Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası İyilik Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Gazze ve Filistin’de işlenen insanlık suçlarının hesabının hukuk önünde sorulması için her türlü çabayı gösteriyoruz. Güney Afrikalı dostlarımızın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açtığı soykırım davasına biz de müdahil olmayı kararlaştırdık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Uluslararası İyilik Ödülleri Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Yurt dışından programa teşrif eden misafirleri Türkiye’de ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizleri iyiliğin, cihanşümul şemsiyesi altında böylesine kıymetli bir programda buluşturan Diyanet Vakfımıza ve Diyanet İşleri Başkanlığımıza şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“BİZ, ŞEFKAT VE SEVGİ MEDENİYETİNİN MENSUPLARIYIZ”
Diyanet Vakfının, 49 yıldır Türkiye ve dünyanın dört bir yanında yürüttüğü faaliyetlerle farklı coğrafyalara iyilik tohumları serpmeye, dostluk, dayanışma ve kardeşlik köprüleri kurmaya devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Üstat Necip Fazıl’ın, ‘Tohum saç bitmezse toprak utansın, hedefe varmayan mızrak utansın’ ruhuna uygun şekilde karşılık beklemeden koşan koşturan, ter döken vakfımızın kıymetli mensuplarını kutluyor, özverili çalışmalarından ötürü kendilerine teşekkür ediyorum. Yurt içindeki özellikle de ‘İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır’ düsturunu kendisine rehber edinen Türkiye Diyanet Vakfı, görüyoruz ki görkemli bir çınar gibi günden güne serpiliyor, büyüyor, tüm dünyaya dal budak salıyor.”
Diyanet Vakfının, yurt içinde bin 3 şubesi ve dünyanın 149 ülkesindeki eğitim, kültür, sosyal hizmetler ve yardım faaliyetleriyle Türkiye’nin medarıiftiharı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Burada öncelikle bir hususu dile getirmekte fayda görüyorum. Biz, şefkat ve sevgi medeniyetinin mensuplarıyız. Mazlumların, yetimlerin, çaresizlerin, muhtaçların yardımına koşmak, kimsesizlerin kimsesi olmak esasen dinimizin bizlere emridir. Rabb’imiz Nisa Suresi’nin 36’ncı ayetinde şöyle buyuruyor, ‘Allah’a kulluk edin ve ona hiçbir şey ortak koşmayın. Anne babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez’ Bir başka ayeti celilede Allahüteala, müminleri, ‘Kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda gizli açık harcayan kimseler’ olarak tarif ediyor. ‘Kendiniz için istediğinizi kardeşiniz için de istemedikçe kâmil mümin olamazsınız’ diyen bir Peygamberin ümmetiyiz.”
“Dolayısıyla biz, komşu açken tok yatanlardan olamayız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kardeşlerine sırtını dönenlerden olamayız. ‘Bana ne’ diyenlerden, ‘Her koyun kendi bacağından asılır’ diyenlerden asla olamayız. İnançta kardeşlerimiz olan müminlere, hilkatte kardeşimiz olan insanlara karşı hepimiz sorumluluk taşıyoruz. Kendimiz huzur içinde, sevdiklerimizle beraber barış ve emniyet içinde yaşarken hemen yanı başımızdaki insani dramlara kayıtsız kalamayız. 13 yıldır vatan hasretiyle yürekleri kavrulan Suriyeli muhacirlere, bir lokma ekmek bulamadığı için anasının kucağında son nefesini veren Somalili, Sudanlı, Yemenli çocuklara, tam 76 senedir evlerine, yurtlarına, topraklarına geri dönmenin hayalini kuran Filistinli kardeşlerimize karşı mesuliyetimiz vardır. Bunları yok sayamaz, göz ardı edemeyiz.”
