Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye’nin dünyanın geleceği için, kadınların ve kız çocuklarının güvenli ve sağlıklı bir hayata sahip olması amacıyla elinden gelen tüm gayreti göstereceğini belirterek, “Dünyanın her neresinde olursa olsun mazlumun umudu, mağdurun sesi olmayı sürdüreceğiz.” dedi.
Bakan Göktaş, bir otelde düzenlenen “Dünya Kadınlar Günü: İlerleme için Kadınlara Yatırım” programında yaptığı konuşmada, kadınlar ve kız çocuklarının hayatın her alanında, hiçbir ayrımcılıkla karşı karşıya kalmadan aktif rol almasını istediğini, bu hedef doğrultusunda yapılan her çalışmayı önemli bulduğunu belirtti.
Gazze’de hayatını kaybedenlerin yüzde 70’inin kadın ve çocuklardan oluştuğunu bildiren Göktaş, Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimi (UN Women) ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) tahminlerine göre 1 milyonu aşkın kadın ve kız çocuğunun yerinden edildiğini söyledi.
Emine Erdoğan’ın “İnsanlığın zulümle bükülen belini mazlumlar arası ayrım gözetmeden doğrultabiliriz.” dediğini hatırlatan Göktaş, bu anlamda kimsenin geride bırakılmadığı bir dünya, kalıcı ve sürdürülebilir barış için herkese büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı.
Bu barışın sağlanmasında kadınların da önemli rolü olduğunu dile getiren Göktaş, şöyle konuştu:
“Şuna inanıyoruz ki kadınların barış sürecinde aktif bir şekilde yer almaları başarıyı da beraberinde getirecektir. 11 Mart’ta başlayacak Birleşmiş Milletler 68. Kadının Statüsü Komisyonu toplantılarında bu duygumuzu dile getireceğiz. Türkiye olarak, dünyanın geleceği için, kadınların ve kız çocuklarının güvenli ve sağlıklı bir hayata sahip olmaları için elimizden gelen tüm gayreti göstermeye devam edeceğiz. Dünyanın her neresinde olursa olsun mazlumun umudu, mağdurun sesi olmayı sürdüreceğiz.”
“Son 22 yılda büyük atılımlar gerçekleştirdik”
Bakan Göktaş, aile birliğinin temeli, toplumun vazgeçilmez ve önemli parçası olan kadının, ülkelerin geleceğinde de çok etkili bir role sahip olduğunu ifade etti.
Bir ülkenin kalkınmasının, nesillerin sağlıklı ve güçlü yetiştirilmesinin, kadınların eğitim seviyesi, iş gücüne katılımı ve ekonomik özgürlükleriyle doğru orantılı olduğunu belirten Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün Türkiye’de kadınlar, ülkemizin her alanda gelişmesine katkı sunan ve bizleri her daim gururlarından başarılara imza atmaktadır. Türkiye olarak, özellikle son 22 yılda kadınların siyasal, sosyal ve ekonomik hayatta daha etkin yer almaları için büyük atılımlar gerçekleştirdik. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kadınların hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi ve refahının artırılmasında önemli kazanımlar elde ettik. 12. Kalkınma Planımızda, kadınların her türlü fırsat ve imkandan eşit biçimde yararlanmalarını temel amaç olarak belirledik. Bunun yanı sıra Orta Vadeli Program çerçevesinde kadınlara ve kız çocuklarına yeni beceri ve yeteneklerin kazandırılması için özel programların geliştirileceğine yer verdik. Çalışmalarımız sonucunda bugün kadın istihdamı ve iş gücüne katılımında önemli bir mesafe katettik.”
Bakan Göktaş, kadın istihdam oranındaki artışın Türkiye’nin genel istihdam oranındaki artışı geçtiğini vurguladı.
