Ticaret Bakanı Bolat temel atma töreninde, söz konusu fabrikanın 1,5 yılda inşa edileceğini dile getirerek, Ankara’nın özellikle makine, savunma ve havacılık sanayisinin merkezi olduğunu, ticaretin kavşak noktası olarak Türkiye’ye büyük değer kattığını söyledi.
Ülkenin 21 yılda ekonomik büyüklüğünü 5 kat artırarak 230 milyar dolar milli gelirden 1 trilyon 158 milyar dolar gelire yükseltmeyi başardığını belirten Bolat, “Yılda ortalama yüzde 5,4 büyüyerek dünyada en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer alan ülkemiz, bu yıl da ilk çeyrekte yüzde 5,7 büyüdü. Bu büyümede lokomotif görevi gören sektörlerin başında da sanayi geliyor. Gerek üretimimizde gerekse ihracatımızda imalat sanayi önemli yer tutuyor.” dedi.
Bolat, ihracatın da rekorlar kırarak 21 yılda 7,1 katı büyüdüğünü, 36 milyar dolardan 261,5 milyar dolara yükseldiğini ifade ederek, bu ihracatın yüzde 94’ünün sanayiden karşılandığını vurguladı.
Bu yılın 7 ayında mal ihracatının yüzde 3,4 büyüdüğünü hatırlatan Bolat, hizmet ihracatının da bu yıl hedeflediği yüzde 10 büyümeyi sağlayarak 110 milyar dolarlık hedefine ilerlediğini dile getirdi.
Bakan Bolat, katma değerli, marka ve teknoloji değeri yüksek üretimleri artırma çabasında olduklarının altını çizerek, Türkiye’nin dünyadaki ekonomik ve siyasi gerilimlere rağmen dirayetli liderlik, istikrarlı siyaset yönetimi ve ekonomideki başarılı dengeleme politikasıyla yoluna devam ettiğini ifade etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Başkent OSB’de 500 milyon liralık yatırımla, 150 ilave istihdam oluşturacak Nuriş Prefabrik Sandviç Panel Fabrikasının temelini attı. Bakan Kacır, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak prefabrik yapı sektörünün de parçası olan metal yapı malzemeleri alanında 2012’den bu yana bin 354 yatırım için teşvik belgesi düzenlendiğini belirterek, “28 bin nitelikli istihdamın ve 57,7 milyar lira sabit yatırımın önünü açtık.” dedi.
Nuriş Prefabrik Sandviç Panel Fabrikasının temel atma töreninde konuşan Bakan Kacır, ülkemizin üretim kabiliyetine ve gücüne yeni bir halka daha eklemenin memnuniyeti içinde olduklarını kaydederek, şunları söyledi:
ORTA VADELİ PROGRAM: Orta Vadeli Program kapsamında tüm bakanlıklarımız ile yakın bir iş birliği ve koordinasyon sağlarken kapsamlı ve gayretli çalışmanın karşılığını güçlü şekilde alıyoruz. Ekonomimizin dayanıklılığını artıran politikaları kararlılıkla sürdüreceğiz. Yatırımcı dostu politikalarla, sektörün ihtiyaç duyduğu yapısal reformları hızla hayata geçirerek güçlü bir yatırım iklimi oluşturmaya devam edeceğiz.
REKABETÇİLİK: Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda Türkiye Yüzyılında yüksek teknolojili ve katma değerli üretim altyapımızı güçlendirerek ülkemizi dünyanın sayılı teknoloji üretim merkezleri arasında konumlandırmak için çalışmalarımıza hız kesmeden sürdüreceğiz. Bu doğrultuda ülkemizin katma değerli üretim kabiliyetlerini destekleyecek ve rekabetçiliğini güçlendirecek destek enstrümanlarını adım adım devreye almaya devam edeceğiz.