“İYİLİK ÖDÜLLERİ’NİN DALGA DALGA BÜYÜYEN ETKİLERİNDEN MEMNUNİYET DUYUYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne mutlu, kalplerinde hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve muhtaçlara yer açabilenlere diyorum. Ne mutlu, karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek infak edenlere diyorum. Mevla bizleri de kardeşlik görevlerini yerine getirenlerden eylesin diye dua ediyorum” dedi.
Diyanet Vakfının, Uluslararası İyilik Ödülleri marifetiyle şefkat ve yardımlaşma sancağını ülkenin ve dünyanın dört bir yanında yücelttiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İmanlı ellerin, ihlaslı kalplerin, aydınlık yüzlerin, vicdan sahiplerinin yaptığı iyilikler, Uluslararası İyilik Ödülleri ile takdir ediliyor, destekleniyor. İyilik Ödülleri’nin dalga dalga büyüyen etkilerinden memnuniyet duyuyoruz. Rabb’im iyilik neferlerinin ecirlerini arttırsın, çalışmalarını bereketli kılsın diyorum.”
“HEPİMİZİN İÇİNİ ISITAN GÜZEL ÖRNEKLER, İYİLİĞİN EVRENSEL OLDUĞUNU BİZLERE HATIRLATIYOR”
Beraber izledikleri bu güzel hikâyeleri görüp de duygulanmamanın elde olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hepimizin içini ısıtan güzel örnekler, iyiliğin, dürüstlüğün ve merhametin evrensel olduğunu, sınır tanımadığını, dil, ırk, renk, mezhep ayırt etmediğini bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Yurt içi iyilik ödüllerini kazanan İbrahim Taşdemir, Ahmet Seferoğlu, Turgut Kılıç ve Necmettin Erbakan Akyüz kardeşlerimi tebrik ediyorum. Yurt dışı iyilik ödüllerimizi takdim edeceğimiz Bisibo Amani, Adeviyye Salih ve Halil Kastrati’yi burada ayrıca kutluyorum” diye ekledi.
Yurt İçi Vefa Ödülleri’ni bu sene, merhum Ömer Faruk Bilgili adına Zeliha Bilgili’ye, Ali Fuat Atik’e, Murat Kekilli’ye ve Duygu Kaçaranoğlu’na tevcih edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vefa Ödülü’nü kazanan kardeşlerimi de tebrik ediyor, 30 yılı aşkın Diyanet İşleri Başkanlığımız bünyesinde önemli görevler ifa etmiş Hatay İl Müftümüz Ömer Faruk Bilgili hocamızı burada rahmetle yâd ediyorum. Yurt Dışı Vefa Ödülleri’ni ise Gazze’den Halid Nabyan adına Yusuf Ebu Hassır’a, can Azerbaycan’dan Server Beşirli kardeşlerimize ve temsilcilerine takdim edeceğiz. Ödüller vereceğimiz tüm kardeşlerimizin iyilik ve başarı öykülerinin, istikrarlı bir şekilde sürmesini temenni ediyorum. Şunu hepimiz çok çok iyi biliyoruz, dünya işte buradakiler gibi hamiyetperver insanların yüzü suyu hürmetine dönmektedir. Etrafımızı kuşatan onca acıya, kötülüğe, zulme, mazlumların gökyüzünü çınlatan onca feryadına rağmen dünya hâlen ayaktaysa, sebebi iyi insanların, güzel insanların, sizin gibi iyiliksever insanların varlığıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremde başkaları için gerektiğinde canını tehlikeye atan, bir ihtiyaç sahibine daha ulaşmak için kendini paralayan, hakkı ve adaleti savunmak için her türlü riski göze alan, Kur’an’ın nuru ile aydınlanan nesillerin yetişmesi için gayret eden, yetimlere, öksüzlere, yaşlılara hatta kuşlara bile el uzatan koca yürekli, yüce gönüllü insanların eksikliğini Rabb’im bizlere hissetirmesin diyorum. Sizlere müteşekkiriz, minnettarız” diyerek, Türkiye’de ve yeryüzünün farklı noktalarında iyiliği, kardeşliği ve güzelliği yaymak için yardımseverlerin yaptıkları çalışmaların daim olmasını dileğinde bulundu.
