Afrika ülkelerinden Ruanda’nın Milli Günü kutlandı.
Ankara Hilton Otelde Ruanda’nın Ulusal Kurtuluş Günü ve Tutsilere karşı soykırımın önlenmesinin 30’uncu yıldönümü dolayısıyla bir resepsiyon düzenlendi
Ankara Hilton Oteldeki Resepsiyon, Rwanda Ankara Büyükelçisi Charles KAYONGA’nın ev sahipliğindeydi.
Ruanda Kurtuluş Günü resepsiyonunda, Türkiye’yi temsilen Dışişleri Bakan yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Namık Kemal BOZAY hazır bulundu.
Ruanda’nın Kurtuluş Günü ve Tutsilere karşı yapılan soykırımın önlenmesi dolayısıyla düzenlenen Resepsiyonda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Eiçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Ruanda Milli Günü resepsiyonu Türk ve Ruanda Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin ardından konuşmalara geçildi.
Resepsiyondaki ilk konuşmayı Dışişleri Bakan yardımcısı Mehmet Kemal BOZAY yaptı.
Dışişleri Bakan yardımcısı Mehmet Kemal BOZAY konuşmasında, Ruanda Kurtuluş Günü ve Tutsilere karşı soykırımın önlenmesinin 30’uncu yıldönümü resepsiyonunda bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Dışişleri Bakan yardımcısı Bozay, Ruanda’da 1994’te yapılan soykırımı üzüntüyle andığını da dike getirdi.
Son 30 yılda Ruanda’nın toplumsal barışı ve ulusal birliğinin sağlanmasıyla birlikte ekonomi ve toplumsal kalkınma alanında elde ettiği başarıları takdirle karşıladığını kaydeden Bozay, Ruanda’daki dönüşümün görünür ve çok güçlü olduğunu söyledi.
Bozay, Ruanda’nın Afrika’da istikrarla gelişen ülkelerin önemli bir örneği olduğunun da altını çizerek, ülkede çevresel barışın, istikrarın ve refahın daim olması dileklerini bildirdi.
Türkiye ve Ruanda ikili ilişkilerine de sözü getiren Dışişleri Bakan yardımcısı Bozay, Ruanda da ticaretten yatırıma, eğitimden sağlığa, çeşitli alanlarda önemli ilerlemeler kaydedildiğini vurguladı.
Bozay, ikili ilişkilerin güçlendirilmesi için kararlı bir tutum içinde olduklarını da vurguladı.
Dışişleri Bakan yardımcısı ve Avrupa Birliği Bakanı Mehmet Kemal BOZAY’ın konuşmasından sonra kürsüye Ruanda’nın Ankara Büyükelçisi Charles KAYONGA geldi.
Büyükelçi Kayonga, Ruanda’da geçmişte yaşananları şu şekilde anlattı; “Yaygın savaş durumlarında, düşmanın yenilgisi heyecan ve sevinç sebebidir. Kurtuluş Gücü 4 Temmuz 1994 sabahı Başkent KİGALİ’yi ele geçirdiğinde durum böyle değildi.
O sırada şehre giren RPA (Rwanda Patriotic Army-Ruanda Yurtsever Ordusu) savaşçıları ve diğerleri, şehirde ve aslında tüm kırsal kesimde karşılaştıkları kırkunç manzara karşısında şaşkına dönmüşlerdi.
Savaşçılar, özellikle yüz günün tamamını, tehlike altında olan insanları kurtarmaya çalışırken katillerle savaşarak geçirmişlerdi. Bu süreçte, her gün korkunç katliam sahneleriyle karşılaştılar ve çoğu pala darbesinden veya silah atışından sağ kurtulan veya günlerce süren açlık, susuzluk ve korku sebebiyle ölümün eşiğinde olan insanları kurtardılar.
Harabe haline gelen şehir, sokaklar, evler ve hatta kiliseler çürüyen cesetlerle doluydu. Devlet daireleri ve banka gibi kurumlar tahrip edilmiş, kaçan askeri personel ve milislerin değerli eşyaları, paraları ve önemli belgeleri ele geçirilmişti. Ayakta kalan binalar, değerli bir şey ararken kaçanlar tarafından yağmalanmıştı. Ve sanki bu yeterli değilmiş gibi geri çekilip kaçarken, hükümet askerleri halkı o zamanlar ZAİRE olarak bilinen Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne kaçmaya zorladı.
