Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakırköy Sahil-Bahçelievler-Güngören-Bağcılar Kirazlı Metro Hattı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “İstanbul’un giderek ağırlaşan trafik ve ulaşım sorununu hafifletmeyi görev addediyoruz. ‘Uğraştıran değil, ulaştıran İstanbul’ hedefiyle yeni ulaştırma projelerini, yeni metro hatlarını tek tek hayata geçiriyoruz” dedi.
Bağcılar’daki Molla Gürani Metro İstasyonu’nda yapılacak açılış törenine katılmak üzere İzmir’den uçakla Atatürk Havalimanı’na gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bakırköy’e geçti.
İncirli istasyonundan metroya binen ve vatman koltuğuna oturan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kullandığı metro, Bağcılar’a hareket etti. İlk seferini gerçekleştiren metro, bir süre sonra Molla Gürani İstasyonu’na vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, metrodan indikten sonra hattın açılışını gerçekleştirmek ve konuşmasını yapmak üzere tören alanına geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un ulaşımını rahatlatacak bir projenin açılışı nedeniyle vatandaşlarla bir araya geldiklerini, metro ve raylı sistem çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ocak ayının son günlerinde İstanbul Havalimanı’na kadar uzanan 37,5 kilometre uzunluğundaki metro hattının Gayrettepe ile Kağıthane arasındaki bölümünü hizmete sunduklarını, böylece İstanbul’u hızı saatte 120 kilometreye çıkan, günlük 600 bin yolcu kapasiteli çok önemli bir yatırıma kavuşturduklarını belirtti.
“YENİ METRO HATLARINI TEK TEK HAYATA GEÇİRİYORUZ”
İki hafta önce de “Kazlıçeşme-Sirkeci Raylı Sistemi ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım” projesini devreye aldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, neredeyse 1,5 asır boyunca şehre hizmet etmiş bu hattı tarihî kimliğine uygun şekilde yeni bir tasarımla, teknolojinin son imkânlarıyla tekrar ayağa kaldırdıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu projeyle İstanbul’un raylı sistem hattı yanında turizm, spor, gezinti, bisiklet ve diğer imkânlarıyla göz kamaştırıcı bir sosyal ve kültürel değere sahip olduğunu ifade etti.
İstanbul’un giderek ağırlaşan trafik ve ulaşım sorununu hafifletmeyi görev edindiklerini, “Uğraştıran değil, ulaştıran İstanbul” olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “5 yıl bitti, 5 yıl. Büyükşehir Belediyesi acaba kaç metro hattı yaptı? Yalandan başka bir şey yok. Rahmetli Kadir Bey’in yaptıklarına sahip çıkıyor, bizim yaptıklarımıza sahip çıkıyor. Veyahut da metronun adımı atılıyor, geliyor ona dolgu yapıyor. Sen busun ya, yaptığın bir şey yok. Dürüst ol dürüst! Fakat 31 Mart akşamı ben inanıyorum ki İstanbullu kardeşlerim bu yalana, dolana, talana, prim vermeyecek, ‘Yolun açık olsun.’ diyecek” ifadelerini kullandı.
Tören alanındaki vatandaşlara “Buna hazır mıyız?”, “31 Mart akşamına kadar ana kademe, kadın kolları, gençler çalışıyor muyuz?” ve “Çok çalışıyor muyuz?” sorularını yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “evet” yanıtını aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu duvarlardaki hani ‘Tam ileri’ diyor ya. İşte o tam ileriye, şimdi ona ‘Tam ileri, yolun açık olsun.’ demek lazım. Ve ben İstanbul bu kararı verdi diyorum. Yeni ulaştırma projelerini, yeni metro hatlarını tek tek hayata biz geçiririz. Açılışını yapmak üzere bir araya geldiğimiz Bakırköy Sahil-Bahçelievler-Güngören-Bağcılar Kirazlı Metro Hattı, bu çabalarımızın en son örneğidir. Uzunluğu 8,4 kilometre olan, günlük 1 milyon yolcu kapasiteli hattımızın üzerinde 7 istasyon bulunuyor. Metro hattımız, Kirazlı istasyonunda Başakşehir-Kirazlı hattı ile İncirli istasyonunda metrobüs ve Aksaray-Atatürk Havalimanı hattı ile Özgürlük Meydanı istasyonunda Marmaray ile Bakırköy istasyonunda ise İDO deniz otobüsleriyle entegre olacaktır.”
“HATTIN EKONOMİK ANLAMDA DA ÖNEMLİ KATKILARI OLACAK”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu andaki belediye acaba kaç tane metrobüs hattı yaptı? Nereye kadar metrobüs hattı uzadı? Hiçbir şey duydunuz mu? Yok. Yapmaz ve yapamazlar. Sadece yalan. Metrobüsü İstanbul’un hayatına kazandıran kim? AK Parti, AK Belediyecilik. Aynı şeklide bütün metro hatlarını yapan yine AK Parti, yine bizim belediyelerimiz. Ve belediye başkanlığımdan başlayan bu süreçte Kadir Bey’le devam eden süreç ve ondan sonra yine Mevlüt Bey’le devam eden süreç ve biz gittik, geldi 5 yıl en ufak bir şey yok” ifadelerini kullandı.