“GAZZE’DE SON ASRIN EN HOYRAT SOYKIRIMLARINDAN BİRİ İŞLENİYOR”
Ömrünü Bosna’nın özgürlüğü için adayan bir dava ve devlet adamı olan merhum Aliya İzetbegoviç’in büyük bir mütefekkir olmasının yanı sıra, küresel sistemin işleyişini çok iyi bilen tecrübeli bir siyasetçi olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerektiğinde ülkesi ve milleti için takım elbiseyi çıkarıp askerî kamuflaj giyecek kadar vatanperverdi, cesurdu, yiğitti, her açıdan örnek bir liderdi. Şahsımın gönül dünyasında da kendisinin mutena bir yeri vardı. Rahmetli Aliya’nın sadece mücadelesi değil, fikirleri, tavsiyeleri ve sözleri de bize örnek olmuştur. Merhum Aliya, Srebrenitsa soykırımı için şöyle demişti: ‘Ne yaparsanız yapın soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır’. Evet, unutulan veya unutturulan soykırımın tekerrür etmesi kaçınılmazdır” diye konuştu.
İzetbegoviç’in dikkat çektiği acı gerçeğe maalesef bugün Gazze’de hep birlikte şahit olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “7 Ekim’den bu yana tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’de son asrın en hoyrat soykırımlarından biri işleniyor. 15 bini aşkın çocuk maalesef katledildi, 35 bin masum şehit edildi, 80 binden fazla Filistinli yaralandı. Gazze’nin neredeyse tamamı enkaza döndü. Abluka nedeniyle zaten bir açık hava hapishanesi olan Gazze’yi son 229 günde devasa bir çocuk mezarlığına çevirdiler. Kuvözdeki bebekleri öldürecek, hastaneleri, ibadethaneleri bombalayacak, yardım malzemesi götüren kamyonlara saldıracak, gıda sırası bekleyen masum sivillerin tepesine bomba yağdıracak kadar insanlıklarını kaybettiler.”
“GAZZELİ MAZLUMLARIN KANI, İŞGALCİLERİN VE HAMİLERİNİN ALNINA YAPIŞMIŞTIR”
“Tüm bunları da yıllardır bize insan hak ve hürriyetleri dersi verenlerin silahları, bombaları, uçakları ve koşulsuz diplomatik desteğiyle yaptılar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kimse bizim aklımızla alay etmesin. Kimse bizim gözümüzün içine bakarak yalan söylemesin. Gazze’de oluk oluk akan kanda en az işgalciler kadar onlara lojistik ve askerî destek sağlayanların da vebali vardır. Sanmayın ki Gazze’de ölen biçarelerin ahı bunları tutmayacak, sanmayın ki zalimlerin yaptıkları yanlarına kar kalacak, asla. Gazzeli mazlumların kanı, işgalcilerin ve hamilerinin alnına yapışmıştır.”
“BATILI GÜÇLER, NETANYAHU’NUN ARKASINDA DURDUKÇA FİLİSTİN’DE KATLİAMLARIN ÖNÜNE GEÇİLEMEZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hamas’ın önceki hafta ateşkes teklifini kabul ettiğini açıkladığını ancak İsrail’in uzlaşmaz tavrını sürdürdüğü söyledi.
İsrail yönetiminin bununla da yetinmeyerek, sivillerin son sığınağı Refah’a saldırarak gerçek niyetini ortaya koyduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir defa şunu artık herkesin kabullenmesi lazım, Batılı güçler tüm şımarıklığına ve pervasızlığına rağmen Netanyahu’nun arkasında durdukça, Filistin’de katliamların önüne geçilemez” dedi.