Bu soykırımın mimarlarının yenilgi stratejisiydi; kurtarıcıları, Ruanda Yurtsever Cephesi’ni gelecekteki Siyadi ve askeri planları için ellerinde tutarken nüfustan mahrum bırakmak.
Başkent KİGALİ, bu sebeple hayalet bir şehre dönmüştü ve Tutsilerin çoğunun öldüğü ve Hutuların komşu ülkelere sürüldüğü göz önüne alındığında, ülke neredeyse vatandaşsız kalmıştı. O gün, yani 4 Temmuz ‘da kurtarıcıların ülkede hakim olduğunu gördükleri ortam buydu.
Bu ortam ve günün ruh hali kutlamaya elverişli olmasa da halkımız kurtuluş yolculuğunda büyük bir adım atmıştı.
Onlar ölüm aktörlerini şeytani ve yıkıcı gidişatlarından alıkoydular ve biz şimdi ülkemiz için farklı bir sayfa yazma fırsatına sahibiz. Bu günü kutlamamızın sebebi budur. Geleceğimizi belirlemek için ÖZGÜRLÜK kazanmak. Bu gün aynı zamanda bizi özgürleştiren ve halkımızı ölümden kurtaran kahramanlara da teşekkürlerimizi sunuyoruz. Binlercesi hayatlarıyla bedel ödedi. Binlercesi de bugün hala hayatta ve şu ya da bu şekilde hizmet veriyor.
Ülkemiz, onların fedakarlıklarına sonsuza kadar minnet duyacaktır.
Ülkemizi saran dehşetten otuz yıl sonra Ruanda, meşhur ANKA KUŞU gibi küllerinden yeniden doğmuştur.
Yağmalansn harap edilen ve yaşanmaz hale gelen ülke, şimdi değerler ve amaçlar etrafında birleşen vatandaşlarıyla huzurlu ve hayat dolu.
Bugün tüm vatandaşlar yasalar önünde eşittir ve insanların kabilelerine ve liderlere yakınlıklarına göre haklarının paylaştırıldığı günler geride kalmıştır. Tüm Ruandalı çocuklar ayrımcılık olmadan vatandaşlık hak ve ayrıcalıklarından yararlanabilmektedir.
Kararlı ve hesap verebilir bir liderlik sayesinde sağlık, eğitim ve diğer temel hizmetlere erişim de dahil olmak üzere tüm alanlarda halkımızın yaşam standartlarında başarılar kaydettik.
Soykırım sonrası Ruanda’daki liderlik, kurtuluş için hayatlarını feda edenlerin Adıl hedeflerini korumuştur; Bu hedefler arasında, halkımızın birlik ve beraberlik değerlerinin korunması ve bir vatana sahip olma haklarının yeniden tesis edilmesi yer almaktadır.
1980’lerde Ruanda’nın nüfusu sadece 7 milyon iken o zamanki liderlik mültecilerin vatan sahibi olma haklarını reddetti. Bugün 14 milyona ulaşan Ruanda’da yönetim sadece insanların evlerine dönmelerine izin vermekte kalmadı, bazı durumlarda soykırımcılar tarafından rehin tutulan mültecileri kurtarmak için askeri operasyonlar başlattı.
Dahası, yönetim dünyanın herhangi bir yetinden gelen göçmenlere güvenli ve onurlu bir yuva sunmaya isteklidir. Şu ana kadar Libya, Sudan Cumhutiyeti, Demokratik Kongo Cumhutiyeti, Burundi ve hatta Afganistan’dan gelen göçmen ve mültecileri kabul ettik ve onlara ev sahipliği yapıyoruz.
Sosyal ve ekonomik kalkınma açısından da Ruanda aynı şekilde iyi nir ilerleme kaydetmiştir. Yoksulluk azalmakta ve 1993’te 26 yıl olan ortalama yaşam süresi 2019’ta 69 yıla yükselmiştir.
Bu, diğer şeylerin yanı sıra, Rusnda’nın evrensel sağlık sisteminin (MUTUELLE DE SANTE olarak adlandırılır) sayedinde anne çocuk sağlığının iyileştirilmesi ve tıp alanındaki yeniliklerin ve bulaşıcı hastalık yükünün azaltılmadı ile olmuştur.
2019 itibariyle Mutual Health Care, nüfusun yaklaşık yüzde 96’sını kapsayarak Tubbi maliyetleri düşürmüş ve nüfusun en yoksul üyelerine dahi hizmet sağlamıştır.