Bugün açılışını yaptıkları hattın devreye girmesiyle çok geniş bir çevrede yaşayan İstanbulluların hayatının daha da kolaylaşacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbullu vatandaşların bugünden itibaren Kayaşehir-Bakırköy Sahil arasında 39 dakikada, Çam ve Sakura Şehir Hastanesi-İncirli arasında 31 dakikada, Kayaşehir-Kirazlı arasında 27 dakikada, Metrokent-Özgürlük Meydanı arasında 30 dakikada seyahat edebileceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yahu Çam ve Sakura Hastanesi’nin yolunu yapmadı, yolunu. ‘O yolu peki kim yaptı Sayın Cumhurbaşkanım?’ derseniz, biz yaptık. Ulaştırma Bakanlığına talimat verdim. Çam ve Sakura Hastanesi’nin yolunu da yine biz yaptık. Ya ne işe yarıyorsun? ‘Şunu da ben yaptım.’ de. Yok. Metro hattımızın İstanbul’un en yoğun yerleşim alanlarının olduğu bölgede ulaşım noktasında çok ağır bir yükü alacağına inanıyoruz. Bunları söylerken İstanbul’un dışından birisi olarak değil, bir İstanbullu olarak söylüyorum. Burada doğmuş, burada büyümüş bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Dertliyiz, dertli. Bunlara gereken dersi 31 Mart akşamı verelim diye söylüyorum.”
Bu hattın hem İstanbul’a hem Türkiye’ye ekonomik anlamda da önemli katkıları olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, motorlu taşıtlardan raylı sistemlere yönelecek trafik sayesinde akaryakıttan, araç ve yol bakımına kadar kişi ve kamu giderlerinde önemli bir tasarruf yapılabileceğini vurguladı.
İstanbul’un en büyük derdinin trafik ve ulaşım olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ayrıca karbondioksit salınımını düşürerek çevrenin korunmasına da katkı sağlayacağız. Bu hattı devreye almak suretiyle trafik kazalarının sebep olduğu can ve mal kaybını da inşallah azaltacağız. Metro hattımızın önümüzdeki 25 yıllık süreçte tüm bu hususlarda ekonomimize 6 milyar doların üzerinde kazanç sağlayacağı hesaplanıyor. Bugünkü açılışımızla birlikte İstanbul’da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğunu 348 kilometreye çıkarıyoruz. Elbette burada durmayacağız. Hâlen yapım aşamasında iki önemli metro hattımız daha var. İstanbul Havalimanı-Arnavutköy-Halkalı ile Altunizade-Çamlıca Cami-Bosna Bulvarı metro hatlarındaki çalışmalar devam ediyor. Biri 31,5 kilometre, diğeri 4,5 kilometre uzunluğundaki bu iki projemizi de en kısa sürede tamamlayarak şehrimizin istifadesine sunacağız. Böylece İstanbul’un raylı sistem uzunluğu 384 kilometreyi bulacak. Bakırköy Sahil-Bahçelievler-Güngören-Bağcılar Kirazlı Metro Hattı’nın ülkemize, milletimize, şehrimize ve sizlere hayırlı olmasını diliyorum. Ulaştırma Bakanlığımızın yanı sıra yüklenici firmalarımızı mühendisinden işçisine, projede emeği geçen herkesi canı gönülden tebrik ediyorum. Bu hattı kullanacak İstanbullu kardeşlerime şimdiden hayırlı, güvenli, huzurlu, konforlu yolculuklar temenni ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un kendileri için aşk, sevda ve tutku demek olduğunu ifade ederek, İstanbul’un aynı zamanda Türkiye’nin en büyük değeri ve en büyük hazinesi olduğunu söyledi.
İstanbul’a hizmet etmenin, İstanbul’un hizmetkârı olmanın, İstanbul’a eser kazandırmanın kendileri için şeref, onur ve bahtiyarlık olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu şehri sadece insanı kendine meftun eden fiziki güzellikleriyle değil tarihiyle, kültürüyle, en az İstanbul kadar güzel insanlarıyla da seviyoruz. İstanbul’un sadece taşına, toprağına, havasına değil Eyüp Sultan’ın sembolü olduğu o eşsiz manevi atmosferine de sevdalıyız. Gençler; öyleyse ‘Yeniden İstanbul’. Bu anlayışla tam 30 yıldır hangi görevde olursak olalım İstanbul’a aşkla, büyük bir tutkuyla, tüm kalbimizi ortaya koyarak hizmet ediyoruz” diye konuştu.