BÜYÜME VE KALKINMA YOLCULUĞU: Geçtiğimiz ay Sayın Cumhurbaşkanımız tarihimizin en büyük ölçekli teşvik programı HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programının detaylarını kamuoyu ile paylaştı. Yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye’de gerçekleştirecekleri kritik teknoloji yatırımlarına güçlü şekilde destek vereceğiz. Katma değerli üretimimizle, inovasyonla, dijitalleşmeyle teşvik ve destek programlarımızla devletler tarihi açısından kısa bir sürede, 22 yılda, tesis ettiğimiz güçlü üretim altyapımız her alanda meyvelerini veriyor. Ülkemizin büyüme ve kalkınma yolculuğunda bizlere güç katıyor.
ÇEVRECİ VE MALİYET ETKİN YAPI: Maliyet etkin, sürdürülebilir ve esnek barınma ihtiyacının karşılanmasında öncü rol üstlenen prefabrik yapı sanayinin önemini geçtiğimiz yıl yaşadığımız acı deprem felaketiyle bir kez daha müşahede ettik. Sektörümüzün destekleriyle vatandaşlarımıza güvenilir barınma alanlarını hızla sunduk. Ülkemizin zor zamanlarında bizlere desteklerini esirgemeyen tüm sanayicilerimize şükranlarımı sunuyorum. Hedefimiz; özellikle son yıllarda ivme kazanan prefabrik yapı sektörümüzün küresel ölçekte söz sahibi ülkelerinden biri haline gelmesidir. Yenilikçi çözümlerle dayanıklı çevreci ve maliyet etkin yapı çözümleri sunarak Dünya’da bir marka olmaktır.
YATIRIMA TEŞVİK: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bu anlayışla prefabrik yapı sektörünün de parçası olan metal yapı malzemeleri alanında 2012’den bu yana bin 354 yatırım için teşvik belgesi düzenledik. 28 bin nitelikli istihdamın ve 57,7 milyar lira sabit yatırımın önünü açtık.
YILDA 15 BİN KONTEYNER ÜRETİMİ: Halihazırda yılda yaklaşık 15 bin konteyner üreten ve konteyner üretimi ve montaj süreçlerinde toplam 500 kişiye istihdam sağlayan Nuriş Prefabrik Firması’nın gerçekleştireceği bugün temelini atacağımız yeni yatırımın sektörümüzde çıtayı yükselteceğine inanıyorum. 500 milyon liralık yatırım bedeliyle birlikte faaliyete geçecek olan tesislerin sektöre önemli bir katkı sunacağından şüphem yok.
SANAYİCİ VE ÜRETİCİ İLE OMUZ OMUZA: Sanayicimizi, üreticimizi tüm imkânlarımızla her daim destekleyerek onlarla omuz omuza vererek muasır medeniyetlerin de üzerinde bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz. Bu önemli kazanımlar ve başarılarla beraber, başkentimizi sanayinin, üretimin ve istihdamın da başkenti yapmak, sanayi bölgelerimizi genişleterek, yenilerini ilave ederek büyütmek için gayretle çalışmayı sürdüreceğiz.
OSB SAYISINDA ARTIŞ: Son 22 yılda gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla Ankara’yı sadece kamu binalarının değil, fabrikaların da yükseldiği sanayi altyapısı güçlü, planlı OSB’leri ile emsal teşkil eden, üretim ve ihracata yön veren bir şehir haline getirdik. Başkent sanayisinin bel kemiği olan OSB’lerimizin sayısını son 22 yılda 8’den 12’ye yükselttik. Aynı dönemde OSB’lerimizin altyapı ve üstyapı projelerine finansman destekleri sağladık.
