çok ciddi katkılar sunduğuna inanıyorum. Her iki Çalıştayımızı da kitaplaştırdık ve bu yayınları sizlerle paylaştık. Yayın standımızdan bu kitaplara ulaşmanız mümkün.
Dönemde 30’u aşkın yayına imza attık. Kitaplarımız, çevirilerimiz, raporlarımız, dergilerimiz, kılavuzlarımız daha birçok mesleki yayını hazırlayarak sizler ile paylaştık. FIP kılavuzları ve raporları, çeviri yayınlarımız, kitaplarımız, Çalıştay raporlarımıza TEB Haberler, MİSED, Dünyada Ne Var Ne Yok ve daha birçok yayınımızı hem basılı olarak toplantımızda yayın stantlarımızdan hem de birliğimizin internet sitesinden online olarak sizlere sunduk. TEBEŞİR ONLINE Eğitim Platformumuz’daki eğitimlerimiz bu dönem katlanarak arttı. Onlarca eğitimin yanından Sanal sınıf uygulamamız ile de farklı bir eğitim olanağını da Odalarımızın kullananıma sunduk.
Her zaman gururla anlattığımız yazılımlarımız mevcut. TEBEOS VE TEBRP; ve birçok yazılımımız var biliyorsunuz.
Yüksek Yargı ve Kurumları için özkaynaklarımız ile geliştirdiğimiz reçete ekranlarımız,
Tebea ETİKET Programı
Eczanem Nerede Uygulamamız
Stok Sayar Uygulamamız
Reçete Tevzi Sistemimiz
TEB RP içinde yer alan yeni İlaç Tespit Modülümüz Hepsi de meslektaşlarımızın çalışma süreçlerini kolaylaştıran, katkı sağlayan geliştiren çok değerli yazılımlar. Her geçen gün sizlerden gelen geri bildirimler ile daha da gelişiyor ve ihtiyaçlarımıza daha çok cevap verir hale geliyorlar.
16’ıncı TÜRKİYE ECZACILIK KONGRESİ Cumhuriyetimizin 100. Yılında Eczacılık 360: Ufukları Genişletmek, Yaşamları İyileştirmek temasıyla 12-15 Ekim tarihlerinde Ankara’da düzenledik. Yurtiçinden ve yurtdışından çok değerli bilim insanlarının ve Uluslararası Eczacılık Örgütlerinin, FIP’in ve PGEU’nun Başkan ve Yöneticilerinin katılımları ile çok başarılı ve verimli bir Kongre gerçekleştirdik. Uluslararası Eczacılık Federasyonu FIP’nin Yeni Başkanı Paul Sinklair’in açılış mesajı ile başlattığımız Kongremizde Avrupa Birliği Eczacılık Grubu (PGEU) Başkanı Koen Staretmans da çok değerli sunumu ile aramızda oldu. 3 gün süren Kongremizde, 2000’e aşkın katılımcı vardı. İlaç ve eczacılık alanındaki tüm paydaşlarımızı bir araya getiren “Sağlığın İlacı Kimde?” başlıklı bir panel düzenledik. 21 farklı bilimsel oturumda Oda Başkanlarımızın moderatörlüğünde çok verimli sunumlar gerçekleştirildi. 100’ü aşkın konuşmacımız vardı. 4 farklı atölye çalışması ve 2 Söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşilerimiz de iki kıymetli konuğumuz vardı. Biri duayen Tarihçimiz İlber Ortaylı diğeri Teknoloji Yazarı Serdar Kuzuloğlu idi. Her iki duayen isim de Kongremizin programına değer kattılar.
Odalarımız ve Birliğimiz gibi Kooperatiflerimiz mesleğimizin geleceğini korumak ve geliştirmek için elimizdeki en güçlü yapılar. Odalarımız ve Birliğimiz güçlendirirken, Kooperatiflerimizin de yaygınlığını ve gücünü her geçen gün artırmak zorundayız. Kooperatiflerimizin Pazar payının % 40’lara çıkartılması için hep birlikte ortak projeler üretmeye devam etmeliyiz. Dün Kooperatifçilik hareketimiz için çok kıymetli ve çok değerli katkıları olan Ali Abimizin, Ecz. Ali ÜNAL’ın aramızdan ayrılışının 4. Yıl dönümü idi. TEKB ve İSKOOP bünyesinde Yönetim Kurulu üyeliği yapan Ali Abimizin, mesleğimize, kooperatifçilik hareketimizde büyük emekleri var. O’na bir kez daha Allah’tan Rahmet Diliyor, onun nezdinden kooperatifçilik hareketimize emeği geçen ve aramızdan ayrılmış olan tüm meslektaşlarımızı rahmetle, saygıyla ve minnetle anıyorum.
