Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) 34’üncü yılı kapsamında düzenlediği Türkiye’nin Gücü Ödülleri, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, iş dünyasının önemli temsilcileri, akademisyenler, sanatçılar ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleşti.
MÜSİAD Türkiye’nin Gücü Ödülleri Töreni, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bakanlar ve iş dünyası temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. 9 kategoride ödüllerin yanı sıra Jüri Özel Ödülü’nün de sahibini bulduğu törende, iş dünyası, akademi ve bürokrasinin birçok ismi katılım gösterdi. MÜSİAD’ın 34’üncü yılının da kutlandığı Türkiye’nin Gücü Ödülleri Töreni’nde, Filistin’i temsilen karpuz dilimli yaka rozeti ve çeşitli etkinlikler düzenlendi.
Törenin açılış konuşmalarını, Türkiye’nin Gücü Ödülleri İcra Kurulu Başkanı Tahir Tuluk, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz yaptı. Bakan Şimşek ve Bakan Kacır’ın da ödül verilirken konuşma yaptığı törende Türkiye’nin Gücü Ödülleri İcra Kurulu Başkanı Tahir Tuluk, MÜSİAD’ın 34’üncü yılına vurgu yaparak, “Türkiye’nin üretici gücünü temsil eden 34 yıllık koca bir çınar olarak, iş dünyasının her alanından temsilcileri, akademisyenleri, siyasetçileri, sanatçıları ve basın mensuplarını buluşturarak Türkiye’nin Gücü Ödül Töreni çatısı altında daha kapsamlı bir platform oluşturduk” diye konuştu.
34 yıldır iş dünyasının motivasyonu
Türkiye’nin Gücü Ödülleri İcra Kurulu Başkanı Tahir Tuluk açılış töreninde yaptığı konuşmasında, MÜSİAD’ın faaliyet ve projelerle 34 yıldır iş dünyasına motivasyon sağladığını dile getirdi.
Konuşmasında Tuluk:
“MÜSİAD olarak, 34 yıldır sürdürdüğümüz ve iş dünyasındaki herkese büyük motivasyon sağladığımız projelerimizle inşallah yolumuza devam edecek ve bu kutlu yürüyüşü sürdüreceğiz. Bu gece ise Türkiye’nin Gücü Ödülleri’nin çeşitli kategorilerinde, başarılı ve örnek alınacak isimlerin ödüllendirileceği bir törene şahitlik edeceğiz. 9 farklı kategoride verilecek olan ödüllerde her kategorideki kazananlar, sadece kendi alanlarında değil, tüm Türkiye için birer ilham kaynağı olacaklar. Bu gece ayrıca, MÜSİAD’ın manevi gücünü ve vizyonunu yansıtan özel bir Jüri Özel Ödülü de sahibini bulacak.” dedi.
Birlik ve Beraberlik Vurgusu
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı yaptığı konuşmasında, Filistin’in haklı duruşu, OVP ve MÜSİAD’ın faaliyetlerinden bahsetti. MÜSİAD Genel Başkanı Asmalı, törendeki konuşmasında, 35 yıla yaklaşan mazisiyle geçmişinde çok önemli çalışmalara, büyük organizasyon ve faaliyetlere imza atan MÜSİAD’ın Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olduğunu da dile getirdi.