“YARIM GÜN MESAİYLE İSTANBUL YÖNETİLMEZ”
İstanbul’u daha yaşanabilir bir yer hâline getirmek için, İstanbul’u gelecek nesillere en güzel şekilde emanet etmek için canla başla çalıştıkları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un her meselesini kendi meseleleri, her sıkıntısını kendi sıkıntıları, her sevincini de kendi mutlulukları olarak gördüklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunu, altını çizerek belirtmek isterim: İstanbul’a bu nazarla bakmayan hiç kimse Fatih’in emaneti olan bu aziz şehri anlayamaz, İstanbulluyu anlayamaz. Gerçekten de İstanbul öyle büyük bir adanmışlık gerektirir ki kendi dışında başka hiçbir işle meşgul olunmasını kaldırmaz. Yani yarım gün mesaiyle İstanbul yönetilmez. İstanbul’u bırak hadi, kayağa git. İstanbul’u sel afeti almış götürüyor, nerede? Anlayın işte. Kardeşlerim, her şeyiyle kendini buraya adayacak olan İstanbul’a kendini adamış olur. Biz işte bunun için her fırsatta ne diyoruz? ‘Sadece İstanbul.’ Bunun için hep İstanbul’a hizmet etmenin ne kadar ağır bir sorumluluk olduğuna dikkati çekiyoruz. Böyle bir anlayışa ve odaklanmaya sahip olmayanların elinde İstanbul’un son dönemde nasıl büyük bir irtifa kaybı yaşadığını herkes kabul ediyor.”
“Trafik, İstanbullu kardeşlerim için artık sorundan öte zulüm hâline geldi” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Daha önce belli saatlerde yaşanan trafik sıkışıklığı artık günün hemen her saatinde sıradan hâle geldi. İstanbullu kardeşlerimizin ömrü trafikte geçiyor desek, yanlış bir ifade kullanmış olmayız. Şayet biz vakti zamanında CHP’nin takoz siyasetine boyun eğip Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, Kuzey Marmara Otoyolu’nu yapmasaydık bugün durum çok daha kötü olurdu. Biz, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün temelini attığımız zaman bunlar ne yaptılar? Geldiler, gösteriler yaptılar. ‘Bu köprüye ihtiyacımız yok.’ dediler. Ama biz onları dinlemedik. Niye? İstanbul’un neye ihtiyacı olduğunu İstanbul’la dertlenen bizler biliyorduk da onun için. CHP’nin ve onun güdümünde hareket eden ideolojik çevrelerin her türlü engelleme çabalarına rağmen bu yatırımları şehrimize kazandırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakırköy Sahil-Bahçelievler-Güngören Bağcılar Kirazlı Metro Hattı’nın açılış töreninde, İstanbul’a karşı mesuliyetlerinin bilinciyle 2019’dan sonra da İstanbul’u kaderine terk etmediklerini vurgulayarak, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı vasıtasıyla metro hatları başta olmak üzere raylı sistem projelerinin inşasını sürdürdüklerini söyledi.
“BUNLARA KALSA, ‘ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ’NE NE GEREK VAR?’ DİYORLARDI”
Yine bu dönemde İstanbul’un transit trafik yükünü hafifletecek, 1915 Çanakkale Köprüsü gibi devasa yatırımları hizmete sunduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlara kalsa, ‘Çanakkale Köprüsü’ne ne gerek var?’ diyorlardı. Tüm bu eserlerin inşa sürecinde karşılaştığımız zorlukları, CHP tarafından önümüze çıkartılan engelleri İstanbullu kardeşlerim çok iyi hatırlıyor. Ancak biz, bunların hiçbirine aldırmadık, hiçbirine prim vermedik. İstanbul’un neye ihtiyacı varsa, nerede bir eksiklik varsa, sorunlar nerede içinden çıkılmaz hâl alıyorsa, oraya yoğunlaşarak, İstanbul’un daha fazla kan kaybetmesinin önüne geçtik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki vatandaşlara “Avrasya Tüneli gayet güzel bir şekilde işliyor mu?” diye sorarak, sözlerine şöyle devam etti: “Denizin altından gidiyor, aynı şekilde Marmaray denizin altından gidiyor. Bunlar ne diyorlardı? ‘Gerek yok.’ Peki, niye kullanıyorsun? Kullanma. Fakat biz isteseler de istemeseler de insanoğluna hizmet için varız. Kardeşlerim, İstanbul’u fetret devrinden kurtarmak için önümüzde tarihî bir fırsat var. 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nin İstanbul için bir kader ve karar seçimi olduğu anlaşılıyor. Bu şehirde yaşayan, meselelere vicdan penceresinden bakan herkes artık şu gerçeği görebiliyor. İstanbul’u, tarihî vazifesi olarak görmeyen, yapacak başka işi olmadığı vakitlerde burayla ilgilenen zihniyetin şehri layıkıyla yönetmesi mümkün değildir. Çünkü İstanbul, maddi ve manevi cesametiyle kendisi dışında gül koklanmasına tahammülü olmayan bir şehirdir. Yarı zamanlı olarak bu şehri idare edebilecekleri vehmine kapılanların nasıl yanıldıklarını hep birlikte çok acı bir şekilde gördük, görüyoruz.”