Bu oranları artırmak için çalışmalarını büyük bir kararlılıkla sürdürdüklerini vurgulayan Göktaş, eğitimler ve KOBİ destekleriyle kadın girişimcileri desteklediklerini, bu kapsamda 0-3 yaş arası çocuklara yönelik Mahalle Odaklı Kreş modeliyle bakım ve eğitim hizmeti veren kurumların sayısını artırmak için çalıştıklarını söyledi.
Ülke geneline yaygınlaştıracakları bu modelle kadınların ev ve iş hayatı arasında tercih yapmak zorunda kalmalarının önüne geçmeyi hedeflediklerini aktaran Göktaş, Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi ile 10 bin kadına danışmanlık ve eğitim hizmeti verdiklerini kaydetti.
Bakan Göktaş, Geleceğini Kuran Genç Kadınlar Projesi’ni hayata geçirdiklerini, projeyle 3 bin 97 genç kadına destek olduklarını, mühendis olmak isteyen kız öğrencilerini desteklemek amacıyla Türkiye’nin Mühendis Kızları Projesi’ni başlattıklarını, bugüne kadar 931 kadın mühendise destek verdiklerini ve projenin ikinci fazı için yürüttükleri çalışmaların devam ettiğini belirtti.
8 Mart’ta Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı açıklanacak
Kadınların ekonomik hayata katılımlarına destek olmak amacıyla Kadın Girişimcilerimiz ile Güçlü Yarınlara programını başlattıklarını da anımsatan Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu programla kadınların gelir getiren faaliyetlere katılımlarını kolaylaştırmayı ve istihdam olanaklarını artırarak kadınları güçlendirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca korunmaya muhtaç durumdaki çocuklar, engelliler, yaşlılar ve şiddet mağduru kadınların psikososyal refahlarını desteklemek için harekete geçtik. 8 Mart’ta açıklayacağımız Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile de kadınların değişen iş gücü piyasasına tam, eşit ve etkin katılımlarını artıracağız.”
“Dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki düzenlemeye sahibiz”
Kadına yönelik şiddetin fiziksel, psikolojik ve ekonomik boyutları olan küresel sorun olarak ortaya çıktığına dikkati çeken Göktaş, Türkiye olarak bu sorunun tüm bu boyutlarını göz önünde bulundurarak şiddete sıfır tolerans ilkesiyle mücadelelerini büyük bir kararlılıkla sürdürdüklerini ve sürdürmeye devam edeceklerini vurguladı.
Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kanunu’nun dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki düzenleme olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı, kararlı mücadelemizde bizler için önemli bir yol haritasıdır. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimizle 81 ilde kadına yönelik şiddetle mücadelede bilgilendirici faaliyetler ve danışmanlık hizmetleri vermeye devam ediyoruz. Açacağımız yeni merkezlerle hem hizmetlerimizi arttıracağız hem de daha kararlı bir şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz. Bugün 149 kadın konukevinde misafir ettiğimiz kadınların toplumsal ve ekonomik hayata daha güçlü bir şekilde yeniden katılımlarına destek oluyoruz.”
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin siyaset üstü bir mesele olduğunun altını çizen Göktaş, konuya her zaman bu anlayışla yaklaştıklarını ve bu soruna asla müsamaha göstermediklerini, göstermeyeceklerini belirtti.
Bakan Göktaş, kadına yönelik şiddetle mücadelenin topyekun yürütülmesi gereken bir mücadele olduğuna dikkati çekerek, bunun herkesin sorumluluğu olduğunu söyledi.
Türkiye’nin güzel yarınlarını hep birlikte inşa edeceklerini dile getiren Göktaş, “Sevginin, şefkatin ve başarının simgesi olan güçlü kadınların yetiştirdiği güçlü nesillerle Büyük Türkiye hedeflerimize ulaşacağız. Bu anlayışla Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da belirttiği gibi Türkiye Yüzyılı’nın, kadınların yüzyılı olacağına inancımız tamdır. Kadınların her alanda aktif olacağı ülkemizin ikinci asrında, büyük bir inanç ve azimle çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” dedi.
