Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi’nin KGM, TÜRKSAT ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi ile yapılan bir AR-GE projesi olduğunu belirterek pilot projenin Karayolları Genel Müdürlüğü, İstanbul ve Antalya Bölge Müdürlüklerinde gerçekleştirileceğini bildirdi. Bakan Uraloğlu, “İstanbul Bölge Müdürlüğündeki Hasdal-İstanbul Havalimanı arasında 30 kilometrelik kesimde Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemleri Test ve Uygulama Koridoru tesis edilecektir. Antalya Bölge Müdürlüğü’nde de yaklaşık 30 kilometrelik koridorda da değişken mesaj ve trafik işaretleri ve kamera sistemleri gibi akıllı ulaşım sistemleri tesis ederek tüm bu sistemler fiber optik kablo üzerinden Bölge Müdürlüğümüze ve genel müdürlüğümüze bağlanacak. Ayrıca GLOSA yani yeşil ışık optimum hız tavsiyesi servisini Antalya-Sandıklı hattında seçilen bazı sinyalize kavşaklarda da uygulayacağız.” dedi. Uraloğlu, Akıllı Ulaşım Sistemlerinin ve Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemlerini tek bir merkezi IoT yazılım çatısı altında toplayarak AUS standardizasyonunu sağlayacaklarını bildirerek, “Proje hizmete alındığında akıllı ulaşım sistemi mimarisi, Türksat uyduları ile desteklenerek kesintisiz hale gelecek.” diye konuştu. Proje yazılım altyapısının tamamlanmasını ve saha kurulumunu 23 Kasım 2025 tarihinde bitirmeyi planladıklarını belirten Uraloğlu, “12 aylık bakım süresinin ardında da projemizi 23 Kasım 2026 tarihinde tamamlamayı hedefliyoruz.” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bakanlığa bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü, TÜRKSAT ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi’nin ortak çalışmasıyla hayata geçirilen; “Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi”nin imza törenine katıldı. Bakan Uraloğlu burada yaptığı açıklamada, Akıllı Ulaşım Sistemleri’nin ulaşımın daha güvenli, konforlu, enerji verimliliği sağlayan, ulaşım ağlarını etkin bir şekilde yöneten, bilgi ve haberleşme teknolojilerine dayanan sistemler bütünü olduğunun altını çizdi.
Bakan Uraloğlu, Akıllı Ulaşım Sistemleri’nin ulaşım altyapısının optimizasyonuna, kullanıcılar için ulaşım hizmetlerinin kalitesinin iyileştirilmesine, seyahat güvenliğinin artmasına ve çevre dostu ulaşım seçenekleri sunulmasına katkı sağladığını vurgulayarak, “Bu noktada Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak tüm ulaşım modlarında olduğu gibi Karayolları ağımızda da; seyahat sürelerini azaltmak, trafik güvenliğini arttırmak, mevcut yol kapasitelerini etkin kullanmak ve enerji verimliliği sağlayarak ülke ekonomisine katkı sağlamak için akıllı ulaşım sistemlerini yaygınlaştırmaya devam ediyoruz. Karayolu altyapımızı akıllı ve otonom teknolojilerle donatarak, hızlı ve emniyetli yollar tesis etme çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.
Uraloğlu, “Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi”nin önemine işaret ederek, “Özellikle yüksek teknoloji kullanan sistemlerin yazılımlarının yerli ve milli olması ülkemizin menfaati açısından çok önemlidir.” ifadelerini kullandı.
“Artık Hepimiz İçin En Önemli Şey Zaman; Hiçbir Yerde Beklemek İstemiyoruz”
Türkiye’nin Akıllı Ulaşım Sistemleriyle tanışmasının ilk defa elektronik ücret ödeme sistemleriyle başladığını hatırlatan Uraloğlu, “Türkiye karayolu ağında, otoyol ve köprülerde ilk olarak 1999 yılında OGS uygulanmaya başladı. Daha sonra ise sürücülerin yanlarında taşıyabilecekleri elektronik kartlar ile ödeme yapılması sağlanan Kartlı Geçiş Sistemi devreye alındı.1 Şubat 2013 tarihinden itibaren ise KGS tamamen kaldırılarak HGS yeni Hızlı Geçiş Sistemi uygulaması başladı. Artık hepimiz için en önemli şey zaman; hiçbir yerde beklemek istemiyoruz.” şeklinde konuştu.
Otoyollardaki gişe alanlarındaki kulvarların trafikle ilgili bir risk alanı olduğunu söyleyen Uraloğlu, bu sebeple serbest geçiş sistemini geliştirdiklerini ve ülke genelinde yaygınlaştıracaklarını ifade ederek, “Ama bu alandaki en önemli adımlar Karayolları Genel Müdürlüğümüzün bünyesinde Akıllı Ulaşım Sistemleri Merkezlerinin kurulmasıyla atıldı. Bu merkezleri kısaca; belli noktalara yerleştirilen meteorolojik algılayıcılar, değişken mesaj işaretleri ve kamera gibi cihazlar eliyle tüm verilerin toplandığı ve yol kullanıcılarının anlık olarak bilgilendirilmesinin sağlandığı merkezler olarak düşünülebiliriz.” dedi.
“Van’da Bulunan Merkezin Ses, Görüntüleme ve Otomasyon Sistemi Tesisi Çalışmalarını Da Bu Yıl Bitirmeyi Hedefliyoruz”
Uraloğlu, ilk olarak Karayolları Genel Müdürlüğünün her bölge müdürlüğünde 1 adet Akıllı Ulaşım Sistemleri Merkezi olmak üzere toplam 17 merkez ve bu merkezlerin bağlanacağı Ana Merkezin de Genel Müdürlük yerleşkesinde kurulmasını planladıklarını aktararak, “Ana Akıllı Ulaşım Sistemleri Merkezi’nin ses görüntüleme ve Otomasyon Sistemin 2020 yılında, Antalya’da bulunan Karayolları 13. Bölge Müdürlüğündeki merkezin sistemlerini ise 2022 yılında tamamladık. Van’da bulunan Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü yerleşkesindeki merkezin ses, görüntüleme ve otomasyon sistemi tesisi çalışmalarını da bu yıl bitirmeyi hedefliyoruz. İstanbul, İzmir, Konya, Ankara, Mersin, Kayseri, Samsun, Diyarbakır, Trabzon, Erzurum, Bursa, Kastamonu, Sivas ve Kars Bölge Müdürlüklerindeki merkezlerin proje hazırlama çalışmaları sürüyor. Elazığ’daki 8. Bölge Müdürlüğü’nün de AUS Merkezi proje çalışmaları da devam ediyor.” diye konuştu.
