Afrika ülkelerinden Ruanda’nın Milli Günü kutlandı.
Ankara Hilton Otelde Ruanda’nın Ulusal Kurtuluş Günü ve Tutsilere karşı soykırımın önlenmesinin 30’uncu yıldönümü dolayısıyla bir resepsiyon düzenlendi
Ankara Hilton Oteldeki Resepsiyon, Rwanda Ankara Büyükelçisi Charles KAYONGA’nın ev sahipliğindeydi.
Ruanda Kurtuluş Günü resepsiyonunda, Türkiye’yi temsilen Dışişleri Bakan yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Namık Kemal BOZAY hazır bulundu.
Ruanda’nın Kurtuluş Günü ve Tutsilere karşı yapılan soykırımın önlenmesi dolayısıyla düzenlenen Resepsiyonda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Eiçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Ruanda Milli Günü resepsiyonu Türk ve Ruanda Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin ardından konuşmalara geçildi.
Resepsiyondaki ilk konuşmayı Dışişleri Bakan yardımcısı Mehmet Kemal BOZAY yaptı.
Dışişleri Bakan yardımcısı Mehmet Kemal BOZAY konuşmasında, Ruanda Kurtuluş Günü ve Tutsilere karşı soykırımın önlenmesinin 30’uncu yıldönümü resepsiyonunda bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Dışişleri Bakan yardımcısı Bozay, Ruanda’da 1994’te yapılan soykırımı üzüntüyle andığını da dike getirdi.
Son 30 yılda Ruanda’nın toplumsal barışı ve ulusal birliğinin sağlanmasıyla birlikte ekonomi ve toplumsal kalkınma alanında elde ettiği başarıları takdirle karşıladığını kaydeden Bozay, Ruanda’daki dönüşümün görünür ve çok güçlü olduğunu söyledi.
Bozay, Ruanda’nın Afrika’da istikrarla gelişen ülkelerin önemli bir örneği olduğunun da altını çizerek, ülkede çevresel barışın, istikrarın ve refahın daim olması dileklerini bildirdi.
Türkiye ve Ruanda ikili ilişkilerine de sözü getiren Dışişleri Bakan yardımcısı Bozay, Ruanda da ticaretten yatırıma, eğitimden sağlığa, çeşitli alanlarda önemli ilerlemeler kaydedildiğini vurguladı.
Bozay, ikili ilişkilerin güçlendirilmesi için kararlı bir tutum içinde olduklarını da vurguladı.
Dışişleri Bakan yardımcısı ve Avrupa Birliği Bakanı Mehmet Kemal BOZAY’ın konuşmasından sonra kürsüye Ruanda’nın Ankara Büyükelçisi Charles KAYONGA geldi.
Büyükelçi Kayonga, Ruanda’da geçmişte yaşananları şu şekilde anlattı; “Yaygın savaş durumlarında, düşmanın yenilgisi heyecan ve sevinç sebebidir. Kurtuluş Gücü 4 Temmuz 1994 sabahı Başkent KİGALİ’yi ele geçirdiğinde durum böyle değildi.
O sırada şehre giren RPA (Rwanda Patriotic Army-Ruanda Yurtsever Ordusu) savaşçıları ve diğerleri, şehirde ve aslında tüm kırsal kesimde karşılaştıkları kırkunç manzara karşısında şaşkına dönmüşlerdi.
Savaşçılar, özellikle yüz günün tamamını, tehlike altında olan insanları kurtarmaya çalışırken katillerle savaşarak geçirmişlerdi. Bu süreçte, her gün korkunç katliam sahneleriyle karşılaştılar ve çoğu pala darbesinden veya silah atışından sağ kurtulan veya günlerce süren açlık, susuzluk ve korku sebebiyle ölümün eşiğinde olan insanları kurtardılar.
Harabe haline gelen şehir, sokaklar, evler ve hatta kiliseler çürüyen cesetlerle doluydu. Devlet daireleri ve banka gibi kurumlar tahrip edilmiş, kaçan askeri personel ve milislerin değerli eşyaları, paraları ve önemli belgeleri ele geçirilmişti. Ayakta kalan binalar, değerli bir şey ararken kaçanlar tarafından yağmalanmıştı. Ve sanki bu yeterli değilmiş gibi geri çekilip kaçarken, hükümet askerleri halkı o zamanlar ZAİRE olarak bilinen Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne kaçmaya zorladı.