ÖRNEK MODEL: Başkent Organize Sanayi Bölgesinde ilk tesisin temelleri de 21 yıl önce Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından atılmıştı. OSB sınırları bünyesinde yer alan teknik lise, meslek yüksek okulu, demiryolu ve karayolu bağlantılarıyla Başkent OSB bugün Türkiye’de organize sanayi bölgelerine örnek teşkil edecek bir model oluşturmayı başarmıştır. Bünyesindeki yenilik merkezi, güneş enerjisi santrali ve arıtma tesisiyle de sanayimizin ikiz dönüşüm yolculuğunda da öncü rol üstlenmektedir. Sürdürülebilir ve çevreci üretim altyapısı tesis etmek üzere son yıllarda önemli projelere imza atan OSB’imizi de bizler Yeşil OSB sertifikasıyla ödüllendirdik.
24 BİN İSTİHDAM; 293 TESİS: 24 bin vatandaşımıza istihdam sağlayan 293 tesisle bugün Başkent OSB, katma değerli, nitelikli ve rekabetçi üretim odaklı kalkınma yolcuğumuza güç katıyor. Ulaşım, enerji, elektroteknik, yapı malzemeleri, kimya ve gıda gibi pek çok sektörün ihtiyaç duyduğu test altyapılarını bünyesinde barındıracak TSE Ankara Kalite Kampüsümüzü de tamamlandığımızda Başkent OSB’de yeni yatırımlar için lokomotif rol üstlenecek. Kıymetli müteşebbislerimizle daha nice yatırımların temelini beraber atacağımıza inancımız ve güvenimiz tam.
NURİŞ Prefabrik Yapı inşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Oğuzhan TURAN ise şunları söyledi; “Makinalarla beraber hafif Çelik’ten tek katlı ve çok farklı yaşam alanları üretmekteyiz. Okullar Yurtlar hastaneler gibi yapılar yapmaktayız.
Yüzyılın felaketi olarak adlandırdığımız 6 Şubat depremleri bize gösterdi ki sağlıklı yapılar, depreme dayanıklı yapılar yapılması konusunda hem de felaket anında bölgedeki ihtiyaçları karşılama noktasında prefabrik sektörünün ne kadar önemli ne kadar hazırda bulunması gereken bir sektör olduğunu bir kez daha bizlere gösterdi.
NURİŞ olarak 12 bin beş yüze yakın yaşam konteynırı üreterek, yüzlerce konut yaparak, her biri sekiz derslikten oluşan 28 adet okul yaparak deprem bölgesinde depremzede kardeşlerimizin yanında olmaya yaralarını sarmaya çalıştık.
Nuriş ve fabrika olarak her ne kadar iç piyasaya çalışıyormuş gibi görünsek de 22 farklı ülkede bir çok proje tamamladık.
Pandemi döneminde Honduras‘a iki adet Pandemi hastanesi yaptık.
Kuzey Afrika. Orta Doğu, Türkiye Cumhuriyet ve Balkanlar da iş yaptığımız ülkeler.
Yıl 2003 başkent organize yeni kuruluyor ilk üç temelden bir tanesi de bizim temelimiz kulakları çınlasın, Ali Coşkun bakanımız gelmişti, temel atma törenimize. ilk fabrikamızı kurduk, ikinci fabrikamız kurduk, üçüncü fabrikamızı kurduk ve Allah nasip etti. Bugün sizlerle beraber yeni bir fabrikamızın temelini atmak için bir aradayız.
Burada, 25 bin metre kare alan üzerinde 14 bin metrekare kapalı alanı olan 150 kişinin çalışacağı, yaklaşık 20 milyon dolarlık bir bütçeyle planladığımız tamamını öz kaynaklarımızla karşılayacağımız bir fabrikanın temelini atacağız.
Yullık 5 milyon metre kare üretim kapasitesi olacak hem prefabrik tarafımızı çok güçlendirecek hem de ihracat tarafımızı çok güçlendirecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 51. yıl dönümünde, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenleri için gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Ercan Havalimanı’nda resmî törenle karşıladı. Karşılamada, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ da KKTC’ye ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedeflerimize doğru kararlı, ümitli ve dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Bu menzile vardığımızda, inşallah çok daha güçlü, çok daha müessir, çok daha muteber bir Türkiye’yi hep birlikte hayata geçirmiş olacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesi Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesinin (MSÜ) Yeni Levent Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen 14. Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile Kuvvet Harp Enstitüleri 7. Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni’ndeki konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başladı.