Uraloğlu, Ana Akıllı Ulaşım Sistemleri Merkezinde görüntü entegrasyon çalışmaları kapsamında; İstanbul-İzmir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu, Ankara-Niğde Otoyolu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü ve 1915 Çanakkale Köprüsü’ne ait kamera görüntüleri ile kurum ağına bağlı Karla Mücadele, Karayolları Denetim İstasyonları ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü görüntüleri Ana Akıllı Ulaşım Sistemleri Merkezindeki ekranlar üzerinden izlenebildiğini kaydetti.
Akıllı Ulaşım Sistemleri bileşenleri olan meteorolojik bilgi istasyonları, kameralar ve olay algılama uygulamalarımız sayesinde hava olayları, çevre şartları ve olası kazalar gibi değişkenlerin etkilerini anında tespit ettiklerini belirten Uraloğlu, “Sinyalizasyon sistemleri, değişken mesaj işaretleri, radyo yayınları ve mobil bilgi uygulamaları ile tüm sürücülerimizi yol durumlarına dair anlık bilgilendirebiliyoruz. Bu kapsamda ülke genelindeki otoyol, devlet ve il yolları üzerinde; 2 bin 990 adet sinyalizasyon, 5 bin 152 adet kamera, 149 adet Meteoroloji İstasyonu, 710 adet Değişken Mesaj İşareti, bin 120 adet Değişken Trafik İşareti, 209 adet hız tespit ve uyarı radarı ve bin 723 adet ışıklı uyarı ve güvenlik cihazı bulunmaktadır. Bu cihazların aktif ve verimli kullanılması için internet alt yapısı da çok önemlidir.” dedi.
“Karayollarında Bulunan Fiber Optik Kablo Haberleşme Altyapısı Uzunluğu 7 Bin 629 Kilometreye Ulaştı”
Uraloğlu, bugün itibarıyla devlet ve il yollarında haberleşme altyapısı tesisi tamamlanan toplam 3 bin kilometre yol ve otoyol ağında mevcut 4 bin 629 kilometrelik haberleşme altyapısı olduğunu belirterek, “Ülkemizdeki karayollarında bulunan fiber optik kablo haberleşme altyapısı uzunluğu 7 bin 629 kilometreye ulaşmıştır. Bu kapsamda yollarımıza toplam 15 bin kilometre karayolu ağına fiber kablo tesis edilmesi planlanmakta ve çalışmalarda aşama aşama devam etmektedir.” ifadelerini kullandı.
“AUS Vasıtasıyla Yollardaki Güvenliği Maksimum Düzeye Çıkarken Gereksiz Zaman ve Maddi Kayıpları Da Önleyeceğiz”
Sinyalizasyon, kamera, değişken mesaj ve trafik işaretleri gibi akıllı ulaşım sistemi cihazları insani olarak geldiği anlama da değinen Uraloğlu, “Bakın; yolda aniden meydana gelen bir kaza, herhangi bir nedenle durmak zorunda olan bir araç, gizli buzlanma, yola düşen bir nesne gibi planlanmamış durumlarda sürücüler bazen bu ani gelişmeleri fark edemeyebiliyor. Maalesef hiç istemediğimiz sonuçlarla yüzleşebiliyoruz. İşte bahsettiğim bu cihazlar sayesinde yol kullanıcılarına anlık bilgilendirme sağladığımızda bu tür istenmeyen sonuçları minimize edeceğiz. Akıllı ulaşım sistemleri vasıtasıyla yollardaki güvenliği maksimum düzeye çıkarken gereksiz zaman ve maddi kayıpları da önleyeceğiz.” dedi.
Büyük Şehirlerdeki Trafik Sıkışıklığının Sosyal Yaşama Olumsuz Etkisi En Aza İnecek
Büyük şehirlerdeki trafik sıkışıklığının sosyal yaşama olumsuz etkisi en aza ineceğini, insanların stresten uzak, huzurlu bir şekilde yolculuk etmelerini sağlayacaklarını söyleyerek, “Ehliyetini yeni almış acemi sürücülerimizi düşünün…Hepimiz yola ilk çıktığımızda bu acemilik sürecini yaşıyor ve az önce bahsettiğim durumlarla karşılaşabiliyoruz. Ya da araç kullanan hanımefendilerin bir anda ortaya çıkan bu tür durumlarda ya da sıkışık bir gişe geçişinde yaşadığı tedirginliği düşünün. İşte Akıllı Ulaşım Sistemleri yaygınlaştıkça yollarda stresten ve tedirginlikten uzak çok daha güvenli ve konforlu bir seyahat imkanına kavuşacağız ve artık bunu yerli yazılımlarımızla sağlayacağız.” şeklinde konuştu.
Bakan Uraloğlu, “Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Merkezi Yazılım Platformu Geliştirilmesi Projesi” KGM, TÜRKSAT ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi ile yapılan 3’lü protokol eliyle geliştirilen bir AR-GE projesi olduğunu vurgulayarak, “Proje; saha ve merkez donanımları ile merkezi yazılım platformu olmak üzere 3 ana başlıktan oluşmaktadır. Pilot proje; Karayolları Genel Müdürlüğü, 1. İstanbul Bölge Müdürlüğü ve 13. Antalya Bölge Müdürlüğünde gerçekleştirilecektir. Proje kapsamında oluşturulacak Merkezi Yazılım tamamlandıktan sonra tüm Bölge Müdürlüklerinde kullanılacaktır.” dedi.
Hasdal-İstanbul Havalimanı Arasına Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemleri Test ve Uygulama Koridoru Tesis Edilecek
Proje çalışmaları kapsamında pilot bölgelerden biri olan Karayolları İstanbul Bölge Müdürlüğündeki Hasdal-İstanbul Havalimanı arasındaki 30 kilometrelik kesimde Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemleri (K-AUS) Test ve Uygulama Koridoru tesis edileceğini bildirerek, “AUS Sistemlerinden elde edilen veriler araç içi ünitelere iletilecek, araç-araç, araç-altyapı haberleşmesi sağlanarak trafiğin etkin ve verimli kullanılması, kazaların azaltılması sağlanacak. Yol durumu hakkında elde edilen güncel bilgiler ile Akıllı Ulaşım Sistemleri Merkezleri üzerinden sürücülerin anlık olarak uyarılması ve bilgilendirilmesi sağlanacak. Ayrıca gelişen teknolojilerle birlikte 5G gibi yeni haberleşme altyapılarının da testlerinin bu koridorda yapılmasını öngörüyoruz.” diye konuştu.