Kısa adı UNICEF olarak bilinen Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu Türkiye Temsilcisi Paolo MARCHI’de konuşmasında şunları söyledi: “Birleşmiş Milletler Türkiye Mukim Koordinatörü adına bu özel günde burada olmak benim için büyük bir mutluluk. Bu, hükümet yetkililerini, uzmanları, sivil toplumu ve kadın ve kız çocukları haklarını savunanları bir araya getirerek Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamak için eşsiz bir fırsattır. Merakla beklediğimiz açılış konuşmasını yapmayı kabul eden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş’a teşekkür ediyorum. Ayrıca, Birleşmiş Milletler’in Türkiye’de kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesine yönelik ortak çabalarını öne çıkardıkları ve bu konuda bilgi ve deneyimlerini paylaşacak bu kadar uzmanı, bu panelde bir araya getirdikleri için bu etkinliği düzenleyenlere de teşekkür etmek istiyorum. Kadınların güçlendirilmesine yatırım yapmanın Türkiye’de herkes için eşitliğe katkıda bulunmada nasıl bir fark yarattığını anlattık. Bu Uluslararası Kadınlar Günü’nde dünyanın dört bir yanında kadınların ve kız çocuklarının adil ve eşitlikçi toplumlar inşa etmedeki olağanüstü başarılarını kutluyoruz. Öte yandan, bu günü, karşılaştıkları devasa zorlukları vurgulamak için anıyoruz: Ayrımcılığın çeşitli biçimleri, çatışmaların ve insani krizlerin derinleşen etkileri, kadınları ve kız çocuklarını orantısız bir şekilde etkileyen yoksulluk, liderliğin ve siyasi katılımın önündeki görünmez engeller, çoğu zaman ücretsiz bakım işleri, kaliteli eğitime erişimin önündeki engeller, kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet dünya çapında gözlemlenen bu zorluklar arasında yer alıyor. Tüm bu zorlukları ortadan kaldırmak için Türkiye Hükümeti ve diğer ortaklarıyla birlikte çalışan Türkiye’deki Birleşmiş Milletler adına, burada cinsiyet eşitliğinin sadece asil bir arzu olmadığının altını çizmeliyim; daha iyi bir dünya için bir önkoşuldur. Kadınlara ve kız çocuklarına yatırım yaptığınızda, onların becerilerini ve fırsatlarını geliştirdiğinizde, müreffeh uluslara ve herkes için sürdürülebilir kalkınmaya yatırım yapmış olursunuz. Son yıllarda küresel olarak kadınların liderlik pozisyonlarında temsilinde kayda değer bir artış, kızların çocuk yaşta evlilik ve erken yaşta evlilik vakalarında azalma ve sağlık, beslenme ve eğitime erişim alanlarında önceki yıllara kıyasla önemli iyileşmeler gördük. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri çerçevesinde bu ilerlemeyi daha da ileriye taşımak için kolektif eylemimizi hızlandırmaya kararlıyız. Etkinliğin başlığından da anlaşılabileceği gibi bu, “İLERLEME İÇİN KADINLARA YATIRIM YAPMAK” aracılığıyla gerçekleşecek. Bu yılın teması olan “KADINLARA YATIRIM”, eşitsiz güç yapılarını ortadan kaldırmanın somut mali taahhütler gerektirdiğini hatırlatıyor. Peki “kadına yatırım” ne anlama geliyor, neden önemli ve nasıl çalışıyor?
