Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aksaz Tersanesi Komutanlığı Açılış ve Deniz Platformları Teslim Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Topraklarımızda huzur içerisinde yaşamak için hem Mavi Vatanımızda hem de uzak coğrafyalarda güçlü ve etkin bir donanmaya sahip olmamız gerektiğinin bilincindeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muğla’nın Marmaris ilçesinde, Aksaz Tersanesi Komutanlığı Açılış ve Deniz Platformları Teslim Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Buradaki konuşmasında, Tersane Komutanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri için kritik öneme haiz PİRİREİS denizaltının hizmete alınacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “HIZIRREİS denizaltımıza bayrak çekiyor ve seyir testlerini başlatıyoruz. MURATREİS denizaltımızın havuz donatım faaliyetlerine başlıyor, ilaveten iki, üç, dört numaralı akaryakıt gemileri ile 3 bin tonluk denizaltı havuzunu da hizmete veriyoruz. Gemilerimizin ve denizaltımızın inşasında emeği geçen her bir kardeşime kalpten teşekkür ediyor, ülkemiz ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz için hayırlı olmasını diliyorum.”
Vatanın bekası, milletin istiklal ve istikbali uğrunda can veren aziz şehitleri rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kahraman gazilere ülke ve millet adına şükranlarını sundu.
“ÜÇ TARAFI DENİZLERLE ÇEVRİLİ, TÜM DÜNYANIN GÖZÜ ÜZERİNDE OLAN BİR ÜLKEYİZ”
Kahraman ecdadın emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni yüceltmek ve hak ettiği yerlere getirmek için mücadelelerini aralıksız sürdürdüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Üç tarafı denizlerle çevrili, tüm dünyanın gözü üzerinde olan bir ülkeyiz. Asırlar boyunca küresel güç mücadelelerine sahne olmuş bir coğrafyanın tam merkezinde yer alıyoruz. Bu topraklardaki bin yıllık mevcudiyetini şehitlerinin mübarek kanlarına ve fedakârlıklarına borçlu olan bir milletiz. Topraklarımızda huzur içerisinde yaşamak için hem Mavi Vatanımızda hem de uzak coğrafyalarda güçlü ve etkin bir donanmaya sahip olmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Bu anlayışla 2002’den beri ‘Güçlü Türkiye, Güçlü Ordu’ şiarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerini her alanda güçlendirmenin çabası içindeyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün burada olduğu gibi, Türkiye’nin attığı adımları dostlarımız gıptayla, kardeşlerimiz minnet ve destek duygularıyla, muarızlarımız ise korkuyla takip etmektedir. Ordumuzu güçlendirme hedefimizin belkemiğini ise donanmamızın kapasitesini ve caydırıcılığını artırma çalışmalarımız oluşturmaktadır. Deniz Kuvvetlerimizin ihtiyacı olan her türlü platform ve sistemin tedariki için bütün imkânlarımızı seferber etmiş durumdayız. Projesi tamamlanan, yapımına başlanan, modernize edilen veya teslim alınan her bir gemiyle donanmamızı hedeflediğimiz seviyeye bir adım daha yaklaştırıyoruz.”
“DENİZALTILARIMIZI 2029’A KADAR HİZMETE ALACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının stratejik unsurlarının başında denizaltıların geldiğini belirterek, şu bilgileri verdi: “Bugün hizmete giren TCG PİRİREİS, 6 adet havadan bağımsız tahrik sistemine sahip denizaltılarımızın ilkidir. PİRİREİS denizaltımızda şimdiye kadar 380’in üzerinde fabrika, liman ve seyir kabul testi başarıyla icra edildi. Reis sınıfı denizaltılarımız dünyadaki emsallerine kıyasla çok daha üstün özelliklerle donatılmaktadır. PİRİREİS denizaltımız uzun süre satha çıkmak zorunda kalmadan harekât icra edebilecektir. Bayrak çekme ve seyir deneyimleri başlangıcını gerçekleştirdiğimiz HIZIRREİS denizaltımızı 2025 yılında, havuz donatım faaliyetlerini başlattığımız MURATREİS denizaltını da 2026 yılında hizmete almayı planlıyoruz. Dördüncü denizaltımız AYDINREİS’in, beşinci denizaltımız SEYDİALİREİS’in ve altıncı denizaltımız SELMANREİS’in inşa faaliyetleri süratle devam ediyor. Proje dâhilindeki tüm denizaltılarımızı 2029 yılına kadar hizmete alarak donanmamızın gücüne güç katacağız.”
