Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Türkiye, varlık-yokluk mücadelesi verdiği bu zor günlerinde Filistin’in yanındadır, tüm imkânlarıyla Filistinli kardeşlerine sahip çıkmaktadır. İsrail’in soykırım politikasına en net ve güçlü tepkiyi veren ülke yine biziz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Ekranları başında bizleri takip eden vatandaşlarıma selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Son Kabine toplantımızdan bugüne üç hafta içinde ülkemiz ve milletimiz için son derece önemli açılış, ziyaret ve temaslar gerçekleştirdik.
Tarihe vefa, geçmişe saygı anlayışıyla ecdat emaneti eserleri tek-tek ayağa kaldırıyoruz. Moğolistan’dan Etiyopya’ya nerede ata yadigârı bir kültürel varlığımız mevcutsa sahip çıkıyor, kültürümüze ve insanlığa yeniden kazandırıyoruz. Büyük ülke ve büyük millet olmak neyi gerektiriyorsa tüm imkânlarımızla, tüm gücümüzle onu yerine getirmenin gayretindeyiz.
“MAZİDEN ATİYE SAĞLAM KÖPRÜLER KURDUK”
Burada bazı rakamları sizlerle kısaca paylaşmak isterim. TİKA vasıtasıyla gönül coğrafyamızın dört bir ucunda, 120’nin üzerinde restorasyon çalışması gerçekleştirdik. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz aracılığıyla son 22 yılda yaklaşık 6 bin vakıf kültür varlığının restorasyonunu veya onarımını tamamladık. Reddi miras yapmadan, 2000 yılı aşan köklü tarihimizin hiçbir dönemine sırtımızı dönmeden hem içeride hem dışarıda ulaşabildiğimiz yer yerde maziden atiye sağlam köprüler kurduk.
Bunun en son örneği Yıldız Sarayı idi. Cumhurbaşkanlığı Millî Saraylar Başkanlığımızın yürüttüğü 6 yıllık titiz bir çalışmanın neticesinde Yıldız Sarayı’nı tekrar ihya ettik. Osmanlı’nın en sancılı yıllarına tanıklık eden, ancak bir dönem kumarhane olarak kullanılan bu önemli mirasın kapılarını 19 Temmuz’da onun sahibi olan aziz milletimize açtık. Şimdiye kadar 100 bin insanımızın ziyaret ettiği Yıldız Sarayını özellikle gençlerimizin gezip görmesini tavsiye ediyorum.
Bakımsızlık kurbanı olan Edirne Sarayıyla ilgili restorasyon çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah bu güzide eseri de kısa sürede ülkemize kazandıracağız. Sultan İkinci Abdülhamid Hanın emanetini yeniden hayata döndürmekten duyduğumuz bahtiyarlığı burada tekrar ifade etmek istiyorum. Yıldız Sarayı’nın restorasyonunda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
26 Temmuz’da İstanbul’da tanıtımını yaptığımız HIT-30 Yüksek teknoloji Yatırım Programı ile millî teknoloji hamlemize yeni bir ivme kazandırıyoruz. Programla yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli yeni yatırımlar için Türkiye’nin sahip olduğu avantajları daha da güçlendireceğiz. HIT-30 programıyla vergi teşvikleri ve hibe desteklerinden oluşan toplam 30 milyar dolarlık kaynağı yüksek teknoloji yatırımlarına yönlendireceğiz. HIT-30 programının sektörde farklı bir heyecan oluşturduğunu görüyoruz, bundan da büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Bu vesileyle buradan iş dünyamıza şu çağrıyı yapmak arzusundayım: Hükûmetimiz üretenin, çalışanın, istihdam sağlayanın daima yanındadır. Son 22 yılda el ele verdik, omuz omuza verdik, nice hayalleri beraberce gerçeğe dönüştürdük. Savuma sanayi başta olmak üzere birçok başlıkta ülkemizi parmakla gösterilen seviyelere yine beraberce ulaştırdık. Allah’ın izniyle çok daha fazlasını başaracağız, şunu lütfen unutmayınız: Siz gayret ettiğiniz sürece biz de sizleri asla yalnız bırakmayız. Önümüzdeki dönemde iyi çalışılmış, Türkiye ekonomisine katkı yapacak yeni paketlerle iş dünyamıza destek vermeyi sürdüreceğiz.
