Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye’nin dünyanın geleceği için, kadınların ve kız çocuklarının güvenli ve sağlıklı bir hayata sahip olması amacıyla elinden gelen tüm gayreti göstereceğini belirterek, “Dünyanın her neresinde olursa olsun mazlumun umudu, mağdurun sesi olmayı sürdüreceğiz.” dedi.
Bakan Göktaş, bir otelde düzenlenen “Dünya Kadınlar Günü: İlerleme için Kadınlara Yatırım” programında yaptığı konuşmada, kadınlar ve kız çocuklarının hayatın her alanında, hiçbir ayrımcılıkla karşı karşıya kalmadan aktif rol almasını istediğini, bu hedef doğrultusunda yapılan her çalışmayı önemli bulduğunu belirtti.
Gazze’de hayatını kaybedenlerin yüzde 70’inin kadın ve çocuklardan oluştuğunu bildiren Göktaş, Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi (UN Women) ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) tahminlerine göre 1 milyonu aşkın kadın ve kız çocuğunun yerinden edildiğini söyledi.
Emine Erdoğan’ın “İnsanlığın zulümle bükülen belini mazlumlar arası ayrım gözetmeden doğrultabiliriz.” dediğini hatırlatan Göktaş, bu anlamda kimsenin geride bırakılmadığı bir dünya, kalıcı ve sürdürülebilir barış için herkese büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı.
Bu barışın sağlanmasında kadınların da önemli rolü olduğunu dile getiren Göktaş, şöyle konuştu:
“Şuna inanıyoruz ki kadınların barış sürecinde aktif bir şekilde yer almaları başarıyı da beraberinde getirecektir. 11 Mart’ta başlayacak Birleşmiş Milletler 68. Kadının Statüsü Komisyonu toplantılarında bu duygumuzu dile getireceğiz. Türkiye olarak, dünyanın geleceği için, kadınların ve kız çocuklarının güvenli ve sağlıklı bir hayata sahip olmaları için elimizden gelen tüm gayreti göstermeye devam edeceğiz. Dünyanın her neresinde olursa olsun mazlumun umudu, mağdurun sesi olmayı sürdüreceğiz.”
“Son 22 yılda büyük atılımlar gerçekleştirdik”
Bakan Göktaş, aile birliğinin temeli, toplumun vazgeçilmez ve önemli parçası olan kadının, ülkelerin geleceğinde de çok etkili bir role sahip olduğunu ifade etti.
Bir ülkenin kalkınmasının, nesillerin sağlıklı ve güçlü yetiştirilmesinin, kadınların eğitim seviyesi, iş gücüne katılımı ve ekonomik özgürlükleriyle doğru orantılı olduğunu belirten Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Türkiye’de kadınlar, ülkemizin her alanda gelişmesine katkı sunan ve bizleri her daim gururlarından başarılara imza atmaktadır. Türkiye olarak, özellikle son 22 yılda kadınların siyasal, sosyal ve ekonomik hayatta daha etkin yer almaları için büyük atılımlar gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kadınların hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi ve refahının artırılmasında önemli kazanımlar elde ettik. 12. Kalkınma Planımızda, kadınların her türlü fırsat ve imkandan eşit biçimde yararlanmalarını temel amaç olarak belirledik. Bunun yanı sıra Orta Vadeli Program çerçevesinde kadınlara ve kız çocuklarına yeni beceri ve yeteneklerin kazandırılması için özel programların geliştirileceğine yer verdik. Çalışmalarımız sonucunda bugün kadın istihdamı ve iş gücüne katılımında önemli bir mesafe katettik.”
Bakan Göktaş, kadın istihdam oranındaki artışın Türkiye’nin genel istihdam oranındaki artışı geçtiğini vurguladı.
Bu oranları artırmak için çalışmalarını büyük bir kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan Göktaş, eğitimler ve KOBİ destekleriyle kadın girişimcileri desteklediklerini, bu kapsamda 0-3 yaş arası çocuklara yönelik Mahalle Odaklı Kreş modeliyle bakım ve eğitim hizmeti veren kurumların sayısını artırmak için çalıştıklarını söyledi.
Ülke geneline yaygınlaştıracakları bu modelle kadınların ev ve iş hayatı arasında tercih yapmak zorunda kalmalarının önüne geçmeyi hedeflediklerini aktaran Göktaş, Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi ile 10 bin kadına danışmanlık ve eğitim hizmeti verdiklerini kaydetti.