MÜSİAD’ın faaliyetleri ve projeleri hakkında bilgi veren MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, üretimi, genç girişimi, kadın girişimini, değerleri, akademik bilgiyi, sürdürülebilirlik ve dönüşümü, erdemli girişimciliği, kısacası Türkiye için katma değer üreten yatırım ve araştırma faaliyetlerini ödüllendirerek motivasyon sağlama hedefinde olduklarını söyledi. Aynı zamanda Asmalı, konuşmasında Filistin’de yaşananlara değinerek, İsrail’in tüm hukuku ve insan haklarını hiçe saydığını söyledi. Konuşmasının devamında Asmalı:
“İsrail’in Gazze’de 7 Ekim’den bu yana işlediği soykırım ve katliam ise tüm kırmızı çizgileri aşarak insanlık vicdanını derinden yaralamıştır. İsrail, ABD ve bazı Avrupa ülkelerini arkasına alarak, masum sivilleri, çocukları, kadınları, gazetecileri, insani yardım çalışanlarını 7 ayı aşkındır katlediyor. Katil İsrail’in gerçekleştirdiği bu barbarca soykırımı, buradan bir kez daha şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Artık bir hakikatin altını çizmek gerekiyor; adalet ve barış üretemeyen mevcut uluslararası sistem iflas etmiştir. Bundan önce Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesi ile ‘Dünya 5’ten büyüktür.’ Diyorduk. Artık Filistin’deki bu hadiselerden sonra artık hep birlikte ‘Dünya 1’den büyüktür.’ demeliyiz. Açıkça görülüyor ki bir ülke ve ona hükmeden irade, tüm dünyayı ve tüm insanlığı kaosa sürüklüyor. Bu zihniyet, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 25 Mart’ta aldığı acil ateşkes kararını hiçe sayıyor, ‘Yok hükmündedir.’ diyor. Bundan sonra bu zihniyete karşı atılacak en önemli adım ekonomik ambargo olmalıdır. İsrail ile ticaret ekonomik bir kayıp değil, insani bir kazanımdır.” diye konuştu.
Aynı zamanda Asmalı, MÜSİAD Üyeleriyle birlikte Filistin’e 150 bin gıda kolisi gönderdiklerini de ifade etti.
Törendeki konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusu yapan Genel Başkan Asmalı, “MÜSİAD olarak yıllardır tüm çabamız birlik, bütün niyetimiz beraberlik, tek sevdamız ise ülkemizin dirliğidir. İnşallah bu yolda yürürken bizler, daima el ele verip Türkiye’nin gücüne güç katma hevesiyle, bıkmadan usanmadan çalışacağız. Çünkü şunu çok iyi biliyoruz ki, birlikte olursak daha güçlü oluruz, Bir ve Beraber olursak zulme karşı daha gür sesimiz çıkar, ekonomik olarak daha söz sahibi hâle geliriz.” dedi.
“Tüm rakamlar OVP ile uyumlu gidiyor”
Uzunca bir istişare mekanizmasının sonunda 2023 yılının Eylül ayında açıklanan Orta Vadeli Program’la (OVP) Türkiye’nin güçlü bir ekonomi programına kavuştuğunu aktaran Asmalı, OVP ile iş dünyasındaki belirsizlik ve plansızlığında kaybolduğunun altını çizdi.
Asmalı konuşmasında şunları kaydetti:
“Benzer şekilde 2024 yılı ilk 4 aylık verileri bu planla uyumlu gitmektedir. Dolayısı ile sağlıklı bir şekilde çalışan bu programa hep birlikte sabır ve kararlılıkla destek olmalıyız. Buna karşın enflasyon oranları, genel olarak OVP ile uyumlu olmasına rağmen, gıda ve hizmetler gibi alanlarda hala çok yüksek seyrediyor. Önümüzdeki yaz başından itibaren enflasyonun kalıcı olarak düşmeye başlamasını bizler de sabırsızlıkla bekliyoruz. Tam da bu noktada bir atasözümüzü hatırlatmak isterim; ‘Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlarmış.’ Yüksek faiz ve buna bağlı parasal sıkılaşma sonucu piyasalarda yaşanan daralma ve yavaşlamada, hepimizin beklentisi kimsenin gözü patlamadan önümüzdeki kritik ayları geçirebilmek. Bu anlamda belli dozlarda piyasayı rahatlatıcı adımların atılması çok önemli.”