Aziz milletim; bundan 10 sene önce sizlerin desteğiyle göreve ilk başladığımızda koşan, koşturan ve terleyen bir Cumhurbaşkanı olacağımızın sözünü vermiştik. Diğer tüm sözlerimiz gibi hamdolsun bunu da yerine getiriyoruz. Ankara ve İstanbul’daki yoğun programlarımızın yanı sıra, il ziyaretlerimizle milletimizle gönül köprülerimizi güçlendiriyoruz. İllerimizde yapımı devam eden projelerimizi yerinde görüyor, inceliyor, varsa eksiklerinin giderilmesi için hemen orada bakan arkadaşlarımıza gerekli talimatları veriyoruz. Ayrıca tamamlanan eserlerin de açılış sevincini milletimizle paylaşıyoruz.
Rize ziyaretimizde hem Rizeli kardeşlerimizle kucaklaştık hem de inşası biten eser, hizmet ve projelerin resmî açılışını gerçekleştirdik. Afetzede kardeşlerimize ev ve dükkânlarının anahtarlarını teslim ederek 2021 yılındaki sel felaketinin yaralarını salma vaadimizi yerine getirdik. Ayder Yaylasını 2017 yılından bu yana toplam 2 milyar 667 milyon liralık yatırımla eski güzelliğine yeniden kavuşturduk. Tabii burada asıl önemli olan, Ayder gibi doğal bir hazinenin korunmasıdır. Ayder’de çarpık yapılaşmaya izin vermeyerek, Ayder’i her türlü çirkinlikten muhafaza ederek hep birlikte bunu başaracağımıza inanıyorum. Bu vesileyle bir kez daha açılışını yaptığımız hizmet ve projelerin hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen tüm kurumlarımızı kutluyorum.
“BATILI AKTÖRLER NE YAZIK Kİ İSRAİL’İN VE BİR AVUÇ FANATİK SİYONİST’İN ESİRİ OLMUŞ DURUMDA”
Değerli basın mensupları; bölgemiz gerçekten sancılı günler yaşamaktadır. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 2,5 yılını doldurdu. Savaşın kısa vadede sona erme ihtimali henüz ufukta görünmüyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılar onuncu ayını geride bıraktı. Hamas, Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin şehit edilmesiyle Gazze krizinde yeni bir sınır daha aşıldı.
Netanyahu yönetiminin kural tanımaz, hukuk tanımaz saldırgan tavrı bölgemizi kötü senaryolarla karşı karşıya bırakıyor. Amerika başta olmak üzere Batılı aktörler ne yazık ki İsrail’in ve bir avuç fanatik Siyonist’in esiri olmuş durumda. Ateşkes görüşmelerinden umutları yeşertecek bir sonuç çıkmadı. Hamas’ın yapıcı tavrına rağmen Netanyahu yönetimi katliam politikasını sürdürme niyetinde olduğunu defaatle gösterdi. Üzerinde etki sahibi güçlerin ‘tavşana kaç, tazıya tut’ politikası sürdükçe İsrail, Gazze’deki ateşi tüm bölgeye yaymak için her yolu deneyecektir. Türkiye olarak bölgemizdeki gelişmeleri anbean takip ediyoruz.
“DAVAYA MÜDAHİLLİK DİLEKÇEMİZ TESLİM EDİLECEK”
Son 10 ayda 40 bin masumun hayatına mal olan bu barbarlığın bir an önce sona ermesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Daha evvel Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararımızı açıklamıştık. Bununla ilgili somut adımımızı çarşamba günü atıyoruz. Meclis Hukuk Heyetimiz, 7 Ağustos tarihinde Lahey’de davaya müdahillik dilekçemizi Adalet Divanına teslim edecektir. Türkiye adına resmî başvurumuzu inşallah böylece yapmış olacağız.