“Yeşil Işık Optimum Hız Tavsiyesi Servisini Antalya-Sandıklı Hattında Seçilen Bazı Sinyalize Kavşaklarda Uygulayacağız”
Uraloğlu, araç algılayıcı sistemleri, katılım kontrol sistemleri, hız tespiti için plaka tanıma sistemleri, kamera sistemleri, değişken mesaj işaretleri, fiber optik kablo haberleşme altyapısı bileşenleri, meteoroloji istasyonları gibi sistemleri temin ve tesis edeceklerinin de altını çizerek, “İkinci pilot bölge olan Karayolları Antalya Bölge Müdürlüğü’nde de yaklaşık 30 kilometrelik koridorda da değişken mesaj ve trafik işaretleri ve kamera sistemleri gibi akıllı ulaşım sistemleri tesis ederek tüm bu sistemler fiber optik kablo üzerinden Bölge Müdürlüğümüze ve genel müdürlüğümüze bağlanacaktır. Ayrıca GLOSA yani yeşil ışık optimum hız tavsiyesi servisini Antalya-Sandıklı hattında seçilen bazı sinyalize kavşaklarda da uygulayacağız.” dedi.
Uraloğlu, buradaki Ana AUS Merkezinde ise sahadaki tüm sistemlerin ortak bir çatı yazılımla kontrol ve yönetimi sağlanacağını belirterek, “Bu çatı yazılım kapsamında mobil uygulama da hazırlanarak hizmete sunulacaktır. Merkezi Yazılım Platformunun hizmet vereceği bilgi işlem tabanlı donanımlar Genel Müdürlüğümüzde yer alan sistem odasında konuşlandırılacaktır.” dedi.
“Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemlerini Tek Bir Merkezi IoT Yazılım Çatısı Altında Toplayarak AUS Standardizasyonunu Sağlayacağız”
Uraloğlu, bir ulusal AUS mimarisi ve yazılımı geliştirdiklerini belirterek, “Akıllı Ulaşım Sistemlerinin ve Kooperatif Akıllı Ulaşım Sistemlerini tek bir merkezi IoT yazılım çatısı altında toplayarak AUS standardizasyonunu sağlayacağız. Proje hizmete alındığında akıllı ulaşım sistemi mimarisi, Türksat uyduları ile desteklenerek kesintisiz hale gelecek. Bu sayede sistemler arası bütünlük ve birlikte çalışabilirliği tesis ederek operasyonel kabiliyetin arttırılmasını hedefliyoruz. Ayrıca proje kapsamında K-AUS ve AUS Sistemlerin kurulacağı Antalya ile İstanbul’da Fiber ve Enerji altyapı kurulumlarını da gerçekleştireceğiz.” dedi.
Proje yazılım altyapısının tamamlanmasını ve saha kurulumunu 23 Kasım 2025 tarihinde bitirmeyi planladıklarını belirten Uraloğlu, “12 aylık bakım süresinin ardında da projemizi 23 Kasım 2026 tarihinde tamamlamayı hedefliyoruz. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun.” ifadelerini kullandı.
Bakan Uraloğlu sözlerine şu şekilde devam etti:
“Yollarımızı Ulaşımda Aklın Yolu dediğimiz akıllı ulaşım sistemleri ile donatmaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bu proje vesilesiyle Bakanlığımızın üç önemli kuruluşu arasında ulaşım sistemlerimizin gelişmesi adına oluşan diyalog ve işbirliğinin de örnek teşkil etmesini ve devamını diliyorum. Çalışmalarınızda her zaman yanınızda ve destekçiniz olduğumuzu yinelemek istiyorum. 2 yıllık sürede ulaşım noktasında birçok projeye imza attık, bize bu anlamda hedefleri gösteren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Bu düşüncelerle Karayolları Genel Müdürlüğü, TÜRKSAT ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi kurumlarımız arasında imzalanan iş birliği protokolünün şimdiden başta tüm paydaşları olmak üzere Karayolları sektörümüze ve ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.”
Meksika’nın bağımsızlığının 214’üncü yıl dönümü, Ankara’da düzenlenen bir resepsiyonla kutlandı.
Bağımsızlık yıl dönümü dolayısıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde bir resepsiyon düzenlendi.
Resepsiyon Meksika’nın Ankara Büyükelçisi Jose Luis Martinez Hernandez ve eşleri Hanımefendi Mediha NAMI Hernandez’in ev sahipliğinde yapıldı.
Dışişleri Bakanı Yardımcısı Ayşe Berris Ekinci Türkiye’yi temsilen Meksika Milli Gün resepsiyonuna katıldı.
Dışişleri Bakanlığı Latin Amerika ikili İlişkiler Genel Müdürü Büyükelçi Yaprak Balkan da resepsiyonda hazır bulundu.
Dışişleri Bakanlığı Güney Amerika Dairesi Genel Müdür Yardımcısı Selen EVCİT de resepsiyondaydı.
Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu da resepsiyonda yer aldı.
Resepsiyonda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu yer aldı.
Meksika Milli Günü resepsiyonu Meksika’nın Geleneksel Bayrak serımonisi ile Türk ve Meksika Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli Gün resepsiyonundaki ilk konuşmayı Dışişleri Bakan yardımcısı Ekinci yaptı.
Bakan Yardımcısı Ekinci, Meksika Milli Gün resepsiyonunda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek “Bu yıl Meksika’da başarıyla sonlanan başkanlık ve genel seçimlerin akabinde yeni hükümetle uyum içinde çalışacağımızdan eminiz”dedi.
Türkiye ve Meksika’nın büyük bir medeniyete ev sahipliği yaptığını ve eşi olmayan gelişmelere imza attığını hatırlatan Bakan yardımcısı Ekinci, bunun sonucu olarak küresel problemler karşısında ortak bir bakış açısına sahip olunduğunu kaydetti.
Ekinci, 2013 yılından günümüze kadar Stratejik Ortaklığı paylaşan iki ülkenin siyasi, ekonomik, kültürel ve kalkınma alanlarında büyük bir işbirliğine sahip olduklarını vurgulayarak Türkiye ve Meksika arasında güçlü bir işbirliği ve ortak noktaların, iki ülkeyi hem ikili hem de çok sayıdaki işbirliğinde mükemmel iki ortak durumuna getirdiğini, G20 ve MIKTA üyesi olarak iki ülkenin işbirliklerini dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu dönemde geniş bir uluslararası alana yayılmasını sağladıklarının altını çizdi.