“5 YIL BOYUNCA 650 BİN KONUTUN DÖNÜŞÜMÜ SAĞLANACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un kendine nimet olarak bakanlardan ziyade emanet olarak bakan, görev şuuru yüksek, sorumluluk sahibi yöneticilere ihtiyacı olduğunu ifade etti.
İstanbul’un, 31 Mart’ta muradına erdiğinde aynı zamanda emaneti hakkıyla taşıyacak bir şehreminine de kavuşacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Farklı siyasi tercihlerimiz olsa da bu şehirde yaşayan İstanbullular olarak İstanbul’un acil meseleleri konusunda hepimizin aynı düşündüğüne, aynı kanaatleri paylaştığına inanıyorum. Nedir bunlar? Tabii ki öncelikle geçtiğimiz günlerde Çanakkale’de meydana gelen 4,9 büyüklüğündeki sarsıntı bize deprem gerçeğini tekrar hatırlattı. İstanbul’un bir an önce sağlıksız yapı stokunu yenilemesi ve depreme hazırlanması gerekiyor. Murat kardeşimizin, bu konuda ihmalkâr davranıldığında ne kadar büyük bedeller ödeyeceğimize dair tespitine biz de katılıyoruz. Kısa süre önce devreye aldığımız Yarısı Bizden Kampanyası, İstanbul’un depreme hazırlanmasına verdiğimiz önemin bir göstergesiydi. Önümüzdeki 5 yıl boyunca 650 bin konutun dönüşümünü sağlayarak, inşallah şehrimizi depreme karşı daha dirençli hâle getireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlığının neredeyse yarısını afet bölgelerinde geçiren Cumhur İttifakı İBB Başkan adayı Murat Kurum’un, bunu yapabilecek tecrübe, vizyon ve iradeye sahip olduğunu söyledi.
“TOPLU ULAŞIMDA KARA YOLUNUN AĞIRLIĞI YÜZDE 72’LER SEVİYESİNDE”
Murat Kurum ile bir diğer hemfikir oldukları konunun da trafik ve ulaşım olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Trafik meselesinin İstanbul’da nasıl bir çile hâline geldiğini az önce ifade ettim. İstanbullu kardeşlerim zaten her gün, her saat bu sorunla yüzleşiyor. Murat kardeşim, raylı sistem ağırlıklı olarak şehrin ulaşım sorununun çözümüyle ilgili projelerini paylaştı. Şu anda toplu ulaşımda kara yolunun ağırlığı yüzde 72’ler seviyesinde. Raylı sistemlerin payı ise yüzde 26 civarında. Bunun daha dengeli bir yapıya kavuşturulması önemlidir. Trafik sorununu ortadan kaldırmak, kara, raylı ve deniz yolu altyapısını eş zamanlı olarak geliştirmekle mümkündür. Amacımız, 2029 yılına kadar kara yolunun payını yüzde 60’a düşürecek, raylı sistemlerin payını yüzde 37’ye çıkaracak bir altyapıyı kurmaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir sonraki adımda kara yolu ağırlığıyla raylı sistem ağırlığını eşitlemiş olacaklarını belirterek, şöyle konuştu: “Dolayısıyla raylı sistem uzunluğunu 2029 yılına kadar 650 kilometrenin, 10 yıl sonra da 1000 kilometrenin üzerine çıkaracağız. Böylece Beylikdüzü-Avcılar’dan metroya binen bir İstanbullunun Boğaz’ın altından geçerek, Söğütlüçeşme’ye kadar güvenle, metro konforunda ulaşmasını temin edeceğiz. Deniz ulaşım payını üç yeni hat ile iki kat artıracağız. İstanbul’un iki yakasına iki büyük tünel yaparak, ulaşımı rahatlatacağız. Ortalama yolculuk süresini 64 dakikadan 39 dakikaya düşürerek trafiği bir sorun olmaktan önemli ölçüde çıkaracağız. Rabb’im yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. İstanbullu kardeşlerimin tercihinin hizmetten, eserden, Cumhur İttifakı’nın gerçek belediyecilik vizyonundan yana olacağına yürekten inanıyorum.”