Milletimin şu gerçeği çok iyi bilmesini arzu ediyorum: Türkiye, varlık-yokluk mücadelesi verdiği bu zor günlerinde Filistin’in yanındadır, tüm imkânlarıyla Filistinli kardeşlerine sahip çıkmaktadır. İsrail’in soykırım politikasına en net ve güçlü tepkiyi veren ülke yine biziz. Ülkemizin bu kararlı tavrının Netanyahu hükûmetinde nasıl bir rahatsızlık oluşturduğu gün aşırı yapılan densiz açıklamalardan anlaşılmaktadır. Devlet adamı olmak yerine klavye soytarılığına özenenlere şunu söylemek isterim: Bayrağımıza ve bağımsızlığımıza dil uzatan sosyal medya şarlatanlarını rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Gözünü kan bürümüş soykırım şebekesi ne yaparsa yapsın, Türkiye’nin ve Türk milletinin Filistin halkıyla dayanışmasını engelleyemeyecektir.
Masumların gözyaşı üzerinden ikbal devşirmeye heveslenenler ne kadar büyük bir gaflete düştüklerini er ya da geç anlayacaklardır. Güçlü Türkiye, inşallah bölgemizde barışın teminatı olacaktır. Tarih boyunca mazlumların sığınağı olan ülkemiz, kimsesizlerin kimsesi olma vasfını koruyacaktır.
Aziz milletim; bu anlayışla Türkiye yüzyılının inşası için gece-gündüz koşturuyoruz. Yakın çevremizdeki tüm sıkıntılara rağmen ekonomide hedeflerimizde uyumlu şekilde yolumuzda ilerliyoruz.
Geçen hafta açıklanan veriler doğru yolda olduğumuzu teyit etmiştir. İhracatta tarihimizin en yüksek temmuz ayı rakamına ulaştık.
“TÜM ZAMANLARIN EN YÜKSEK TEMMUZ AYI İHRACATINI GERÇEKLEŞTİRDİK”
2024 Temmuz ayı ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,8 artış kaydederek 22 milyar 512 milyon dolar oldu. Tüm zamanların en yüksek temmuz ayı ihracatını gerçekleştirdik.
Yıllıklandırılmış ihracatımız da toplam 261,5 milyar ve bir önceki yıla göre yüzde 3,4 artışla yine Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı.
Mal ihracatında son 1 yılda 8,7 milyar dolar net artış sağlandı. İthalatındaki düşüş eğilimi aynı şekilde devam ediyor. İthalatımız temmuz ayında yıllık bazda yüzde 7,9 oranında, yani 2,6 milyar dolar geriledi.
İhracattaki artış ve ithalattaki azalışın etkisiyle dış ticaret açığımız yıllık bazda yüzde 42,3 düşüş ile 7,2 milyar dolara indi. İhracatın ithalatı karşılama oranında 14,5 puanlık güçlü bir yükseliş yaşandı. Yüzde 75,7 seviyesine çıkan bu oranı inşallah daha da arttıracağız.
2002 yılında toplam 36 milyar dolar ihracat yapan bir ülkeyi 1 ayda 22,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren bir ülke konumuna taşıdık. İsrail’le dış ticaret işlemlerini durdurduğumuz bir dönemde böyle bir orana ulaşmamız ayrıca takdire şayandır.
Buradan milletimin huzurunda açıkça ifade ediyorum, Türkiye, mevcut İsrail hükûmetini ateşkese zorlamak ve insani yardımların Gazze’ye kesintisiz girişini temin etmek amacıyla aldığı bu kararın sonuna kadar arkasındadır. İhracatçılarımızın da kendilerine yeni pazarlar bularak burada yaşanan kaybı telafi ettiklerini görmekten memnuniyet duyuyorum. Hemen her şeyin bir şekilde telafisi olur, ama Filistinli mazlumlara sırtını dönmenin telafisi olmaz. İnşallah daha fazla gayret göstererek yılsonu hedefimiz olan 267 milyar dolar ihracat rakamını da mutlaka yakalayacağız.