Kurmaylık eğitimlerini başarıyla tamamlayan subayların mezuniyet töreni vesilesiyle katılımcılarla beraber olmaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların şahsında Türk Silahlı Kuvvetlerinin her bir mensubuna selamlarını ve sevgilerini gönderdiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün 80’i dost ve kardeş ülkelerden gelen askerî misafir personel olmak üzere toplam 241 subayın mezuniyet heyecanına şahitlik ettiklerini kaydederek, 14. Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile 7. Dönem Kuvvet Harp Enstitüleri Komuta ve Kurmay Eğitimlerini alınlarının akıyla nihayete erdiren her bir subayı yürekten tebrik etti.
“SİLAHLI KUVVETLERİMİZİN İSTİSNASIZ HER BİR FERDİ MİLLETİMİZİN GÖZ BEBEĞİ, UMUDU, KIVANÇ KAYNAĞIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ordumuzun farklı kademelerinde kurmay unvanıyla üstlenecekleri yeni vazifelerinde kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Peygamber ocağı olarak gördüğümüz silahlı kuvvetlerimizin istisnasız her bir ferdi milletimizin göz bebeği, umudu, kıvanç kaynağı ve iftihar beratıdır. Rabbim sizleri her türlü tehlikeden, beladan, musibetten korusun, yolunuzu da, bahtınızı da açık eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan, Bosna Hersek, Endonezya, Gambiya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs, Kuzey Makedonya, Mali, Moğolistan, Pakistan, Somali, Suudi Arabistan ve Ürdün’den gelerek burada eğitim alan misafir subayları da yürekten tebrik ettiğini belirtti.
Sahip oldukları mesleki donanımı yüksek bir vazife şuuruyla perçinleyen subayları eğiten komutanlara ve hocalara da milleti adına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekleri ve gayretleri için takdirlerini iletti.
“ÜNİVERSİTEMİZ, BAŞARI ÇITASINI HER GEÇEN GÜN DAHA YÜKSEĞE TAŞIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016’da kurdukları Millî Savunma Üniversitesinin kendi alanında dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından biri olma özelliğini sürdürdüğünü belirterek, “Silahlı kuvvetlerimizin geleceğini şekillendirecek, savunma stratejimize yön verecek, kahraman ordumuzu daha ileri noktalara taşıyacak kurmay kadrolarımız bu ocakta yetişiyor. Üniversitemiz bilhassa güvenlik, strateji ve savunma gibi disiplinlerde yüksek düzeyli eğitim, yayın ve araştırma faaliyetleriyle askerî çalışmalar noktasında dünya çapında ses getiren işlere imza atıyor. Üstlendiği misyon ve sahip olduğu vizyonla sivil asker iş birliğine çok kıymetli katkılar yapan üniversitemiz, başarı çıtasını her geçen gün daha yükseğe taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“KURULUŞUNDAN İTİBAREN MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTEMİZE DAİMA DESTEK VERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bünyesindeki harp enstitüleri, harp okulları ve meslek yüksekokulları ile ordumuza bilgili, ahlaklı, vatanına, milletine, millî iradeye bağlı subay ve astsubaylar kazandıran üniversitemize Sayın Rektör ve yöneticilerimize, üniversitemizin sivil asker eğitimci kadrosuna teşekkür ediyorum. Kuruluşundan itibaren Millî Savunma Üniversitemize daima destek verdik. Her ihtiyacında üniversitemizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da tüm imkânlarımızla bu güzide kurumun yanında olmaya devam edeceğiz. Değerli arkadaşlarım şu hakikati burada evvelemirde ifade etmek durumundayım. İkinci Cihan Harbi’nden sonra tesis edilen uluslararası sistemin askerî, siyasi ve iktisadi kırılmalar yaşadığı zorlu bir dönemden geçiyoruz. Ticaret, teknoloji, enerji ve kültür savaşları, askerî ve siyasi rekabetin dozunu günden güne artırıyor.”