Ekinci, 2023 yılında iki ülke ticaret hacminin yaklaşık 2 buçuk milyar dolar olduğunu dile getirterek bu rakamların Türkiye’yi Meksika’nın Latin Amerika ve Karayipler’deki en büyük ticaret ortağı haline getirdiğini belirtti.
Ekinci, üst düzey ziyaretlerin işbirliği sürecindeki iki ülkenin yararına katkı sağladığını vurgulayarak “İlişkilerimizde, Türkiye ile Meksika arasındaki mesafenin uzaklığı. bizlere ulaşım için daha fazla motivasyon kaynağı oluyor, daha fazlasını keşfetme, daha çok çalışma ve daha çok başarma merakımızı artırıyor.” şeklinde konuştu.
Ekinci, Türkçe dil kurslarına ve 2022 yılında Meksika’da Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nde yapılan kültürel etkinliklere çok fazla ilginin olduğunu, halklar arasındaki dostane bağların bir arada bulunduğunu, turizm rakamlarının da somut dostluk bağlarını geliştirdiğine dikkat çekti.
Dışişleri Bakan yardımcısı Ayşe Berris Ekinci’nin konuşmasından sonra Meksika Büyükelçisi Jose Luis Martinez Hernandez kürsüye geldi.
Meksika’nın Ankara Büyükelçisi Jose Luis Martinez Hernandez ise şöyle konuştu: “Büyükelçilik, Meksika’nın Bağımsızlığının iki yüz on dördüncü (214’üncü) Yıldönümünü bu gece kutlamak için hepinizi aramızda görmekten mutluluk duymaktadır.
Büyük bir ülke ve Meksika’nın büyük dostu olan Türkiye’de bu kutlamaya liderlik etmek benim için büyük bir onur.
Meksika ve Türkiye’nin birçok faktörle pekiştirilen sağlam bir ilişkisi var: Her iki ülkenin de önemli bir bölgesel ağırlığı var, zengin kültürümüz ve tarihimizle gurur duyuyoruz, en çok ziyaret edilen ülkeler arasında ilk 10’da (10) yer alıyoruz. Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ve G20, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Meksika, Endonezya, Kore Cumhuriyeti, Türkiye ve Avustralya’nın oluşturduğu MIKTA grubunun üyesiyiz.
Aynı şekilde, Meksika ve Türkiye uluslararası hukuka saygıyı ve çok taraflılığı teşvik ediyor, farklı coğrafi bölgeler arasında bağlantı kuruyoruz ve uluslararası barışa olan güçlü bağlılığımızı sürdürüyoruz. Ülkelerimizin ortak hedefleri var, bu da ikili ilişkilerin geleceğinin umut verici olduğunu gösteriyor.
Doksan altı (96) yıllık diplomatik ilişkilerin ardından Meksika ve Türkiye Cumhuriyeti farklı alanlarda olumlu sonuçlara tanık oldu.
İki bin on üç (2013) yılında stratejik ortaklık kurduk. O günden bu yana siyasi diyalog, üst düzey ziyaretler ve pek çok konudaki işbirliğimiz ciddi oranda arttı. Örneğin geçtiğimiz Şubat ayında Meksika, Türkiye Dışişleri Bakanı H.E. Ülkeme resmi bir ziyarette bulunan Sayın Hakan Fidan. Ayrıca MIKTA Meclis Başkanları Toplantısı’na katılımından dolayı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’u da kabul etmekten onur duyduk. Meksika Turizm Bakanı Miguel Torruco bu yıl İstanbul’u iki kez ziyaret etti.
Meksika ve Türkiye sadece stratejik ortak değil, aynı zamanda çok iyi dostlar. Geçtiğimiz yıl Meksika Donanması’na ait Yelkenli Okul Gemisi “Cuauhtémoc”, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümünü kutlamak üzere İstanbul’a gelmişti. Ayrıca Meksika, 2023 yılında Türkiye’de yaşanan korkunç depremin ardından 200’den fazla kişiden oluşan kurtarma ekipleri ve insani yardım gönderdi.
Kültürel alanda Türk dizilerinin Meksika’da popülerliğinden ve Meksika mutfağının Türkiye’de giderek artan varlığından bahsedebiliriz. Bunun güzel bir örneği Türkiye’deki sekiz Ranchero restoranıdır. Erika Torres, Laura Cabrera ve Froylán Rincón gibi Meksikalı şefler Türkiye’de son derece popüler hale geliyor.
Coğrafi mesafe, iki stratejik ortak arasındaki dostluk bağlarının güçlendirilmesine engel değildir. Türk Hava Yolları’nın İstanbul-Mexico City seferlerinde haftada 11 frekans başta olmak üzere Türkiye’de daha fazla Meksika’yı, Meksika’da ise daha fazla Türkiye’yi tanıtmaya devam edeceğiz.
Antalya Fahri Konsoloslarımızın desteği sayesinde mümkün olan bu Meksika özel gecesinden keyif alacağınızı umuyoruz; İzmir; Kocaeli, Nevşehir ve çevresi, Kazakistan’da Almatı, Gürcistan’da Tiflis. Sponsorlarımıza da katkılarından dolayı teşekkür ederiz: Semolina Azteca Milling Türkiye, AcunMedya, sekiz Ranchero restoranı, Elika Cave Suites, Cappo Parfüm, Mata Otomotiv, Anadolu Efes, Tunç Fırat Dereli avukatları, Kaya Grubu, Meksika Askeri ve Deniz Kuvvetleri Ataşeleri ve tabii ki Çankaya Belediyesi.
Aynı zamanda Meksika’nın İstanbul Büyükelçiliği ile Konsolosluğu arasındaki iyi ilişkileri de dile getirmek istiyorum.
Son olarak, eşim Mediha’nın desteğini ve Büyükelçiliğimizdeki Meksikalı ve Türk meslektaşlarımızın sadece bu etkinliğin hazırlanmasında değil, aynı zamanda sürekli emek vermelerindeki mükemmel çalışmalarını da takdir ediyorum.
Çok teşekkür ederim. Teşekkürler. Teşekkürler.
Viva Meksika, Yaşasın Türkiye!
Konuşmaların akabinde davetlilere Meksika müziğinin eşliğinde dans gösterisi sunuldu.