“RAMAZAN-I ŞERİFİNİZİ ŞİMDİDEN TEBRİK EDİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın ramazan ayının ilk günü olduğunu hatırlatarak, “Evet, yarın günlerden ne? Akşam ne yapıyoruz? Teravihimiz var. Gece ne yapıyoruz? Ertesi gün iftardayız. Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan mübarek Ramazan-ı Şerifinizi şimdiden tebrik ediyorum. Rabb’im bizleri Ramazan-ı Şerif’e ulaştırdığı gibi Ramazan Bayramı’na da kavuştursun inşallah. Birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin. Bu vesileyle sözlerime son verirken hepinizin tekrar mübarek Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyorum. Açılışını yaptığımız Bakırköy Sahil-Bahçelievler-Güngören Bağcılar Kirazlı Metro Hattı’nın İstanbul’a, İstanbullulara hayırlı olmasını diliyorum. Daha büyük yatırımlarda, daha büyük projelerin hizmete alınış törenlerinde buluşma duasıyla hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından dua ile Bakırköy Sahil-Bahçelievler-Güngören-Bağcılar Kirazlı Metro Hattı’nın açılışı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’te yaptığı konuşmada, “Teknolojiyi sadece kullanan değil; tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST 2024’e katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına Adanalıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos’ta Adana’ya gelerek muhteşem bir projenin açılışını yaptıklarını, Adana ile Mersin’in de gurur kaynağı olan Uluslararası Çukurova Havalimanı’nı tüm bölgenin hizmetine sunduklarını hatırlattı.
Şimdi de dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali için Adana’da olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl milyonlarca vatandaşımızın akın ettiği, gençlerimizin heyecanla beklediği TEKNOFEST Adana’ya hepiniz hoş geldiniz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Adana’nın gençlerin coşkusuyla bir başka güzel olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı. Bugün burada sadece millî teknoloji hamlemizin göz kamaştıran ürünleri yok. Burada aynı zamanda Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacak genç yüreklerimiz, parlak zihinlerimiz var. Burada yarının Hezarfen Ahmet Çelebileri, Cezerileri, Ferganileri, Ali Kuşçuları, Aziz Sancarları var. Burada aşkın diliyle, barışın diliyle, ilmin, teknolojinin, bilimin diliyle konuşan, ufku açık yüz binlerce gencimiz var. Sizlerin vasıtasıyla bilime, araştırmaya, teknolojiye, keşfetmeye özellikle meraklı ülkemizin tüm gençlerini bir kez daha sevgiyle selamlıyorum. Kalplerimizi tekrar buluşturan Rabbime hamdediyorum.
Biz, Çukurova Havalimanı’nı açtığımızda birileri Şakirpaşa ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürüttüler. Akla, vicdana, siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiayı gündeme taşıdılar. Peki, ne oldu? İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bugün bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa kapandı mı? Şakirpaşa açık mı? Buyurun biz de bugün Şakirpaşa’ya indik. Ve şimdi Şakirpaşa’da bir TEKNOFEST fuarını şu anda gümbür gümbür buradan dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip Şakirpaşa ne olacak diye endişelenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum, siz, birilerine bakıp da asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha mühim, daha hayati görevler icra edecek. Millî teknoloji hamlemizin simgesi olan TEKNOFEST sadece bir başlangıç. İnşallah burayı tarihine, misyonuna ve önemine uygun şekilde çok etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’ün Adana’ya, Türkiye’ye, millete ve özellikle gözleri parlayan gençlere hayırlı, uğurlu olmasını diledi.
Gençlere özgüven aşılayan, umudu ve başarmayı öğreten bu güzide festivalin düzenlenmesinde emeği geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını, sponsorlar ve iştirakçiler ile güvenlik görevlisinden gönüllülere herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerine tek tek teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü de sizler gibi pırıl pırıl evlatlar yetiştiren, vatanına, milletine, devletine, tüm gücüyle hizmet edecek böyle parlak gençler büyüten anne-babalarımıza ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldıkları yarışmalarda ödül alan tüm gençleri, takımları kutlayarak, şunları ifade etti: “İsmini yaşattığımız eski Adana Valilerinden, Adana nehirlerini ıslahıyla ve tarıma verdiği destekle bilinen Şakir Paşa’yı da rahmetle anıyorum. Yiğidin sevdiği güzel olunca, ömrü arkasından sökülür gidermiş. Öyle demişler sevgili gençler. İşte bizim gönlümüzde de buraların, Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var. İlk fetihlerden Kuvayı Millîye’ye ve günümüze kadar devletine, milletine, hakka ve hakikate sahip çıkan Adana’nın kalbimizde farklı bir yeri var. Toroslar’ın çocukları, Çukurova’nın evlatları, Yemen’den Galiçya’ya, Sarıkamış’tan Çanakkale’ye, coğrafyamızın dört bir yanında hilal uğruna, bekamız uğruna ve sevdamız için şehit düştüler. Bugün başı dik, alnı ak, huzur içinde yaşıyorsak, gölge olarak sadece ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesini tanıyorsak, ölümden korkmayan o aziz şehitlerimiz sayesindedir. Bu vesileyle Adana’nın verdiği şehitleri, tüm şehitlerimizle birlikte rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun. Rabbim, hepsinden razı olsun.”
Geleceği inşa etmenin, yarınları hayal etmekle başlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin teknoloji serüveninin geçmiş yıllarda bugünü düşünerek hayal eden, dert ve ideal sahibi şahsiyetlerin emekleriyle şekillendiğini söyledi.