Yeni tip denizaltı projesinin sözleşmenin ötesinde bir muhteviyata sahip olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu projemiz, Silahlı Kuvvetlerimizin, kamu ve özel sektörümüzün ahenk içerisinde çalıştığı teknik personel yetiştirme, ürün yerlileştirme ve sanayileşme gibi çok boyutlu hedefleri içeren örnek bir projedir. Biliyorsunuz hâlihazırda kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen sayılı ülkeler arasındayız. Tabii ki bununla yetinmiyoruz. Yaklaşık 138 yıllık hayalimiz olan kendi denizaltımızı inşa etme hedefimize MİLDEN Projemizle ulaşmayı ümit ediyoruz. Böylece kendi denizaltısını dizayn edip, inşa edebilen dünyadaki lider ülkeler arasına girmiş olacağız. MİLDEN Projemizle ilgili çalışmalarımız da kendi mecrasında ilerliyor.”
“MİLLÎ DENİZALTIMIZI, MİLLÎ SİSTEM VE CİHAZLARLA DONATIP TAMAMEN MİLLÎ SİLAHLARLA KULLANMAYI HEDEFLİYORUZ”
PİRİREİS denizaltısının inşasında birçok savunma sanayi firmasının alt yüklenici olarak görev aldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece MİLDEN için büyük bir birikim elde edilmiştir. PİRİREİS, kendi güdümlü mermilerimiz Atmaca ve Gezgin’in yanı sıra, kısa süre önce harp atışıyla etkisini gördüğümüz gururumuz AKYA torpidomuzu da kullanacaktır. Millî denizaltımızı, millî sistem ve cihazlarla donatıp tamamen millî silahlarla kullanmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Deniz Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu imkân ve kabiliyetlere erişebilmesi için Savunma Sanayii İcra Komitesi’nde alınan kararlarla çok önemli projeleri hayata geçirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî hücum bot, yeni tip mayın avlama gemisi, İstif sınıfı fırkateyn, açık deniz karakol gemisi, yeni tip çıkarma aracı gibi önemli platformların inşasının devam ettiğini söyledi.
Deniz Kuvvetlerinde çığır açacak TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi, millî denizaltı ve millî uçak gemisinin dizayn çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul Tersanesi Komutanlığında yakın zamanda inşasına başlanacak TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi ile ülkemizin hava savunmasını denizden itibaren kademeli olarak sağlayacağız. Hava tehdidine karşı TCG Anadolu ve Millî Uçak Gemisi gibi kritik kabiliyetlerimizin korunmasını temin edeceğiz. Millî Uçak Gemimizde HÜRJET, KIZILELMA, TB3 ve ANKA-3 yerli ve millî hava araçlarımız ile deniz aşırı etki alanlarındaki hak ve menfaatlerimiz korunacaktır” diye konuştu.
Millî gemileri, yerli ve millî imkânlarla geliştirilen Millî Dikey Atım Lançer Sistemi ile (MİDLAS) donattıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sayede Atmaca, Sapan ve Gezgin gibi güdümlü mermilerimizi kendi lançerlerimizden atma kabiliyeti kazanıyoruz. Deniz Kuvvetlerimizin tüm yüzer, dalar, uçar ve karada konuşlu platformlarını ADVENT Savaş Yönetim Sistemi ile teçhiz ediyoruz. Tüm bu projelerimizin devreye girmesiyle Deniz Kuvvetlerimiz çok daha üstün kabiliyetlere kavuşacak, Mavi Vatan’daki haklarımız daha etkin bir şekilde savunulacaktır” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece deniz platformlarına sahip olmanın güçlü bir donanma için yeterli olmadığına dikkati çekerek şöyle devam etti: “Gerçek bir deniz kuvveti demek, bu platformları inşa edecek, bakımını ve onarımını yapabilecek, modernizasyonlarını gerçekleştirecek tersanelere de sahip olmayı gerektirir. Şanlı tarihimizde donanmamızın en güçlü zamanları aynı zamanda güçlü bir tersanecilik kültürüne sahip olduğumuz dönemlerdir. Bugün, bu anlayışla tersane altyapımızı güçlendiren kritik bir adım daha atıyoruz. MİLGEM, korvet ve fırkateynlerimizi bağrından çıkaran İstanbul Tersanesi, REİS sınıfı denizaltıları inşa eden Gölcük Tersanesi ve Ege’deki İzmir Tersanesinden sonra hamdolsun şimdi dördüncü tersanemize kavuşuyoruz.”