Kooperatifçilik büyük emek isteyen bir konu. Kongremizin son günü olan Cumartesi günü İSKOOP’un 34. Kuruluş Yıldönümü. 18 Kasım 1989 tarihinde 30 meslektaşımız tarafından kurulan İstanbul Eczacılar Kooperatifi her geçen gün artırdığı üye sayısı ile 34 yıldır kesintisiz hizmet veriyor. Şimdiden, bu kürsüden İSKOOP’un 34. Kuruluş yıldönümünü kutluyorum. Daha nice 34 yılları, daha da güçlenerek hep birlikte kutlayalım. DEĞERLİ MESLEKTAŞLARIM 6 ilke doğrultusunda hareket etiğimizi daha önce de sizlerle paylaşmıştım. Birlik, Dayanışma, Odaklanma, Kararlılık, Müzakere ve Mücadele. Mesleğimizin gelişimi ve meslektaşlarımızın hakları için yılmadan usanmadan çalışmaya devam ediyoruz. Birlik ve Dayanışma ruhumuzu her zaman koruyoruz. Çözüm bekleyen ve geliştirilmesi gereken konulara odaklanıyoruz. Kararlı bir şekilde süreçleri takip ediyoruz. Ve müzakere ile mücadele dengesini kurarak ilerliyoruz.
Birliğimiz, her zaman mesleğimizin güvencesi diyoruz hep. Öyle olmaya da devam edecek.
Dönem boyunca Merkez Heyeti, Denetleme Kurulu, Yüksek Haysiyet Divanı olarak 2 yıl boyunca çalıştık. Oda başkanlarımızın tamamı ve meslektaşlarımız ile topyekûn ayaktaydık. Birlik ve beraberlik nasıl olur herkese gösterdik. 2 yıl boyunca mesleğimiz için canla başla çalışan Merkez Heyeti, Denetleme Kurulu ve Yüksek Haysiyet Divanı üyelerimize sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum. Ama durmayacağız Değerli Meslektaşlarım Daha fazla çalışmaya ve üretmeye devam etmek zorundayız. Mesleğimizin aydınlık bir geleceğe ulaşması için hep daha fazlasını istemeye, hep daha fazlası için mücadele etmeye devam edeceğiz. Mesleğimizin geleceğine duyduğum sarsılmaz inancımla, 44. Olağan Büyük Kongremizin ve Pazar günü gerçekleştireceğimiz seçimlerimizin mesleğimiz ve meslektaşlarımız için faydalı olmasını temenni ediyor, sizleri bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
29 Ocak 2025 tarihinde, kendinden önce hizmet felsefesiyle, topluma hizmet etmeyi amaç edinmiş uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan Rotary Bölge 2440 Federasyonu ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında, “El Ele Ekonomik Özgürlüğe” temasıyla el emeği üreten kadınları ekonomik özgürlüklerine kavuşturmanın amaç edinildiği GİKA Girişimci Kadınlar Projesi İşbirliği Protokolü imzalandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Binasında düzenlenen imza törenine, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Cemil TUGAY, Rotary Bölge 2440 Federasyon Başkanı Sayın Mert KORUR, GİKA Girişimci Kadınlar Projesi Rotary 2440 Bölge Eş Başkanı Sayın Zafer MENTEŞEOĞLU ile her iki kurumdan yetkililer katılmışlardır.
“El Ele Ekonomik Özgürlüğe” sloganıyla ülkemizdeki 3 Rotary Bölge Federasyonlarının işbirliğinde yürütülen, hedefi evlerinde el emeği üretim yapan 18-99 yaş aralığında ülkemizde yaşayan tüm kadınları ekonomik özgürlüklerine kavuşturarak kadının sosyal yaşamdaki gücünü artırmak için onlara e-ticaret yapabilme imkânı kazandırmak olan GİKA Girişimci Kadınlar projesi kapsamında, projenin paydaşı olan Başkent Üniversitesinin eğitim koordinatörlüğünde hazırlanan eğitim programı kapsamında, konularında uzman gönüllü eğitmenler tarafından Girişimcilikte elektronik ticaret, girişimci kadınlar için pazarlama stratejileri, elektronik ticarette hukuki sorumluluklar, mali yükümlülükler ve sorumluluklar, marka oluşturma, sosyal medya kullanımı, kamu kurumlarından hibe destek alabilme yöntemleri, kadın kooperatifleri ile gıda ve kozmetik ürünlerinin pazarlanması koşulları konularında çevrimiçi sertifikalı eğitimler verilmektedir.
Çevrimiçi eğitimlere düzenli devam eden ve sertifika almaya hak kazanan katılımcılar proje kapsamında açılan www.gikap.com.tr Girişimci Kadınlar Pazaryeri e-ticaret sitesinde, ücretsiz dükkân açabilme ve komisyonsuz satış yapabilme imkânına sahip olmaktadırlar. Devletimizin evlerinde el emeği üreterek e-ticaret yolu ile satanlara sağladığı vergi muafiyetiyle, bu kapsamdaki Girişimci Kadınlar 2025 yılı için yıllık yaklaşık 1.580.000.-TL tutarında ciro için sadece % 4 stopajla ürünlerini pazarlayabilmektedirler.
Bu proje kapsamında projeye paydaş olan yerel yönetimlerin desteğiyle projeye katılan Girişimci Kadınlara katma değeri yüksek el emeği üretim teknikleri konusunda ücretsiz mesleki eğitimler de verilecek olup, 6 Şubat 2023 depreminde zarar gören illere özel çalışmalar da yürütülmektedir.