Bakan Göktaş, Geleceğini Kuran Genç Kadınlar Projesi’ni hayata geçirdiklerini, projeyle 3 bin 97 genç kadına destek olduklarını, mühendis olmak isteyen kız öğrencilerini desteklemek amacıyla Türkiye’nin Mühendis Kızları Projesi’ni başlattıklarını, bugüne kadar 931 kadın mühendise destek verdiklerini ve projenin ikinci fazı için yürüttükleri çalışmaların devam ettiğini belirtti.
8 Mart’ta Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı açıklanacak
Kadınların ekonomik hayata katılımlarına destek olmak amacıyla Kadın Girişimcilerimiz ile Güçlü Yarınlara programını başlattıklarını da anımsatan Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu programla kadınların gelir getiren faaliyetlere katılımlarını kolaylaştırmayı ve istihdam olanaklarını artırarak kadınları güçlendirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca korunmaya muhtaç durumdaki çocuklar, engelliler, yaşlılar ve şiddet mağduru kadınların psikososyal refahlarını desteklemek için harekete geçtik. 8 Mart’ta açıklayacağımız Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile de kadınların değişen iş gücü piyasasına tam, eşit ve etkin katılımlarını artıracağız.”
“Dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki düzenlemeye sahibiz”
Kadına yönelik şiddetin fiziksel, psikolojik ve ekonomik boyutları olan küresel sorun olarak ortaya çıktığına dikkati çeken Göktaş, Türkiye olarak bu sorunun tüm bu boyutlarını göz önünde bulundurarak şiddete sıfır tolerans ilkesiyle mücadelelerini büyük bir kararlılıkla sürdürdüklerini ve sürdürmeye devam edeceklerini vurguladı.
Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kanunu’nun dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki düzenleme olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı, kararlı mücadelemizde bizler için önemli bir yol haritasıdır. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimizle 81 ilde kadına yönelik şiddetle mücadelede bilgilendirici faaliyetler ve danışmanlık hizmetleri vermeye devam ediyoruz. Açacağımız yeni merkezlerle hem hizmetlerimizi arttıracağız hem de daha kararlı bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz. Bugün 149 kadın konukevinde misafir ettiğimiz kadınların toplumsal ve ekonomik hayata daha güçlü bir şekilde yeniden katılımlarına destek oluyoruz.”
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin siyaset üstü bir mesele olduğunun altını çizen Göktaş, konuya her zaman bu anlayışla yaklaştıklarını ve bu soruna asla müsamaha göstermediklerini, göstermeyeceklerini belirtti.
Bakan Göktaş, kadına yönelik şiddetle mücadelenin topyekun yürütülmesi gereken bir mücadele olduğuna dikkati çekerek, bunun herkesin sorumluluğu olduğunu söyledi.
Türkiye’nin güzel yarınlarını hep birlikte inşa edeceklerini dile getiren Göktaş, “Sevginin, şefkatin ve başarının simgesi olan güçlü kadınların yetiştirdiği güçlü nesillerle Büyük Türkiye hedeflerimize ulaşacağız. Bu anlayışla Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da belirttiği gibi Türkiye Yüzyılı’nın, kadınların yüzyılı olacağına inancımız tamdır. Kadınların her alanda aktif olacağı ülkemizin ikinci asrında, büyük bir inanç ve azimle çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” dedi.