Küresel olarak, erkeklerden daha fazla kadın yoksulluk içinde yaşıyor; 10 kadından 1’i aşırı yoksulluk içinde yaşıyor. Kırılgan ülke ve bölgelerdeki kadın ve kızların aşırı yoksulluk içinde yaşama olasılığı neredeyse 8 kat daha fazla. En kötü iklim senaryolarında, gıda sıkıntısı çekebilecek kadın ve kız çocuklarının sayısının erkekler ve erkek çocuklarına göre iki kat daha fazla olacağı öngörülüyor. Küresel olarak kadınların yüzde 61’i, erkeklerin ise yüzde 90’ı işgücüne katılıyor ve kadınlarla erkekler arasındaki ücret farkı onlarca yıldır sürüyor. Ücretsiz bakım ve ev işlerine baktığımızda kadınların erkeklere göre günde ortalama 3 saate yakın daha fazla zaman harcadığını görüyoruz. Ayrımcılık, eşit olmayan şekilde dağıtılan ücretsiz bakım emeğinin ağır yükü ve yüksek direnç gösteren cam tavan, tıpkı şiddet ve taciz gibi istihdamda cinsiyet eşitsizliklerinin uzamasına neden oluyor. Gelişmekte olan ekonomilerde finansal katılıma ilişkin veriler, erkeklerin yüzde 74’ünün, kadınların ise yüzde 68’inin bir banka hesabına sahip olduğunu gösteriyor. COVID-19 salgınına yanıt olarak dünya çapında 3.000’den fazla sosyal koruma ve işgücü piyasası tedbiri kabul edildi; ancak bu önlemlerin yalnızca yüzde 12’sinde kadınların ekonomik güvenliği hedeflendi. Ve ne yazık ki kadın hakları örgütleri toplam resmi kalkınma yardımının yalnızca yüzde 0,13’ünü aldı. Bütün bu veriler, “kadınlara ve kız çocuklarına yatırım yapmanın” kadın kuruluşlarına yatırım yapmak anlamına geldiğini; kız çocuklarının eğitimine, kadınların liderliğindeki işlere, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti sona erdirmeye yönelik programlara (çocuk yaşta evlilik dahil), kadınların barış inşası ve iklim eylemine dahil edilmesine yatırım yapmak anlamına geliyor. Sürdürülebilir kalkınma için finansmanın serbest bırakılması, ülkelerin kadınlara ve kız çocuklarına yatırım yapacak kaynaklara sahip olmasını sağlamak açısından hayati önem taşıyor. Ayrıca iş dünyasında, maliyede, merkez bankalarında ve maliye bakanlıklarında kadın liderlerin sayısını artırmak için çaba göstermeliyiz. Politika oluşturma pozisyonlarında daha fazla kadının bulunması, kadınların ve kız çocuklarının farklı ihtiyaçlarına yanıt veren politika ve programlara yatırım yapılmasını teşvik edecektir. Değerli misafirlerimiz, “yatırım” sadece para ya da finansmandan ibaret değildir. Bu aynı zamanda, daha güçlü evrensel ve sürdürülebilir işler ve sosyal koruma politikaları da dahil olmak üzere kadınların güçlendirilmesi için uygun koşulların yaratılmasını, kadınların güvenli annelik ve cinsel refah haklarının teşvik edilmesini, ailelerin bakım işleriyle desteklenmesini, kadınların lider olarak savunulmasını ve kadınların onur ve güvenliğinin sağlanmasını da içermektedir. Şimdiki ve gelecekteki daha iyi zamanlar için kadınların ve erkeklerin işgücü piyasasında yer alması. Bu dönüştürücü yolculuk aynı zamanda devam eden nesiller arası geçişe alan sağlamayı, zihniyetleri değiştirmeyi, kamuoyunun farkındalığını artırmayı ve sistemik önyargıları tutarlı bir şekilde ele almayı gerektiriyor. Dünya, nesiller boyu süren köklü ayrımcılığı ortadan kaldırmak ve eşit bir gelecek inşa etmek için benzeri görülmemiş bir fırsata sahip.