İşbirliği protokolünün imzalanması sonrasında, Rotary Bölge 2440 Federasyon Başkanı Mert KORUR, GİKA projesinin kadın istihdamının yetersiz olduğu ülkemiz için öneminden bahsetti ve bu projeye katılan kadınların ekonomik özgürlüklerine kavuşmasıyla, ülkemizdeki kadınların ekonomik ve sosyal açıdan güçlenecekleri vurguladı. Sayın KORUR bu işbirliği için İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Cemil TUGAY’a ve İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerine teşekkür ederek, işbirliğinin hayırlı olmasını diledi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cemil TUGAY ise paydaşı oldukları GİKA projesinin İzmir’de ve ülkemizde yaşayan tüm kadın girişimciler için hayırlı olmasını diledi ve Rotary 2440 Bölge Federasyon Başkanı Mert KORUR ile GİKA Projesinin yürütülmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
Törenin sonunda Türkiye’deki 3 Rotary Bölgesinin Federasyonları tarafından ortak yürütülmekte olan GİKA Projesinin 2440 Bölge Federasyonu eş başkanı Zafer MENTEŞEOĞLU, GİKA Projesinin 2420 Bölge Federasyonu eş başkanı Ali DOĞAN ve 2430 Bölge Federasyonu eş başkanı Dr. Levent ÇOLAK’a da teşekkür ederek, Cumhuriyetimizin 102. Yılında, El Ele vererek Kadınlarımızı Ekonomik Özgürlüklerine kavuşturma yolunda imzalanan Girişimci Kadınlar Projesi İşbirliği Protokolü kapsamında, ülkemizdeki birçok STK ve yerel yönetimin de katılımıyla yürütülmekte olan GİKA projesine ülkemiz genelinde el emeği üreten tüm Girişimci Kadınların, projenin @gika.turkiye instagram adresinin profilindeki linke tıklayarak çevrimiçi ücretsiz kayıt olabileceklerini, bu yıl 8000 kadına hizmet ulaştırmanın hedeflendiği proje kapsamında açılan www.gikap.com.tr e-ticaret pazaryerinin e-ihracata başlaması yönünde de çalışmalar yaptıklarını açıkladı.
GELENEKSEL SPOR DALLARI FEDERASYONU Başkanlığına ABDÜLHADİ TURUS seçildi.
GELENEKSEL SPOR DALLARI Federasyonu’nun 6’ıncı Olağan ve Mali Genel Kurulu Ankara’daki THE GREEN PARK Otelde yapıldı.
GELENEKSEL SPOR DALLARI FEDERASYONU, Genel Kurulu AMATÖR SPORCULAR KONFEDERASYONU GENEL SEKRETERİ ABDULLAH ALBUNAR’ın Divan Başkanlığında gerçekleştirildi.
GELENEKSEL SPOR DALLARI Federasyonu’nun Genel Kurulundaki tek adaylı Başkanlık seçiminde ABDÜLHADİ TURUS Genel kurulun başlangıcında bir konuşma yaptı.
ABDÜLHADİ TURUS, konuşmasında şunları söyledi:” Biz, çok yetkin alanında çok uzman arkadaşlarla çalışacağız.
Biraz sonra bu arkadaşlarımı da sizlere tanıtacağım.
Her biri kendi alanında Türkiye’de farklı farklı başarılara imza atmış arkadaşlar; bizlere yeni dönemde, sizlere özellikle yeni oyun dallari, geleneksel kızak, mangala, 12 taş halat çekme ve mas güreşi ile tekrar geleneklerimizi geleceğe taşımak çocuklarımızın güvenli bir şekilde yaşamasını sağlamak ve o popüler kültüre karşı, bizim, asil kültürümüzü, geleneğimizi yukarılara, geleceğe taşımak için mücadele edeceğiz.
Biz, 2025 yılında da geleneksel kızakta baştan beri vardı. Ama yeni katılan beş spor dalında, 2025 yılını, onlar için bir tanıtım yılı olarak görüyoruz ve bu yıl bir kulüpleşme yılı olacak. 2025’te bütün arkadaşlarımızla bir seferberlik, bir tanıtım seferberliği yapacağız.
Ben bu yönetimi oluştururken, yönetimdeki arkadaşlarıma da söyledim.
Biz, aslında yeni yönetimde altyapıyı sağlayacağız. Onun üzerinde koşan varsa inşallah her bir dalımız için bir kurum oluşturacağız.
Bu kurum, geleneksel kızak da öyle, mangala da öyle, 12 taş ta, halat çekme de ve mas güreşi de. Her birinin bir kurulu olacak. İçinde nitelikli akademisyenlerin olduğu ve tecrübeli, bu oyunlarla ilgili Türkiye hakkında tecrübeli olan arkadaşları bu kurumlara yerleştireceğiz
Onlar, oyunlarımızın alt yapılarını oluşturacak. Oyunlarımuzla ilgili gelecek tasavvurları oluşturacak. Onları icra edeceğiz. O yüzden bunu söylemem gerekiyor.