Kısa adı UNICEF olarak bilinen Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu Türkiye Temsilcisi Paolo MARCHI’de konuşmasında şunları söyledi: “Birleşmiş Milletler Türkiye Mukim Koordinatörü adına bu özel günde burada olmak benim için büyük bir mutluluk. Bu, hükümet yetkililerini, uzmanları, sivil toplumu ve kadın ve kız çocukları haklarını savunanları bir araya getirerek Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamak için eşsiz bir fırsattır. Merakla beklediğimiz açılış konuşmasını yapmayı kabul eden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş’a teşekkür ediyorum. Ayrıca, Birleşmiş Milletler’in Türkiye’de kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesine yönelik ortak çabalarını öne çıkardıkları ve bu konuda bilgi ve deneyimlerini paylaşacak bu kadar uzmanı, bu panelde bir araya getirdikleri için bu etkinliği düzenleyenlere de teşekkür etmek istiyorum. Kadınların güçlendirilmesine yatırım yapmanın Türkiye’de herkes için eşitliğe katkıda bulunmada nasıl bir fark yarattığını anlattık. Bu Uluslararası Kadınlar Günü’nde dünyanın dört bir yanında kadınların ve kız çocuklarının adil ve eşitlikçi toplumlar inşa etmedeki olağanüstü başarılarını kutluyoruz. Öte yandan, bu günü, karşılaştıkları devasa zorlukları vurgulamak için anıyoruz: Ayrımcılığın çeşitli biçimleri, çatışmaların ve insani krizlerin derinleşen etkileri, kadınları ve kız çocuklarını orantısız bir şekilde etkileyen yoksulluk, liderliğin ve siyasi katılımın önündeki görünmez engeller, çoğu zaman ücretsiz bakım işleri, kaliteli eğitime erişimin önündeki engeller, kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet dünya çapında gözlemlenen bu zorluklar arasında yer alıyor. Tüm bu zorlukları ortadan kaldırmak için Türkiye Hükümeti ve diğer ortaklarıyla birlikte çalışan Türkiye’deki Birleşmiş Milletler adına, burada cinsiyet eşitliğinin sadece asil bir arzu olmadığının altını çizmeliyim; daha iyi bir dünya için bir önkoşuldur. Kadınlara ve kız çocuklarına yatırım yaptığınızda, onların becerilerini ve fırsatlarını geliştirdiğinizde, müreffeh uluslara ve herkes için sürdürülebilir kalkınmaya yatırım yapmış olursunuz. Son yıllarda küresel olarak kadınların liderlik pozisyonlarında temsilinde kayda değer bir artış, kızların çocuk yaşta evlilik ve erken yaşta evlilik vakalarında azalma ve sağlık, beslenme ve eğitime erişim alanlarında önceki yıllara kıyasla önemli iyileşmeler gördük. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri çerçevesinde bu ilerlemeyi daha da ileriye taşımak için kolektif eylemimizi hızlandırmaya kararlıyız. Etkinliğin başlığından da anlaşılabileceği gibi bu, “İLERLEME İÇİN KADINLARA YATIRIM YAPMAK” aracılığıyla gerçekleşecek. Bu yılın teması olan “KADINLARA YATIRIM”, eşitsiz güç yapılarını ortadan kaldırmanın somut mali taahhütler gerektirdiğini hatırlatıyor. Peki “kadına yatırım” ne anlama geliyor, neden önemli ve nasıl çalışıyor?
Küresel olarak, erkeklerden daha fazla kadın yoksulluk içinde yaşıyor; 10 kadından 1’i aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. Kırılgan ülke ve bölgelerdeki kadın ve kızların aşırı yoksulluk içinde yaşama olasılığı neredeyse 8 kat daha fazla. En kötü iklim senaryolarında, gıda sıkıntısı çekebilecek kadın ve kız çocuklarının sayısının erkekler ve erkek çocuklarına göre iki kat daha fazla olacağı öngörülüyor. Küresel olarak kadınların yüzde 61’i, erkeklerin ise yüzde 90’ı işgücüne katılıyor ve kadınlarla erkekler arasındaki ücret farkı onlarca yıldır sürüyor. Ücretsiz bakım ve ev işlerine baktığımızda kadınların erkeklere göre günde ortalama 3 saate yakın daha fazla zaman harcadığını görüyoruz. Ayrımcılık, eşit olmayan şekilde dağıtılan ücretsiz bakım emeğinin ağır yükü ve yüksek direnç gösteren cam tavan, tıpkı şiddet ve taciz gibi istihdamda cinsiyet eşitsizliklerinin uzamasına neden oluyor. Gelişmekte olan ekonomilerde finansal katılıma ilişkin veriler, erkeklerin yüzde 74’ünün, kadınların ise yüzde 68’inin bir banka hesabına sahip olduğunu gösteriyor. COVID-19 salgınına yanıt olarak dünya çapında 3.000’den fazla sosyal koruma ve işgücü piyasası tedbiri kabul edildi; ancak bu önlemlerin yalnızca yüzde 12’sinde kadınların ekonomik güvenliği hedeflendi. Ve ne yazık ki kadın hakları örgütleri toplam resmi kalkınma yardımının yalnızca yüzde 0,13’ünü aldı. Bütün bu veriler, “kadınlara ve kız çocuklarına yatırım yapmanın” kadın kuruluşlarına yatırım yapmak anlamına geldiğini; kız çocuklarının eğitimine, kadınların