Bu soykırımın mimarlarının yenilgi stratejisiydi; kurtarıcıları, Ruanda Yurtsever Cephesi’ni gelecekteki Siyadi ve askeri planları için ellerinde tutarken nüfustan mahrum bırakmak.
Başkent KİGALİ, bu sebeple hayalet bir şehre dönmüştü ve Tutsilerin çoğunun öldüğü ve Hutuların komşu ülkelere sürüldüğü göz önüne alındığında, ülke neredeyse vatandaşsız kalmıştı. O gün, yani 4 Temmuz ‘da kurtarıcıların ülkede hakim olduğunu gördükleri ortam buydu.
Bu ortam ve günün ruh hali kutlamaya elverişli olmasa da halkımız kurtuluş yolculuğunda büyük bir adım atmıştı.
Onlar ölüm aktörlerini şeytani ve yıkıcı gidişatlarından alıkoydular ve biz şimdi ülkemiz için farklı bir sayfa yazma fırsatına sahibiz. Bu günü kutlamamızın sebebi budur. Geleceğimizi belirlemek için ÖZGÜRLÜK kazanmak. Bu gün aynı zamanda bizi özgürleştiren ve halkımızı ölümden kurtaran kahramanlara da teşekkürlerimizi sunuyoruz. Binlercesi hayatlarıyla bedel ödedi. Binlercesi de bugün hala hayatta ve şu ya da bu şekilde hizmet veriyor.
Ülkemiz, onların fedakarlıklarına sonsuza kadar minnet duyacaktır.
Ülkemizi saran dehşetten otuz yıl sonra Ruanda, meşhur ANKA KUŞU gibi küllerinden yeniden doğmuştur.
Yağmalansn harap edilen ve yaşanmaz hale gelen ülke, şimdi değerler ve amaçlar etrafında birleşen vatandaşlarıyla huzurlu ve hayat dolu.
Bugün tüm vatandaşlar yasalar önünde eşittir ve insanların kabilelerine ve liderlere yakınlıklarına göre haklarının paylaştırıldığı günler geride kalmıştır. Tüm Ruandalı çocuklar ayrımcılık olmadan vatandaşlık hak ve ayrıcalıklarından yararlanabilmektedir.
Kararlı ve hesap verebilir bir liderlik sayesinde sağlık, eğitim ve diğer temel hizmetlere erişim de dahil olmak üzere tüm alanlarda halkımızın yaşam standartlarında başarılar kaydettik.
Soykırım sonrası Ruanda’daki liderlik, kurtuluş için hayatlarını feda edenlerin Adıl hedeflerini korumuştur; Bu hedefler arasında, halkımızın birlik ve beraberlik değerlerinin korunması ve bir vatana sahip olma haklarının yeniden tesis edilmesi yer almaktadır.
1980’lerde Ruanda’nın nüfusu sadece 7 milyon iken o zamanki liderlik mültecilerin vatan sahibi olma haklarını reddetti. Bugün 14 milyona ulaşan Ruanda’da yönetim sadece insanların evlerine dönmelerine izin vermekte kalmadı, bazı durumlarda soykırımcılar tarafından rehin tutulan mültecileri kurtarmak için askeri operasyonlar başlattı.
Dahası, yönetim dünyanın herhangi bir yetinden gelen göçmenlere güvenli ve onurlu bir yuva sunmaya isteklidir. Şu ana kadar Libya, Sudan Cumhutiyeti, Demokratik Kongo Cumhutiyeti, Burundi ve hatta Afganistan’dan gelen göçmen ve mültecileri kabul ettik ve onlara ev sahipliği yapıyoruz.
Sosyal ve ekonomik kalkınma açısından da Ruanda aynı şekilde iyi nir ilerleme kaydetmiştir. Yoksulluk azalmakta ve 1993’te 26 yıl olan ortalama yaşam süresi 2019’ta 69 yıla yükselmiştir.
Bu, diğer şeylerin yanı sıra, Rusnda’nın evrensel sağlık sisteminin (MUTUELLE DE SANTE olarak adlandırılır) sayedinde anne çocuk sağlığının iyileştirilmesi ve tıp alanındaki yeniliklerin ve bulaşıcı hastalık yükünün azaltılmadı ile olmuştur.