“SAVUNMA SANAYİİNDEKİ HAMLELERİMİZLE KÜRESEL PLANDA ADINDAN SÖZ ETTİREN ÜLKELER ARASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapay zekâ, insansız teknolojiler, yarı iletkenler ve nadir toprak elementleri gibi yeni değişkenlerin, konvansiyonel stratejilerin dönüşümünü de zaruri hâle getirdiğini söyledi.
Geçmişin siper savaşlarının yerini bugün artık siber savaşlarını aldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem bölgede hem dünyada yeni denklemler kurulurken, jeopolitik dinamiklerin de büyük oranda değişim ve dönüşüme uğradığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, post liberal dönem olarak da adlandırılan bu yeni gerçeklikte, Türkiye’nin güçlü bir şekilde var olması ve yeni sistemde kutupbaşı olarak yerini alması için ellerinden gelen her türlü çabayı gösterdiklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “Bilhassa yerli ve millî yüksek teknoloji yatırımlarımızla, savunma sanayiindeki hamlelerimizle küresel planda adından söz ettiren ülkeler arasındayız. Millî Savunma Üniversitemiz burada da hayati sorumluluk üstlenmektedir. Bir yandan ülkemizin caydırıcı gücünü oluşturan kahraman askerlerimizi yetiştirirken, diğer yandan stratejik imkân ve kabiliyetlerimizin tekâmülü noktasında önemli adımlar atıyoruz. Buradan yetişen vatan evlatları bölgemizde ve dünyanın farklı ülkelerinde üstlendiği misyonlarla, küresel barış ve güvenliğin tesisine çok mühim katkılar yapıyor. Bu vesileyle tüm komutanlarımıza, tüm hocalarımıza, milletimizin istiklal ve istikbali, devletimizin bekası için fedakârca görev yapan tüm askerlerimize ve elbette Türk Silahlı Kuvvetlerimizin komuta kademesine bir kez daha tebriklerimi iletiyorum.”
Mezuniyet töreninin yanı sıra bugün Millî Savunma Üniversitesi ve bağlı birimlerinde yapımı tamamlanan altı yeni camiinin ibadete açıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, rektörlük camiiyle birlikte açılışı yapılan diğer camilerin de üniversiteye hayırlı olması temennisinde bulundu.
“SAVAŞ HUKUKUNUN, SAVAŞ AHLAKININ TEMEL İLKELERİNE HER ŞARTTA RİAYET ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişi şanla, şerefle, sayısız zaferlerle dolu bir ordu millet olarak, tıpkı diğer alanlar gibi dünya askerî müktesebatına da çok önemli katkılarda bulunulduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Kurmaylık zekâmızı yalnızca harp sahalarında değil, cephe gerisindeki çalışmalarımızda da dost, düşman herkese gösterdik. Tarih boyunca atalarımız bir yandan yeryüzünde iyiliği, adaleti, huzur ve emniyeti hâkim kılmak için çabalarken, diğer yandan dünya tarihine geçen önemli başarılara imza attılar. Savaş hukukunun, savaş ahlakının temel ilkelerine her şartta riayet ettik. Bu noktadaki hassasiyetimizi her seferinde vurguladık. Akıncılarımızın Allah Allah nidaları cenk meydanlarından hiç eksik olmadı. Sayıca bizden katbekat nice orduyla karşı karşıya geldik. Ancak tarihimizin hiçbir döneminde en kanlı muharebe koşullarında dahi kadınlara çocuklara, yaşlılara, masum ve sivillere dokunmadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Farklı kıtalara nizam veren idari ve siyasi teşkilatlanma kabiliyetimizi askerî taktik ve stratejilerimizle besledik, zenginleştirdik. İlk düzenli ve disiplinli ordumuzu bundan tam 2 bin 234 yıl evvel milattan önce 209’da kurduk. Modern ordularla uygulanan 10’lu sistemi dünya askerî literatürüne 2 bin yıl önce biz hediye ettik. Alplerimizle, erenlerimizle, gazilerimizle, fetih ve gaza ruhunu gönül coğrafyamızın dört bir yanına yayarken istimalet anlayışımızla aynı zamanda kalpleri de fethettik. Bugün sert ve yumuşak gücün mükemmel terkibini ifade eden akil güç, ecdadımız tarafından istimalet politikası olarak yıllarca uygulandı. Sultan Fatih’in liderliğinde 1453’te topları etkin bir şekilde kullanarak yalnızca İstanbul’u fethetmekle kalmadık, aynı zamanda savaş konseptini de baştan aşağı değiştirdik. Lojistik yapılanmadan sefer planlamasına, haritacılıktan haber alma operasyonlarına harp sahasına yeni bir ufuk kazandırdık.”