Yönetim kurulumuzdan çok bu oluşturacağımız spor dallarımızın her birine ayrı ayrı oluşturacağımız bu yapılanmalar önem arz edecek. Onlar, bu işin icrasını yapacak. 2025 yılında dediğim gibi bir tanıtım seferberliği oluşturacağız. Bunun için yeni kulüpler oluşturacağız. Hemen işe başlayacağız. Hemen hızlıca antrenör eğitimlerine başlayacağız ve en önemlisi de nasipse bir geleneksel oyunlar tırı oluşturacağız ve Türkiye’nin her saatinde hep birlikte Türkiye’nin her ilinde işte belediyelerimizle, valiliklerimizle belediye meydanlarında bu geleneksel oyunlarımızı tanıtıp çocuklerimizi ilk başta bu oyunlara aşina edeceğiz. Biz, bir yandan da şunu söylüyoruz. Bizim geleceğimizin olması için bugün de İmari olarak sadece fikirsel imar değil, sokaklarımızın hem nitelikli hem güvenli olması gerekiyor. O nitelikli ve güvenli sokakların içinde de sokak oyunlarına, geleneksel oyunlara muhatap olan çocukları yetiştireceğiz.
Asıl gayemiz, sokaklarında kendi geleneksel oyunlarını oynayan ve gelecekte hakikaten idealleri olan ve o belirli yaşlara geldiğinde de hala ne diye oyunda oynasın?
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın idealindeki gençler yetiştirmek için bu geleneksel oyunlara hep birlikte destek olacağız, hep birlikte bu oyunları uluslararası nitelikte de götüreceğiz.
ABDÜLHADİ TURUS’un konuşmasının ardından başkanlık seçimine geçildi.
GELENEKSEL SPOR DALLARI Federasyonu’nun Genel kurulundaki tek adaylı Başkanlık seçimi sonucunda ABDÜLHADİ TURUS oy kullanan 107 delegeden 92 ‘sinin oyunu alarak GELENEKSEL SPOR DALLARI Federasyonu Başkanlık koltuğuna oturdu.
GELENEKSEL SPOR DALLARI Federasyonu Başkanlığına seçilen Abdülhadi TURUS, başkanlık seçiminin akabinde bir teşekkür konuşması yaptı.
ABDÜLHADİ TURUS teşekkür konuşmasında şunları söyledi:” Bu ciddi katılıma benim soyleyecegim tek bir şey var. Biz, kiliklerle, belirli kişilerle değil, hakikaten o genel katılımla ve kapsayıcı bir yönetimle bu işi götüreceğiz.
Sizlerin yönlendirmesiyle de geleneksel sporları daha yukarılara taşımaya devam edeceğiz. Ben, ilginiz için çok teşekkür ediyorum. Yeni yönetimimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Katkı sunanlardan herkese de tekrardan çok teşekkürler.
Sağ olun.
Yapılan seçim sonucu, yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri de belirlendi.
Genel Kurul, yönetim kurulu üyelerinin toplu ve hatıra fotoğraf çekimleriyle sona erdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir Oluruz 6 Şubat Depremleri Anma Programı”nda yaptığı konuşmada “İnşa edeceğimiz konutların tamamının yapımına başladık kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirip hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylelikle yılbaşına kadar toplam 453 bin konut, yani neredeyse yarım milyon konut yapacak ve evine girmeyen iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman Gençlik ve Spor Müdürlüğü Spor Salonu’nda gerçekleştirilen “Bir Oluruz 6 Şubat Depremleri Anma Programı”na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, herkesi derinden sarsan, yüreklerde büyük yaralar açan, milletin hafızasında asla silinmeyecek izler bırakan 6 Şubat depremlerinin ikinci seneidevriyesinde olduklarını belirtti.
6 Şubat asrın felaketinde yitirdikleri 53 bin 737 kişinin her birine Allah’tan rahmet niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondakilerle birlikte şehitler için Fatiha suresini okudu.
Deprem şehitlerinin ruhlarının şad, mekanlarının cennet olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toprağa verdiğimiz canlarımızın aziz hatıralarını, aminlerle, Fatihalarla, Yasinlerle, dualarla kalplerimizde yaşatmaya devam edeceğiz. Rabb’im ülkemizi ve milletimizi böylesi afetlerden muhafaza buyursun. Deprem şehitlerimizin yakınlarına ve milletimize bir kez daha sabrı cemil diliyorum. Bu vesileyle tüm şehitlerimizle birlikte dün Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan Binbaşı Murat Kemal Yetişen’e de Allah’tan rahmet diliyor, silah arkadaşlarına ve ailesine taziyelerimi iletiyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün hem 6 Şubat gecesinin acısını ilk günkü tazeliğiyle kalplerde hissettiklerini hem de devletin desteği, milletin dayanışması ile deprem bölgesini yeniden ayağa kaldırmanın haklı gururunu yaşadıklarını söyledi.