Bu amaçla, Türkiye’deki BM, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşma konusunda Türkiye Hükümeti ile birlikte çalışmaya kararlıdır. Türkiye, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini kabul ederek ve bu hedeflere yönelik aktif olarak çalışarak, daha adil ve eşitlikçi bir dünyanın yaratılmasına katkıda bulunuyor, sosyal ve ekonomik kalkınmayı teşvik ederken, kadınların ve kız çocuklarının tam potansiyellerine ulaşmalarının önündeki engelleri yıkıyor. Türkiye kadın hakları konusunda çeşitli alanlarda önemli ilerlemeler kaydetmiş olsa da hâlâ yapılması gereken işler var. Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu 2022’ye göre Türkiye, 146 ülke arasında 129’uncu, kadınların eğitime erişiminde 99’uncu, sağlık ve hayatta kalmada 100’üncü, siyasi güçlenmede 118’inci, ekonomik katılım ve fırsatlarda 133’üncü sırada yer alıyor. Kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 35’tir. Parlamenterlerin yalnızca yüzde 17’si kadın, yüzde 3’ü belediye başkanı ve yüzde 11’i belediye meclis üyeleridir. Kadınlarla erkekler arasındaki ücret farkı eğitim düzeyine göre yüzde 14 ile yüzde 29 arasında değişiyor. Ne istihdamda ne de eğitimde olan genç kadınların (15-24) oranı yüzde 32 iken genç erkeklerde bu oran yüzde 16’dır. Ayrıca, geçtiğimiz yıl Türkiye’yi vuran yıkıcı depremlerle birlikte, depremden etkilenen bölgelerdeki kadınların ve kız çocuklarının ihtiyaçları yüksek olmaya devam ederken, onların iyileşme aşamasına olumlu ve dikkate değer katkılarının da farkındayız. Bu eşitsizliklerin farkına varmak, çabalarımızı Türkiye’deki kadınların ve kız çocuklarının benzersiz ihtiyaçlarını ve deneyimlerini ele alacak şekilde uyarlamak açısından çok önemlidir. Toplumsal cinsiyet engellerinin ortadan kaldırılmasına ve herkes için daha kapsayıcı bir toplumun teşvik edilmesine katkıda bulunacak hedefe yönelik stratejiler ve girişimler geliştirebiliriz. Bu Dünya Kadınlar Günü’nde, Türkiye’deki ve dünyadaki kadınlar için olumlu değişim yaratma kararlılığımızı yenileyelim. Değerli konuklar, kadın ve kız çocuk haklarının adil, barışçıl ve müreffeh toplumlara giden bir yol olduğu kanıtlanmıştır; bu herkesin yararınadır. Bu dileklerimizi gerçeğe dönüştürmek için hep birlikte acilen harekete geçelim.”
Demokratik toplumların en temel yapı taşlarından biri olan basın, doğru, tarafsız ve ilkeli habercilik anlayışıyla toplumu bilgilendirme görevini üstlenmektedir. Sizler, büyük bir özveriyle gece gündüz demeden halkımızı aydınlatıyor ve toplumun bilinçlenmesine katkı sağlıyorsunuz.
Türk sporunun en köklü branşlarından biri olan güreşte, elde edilen başarıları kamuoyuna ulaştırırken gösterdiğiniz hassasiyet ve destek bizim için çok kıymetlidir. Türkiye Güreş Federasyonu olarak, çalışmalarınızın öneminin farkındayız ve sizlere her zaman minnettarız.
Bu anlamlı günde, başta güreş camiasını yakından takip eden siz değerli basın emekçileri olmak üzere tüm gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü içtenlikle kutluyoruz. Zor şartlar altında sürdürdüğünüz bu kutsal görevinizde başarılar dileriz.
Ukrayna Sivil Toplum Kuruluşu “Tüm Ukrayna Vatanseverler Birliği” ve Türk Amerikan Derneği’nden sergi açılışı.
Türk Amarikan Derneği M. Emin Hekimgil Sanat Galerisi Ukrayna Rüyasının Yüzleri isimli sergiye ev sahipliği yapıyor.