Öte yandan, davetlilere Meksika mutfağından yemekler ikram edildi.
Davetliler, Meksika dans gösterisi ve müziğinin eşliğinde lezzetli yiyeceklerin tadını çıkararak geceyi tamamladılar.
Türkiye Güreş Federasyonu Başkan Adayı Selçuk ÇEBİ Ankara’da bir basın toplantısı düzenledi.
Selçuk ÇEBİ, basın toplantısında şöyle konuştu: “Değerli güreş ailesi, spor dünyasının kıymetli temsilcileri ve basınımızın güzide mensupları, sizleri saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Camiamızı bir arada tutan, yolumuza ışık olan büyüklerimize, bu zamana kadar görev yapmış Bakanlarımız ile federasyon başkanlarımıza, kulüp yöneticilerimize, antrenörlerimize ve sporcularımıza yaptıkları hizmetlerinden dolayı teşekkürlerimi bir borç bilirim. Ayrıca ömrünü bu spora vakfederek ebediyete irtihal etmiş kılavuz bildiklerimiz var. Onları da minnet ve şükranla yâd etmek isterim.
Neden buradayım sorusunun cevabını önce kendime, sonra sizlere vermeye hazır olarak, içimdeki spor aşkını, sizlerden aldığım güçle daha büyük bir meşale olarak taşıma idealini giyinmiş bir şekilde karşınıza geldim.
12 yaşında başladığım bu yolculukta, 25 yıl süren bir mücadelenin azmini, kararlılığını, alın terini ve gururunu yaşadım. Bu süreçte, üç dünya şampiyonluğu elde ederek bayrağımızı dalgalandırdım ve İstiklal Marşımızı gururla tüm dünyaya dinlettim. İçimde, yüreğini milli ve manevi değerlerine adayan ve güreşi sadece bir mücadele olarak görmeyip kendi kültürüyle yoğuran bir yaşam tutkusu var.
Beden eğitimi öğretmenliği ile başladığım çalışma hayatımda, Gençlik ve Spor Bakanlığı spor kontrolörlüğü, spor müşavirliği, Spor Eğitimi Daire Başkanlığı görevlerini yürüttüm. Şu anda Sporcu Yetiştirme Daire Başkanlığı görevini aktif bir şekilde icra etmekteyim. Bahsettiğim görevlerin yanı sıra çeşitli kurul ve komisyon üyeliklerinde bulunarak öğrenmeye ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Bu geniş deneyim yelpazesi, sporun tüm yönleri hakkında kapsamlı bir anlayış geliştirmeme ve bu bilgileri güreş sporunun hizmetine sunmama olanak tanıdı.
Akademik anlamda, 19 Mayıs Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulundan mezun oldum. Ardından Konya Selçuk Üniversitesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümünde yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Bu eğitimler, içinde yaşadığım toplumun dinamiklerine, mozaiğine, idari yapısına farklı bir gözle bakmama imkân tanıdı. Gerek sporculuk hayatımdaki deneyimlerim, gerekse eğitim ve idari görevlerimde elde ettiğim tecrübeler, bazı değerlerin içinde olgunlaşma ve bu değerler odağında pişmeme vesile oldu. Bu nedenle, değer katmaya ve yeni değerler üretmeye talibim.
Yıllarca Bakanlığımızda yürüttüğüm daire başkanlığı görevi, şahsıma geniş bir vizyon kazandırdı. Ayrıca bu bilgi birikimi ve idari tecrübeler daha derin bir anlayış geliştirmemi sağladı. Bu sürede altına imza attığımız ve yönettiğimiz; Yüzme Bilmeyen Kalmasın, Türkiye Sportif Yetenek Taraması, Antrenörlük Eğitim Sistemi, Olimpik ve Paralimpik Takip, Sporcu Harçlıkları ve Vakıf Üniversiteleriyle Yapılan Millilik Bursu Daire Başkanlığımız olarak gerçekleştirdiğimiz ve yürüttüğümüz önemli işlerden bazılarıdır. “Yaptıklarımız, Yapacaklarımızın Teminatıdır”
Bu bakış açısıyla, bu süreçte edindiğim derin bilgi ve deneyim, federasyonumuzun yönetiminde daha etkili, şeffaf, katılımcı ve adil bir yaklaşım sergileme konusunda bana güçlü bir temel sağladı. Bu birikimle, federasyonumuzu daha ileriye taşıyacak ve güreşin tüm paydaşlarıyla birlikte, ortak hedefler doğrultusunda başarılı bir yolculuğa çıkacağımızdan eminim.
Bu yolda Sayın Cumhurbaşkanımızın Türk sporuna ve özellikle Türk Güreşine vermiş olduğu önem ve değer aşikârdır. Ayrıca Bakanlığımızın merkez ve il müdürlükleriyle federasyonlarımıza sağladığı değerli katkılar, güreş sporunun yaygınlaşmasını ve gelişmesini büyük ölçüde desteklemiş ve bu süreçte başarının elde edilmesinde belirleyici bir rol oynamıştır.
Bakanlık ile federasyon arasındaki iş birliğinin derinleştirilmesinde Federasyon Başkanının kilit bir rolü vardır. Bu iş birliğinin güçlendirilmesi, sporun her kademesinde etkili ve uyumlu bir yönetim yapısının oluşmasını sağlar ve güreş sporunun daha ileri seviyelere taşınmasının önünü açar.
Nereden başladığımızı biliyoruz. Nereye varmak istediğimizden eminiz.
Yola kalbimizle girdik. Onun bereketine talibiz.
Akıl, akılla yan yana güzeldir. Bu yüzden ortak akla inanıyoruz. Akıl ile alın teri birleşsin istiyoruz. Bilimden yana olan tüm girişimler ve yenilikler adına yorulmak için kolları yeniden sıvıyoruz. Bilirsiniz ki kollarımız her zaman sıvalıydı. Antrenörlerimiz, kulüplerimiz, teknik ekibimiz, yüreği atalarından aldığı güçle çarpan sporcularımız; büyük fotoğrafa baktığımızda uluslararası arenada elde edilen başarıların ortak mimarıdır. Aldığımız alkışlarda da yaşadığımız sevinç ve hüzünde de birlikte ve omuz omuzayız.
Birlikte atılan her adımın güreş ailemizi kuvvetlendirdiğine yürekten inanıyoruz. Yürek birliği, bizi olduğumuz yerden alır, olmak istediğimiz yere götürür. O yüzden biz, sizlerin bizi güçlendirecek yüreğine talibiz.
