Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere gideceği Amerika Birleşik Devletleri’ne hareketinden önce yaptığı açıklamada, “Bölgemizin büyük bir felakete sürüklenmemesi için İsrail üzerindeki baskıların daha da artırılması gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Sözlerinin başında gazetecileri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’a doğru yola çıkacağını belirterek, BM üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği genel kurul görüşmelerine bu yıl 130’dan fazla ülkenin devlet ve hükûmet başkanının iştirak etmesinin beklendiğini kaydetti.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yoğun bir toplantı ve görüşme trafiği olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl genel kurulun en dikkat çekici etkinliğinin BM Genel Sekreterinin ev sahipliğinde tertiplenecek “Geleceğin Zirvesi” olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Eylül’de gerçekleştirilecek zirvede çok taraflı sisteme yönelik meydan okumalar karşısında ortak çözümler üretilmesi hedeflendiğini kaydederek, şöyle devam etti: “Zirveye hitabımda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve uluslararası finans mimarisi başta olmak üzere küresel yönetişim mekanizmasının reform ihtiyacına yine dikkat çekeceğim. Daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapılanmaya duyulan gerekliliğin altını çizeceğim. Türkiye’nin bu yöndeki çabalara dair katkı ve desteğini beyan edeceğim. Bu yıl ki genel kurul görüşmeleri ise hiç kimseyi geride bırakmamak teması altında yapılıyor. Görüşmelerin ilk gününde 24 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitap edeceğim. İnşallah burada bölgemizin ve insanlığın gündeminde yer alan hususlarla ilgili kanaatlerimizi paylaşacağız. Özellikle Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğim.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşan kış mevsiminin Gazzeli kardeşlerinin yaşadığı zorlukları daha da ağırlaştıracağını belirterek açlık, susuzluk, temel gıda ve tıbbi malzeme eksikliğinin sahadaki durumu giderek kötüleştirdiğini kaydetti.
İsrail hükûmetinin bir nevi Nazi imha kamplarına çevirdiği Gazze’deki 2 milyonu aşkın insanı ya bombalarla ya da açlık ve susuzlukla katlettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Neredeyse bir yıldır devam eden bu zulmün sona ermesi, kalıcı ateşkesin tesisi ve insani yardımların engelsiz akışı için hepimize, tüm dünyaya, özellikle Birleşmiş Milletlere önemli görevler düşüyor. Ziyaretimizde bunları bir kez daha muhataplarımıza hatırlatacağız. İlk günden beri İsrail’in hedefinin sadece Gazze olmadığını söylemiştim. Lübnan’a yönelik son günlerde yapılan saldırılar, İsrail yönetiminin savaşı bölgeye yayma planlarına dair endişelerimizi haklı çıkardı. Netanyahu ve şebekesi radikal siyonist ideolojilerini hayata geçirmek için her türlü provokasyona, her türlü tahrike başvurmaktadır. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya yönelik artan saldırılar ve tacizler de aynı kirli senaryonun birer parçasıdır.”
Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetlerinin hangi seviyede olduğunu daha önce defalarca ifade ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bugün de aynı yerdeyiz. Bölgemizin büyük bir felakete sürüklenmemesi için İsrail üzerindeki baskıların daha da artırılması gerekiyor. Genel kurul marjında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla Türkevi’nde görüşmelerim olacak. Bütün bunlarla beraber bu ikili görüşmeler yanında yine bizlerden randevu talebinde bulunan devlet başkanlarıyla hükümet temsilcileriyle görüşmelerimi sürdüreceğim. Ziyaretimizde Amerika’da yaşayan vatandaşlarımızla da bir araya geleceğiz. Düşünce kuruluşu temsilcileri ve Amerikan iş dünyasının seçkin üyeleriyle de temaslarımız olacak. Ziyaretimizin ve bu çerçevede yapacağımız görüşmelerin, ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
“İSRAİL BİR KEZ DAHA DEVLET GİBİ DEĞİL, BİR TERÖR ÖRGÜTÜ GİBİ SALDIRILAR DÜZENLİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra gazetecilerin sorularını cevapladı.