“AKSAZ TERSANESİ, DENİZ KUVVETLERİMİZE ÖNEMLİ ONARIM VE İNŞA KABİLİYETLERİ SAĞLIYOR”
Açılışı yapılan tersanenin 13 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 113 bin metrekare alana sahip olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu tersanemiz Ege ile Akdeniz’in kesiştiği konumda bulunması, doğal yapısının elverişliliği ve korunaklı bir limana sahip oluşuyla stratejik açıdan fevkalade önemlidir. Aksaz Tersanesi, uhdesinde bulunan 11 fabrika, ambarlar, 7 bin 500 tonluk yüzer havuz, 450 tonluk çekek yeri, 100 tonluk yüzer vinç ile Deniz Kuvvetlerimize önemli onarım ve inşa kabiliyetleri sağlıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nitelikli mühendislik gücü ve tecrübeli işçiler sayesinde gemilerin burada istenilen performans ve maliyette inşa edildiğini belirterek şunları söyledi: “Ayrıca yaşanan arızalara dünyanın neresinde olursa olsun 7/24 esasına göre süratle müdahale edebiliyoruz. Buna en güzel örnek, Cumhuriyet’imizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in emaneti olan Savarona gemimizdir. Yıllarca kaderine terkedilen, hatta bir dönem kumarhane olarak kullanılan, ismi utanç verici olaylarla gündeme gelen Savarona gemisini aslına sadık kalarak kısa sürede ve düşük maliyetle baştan aşağı yeniledik. Gazi Mustafa Kemal’in, ‘bir çocuğun oyuncağını beklemesi gibi bekledim’ dediği Savarona’yı bakımsızlıktan kurtarıp, Cumhuriyet tarihimizin 86 yılına şahitlik eden bir eser olarak milletimize kazandırdık. Birileri sadece Gazi’nin ismini kullanarak siyasi rant peşinde koşarken, biz, binlerce yıllık tarihimizin tamamını bir bütün olarak kucaklıyoruz.”
Tersane altyapısının güçlendirilmesi için çalışmaların devam edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İleride inşallah Mersin’de de bir tersanemiz olacak. İstanbul ve Gölcük Tersanelerimize ilaveten Ege ve Akdeniz kıyılarımızda da Mavi Vatan’ın muhafızlarının her türlü bakım, onarımını yapabileceğiz” ifadesini kullandı.
“Denizlere hâkim olan cihana hâkim olur” prensibiyle bu alandaki kapasiteyi sürekli ileriye taşımayı sürdüreceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nitekim bugün Deniz Kuvvetlerinin muharip unsurlarına harekât alanında lojistik destek sağlayacak, millî tersanelerimizde dizayn ve inşa edilen her biri 200’er tonluk 3 adet yakıt gemisini de hizmete alıyoruz. Bundan sonra Deniz Kuvvetlerimiz ile Sahil Güvenlik Komutanlıklarımıza bağlı yüzer unsurlar ve dost, müttefik unsurların lojistik ihtiyaçlarını daha rahat karşılayabileceğiz” diye konuştu.
“SAVUNMA SANAYİİ PROJELERİNİN TOPLAM BÜYÜKLÜĞÜ 96 MİLYAR DOLARI AŞTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayinin asla ihmale gelmeyen, duraksamayı kabul etmeyen, sürekli ve yüksek tempolu çalışmayı gerektiren bir alan olduğuna dikkati çekerek şunları ifade etti: “Şöyle geriye doğru baktığımızda, çok kısa sürede nasıl büyük mesafeler katettiğimizi hepimiz görebiliyoruz. Son 22 yılda savunma sanayinde özellikle vakıf ve özel şirketleri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları, teknoloji merkezleri, askerî, özel sektör tersaneleriyle âdeta bir devrim gerçekleştirdik. 2002’de ülkemizde 62 olan savunma sanayi projesi sayımız bin 13’e, 56 olan savunma sanayi firmamız 2 bin 500’e çıktı. Savunma sanayii projelerinin toplam büyüklüğü 96 milyar doları aştı. Daha önce askerî gemilerimizi yurt dışından hazır alım veya yabancı tasarımla, yurt içinde üretim yöntemiyle temin ederken bugün farklı kategorilerde pek çok ürünü tasarlıyor, üretiyor ve ihraç ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece 2023 yılı başından bu yana MİLGEM İstif Sınıfı gemilerimizin ilki olan İstanbul, çok amaçlı amfibi hücum gemimiz Anadolu, denizde ikmal muharebe destek gemimiz Derya, lojistik destek gemileri Yüzbaşı Güngör Durmuş ve Üsteğmen Arif Ekmekçi ile ilk insansız ve otonom deniz aracımız Mardin’in kabulleri yapıldı. Gemilerimiz ihtiyaç duyduğu farklı özellikteki radarların geliştirilmesi, yakın hava savunma sistemimiz GÖKDENİZ’in üretiminin tamamlanarak gemilerimize entegrasyonu, helikopter yakalama ve transfer sistemimizin yerli ve millî imkânlarla üretilerek gemilerimize entegrasyonu gibi pek çok faaliyeti aynı anda ve büyük bir kararlılıkla yürütüyoruz.”