Netanyahu’nun kendi siyasi ömrünü uzatmak için antisemitizmi körüklediğini ve kendi vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye attığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyonist yayılmacılık böyle devam ederse, açık söylüyorum, dünyamız yeni çatışmalara gebedir. İran’la geçen ay yaşanan gerilim bunun sadece bir işaretiydi. İsrail’in Lübnan’a ve diğer bölge ülkelerine yönelik saldırıları artıyor. İsrail yönetiminin daha fazla kan dökülmeden, daha fazla çocuk, daha fazla kadın ölmeden, insanlığa dair umutlar daha fazla kaybolmadan bir an önce durdurulması gerekiyor. Katliamın durdurulması ilk adımdır, bununla birlikte soykırımcıların adalete hesap vermesi sağlanmalıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze ve Filistin’de işlenen insanlık suçlarının hesabının hukuk önünde sorulması için her türlü çabayı gösteriyoruz. Güney Afrikalı dostlarımızın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açtığı soykırım davasına biz de müdahil olmayı kararlaştırdık” dedi.
İsrail’in soykırım suçu işlediğine dair tüm belgeleri ve bilgileri muhataplarına ilettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, Filistin halkının ve doğdukları toprakları kahramanca savunan Filistinli direnişçilerin yanındadır. Gazze’ye gönderdiğimiz insani yardımların toplamı 54 bin tonu geçti. Ülkemize getirdiğimiz hasta ve yaralıların tedavileri devam ediyor” diye konuştu.
İsrail’e ithalat ve ihracat işlemlerini geçen ay tamamen durdurduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 9,5 milyar dolarlık ticaret hacminden sarfınazar ettik” ifadesini kullandı.
İsrail’i ateşkese zorlamak için dost ve kardeş ülkeler nezdinde temasları yoğunlaştırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yabancı liderlerle yaptığımız görüşmelerin vazgeçilmez gündem maddesi Filistin devletinin tanınması ve Gazze’de katliamların durmasıdır. Uluslararası alanda bu yönde başlatılan tüm girişimlere destek veriyoruz. Burada bir hususu da ifade etmek durumundayım. Filistinli kardeşlerimiz tüm imkânsızlıklara rağmen verdikleri mücadeleyle dik ve dirayetli duruşlarıyla insanlığın yüz akı oldular. 229 gündür uyguladığı soykırıma rağmen İsrail yönetimi, Gazze halkının çelikten iradesini kıramadı, mücadele azmini yok edemedi. Filistinliler yaralandılar, öldürüldüler, sürüldüler, göçe zorlandılar, açlıkla, susuzlukla sınandılar, öpmeye kıyamadıkları yavrularını toprağa verdiler.”
“İSRAİL YÖNETİMİ İNSANLIĞIN VİCDANINDA MAHKÛM OLMUŞTUR”
Filistinlilerin işkencenin her türlüsüne maruz bırakıldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel sistemin tüm acizliklerini bizzat yaşadılar. Ama zulme ve zalime asla boyun eğmediler. İnsanlığın onurunu savunmaya devam ettiler. Hâlen de devam ediyorlar. Buradan Gazze’nin ve Ramallah’ın yiğit evlatlarını ben ve milletim adına bir kez daha saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Filistinli şehitleri rahmetle anıyor, yaralılara Allah’tan acil şifalar diliyorum. Avrupa’dan Amerika’ya, Afrika’dan Asya’ya kadar dünyanın dört bir yanında her hafta sokakları ve meydanları dolduran tüm vicdan sahibi insanlara da sizlerin vasıtasıyla teşekkürlerimi iletiyorum. Siyonist lobinin tehditlerine rağmen Filistin’e sahip çıkan, Gazze için kıyama kalkan üniversite öğrencilerini, hocaları, sanatçıları ayrıca tebrik ediyorum.”
İsrail’in insanlığın gözünde bu vahşi savaşı kaybettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail yönetiminin insanlığın vicdanında mahkûm olduğunu söyledi.