6 Şubat’ta 11 ilde meydana gelen sarsıntıların, sadece bu illerdeki insanları değil, 85 milyon olarak herkesi derinden etkilediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok ülkenin yüzölçümünden daha büyük bir alanda meydana gelen depremlerden 14 milyon vatandaşımız etkilendi. 2,5 milyonu aşkın vatandaşımız farklı illere göç etmek zorunda kaldı. Asrın felaketi, ülkemiz için doğrudan 104 milyar dolar, dolaylı olarak da 150 milyar dolarlık ağır bir maliyete yol açtı. Herkesin altından kalkamayacağı bu ürkütücü tabloya rağmen hem millet hem de devlet olarak bir an olsun ümitsizliğe kapılmadık. Yüreklerimize düşen ateşi bir an önce söndürmek için gece gündüz demeden, yılmadan, yorulmadan, sabırla, azimle kararlılıkla çalıştık.”
“ÇELİK BİR İRADEYLE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ilk anından itibaren devletin tüm imkânları seferber ederek 650 bin personelle tüm kurumları afet sahasına gönderdiğini dile getirdi.
Hızla enkaza koşan arama kurtarma ekiplerinin, güvenlik güçlerinin, sağlık çalışanlarının, işçilerin, mühendislerin, gönüllülerin ve sivil toplum kuruluşlarının tek yürek tek bilek olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “O zor günlerde siyasi menfaat devşirmek amacıyla ‘devlet nerede’ diye soranlara, ‘devlet işte burada halkının yanında’ diyerek cevabımızı hem de çok güçlü bir biçimde verdik. Devleti, evsiz kalan analarımızın, babalarımızın, evlatlarımızın ellerini tutarken, dertlilere derman olurken gösterdik. Devleti eğitimden, sağlığa, ulaşımdan, ticarete sorunları çözmek için aylarca deprem bölgesinde kalan bakanlarımızla, yöneticilerimizle, kamu görevlilerimizde gösterdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devleti, deprem turistleri çekip gittikten sonra tam 2 yıldır buralarda gece gündüz demeden süren inşa ve ihya çalışmalarıyla gösterdik. Devleti, teslim edilen konut ve iş yerleriyle, yapılan yollar ve köprülerle, inşa edilen okullar ve hastanelerle, verilen destek ve teşviklerle gösterdik. Gözyaşlarımızı içimize akıtarak, emekle, alın teriyle, metanetle, çelik bir iradeyle şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırıyoruz. O gün, yıkıntılarla dolan sokaklarımız bugün çocuklarımızın, gençlerimizin, gülüşleriyle ümit dolu çehreleriyle hamdolsun yeniden çiçekleniyor. Bizi ve devletimizi milletimize ve depremzedelerimize mahcup etmeyen Rabb’ime bugün bir kez daha hamdediyorum.”
Ankara ve İstanbul’daki sıcak ofislerinden ahkâm kesenlere, aynaya bakmadan “Bize ne yaptınız?” diye soranlara özetle bazı rakamları hatırlatmak istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde afetlerin ardından enkaz kaldırma çalışmaları yıllar alırken sadece birkaç ayda konutları yükseltmeye başladıklarını belirtti.
“DEPREM BÖLGEMİZİN TAMAMINDA İÇME SUYU, KANALİZASYON VE YAĞMUR SUYU HATTINI KOMPLE YENİLİYORUZ”
İki hafta önce 24 Ocak’ta, 201 bininci yuvanın anahtarlarını Malatya’da hak sahiplerine teslim ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son iki yılda deprem bölgemize 2,6 trilyon lirayı aşan yatırımlar yaptık. 2025 bütçemizde ise 584 milyar liralık kaynak tahsis ettik. İnşa edeceğimiz konutların tamamının yapımına başladık. Kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirip hak sahiplerine teslim edeceğiz. Böylelikle yılbaşına kadar toplam 453 bin konut yani neredeyse yarım milyon konut yapacak ve evine girmeyen, iş yerine kavuşmayan tek bir vatandaşımızı dahi bırakmayacağız” diye konuştu.
“Deprem bölgemizin tamamında uzunluğu 11 bin kilometreyi aşan içme suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu hattını komple yeniliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin toplam sınır ve kıyı uzunluğunun yaklaşık 11 bin kilometre olduğunu hatırlatıp, depremden etkilenen şehirlerde Türkiye’nin çevresini baştan başa dolaşacak uzunlukta bir altyapı yatırımının gerçekleştirildiğini kaydetti.
“BÖLGEDE HİZMET VEREN SAĞLIK TESİSLERİNE EK OLARAK 34 SAHRA HASTANESİ KURDUK”
Deprem bölgesindeki hizmetlerin aksamaması ve hayatın tekrar normale dönmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile diğer bakanlıklar ve belediyelerle olağanüstü bir çaba gösterildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlık Bakanlığının deprem bölgesinde 42,5 milyar lira bedelle 5 bin 588 yataklı 110 sağlık tesisini tamamladığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede hizmet veren sağlık tesislerine ek olarak 34 sahra hastanesi ve 176 acil müdahale ünitesi kurulduğunu söyledi.