2019 itibariyle Mutual Health Care, nüfusun yaklaşık yüzde 96’sını kapsayarak Tubbi maliyetleri düşürmüş ve nüfusun en yoksul üyelerine dahi hizmet sağlamıştır.
Burada, Türkiye’deki genç öğrenci topluluğumuza, ülkemizdeki yoksulların ihtiyaçlarını karşılamak üzere düzenli olarak fon sağlayarak bu programı destekledikleri için teşekkür etmek istiyorum.
Ruanda, cinsiyet eşitliği konusunda önde gelen ülkeler arasında ve Dünya Ekonomik Forumu’nun 2017 yılının Küresel Cinsiyet Farkı Raporu’na göre en iyi ilk beş ülke arasında yer almaktadır. Kafın liderler hem yürütme hem de yasama organlarında baskın olarak bulunmakta ve yargıda önemli ölçüde temsil edilmektedir. Ruanda ayrıca 2019 yılında yüzde 84 ile işgücüne katılan kadınların sayısında en yüksek oranlardan birine de sahiptir.
Felaketin boyutları ve onlarca yıl süren köyü yönetim göz önüne alındığında, bağımsızlığın ardından, başarılarımız dış destek olmadan gerçekleşmezdi. Dünyanın dört bir yanındaki dost ülkelerin cömertliğinden büyük ölçüde faydalandık. Bu ülkelerden aldığımız maddi, teknik ya da manevi destek, yurt içinden gelen girdileri artırdı.
Bu bağlamda dostluk elini uzatma konusunda açık ve kararlı davranan Türkiye Cumhutitiyeti’ni özellikle vurgulamak isterim. Ruanda ve Türkiye arasındaki işbirliği 2013 yılında Ruanda’nın Ankara’da Büyükelçilik açması ve ertesi yıl Türkiye’nin de buna karşılık vermesiyle yenilenmiştir. O tarihten bu yana Bakanlar düzeyinde karşılıklı siyasi ziyaretler gerçekleştirdik ve iki ülkenin üst düzey liderleri bir çok kez bir araya gelerek görüşmelerde bulundular. Teknik düzeyde de görül alışverişinde bulunuldu. Liderlerimiz tarafından oluşturulan iyi siyasi anlayışın bir sonucu olarak sağlık, güvenlik, altyapı, turizm ve eğitim alanında bir dizi mutabakat zaptı imzalandı ve uygulanıyor.”
Ruanda Büyükelçidi Charles KAYONGA daha sonra sözlerini şu şekilde sonlandırd:“ Başkanımız Sayın Paul KAGAME’nin şu sözlerini yinelemek istiyorum; “ Kurtuluş, tek bir olay ya da bir son nokta değildir. Kurtuluş, yaptığımız her şeye ilham veren ve onsuz başarılı olamayacağımız bir tutumdur.” Kurtuluşumuzun 30’uncu yıldönümünü anarken, bu tutumu sürdürelim. Güney Afrikalı dostlarım da buna katılabilir ve ALUTA CONTINUA diyebilirler.
İlginiz için hepinize teşekkür ederim.
Konuşmalardan sonra, Ruanda Kurtuluş Günü için hazırlanan pastanın kesimi yapıldı.
Bu arada, Büyükelçilerin de eşlik ettiği Folklor ekibinin Ruanda’nın geleneksel folklor ve dans gösterisinin akabinde davetlilere yemek servisi yapıldı.
Resepsiyona katılan konuklar resepsiyonda kendilerine ikram edilen yemeklerin tadını çıkarırken birlikte sohbet ederek geceyi sonlandırdılar.
Kısaca RUANDA SOYKIRIMI
Ne oldu? Nasıl sonuçlandı?
Ruanda Soykırımı, Ruanda’da 1994 yılında yüz gün içinde yaklaşık 800 bin Tutsi ve ılımlı Hutu’nun, aşırı uç Hutular tarafından katledilmesi olayıdır. Katliam, Tutsi destekli isyancı Ruanda Vatansever Cephesi lideri Paul Kagame’ye bağlı güçlerce, Hutu ağırlıklı hükûmetin düşürülmesi ile son buldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’te yaptığı konuşmada, “Teknolojiyi sadece kullanan değil; tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana Şakirpaşa Havalimanı’nda düzenlenen TEKNOFEST 2024’e katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına Adanalıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos’ta Adana’ya gelerek muhteşem bir projenin açılışını yaptıklarını, Adana ile Mersin’in de gurur kaynağı olan Uluslararası Çukurova Havalimanı’nı tüm bölgenin hizmetine sunduklarını hatırlattı.