Bu süreçte bize göstereceğiniz destek ve güven, Türk güreşinin geleceğini şekillendirmede en büyük motivasyon kaynağımız olacaktır. Güreşin içinden gelen ve alanında tecrübe sahibi olan ekibimizle güreşimizi ulusal alanda yaygınlaştırmak, uluslararası arenada ise daha büyük başarılara imza atmak için kararlılıkla ve istikrarlı bir şekilde çalışacağız.
Benim için kutsal bir değere sahip olan talip olduğum bu önemli görevi en yüksek başarıyla etkili ve verimli bir şekilde yerine getirebilmek için belirlediğimiz bazı politika ve projelerimizi maddeler halinde sizlerle paylaşmak istiyorum.
1) Federasyonun yeni teşkilat yapısını ve kurumsallığını oluşturmak 2) Yeni lig yapısını oluşturmak 3) Alt yaş gruplarında (SEM’lerin katılımının zorunlu olduğu) bölgesel gelişim ligleri düzenlemek 4) Lig ve şampiyonalara ödül sistemi kurmak 5) Mevcut kulüpleri ayni ve nakdi olarak desteklemek 6) Kulüp sayısını artırmak için girişimlerde bulunmak 7) Sponsorluk gelirlerini artırmak 8) Tüm yaş grupları milli takımlardaki sağlık ve performans ekibini güçlendirmek 9) Milli takım kamp ve seçme kriterlerini netleştirmek 10) Güreş Vakfı ve Güreş Dernekleriyle birlikte ulusal ve uluslararası projeler yürütmek 11) 4 yıllık olimpiyat takvimini yayımlayarak, 2025-2028 Lig ve Şampiyona Faaliyet Programını önceden hazır hale getirmek. (Şuan hazır) 12) Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonumuzla işbirlikleri yürütmek 13) Her yıl sonunda Güreşin Enlerinin ödüllendirildiği gala gecesi düzenlemek 14) İçerisinde idari binası, spor salonları, güreş müzesi ve konaklama hizmetinin de yer alacağı müstakil bir tesis kazandırmak 15) UWW ile işbirliğini kuvvetlendirmek (Kurullardaki temsilci sayımızı artırmak) 16) Aralık ayı içerisinde planlanan Çalıştayı yapmak
Güreşin tüm paydaşlarına ve destekçilerine en içten teşekkürlerimi sunuyor, bu heyecan verici yolculukta sizinle birlikte olmanın onurunu ve mutluluğunu yaşıyorum. Buradan siz değerli basın mensupları aracılığıyla Türkiye Güreş Federasyonu başkan adayı olduğumu ilan ediyor ve hepinize saygılarımı sunuyorum.”
ASO BAŞKANI ARDIÇ: ÜLKEMİZİN BAŞKENTİNİ SANAYİ VE TEKNOLOJİNİN DE BAŞKENTİ YAPMA HEDEFİMİZE ULAŞMAYA KARARLIYIZ
Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) iş dünyası ile yabancı misyon temsilcilerini bir araya getirdiği “Geleneksel Büyükelçilikler Resepsiyonu” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın teşrifleri, yabancı büyükelçiler, siyaset ve iş dünyasının yoğun katılımıyla gerçekleşti. Resepsiyonun açılış konuşmasını yapan ASO Başkanı Seyit Ardıç, “Ülkemizin Başkentini sanayi ve teknolojinin de Başkenti yapma hedefimize, siz değerli sanayicilerimizin azim, destek ve vizyonuyla ulaşmaya kararlıyız” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz da, Ankara’nın Türkiye’nin katma değeri yüksek üretim ve ihracatında çok önemli bir paya sahip olduğunu belirterek, “Ankara Sanayi Odamızla, sanayicilerimizle iftihar ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) “Geleneksel Büyükelçilikler Resepsiyonu”, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın teşrifleriyle gerçekleşti. ASO Başkanı Seyit Ardıç’ın ev sahipliğinde, aralarında çok sayıda büyükelçinin de bulunduğu 100’den fazla ülkenin temsilcisi, milletvekilleri, Dışişleri Bakan Yardımcısı Burhanettin Duran, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Safa Koçoğlu, rektörler, iş dünyasının önde gelen isimleri, ASO Meclis ve Komite Üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri ve medya temsilcilerinin geniş katılımıyla gerçekleşen resepsiyonun adresi her yıl olduğu gibi Ankara Etnografya Müzesi oldu.
Resepsiyonun açılış konuşmasını yapan ASO Başkanı Seyit Ardıç, “Yabancı misyon ile iş dünyamızı bir araya getirdiğimiz bu davetlerimizde çok güzel iş birliklerinin geliştiğine şahit olduk. Bugünün de yeni ve güçlü dostluklara vesile olacağını ümit ediyorum” dedi. Konuşmasında küresel gelişmelere değinen ASO Başkanı Ardıç, jeopolitik ve politik risklerin yoğunlaştığı bir dönemden geçildiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Küresel ekonomilerde, farklı kritik konuların krize dönüştüğü bir dönemi yaşıyoruz. Başta küresel güvenlik sorunu olmak üzere, politik belirsizlik, enflasyon ve yüksek faiz sürecinden geçiyoruz. Enflasyon, gelişmiş ülke ekonomilerinde yavaşlamış olsa da, faizler yüksek kalmaya devam ediyor. Enflasyonun istenilen seviyeye düşeceğine ilişkin net bir öngörünün olmaması, Merkez Bankalarının bu konuda erken adım atmasını engelliyor. Faiz indirimlerinin daha da gecikmesi küresel finansal koşulların sıkılaşmasına neden olmaya devam ediyor.
Nihayetinde, küresel piyasalarda, uzun dönemli enflasyonun görece olarak hala yüksek olduğu, büyümenin zayıfladığı ve para politikasında sıkılaşmanın devam ettiği makroekonomik yapıyla karşı karşıyayız.”
Avrupa, Asya ve orta Doğu’nun kesişme noktasında yer alan Türkiye’nin bu stratejik konumunun, ticaret, lojistik ve enerji geçiş noktası olma açısından olma açısından büyük avantaj olduğunu belirten ASO Başkanı Ardıç, “Türkiye, hızla büyüyen, dünya ile ekonomik bütünleşmesini sürdüren, 85 milyon nüfusuyla yatırımcılara geniş imkânlar sunan büyük pazar konumundadır ve etki alanı çok geniş bir coğrafyaya yayılmaktadır” dedi.