“SON 22 YILDA ELDE ETTİĞİMİZ HİÇBİR KAZANIM, BİZE ALTIN TEPSİDE SUNULMADI”
Biruni, Uluğ Bey, Cabir bin Hayyan, Harezmi, Piri Reis ve daha nice büyüğün bu uğurda fikir ve yürek teri döktüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil ve Necmettin Erbakan’ın hayallerini gerçekleştirmek pahasına bedeller ödediğini, hayalperestlikle suçlanmaktan şüpheli ölümlere kadar pek çok badireyle karşılaştığını hatırlattı.
Onların inandıkları yolda yürümekten hiçbir zaman vazgeçmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunu bilmenizi isterim, bugün hepimizi gururlandıran TEKNOFEST’e ulaşmak, buradaki ileri teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Bilhassa son 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım, bize altın tepside sunulmadı. Zorluklarla karşılaştık, engellerle buluştuk, sabotajlara maruz bırakıldık. İçeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Haksızlıkların, çifte standartların her türünü gördük, yaşadık. Neyi başardıysak, bileğimizin gücüyle başardık. Alnımızın teriyle başardık. Yüreğimizi, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla, savunma sanayii teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hâle geldik.”
Kendilerinden öncekilerin zor zamanlarda verdikleri asil mücadeleye dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de onların açtığı yolda sarsılmadan, yıkılmadan cesaretle yürüdük. O mücadele adamlarından büyük ve güçlü Türkiye için canını dişine takanlardan birisi de merhum Özdemir Bayraktar’dı” dedi.
Özdemir Bayraktar’ın insansız hava araçlarında çığır açan bir isim ve millî teknoloji hamlesinin mihmandarlarından olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BAYKAR’ın bugün hayata geçirdiği pek çok projenin de fikir babasıydı. Kararlıydı, azimliydi, cesurdu. Yılmadı ve yıldırmadan da yoluna devam etti. Kendi ifadesiyle, durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı. Bugün İHA ve SİHA’larımız 50’den fazla ülkede Türk savunma sanayini gururla temsil ediyorsa bu başarıda Özdemir ağabeyin çok büyük payı vardır. Kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. İnşallah sizler bu mücadeleyi çok daha iyi seviyelere taşıyacaksınız” diye konuştu.
Gençlerin kendilerinin eksiklerini telafi edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Unutmayın, sizler Türkiye’nin umudusunuz, sizler Türkiye’nin istikbali, Türkiye’nin aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Karşılaştığınız zorluklara aldırmadan sabırla, inançla hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. ‘Yapamazsınız, başaramazsınız’ diyen zihni köleleştirilmiş, iradesi esir alınmış felaket tellallarına kulak asmayın. Unutmayın sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır. İnancın ve azmin elinden Allah’ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz. Sevgili gençler, tüm bunları şu gerçeğin farkında olarak söylüyorum, Türkiye artık eski Türkiye değil, Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye’si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesi ile kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye’de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz.”
“İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINDA DÜNYANIN İLK ÜÇ ÜLKESİ ARASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda gençlerle hayalleri arasına girebilecek birçok engeli kaldırdıklarını belirterek, “Millî gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık, nereden nereye. Savunma sanayinde yerli ve millî üretimin payını yüzde 80’lere çıkardık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesi arasındayız” bilgisini verdi.
Araştırma Geliştirme Merkezi sayısını da sıfırdan 1328’e çıkarttıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buralarda 66 bin 250 projeyi tamamladık, 14 bin 634 proje ise devam ediyor. 22 yıl önce sadece 2 teknopark vardı, bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz. Buralarda da 13 bin 101 proje tamamlandı, 2 bin 262 proje devam ediyor. Daha bunlar gibi saymaya kalksak saatler alacak güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık.”
Merkezinde gençlerin olduğu 21. yüzyıl Türkiye’sini ilim ve teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisinde olduklarını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni, büyük ve güçlü Türkiye’yi yansıtan en önemli tablonun bu sene 10’uncusu düzenlenen TEKNOFEST olduğunu söyledi.
Her geçen yıl katılımcı sayısı artan, ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST’in geniş yelpazedeki yarışmalarıyla teknoloji ekosistemine ışık tuttuğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TEKNOFEST dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere çok net bir biçimde gösteriyor. TEKNOFEST, unutmayın gençler, bir gençlik destanıdır, TEKNOFEST bir teknoloji devrimidir. TEKNOFEST, bereketli Anadolu topraklarında filizlenen idealist gençlerin güçlü sesidir” diye konuştu.