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMEK BİZİM EN TEMEL VAZİFEMİZDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muharip unsurların sevk ve idaresinde, taktik ve manevra kabiliyetinin geliştirilmesinde dünyada eşi benzeri olmayan yeniliklere imza atıldığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Bakınız şu örneği özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum; Hadimü’l Harameyn-i Şerifeyn Yavuz Sultan Selim Han, Mısır seferi sırasında geçilmez denilen Sina Çölü’nü sadece 13 günde geçti. Kendisinden üç asır sonra Napolyon ordularının dahi geçemediği bu çölü üstün bir askeri zekâyla, tasarladığı ikmal ve su tedarik sistemiyle neredeyse hiçbir zayiat vermeden aşmayı başarmıştır. Aynı şekilde Malazgirt Savaşı’nda Sultan Alparslan Türk askeri dehasının bir başka örneği olan hilal taktiğini son derece başarılı şekilde uygulayarak, Anadolu’nun kapılarını ardına kadar açmıştır. Hayat ve haysiyetimiz için çarpıştığımız yedi düvele meydan okuduğumuz İstiklal Mücadelesi de hiç şüphesiz milletimizin iman ve cesaretinin yanı sıra subaylarımızın feraset ve dehasıyla zafere ulaşmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zaferlerden birinin de 26 Ağustos 1922’de Gazi Mustafa Kemal’in büyük taarruzla başlayan ve 30 Ağustos’ta Başkomutan Meydan Muharebesi’yle taçlanan harekâtı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Subaylarımızı ‘ordunun ruhu’ olarak tanımlayan Gazi Mustafa Kemal, bu harekâta ilişkin şu değerlendirmeyi yapmıştır; ‘Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekât Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir.’ Her sayfasını zaferle, erdemle hakkaniyetle süslediğimiz köklü tarihimiz, askerî deha ve kabiliyet anlamında daha nice başarılarla doludur. Şehit ve gazilerimizden emanet aldığımız bu toprakları çok daha güçlü bir şekilde geleceğe taşımak büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etmek bizim en temel vazifemizdir. Çalışmalarımızı şanlı mazimizden aldığımız güç ve cesaretle milletimize duyduğumuz sarsılmaz güvenle işte bu istikamette sürdürüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında savunma sanayii teknolojisi alanında yapılanlara dikkati çekti.