Türk malı damgalı ürünleri Afrika’dan Asya’ya dünyanın dört bir ucuna ulaştıran ihracatçılarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum. İhracatçılarımızdan kalan 5 ayı çok çok iyi değerlendirerek bizlere yeni müjdeler vermelerini bekliyorum.
Kıymetli vatandaşlarım; ülke olarak kültür turizmi, inanç turizmi, sağlık turizmi, doğa sporları gibi farklı alanlarda ciddi imkânlara sahibiz. 81 vilayetimizin her bir köşesi, köylerimizde, ilçelerimizde saklı kalmış her bir eser ayrı bir medeniyetin izlerini taşıyor. Anadolu zaten eşsiz güzellikle bir açık hava müzesidir, ancak uzun yıllar bu imkânlardan yeterince istifade edemedik. Altyapı eksiği ve terör belası turizmin gelişmesine yıllarca engel oldu.
“ÜLKEMİZİN GİZLİ KALMIŞ HAZİNELERİNİ TURİZME KAZANDIRMAK İÇİN ÇOK MÜCADELE ETTİK”
Son 22 yılda doğudan batıya, kuzeyden güneye ülkemizin gizli kalmış hazinelerini turizme kazandırmak için çok mücadele ettik. Doğu ve Güneydoğu illerimizin üzerinden terörün gölgesi kalktıkça buralar turizmden de hak ettiği yeri almaya başladı.
Ulaştırma yatırımlarımızla ülkemizin 81 vilayeti 782 bin kilometrekarenin her bir karışı yerli ve yabancı misafirlerimizin ziyaretine açıldı. Bir zamanlar bacasız sanayi denilen turizm, bizim dönemimizde Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri hâline geldi. Turizm sektörümüze yaptığımız yatırımların karşılığını fazlasıyla alıyoruz. Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2024 yılının ilk 6 ayına ait turizm rakamları bu gerçeği bir kez daha ortaya koymuştur. 2024’ün ilk 6 ayında turizmde gurur verici bir başarıya imza attık. Bu dönemde ülkemizi ziyaret eden turist sayısı 26 milyon 137 bine ulaşarak bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artışla rekor kırdı.
Ayrıca, geçen yıl ilk 6 ayda 93 dolar olan kişi başı gecelik harcama tutarı bu sene 98 dolara çıkmış oldu, yılsonunda bu meblağın 103 dolara çıkacağını tahmin ediyoruz. Bu rakamlara bağlı olarak turizm gelirlerimiz de artmaktadır. 2023’ün ilk 6 ayında 21,6 milyar dolar olan toplam gelirimiz bu senenin aynı döneminde yüzde 9,3 yükselişle 23,7 milyar dolara çıktı. Çok büyük bir aksilik olmazsa yılsonunda 60 milyar dolar turizm gelirini, 60 milyon turist sayısını inşallah yakalayacağız. Ancak, turizmde hâlâ kat etmemiz gereken mesafe olduğunu biliyoruz. Bölgemizdeki istikrarsızlıklar ve çatışmalar azaldıkça bu mesafeleri çok hızlı bir şekilde aşacağız.