liderliğindeki işlere, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti sona erdirmeye yönelik programlara (çocuk yaşta evlilik dahil), kadınların barış inşası ve iklim eylemine dahil edilmesine yatırım yapmak anlamına geliyor. Sürdürülebilir kalkınma için finansmanın serbest bırakılması, ülkelerin kadınlara ve kız çocuklarına yatırım yapacak kaynaklara sahip olmasını sağlamak açısından hayati önem taşıyor. Ayrıca iş dünyasında, maliyede, merkez bankalarında ve maliye bakanlıklarında kadın liderlerin sayısını artırmak için çaba göstermeliyiz. Politika oluşturma pozisyonlarında daha fazla kadının bulunması, kadınların ve kız çocuklarının farklı ihtiyaçlarına yanıt veren politika ve programlara yatırım yapılmasını teşvik edecektir. Değerli misafirlerimiz, “yatırım” sadece para ya da finansmandan ibaret değildir. Bu aynı zamanda, daha güçlü evrensel ve sürdürülebilir işler ve sosyal koruma politikaları da dahil olmak üzere kadınların güçlendirilmesi için uygun koşulların yaratılmasını, kadınların güvenli annelik ve cinsel refah haklarının teşvik edilmesini, ailelerin bakım işleriyle desteklenmesini, kadınların lider olarak savunulmasını ve kadınların onur ve güvenliğinin sağlanmasını da içermektedir. Şimdiki ve gelecekteki daha iyi zamanlar için kadınların ve erkeklerin işgücü piyasasında yer alması. Bu dönüştürücü yolculuk aynı zamanda devam eden nesiller arası geçişe alan sağlamayı, zihniyetleri değiştirmeyi, kamuoyunun farkındalığını artırmayı ve sistemik önyargıları tutarlı bir şekilde ele almayı gerektiriyor. Dünya, nesiller boyu süren köklü ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve eşit bir gelecek inşa etmek için benzeri görülmemiş bir fırsata sahip.
Bu amaçla, Türkiye’deki BM, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşma konusunda Türkiye Hükümeti ile birlikte çalışmaya kararlıdır. Türkiye, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini kabul ederek ve bu hedeflere yönelik aktif olarak çalışarak, daha adil ve eşitlikçi bir dünyanın yaratılmasına katkıda bulunuyor, sosyal ve ekonomik kalkınmayı teşvik ederken, kadınların ve kız çocuklarının tam potansiyellerine ulaşmalarının önündeki engelleri yıkıyor. Türkiye kadın hakları konusunda çeşitli alanlarda önemli ilerlemeler kaydetmiş olsa da hâlâ yapılması gereken işler var. Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu 2022’ye göre Türkiye, 146 ülke arasında 129’uncu, kadınların eğitime erişiminde 99’uncu, sağlık ve hayatta kalmada 100’üncü, siyasi güçlenmede 118’inci, ekonomik katılım ve fırsatlarda 133’üncü sırada yer alıyor. Kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 35’tir. Parlamenterlerin yalnızca yüzde 17’si kadın, yüzde 3’ü belediye başkanı ve yüzde 11’i belediye meclis üyeleridir. Kadınlarla erkekler arasındaki ücret farkı eğitim düzeyine göre yüzde 14 ile yüzde 29 arasında değişiyor. Ne istihdamda ne de eğitimde olan genç kadınların (15-24) oranı yüzde 32 iken genç erkeklerde bu oran yüzde 16’dır. Ayrıca, geçtiğimiz yıl Türkiye’yi vuran yıkıcı depremlerle birlikte, depremden etkilenen bölgelerdeki kadınların ve kız çocuklarının ihtiyaçları yüksek olmaya devam ederken, onların iyileşme aşamasına olumlu ve dikkate değer katkılarının da farkındayız. Bu eşitsizliklerin farkına varmak, çabalarımızı Türkiye’deki kadınların ve kız çocuklarının benzersiz ihtiyaçlarını ve deneyimlerini ele alacak şekilde uyarlamak açısından çok önemlidir. Toplumsal cinsiyet engellerinin ortadan kaldırılmasına ve herkes için daha kapsayıcı bir toplumun teşvik edilmesine katkıda bulunacak hedefe yönelik stratejiler ve girişimler geliştirebiliriz. Bu Dünya Kadınlar Günü’nde, Türkiye’deki ve dünyadaki kadınlar için olumlu değişim yaratma kararlılığımızı yenileyelim. Değerli konuklar, kadın ve kız çocuk haklarının adil, barışçıl ve müreffeh toplumlara giden bir yol olduğu kanıtlanmıştır; bu herkesin yararınadır. Bu dileklerimizi gerçeğe dönüştürmek için hep birlikte acilen harekete geçelim.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’te yaptığı konuşmada, “Teknolojiyi sadece kullanan değil; tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST 2024’e katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına Adanalıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos’ta Adana’ya gelerek muhteşem bir projenin açılışını yaptıklarını, Adana ile Mersin’in de gurur kaynağı olan Uluslararası Çukurova Havalimanı’nı tüm bölgenin hizmetine sunduklarını hatırlattı.