Burada, Türkiye’deki genç öğrenci topluluğumuza, ülkemizdeki yoksulların ihtiyaçlarını karşılamak üzere düzenli olarak fon sağlayarak bu programı destekledikleri için teşekkür etmek istiyorum.
Ruanda, cinsiyet eşitliği konusunda önde gelen ülkeler arasında ve Dünya Ekonomik Forumu’nun 2017 yılının Küresel Cinsiyet Farkı Raporu’na göre en iyi ilk beş ülke arasında yer almaktadır. Kafın liderler hem yürütme hem de yasama organlarında baskın olarak bulunmakta ve yargıda önemli ölçüde temsil edilmektedir. Ruanda ayrıca 2019 yılında yüzde 84 ile işgücüne katılan kadınların sayısında en yüksek oranlardan birine de sahiptir.
Felaketin boyutları ve onlarca yıl süren köyü yönetim göz önüne alındığında, bağımsızlığın ardından, başarılarımız dış destek olmadan gerçekleşmezdi. Dünyanın dört bir yanındaki dost ülkelerin cömertliğinden büyük ölçüde faydalandık. Bu ülkelerden aldığımız maddi, teknik ya da manevi destek, yurt içinden gelen girdileri artırdı.
Bu bağlamda dostluk elini uzatma konusunda açık ve kararlı davranan Türkiye Cumhutitiyeti’ni özellikle vurgulamak isterim. Ruanda ve Türkiye arasındaki işbirliği 2013 yılında Ruanda’nın Ankara’da Büyükelçilik açması ve ertesi yıl Türkiye’nin de buna karşılık vermesiyle yenilenmiştir. O tarihten bu yana Bakanlar düzeyinde karşılıklı siyasi ziyaretler gerçekleştirdik ve iki ülkenin üst düzey liderleri bir çok kez bir araya gelerek görüşmelerde bulundular. Teknik düzeyde de görül alışverişinde bulunuldu. Liderlerimiz tarafından oluşturulan iyi siyasi anlayışın bir sonucu olarak sağlık, güvenlik, altyapı, turizm ve eğitim alanında bir dizi mutabakat zaptı imzalandı ve uygulanıyor.”
Ruanda Büyükelçidi Charles KAYONGA daha sonra sözlerini şu şekilde sonlandırd:“ Başkanımız Sayın Paul KAGAME’nin şu sözlerini yinelemek istiyorum; “ Kurtuluş, tek bir olay ya da bir son nokta değildir. Kurtuluş, yaptığımız her şeye ilham veren ve onsuz başarılı olamayacağımız bir tutumdur.” Kurtuluşumuzun 30’uncu yıldönümünü anarken, bu tutumu sürdürelim. Güney Afrikalı dostlarım da buna katılabilir ve ALUTA CONTINUA diyebilirler.
İlginiz için hepinize teşekkür ederim.
Konuşmalardan sonra, Ruanda Kurtuluş Günü için hazırlanan pastanın kesimi yapıldı.
Bu arada, Büyükelçilerin de eşlik ettiği Folklor ekibinin Ruanda’nın geleneksel folklor ve dans gösterisinin akabinde davetlilere yemek servisi yapıldı.
Resepsiyona katılan konuklar resepsiyonda kendilerine ikram edilen yemeklerin tadını çıkarırken birlikte sohbet ederek geceyi sonlandırdılar.
Kısaca RUANDA SOYKIRIMI
Ne oldu? Nasıl sonuçlandı?
Ruanda Soykırımı, Ruanda’da 1994 yılında yüz gün içinde yaklaşık 800 bin Tutsi ve ılımlı Hutu’nun, aşırı uç Hutular tarafından katledilmesi olayıdır. Katliam, Tutsi destekli isyancı Ruanda Vatansever Cephesi lideri Paul Kagame’ye bağlı güçlerce, Hutu ağırlıklı hükûmetin düşürülmesi ile son buldu.
Demokratik toplumların en temel yapı taşlarından biri olan basın, doğru, tarafsız ve ilkeli habercilik anlayışıyla toplumu bilgilendirme görevini üstlenmektedir. Sizler, büyük bir özveriyle gece gündüz demeden halkımızı aydınlatıyor ve toplumun bilinçlenmesine katkı sağlıyorsunuz.