Sağlık alanında bölgede 58 milyar liralık toplam 5 bin 750 yataklı 92 sağlık tesisinin inşasının ise devam ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölge genelinde 557 acil yardım istasyonunun yanı sıra 939 ambulans, 88 UMKE aracı ve 3 helikopterle sağlık hizmetlerini sürdürdüklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin yataklı Hatay Şehir Hastanesi ile bin yataklı Kahramanmaraş Şehir Hastanesinin projelerinin tamamlandığını hatırlatarak, yıl içinde de ihalelerinin yapılacağını bildirdi.
“BÖLGEDE TOPLAM 697 YENİ MAHKEME KURARAK İŞ YÜKÜNÜ HAFİFLETTİK”
Adalet hizmetlerinin kesintiye uğramadan sürmesi için âdeta bir yargı seferberliği başlattıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bine yakını hâkim ve savcı olmak üzere yaklaşık 10 bin personelin deprem şehirlerinde görevlendirildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede toplam 697 yeni mahkeme kurarak iş yükünü hafiflettik. 21 adliye binası, 12 ceza infaz kurumu, 3 adli tıp hizmet binası, 1 personel eğitim merkezi ve 82 kamu konutunu 2025 yılı yatırım programımıza aldık. Bunlardan 8 adliye, 2 ceza infaz kurumu, 2 adli tıp ve 11 kamu personel konutunun inşası sürüyor. 13 adliye, 10 ceza infaz kurumu, 1 adli tıp, 1 personel eğitim merkezi ve 71 personel konutu binamızın da inşaat öncesi hazırlıkları devam ediyor” şeklinde konuştu.
“BUGÜNE KADAR 524 OKUL VE 7 BİN 500 DERSLİĞİN YAPIMINI TAMAMLADIK”
Depremden etkilenen illerde 6 Şubat öncesi eğitim öğretim faaliyetlerinin 11 bin 567 okuldaki 119 bin 200 derslikte devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün itibarıyla derslik sayımız 132 bin 168’e ulaştı. Depremde bin 295 okul ve 9 bin 935 derslik yıkılmış veya kullanılamaz hâle gelmişti. Bugüne kadar 524 okul ve 7 bin 500 dersliğin yapımını tamamladık. Orta hasarlı 134 okul ve bin 537 dersliği güçlendirdik. Az hasarlı 63 bin dersliği onardık. Hâlihazırda 717 okul ile 13 bin dersliğin yapımı 115 okul ve bin 582 dersliğin güçlendirme çalışmaları devam ediyor. İnşallah bunları eylül ayına kadar hizmete açmayı hedefliyoruz. Bu çalışmaların sonunda bin 241 yeni okul ve 19 bin 784 derslik yapacak, 249 okul ve 3 bin 119 dersliğin de güçlendirmesini tamamlayacağız. Böylece deprem bölgesindeki derslik kapasitesini yüzde 10 artırarak 6 Şubat’tan önceki kapasitenin üzerine çıkartacağız.”
Deprem bölgesinde ulaşım olmadan atılan her adımın yarım kalacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede kara yolu, hava yolu, demir yolu, denizcilik ve haberleşme alanında önemli çalışmaları hayata geçirdiklerini söyledi.
“DEPREM KONUTLARININ BAĞLANTI VE İMAR YOLLARININ YAPIMINA DEVAM EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 ilde 26 ayrı kesimde toplam 336 kilometre uzunluğunda bağlantı ve imar yolunun ihalesinin tamamlandığını ve çalışmalara başlandığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Deprem konutlarının bağlantı ve imar yollarının yapımına devam ediyoruz. Demir yollarında hasar gören bin 275 kilometre uzunluğundaki hattımızın bin 60 kilometrelik kısmının yapım ve onarım çalışmaları bitti. Kalan kısmı da kısa süre içinde hizmete açmayı planlıyoruz. Hatay Havalimanı’mızın uçuş pisti depremde ciddi zarar görmüştü. 3 bin metre uzunluğundaki bu pistin yapım çalışmaları sürüyor. Geniş gövdeli uçakların da inebileceği yeni bir pisti inşallah Hatay’ımıza tekrar kazandırıyoruz. 163 noktaya ücretsiz uydu terminali ile kablosuz erişim noktaları kurduk. Haberleşme altyapıları için işletmecilerin gerekli planlamaları yaparak yaklaşık bin 400 adet kalıcı baz istasyonu kurmalarına yardımcı olduk.”
Deprem bölgesindeki işletmelerin sanayi, kalkınma, yatırım teşvikleri ile KOSGEB ve TÜBİTAK destekleri gibi pek çok alanda yanında olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Depremden etkilenen 11 ilimizde 15 organize sanayi bölgesi ve 17 sanayi sitesi projesi için 14 milyar 755 milyon liralık kaynak sağladık. 9 ilimizde 3’ü organize sanayi, biri endüstri bölgesi olmak üzere 34 adet sanayi alanı ilan ettik. Depremden zarar gören sanayi işletmelerinin hasarlarının giderilmesi amacıyla 2025 yılı için yaklaşık 3 milyar lira ödenek tahsis ettik. Kalkınma ajanslarımızla afet illerimizde bin 655 projeye 3 milyar lira, bölge kalkınma idarelerimizle 132 projeye 1,1 milyar lira kaynak aktardık. Depremden yoğun olarak etkilenen 65 ilçemizdeki yatırımları en üst seviyede yatırım teşvikleriyle destekledik.”