Turizm sektörümüzün de vizyonunu buna göre şekillendirmesinde fayda var. Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım: Aşırı kâr hırsıyla hızlı kazanç peşinde koşmak, orta ve uzun vadede turizm sektörümüze onulmaz yaralar açacaktır. Her ne surette olursa olsun vurgunculuk yapanlar en büyük zararı milletimize vermektedir, Türkiye’nin saygınlığına vermektedir, sektörden ekmek yiyen milyonarca vatandaşımıza vermektedir. Her zaman söylüyorum, itibar ve güven zor kazanılan, fakat kolayca kaybedilen değerlerdir. Fırsatçılarımızın bu değerlerimizi dinamitlemesine müsaade etmemeliyiz. Ülkemizin prestijine ve turizm sektörümüze zarar veren arizi durumların ortadan kaldırılması noktasında devletimizin kurumları kadar sektörün bizatihi kendisine çok önemli görevler düşüyor. Daha büyük hedeflere kulaç atarken turizm sektörünün gelişmesine ayak bağı olan bu yüklerden de kurtulacağımıza inanıyorum.
“YILLIK ENFLASYON EN ÜST SEVİYESİNE GÖRE 13,7 PUAN GERİLEDİ”
Aziz milletim; ekonomi başlığında şunu da memnuniyetle vurgulamak durumundayım: Turizm ve ticaret rakamları gibi bugün açıklanan temmuz ayı enflasyon oranları da hamdolsun ümitlerimizi artırmıştır. Haziran itibarıyla enflasyonda başlayan düşüş süreci temmuzda biraz daha belirginleşti, yıllık enflasyon en üst seviyesine göre 13,7 puan geriledi, önümüzdeki aylarda bu eğilim hızlanarak devam edecek. Sene sonunda enflasyonu hedeflerimizle uyumlu oranlara mutlaka indireceğiz. Amacımız, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlamaktır. Küresel ekonomide son 4 yıldır devam eden fırtınalı seyir gelişmiş ülkeler dair hepimizi zorluyor. Bu sabah dünya sermaye piyasalarında yaşananlar, hükûmetimizin nasıl belirsizliklerle dolu bir atmosferde yürüdüğünü göstermiştir.
“TÜRKİYE EMİN VE EHİL ELLERDE YOLUNA DEVAM ETMEKTEDİR”
Ama hiç kimsenin endişesi olmasın, Türkiye emin ve ehil ellerde yoluna devam etmektedir. İnşallah bu yolun sonunda da ekonomide menzili maksuduna varacaktır. Türk ekonomisi bu güce, bu potansiyele, 22 yıllık çabalar neticesinde inşa ettiği bu sağlam temele ziyadesiyle sahiptir. Bunun için biraz daha sabredecek, biraz daha dirayetli davranacağız. Muhalefetin buram buram popülizm kokan, ülkeye faydadan çok zarar getirecek afaki söylemlerine prim vermeyeceğiz. Onlar konuşmayı, meydanlarda atıp tutmayı çok sever, ama iş verilen sözleri tutmaya gelince ara ki bulasın. SGK’ya olan birikmiş borçlarını dahi ödemeyen, dahası absürt bahanelerle bu borçtan kaçmanın yollarını arayan bir zihniyetten ne memlekete ne de şehirlerimize hiçbir hayır gelmez. Vatandaşlarımdan muhalefetin karamsar, kötümser, moral bozmayı amaçlayan açıklamalara itibar etmemelerini, 22 yıllık tarihî başarılarla dolu hükûmetimize güvenmeye devam etmelerini bekliyorum.
Burada şu noktayı da belirtmek istiyorum: Vatandaşlarımızdan bunu talep ederken devlet olarak biz de üzerimize düşeni yapıyoruz. İçinden geçtiğimiz hassas dönem de ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yükünü hafifletmek için onların yanında oluyoruz. Biliyorsunuz 2022 yılında çok önemli bir program başlattık, Türkiye Aile Destek Programıyla ihtiyaç sahibi arkadaşlarımıza, kardeşlerimize nakdi destek ulaştırdık. Hanelerimizi elektrik tüketim desteğinden faydalandırma yanında, bu hanelerde bulunan evlatlarımız için de ilave destekler sağladık. Programımız kapsamında bugüne kadar 4,2 milyon tekil ailemizin elinden tuttuk. Dar gelirli ailelerimize toplamda 88,2 milyar liranın üzerinde destekte bulunduk.