Türk sporunun en köklü branşlarından biri olan güreşte, elde edilen başarıları kamuoyuna ulaştırırken gösterdiğiniz hassasiyet ve destek bizim için çok kıymetlidir. Türkiye Güreş Federasyonu olarak, çalışmalarınızın öneminin farkındayız ve sizlere her zaman minnettarız.
Bu anlamlı günde, başta güreş camiasını yakından takip eden siz değerli basın emekçileri olmak üzere tüm gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü içtenlikle kutluyoruz. Zor şartlar altında sürdürdüğünüz bu kutsal görevinizde başarılar dileriz.
Ukrayna Sivil Toplum Kuruluşu “Tüm Ukrayna Vatanseverler Birliği” ve Türk Amerikan Derneği’nden sergi açılışı.
Türk Amarikan Derneği M. Emin Hekimgil Sanat Galerisi Ukrayna Rüyasının Yüzleri isimli sergiye ev sahipliği yapıyor.
Ukrayna Rüyasının Yüzleri isimli sergi, Ukrayna’da bir sivil toplum kuruluşu olan ‘Tüm Ukrayna Vatanseverler Derneği’ tarafından hayata geçirilen bir proje.
Sergi, savaşın yıkıcı etkilerine rağmen Ukrayna’da kalmak zorunda olan ya da dünyanın farklı köşelerine sığınan Ukraynalı çocukların hikayelerini bir araya getirerek toplumsal farkındalık yaratmayı hedefliyor.
Sergide, çocukların kendi çizimleri, hikayeleri ve umutları yer almakta ve çizdikleri resimlerle hem yaşadıkları trajediyi hem de geleceğe dair özlemlerini etkileyici bir şekilde anlatıyor. Yaşadıkları savaşın gölgesinde büyümek zorunda kalan çocuklar, barışa olan inançlarını ve bir gün evlerine dönebilme hayallerini resimlerinde ifade ediyor.
Serginin açılışı, Türk-Amerikan Derneği Koordinatörü Yağmur TÜRK’ün sunumuyla başladı.
Sergide, ilk konuşmayı Tüm Ukrayna Vatanseverler Derneği Başkanı Ganna MAİBORODA yaptı.
Ganna MAİBORODA, konuşmasında savaşta yaşanan trajedide en çok zarar görenlerin çocuklar olduğunu belirterek sergide, çocuklar tarafından çizilen resimlerin bunu en iyi şekilde yansıttığını vurguladı.
MAİBORODA, bu trajedinin geldiği noktayı da daha sonra rakamlar eşliğinde açıkladı.
Tüm Ukrayna Vatanseverler Derneği Başkanı Ganna MAIBORODA, daha sonra serginin Ankara’da gerçekleştirilmesini sağladıkları için öncelikle Türk Amerikan Derneği’ne teşekkür ederek konuşmasına başladı.
MAIBORODA, konuşmasında Amerika Birleşik Devletleri’nin diplomatik temsilciliğindeki görevlilere ve Baş Müsteşar vekiline de şükranlarını sundu.
MAIBORODA, Etkinliğin gerçekleştirilmesini sağlayan herkese de teşekkür etti.
Ganna MAIBORODA, konuşmasında, Amerikalı dostlarına hiç bir zaman eksilmeyen şükranlarını da bir kez daha ifade etti.
Bugüne kadar Amerikan halkından ve hükümetinden büyük, görülmedik ölçüde sistemli bir yardım aldıklarını ifade eden MAIBORADA, bu yardım sayesinde bir devlet olarak bağlarını sürdürme mücadelelerini gerçekleştirdiklerinin altını çizdi.
Bu çerçevede, kendilerini verdikleri destekten dolayı Türkiye Cumhuriyeti’ne de derinden bir minnettarlık duyduklarını belirten MAIBORADA, özellikle Türkiye’nin dirençlerini mümkün kılmada oynamış oldukları stratejik derinliğe sahip rolün, bu çerçevede ortaya konulan faaliyetler ve kararların her zaman için önemini korumaya devam ettiğini söyledi.
Ukraynalı çocukların kendilerinin umutları ve geleceği olduğunu dile getiren MAIBORODA, onlarla birlikte daha parlak bir geleceğe adım atmaya çalıştıklarını vurguladı.
Ukrayna Büyükelçiliği Müsteşarı Oleksiy CHERNYSHOV da Hayalimin İzleri sergisinin açılışında davetlilerle birarada bulunmaktan onur duyduğunu belirterek konuşmasına başladı.