Şimdi de dünyanın en büyük Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali için Adana’da olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl milyonlarca vatandaşımızın akın ettiği, gençlerimizin heyecanla beklediği TEKNOFEST Adana’ya hepiniz hoş geldiniz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Adana’nın gençlerin coşkusuyla bir başka güzel olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: “Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı. Bugün burada sadece millî teknoloji hamlemizin göz kamaştıran ürünleri yok. Burada aynı zamanda Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacak genç yüreklerimiz, parlak zihinlerimiz var. Burada yarının Hezarfen Ahmet Çelebileri, Cezerileri, Ferganileri, Ali Kuşçuları, Aziz Sancarları var. Burada aşkın diliyle, barışın diliyle, ilmin, teknolojinin, bilimin diliyle konuşan, ufku açık yüz binlerce gencimiz var. Sizlerin vasıtasıyla bilime, araştırmaya, teknolojiye, keşfetmeye özellikle meraklı ülkemizin tüm gençlerini bir kez daha sevgiyle selamlıyorum. Kalplerimizi tekrar buluşturan Rabbime hamdediyorum.
Biz, Çukurova Havalimanı’nı açtığımızda birileri Şakirpaşa ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürüttüler. Akla, vicdana, siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiayı gündeme taşıdılar. Peki, ne oldu? İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bugün bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa kapandı mı? Şakirpaşa açık mı? Buyurun biz de bugün Şakirpaşa’ya indik. Ve şimdi Şakirpaşa’da bir TEKNOFEST fuarını şu anda gümbür gümbür buradan dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip Şakirpaşa ne olacak diye endişelenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum, siz, birilerine bakıp da asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha mühim, daha hayati görevler icra edecek. Millî teknoloji hamlemizin simgesi olan TEKNOFEST sadece bir başlangıç. İnşallah burayı tarihine, misyonuna ve önemine uygun şekilde çok etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST 2024’ün Adana’ya, Türkiye’ye, millete ve özellikle gözleri parlayan gençlere hayırlı, uğurlu olmasını diledi.
Gençlere özgüven aşılayan, umudu ve başarmayı öğreten bu güzide festivalin düzenlenmesinde emeği geçen Sanayi ve Teknoloji Bakanlığını, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını, sponsorlar ve iştirakçiler ile güvenlik görevlisinden gönüllülere herkesi tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendilerine tek tek teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürü de sizler gibi pırıl pırıl evlatlar yetiştiren, vatanına, milletine, devletine, tüm gücüyle hizmet edecek böyle parlak gençler büyüten anne-babalarımıza ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldıkları yarışmalarda ödül alan tüm gençleri, takımları kutlayarak, şunları ifade etti: “İsmini yaşattığımız eski Adana Valilerinden, Adana nehirlerini ıslahıyla ve tarıma verdiği destekle bilinen Şakir Paşa’yı da rahmetle anıyorum. Yiğidin sevdiği güzel olunca, ömrü arkasından sökülür gidermiş. Öyle demişler sevgili gençler. İşte bizim gönlümüzde de buraların, Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var. İlk fetihlerden Kuvayı Millîye’ye ve günümüze kadar devletine, milletine, hakka ve hakikate sahip çıkan Adana’nın kalbimizde farklı bir yeri var. Toroslar’ın çocukları, Çukurova’nın evlatları, Yemen’den Galiçya’ya, Sarıkamış’tan Çanakkale’ye, coğrafyamızın dört bir yanında hilal uğruna, bekamız uğruna ve sevdamız için şehit düştüler. Bugün başı dik, alnı ak, huzur içinde yaşıyorsak, gölge olarak sadece ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesini tanıyorsak, ölümden korkmayan o aziz şehitlerimiz sayesindedir. Bu vesileyle Adana’nın verdiği şehitleri, tüm şehitlerimizle birlikte rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun. Rabbim, hepsinden razı olsun.”