“TÜRKİYE, ÇOK DAHA FAZLASINI BAŞARACAK KAPASİTEYE SAHİPTİR”
Geçmiş yıllarda tamamlanan birçok projeye ek olarak 200 deniz platformu ile 40 su üstü ve su altı otonom ve insansız deniz aracı projesinin hâlen devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Hepimiz biliyoruz ki tüm bunlar sadece birer başlangıçtır. Türkiye, çok daha fazlasını başaracak kapasiteye sahiptir. Yaptıklarımızı yapacaklarımızın, başardıklarımızı yeni zaferlerin birer müjdecisi olarak görüyoruz. Karşılaştığımız nice ambargoya rağmen elde ettiğimiz neticeler inancın, azmin ve gayretin neleri başarabileceğini hepimize göstermiştir. Karada, havada, denizde ve her yerde güçlü bir Türk Silahlı Kuvvetleri için gerekeni yapmaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Mavi Vatan’a masal diyen bedhahlara aldırmadan, bizi yolumuzdan çevirmeyi amaçlayan engellere takılmadan, yılmadan, yorulmadan, kesinlikle geri adım atmadan Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda emin adımlarla yürüyeceğiz.”
Temel hedefin güçlü ve tam bağımsız bir savunma politikası, güçlü ve tam bağımsız bir savunma sanayisi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin kaynaklarını en etkin şekilde kullanarak, vakit ve nakit kaybına mahal vermeden inşallah savunma sanayisindeki hedeflerimize ulaşacağız. Rabbim, yolumuzu, bahtımızı açık etsin. Bu düşüncelerle yeni deniz platformlarının ve Aksaz Tersanesinin ülkemize ve Deniz Kuvvetlerimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum” dedi.
Savunma sanayisi alanında görev yapanları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, deniz platformları ve tersanede devlete sadakatle hizmet edecek tüm askerler, mühendisler ve işçilere başarılar diledi.
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir.
Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz’ Mustafa Kemal Atatürk.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onlara güveninin göstergesidir. Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek liderdir.
UNESCO’nun 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” olarak ilan etmesiyle, bu bayram dünya çocuklarıyla bir arada, büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Dünya barışı adına, geleceğin büyükleri ve yöneticileri olan çocukların bu gün vesilesiyle bir araya gelmeleri, çocukça bir masumiyetle birbirleriyle kucaklaşmaları bizim için gurur kaynağı olmuştur.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözleriyle ifade etmektedir; “Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Sözleriyle çocuklarımızın geleceğin umudu ve mimarı olduklarını belirtmiştir.
“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nden Bağımsızlık Günü ve Bangalore yılı resepsiyonu.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık ve Milli Gününün 54’inci, Bangladeş ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 51’inci yıldönümü ile 1432 Bengal Yeni Yılı Ankara’da kutlandı.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçiliği’nce, Milli Gün dolayısıyla Ankara Divan otelde bir resepsiyon düzenlendi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Amanul Haq ile Eşi Hanımefenfi Runa Mahzabeen AHMED, Divan oteldeki resepsiyona ev sahipliği yaptı.
Bangladeş Milli Günü resepsiyonunda Türkiye’yi Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU temsil etti.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonunda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Büyükelçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Eski Başbakan yardımcısı ve TBMM Başkanı Bülent ARINÇ da resepsiyona katıldı.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonu iki ülkenin Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin hemen ardından kürsüye ilk olarak Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq geldi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq konuşmasında, şunları kaydetti:
Bayanlar ve Baylar, iyi akşamlar ve hepinize çok sıcak bir hoşgeldiniz.
Burada bulunmaktan büyük bir gurur ve derin bir sevinç duyuyorum. Bağımsızlığın 54. yıldönümü ve ulusal gün. Aslında 26 Mart’tayız ama o Ramazan ayına rast geliyordu. Bu yüzden bugün kutluyoruz, 1971’de bu günde büyük ulusumuz özgürlüğe doğru ilk adımını attı.