Türkiye, gelişerek yoluna devam ediyor
Türkiye’nin Gücü Ödülleri Töreni’nde konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, MÜSİAD ailesine, Türkiye’nin yerelde ve uluslararası alanda güçlenmesine katkıda bulunan iş insanları ve genç girişimcileri onurlandıran böyle bir programa öncülük ettiklerinden dolayı teşekkür etti. MÜSİAD’ın, kurulduğu günden beri Türk ekonomisi ve demokrasisine damgasını vuran bir kuruluş olduğunu belirten Yılmaz, ”Ülkemizde her türlü vesayet odaklarının tasfiyesinde ve sivil yönetimler ile milli iradenin hâkim hâle gelmesinde MÜSİAD hep doğru yerde durdu. 34 yıllık tarihi boyunca MÜSİAD mensupları, ülkemizin kalkınması için olağanüstü gayret ve özveriyle çalışmışlar ve her zaman milletimizin yanında olmuşlardır.” dedi. MÜSİAD mensuplarının, 6 Şubat depremlerinde gösterdikleri seferberlik ruhuyla bir kez daha örnek bir duruş sergilediklerini vurgulayarak, “Sadece ülkemizle sınırlı kalmayan MÜSİAD, 7 Ekim’den beri İsrail yönetiminin insanlık suçları ile zulmettiği mazlum Gazze halkına da uzanan yardım eliyle insani değerlere bağlılığını ortaya koymuştur. MÜSİAD’ın asil duruşu ve yardımseverliği her zaman gurur kaynağımız olacaktır.” diye konuştu.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonominin uluslararası alanda çok olumlu bir dönemden geçmediğini belirterek, buna rağmen Türkiye’nin büyüme rakamlarını artırarak yoluna devam ettiğini dile getirdi.
Yılmaz, “Dünyadaki talep daralmasına, ekonomik aktivitedeki yavaşlamaya rağmen Türkiye geçen yılı yüzde 4,5 büyümeyle kapattı. Dünyanın yüzde 3 civarında büyüdüğü bir yıldan bahsediyoruz. Böylece Türkiye tüm bu olumsuz şartlara rağmen dünyanın üstünde bir ekonomik performans gösterdi.” diye konuştu.
Önceliğimiz enflasyon
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, büyüme, istihdam, bütçe dengeleri, ihracat ve turizmin iyi performans sergilediğini, esas sorunun ise enflasyon olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şu anda vatandaşımızın da bizim de en temel sorunumuz, önceliğimiz artık enflasyon. Orta Vadeli Programı da yaparken bunu temel sorun olarak tarif ettik. Orta vadeli bir perspektifle, çok yönlü politikalarla, araçlarla bir yandan para, maliye politikasıyla, diğer yandan yapısal reformlarla bu sorunu çözme irademizi ortaya koyduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın son derece güçlü iradesiyle Orta Vadeli Programımızı paylaştık. Programı da katılımcı bir şekilde hazırladık. İş dünyasıyla görüştük. Çalışan kesimlerle, sivil toplumla, sendikalarla, akademik dünyayla, bütün kesimlerle istişareler yaptık. Daha sonra da toplumla paylaştık. Böylece siyasi belirsizlikleri ortadan kaldırdığımız gibi, geçen yıl yapılan genel seçimlerde politika belirsizliklerini de ortadan kaldırmış olduk. Belirsizliklerin azalması insan psikolojisinde de ekonomide de önemli. Belirsizlikleri ne kadar azaltır, öngörüleri ne kadar arttırırsanız, ekonomik performansı da o ölçüde yükseltirsiniz. Dolayısıyla bu programımızda bunu sağlamış olduk. Enflasyonu düşürmediğiniz sürece ücret artışlarında ne yaparsanız yapın bir süre sonra enflasyon bunu eritiyor. Diğer taraftan enflasyon adaletsiz bir yapı ortaya koyuyor. Düşük, dar ve sabit gelirlileri daha olumsuz etkileyen bir süreçtir. Dolayısıyla ekonomik öngörülebilirlik bakımından da sosyal adalet bakımından da enflasyonu düşürmek bizim için çok çok önemli, buna da odaklanmış durumdayız.” dedi.
