Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, hem afetlerle mücadele edilmesi hem de taşkın ve sel sularının değerlendirilmesinin önemine işaret ederek, “Sel ve taşkınlar, afete dönüşmeden kurak dönemler için su kaynağı oluşturabilir.” dedi.
Bakan Yumaklı, Bakanlıkta düzenlenen “Su Verimli Kentler ve Belediye Su Kardeşliği Etkinliği”ne katıldı.
Akdeniz havzasında yer alan Türkiye’nin, iklim değişikliğinden oldukça etkileneceğine işaret eden Yumaklı, kuraklık, orman yangınları, sel ve taşkınlarla iklim değişikliğinin doğrudan hissedileceğini dile getirdi.
Yerkürenin, son 170 yılın en sıcak 5 yılını geride bıraktığını bildiren Yumaklı, “10 yılda bir tekrarlayan kuraklıklar artık 5-6 yılda bir yaşanıyor. Sibirya’nın kuzeyinde termometreler 38 dereceyi gösterdi. Dünyanın 4. büyük gölü Aral, yüzde 90 kurudu. 2020’de 94 farklı ülkeden 25 milyon kişi iklim değişikliği nedeniyle göç etti. Ülkemizde de kurak yıllar yaşanırken kuraklıkların şiddetleri ve süreleri de uzamaya başladı. 2023 su yılında yağışlar uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 6 düştü.” diye konuştu.
Yumaklı, 2030’da nüfusun yüzde 10 artacağının ve su kaynaklarının yüzde 20 azalacağının öngörüldüğünü belirterek, gerekli tedbirler alınmazsa 2030’a kadar nüfusun neredeyse yüzde 50’sinin, sulanan tarım alanlarının ise yüzde 80’inin su yetersizliğiyle karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
“BASINÇLI SULAMA SİSTEMLERİNE 1,8 MİLYAR LİRA HİBE SAĞLADIK”
Su stresi altındaki Türkiye’de kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının 1313 metreküp olduğunu ancak gerekli tedbirler alınmazsa bunun, bin metreküpün altına düşeceğini vurgulayan Yumaklı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Son 21 yılda su alanında 1 trilyon 265 milyar liralık yatırımla 10 bin 86 tesisi hizmete aldık. Bu yapılan çalışmalarla suyun verimli kullanılması için önemli eserlere imza attık. Baraj sayısı 1018’e, gölet ve bent sayısı 726’ya, yıllık sağlanan içme suyu miktarı 5,2 milyar metreküpe ulaştı. Sulanan arazi miktarımızı 71 milyon dekara, toplulaştırılan arazi miktarını 73 milyon dekara, atık su arıtma tesisi sayısını 24’e, yer altı depolaması ve suni besleme tesisi sayısını 127’ye çıkardık. Basınçlı borulu sulama sistemlerinin kullanılma oranı yüzde 6’dan yüzde 33’e yükseldi. Kaynaktan tarlaya kadar suyun tasarruflu kullanılması için bireysel basınçlı sulama sistemlerine yüzde 50 hibe desteği veriyoruz. Bu kapsamda 50 binden fazla projeye 1,8 milyar lira hibe desteği sağladık.”
“SU KAYIPLARININ DÜŞÜRÜLMESİNİ HEDEFLİYORUZ”
Yumaklı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde Su Verimliliği Seferberliği’ni başlattıklarını anımsatarak, bu zamana kadar yaptıkları çalışmalar ve mevzuat düzenlemelerine ilişkin bilgi verdi.
Su kayıplarının azaltılması, alternatif su kaynaklarının artırılması ve sünger şehir modelinin yaygınlaştırılması için belediyelerle çalışmalar planladıklarını aktaran Yumaklı, su kayıplarının 2033’e kadar yüzde 25’e, 2050’ye kadar yüzde 10’a kadar düşürülmesini hedeflediklerini söyledi.
Yumaklı, geçen yıl Türkiye’de içme ve kullanma şebekesine alınan su miktarının yaklaşık 6 milyar metreküp olduğunu bildirerek, “Ülkemizde içme suyu sistemlerinde ortalama su kaybı oranı yüzde 32. Yani 2022’de yaklaşık 2 milyar metreküp su, kullanıcıya ulaşamadan kaybolmuş. Bugün su kaybı ortalamamız yüzde 25 olsaydı, 10 milyon kişinin 1 yıllık su ihtiyacına eş değer miktarda suyu kazanmış olacaktık.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’deki atık suların yüzde 44’ünün, tarımdan dönen suların da yüzde 66’sının yeniden kullanılabilir olduğunu belirten Yumaklı, kentsel atık suları ve tarımdan dönen suların arıtılarak yeniden kullanılmasıyla, kentlerdeki su temini baskısının hafifleyeceğini ifade etti.
Bu konuda örnek uygulamaları olan belediyelerle işbirliği halinde olduklarını aktaran Yumaklı, binalar, konaklama tesisleri ve işletmelerde oluşan gri suları, atık değil su kaynağı olarak gördüklerini dile getirdi.