Geleceği inşa etmenin, yarınları hayal etmekle başlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin teknoloji serüveninin geçmiş yıllarda bugünü düşünerek hayal eden, dert ve ideal sahibi şahsiyetlerin emekleriyle şekillendiğini söyledi.
“SON 22 YILDA ELDE ETTİĞİMİZ HİÇBİR KAZANIM, BİZE ALTIN TEPSİDE SUNULMADI”
Biruni, Uluğ Bey, Cabir bin Hayyan, Harezmi, Piri Reis ve daha nice büyüğün bu uğurda fikir ve yürek teri döktüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil ve Necmettin Erbakan’ın hayallerini gerçekleştirmek pahasına bedeller ödediğini, hayalperestlikle suçlanmaktan şüpheli ölümlere kadar pek çok badireyle karşılaştığını hatırlattı.
Onların inandıkları yolda yürümekten hiçbir zaman vazgeçmediğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunu bilmenizi isterim, bugün hepimizi gururlandıran TEKNOFEST’e ulaşmak, buradaki ileri teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Bilhassa son 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım, bize altın tepside sunulmadı. Zorluklarla karşılaştık, engellerle buluştuk, sabotajlara maruz bırakıldık. İçeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Haksızlıkların, çifte standartların her türünü gördük, yaşadık. Neyi başardıysak, bileğimizin gücüyle başardık. Alnımızın teriyle başardık. Yüreğimizi, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla, savunma sanayii teknolojisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hâle geldik.”
Kendilerinden öncekilerin zor zamanlarda verdikleri asil mücadeleye dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de onların açtığı yolda sarsılmadan, yıkılmadan cesaretle yürüdük. O mücadele adamlarından büyük ve güçlü Türkiye için canını dişine takanlardan birisi de merhum Özdemir Bayraktar’dı” dedi.
Özdemir Bayraktar’ın insansız hava araçlarında çığır açan bir isim ve millî teknoloji hamlesinin mihmandarlarından olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BAYKAR’ın bugün hayata geçirdiği pek çok projenin de fikir babasıydı. Kararlıydı, azimliydi, cesurdu. Yılmadı ve yıldırmadan da yoluna devam etti. Kendi ifadesiyle, durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı. Bugün İHA ve SİHA’larımız 50’den fazla ülkede Türk savunma sanayini gururla temsil ediyorsa bu başarıda Özdemir ağabeyin çok büyük payı vardır. Kendisine bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. İnşallah sizler bu mücadeleyi çok daha iyi seviyelere taşıyacaksınız” diye konuştu.
Gençlerin kendilerinin eksiklerini telafi edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Unutmayın, sizler Türkiye’nin umudusunuz, sizler Türkiye’nin istikbali, Türkiye’nin aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Karşılaştığınız zorluklara aldırmadan sabırla, inançla hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. ‘Yapamazsınız, başaramazsınız’ diyen zihni köleleştirilmiş, iradesi esir alınmış felaket tellallarına kulak asmayın. Unutmayın sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır. İnancın ve azmin elinden Allah’ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz. Sevgili gençler, tüm bunları şu gerçeğin farkında olarak söylüyorum, Türkiye artık eski Türkiye değil, Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye’si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesi ile kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye’de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz.”
“İNSANSIZ HAVA ARAÇLARINDA DÜNYANIN İLK ÜÇ ÜLKESİ ARASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 22 yılda gençlerle hayalleri arasına girebilecek birçok engeli kaldırdıklarını belirterek, “Millî gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık, nereden nereye. Savunma sanayinde yerli ve millî üretimin payını yüzde 80’lere çıkardık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesi arasındayız” bilgisini verdi.
Araştırma Geliştirme Merkezi sayısını da sıfırdan 1328’e çıkarttıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buralarda 66 bin 250 projeyi tamamladık, 14 bin 634 proje ise devam ediyor. 22 yıl önce sadece 2 teknopark vardı, bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz. Buralarda da 13 bin 101 proje tamamlandı, 2 bin 262 proje devam ediyor. Daha bunlar gibi saymaya kalksak saatler alacak güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık.”