Toplam 10 kategoride ödüller sahiplerini buldu
MÜSİAD’ın 34’üncü yılı kapsamında düzenlenen etkinliklerin çatı platformunu oluşturan Türkiye’nin Gücü Ödülleri, 9’u ana kategoriler 1’i ise Jüri Özel Ödülü olmak üzere 10 kategoride ödüller verdi. Turkcell’in ana sponsorluğunda gerçekleşen etkinlikte
Prof. Dr. Burcu Özsoy – Akademinin Gücü
İbrahim Ceylan – Değerlerin Gücü
Musa Akgül – Dönüşümün Gücü
Özgür Bayraktar (Turan APP) – Genç Girişimcinin Gücü
Nezihe Filiz Toker – Kadının Gücü
Türk Hava Yolları – Markanın Gücü
Yayla Agro – Sürdürülebilirliğin Gücü
GZT – İletişimin Gücü
Yıldız Holding – Üretimin Gücü
Prof. Dr. Sadettin Ökten – Jüri Özel Ödülü’nü kazandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 51. yıl dönümünde, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenleri için gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Ercan Havalimanı’nda resmî törenle karşıladı. Karşılamada, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ da KKTC’ye ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedeflerimize doğru kararlı, ümitli ve dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Bu menzile vardığımızda, inşallah çok daha güçlü, çok daha müessir, çok daha muteber bir Türkiye’yi hep birlikte hayata geçirmiş olacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesi Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesinin (MSÜ) Yeni Levent Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen 14. Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile Kuvvet Harp Enstitüleri 7. Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni’ndeki konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başladı.
Kurmaylık eğitimlerini başarıyla tamamlayan subayların mezuniyet töreni vesilesiyle katılımcılarla beraber olmaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların şahsında Türk Silahlı Kuvvetlerinin her bir mensubuna selamlarını ve sevgilerini gönderdiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün 80’i dost ve kardeş ülkelerden gelen askerî misafir personel olmak üzere toplam 241 subayın mezuniyet heyecanına şahitlik ettiklerini kaydederek, 14. Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile 7. Dönem Kuvvet Harp Enstitüleri Komuta ve Kurmay Eğitimlerini alınlarının akıyla nihayete erdiren her bir subayı yürekten tebrik etti.
“SİLAHLI KUVVETLERİMİZİN İSTİSNASIZ HER BİR FERDİ MİLLETİMİZİN GÖZ BEBEĞİ, UMUDU, KIVANÇ KAYNAĞIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ordumuzun farklı kademelerinde kurmay unvanıyla üstlenecekleri yeni vazifelerinde kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Peygamber ocağı olarak gördüğümüz silahlı kuvvetlerimizin istisnasız her bir ferdi milletimizin göz bebeği, umudu, kıvanç kaynağı ve iftihar beratıdır. Rabbim sizleri her türlü tehlikeden, beladan, musibetten korusun, yolunuzu da, bahtınızı da açık eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan, Bosna Hersek, Endonezya, Gambiya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs, Kuzey Makedonya, Mali, Moğolistan, Pakistan, Somali, Suudi Arabistan ve Ürdün’den gelerek burada eğitim alan misafir subayları da yürekten tebrik ettiğini belirtti.
Sahip oldukları mesleki donanımı yüksek bir vazife şuuruyla perçinleyen subayları eğiten komutanlara ve hocalara da milleti adına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekleri ve gayretleri için takdirlerini iletti.
“ÜNİVERSİTEMİZ, BAŞARI ÇITASINI HER GEÇEN GÜN DAHA YÜKSEĞE TAŞIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016’da kurdukları Millî Savunma Üniversitesinin kendi alanında dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından biri olma özelliğini sürdürdüğünü belirterek, “Silahlı kuvvetlerimizin geleceğini şekillendirecek, savunma stratejimize yön verecek, kahraman ordumuzu daha ileri noktalara taşıyacak kurmay kadrolarımız bu ocakta yetişiyor. Üniversitemiz bilhassa güvenlik, strateji ve savunma gibi disiplinlerde yüksek düzeyli eğitim, yayın ve araştırma faaliyetleriyle askerî çalışmalar noktasında dünya çapında ses getiren işlere imza atıyor. Üstlendiği misyon ve sahip olduğu vizyonla sivil asker iş birliğine çok kıymetli katkılar yapan üniversitemiz, başarı çıtasını her geçen gün daha yükseğe taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“KURULUŞUNDAN İTİBAREN MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTEMİZE DAİMA DESTEK VERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bünyesindeki harp enstitüleri, harp okulları ve meslek yüksekokulları ile ordumuza bilgili, ahlaklı, vatanına, milletine, millî iradeye bağlı subay ve astsubaylar kazandıran üniversitemize Sayın Rektör ve yöneticilerimize, üniversitemizin sivil asker eğitimci kadrosuna teşekkür ediyorum. Kuruluşundan itibaren Millî Savunma Üniversitemize daima destek verdik. Her ihtiyacında üniversitemizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da tüm imkânlarımızla bu güzide kurumun yanında olmaya devam edeceğiz. Değerli arkadaşlarım şu hakikati burada evvelemirde ifade etmek durumundayım. İkinci Cihan Harbi’nden sonra tesis edilen uluslararası sistemin askerî, siyasi ve iktisadi kırılmalar yaşadığı zorlu bir dönemden geçiyoruz. Ticaret, teknoloji, enerji ve kültür savaşları, askerî ve siyasi rekabetin dozunu günden güne artırıyor.”