2018’den bu yana TEKNOFEST’in dalga dalga büyüdüğüne hep beraber şahitlik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2018’de, 14 farklı kategoride toplam 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başlamıştık. Geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir’de 41 farklı kategoride 333 binden fazla takım, 1 milyondan fazla yarışmacıyla, 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık, Allah’a hamdolsun. TEKNOFEST Adana’ya ise 50 farklı kategoride, 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımından da yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Adana ve Mersin başta olmak üzere Akdeniz bölgesindeki tüm gençlerimizi, tüm çocuklarımızı, Şakirpaşa’ya davet ediyorum.”
“GERİLİM, ÇATIŞMA VE SAVAŞLAR COĞRAFYAMIZI İÇTEN İÇE ÇÖKERTİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede son yılların en sancılı günleri yaşandığına işaret ederek, “Gerilim, çatışma ve savaşlar coğrafyamızı içten içe çökertiyor. Gazze ve Lübnan’daki katliamları millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz” dedi.
Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse bir yıl olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu çocuk ve kadın 50 bin kişinin vahşice siyonist İsrail tarafından katledildiğini söyledi.
Saldırılarda 100 bine yakın insanın da yaralandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Şehirler birer enkaz yığınına döndü. İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti, şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Heniyye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra, geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.”
“GAZZE, BATI ŞERİA VE LÜBNAN İLE SINIRLI KALMAYACAK SİNSİ BİR PLAN UYGULAMAYA KONULMUŞTUR”
Uluslararası hukukun tamamen rafa kaldırılmış durumda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede ateşkese, barışa ve huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar” ifadesini kullandı.
İsrail’in, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i “istenmeyen kişi” ilan etmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’e, özellikle kalkıyor ‘Birleşmiş Milletler’e gelemez’ diye meydan okuyor. Şu hâle bak, şimdi 196 ülke, herhalde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da burada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yönelik, Birleşmiş Milletler’e gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun? Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet hâliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki Batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın ama dökülen her damla kana bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derece ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım, bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan ile sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.”
“İSRAİL YÖNETİMİ YAPTIĞI HER AÇIKLAMAYLA ASIL NİYETLERİNİ ORTAYA KOYUYOR”
Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkesin meselenin Kudüs, Mescid-i Aksa ve “vadedilmiş topraklar” hezeyanı ile bağlantısını kolayca idrak edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz hepimiz arz-ı mevudun ne olduğunu gayet iyi biliriz. Vaat edilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Bunları biz gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor” dedi.
Türkiye’nin sahadaki gelişmeleri anbean takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin komşular ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğini ileriye taşıdığını ifade etti.
Zalimler karşısında insanlık cephesini güçlendirmenin gayretinde olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve millî üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz. Elektronik harp ve millî yazılım konusu zaten gündemimizin üst sırasında yer alıyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden denizaltına, uçaktan helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından hava savunma sistemlerine kadar çok geniş bir alanda hamdolsun son derece güçlüyüz. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2’lerle yakaladığımız, Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi savaş uçağımız Kızıl Elma ile çok farklı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkarmayın, Adanalı kardeşlerim ‘Elle gelen öğün olmaz o da arasan bulunmaz.’ atasözünü çok iyi bilir. Biz de savunma sanayii alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığın acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli-açık ambargoları unutmadık.”
Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil bağımsızlık, güvenlik ve egemenlik manasına da geldiğini defalarca tecrübe ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayraktar’la, ANKA’yla, Akıncı’yla, Aksungur’la, Kızılelma’yla, Atak’la, Hürkuş’la, Hürjet’le, Gökbey’le, Kaan’la, Anadolu’yla, Altay’la ve ülkemizin caydırıcılığını artıran daha nice savunma kabiliyetlerimizle iftihar etmenin sebebi işte budur” dedi.
Türkiye’nin her zaman sulhu sükûnun tarafında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil, vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hâli karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız” ifadesini kullandı.
“Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız.” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağının gençler olduğunu söyledi. “Yerli ve millî olsun” diyerek çırpınan gençler oldukça vatanın daima güvende olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mavi Vatan’da, Gök Vatan’da sizlerin sesi, sizlerin nefesi her daim duyulacak. Size güveniyor, inanıyor ve hepinizle iftihar ediyorum. Sizlerle yol yürümekten, sizlere yoldaşlık etmekten onur duyuyorum. ‘Ülkem, milletim, insanlık için ne yapabilirim’ diye gayret eden, düşünen ve hayallerinin peşinden ayrılmayan siz gençleri yetiştiren ailelerinize de teşekkür ediyorum” dedi.
TEKNOFEST logolu montla platforma çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, festival paydaşlarıyla fotoğraf çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra TEKNOFEST Girişim Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi. TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile TEKNOFEST pozu vererek fotoğraf çektirdi.
JUDO Federasyonu Başkanlığına SEZER HUYSUZ yeniden seçildi.
JUDO Federasyonunun 6’ıncı olağan ve 8’inci Mali Genel Kurulu Ankara’daki Green Park Otelde yapıldı.