“Gazzeli kardeşlerimiz bir kez daha adlarını tarihe yazdırmışlardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin davasının, küresel ölçekte daha da güçlenerek 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin kurulmasıyla zafere ulaşacağını vurguladı.
Buna tüm kalpleriyle inandıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim bizlere o güzel günleri görmeyi nasip eylesin diyorum. Bugün, Norveç, İrlanda ve İspanya’nın Filistin devletini tanıyacaklarını açıklamalarından büyük bir memnuniyet duyuyorum. Her üç ülkenin liderine, tarihin doğru tarafında yer alan bu vicdanlı kararlarından dolayı şahsım, milletim adına takdirlerimizi iletiyoruz. Henüz Filistin devletini tanımayan ülkeleri de daha fazla vakit kaybetmeden aynı adımı atmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
“DÜN 43 VAGONDAN OLUŞAN BİR YARDIM TRENİNİ AFGANİSTAN’A YOLCU ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afganistan’da meydana gelen sel felaketinde 400’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini anımsatarak, bu zor günlerinde afetzedelere yardım etmeyi bir görev olarak kabul ettiklerini belirtti.
Felaketin ardından ilk etapta kargo uçağıyla Afganistan’a yardım malzemeleri gönderildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Toplam 24 tonu bulan yardım malzemelerimiz cuma günü bölgeye ulaştı. Dün de 43 vagondan oluşan bir yardım trenini Afganistan’a yolcu ettik. Dünkü trenimiz, AFAD’ın koordinasyonunda bugüne kadar Afganistan’a gönderdiğimiz 20’nci iyilik trenimizdi. Toplam 619 tonluk yardım malzemesinin iki hafta içerisinde Afganistan’a ulaşmasını bekliyoruz. Dost ve kardeş ülkeleri de Afgan halkına destek vermeye davet ediyorum.”
Sudan’da bir yıldır devam eden çatışmalara da dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef iç savaş nedeniyle 8 milyondan fazla kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bu zor günlerinde Sudan halkının da yanında olmamız önem arz ediyor” diye konuştu.
Türkiye’nin, Türkistan’dan Balkanlar’a, Güney Asya’dan Afrika’ya kadar nerede bir sorun, bir zulüm ve dram varsa tüm imkânlarıyla ihtiyaç sahiplerine el uzatmanın gayreti içerisinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, “İçimizdeki nasipsizler anlamasa da zalimin karşısında, mazlumun yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
Tören öncesi Uluslararası İyilik Ödülleri Sergisi’ni gezen, eserleri inceleyerek bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş da eşlik etti.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, e-ticaret platformlarında satılan ürünlerin güvenliğini doğrudan hedef alan, yapay zeka temelli “proaktif denetim” yaklaşımını hayata geçireceklerini belirterek, “Vatandaşlarımızın sanal ortamda da fiziki mağaza kadar güvenle alışveriş yapabilmesini sağlıyoruz. Bu yeni dönem, ürün güvenliğinde dijital çağa uygun bir denetim kültürünün de başlangıcı olacak.” dedi.
Bakan Bolat, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katılımıyla Ticaret Bakanlığı’nda düzenlenen Ürün Güvenliği Haftası Açılış Konferansı’nda konuştu.
Ticaret Bakanı Bolat, ürün güvenliğinin, yalnızca teknik ve idari bir konu değil, güçlü, kapsayıcı ve güncel mevzuatın günlük hayata yön verdiği bir alan olduğunu söyledi.
Bu alanda sadece kamu kurumlarının değil, özel sektörün ve tüketicilerin de etkin rolünün bulunduğuna dikkati çeken Bolat, güvenli ve mevzuata uygun üretim yapan firmaların emeğinin karşılığını alabildiği, kuralları ihlal edenlere ise gerekli müdahalenin uygulandığı ve tüketicilerin gönül rahatlığıyla alışveriş yapabildikleri yapıyı oluşturmanın temel sorumlulukları olduğunu anlattı.