“SAVUNMA SANAYİİNDEKİ HAMLELERİMİZLE KÜRESEL PLANDA ADINDAN SÖZ ETTİREN ÜLKELER ARASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapay zekâ, insansız teknolojiler, yarı iletkenler ve nadir toprak elementleri gibi yeni değişkenlerin, konvansiyonel stratejilerin dönüşümünü de zaruri hâle getirdiğini söyledi.
Geçmişin siper savaşlarının yerini bugün artık siber savaşlarını aldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem bölgede hem dünyada yeni denklemler kurulurken, jeopolitik dinamiklerin de büyük oranda değişim ve dönüşüme uğradığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, post liberal dönem olarak da adlandırılan bu yeni gerçeklikte, Türkiye’nin güçlü bir şekilde var olması ve yeni sistemde kutupbaşı olarak yerini alması için ellerinden gelen her türlü çabayı gösterdiklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “Bilhassa yerli ve millî yüksek teknoloji yatırımlarımızla, savunma sanayiindeki hamlelerimizle küresel planda adından söz ettiren ülkeler arasındayız. Millî Savunma Üniversitemiz burada da hayati sorumluluk üstlenmektedir. Bir yandan ülkemizin caydırıcı gücünü oluşturan kahraman askerlerimizi yetiştirirken, diğer yandan stratejik imkân ve kabiliyetlerimizin tekâmülü noktasında önemli adımlar atıyoruz. Buradan yetişen vatan evlatları bölgemizde ve dünyanın farklı ülkelerinde üstlendiği misyonlarla, küresel barış ve güvenliğin tesisine çok mühim katkılar yapıyor. Bu vesileyle tüm komutanlarımıza, tüm hocalarımıza, milletimizin istiklal ve istikbali, devletimizin bekası için fedakârca görev yapan tüm askerlerimize ve elbette Türk Silahlı Kuvvetlerimizin komuta kademesine bir kez daha tebriklerimi iletiyorum.”
Mezuniyet töreninin yanı sıra bugün Millî Savunma Üniversitesi ve bağlı birimlerinde yapımı tamamlanan altı yeni camiinin ibadete açıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, rektörlük camiiyle birlikte açılışı yapılan diğer camilerin de üniversiteye hayırlı olması temennisinde bulundu.