Yumaklı, yağmur suyu hasadına yönelik uygulamaların yaygınlaştırılmasının da aynı derecede önemli olduğunu vurgulayarak, şu şöyle konuştu:
“Taşkın, sel ve benzeri afetlerin sıklıkla yaşandığı bu dönemde, hem afetlerle mücadele edilmesi hem de taşkın ve sel sularının değerlendirilmesi çok önemli. Sel ve taşkınlar afete dönüşmeden kurak dönemler için su kaynağı oluşturabilir, şehirlerimizi afetlere karşı daha dirençli hale getirebiliriz. Su güvenliği tam ve kendine yeten marka şehirler için su verimliliği yaklaşımını belediyecilik anlayışımıza entegre etmek durumundayız. İklim değişirken bizler de uyum kabiliyetimizi artıracağız. Geç kalmadan, geride kalmadan, seyirci kalmadan, ortak vizyonda buluşarak su verimli kentleri hep birlikte inşa edeceğiz.”
Etkinlikte, Belediye Su Kardeşliği uygulamasına dahil edilen 18 belediye arasında protokol imzalandı.
Bakan Yumaklı, konuşmaların ardından etkinlik alanında kurulan stantları gezdi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, e-ticaret platformlarında satılan ürünlerin güvenliğini doğrudan hedef alan, yapay zeka temelli “proaktif denetim” yaklaşımını hayata geçireceklerini belirterek, “Vatandaşlarımızın sanal ortamda da fiziki mağaza kadar güvenle alışveriş yapabilmesini sağlıyoruz. Bu yeni dönem, ürün güvenliğinde dijital çağa uygun bir denetim kültürünün de başlangıcı olacak.” dedi.
Bakan Bolat, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katılımıyla Ticaret Bakanlığı’nda düzenlenen Ürün Güvenliği Haftası Açılış Konferansı’nda konuştu.
Ticaret Bakanı Bolat, ürün güvenliğinin, yalnızca teknik ve idari bir konu değil, güçlü, kapsayıcı ve güncel mevzuatın günlük hayata yön verdiği bir alan olduğunu söyledi.
Bu alanda sadece kamu kurumlarının değil, özel sektörün ve tüketicilerin de etkin rolünün bulunduğuna dikkati çeken Bolat, güvenli ve mevzuata uygun üretim yapan firmaların emeğinin karşılığını alabildiği, kuralları ihlal edenlere ise gerekli müdahalenin uygulandığı ve tüketicilerin gönül rahatlığıyla alışveriş yapabildikleri yapıyı oluşturmanın temel sorumlulukları olduğunu anlattı.
Bakan Bolat, Dış Ticarette Risk Esaslı Kontrol Sistemi’nin (TAREKS) devreye alındığı 2011’den bu yana ithalatta toplam 49 milyar sanayi ürününün denetlendiğini, uygunsuz bulunan 424 milyon ürünün ülkeye girişinin engellendiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Bugüne kadar tarım ürünlerinde 31 milyar ürün ticari kalite standartlarına uygunluk açısından denetlenmiş ve yapılan denetimler dış pazarlarda Türk malı imajının korunması hedefimize doğrudan katkı sağlamıştır. Bu denetimlere ek olarak, iç piyasada yerli ve ithal tüm ürünlere yönelik 2009’dan bu yana yapılan denetimlerde 708 milyon adet uygunsuz ürün bulunmuştur. Yapay zeka destekli yeni sistemlerimizle, hem denetim kapasitemizi artırıyor hem de kaynaklarımızı daha verimli kullanarak daha hızlı, hedefe odaklı ve önleyici denetimler gerçekleştiriyoruz.”
“TAREKS’i baştan sona yeniliyoruz”
Ürün Güvenliği Haftası’nın bu yılki konusunu “e-Ticaret Ürün Güvenliği” olarak belirlediklerini dile getiren Bolat, vatandaşların güvenle alışveriş yapabilmeleri için sadece mevzuatla değil, altyapı ve denetim sistemleriyle de kendilerini sürekli yenilediklerini söyledi.
Ticaret Bakanı Bolat, ürün güvenliğini doğrudan güçlendirecek bazı yeniliklere dair de şu bilgileri verdi:
“Ürün güvenliği denetimlerinin dijital kalbi konumundaki TAREKS’i baştan sona yeniliyoruz. Sistem kurulduğu günden bu yana sayısız başarıya imza attı. Ancak zamanla sistemin yenilenmesi zorunlu hale geldi. Yapay zekanın üretim süreçlerine dahil olduğu bu yeni dönemde, ithalat denetimleri sistemimizde, uygunsuz ürünlerin piyasaya arzını engelleme misyonumuzu dijital dönüşüm hedefleriyle harmanlayarak yapay zeka destekli yeni bir yapı tasarladık. Yeni sistemimizde, yapay zeka tabanlı, skor bazlı bir risk analizi modeline geçtik.”