Bakan Bolat, Dış Ticarette Risk Esaslı Kontrol Sistemi’nin (TAREKS) devreye alındığı 2011’den bu yana ithalatta toplam 49 milyar sanayi ürününün denetlendiğini, uygunsuz bulunan 424 milyon ürünün ülkeye girişinin engellendiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Bugüne kadar tarım ürünlerinde 31 milyar ürün ticari kalite standartlarına uygunluk açısından denetlenmiş ve yapılan denetimler dış pazarlarda Türk malı imajının korunması hedefimize doğrudan katkı sağlamıştır. Bu denetimlere ek olarak, iç piyasada yerli ve ithal tüm ürünlere yönelik 2009’dan bu yana yapılan denetimlerde 708 milyon adet uygunsuz ürün bulunmuştur. Yapay zeka destekli yeni sistemlerimizle, hem denetim kapasitemizi artırıyor hem de kaynaklarımızı daha verimli kullanarak daha hızlı, hedefe odaklı ve önleyici denetimler gerçekleştiriyoruz.”
“TAREKS’i baştan sona yeniliyoruz”
Ürün Güvenliği Haftası’nın bu yılki konusunu “e-Ticaret Ürün Güvenliği” olarak belirlediklerini dile getiren Bolat, vatandaşların güvenle alışveriş yapabilmeleri için sadece mevzuatla değil, altyapı ve denetim sistemleriyle de kendilerini sürekli yenilediklerini söyledi.
Ticaret Bakanı Bolat, ürün güvenliğini doğrudan güçlendirecek bazı yeniliklere dair de şu bilgileri verdi:
“Ürün güvenliği denetimlerinin dijital kalbi konumundaki TAREKS’i baştan sona yeniliyoruz. Sistem kurulduğu günden bu yana sayısız başarıya imza attı. Ancak zamanla sistemin yenilenmesi zorunlu hale geldi. Yapay zekanın üretim süreçlerine dahil olduğu bu yeni dönemde, ithalat denetimleri sistemimizde, uygunsuz ürünlerin piyasaya arzını engelleme misyonumuzu dijital dönüşüm hedefleriyle harmanlayarak yapay zeka destekli yeni bir yapı tasarladık. Yeni sistemimizde, yapay zeka tabanlı, skor bazlı bir risk analizi modeline geçtik.”
Yeni yapıyla riskli ürün getiren firmalar üzerinde daha çok yoğunlaşılmasını, bu sayede güvenli ve yasalara uygun ürün ithal eden firmaların haksız rekabetten daha iyi korunmalarını sağlayacaklarını dile getiren Bolat, hedef odaklı denetim gerçekleştirip denetimlerde daha yüksek oranda uygunsuzluk tespit etmeyi ve böylece denetim kaynaklarını daha etkin kullanmayı amaçladıklarını ifade etti.
Ticaret Bakanı Bolat, yeni TAREKS’in sadece daha akıllı değil, aynı zamanda daha kolaylaştırıcı olduğuna dikkati çekerek, eskiden noter kanalları ve fiziksel belgeler üzerinden yürütülen firmaların TAREKS üzerinden yetkilendirme sürecinin, MERSİS, ESBİS ve KPS entegrasyonları sayesinde dijitalleştiğine işaret etti.
Bir diğer yeniliğin ise yeniden yapılandırılarak ihracatçıların kullanımına sunulan “Ticarette Teknik Engeller Platformu” olduğunu bildiren Bolat, yeni platformla artık ihracatçıların, tüm ülkelerde mevcut olan teknik engellere ve o ülke pazarlarına girişte talep edilen belge ve bilgilere tek elden ulaşabileceklerini anlattı.