Etkinliğin, Ukraynalı Sivil Toplum Kuruluşu Patriot Derneği’nin Başkanı Ganna MAIBORADA olmaksızın mümkün olmayacağını hatırlatan CHERNYSHOV, bunun içln kendisine teşekkür ettiğini belirtti.
Etkinliğin, Ukrayna Vatanseverleri Sivil Toplum Derneği PATRIOT’un ilk yurtdışı etkinliği olduğunu ifade eden CHERNYSHOV, serginin savaş sebebiyle farklı koşullarda bulunan 215 Ukraynalı çocuğun çalışmalarını bir araya getirdiğini belirtti.
Chernyshov, projenin amacının her şeyin en kötü haliyle göründüğü halde dahi çocukların hala hayal kurduklarını bir şeyler yarattıklarını ve inandıklarını göstermesi açısından gerçekten çok önemli olduğunu vurgulayarak onların mutlu bir çocukluktan çok daha fazlasını hayal ettiklerini, kendilerini her zaman önemseyen, güçlü bir Ukrayna düşlerinin var olduğunu gösterdiğine de dikkat çekti.
Oleksiy CHERNYSHOV, konuşmasında, Ukraynalı çocukları güvenli bir şekilde ülkelerinde ağırladıkları için Ukrayna dostlarına da minnettarlığını dile getirdi.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçiliği Başmüsteşar vekili Viraj Le BAILLY de konuşmasına öncelikle Türk Amerikan Derneği’nde sergiyi düzenleyenlere teşekkür ederek başladı.
BAILLY, kendilerini derinden etkileyen çevrelerindeki sanat eserlerine-herkese ilham veren sanat eserlerine değinmeden önce, yaklaşık 9 gün önce vefat eden eski Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Jimmy CARTER hakkında bir konuşma yaptı.
Bailly, 9 gün önce Amerika Birleşik Devletleri ve Dünyanın bir devlet adamı ve insani yardım gönüllüsünü kaybettiğini söyledi.
Jimmy Carter’ın barışa ve insan haklarına sarsılmaz adanmışlığı olan bir kişi olduğuna vurgu yapan Bailly, O’nun bütün küresel topluluğun daha iyi bir gelecekte yaşaması için çaba sarfettiğini ve bu çerçevede çabalarını sürdürdüğünü ifade etti.
BAILLY, Carter’ın bu çabalarının hem Amerika Bşrleşik Devletleri’nde hem de dünyada silinmez bir iz bıraktığını söyledi.
Bailly, Başkan Carter’ın barışın tesis edilmesine yönelik Camp David anlaşmalarında ortaya koyduğu dur durak bilmez çalışmalarının, sayısız diplomatik misyonlara kadar ortaya koyduğu bu çabaların, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde çatışmaları çözüme kavuşturma ve ülkeler arasında birbirini daha iyi anlama ve mutabakat sağlama yönündeki taahhüdünü gözler önüne serdiğini kaydetti.
Başkan Carter’ın ortaya koyduğu, gerisinde bıraktığı mirasın şefkat, dürüstlük ve diğer insanlara sarsılmaz bir hizmet sağlama anlayışına dayalı olduğunu ifade eden Bailly, kendilerinin de bu ruh çerçevesinde bu projeyi;“UKRAYNA RÜYASI”’nı anlatan projeyi desteklemekten onur duyduklarını dile getirdi.
Bailly, projenin hedefine ulaştığını ve savaşta inanılmaz acılar çeken çocukların seslerini duyurmaları ve kendilerini ifade edebilmelerini bir anlamda ortaya koyduğunu belirtti.
Sergi, ABD Büyükelçiliği tarafından desteklenen TAD ConnectUSA American Corner Ankara işbirliğiyle düzenleniyor.
Sergi 30 Ocak tarihine kadar sanatseverlerce ziyaret edilebilecek.
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak, Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül’ü makamında kabul etti. Ziyarette, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya da bulundu.
Görüşmede, Türk güreşinin mevcut durumu ve geleceğe yönelik planlar detaylı bir şekilde ele alındı. Bakan Bak, Taha Akgül’e yeni görevinde başarılar dileyerek, güreş sporunun Türkiye için önemine vurgu yaptı.
Bakan Dr. Osman Aşkın Bak, güreşin önemini vurgulayarak, bu sporun gelişimi için sağlanan desteklerinin artarak devam edeceğini ifade etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.