Şimdi de dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali için Adana’da olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl milyonlarca vatandaşımızın akın ettiği, gençlerimizin heyecanla beklediği TEKNOFEST Adana’ya hepiniz hoş geldiniz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Adana’nın gençlerin coşkusuyla bir başka güzel olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı. Bugün burada sadece millî teknoloji hamlemizin göz kamaştıran ürünleri yok. Burada aynı zamanda Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacak genç yüreklerimiz, parlak zihinlerimiz var. Burada yarının Hezarfen Ahmet Çelebileri, Cezerileri, Ferganileri, Ali Kuşçuları, Aziz Sancarları var. Burada aşkın diliyle, barışın diliyle, ilmin, teknolojinin, bilimin diliyle konuşan, ufku açık yüz binlerce gencimiz var. Sizlerin vasıtasıyla bilime, araştırmaya, teknolojiye, keşfetmeye özellikle meraklı ülkemizin tüm gençlerini bir kez daha sevgiyle selamlıyorum. Kalplerimizi tekrar buluşturan Rabbime hamdediyorum.
Biz, Çukurova Havalimanı’nı açtığımızda birileri Şakirpaşa ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürüttüler. Akla, vicdana, siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiayı gündeme taşıdılar. Peki, ne oldu? İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bugün bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa kapandı mı? Şakirpaşa açık mı? Buyurun biz de bugün Şakirpaşa’ya indik. Ve şimdi Şakirpaşa’da bir TEKNOFEST fuarını şu anda gümbür gümbür buradan dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip Şakirpaşa ne olacak diye endişelenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum, siz, birilerine bakıp da asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha mühim, daha hayati görevler icra edecek. Millî teknoloji hamlemizin simgesi olan TEKNOFEST sadece bir başlangıç. İnşallah burayı tarihine, misyonuna ve önemine uygun şekilde çok etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’ün Adana’ya, Türkiye’ye, millete ve özellikle gözleri parlayan gençlere hayırlı, uğurlu olmasını diledi.
Gençlere özgüven aşılayan, umudu ve başarmayı öğreten bu güzide festivalin düzenlenmesinde emeği geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını, sponsorlar ve iştirakçiler ile güvenlik görevlisinden gönüllülere herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerine tek tek teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü de sizler gibi pırıl pırıl evlatlar yetiştiren, vatanına, milletine, devletine, tüm gücüyle hizmet edecek böyle parlak gençler büyüten anne-babalarımıza ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldıkları yarışmalarda ödül alan tüm gençleri, takımları kutlayarak, şunları ifade etti: “İsmini yaşattığımız eski Adana Valilerinden, Adana nehirlerini ıslahıyla ve tarıma verdiği destekle bilinen Şakir Paşa’yı da rahmetle anıyorum. Yiğidin sevdiği güzel olunca, ömrü arkasından sökülür gidermiş. Öyle demişler sevgili gençler. İşte bizim gönlümüzde de buraların, Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var. İlk fetihlerden Kuvayı Millîye’ye ve günümüze kadar devletine, milletine, hakka ve hakikate sahip çıkan Adana’nın kalbimizde farklı bir yeri var. Toroslar’ın çocukları, Çukurova’nın evlatları, Yemen’den Galiçya’ya, Sarıkamış’tan Çanakkale’ye, coğrafyamızın dört bir yanında hilal uğruna, bekamız uğruna ve sevdamız için şehit düştüler. Bugün başı dik, alnı ak, huzur içinde yaşıyorsak, gölge olarak sadece ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesini tanıyorsak, ölümden korkmayan o aziz şehitlerimiz sayesindedir. Bu vesileyle Adana’nın verdiği şehitleri, tüm şehitlerimizle birlikte rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun. Rabbim, hepsinden razı olsun.”