Uzun ve sert bir bağımsızlık mücadelesinin başlangıcını işaret eden bir andı. Halkımızın gücü, cesareti ve kendi kaderlerini tayin etmeleri için durmaksızın mücadelenin sembolüdür, Bu ay, ulus Bengali Yeni Yıl’ının başlangıcını kutladı. Bugün, sizinle birlikte Bengal’de Yeni Yıl’ı da kutluyoruz.
Ulusal bir tarihimiz yok, bu fırsatı değerlendirerek içten dileklerimi iletmek istiyorum. Selamlar ve barış, refah ve mutluluk için en iyi dileklerimle, Yeni Yılın başlangıcında, Bengal Yeni Yılı’nın Bangladeş’teki en renkli yıl olduğunu belirtmeliyim.
Bu fırsatta, sarsılmaz destekleri için Türkiye hükümetine ve halkına içten teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Dostluk ve misafirperverlik, Türk halkının Bangladeş ile dayanışması, özellikle zor zamanlarda. Gerçekten paha biçilemezdi. Ayrıca bugün burada bulunan tüm konuklarımıza varlığınızla bizi onurlandırdığınız için derin takdirlerimi sunmak istiyorum, bu kutlamaya katılımınız uluslarımız arasındaki boyutu güçlendiriyor.
Sonuç olarak, hepinizi bana katılmaya davet ediyorum. Bangladeş’in refahı ve ilerlemesi, çiffçiler arasındaki sevgi dolu dostluğa ve barış, adalet ve işbirliğinin paylaşılan değerlerine. Teşekkür ediyorum. Supernova’nın uzun sıcak aile günleri ve ebedi bir dostluğumla birlikte olması gerekir.
Çok teşekkür ederim.
Bangladeş Büyükelçisi Amanul Haq’ın konuşmasının hemen akabinde kürsüye Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU geldi.
Bangladeş’in Ankara Divan Oteldeki resepsiyonununda Türkiye’yi temsil eden Sağlık Bakanı Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU da konuşmasında şunları söyledi: “Değerli dostlar, ülkelerimiz arasındaki sağlık alanında var olan ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleşmesinin önem arz ettiğine inanıyorum. Sağlık alanındaki ilişkilerimiz daha geniş ve işbirliği potansiyeline sahiptir. Bu anlamda 2010 yılında imzalanan iş birliği anlaşması önem arz etmektedir.
Bakanlığımız, insani yardım çalışmalarına aktif katkı sunmaktadır. Türk sahra hastanesi hastalara sağlık hizmeti sunmaktadır. Bu büyük insani kültür paylaşımında, ülkelerimiz arasındaki dayanışmanın somut örneğini teşkil etmektedir.
Sözlerimi sonlandırırken, BANGAL yılı ve bağımsızlık günü vesilesiyle en içten dileklerimi sunuyor, Bangladeş’in, barış, refah ve huzuruna verdiğimiz katkı her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bangladeş milli gününü kutluyor, hepinize teşekkür ediyorum.”
Konuşmalardan sonra resepsiyon için özel olarak hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Bangladeş ve Türk mutfağından özenle hazırlanmış yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, davetlilerin Büyükelçi Amanul HAQ ve Askeri Ataşe Iftequr RAHMAN ile hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Konuşmalar ve pasta kesiminden sonra Bangladeş Milli Günü resepsiyonu folklor ve müzik ekibinin gösterisiyle devam etti.
Bangladeş Milli Günü dolayısıyla Ankara’da verilen resepsiyondaki konuşmaların ve dans ve müzik gösterisİnin akabinde davetlilere Türk ve Bangladeş mutfağından lezzetli yemeklerin ikramı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın, 9 Temmuz 2024’te uzaya fırlatıldığını, ilk test yayınının ise 17 Şubat’ta yapıldığını belirtti.
Tüm süreçlerin sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.
Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye destek olan ve uzay sanayisine gönül vermiş tüm personeli tebrik etti.
En az 15 yıl hizmet verecek TÜRKSAT 6A ile birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısının altıya, uzaydaki uyduların toplam mevcudunun da 10’a yükseldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydusunun televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacağını söyledi.
Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan TÜRKSAT 6A ile televizyon yayını yapılan uyduların artık yedeklenebileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay iletişim ve haberleşme sektörleri için atılmış çok büyük bir adım olan TÜRKSAT 6A uydusunun ülke ve millet için hayır getirmesini temenni etti.