“SAVAŞ HUKUKUNUN, SAVAŞ AHLAKININ TEMEL İLKELERİNE HER ŞARTTA RİAYET ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişi şanla, şerefle, sayısız zaferlerle dolu bir ordu millet olarak, tıpkı diğer alanlar gibi dünya askerî müktesebatına da çok önemli katkılarda bulunulduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Kurmaylık zekâmızı yalnızca harp sahalarında değil, cephe gerisindeki çalışmalarımızda da dost, düşman herkese gösterdik. Tarih boyunca atalarımız bir yandan yeryüzünde iyiliği, adaleti, huzur ve emniyeti hâkim kılmak için çabalarken, diğer yandan dünya tarihine geçen önemli başarılara imza attılar. Savaş hukukunun, savaş ahlakının temel ilkelerine her şartta riayet ettik. Bu noktadaki hassasiyetimizi her seferinde vurguladık. Akıncılarımızın Allah Allah nidaları cenk meydanlarından hiç eksik olmadı. Sayıca bizden katbekat nice orduyla karşı karşıya geldik. Ancak tarihimizin hiçbir döneminde en kanlı muharebe koşullarında dahi kadınlara çocuklara, yaşlılara, masum ve sivillere dokunmadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Farklı kıtalara nizam veren idari ve siyasi teşkilatlanma kabiliyetimizi askerî taktik ve stratejilerimizle besledik, zenginleştirdik. İlk düzenli ve disiplinli ordumuzu bundan tam 2 bin 234 yıl evvel milattan önce 209’da kurduk. Modern ordularla uygulanan 10’lu sistemi dünya askerî literatürüne 2 bin yıl önce biz hediye ettik. Alplerimizle, erenlerimizle, gazilerimizle, fetih ve gaza ruhunu gönül coğrafyamızın dört bir yanına yayarken istimalet anlayışımızla aynı zamanda kalpleri de fethettik. Bugün sert ve yumuşak gücün mükemmel terkibini ifade eden akil güç, ecdadımız tarafından istimalet politikası olarak yıllarca uygulandı. Sultan Fatih’in liderliğinde 1453’te topları etkin bir şekilde kullanarak yalnızca İstanbul’u fethetmekle kalmadık, aynı zamanda savaş konseptini de baştan aşağı değiştirdik. Lojistik yapılanmadan sefer planlamasına, haritacılıktan haber alma operasyonlarına harp sahasına yeni bir ufuk kazandırdık.”
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMEK BİZİM EN TEMEL VAZİFEMİZDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muharip unsurların sevk ve idaresinde, taktik ve manevra kabiliyetinin geliştirilmesinde dünyada eşi benzeri olmayan yeniliklere imza atıldığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Bakınız şu örneği özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum; Hadimü’l Harameyn-i Şerifeyn Yavuz Sultan Selim Han, Mısır seferi sırasında geçilmez denilen Sina Çölü’nü sadece 13 günde geçti. Kendisinden üç asır sonra Napolyon ordularının dahi geçemediği bu çölü üstün bir askeri zekâyla, tasarladığı ikmal ve su tedarik sistemiyle neredeyse hiçbir zayiat vermeden aşmayı başarmıştır. Aynı şekilde Malazgirt Savaşı’nda Sultan Alparslan Türk askeri dehasının bir başka örneği olan hilal taktiğini son derece başarılı şekilde uygulayarak, Anadolu’nun kapılarını ardına kadar açmıştır. Hayat ve haysiyetimiz için çarpıştığımız yedi düvele meydan okuduğumuz İstiklal Mücadelesi de hiç şüphesiz milletimizin iman ve cesaretinin yanı sıra subaylarımızın feraset ve dehasıyla zafere ulaşmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zaferlerden birinin de 26 Ağustos 1922’de Gazi Mustafa Kemal’in büyük taarruzla başlayan ve 30 Ağustos’ta Başkomutan Meydan Muharebesi’yle taçlanan harekâtı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Subaylarımızı ‘ordunun ruhu’ olarak tanımlayan Gazi Mustafa Kemal, bu harekâta ilişkin şu değerlendirmeyi yapmıştır; ‘Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekât Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir.’ Her sayfasını zaferle, erdemle hakkaniyetle süslediğimiz köklü tarihimiz, askerî deha ve kabiliyet anlamında daha nice başarılarla doludur. Şehit ve gazilerimizden emanet aldığımız bu toprakları çok daha güçlü bir şekilde geleceğe taşımak büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etmek bizim en temel vazifemizdir. Çalışmalarımızı şanlı mazimizden aldığımız güç ve cesaretle milletimize duyduğumuz sarsılmaz güvenle işte bu istikamette sürdürüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında savunma sanayii teknolojisi alanında yapılanlara dikkati çekti.