“DESTEK PROGRAMIMIZI 2024 YILININ SONUNA KADAR UZATIYORUZ”
Programın son ödemesini geçtiğimiz ay gerçekleştirdik. Kabine Toplantımızda bu konuyu tüm yönleriyle tekrar gözden geçirdik. İki yıldır uyguladığımız destek programımızı sosyal devlet vasfımızın bir gereği olarak 2024 yılının sonuna kadar uzatıyoruz. Aldığımız bu kararın Türkiye Aile Destek Programı’ndan faydalanan kardeşlerim başta olmak üzere milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Değerli basın mensupları, Türkiye diplomasisinin farklı alanlarında başarı grafiğini sürekli yükseltiyor. Son yıllarda ülkemiz küresel ve bölgesel diplomasinin kalbinin attığı yer hâline dönüştü. Rusya-Ukrayna savaşında İstanbul sürecinden 33 milyon ton tahılın Türk boğazlarından dünya piyasasına ulaştırıldığı Karadeniz tahıl girişimine kadar pek çok önemli diplomasi zaferine bizler imza attık.
“2. DÜNYA SAVAŞI SONRASI EN BÜYÜK ESİR TAKASI ÜLKEMİZİN EV SAHİPLİĞİNDE ANKARA’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ”
Bunun en son örneği istihbarat alanında geçen hafta yaşandı. Millî İstihbarat Teşkilatımızın arabuluculuğunda son derece hassas bir çalışma neticesinde 2. Dünya Savaşı sonrası en büyük esir takası ülkemizin ev sahipliğinde Ankara’da gerçekleştirildi. Amerika, Almanya, Polonya, Slovenya, Norveç, Rusya ve Belarus cezaevlerinde bulunan 26 kişinin değişimi hiçbir pürüzle karşılaşılmadan hamdolsun tüm dünyaya örnek olacak şekilde yapıldı. İnsani boyutunun ötesinde Türkiye’nin kilit rolünü de tescilleyen bu önemli takas operasyonunda kritik rol üstlenen Millî İstihbarat Teşkilatımızı ve MİT mensuplarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. 97 yıldır devletimizi nice saldırıdan, nice ihanetten, nice provokasyondan gerektiğinde canları pahasına koruyan MİT Başkanlığımızın isimsiz kahramanlarına bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.
Malumunuz dün Tacikistan’da Pamir Dağlarında işgalcilere karşı yürüttüğü cihat sırasında şehit düşen Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucusu Enver Paşa’nın şehadetinin 102. yıl dönümüydü. Ömrü harp meydanlarında geçen, son nefesini yine savaş meydanında veren Türk İslam İttihadının büyük mücahidi Enver Paşa’yı bu vesileyle bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Rabbim ruhunu şad, mekanını inşallah cennet eylesin.
Bu düşüncelerle Kabine Toplantımızda aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum.”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, e-ticaret platformlarında satılan ürünlerin güvenliğini doğrudan hedef alan, yapay zeka temelli “proaktif denetim” yaklaşımını hayata geçireceklerini belirterek, “Vatandaşlarımızın sanal ortamda da fiziki mağaza kadar güvenle alışveriş yapabilmesini sağlıyoruz. Bu yeni dönem, ürün güvenliğinde dijital çağa uygun bir denetim kültürünün de başlangıcı olacak.” dedi.
Bakan Bolat, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katılımıyla Ticaret Bakanlığı’nda düzenlenen Ürün Güvenliği Haftası Açılış Konferansı’nda konuştu.
Ticaret Bakanı Bolat, ürün güvenliğinin, yalnızca teknik ve idari bir konu değil, güçlü, kapsayıcı ve güncel mevzuatın günlük hayata yön verdiği bir alan olduğunu söyledi.