Özellikle haberleşme uyduları gibi teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin millî güvenlik açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz, yerli ve millî teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını belirterek, hayata geçirilen teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularının üretiminde TÜRKSAT mühendislerinin de yer almasını sağladıklarını anımsattı.
Devamında 5A ve 5B uydularının yapımında 12 mühendisi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dâhil ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllara sâri bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiğin aşıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en yüksek yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A uydusunu üretme imkân, yetenek ve tecrübesine sahip olunduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapamayız’ diyenlere inat, ‘Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız’ dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yani yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında ‘Bizden bir şey olmaz’ diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan eşik zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir” diye konuştu.
Mühendislere ve Türkiye’nin uzaydaki varlığına güç katanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıldır olduğu gibi önce hayalleri hedeflere sonra da hedefleri gerçeklere dönüştürmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve millî haberleşme uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alanın, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsayacak şekilde daha da genişleyeceğini belirterek, “Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek” ifadelerini kullandı.
Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde Türkiye’nin artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim niteliğindeki bu projeyle, yerli ve millî bir haberleşme uydusu platformuna sahip olunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte uydu üretim ekosistemi kurarak, birçok kurum ve kuruluşun uzay sanayisine katkı vermesini sağladıklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik. İhracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik.”
Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle millî uydu markası oluşturma ve millî uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz” dedi.
Çıtayı sürekli yukarıya çıkartarak hedeflere ulaşacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda şu gerçeği hepimiz görmekteyiz, Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmaktadır. Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin bu fırsatı heba etmesine izin veremeyeceklerini vurgulayarak, daha önce dünyada benzer değişimler olurken, Türkiye’nin kendi iç çekişmeleriyle meşgul olduğunu anımsattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. Türkiye’nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek, Türkiye’yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler, teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken, hatırlayın bu ülkenin gündemi, başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irtica idi, yeşil sermayeydi. Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye’yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki, sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti, millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık.”
“TÜRKİYE’NİN İSMİ, BÖLGESİNİN BİR KUTUP BAŞI OLARAK HER PLATFORMDA DAHA FAZLA ZİKREDİLİYOR”
Bugün de dünyanın büyük bir dönüşümün arifesinde olduğunu, gümrük tarifeleri restleşmeleri ile küresel ticaretin kurallarının kökten değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut krizlerin çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemin, Gazze’deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zekâ teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Yani eski sistem hızla yıkılırken, yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. Türkiye’nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak her platformda daha fazla zikrediliyor. Ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz, ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Ülkemize geçmişte bedel ödetmiş bayat senaryolar yine bu çevrelerin figüranlığında tekrar tedavüle konulmaya çalışılıyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye’nin Batıya ve batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikâyet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor.
Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken, ‘bize ne Filistin’den’ diyerek tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere ‘terörist’ iftirası attıkları bir insani trajediden siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Şunu açık ve net söylemek isterim, oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkında. Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükûmet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak onların tuzağına düşmüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Türkiye’nin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli’nin kazılarına başlayarak neticeyi aldıklarını anımsattı.
“TARİHÎ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”
Yine geçen hafta İstanbul Havalimanı’nda eş zamanlı üçlü bağımsız pist dönemini başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Amerika’dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “oraya uçak inmez” dediği havalimanına artık aynı anda üç uçağın inip kalktığına dikkati çekerek, “Bugün de hamdolsun TÜRKSAT 6A’yı devreye alıyoruz. Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramızı çok daha yüksek bir düzeye eriştirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. İnançla, azimle, emekle her cümlesi bilgi, tecrübe ve alın teriyle yazılmış tarihî bir başarı hikâyesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.”
Projede yer alan kurumlarla, mühendislerle, çalışanlarla ne kadar iftihar edilse az olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün bunlar, inşa edilmekte olan Türkiye Yüzyılı’nın müjdeleridir. Allah’ın izniyle çok daha iyi yerlerde olacağız. Gençlerimize güçlü, müreffeh ve itibarlı bir Türkiye teslim edeceğiz. Milletimizin desteğiyle çıktığımız bu yolda Rabbim hepimize yardımcı olsun. Bizi daha nice başarılara ulaştırsın diyorum. Bu vesileyle 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ’cü teröristler tarafından burada şehit edilen Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerime Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. İlk yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği, katkısı, alın teri ve fikir teri olan tüm kardeşlerimi kutluyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.