“İHA’larımızla, SİHA’larımızla, son teknoloji ürünü kara, hava, deniz ve haberleşme araçlarımızla bugünün savaş konseptini de yine biz belirliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diğer taraftan iç cephemizi de tahkim ediyor, birliğimizi, dirliğimizi, kavlimizi güçlendirmek için tarihî nitelikte adımlar atıyoruz. Bu adımlarla Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedeflerimize doğru kararlı, ümitli ve dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Bu menzile vardığımızda inşallah çok daha güçlü, çok daha müessir, çok daha muteber bir Türkiye’yi hep birlikte hayata geçirmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin “Söz tirendazın çektiği oka benzer” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm dünya bilsin ki bizim birlik ve kardeşliğimiz de gerilmiş bir yay gibidir. Bu yaydan çıkan her ok, milletimizin bekasına kasteden düşman her kimse ona yönelmiştir. Okun er ya da geç hedefi tam isabetle vuracağına, kirli kuşatmaları yarıp geçeceğine, Allah’ın izniyle emperyalist planları yırtıp atacağına biz tüm kalbimizle inanıyoruz. Bundan hiçbir şüphe duymuyoruz” diye konuştu.
“İSTİKLAL VE İSTİKBAL SEVDAMIZDAN ASLA TAVİZ VERMEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dost, kardeş ve soydaşlarına seslendiğini belirterek, şöyle devam etti: “Gazze ve Suriye başta olmak üzere bölgemizdeki kardeşlerimizin yaşadığı ağır imtihanlar kimseyi endişeye sevk etmesin. Coğrafyamızı kana, katliama, vahşete ve gözyaşına boğmak isteyenlerin pervasızlıkları kimseyi karamsarlığa sürüklemesin. Bin yıldır yaşadığımız bu topraklarda biz nice imtihanlarla karşılaştık, nice badireler atlattık, nice musibetlere göğüs gerdik. İçeriden ve dışarıdan nice ihanete muhatap olduk. Hepsinin de üstesinden gelmeyi hamdolsun başardık. Zümrüdüanka gibi her seferinde küllerinden yeniden doğduk. Zalimler karşısında diz çökmedik, müstevliler karşısında boyun eğmedik, zorbalar karşısında teslim olmadık. Can verdik, canımızdan aziz bildiklerimizi kara toprağa verdik fakat istiklal ve istikbal sevdamızdan asla taviz vermedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin mücadele azmine işaret ederek, “Bize ömür biçenler oldu. Bize kefen biçenler oldu. ‘Hasta adam’ dediler, ‘Bu sefer tamam’ dediler. ‘Türkler yok olacak, esir olacak’ dediler. Her defasında Türk’ün sarsılmaz imanına ve çelikten iradesine çarptılar. Her defasında Türk milletinin mücadele azmi, sabrı, cesareti karşısında kaybettiler. Bize ömür biçenlerin çoğu tarih oldu, çoğu unutulup gitti, şimdi onları kimse hatırlamıyor ama Türk milleti olarak biz hamdolsun dimdik ayaktayız, tarih yazmaya devam ediyoruz. Değerli kardeşlerim, dün vardık, bugün varız. İnşallah kıyamete kadar da var olacağız” dedi.
“BÖLGEMİZİN ÜZERİNE BARIŞ GÜNEŞİNİN DOĞMASINA KİMSE ENGEL OLAMAYACAK”
Her karışı şehit kanlarıyla mühürlenmiş kutsal vatan topraklarında özgürce yaşamaya, zalime kâbus, mazlum ve mahzun gönüllere umut ışığı olmaya ebediyen devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutulmasın ki karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu andır. Etrafımızdaki karanlık kimseyi ürkütmesin, kimsenin umutlarını kırmasın. Allah’ın izniyle bölgemizin üzerine barış güneşinin doğmasına kimse engel olamayacak. Coğrafyamızın her köşesinde huzurun hâkim olmasına kimse set çekemeyecek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karanlıktan beslenenler, kandan ve kaostan beslenenler eninde sonunda kaybedecek. Kazanan kardeşlik olacak, insanlık olacak. Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla geniş coğrafyamızda merkezinde zulmün ve çatışmanın değil, inşallah istikrarın, adaletin, özgürlüğün ve iş birliğinin olduğu yepyeni bir sayfa açacağız. Bu coğrafyanın ebedî sakinleri olarak sırt sırta verecek, kenetlenecek, fitne tüccarlarına aldanmayacak, kurulan tuzaklara düşmeyecek, hep beraber bölgemize yönelik kirli senaryoları inşallah yırtıp atacağız” ifadelerini kullandı.