Genel kurulda iki adayın yarıştığı seçim sonunda SEZER HUYSUZ oy kullanan 163 delegeden 137’sinin oyunu alarak JUDO Federasyonu Başkanlığına yeniden seçildi.
Judo Federasyonu Başkanı SEZER HUYSUZ, başkanlık seçiminin akabinde bir teşekkür konuşması yaptı.
SEZER HUYSUZ, konuşmasında şunları söyledi: “ Adaylığını koyan Hüseyin ÖZKAN, camianın her zaman kıymetlisi olacaktır. Bu bir yarıştı. Sonuç itibarıyla biz de kendimize göre bundan sonraki süreçte judo için daha iyi neler yapabileceğiz, hep birlikte göreceğiz. Tekrar herkese teşekkür ediyorum. Bizlere tekrar güven duyarak bizleri onurlandıran, bizlere tekrar bir dönem için güven oyu veren, vermeyen herkese tekrar teşekkür ediyorum.
Siz değerli divan kuruluna ayrıca teşekkür ediyorum. Genel kurula katılan bütün herkese çok teşekkür ediyorum. Camiamız için hayırlı olmuştur. Bundan sonrası için hepimize 2028 Los Angeles Olimpiyatları’nda madalyalar almak nasip olur diyorum. Hep beraber diyorum, ayrısı yok, hep beraber çalışacağız ve Türkiye’ye hizmet etmeye devam edeceğiz.
Saygılar sunuyorum. Allaha emanet olun.
Yapılan seçin sonucu, yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri de belirlendi.
Genel Kurul, yönetim kurulu üyelerinin toplu ve hatıra fotoğraf çekimleriyle sona erdi.
“Filistin Devleti’nin tanınması büyük önem ifade ediyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Finlandiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaptıkları görüşmelerde Gazze ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırganlığının da gündemlerinin odağında yer aldığını belirterek şunları söyledi: “İsrail’in katliamlarıyla ilgili tavrımızı hem Birleşmiş Milletlerde hem de bugün Meclisimizde açık yüreklilikle dile getirdim. İsrail’in hakka, hukuka aykırı işgal ve ilhak arayışına karşı tavrımız, tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların asli görevidir.”
“HÂLÂ BUNU YAPMAYAN ÜLKELERE FİLİSTİN DEVLETİ’Nİ TANIMA ÇAĞRIMIZI TEKRARLIYORUZ”
“Buradan bir kez daha Gazze’de acil kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması çağrımızı tekrarlıyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Lübnan halkının ve hükûmetinin de bu süreçte yanında olmamız gerekiyor. Güvenlik Konseyi başta olmak üzere barışı ve güvenliği sağlamakla görevli uluslararası teşkilatların etkisiz kaldığı bu ortamda Filistin Devleti’nin tanınması, daha büyük anlam ve önem ifade ediyor. 7 Ekim’den bu yana dokuz ülke Filistin Devleti’ni tanımıştır. Hâlâ bunu yapmayan ülkelere Filistin Devleti’ni tanıma çağrımızı tekrarlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, “Birleşmiş Milletler nezdinde Türkiye ve Finlandiya öncülüğünde oluşturulan Arabuluculuk Dostları Grubu, bölgedeki çatışmaların sonlandırılabilmesi adına bir inisiyatif başlatabilir mi?” şeklindeki sorusu üzerine Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb ile bunları da görüştüklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müşterek atılabilecek adımlar konusunda, her iki ülkenin de ara buluculuk noktasında ne denli başarılı olabileceğini zamanın göstereceğini ifade etti.
İsrail’in ara buluculuğa yaklaşması veya kabulünün söz konusu olmadığının görüldüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atılacak adımlarla, temennim odur ki, bakanlarımızın yapacağı ön çalışmalarla böyle bir netice alabilirsek bu netice üzerinden inşallah, bu ara buluculuk çalışmalarına devam ederiz” değerlendirmesini yaptı.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb da görüşmede Orta Doğu’da devam etmekte olan çatışmalar konusunun da ele alındığını belirterek, “İsrail’in kendisini savunma ve koruma hakkı olduğunu kabul ederken, kendi güvenliğini sağlama hakkı olduğunu kabul ederken, aynı zamanda İsrail’in uluslararası hukuka uyması gerektiğini de düşünüyoruz. Çünkü yaşanan insanlık trajedisi Gazze’de çok fazla. Şimdi de Lübnan’da aynı şeyi görmeye başladık. Dolayısıyla biz de Finlandiya olarak acil bir ateşkes çağrısında bulunduk Lübnan’da. Saldırıların durması çağrısında bulunduk. Biz de iki devletli bir çözümden yanayız. Bunu sağlayacak siyasi süreci destekliyoruz. Şu anda devam etmekte olan bu iki savaş yani hem Filistin’de hem Lübnan’da yaşananlar belki de barışla sonuçlanacak, barışçıl bir çözüme ulaşılacak ama henüz bu noktadan çok uzaktayız diyebilirim.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.