Ukrayna Rüyasının Yüzleri isimli sergi, Ukrayna’da bir sivil toplum kuruluşu olan ‘Tüm Ukrayna Vatanseverler Derneği’ tarafından hayata geçirilen bir proje.
Sergi, savaşın yıkıcı etkilerine rağmen Ukrayna’da kalmak zorunda olan ya da dünyanın farklı köşelerine sığınan Ukraynalı çocukların hikayelerini bir araya getirerek toplumsal farkındalık yaratmayı hedefliyor.
Sergide, çocukların kendi çizimleri, hikayeleri ve umutları yer almakta ve çizdikleri resimlerle hem yaşadıkları trajediyi hem de geleceğe dair özlemlerini etkileyici bir şekilde anlatıyor. Yaşadıkları savaşın gölgesinde büyümek zorunda kalan çocuklar, barışa olan inançlarını ve bir gün evlerine dönebilme hayallerini resimlerinde ifade ediyor.
Serginin açılışı, Türk-Amerikan Derneği Koordinatörü Yağmur TÜRK’ün sunumuyla başladı.
Sergide, ilk konuşmayı Tüm Ukrayna Vatanseverler Derneği Başkanı Ganna MAİBORODA yaptı.
Ganna MAİBORODA, konuşmasında savaşta yaşanan trajedide en çok zarar görenlerin çocuklar olduğunu belirterek sergide, çocuklar tarafından çizilen resimlerin bunu en iyi şekilde yansıttığını vurguladı.
MAİBORODA, bu trajedinin geldiği noktayı da daha sonra rakamlar eşliğinde açıkladı.
Tüm Ukrayna Vatanseverler Derneği Başkanı Ganna MAIBORODA, daha sonra serginin Ankara’da gerçekleştirilmesini sağladıkları için öncelikle Türk Amerikan Derneği’ne teşekkür ederek konuşmasına başladı.
MAIBORODA, konuşmasında Amerika Birleşik Devletleri’nin diplomatik temsilciliğindeki görevlilere ve Baş Müsteşar vekiline de şükranlarını sundu.
MAIBORODA, Etkinliğin gerçekleştirilmesini sağlayan herkese de teşekkür etti.
Ganna MAIBORODA, konuşmasında, Amerikalı dostlarına hiç bir zaman eksilmeyen şükranlarını da bir kez daha ifade etti.
Bugüne kadar Amerikan halkından ve hükümetinden büyük, görülmedik ölçüde sistemli bir yardım aldıklarını ifade eden MAIBORADA, bu yardım sayesinde bir devlet olarak bağlarını sürdürme mücadelelerini gerçekleştirdiklerinin altını çizdi.
Bu çerçevede, kendilerini verdikleri destekten dolayı Türkiye Cumhuriyeti’ne de derinden bir minnettarlık duyduklarını belirten MAIBORADA, özellikle Türkiye’nin dirençlerini mümkün kılmada oynamış oldukları stratejik derinliğe sahip rolün, bu çerçevede ortaya konulan faaliyetler ve kararların her zaman için önemini korumaya devam ettiğini söyledi.
Ukraynalı çocukların kendilerinin umutları ve geleceği olduğunu dile getiren MAIBORODA, onlarla birlikte daha parlak bir geleceğe adım atmaya çalıştıklarını vurguladı.
Ukrayna Büyükelçiliği Müsteşarı Oleksiy CHERNYSHOV da Hayalimin İzleri sergisinin açılışında davetlilerle birarada bulunmaktan onur duyduğunu belirterek konuşmasına başladı.
Etkinliğin, Ukraynalı Sivil Toplum Kuruluşu Patriot Derneği’nin Başkanı Ganna MAIBORADA olmaksızın mümkün olmayacağını hatırlatan CHERNYSHOV, bunun içln kendisine teşekkür ettiğini belirtti.
Etkinliğin, Ukrayna Vatanseverleri Sivil Toplum Derneği PATRIOT’un ilk yurtdışı etkinliği olduğunu ifade eden CHERNYSHOV, serginin savaş sebebiyle farklı koşullarda bulunan 215 Ukraynalı çocuğun çalışmalarını bir araya getirdiğini belirtti.