Bu alanda sadece kamu kurumlarının değil, özel sektörün ve tüketicilerin de etkin rolünün bulunduğuna dikkati çeken Bolat, güvenli ve mevzuata uygun üretim yapan firmaların emeğinin karşılığını alabildiği, kuralları ihlal edenlere ise gerekli müdahalenin uygulandığı ve tüketicilerin gönül rahatlığıyla alışveriş yapabildikleri yapıyı oluşturmanın temel sorumlulukları olduğunu anlattı.
Bakan Bolat, Dış Ticarette Risk Esaslı Kontrol Sistemi’nin (TAREKS) devreye alındığı 2011’den bu yana ithalatta toplam 49 milyar sanayi ürününün denetlendiğini, uygunsuz bulunan 424 milyon ürünün ülkeye girişinin engellendiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Bugüne kadar tarım ürünlerinde 31 milyar ürün ticari kalite standartlarına uygunluk açısından denetlenmiş ve yapılan denetimler dış pazarlarda Türk malı imajının korunması hedefimize doğrudan katkı sağlamıştır. Bu denetimlere ek olarak, iç piyasada yerli ve ithal tüm ürünlere yönelik 2009’dan bu yana yapılan denetimlerde 708 milyon adet uygunsuz ürün bulunmuştur. Yapay zeka destekli yeni sistemlerimizle, hem denetim kapasitemizi artırıyor hem de kaynaklarımızı daha verimli kullanarak daha hızlı, hedefe odaklı ve önleyici denetimler gerçekleştiriyoruz.”
“TAREKS’i baştan sona yeniliyoruz”
Ürün Güvenliği Haftası’nın bu yılki konusunu “e-Ticaret Ürün Güvenliği” olarak belirlediklerini dile getiren Bolat, vatandaşların güvenle alışveriş yapabilmeleri için sadece mevzuatla değil, altyapı ve denetim sistemleriyle de kendilerini sürekli yenilediklerini söyledi.
Ticaret Bakanı Bolat, ürün güvenliğini doğrudan güçlendirecek bazı yeniliklere dair de şu bilgileri verdi:
“Ürün güvenliği denetimlerinin dijital kalbi konumundaki TAREKS’i baştan sona yeniliyoruz. Sistem kurulduğu günden bu yana sayısız başarıya imza attı. Ancak zamanla sistemin yenilenmesi zorunlu hale geldi. Yapay zekanın üretim süreçlerine dahil olduğu bu yeni dönemde, ithalat denetimleri sistemimizde, uygunsuz ürünlerin piyasaya arzını engelleme misyonumuzu dijital dönüşüm hedefleriyle harmanlayarak yapay zeka destekli yeni bir yapı tasarladık. Yeni sistemimizde, yapay zeka tabanlı, skor bazlı bir risk analizi modeline geçtik.”
Yeni yapıyla riskli ürün getiren firmalar üzerinde daha çok yoğunlaşılmasını, bu sayede güvenli ve yasalara uygun ürün ithal eden firmaların haksız rekabetten daha iyi korunmalarını sağlayacaklarını dile getiren Bolat, hedef odaklı denetim gerçekleştirip denetimlerde daha yüksek oranda uygunsuzluk tespit etmeyi ve böylece denetim kaynaklarını daha etkin kullanmayı amaçladıklarını ifade etti.
Ticaret Bakanı Bolat, yeni TAREKS’in sadece daha akıllı değil, aynı zamanda daha kolaylaştırıcı olduğuna dikkati çekerek, eskiden noter kanalları ve fiziksel belgeler üzerinden yürütülen firmaların TAREKS üzerinden yetkilendirme sürecinin, MERSİS, ESBİS ve KPS entegrasyonları sayesinde dijitalleştiğine işaret etti.
Bir diğer yeniliğin ise yeniden yapılandırılarak ihracatçıların kullanımına sunulan “Ticarette Teknik Engeller Platformu” olduğunu bildiren Bolat, yeni platformla artık ihracatçıların, tüm ülkelerde mevcut olan teknik engellere ve o ülke pazarlarına girişte talep edilen belge ve bilgilere tek elden ulaşabileceklerini anlattı.