Bakan Bolat, söz konusu platform sayesinde, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyesi ülkelerin ürünlere ilişkin mevzuatlarında yapmayı öngördükleri değişiklik ve düzenlemeleri, henüz planlama aşamasında iken ihracatçılarla paylaşabileceklerini belirterek, bu sayede, ihracatçıların sahada daha fazla yer alabileceklerini ve hedef pazarların tüm süreçlerine daha güçlü etki edebileceklerini bildirdi.
“Yapay zeka temelli proaktif denetim yaklaşımını hayata geçiriyoruz”
Öte yandan, e-ticarette de yeni bir denetim dönemini başlatacaklarını kaydeden Bolat, “e-Ticaret platformlarında satılan ürünlerin güvenliğini doğrudan hedef alan, yapay zeka temelli ‘proaktif denetim’ yaklaşımını hayata geçiriyoruz. Vatandaşlarımızın sanal ortamda da fiziki mağaza kadar güvenle alışveriş yapabilmesini sağlıyoruz. Bu yeni dönem, ürün güvenliğinde dijital çağa uygun bir denetim kültürünün de başlangıcı olacak. Adil rekabetin teminatı etkin denetimdir.” diye konuştu.
Her gün binlerce ürünün, fiziksel mağazalar yerine çevrim içi platformlar üzerinden evlere ulaştırıldığını dile getiren Bolat, bu doğrultuda, e-ticarette ürün güvenliğini temin etmek amacıyla, kapsamlı ve güçlü mevzuat altyapısı oluşturduklarının altını çizdi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, yeni mevzuatla, vatandaşların çevrim içi alışverişlerini güven içinde yapabilmeleri için satış ilanlarında açıklık ve sorumluluğun esas alındığına dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Düzenlemeyle, yurt dışı kaynaklı internet sitelerinden doğrudan ülkemize satışa sunulan ürünler için Türkiye’de yerleşik bir iktisadi işletmeci bulunması zorunlu hale getirildi. e-Ticaret platformlarının ‘ürün güvenliği temas noktası’ belirlemesi zorunlu tutulmuştur. Bakanlık olarak bu mevzuatın etkin şekilde hayata geçirilmesini sağlamak için Avrupa Birliği (AB) destekli bir proje başlattık. Projeyle internet üzerinden satılan güvensiz ve mevzuata aykırı ürünleri tespit edebilmek için yapay zeka destekli bir tarama yazılımı geliştirdik, sistemle platformlardaki riskli içeriklere hızlı ve proaktif müdahale imkanı oluşturmayı hedefliyoruz.”
“Ekonomik ve ticari ilişkilerimizi güçlendirmemize yardımcı olacak”
AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas da son zamanlarda yapay zeka ve dijital çözümlerin oldukça önemli hale gelmeye başladığını belirterek, hem AB’de hem de Türkiye’de e-ticaret hacminin kayda değer artışlar yaşadığını ifade etti.
Bu artışın tüketici güvenliği ve siber güvenlik gibi hususları gündeme getirdiğini bildiren Vilcinskas, “Gelecekte artan rekabet gücü, dijital çözümlerin benimsenmesi, araştırma, inovasyon ve güvenli ürünler alanında AB’nin desteğine güvenebilirsiniz. Bu haftanın ve projenin, harika işbirliğini geliştirmemize, ekonomik ve ticari ilişkilerimizi güçlendirmemize yardımcı olacağını umuyorum.”dedi.
Ticaret Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Hakkı Karabörklü de uluslararası ticaretin hem anahtarının, hem de kilidinin ürün güvenliği olduğuna dikkati çekerek, ürün güvenliğinin can, mal ve çevrenin korunması, verimliliğin sağlanması ile haksız rekabetin önlenmesi gibi fonksiyonlarıyla sürdürülebilir kalkınma bakımından büyük önem oluşturduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir Büyükelçisi Boumediene Guennad’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Guennad, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan Büyükelçisi İlkhom Khaydarov’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Khaydarov, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.