“TOPLAM 34,5 MİLYAR LİRA KİRA DESTEĞİ VERDİK”
Bölgede 204 milyar lira yatırım büyüklüğüne sahip, 50 bin 774 kişiye istihdam sağlayacak bin 116 yatırım için teşvik belgesi düzenlediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem Sonrası Canlanma Destek Programı ile 60 bin 673 KOBİ’ye 37 milyar liranın üzerinde kaynak sağladık. TÜBİTAK aracılığıyla 484 araştırma geliştirme projesine 772 milyon lira destek, 2 bin 500’e yakın öğrenci ve araştırmacıya 672 milyon lira tutarında burs verdik” dedi.
İçişleri Bakanlığının 59’u vali olmak üzere olmak üzere 708 mülki idare amiriyle 142 bin 500 güvenlik personelini bölgede görevlendirdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Arama kurtarma ve enkaz çalışmalarından iaşe ve ibate hizmetlerine, geçici barınma alanlarının kurulumundan ortak kullanım alanlarının düzenlenmesine geniş çaplı koordinasyon faaliyetleri yürüttü. Konteyner kentlerde kalan vatandaşlarımızın gıda-market alışverişleri için 73 bin Esen Kart dağıttık. 2025 itibarıyla 363 bin haneye toplam 34,5 milyar lira kira desteği verdik. Taşınma, destek, kira, tahliye, vefat yardımı ve diğer destek ödemelerinin toplamı 150 milyar liraya yaklaştı. Çalışma ve sosyal güvenlikte Toplum Yararına Programımız çerçevesinde 15 milyar lira tutarında 77 bin binden fazla kontenjan tahsis ettik. Kısa çalışma ödeneği ile 111 binden fazla kişiye toplam 1 milyar liralık ödeme yapıldı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik ve spor alanında 23 bin 692 depremzede öğrencinin öğrenim kredisinin karşılıksız bursa dönüştürüldüğüne dikkati çekerek, şu bilgileri paylaştı: “18 bin afetzede öğrencimize de yeni eğitim öğretim yılında öğrenim bursu tahsis ettik. Deprem bölgemizin 4 ilindeki toplam 9 bin 710 yataklı 9 yeni öğrenci yurdumuzdan 3’ünün inşası tamamlandı, 6’sının yapımı devam ediyor. 8 şehrimizdeki 10 bin 500 yatak kapasiteli 8 yeni öğrenci yurdumuz ise proje aşamasında, bunların yapımına kısa sürede başlayacağız. Diyanet İşleri Başkanlığımız, bölgede zarar gören camilerimizin ve Kur’an kurslarımızın onarımı ve inşası için 156 milyon liralık yardımda bulundu. İlköğretim, ortaöğretim ve lisans düzeyindeki 7 bin 90 öğrenciye 10 milyon liranın üzerinde eğitim desteği verdik. Kültür Bakanlığımız, depremde hasar gören farklı illerimizdeki 12 cemevinin bakım, onarım ve tefrişat çalışmalarını yaptı, 377 vakıf kültür varlığının restorasyonuna başladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, 4,1 milyon vatandaşımıza psikososyal destek sundu. Aile ve Gençlik Fonu’ndan yeni evlenen 5 bin 653 çifte iki yıl geri ödemesiz 48 ay vadeli faizsiz kredi desteği verdi. Deprem bölgemizdeki 16 kadın konukevinde 18 bin 201 afetzedeyi misafir ettik.”
“DÜNYA BANKASI İLE KREDİ PAKETİ İMZALADIK”
Son iki yılda 11 ilde toplam 30 milyar lira tarımsal destek ödemesi yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçme ve tarımsal sulama için 20 milyar liralık yatırımımız oldu. 46 milyar lira daha yatırım yapacağız. Hayvanlarını kaybedenlerin zararlarını karşıladık. Deprem illerinde 335 bin çiftçiye 4,8 milyar lira mazot ve gübre desteği ödemesini gerçekleştirdik” dedi.
Depremde zarar gören İskenderun Balıkçı Barınağı’nın onarımını 1,3 milyar liralık maliyetle geçen yıl tamamladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Deprem bölgesinin zarar gören tarım altyapısının iyileştirilmesi konusunda Dünya Bankası ile bir kredi paketi imzaladık. Çiftçilerimize önümüzdeki 5 yılda çeşitli kalemlerde toplam 250 milyon dolar hibe vereceğiz. Enerjide elektrik, doğal gaz, petrol, iletim, dağıtım veya depolama hatlarında deprem sebebiyle 24,1 milyar liralık hasar oluşmuştu. Enerji altyapısındaki hasarların giderilmesi için kamu ve özel sektör tarafından 2024 sonu itibarıyla 19 milyar lira yatırım yapıldı. Savunma sanayisinde birçok kritik üretim tesisi yatırımına başlandı. Belediyelerimiz tarafından da çok sayıda yatırım, hizmet, eser ve proje şehirlerimize kazandırıldı, destek olundu, çalışmalara katkı verildi.”