Avrupa, Asya ve Orta Doğu’nun kesişme noktasında yer alan Türkiye’nin bir köprü görevi gördüğünü anlatan Ardıç, bu stratejik konumun ülkeye ticaret, lojistik ve enerji geçiş noktası olma açısından büyük bir avantaj sağladığını dile getirdi.
“TÜRKİYE, YATIRIMCILARA GENİŞ İMKANLAR SUNAN BÜYÜK BİR PAZAR”
Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusunun ekonomik büyümenin itici gücü olarak önemli bir rol oynadığına; iş gücüne katılım, yenilikçilik ve teknolojiye adaptasyon konusunda büyük fırsatlar sunduğuna işaret eden Ardıç, “Türkiye, hızla büyüyen, dünya ile ekonomik bütünleşmesini sürdüren, 85 milyon nüfusuyla yatırımcılara geniş imkânlar sunan büyük pazar konumundadır ve etki alanı çok geniş bir coğrafyaya yayılmaktadır” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE, KÜRESEL BİR ÜRETİM ÜSSÜ OLABİLECEK POTANSİYELE SAHİP”
Küresel resesyon kaygılarının gölgesinde geçen ve risk algısının oldukça yüksek olduğu 2023 yılında sanayicilerin ve ihracatçıların sayesinde Türkiye’nin önemli ihracat rakamlarına ulaştığını belirten Ardıç, “İhracatımız yılın ilk 8 ayında 170,8 milyar dolar, son 12 ayda ise 261 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmıştır. 220 ülkeye ihracat yapan Türkiye, 151 ülkeye ihracatını artırmıştır. Bu verilerin de ortaya koyduğu üzere Türkiye, bölgesel ve küresel bir üretim üssü olabilecek potansiyele sahiptir” diye konuştu.
“ANKARA, SANAYİ VE TEKNOLOJİNİN DE BAŞKENTİ OLMA YOLUNDA GÜÇLÜ ADIMLARLA İLERLİYOR”
Ülke ekonomik gelişimini sürdürürken; başkent Ankara’nın da, sanayi ve teknolojinin de başkenti olma yolunda güçlü adımlarla ilerlediğini vurgulayan Ardıç, “Üretimimiz giderek katma değeri daha yüksek olan imalat ve bağlantılı hizmet sektörlerine doğru gelişmektedir” ifadesini kullandı.
ANKARA, YÜKSEK TEKNOLOJİ VE AR-GE’NİN MERKEZİ OLMAYA DEVAM EDİYOR
Ankara’nın, Türkiye’nin teknoloji ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinin merkezlerinden biri olduğunu vurgulayan Ardıç, “Başkent’te yer alan teknoparklar; savunma sanayi, bilişim, biyoteknoloji ve enerji gibi yüksek teknolojiye dayalı sektörlerde faaliyet gösteren birçok yerli ve yabancı şirkete ev sahipliği yapmaktadır. Ankara’nın Ar-Ge altyapısı, yenilikçi projelere ve girişimlere yatırım yapmayı düşünen yabancı sermaye için büyük bir cazibe merkezi oluşturmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Ankara’nın sahip olduğu avantajların, ülke ekonomisine katma değer olarak yansıdığını anlatan Ardıç, imalat sanayisinde teknoloji kullanım durumuna bakıldığında orta ve orta-yüksek teknolojilerin payının Ankara’da diğer illere göre daha yüksek olduğunu söyledi.
Ankara’nın illere göre gayrisafi katma değer üretiminde 2. sırada olduğunu ifade eden Ardıç, şöyle devam etti:
“Ankara en çok ihracat yapan 5. il konumundadır. İhracatının yüzde 90’nından fazlası sanayi sektörü tarafından gerçekleştirilmektedir. 2023 yılında toplam savunma sanayi ihracatının yüzde 35’e yakın kısmını Ankara tek başına gerçekleştirmiştir. İlimiz ayrıca makine, medikal, ulaştırma, elektrik-elektronik, yenilenebilir enerji, madencilik ve müteahhitlik gibi güçlü sektörleriyle öne çıkmaktadır.”
“ANKARA’YI SANAYİ VE TEKNOLOJİNİN DE BAŞKENTİ YAPMA HEDEFİMİZE ULAŞMAYA KARARLIYIZ”
Ankara Sanayi Odası olarak, Başkentimizin üretim ve ihracat potansiyelinin artırılmasına yönelik çeşitli faaliyetler yürütüp, araştırmalar yaptıklarını belirten Ardıç, ASO’nun kısa süre önce yayınlanan 2018-2023 yıllarını kapsayan Ankara’nın Dış Ticaret Analizi ve Teknolojik Boyut Çalışma Raporu’na da değinerek şunları söyledi:
“Raporda Ankara’mız ile diğer 5 büyük sanayi kenti İstanbul, İzmir, Kocaeli, Bursa ve Gaziantep’in ihracat performansını, teknoloji sınıflandırmasına göre analiz ettik. Ankara’nın ihracatında yüksek teknoloji payının %13 ile, %3,8 olan Türkiye ortalamasından ve diğer 5 büyük sanayi şehrinden kat be kat yüksek olduğu görüldü. Bu oran İstanbul’da %5, İzmir’de %2, Kocaeli, Bursa ve Gaziantep’te ise sadece %1. Gururla belirtmek isterim ki, ülkemizin Başkentini sanayi ve teknolojinin de Başkenti yapma hedefimize, siz değerli sanayicilerimizin azim, destek ve vizyonuyla ulaşmaya kararlıyız.”
Yüksek ve orta yüksek teknolojide çok ciddi yatırım alan Ankara’nın önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin teknolojik üretim ve ihracat üssü olacağına inandığını belirten ASO Başkanı Ardıç, “Çalışmalarına başladığımız ASO Ankara Teknoloji Üssü projesiyle başkentimizin teknoloji üretim ve yüksek katma değer düzeyini üst seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Gümrük Birliğinin, 1995 yılından bu yana Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasında ekonomik iş birliğini güçlendiren en önemli araçlardan biri olduğunu anlatan Ardıç, buna karşın dünya ekonomisinde ve ticaretin doğasında meydana gelen değişikliklerin bu anlaşmanın yeniden değerlendirilmesini zorunlu kıldığını, AB’ye üye olmadan imzalayan tek ülke olarak Türkiye’nin bunun dezavantajını yaşadığını dile getirdi.