Yeni yapıyla riskli ürün getiren firmalar üzerinde daha çok yoğunlaşılmasını, bu sayede güvenli ve yasalara uygun ürün ithal eden firmaların haksız rekabetten daha iyi korunmalarını sağlayacaklarını dile getiren Bolat, hedef odaklı denetim gerçekleştirip denetimlerde daha yüksek oranda uygunsuzluk tespit etmeyi ve böylece denetim kaynaklarını daha etkin kullanmayı amaçladıklarını ifade etti.
Ticaret Bakanı Bolat, yeni TAREKS’in sadece daha akıllı değil, aynı zamanda daha kolaylaştırıcı olduğuna dikkati çekerek, eskiden noter kanalları ve fiziksel belgeler üzerinden yürütülen firmaların TAREKS üzerinden yetkilendirme sürecinin, MERSİS, ESBİS ve KPS entegrasyonları sayesinde dijitalleştiğine işaret etti.
Bir diğer yeniliğin ise yeniden yapılandırılarak ihracatçıların kullanımına sunulan “Ticarette Teknik Engeller Platformu” olduğunu bildiren Bolat, yeni platformla artık ihracatçıların, tüm ülkelerde mevcut olan teknik engellere ve o ülke pazarlarına girişte talep edilen belge ve bilgilere tek elden ulaşabileceklerini anlattı.
Bakan Bolat, söz konusu platform sayesinde, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyesi ülkelerin ürünlere ilişkin mevzuatlarında yapmayı öngördükleri değişiklik ve düzenlemeleri, henüz planlama aşamasında iken ihracatçılarla paylaşabileceklerini belirterek, bu sayede, ihracatçıların sahada daha fazla yer alabileceklerini ve hedef pazarların tüm süreçlerine daha güçlü etki edebileceklerini bildirdi.
“Yapay zeka temelli proaktif denetim yaklaşımını hayata geçiriyoruz”
Öte yandan, e-ticarette de yeni bir denetim dönemini başlatacaklarını kaydeden Bolat, “e-Ticaret platformlarında satılan ürünlerin güvenliğini doğrudan hedef alan, yapay zeka temelli ‘proaktif denetim’ yaklaşımını hayata geçiriyoruz. Vatandaşlarımızın sanal ortamda da fiziki mağaza kadar güvenle alışveriş yapabilmesini sağlıyoruz. Bu yeni dönem, ürün güvenliğinde dijital çağa uygun bir denetim kültürünün de başlangıcı olacak. Adil rekabetin teminatı etkin denetimdir.” diye konuştu.
Her gün binlerce ürünün, fiziksel mağazalar yerine çevrim içi platformlar üzerinden evlere ulaştırıldığını dile getiren Bolat, bu doğrultuda, e-ticarette ürün güvenliğini temin etmek amacıyla, kapsamlı ve güçlü mevzuat altyapısı oluşturduklarının altını çizdi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, yeni mevzuatla, vatandaşların çevrim içi alışverişlerini güven içinde yapabilmeleri için satış ilanlarında açıklık ve sorumluluğun esas alındığına dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Düzenlemeyle, yurt dışı kaynaklı internet sitelerinden doğrudan ülkemize satışa sunulan ürünler için Türkiye’de yerleşik bir iktisadi işletmeci bulunması zorunlu hale getirildi. e-Ticaret platformlarının ‘ürün güvenliği temas noktası’ belirlemesi zorunlu tutulmuştur. Bakanlık olarak bu mevzuatın etkin şekilde hayata geçirilmesini sağlamak için Avrupa Birliği (AB) destekli bir proje başlattık. Projeyle internet üzerinden satılan güvensiz ve mevzuata aykırı ürünleri tespit edebilmek için yapay zeka destekli bir tarama yazılımı geliştirdik, sistemle platformlardaki riskli içeriklere hızlı ve proaktif müdahale imkanı oluşturmayı hedefliyoruz.”
“Ekonomik ve ticari ilişkilerimizi güçlendirmemize yardımcı olacak”
AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas da son zamanlarda yapay zeka ve dijital çözümlerin oldukça önemli hale gelmeye başladığını belirterek, hem AB’de hem de Türkiye’de e-ticaret hacminin kayda değer artışlar yaşadığını ifade etti.
Bu artışın tüketici güvenliği ve siber güvenlik gibi hususları gündeme getirdiğini bildiren Vilcinskas, “Gelecekte artan rekabet gücü, dijital çözümlerin benimsenmesi, araştırma, inovasyon ve güvenli ürünler alanında AB’nin desteğine güvenebilirsiniz. Bu haftanın ve projenin, harika işbirliğini geliştirmemize, ekonomik ve ticari ilişkilerimizi güçlendirmemize yardımcı olacağını umuyorum.”dedi.
Ticaret Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Hakkı Karabörklü de uluslararası ticaretin hem anahtarının, hem de kilidinin ürün güvenliği olduğuna dikkati çekerek, ürün güvenliğinin can, mal ve çevrenin korunması, verimliliğin sağlanması ile haksız rekabetin önlenmesi gibi fonksiyonlarıyla sürdürülebilir kalkınma bakımından büyük önem oluşturduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir Büyükelçisi Boumediene Guennad’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Guennad, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan Büyükelçisi İlkhom Khaydarov’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Khaydarov, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.