“ADIYAMAN MERKEZ DEVLET HASTANEMİZİ BU YILIN SONUNA KADAR TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ”
Adıyaman’ın ihya ve inşa çalışmaları kapsamında şimdiye kadar eğitimde 555 dersliğin yapıldığını, 684 dersliğin yapımına da devam edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlıkta 350 yataklı Adıyaman Kadın Doğum ve Çocuk Hastanemiz geçtiğimiz kasım ayından itibaren hasta kabulüne başlamıştı. İnşallah birazdan canlı bağlantıyla resmî açılışını da yapacağız. Yine 50 yataklı Çelikhan Acil Durum Hastanemizi tamamladık ve bu ay vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Yapımı süren 150 yataklı Adıyaman Merkez Devlet Hastanemizi bu yılın sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Altınşehir bölgemizde 100 yataklı devlet hastanesi projemizi, yatırım programımıza aldığımızın müjdesini de sizlerle paylaşmak istiyorum” diye konuştu.
Adıyaman’da 27 bin 433’ü konut, 3 bin 973’ü köy evi olan 31 bin 406 konutu teslim ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalan konutları da 1 sene içinde tamamlayıp hak sahiplerine teslim edeceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’daki 4 millet bahçesi projesinden 2’sinin tamamlandığını belirterek, “Söz verdiğimiz Sincik-Malatya yolu ve Adıyaman-Çelikhan yollarının da ihalelerini gerçekleştirerek yapım çalışmalarını başlattık. Besni İl Yolu, Gölbaşı-Adıyaman-Kahta yolu, Kahta-Narince-Siverek yolu, Narince-Gerger İl Yolu, Besni-Araban yolu ikmal işi gibi 9 ayrı kara yolu projemizin çalışmaları da devam ediyor. Depremde hasar gören demir yollarımızın altyapı, üstyapı ve sanat yapılarının onarım ve güçlendirme çalışmalarını sürdürüyoruz” ifadesini kullandı.
Yatırım tutarı 500 milyon lira olan Adıyaman Kablo Konnektör AŞ’nin fabrika inşasının yıl içinde tamamlanarak üretime başlayacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’ın ayağa kaldırılmasına destek veren belediyeleri tebrik etti.
“İHYA VE İNŞA ÇALIŞMALARIMIZI BAŞARIYLA YÜRÜTÜYORUZ”
Daha nice çalışma, proje, eser ve yatırımı Adıyaman ile depremin yıktığı şehirlere kazandırdıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şunu bir kez daha açık ve net ifade etmek durumundayım; devletimiz, tüm birimleriyle, tüm kaynaklarıyla afetzede kardeşlerimizin yanında oldu, inşallah olmaya da devam edecek. Biz, deprem bölgesini sadece yıl dönümlerinde hatırlayanlar gibi laf üstüne laf koyan değil, taş üstüne taş koyanlardanız. Muhalefetin havsalasının bile almayacağı birçok alanda ihya ve inşa çalışmalarımızı başarıyla yürütüyoruz. Muhalefetin de en azından yönettikleri belediyelerde, reklama ayırdıkları mesaiyi kentsel dönüşüm ve depreme hazırlık çalışmalarına ayırarak çabalarımıza katkı vermesini bekliyoruz. Bu işler yılda 2 gün buralara gelip konuşmakla olmaz. Sürekli eleştirerek, sürekli yapılan işlere kulp takarak muhalefet edilmez.”
“İLK GÜNDEN BERİ DEPREM BÖLGESİNDEN ELİMİZİ ÇEKMEDİK”
Hükûmetin, AK Parti’li belediyelerin ve hayırseverlerin icraatlarının ortada olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada hemen hiçbir ülkenin altından kalkamayacağı büyük bir inşa ve ihya hamlesine 2 yıl gibi kısa bir sürede hamdolsun imza attık. Ana muhalefet partisinin genel başkanları ise seçimler öncesinde geldiler, bedava ev sözü verdiler, sonra da buhar olup uçtular. Yapılanı kötülemek ve devletimizi tenkit etmek dışında depreme dair özellikle hiçbir gündemleri, hiçbir projeleri ve faaliyetleri maalesef yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, medya ve sosyal medyadan yüksek perdeden konuşanların çoğunun zaten deprem bölgesinin yollarını unuttuğunu belirterek, “Biz ise ilk günden beri deprem bölgesinden elimizi çekmedik. Şehirlerimizi ayağa kaldırmak, vatandaşlarımızı yeni yuvalarına süratle kavuşturmak için çalıştık, çabaladık, ter döktük. İnşallah bundan sonra da elimizi buralardan asla çekmeyeceğiz” açıklamasında bulundu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.