Merkezinde gençlerin olduğu 21. yüzyıl Türkiye’sini ilim ve teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisinde olduklarını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni, büyük ve güçlü Türkiye’yi yansıtan en önemli tablonun bu sene 10’uncusu düzenlenen TEKNOFEST olduğunu söyledi.
Her geçen yıl katılımcı sayısı artan, ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST’in geniş yelpazedeki yarışmalarıyla teknoloji ekosistemine ışık tuttuğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TEKNOFEST dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere çok net bir biçimde gösteriyor. TEKNOFEST, unutmayın gençler, bir gençlik destanıdır, TEKNOFEST bir teknoloji devrimidir. TEKNOFEST, bereketli Anadolu topraklarında filizlenen idealist gençlerin güçlü sesidir” diye konuştu.
2018’den bu yana TEKNOFEST’in dalga dalga büyüdüğüne hep beraber şahitlik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2018’de, 14 farklı kategoride toplam 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başlamıştık. Geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir’de 41 farklı kategoride 333 binden fazla takım, 1 milyondan fazla yarışmacıyla, 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık, Allah’a hamdolsun. TEKNOFEST Adana’ya ise 50 farklı kategoride, 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımından da yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Adana ve Mersin başta olmak üzere Akdeniz bölgesindeki tüm gençlerimizi, tüm çocuklarımızı, Şakirpaşa’ya davet ediyorum.”
“GERİLİM, ÇATIŞMA VE SAVAŞLAR COĞRAFYAMIZI İÇTEN İÇE ÇÖKERTİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede son yılların en sancılı günleri yaşandığına işaret ederek, “Gerilim, çatışma ve savaşlar coğrafyamızı içten içe çökertiyor. Gazze ve Lübnan’daki katliamları millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz” dedi.
Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse bir yıl olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu çocuk ve kadın 50 bin kişinin vahşice siyonist İsrail tarafından katledildiğini söyledi.
Saldırılarda 100 bine yakın insanın da yaralandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Şehirler birer enkaz yığınına döndü. İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti, şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Heniyye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra, geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.”
“GAZZE, BATI ŞERİA VE LÜBNAN İLE SINIRLI KALMAYACAK SİNSİ BİR PLAN UYGULAMAYA KONULMUŞTUR”
Uluslararası hukukun tamamen rafa kaldırılmış durumda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgede ateşkese, barışa ve huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar” ifadesini kullandı.
İsrail’in, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’i “istenmeyen kişi” ilan etmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’e, özellikle kalkıyor ‘Birleşmiş Milletler’e gelemez’ diye meydan okuyor. Şu hâle bak, şimdi 196 ülke, herhalde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da burada Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yönelik, Birleşmiş Milletler’e gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun? Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet hâliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki Batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın ama dökülen her damla kana bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derece ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım, bölgemizde sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan ile sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.”
“İSRAİL YÖNETİMİ YAPTIĞI HER AÇIKLAMAYLA ASIL NİYETLERİNİ ORTAYA KOYUYOR”
Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkesin meselenin Kudüs, Mescid-i Aksa ve “vadedilmiş topraklar” hezeyanı ile bağlantısını kolayca idrak edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz hepimiz arz-ı mevudun ne olduğunu gayet iyi biliriz. Vaat edilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Bunları biz gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor” dedi.
Türkiye’nin sahadaki gelişmeleri anbean takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin komşular ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğini ileriye taşıdığını ifade etti.
Zalimler karşısında insanlık cephesini güçlendirmenin gayretinde olduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve millî üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz. Elektronik harp ve millî yazılım konusu zaten gündemimizin üst sırasında yer alıyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden denizaltına, uçaktan helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından hava savunma sistemlerine kadar çok geniş bir alanda hamdolsun son derece güçlüyüz. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2’lerle yakaladığımız, Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi savaş uçağımız Kızıl Elma ile çok farklı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkarmayın, Adanalı kardeşlerim ‘Elle gelen öğün olmaz o da arasan bulunmaz.’ atasözünü çok iyi bilir. Biz de savunma sanayii alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığın acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli-açık ambargoları unutmadık.”
Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil bağımsızlık, güvenlik ve egemenlik manasına da geldiğini defalarca tecrübe ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayraktar’la, ANKA’yla, Akıncı’yla, Aksungur’la, Kızılelma’yla, Atak’la, Hürkuş’la, Hürjet’le, Gökbey’le, Kaan’la, Anadolu’yla, Altay’la ve ülkemizin caydırıcılığını artıran daha nice savunma kabiliyetlerimizle iftihar etmenin sebebi işte budur” dedi.
Türkiye’nin her zaman sulhu sükûnun tarafında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil, vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz. Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hâli karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız” ifadesini kullandı.
“Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız.” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağının gençler olduğunu söyledi. “Yerli ve millî olsun” diyerek çırpınan gençler oldukça vatanın daima güvende olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mavi Vatan’da, Gök Vatan’da sizlerin sesi, sizlerin nefesi her daim duyulacak. Size güveniyor, inanıyor ve hepinizle iftihar ediyorum. Sizlerle yol yürümekten, sizlere yoldaşlık etmekten onur duyuyorum. ‘Ülkem, milletim, insanlık için ne yapabilirim’ diye gayret eden, düşünen ve hayallerinin peşinden ayrılmayan siz gençleri yetiştiren ailelerinize de teşekkür ediyorum” dedi.
TEKNOFEST logolu montla platforma çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, festival paydaşlarıyla fotoğraf çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra TEKNOFEST Girişim Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi. TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile TEKNOFEST pozu vererek fotoğraf çektirdi.
ESPOR Federasyonu Başkanlığına ALPER AFŞIN ÖZDEMİR yeniden seçildi.
E-Spor Federasyonunun 2’inci Olağan Genel Kurulu Ankara’daki Etap ALTINEL Otelde yapıldı.
Genel kurulda iki adayın yarıştığı seçim sonunda ALPER AFŞIN ÖZDEMİR oy kullanan 101 delegeden 70’inin oyunu alarak ESPOR Federasyonu Başkanlığına yeniden seçildi.
ESPOR Federasyonu Başkanı ALPER AFŞİN ÖZDEMİR başkanlık seçiminin akabinde bir teşekkür konuşması yaptı.
ALPER AFŞIN ÖZDEMİR, teşekkür konuşmasında şunları söyledi: “ Merhabalar, öncelikle bugün burada ikinci olağan genel kurulumuz için bizlerle olan bütün delegelerimize çok teşekkür ediyorum.
Genel kurulun bütün camiamız ve Spor ekosistemi için hayırlı olmasını diliyorum.
Burada bulunan delegelerimize; bize oy vermiş, vermemiş olsun hiç ayrım yapmadan teşekkürlerimle beraber, inanıyorum ki elbirliğiyle hep birlikte spor camiasıyla Türkiye’yi daha da yukarıya taşıyacağız. Bu manada herkese kapımız açık olacak. Tekrardan teşekkürlerimi sunuyorum.
Hayırlı olsun diyorum.
Yapılan seçin sonucu, yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri de belirlendi.
Genel Kurul, yönetim kurulu üyelerinin toplu ve hatıra fotoğraf çekimleriyle sona erdi.
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak, Avrupa Basketbolunda Türk derbisine sahne olan FIBA Kadınlar Süper Kupa müsabakasında Beşiktaş’ı yenerek şampiyon olan Fenerbahçe Opet’i yayımladığı mesajla tebrik etti.
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak, Avrupa Basketbolunda Türk derbisine sahne olan FIBA Kadınlar Süper Kupa müsabakasında Beşiktaş’ı yenerek şampiyon olan Fenerbahçe Opet için tebrik mesajı yayımladı.
Bakan Bak, tebrik mesajında şu ifadelere yer verdi; “İlk kez iki Türk takımının karşılaştığı Basketbol FIBA Kadınlar Süper Kupa müsabakasını gururla izledik. Geçen sezonun FIBA Avrupa Ligi şampiyonu Fenerbahçe Opet ile FIBA Avrupa Kupası finalisti Beşiktaş arasında Basketbol Gelişim Merkezi’nde oynanan maçta rakibini yenerek Süper Kupa’yı üst üste ikinci kez kazanan Fenerbahçe Opet’i tebrik ediyorum. Beşiktaş’ı da sergilediği performanstan dolayı kutluyorum. Bu sezon Avrupa Kupalarında ülkemizi temsil edecek olan kulüplerimize başarılar diliyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.