Kurmaylık eğitimlerini tamamlayan 241 subayı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin farklı kademelerinde üstlenecekleri vazifelerde her bir subaya üstün başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafir subayların da ülkeleri, orduları ve milletleri için hayırlı görevler icra etmelerini, alacakları yeni vazifelerle aradaki gönül bağını daha da güçlendirmelerini temenni etti.
Vatan, bayrak, milletin istiklal ve istikbali için toprağa düşen tüm şehitleri rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazilere de hayırlı ve bereketli ömür diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni öncesinde Millî Savunma Üniversitesi ve bağlı birimlerinde yapımı tamamlanan altı yeni camiinin açılışını yaptı.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçiliği rezidansında MANGO GÜNÜ ŞENLİĞİ gerçekleştirildi.
Büyükelçiliğin rezidansının bahçesinde gerçekleştirilecek şenlik bardaktan boşanırcasına yağan yağmur sebebiyle rezidansın içinde düzenlendi.
Mango günü şenliğine Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Ekselansları Yousaf JUNAİD ev sahipliği yaptı.
Meyvelerin Kralı Mango Günü Şenliği’ne Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Şenlik’te Türkiye’yi Ankara Valisi Vasip ŞAHİN temsil etti.
Mango şenliğinde AB Uyum Komisyonu Başkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Burhan KAYATÜRK, SESRIC Genel Müdürü Zehra Zümrüt Selçuk, Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürlerinden Cihat Erginay da yer aldı.
Mango Şenliğinde Uluslararası Taşımacılık Şirketi NOR TRANSS’ın Yönetim Kurulu Başkanı Oya ERDOĞAN da hazır bulundu.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yousaf JUNAİD, Pakistan mangolarının bütün dünyada meyvelerin kralı olarak bilindiğini söyleyerek konuşmasına başladı.
Büyükelçi JUNAİD, Pakistan’ın küresel mango endüstrisindeki önemli yerine atıfta bulunarak ülkesinin önde gelen mango üreticileri arasında olduğuna da dikkat çekti.
Türklerin tatlılara olan tutkusunu hatırlatan Büyükelçi Junaid, Pakistan’ın Türkiye’ye mango ihracatını mevcudun çok ötesine taşıma konusunda iyimser bir düşünceye sahip olduğunun da altını çizdi.
Mango şenliğinde bir konuşma yapan Ankara Valisi Vasip Şahin ise Büyükelçi JUNAID ile uzun yıllardır olan dostluğunu hatırlatarak, “Benim bildiğim, Büyükelçi JUNAİD, ülkemizde görev yaptığı 10 yıldan bu yana artık Türkiye’nin bir vatandaşı gibi.” dedi.
ŞAHİN, “Büyükelçi JUNAİD, bizimle hemhal oldu hem de bizim ülkemizin bir sempatizanı veya ülkemizin bir taraftarı konumuna geldi. Türk toplumuyla gerçekten güzel bir ilişki kurdu.” şeklinde konuştu.
Büyükelçi Junaid’in Türkiye’de dostlarını artırdığını dile getiren Ankara Valisi ŞAHİN, Zannediyorum, büyükelçinin Ankara’da benden daha fazla dostu var, İstanbul’da da öyle. Kendisine teşekkür ediyoruz. Dışarda yapan sağanak yağmur biraz mekanı daraltsa da kalpleri birleştirdi ve büyüttü. Mekanlar önemli değil. Kalplerin birbiriyle irtibat kurması önemli, O’ da sağlandı” diye konuştu.
Konuşmalardan ardından, konuklara, içinde mango bulunan yemek çeşitleri, içecekler, tatlılar ve dondurma ikramı yapıldı.
Mango Günü Şenliği, konukların Büyükelçi Yousaf JUNAID ile hatıra fotoğraf çekimleriyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.