“İHA’larımızla, SİHA’larımızla, son teknoloji ürünü kara, hava, deniz ve haberleşme araçlarımızla bugünün savaş konseptini de yine biz belirliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diğer taraftan iç cephemizi de tahkim ediyor, birliğimizi, dirliğimizi, kavlimizi güçlendirmek için tarihî nitelikte adımlar atıyoruz. Bu adımlarla Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedeflerimize doğru kararlı, ümitli ve dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Bu menzile vardığımızda inşallah çok daha güçlü, çok daha müessir, çok daha muteber bir Türkiye’yi hep birlikte hayata geçirmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin “Söz tirendazın çektiği oka benzer” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm dünya bilsin ki bizim birlik ve kardeşliğimiz de gerilmiş bir yay gibidir. Bu yaydan çıkan her ok, milletimizin bekasına kasteden düşman her kimse ona yönelmiştir. Okun er ya da geç hedefi tam isabetle vuracağına, kirli kuşatmaları yarıp geçeceğine, Allah’ın izniyle emperyalist planları yırtıp atacağına biz tüm kalbimizle inanıyoruz. Bundan hiçbir şüphe duymuyoruz” diye konuştu.
“İSTİKLAL VE İSTİKBAL SEVDAMIZDAN ASLA TAVİZ VERMEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dost, kardeş ve soydaşlarına seslendiğini belirterek, şöyle devam etti: “Gazze ve Suriye başta olmak üzere bölgemizdeki kardeşlerimizin yaşadığı ağır imtihanlar kimseyi endişeye sevk etmesin. Coğrafyamızı kana, katliama, vahşete ve gözyaşına boğmak isteyenlerin pervasızlıkları kimseyi karamsarlığa sürüklemesin. Bin yıldır yaşadığımız bu topraklarda biz nice imtihanlarla karşılaştık, nice badireler atlattık, nice musibetlere göğüs gerdik. İçeriden ve dışarıdan nice ihanete muhatap olduk. Hepsinin de üstesinden gelmeyi hamdolsun başardık. Zümrüdüanka gibi her seferinde küllerinden yeniden doğduk. Zalimler karşısında diz çökmedik, müstevliler karşısında boyun eğmedik, zorbalar karşısında teslim olmadık. Can verdik, canımızdan aziz bildiklerimizi kara toprağa verdik fakat istiklal ve istikbal sevdamızdan asla taviz vermedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin mücadele azmine işaret ederek, “Bize ömür biçenler oldu. Bize kefen biçenler oldu. ‘Hasta adam’ dediler, ‘Bu sefer tamam’ dediler. ‘Türkler yok olacak, esir olacak’ dediler. Her defasında Türk’ün sarsılmaz imanına ve çelikten iradesine çarptılar. Her defasında Türk milletinin mücadele azmi, sabrı, cesareti karşısında kaybettiler. Bize ömür biçenlerin çoğu tarih oldu, çoğu unutulup gitti, şimdi onları kimse hatırlamıyor ama Türk milleti olarak biz hamdolsun dimdik ayaktayız, tarih yazmaya devam ediyoruz. Değerli kardeşlerim, dün vardık, bugün varız. İnşallah kıyamete kadar da var olacağız” dedi.
“BÖLGEMİZİN ÜZERİNE BARIŞ GÜNEŞİNİN DOĞMASINA KİMSE ENGEL OLAMAYACAK”
Her karışı şehit kanlarıyla mühürlenmiş kutsal vatan topraklarında özgürce yaşamaya, zalime kâbus, mazlum ve mahzun gönüllere umut ışığı olmaya ebediyen devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutulmasın ki karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu andır. Etrafımızdaki karanlık kimseyi ürkütmesin, kimsenin umutlarını kırmasın. Allah’ın izniyle bölgemizin üzerine barış güneşinin doğmasına kimse engel olamayacak. Coğrafyamızın her köşesinde huzurun hâkim olmasına kimse set çekemeyecek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karanlıktan beslenenler, kandan ve kaostan beslenenler eninde sonunda kaybedecek. Kazanan kardeşlik olacak, insanlık olacak. Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla geniş coğrafyamızda merkezinde zulmün ve çatışmanın değil, inşallah istikrarın, adaletin, özgürlüğün ve iş birliğinin olduğu yepyeni bir sayfa açacağız. Bu coğrafyanın ebedî sakinleri olarak sırt sırta verecek, kenetlenecek, fitne tüccarlarına aldanmayacak, kurulan tuzaklara düşmeyecek, hep beraber bölgemize yönelik kirli senaryoları inşallah yırtıp atacağız” ifadelerini kullandı.