Geleceği inşa etmenin, yarınları hayal etmekle başlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin teknoloji serüveninin geçmiş yıllarda bugünü düşünerek hayal eden, dert ve ideal sahibi şahsiyetlerin emekleriyle şekillendiğini söyledi.
“SON 22 YILDA ELDE ETTİĞİMİZ HİÇBİR KAZANIM, BİZE ALTIN TEPSİDE SUNULMADI”
Biruni, Uluğ Bey, Cabir bin Hayyan, Harezmi, Piri Reis ve daha nice büyüğün bu uğurda fikir ve yürek teri döktüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil ve Necmettin Erbakan’ın hayallerini gerçekleştirmek pahasına bedeller ödediğini, hayalperestlikle suçlanmaktan şüpheli ölümlere kadar pek çok badireyle karşılaştığını hatırlattı.
Onların inandıkları yolda yürümekten hiçbir zaman vazgeçmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunu bilmenizi isterim, bugün hepimizi gururlandıran TEKNOFEST’e ulaşmak, buradaki ileri teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Bilhassa son 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım, bize altın tepside sunulmadı. Zorluklarla karşılaştık, engellerle buluştuk, sabotajlara maruz bırakıldık. İçeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Haksızlıkların, çifte standartların her türünü gördük, yaşadık. Neyi başardıysak, bileğimizin gücüyle başardık. Alnımızın teriyle başardık. Yüreğimizi, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla, savunma sanayii teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hâle geldik.”
Kendilerinden öncekilerin zor zamanlarda verdikleri asil mücadeleye dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de onların açtığı yolda sarsılmadan, yıkılmadan cesaretle yürüdük. O mücadele adamlarından büyük ve güçlü Türkiye için canını dişine takanlardan birisi de merhum Özdemir Bayraktar’dı” dedi.
Özdemir Bayraktar’ın insansız hava araçlarında çığır açan bir isim ve millî teknoloji hamlesinin mihmandarlarından olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BAYKAR’ın bugün hayata geçirdiği pek çok projenin de fikir babasıydı. Kararlıydı, azimliydi, cesurdu. Yılmadı ve yıldırmadan da yoluna devam etti. Kendi ifadesiyle, durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı. Bugün İHA ve SİHA’larımız 50’den fazla ülkede Türk savunma sanayini gururla temsil ediyorsa bu başarıda Özdemir ağabeyin çok büyük payı vardır. Kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. İnşallah sizler bu mücadeleyi çok daha iyi seviyelere taşıyacaksınız” diye konuştu.
Gençlerin kendilerinin eksiklerini telafi edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Unutmayın, sizler Türkiye’nin umudusunuz, sizler Türkiye’nin istikbali, Türkiye’nin aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Karşılaştığınız zorluklara aldırmadan sabırla, inançla hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. ‘Yapamazsınız, başaramazsınız’ diyen zihni köleleştirilmiş, iradesi esir alınmış felaket tellallarına kulak asmayın. Unutmayın sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır. İnancın ve azmin elinden Allah’ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz. Sevgili gençler, tüm bunları şu gerçeğin farkında olarak söylüyorum, Türkiye artık eski Türkiye değil, Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye’si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesi ile kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye’de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz.”
“İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINDA DÜNYANIN İLK ÜÇ ÜLKESİ ARASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda gençlerle hayalleri arasına girebilecek birçok engeli kaldırdıklarını belirterek, “Millî gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık, nereden nereye. Savunma sanayinde yerli ve millî üretimin payını yüzde 80’lere çıkardık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesi arasındayız” bilgisini verdi.
Araştırma Geliştirme Merkezi sayısını da sıfırdan 1328’e çıkarttıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buralarda 66 bin 250 projeyi tamamladık, 14 bin 634 proje ise devam ediyor. 22 yıl önce sadece 2 teknopark vardı, bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz. Buralarda da 13 bin 101 proje tamamlandı, 2 bin 262 proje devam ediyor. Daha bunlar gibi saymaya kalksak saatler alacak güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık.”