Gümrük Birliği’ni oluşturan 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın revize edilmesinin gerektiğini vurgulayan Ardıç, “Bu kapsamda, AB ticaret politikası oluşturulurken Türkiye ile danışma prosedürleri güçlendirilmeli, iki taraf arasında çıkabilecek uyuşmazlıkların çözümü için etkin bir mekanizma kurulmalıdır. Yine Türkiye’nin AB’nin üçüncü ülkeler ile imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarının dışında kalması sorununun çözümlenmesi ve kara yolu taşımacılığındaki kotaların kaldırılması gibi konular yer alıyor” dedi.
“MALLARI SERBEST DOLAŞTIRIYORUZ, SANAYİCİLERİMİZ VİZE ALAMIYOR”
Gümrük Birliği ile ilgili bir diğer konunun vize sorunu olduğunu anlatan Ardıç, “İş görüşmeleri ve iş anlaşmaları yapmak, fuarlara katılmak için AB ülkelerine seyahat etmek isteyen iş insanlarımız vize engeli ile karşılaşmaya devam ediyor. Bu durum hem maddi bir külfet, hem zaman kaybı hem de psikolojik bir bariyer oluşturuyor; Gümrük Birliği’nin işleyişini de olumsuz yönde etkiliyor. Özetle, malların serbest dolaşımı için karşılıklı imza atıyoruz, malları serbest dolaştırıyoruz, ancak bunları üreten sanayicilerimiz sınırda bekletiliyor, vize alamıyor, ürünlerini fuarlarda bile sergileyemiyor” diye konuştu.
“EKONOMİ YÖNETİMİMİZE DESTEĞİM TAM”
“Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hissedilen zorlu ekonomik koşulları, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın koordinasyonundaki ekonomi yönetimimizle kısa sürede atlatacağımıza inancımızın tam olduğunu da vurgulamak istiyorum” diyen ASO Başkanı Ardıç, şunları söyledi:
“Son dönemde makroekonomik dengenin sağlanması amacıyla uygulamaya konulan rasyonel politikaların etkilerini görüyoruz. Bu zor zamanların sonrasında yaşayacağımız istikrarlı bir dönem beklentisi ile Ankaralı sanayiciler olarak ekonomi yönetimimize desteğimizin tam olduğunu belirtmek isterim.
Geçen hafta Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın açıkladığı Orta Vadeli Programda yapısal reformlarla destekli makro istikrara yönelik politika hedeflerini görmek bizleri daha da umutlandırıyor.
Sanayicilerin ekonomi politikalarına olan desteği, ülkemizin sürdürülebilir kalkınması ve küresel rekabet gücünün artırılması açısından büyük önem taşımaktadır. Sanayicilerimizle hükümet arasında kurulacak güçlü iş birliği, hem ekonomik hem de toplumsal hedeflerimize ulaşmamızı sağlayacaktır. Hep birlikte çalışarak, ülkemizi daha güçlü, daha rekabetçi ve daha müreffeh bir geleceğe taşımak mümkün olacaktır.”
CEVDET YILMAZ: ANKARA SANAYİ ODAMIZLA SANAYİCİLERİMİZLE İFTİHAR EDİYORUZ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da konuşmasında, Ankara Sanayi Odası’nın Geleneksel Büyükelçilikler Resepsiyonu’na katılmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Ankara’nın çok önemli bir ekonomik merkez olduğunu belirten Yılmaz, Ankara’nın Türkiye’nin katma değeri yüksek ekonomik, üretim ve ihracatında çok önemli bir paya sahip olduğunu söyledi. Yılmaz, “Başta Ankaralı sanayiciler, ihracatçılar olmak üzere tüm Ankaralı iş insanlarını yürekten tebrik ediyorum. Ankara Sanayi Odamızla, sanayicilerimizle iftihar ediyoruz. Başarılarını tebrik ediyoruz. Bundan sonraki dönemde de kamu, özel sektör, sivil toplum hep birlikte Türkiye yüzyılını 85 milyon olarak inşaa etmeye devam edeceğimizin altını çizmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
YILMAZ: TEMEL HEDEFİMİZ ENFLASYONU DÜŞÜRMEK
Ekonomik gelişmelere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Orta Vadeli Program’ın (OVP) öngörülebilirliği güçlendirdiğini, böylece yatırım için sağlıklı bir ortamın sağlandığını dile getirdi.
Yılmaz, Türkiye’nin yeşil ve dijital dönüşüme hızlı ve etkili şekilde uyum gösterebildiği ölçüde ekonomisini ve sosyal refahını da yükseltebileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bu çerçevede bir taraftan bu dönüşümü yaparken bir taraftan da az önce dediğim üzere temel hedefimiz enflasyonu düşürmek. Enflasyonu düşürelim ki daha istikrarlı bir ortam oluşsun. Bazen büyüme, enflasyon tartışmaları yapılıyor. Kısa vadede elbette bazı zorluklar içeriyor bu mücadele. Ama şunun bilincinde olmamız lazım. Orta ve uzun vadede büyüme ve enflasyon arasında bir çelişki yoktur. Tam aksine bunlar birbirini destekleyen süreçlerdir. Enflasyonun düştüğü bir ortamda öngörülebilirlik artar, istikrar yükselir, yatırım ortamı iyileşir, büyümeniz istikrarlı bir şekilde devam eder. Dolayısıyla bunları birbirinin zıddı gibi görmemek gerekir.”
GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN GÜNCELLENMESİ
Türkiye ekonomisinin geçen yıl 1,1 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını ve bu yıl sonunda 1,3 trilyon dolarlık bir ekonomi olmasının beklendiğini kaydeden Yılmaz, kişi başına düşen gelirin bu yıl sonu itibarıyla 15 bin doları aşacağını, OVP’nin sonunda ise bu rakamın 20 bin doları aşacağını kaydetti.
Türkiye’nin gelecek dönemde daha fazla sermaye ve nitelikli iş gücünü cezbetmeyi amaçladığını, bunun sosyal refahın yükselmesine katkı sağlayacağını dile getiren Yılmaz, Türkiye’nin Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi doğrultusunda gelecek 4-5 yıllık süreçte dünya genelindeki uluslararası sermayenin yüzde 1,5’ini çekmeyi hedeflediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerektiğini, bunun her iki taraf için de faydalı olacağını vurgulayarak, Avrupa Birliği’nin de ekonomik büyümesine ve rekabet gücünün artmasına katkı sağlayacak bu güncellemenin, Türkiye için de yeni fırsatlar yaratacağını sözlerine ekledi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.