Chernyshov, projenin amacının her şeyin en kötü haliyle göründüğü halde dahi çocukların hala hayal kurduklarını bir şeyler yarattıklarını ve inandıklarını göstermesi açısından gerçekten çok önemli olduğunu vurgulayarak onların mutlu bir çocukluktan çok daha fazlasını hayal ettiklerini, kendilerini her zaman önemseyen, güçlü bir Ukrayna düşlerinin var olduğunu gösterdiğine de dikkat çekti.
Oleksiy CHERNYSHOV, konuşmasında, Ukraynalı çocukları güvenli bir şekilde ülkelerinde ağırladıkları için Ukrayna dostlarına da minnettarlığını dile getirdi.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçiliği Başmüsteşar vekili Viraj Le BAILLY de konuşmasına öncelikle Türk Amerikan Derneği’nde sergiyi düzenleyenlere teşekkür ederek başladı.
BAILLY, kendilerini derinden etkileyen çevrelerindeki sanat eserlerine-herkese ilham veren sanat eserlerine değinmeden önce, yaklaşık 9 gün önce vefat eden eski Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Jimmy CARTER hakkında bir konuşma yaptı.
Bailly, 9 gün önce Amerika Birleşik Devletleri ve Dünyanın bir devlet adamı ve insani yardım gönüllüsünü kaybettiğini söyledi.
Jimmy Carter’ın barışa ve insan haklarına sarsılmaz adanmışlığı olan bir kişi olduğuna vurgu yapan Bailly, O’nun bütün küresel topluluğun daha iyi bir gelecekte yaşaması için çaba sarfettiğini ve bu çerçevede çabalarını sürdürdüğünü ifade etti.
BAILLY, Carter’ın bu çabalarının hem Amerika Bşrleşik Devletleri’nde hem de dünyada silinmez bir iz bıraktığını söyledi.
Bailly, Başkan Carter’ın barışın tesis edilmesine yönelik Camp David anlaşmalarında ortaya koyduğu dur durak bilmez çalışmalarının, sayısız diplomatik misyonlara kadar ortaya koyduğu bu çabaların, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde çatışmaları çözüme kavuşturma ve ülkeler arasında birbirini daha iyi anlama ve mutabakat sağlama yönündeki taahhüdünü gözler önüne serdiğini kaydetti.
Başkan Carter’ın ortaya koyduğu, gerisinde bıraktığı mirasın şefkat, dürüstlük ve diğer insanlara sarsılmaz bir hizmet sağlama anlayışına dayalı olduğunu ifade eden Bailly, kendilerinin de bu ruh çerçevesinde bu projeyi;“UKRAYNA RÜYASI”’nı anlatan projeyi desteklemekten onur duyduklarını dile getirdi.
Bailly, projenin hedefine ulaştığını ve savaşta inanılmaz acılar çeken çocukların seslerini duyurmaları ve kendilerini ifade edebilmelerini bir anlamda ortaya koyduğunu belirtti.
Sergi, ABD Büyükelçiliği tarafından desteklenen TAD ConnectUSA American Corner Ankara işbirliğiyle düzenleniyor.
Sergi 30 Ocak tarihine kadar sanatseverlerce ziyaret edilebilecek.
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak, Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül’ü makamında kabul etti. Ziyarette, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya da bulundu.
Görüşmede, Türk güreşinin mevcut durumu ve geleceğe yönelik planlar detaylı bir şekilde ele alındı. Bakan Bak, Taha Akgül’e yeni görevinde başarılar dileyerek, güreş sporunun Türkiye için önemine vurgu yaptı.
Bakan Dr. Osman Aşkın Bak, güreşin önemini vurgulayarak, bu sporun gelişimi için sağlanan desteklerinin artarak devam edeceğini ifade etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.