Kurmaylık eğitimlerini tamamlayan 241 subayı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin farklı kademelerinde üstlenecekleri vazifelerde her bir subaya üstün başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafir subayların da ülkeleri, orduları ve milletleri için hayırlı görevler icra etmelerini, alacakları yeni vazifelerle aradaki gönül bağını daha da güçlendirmelerini temenni etti.
Vatan, bayrak, milletin istiklal ve istikbali için toprağa düşen tüm şehitleri rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazilere de hayırlı ve bereketli ömür diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni öncesinde Millî Savunma Üniversitesi ve bağlı birimlerinde yapımı tamamlanan altı yeni camiinin açılışını yaptı.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçiliği rezidansında MANGO GÜNÜ ŞENLİĞİ gerçekleştirildi.
Büyükelçiliğin rezidansının bahçesinde gerçekleştirilecek şenlik bardaktan boşanırcasına yağan yağmur sebebiyle rezidansın içinde düzenlendi.
Mango günü şenliğine Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Ekselansları Yousaf JUNAİD ev sahipliği yaptı.
Meyvelerin Kralı Mango Günü Şenliği’ne Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Şenlik’te Türkiye’yi Ankara Valisi Vasip ŞAHİN temsil etti.
Mango şenliğinde AB Uyum Komisyonu Başkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Burhan KAYATÜRK, SESRIC Genel Müdürü Zehra Zümrüt Selçuk, Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürlerinden Cihat Erginay da yer aldı.
Mango Şenliğinde Uluslararası Taşımacılık Şirketi NOR TRANSS’ın Yönetim Kurulu Başkanı Oya ERDOĞAN da hazır bulundu.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yousaf JUNAİD, Pakistan mangolarının bütün dünyada meyvelerin kralı olarak bilindiğini söyleyerek konuşmasına başladı.
Büyükelçi JUNAİD, Pakistan’ın küresel mango endüstrisindeki önemli yerine atıfta bulunarak ülkesinin önde gelen mango üreticileri arasında olduğuna da dikkat çekti.
Türklerin tatlılara olan tutkusunu hatırlatan Büyükelçi Junaid, Pakistan’ın Türkiye’ye mango ihracatını mevcudun çok ötesine taşıma konusunda iyimser bir düşünceye sahip olduğunun da altını çizdi.
Mango şenliğinde bir konuşma yapan Ankara Valisi Vasip Şahin ise Büyükelçi JUNAID ile uzun yıllardır olan dostluğunu hatırlatarak, “Benim bildiğim, Büyükelçi JUNAİD, ülkemizde görev yaptığı 10 yıldan bu yana artık Türkiye’nin bir vatandaşı gibi.” dedi.
ŞAHİN, “Büyükelçi JUNAİD, bizimle hemhal oldu hem de bizim ülkemizin bir sempatizanı veya ülkemizin bir taraftarı konumuna geldi. Türk toplumuyla gerçekten güzel bir ilişki kurdu.” şeklinde konuştu.
Büyükelçi Junaid’in Türkiye’de dostlarını artırdığını dile getiren Ankara Valisi ŞAHİN, Zannediyorum, büyükelçinin Ankara’da benden daha fazla dostu var, İstanbul’da da öyle. Kendisine teşekkür ediyoruz. Dışarda yapan sağanak yağmur biraz mekanı daraltsa da kalpleri birleştirdi ve büyüttü. Mekanlar önemli değil. Kalplerin birbiriyle irtibat kurması önemli, O’ da sağlandı” diye konuştu.
Konuşmalardan ardından, konuklara, içinde mango bulunan yemek çeşitleri, içecekler, tatlılar ve dondurma ikramı yapıldı.
Mango Günü Şenliği, konukların Büyükelçi Yousaf JUNAID ile hatıra fotoğraf çekimleriyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.