Bakan Bolat, söz konusu platform sayesinde, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyesi ülkelerin ürünlere ilişkin mevzuatlarında yapmayı öngördükleri değişiklik ve düzenlemeleri, henüz planlama aşamasında iken ihracatçılarla paylaşabileceklerini belirterek, bu sayede, ihracatçıların sahada daha fazla yer alabileceklerini ve hedef pazarların tüm süreçlerine daha güçlü etki edebileceklerini bildirdi.
“Yapay zeka temelli proaktif denetim yaklaşımını hayata geçiriyoruz”
Öte yandan, e-ticarette de yeni bir denetim dönemini başlatacaklarını kaydeden Bolat, “e-Ticaret platformlarında satılan ürünlerin güvenliğini doğrudan hedef alan, yapay zeka temelli ‘proaktif denetim’ yaklaşımını hayata geçiriyoruz. Vatandaşlarımızın sanal ortamda da fiziki mağaza kadar güvenle alışveriş yapabilmesini sağlıyoruz. Bu yeni dönem, ürün güvenliğinde dijital çağa uygun bir denetim kültürünün de başlangıcı olacak. Adil rekabetin teminatı etkin denetimdir.” diye konuştu.
Her gün binlerce ürünün, fiziksel mağazalar yerine çevrim içi platformlar üzerinden evlere ulaştırıldığını dile getiren Bolat, bu doğrultuda, e-ticarette ürün güvenliğini temin etmek amacıyla, kapsamlı ve güçlü mevzuat altyapısı oluşturduklarının altını çizdi.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, yeni mevzuatla, vatandaşların çevrim içi alışverişlerini güven içinde yapabilmeleri için satış ilanlarında açıklık ve sorumluluğun esas alındığına dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Düzenlemeyle, yurt dışı kaynaklı internet sitelerinden doğrudan ülkemize satışa sunulan ürünler için Türkiye’de yerleşik bir iktisadi işletmeci bulunması zorunlu hale getirildi. e-Ticaret platformlarının ‘ürün güvenliği temas noktası’ belirlemesi zorunlu tutulmuştur. Bakanlık olarak bu mevzuatın etkin şekilde hayata geçirilmesini sağlamak için Avrupa Birliği (AB) destekli bir proje başlattık. Projeyle internet üzerinden satılan güvensiz ve mevzuata aykırı ürünleri tespit edebilmek için yapay zeka destekli bir tarama yazılımı geliştirdik, sistemle platformlardaki riskli içeriklere hızlı ve proaktif müdahale imkanı oluşturmayı hedefliyoruz.”
“Ekonomik ve ticari ilişkilerimizi güçlendirmemize yardımcı olacak”
AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas da son zamanlarda yapay zeka ve dijital çözümlerin oldukça önemli hale gelmeye başladığını belirterek, hem AB’de hem de Türkiye’de e-ticaret hacminin kayda değer artışlar yaşadığını ifade etti.
Bu artışın tüketici güvenliği ve siber güvenlik gibi hususları gündeme getirdiğini bildiren Vilcinskas, “Gelecekte artan rekabet gücü, dijital çözümlerin benimsenmesi, araştırma, inovasyon ve güvenli ürünler alanında AB’nin desteğine güvenebilirsiniz. Bu haftanın ve projenin, harika işbirliğini geliştirmemize, ekonomik ve ticari ilişkilerimizi güçlendirmemize yardımcı olacağını umuyorum.”dedi.
Ticaret Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Hakkı Karabörklü de uluslararası ticaretin hem anahtarının, hem de kilidinin ürün güvenliği olduğuna dikkati çekerek, ürün güvenliğinin can, mal ve çevrenin korunması, verimliliğin sağlanması ile haksız rekabetin önlenmesi gibi fonksiyonlarıyla sürdürülebilir kalkınma bakımından büyük önem oluşturduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir Büyükelçisi Boumediene Guennad’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Guennad, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan Büyükelçisi İlkhom Khaydarov’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Khaydarov, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.