Bir gazetecinin İsrail’in Lübnan’a yaptığı siber saldırılarla ilgili değerlendirmesini sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Tabii İsrail bir kez daha maalesef devlet gibi değil, bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor. Özellikle bu dijital saldırıları şu anda devreye almış olması, bunun çok açık net ifadesidir. İsrail bu saldırıyla sivil hassasiyetlerinin bulunmadığını, kendi bu nefret edici emellerine ulaşmak için de her yolu deneyebileceğini açık ve ortaya koymuştur. Bu saldırının başka bir anlamı da bizim tüm ikazlarımıza rağmen, bazı batılı ülkelerin de desteklerini yanına alarak, İsrail’in çatışmaları Lübnan ve bölge geneline maalesef yayılmaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle değerli dostum Mikati’yle dün evvelsi gün yaptığım görüşmede, kendisi de şu anda çok çok ciddi sıkıntılar içerisinde olduklarını ifade etti ve bu konuda da bizler neler yapabileceğimizi veya neler yapabiliriz bunları kendisiyle konuştum” dedi.
“DÜNYA BARIŞINI KORUMA MİSYONUNA SAHİP BÜTÜN ÜLKELERİN İSRAİL’İ DURDURACAK ÇÖZÜMLERİ ORTAYA KOYMASININ VAKTİ GELDİ”
Şu anda bölgenin açıklanamayacak derecede büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii birçok şeyler söyleniyor. İşte şu an itibariyle Lübnan özellikle bu İsrail’e karşı ne yapabilir? Tabii (Lübnan Başbakanı) Mikati’nin bize ne gibi destekleriniz olabilir? Ne gibi yardımlarınız olabilir? Biz sizlerden bunu bekliyoruz ve Birleşmiş Milletlere gelme noktasında da ‘Bu sene herhalde gelemeyeceğim.’ ifadesini kullandı. Tabii batılı ülkeler başta olmak üzere uluslararası toplum İsrail’in bu canice eylemlerini seyretmeyi bırakmalı ve caydırıcı adımları atmalıdır. Dünya barışını koruma misyonuna sahip bütün ülkelerin İsrail’i durduracak çözümleri ortaya koymasının vakti geldi ve geçiyor. İnsanlığın kaybedecek bir günü dahi kalmamıştır. Diğer taraftan Lübnan’da düzenlenen saldırı, millî teknolojilerin sadece savunma sanayi alanında değil çok daha geniş bir çerçevede ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Biz de tabii bu gelişmeler karşısında çok daha farklı tedbirler almak suretiyle şu anda bütün imkânlarımızı seferber etmiş durumdayız.”
“SURİYE’DEKİ GERİLİMİN ARTIK SONA ERMESİ GEREKTİĞİNİ AÇIK VE NET ORTAYA KOYACAĞIZ”
“Suriye’yle bir süredir temas devam ediyor. Özellikle bölgede gerilimin bu kadar arttığı bir dönemde diğer ülkelerle diyalog konusu daha da önemli hâle geldi. Bu temas konusunda hangi aşamadayız? Yakında bir görüşme olabilir mi?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte özellikle Türkevi, inşallah bu defa çok farklı görüşmelere çok farklı ilişkilere vesile olacaktır. Bunun için Türkevi’nde yapacağım görüşmeler ve Türkevi’nde yapılacak bütün değişik ülkelerden liderlerle görüşmeler, inşallah bunların adımlarını attığımız bir merkez hâline evimizi dönüştürecektir” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Suriye’deki gerilimin artık sona ermesi gerektiğini, oradaki istikrarsızlığın başta terör örgütleri olmak üzere, tabii İsrail’in bir devlet terörü estirdiğini çok açık net ortaya koyacağız. Bu artık sıradan bir basit terör değil, devlet terörü. Bunu bugüne kadar çok kez tekrar ettik, söyledik ama bazıları hâlâ özellikle Batılı ülkeler bunu anlamamakta ısrar ediyor. Biz de söylemekte ısrar edeceğiz ve bunu özellikle de inşallah Birleşmiş Milletlerdeki konuşmamda ifade edeceğim. Bu gerginliğin sona ermesi, Suriye topraklarının tamamında huzur ve istikrarın sağlanması için Türkiye ve Suriye’nin birlikte atabileceği adımlar, Şam yönetimini muhaliflerin bir süredir Suriye’de çatışmasızlığın sağladığını görüyoruz. Bu durum kalıcı çözüm için etkin bir kapı aralamak adına elverişli bir ortam sağlıyor. Suriye dışında milyonlarca insan vatanlarına dönmek için bekliyor. Biz bu konuda çağrımızı yaptık. Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için Beşar Esad ile görüşme irademizi de ortaya koyduk. Biz şimdi karşı taraftan cevap bekliyoruz. Biz buna hazırız. Halkı Müslüman iki ülke olarak artık bu birlikteliği, bu beraberliği bir an önce gerçekleştirelim istiyoruz. İki ülke ilişkilerinde yeni bir dönem de böylesi bir görüşme neticesinde inşallah başlar diye inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile ikili görüşme gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğine dair soruyu, şöyle cevapladı: “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmak için ajandamız dolu dolu gidiyoruz. Orada sadece Biden değil, birçok dünya lideri olacak. Şu an itibariyle Biden’la bir görüşme var mı yok mu henüz bu kesinleşmiş değil. Ana gündemimiz Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu ve oradaki temaslar. Fakat Biden veya daha başka sürpriz görüşmeler nerede, nasıl olur bunların hepsini oradaki gelişmelerle ele alacağız. Gerek Türkevi’nde gerek Birleşmiş Milletler binasında yoğun bir görüşme trafiğimiz olacak. Katılacağımız toplantılar planlanmış durumda. Bu trafik içerisinde Sayın Biden ile henüz planladığımız bir ikili görüşmemiz yok. Ancak çeşitli vesilelerle bir araya gelebiliriz, geleceğiz.”