Merkezinde gençlerin olduğu 21. yüzyıl Türkiye’sini ilim ve teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisinde olduklarını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni, büyük ve güçlü Türkiye’yi yansıtan en önemli tablonun bu sene 10’uncusu düzenlenen TEKNOFEST olduğunu söyledi.
Her geçen yıl katılımcı sayısı artan, ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST’in geniş yelpazedeki yarışmalarıyla teknoloji ekosistemine ışık tuttuğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TEKNOFEST dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere çok net bir biçimde gösteriyor. TEKNOFEST, unutmayın gençler, bir gençlik destanıdır, TEKNOFEST bir teknoloji devrimidir. TEKNOFEST, bereketli Anadolu topraklarında filizlenen idealist gençlerin güçlü sesidir” diye konuştu.
2018’den bu yana TEKNOFEST’in dalga dalga büyüdüğüne hep beraber şahitlik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2018’de, 14 farklı kategoride toplam 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başlamıştık. Geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir’de 41 farklı kategoride 333 binden fazla takım, 1 milyondan fazla yarışmacıyla, 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık, Allah’a hamdolsun. TEKNOFEST Adana’ya ise 50 farklı kategoride, 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımından da yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Adana ve Mersin başta olmak üzere Akdeniz bölgesindeki tüm gençlerimizi, tüm çocuklarımızı, Şakirpaşa’ya davet ediyorum.”
“GERİLİM, ÇATIŞMA VE SAVAŞLAR COĞRAFYAMIZI İÇTEN İÇE ÇÖKERTİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede son yılların en sancılı günleri yaşandığına işaret ederek, “Gerilim, çatışma ve savaşlar coğrafyamızı içten içe çökertiyor. Gazze ve Lübnan’daki katliamları millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz” dedi.
Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse bir yıl olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu çocuk ve kadın 50 bin kişinin vahşice siyonist İsrail tarafından katledildiğini söyledi.
Saldırılarda 100 bine yakın insanın da yaralandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Şehirler birer enkaz yığınına döndü. İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti, şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Heniyye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra, geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.”
“GAZZE, BATI ŞERİA VE LÜBNAN İLE SINIRLI KALMAYACAK SİNSİ BİR PLAN UYGULAMAYA KONULMUŞTUR”
Uluslararası hukukun tamamen rafa kaldırılmış durumda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede ateşkese, barışa ve huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar” ifadesini kullandı.
İsrail’in, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i “istenmeyen kişi” ilan etmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’e, özellikle kalkıyor ‘Birleşmiş Milletler’e gelemez’ diye meydan okuyor. Şu hâle bak, şimdi 196 ülke, herhalde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da burada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yönelik, Birleşmiş Milletler’e gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun? Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet hâliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki Batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın ama dökülen her damla kana bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derece ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım, bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan ile sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.”
“İSRAİL YÖNETİMİ YAPTIĞI HER AÇIKLAMAYLA ASIL NİYETLERİNİ ORTAYA KOYUYOR”
Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkesin meselenin Kudüs, Mescid-i Aksa ve “vadedilmiş topraklar” hezeyanı ile bağlantısını kolayca idrak edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz hepimiz arz-ı mevudun ne olduğunu gayet iyi biliriz. Vaat edilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Bunları biz gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor” dedi.
Türkiye’nin sahadaki gelişmeleri anbean takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin komşular ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğini ileriye taşıdığını ifade etti.
Zalimler karşısında insanlık cephesini güçlendirmenin gayretinde olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve millî üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz. Elektronik harp ve millî yazılım konusu zaten gündemimizin üst sırasında yer alıyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden denizaltına, uçaktan helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından hava savunma sistemlerine kadar çok geniş bir alanda hamdolsun son derece güçlüyüz. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2’lerle yakaladığımız, Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi savaş uçağımız Kızıl Elma ile çok farklı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkarmayın, Adanalı kardeşlerim ‘Elle gelen öğün olmaz o da arasan bulunmaz.’ atasözünü çok iyi bilir. Biz de savunma sanayii alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığın acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli-açık ambargoları unutmadık.”
Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil bağımsızlık, güvenlik ve egemenlik manasına da geldiğini defalarca tecrübe ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayraktar’la, ANKA’yla, Akıncı’yla, Aksungur’la, Kızılelma’yla, Atak’la, Hürkuş’la, Hürjet’le, Gökbey’le, Kaan’la, Anadolu’yla, Altay’la ve ülkemizin caydırıcılığını artıran daha nice savunma kabiliyetlerimizle iftihar etmenin sebebi işte budur” dedi.
Türkiye’nin her zaman sulhu sükûnun tarafında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil, vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hâli karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız” ifadesini kullandı.
“Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız.” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağının gençler olduğunu söyledi. “Yerli ve millî olsun” diyerek çırpınan gençler oldukça vatanın daima güvende olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mavi Vatan’da, Gök Vatan’da sizlerin sesi, sizlerin nefesi her daim duyulacak. Size güveniyor, inanıyor ve hepinizle iftihar ediyorum. Sizlerle yol yürümekten, sizlere yoldaşlık etmekten onur duyuyorum. ‘Ülkem, milletim, insanlık için ne yapabilirim’ diye gayret eden, düşünen ve hayallerinin peşinden ayrılmayan siz gençleri yetiştiren ailelerinize de teşekkür ediyorum” dedi.
TEKNOFEST logolu montla platforma çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, festival paydaşlarıyla fotoğraf çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra TEKNOFEST Girişim Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi. TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile TEKNOFEST pozu vererek fotoğraf çektirdi.
ESPOR Federasyonu Başkanlığına ALPER AFŞIN ÖZDEMİR yeniden seçildi.
E-Spor Federasyonunun 2’inci Olağan Genel Kurulu Ankara’daki Etap ALTINEL Otelde yapıldı.
Genel kurulda iki adayın yarıştığı seçim sonunda ALPER AFŞIN ÖZDEMİR oy kullanan 101 delegeden 70’inin oyunu alarak ESPOR Federasyonu Başkanlığına yeniden seçildi.
ESPOR Federasyonu Başkanı ALPER AFŞİN ÖZDEMİR başkanlık seçiminin akabinde bir teşekkür konuşması yaptı.
ALPER AFŞIN ÖZDEMİR, teşekkür konuşmasında şunları söyledi: “ Merhabalar, öncelikle bugün burada ikinci olağan genel kurulumuz için bizlerle olan bütün delegelerimize çok teşekkür ediyorum.
Genel kurulun bütün camiamız ve Spor ekosistemi için hayırlı olmasını diliyorum.
Burada bulunan delegelerimize; bize oy vermiş, vermemiş olsun hiç ayrım yapmadan teşekkürlerimle beraber, inanıyorum ki elbirliğiyle hep birlikte spor camiasıyla Türkiye’yi daha da yukarıya taşıyacağız. Bu manada herkese kapımız açık olacak. Tekrardan teşekkürlerimi sunuyorum.
Hayırlı olsun diyorum.
Yapılan seçin sonucu, yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri de belirlendi.
Genel Kurul, yönetim kurulu üyelerinin toplu ve hatıra fotoğraf çekimleriyle sona erdi.
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak, Avrupa Basketbolunda Türk derbisine sahne olan FIBA Kadınlar Süper Kupa müsabakasında Beşiktaş’ı yenerek şampiyon olan Fenerbahçe Opet’i yayımladığı mesajla tebrik etti.
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak, Avrupa Basketbolunda Türk derbisine sahne olan FIBA Kadınlar Süper Kupa müsabakasında Beşiktaş’ı yenerek şampiyon olan Fenerbahçe Opet için tebrik mesajı yayımladı.
Bakan Bak, tebrik mesajında şu ifadelere yer verdi; “İlk kez iki Türk takımının karşılaştığı Basketbol FIBA Kadınlar Süper Kupa müsabakasını gururla izledik. Geçen sezonun FIBA Avrupa Ligi şampiyonu Fenerbahçe Opet ile FIBA Avrupa Kupası finalisti Beşiktaş arasında Basketbol Gelişim Merkezi’nde oynanan maçta rakibini yenerek Süper Kupa’yı üst üste ikinci kez kazanan Fenerbahçe Opet’i tebrik ediyorum. Beşiktaş’ı da sergilediği performanstan dolayı kutluyorum. Bu sezon Avrupa Kupalarında ülkemizi temsil edecek olan kulüplerimize başarılar diliyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.