“FİLİSTİN İLE BİRLİKTE TÜM ÇATIŞMA BÖLGELERİNDE YAŞANANLARI DEĞERLENDİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Biz, Birleşmiş Milletlerde görüşeceğimiz tüm liderlerle başta Gazze olmak üzere Filistin topraklarında akan kanı durdurmayı ele alacağız. Filistin ile birlikte tüm çatışma bölgelerinde yaşananları ve ne yapılması gerektiğini değerlendireceğiz. Çünkü insanlar çocuk, kadın, yaşlı… Ölüyor. Artık rakam 45 binin üzerine çıktı. Bu yenilir, yutulur, bir gelişme değil. İnşallah Türkiye olarak bugüne kadar bu mücadeleyi nasıl vermişsek, özellikle dünya siyonizminin şu anda Orta Doğu’da estirdiği, bu ne yazık ki ölüm fırtınasına karşı, Türkiye olarak biz neler yapabiliriz bunun gayreti içerisinde olacağız. Bunun çalışmalarını şahsım, arkadaşlarım tüm bakanlarımızla birlikte ele alacağız ve elimizden ne geliyorsa bunu yapacağız.”
Gençlik ve Spor Bakanlığı, yarıyıl tatiline çıkacak öğrencilere yönelik ‘GSB Gençlik Kış Kulübü Programı’ başlatıyor.
81 ildeki Gençlik Merkezlerinde ücretsiz olarak uygulanacak programla gençlerin sosyal, kültürel, sportif ve sanatsal alanlarda gelişimlerinin desteklenmesi amaçlanıyor.
Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından, 20 Ocak Pazartesi günü başlayacak olan 2024-2025 eğitim-öğretim dönemi yarıyıl tatili için özel bir program hazırlandı.
Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün yürüteceği GSB Gençlik Kış Kulübü Programı, gençlerin yoğun geçen ilk dönemin ardından eğlenerek dinlenmelerini ve sosyal bağlarını güçlendirmelerini amaçlıyor.
Program, gençlere spor yapma alışkanlığı kazandırmanın yanı sıra ilgi alanlarını ve yeteneklerini keşfetme imkanı da sağlayacak. Eğlence ve öğrenme dolu etkinlikler GSB Gençlik Kış Kulübü Programı, gençlerin sosyal, kültürel ve fiziksel gelişimini destekleyen birbirinden farklı ve zengin etkinlikler sunacak. Programda yer alan faaliyetler arasında akıl ve zeka oyunları, sportif aktiviteler, değerler eğitimi, bilgi yarışmaları, el sanatları ve görsel sanatlar gibi alanlar bulunuyor. Ayrıca gençler, sokak oyunları, drama ve tiyatro etkinlikleriyle eğlenceli anlar yaşayacak.
Sabah sporu, halk oyunları, iletişim becerilerini geliştirme oyunları gibi aktiviteler, gençlerin fiziksel ve zihinsel gelişimini desteklerken, takım çalışması ve değerler eğitimi ile sosyal becerilerini güçlendirecek. Programda ayrıca il gezileri ve aile buluşmaları gibi toplumsal farkındalık ve aile katılımını teşvik eden etkinlikler de yer alıyor.
Gençlik merkezlerine başvuru yapan her genç, programdan faydalanabilecek
GSB Gençlik Kış Kulübü Programı, 20 Ocak ile 1 Şubat tarihleri arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Türkiye genelindeki tüm il ve ilçe gençlik merkezlerinde gerçekleştirilecek.
Program kapsamında, 9-12 yaş arası gençler birinci grup, 13-15 yaş arası gençler ise ikinci grup faaliyetlerine katılacak. Ebeveyni eşliğinde gençlik merkezlerine başvuru yapan her genç, programdan faydalanabilecek. Her dönem sonunda, gençlerin aileleri de özel olarak düzenlenen kapanış programına davet edilecek.
Bu etkinlikte, gençlerin atölyelerde ürettikleri ürünler sergilenecek. Kapanış programında ayrıca sokak oyunları, baba-oğul veya anne-kız yarışmaları, müzik, tiyatro ve açık hava sineması gibi eğlenceli aktiviteler yer alacak.
Ankara’da düzenlenen Türkiye Büyükler Taekwondo Şampiyonası beşinci ve son gün müsabakalarıyla sona erdi.
Taha Akgül Spor Salonu’nda gerçekleştirilen ve 68 ilden 609 kulübe bağlı 1645 sporcunun mücadele ettiği şampiyonada kadınlar ve erkeklerde 8’er siklette şampiyonlar belli oldu. Sikletlerinde Türkiye şampiyonu olan sporcular ve kulüpleri şu şekilde:
-Kadınlar- 46 kg: Emine Gögebakan (ASKİ Spor Salonu) 49 kg: Aleyna Demir (Samurçay Spor Kulübü) 53 kg: Merve Dinçel Kavurat (ASKİ Spor Salonu) 57 kg: Hatice Kübra İlgün (Bursa Spor Kulübü) 62 kg: Hatice Pınar Yiğitalp (Samurçay Spor Kulübü) 67 kg: Işıl Zafer (EGO Spor Kulübü) 73 kg: Sude Yaren Uzunçavdar (İlbank Spor Kulübü) +73 kg: Nafia Kuş Aydın (Balıkesir Büyükşehir Belediye Spor Kulübü)
-Erkekler- 54 kg: Furkan Ubeyde Çamoğlu (ASKİ Spor Salonu) 58 kg: Yusuf Badem (İlbank Spor Kulübü) 63 kg: Ömer Faruk Dayıoğlu (Türk Telekom Spor Kulübü) 68 kg: Eren Özdemir (Beşiktaş Jimnastik Kulübü) 74 kg: Mehmet Kani Polat (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü) 80 kg: Yiğithan Kılıç (ASKİ Spor Kulübü) 87 kg: Orkun Ateşli (Beşiktaş Jimnastik Kulübü) +87kg: Emre Kutalmış Ateşli (Beşiktaş Jimnastik Kulübü)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile Yılı Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak hepimizin görevidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Aile Yılı Tanıtım Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, son kabine toplantısında 2025 senesini “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini, bu önemli haberi de milletle paylaştıklarını söyledi.
Aile Yılı kapsamında, ilgili bakanlıkların koordinasyonunda aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi ve değerlerin gelecek nesillere aktarılması amacıyla yıl boyunca çok önemli çalışmalar yapacaklarını ifade ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle şu hususu net bir şekilde tekraren ifade etmek istiyorum. Aile Yılı çerçevesinde icra edeceğimiz çalışmaları, etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip uzun vadede güçlü ve sürdürülebilir bir zemine taşımak, en büyük önceliklerimizden biridir. 25 Aralık’ta Aile Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösterecek iki önemli kurumu, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu’nu ihdas ettik. Kurul, hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı, ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla Külliyemizde gerçekleştirdi. Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek. Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir beka meselesi olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmi, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek. Değerlerimizin ve nesillerimizin devamı için kritik bir sorumluluğu yüklenen her iki yeni oluşuma da çalışmalarında şimdiden başarılar diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın 41’inci maddesinde açıkça zikredildiği üzere ailenin toplumun temeli olduğunu vurguladı.
Bir başka ifadeyle “Aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aile, bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir. Sosyal ve kültürel dokumuzun örülmesinde, asırlar ötesinden süzülüp gelen değerlerimizin bugüne ulaşmasında aile daima hayati rol oynamıştır. Toplumun özünü, cevherini, çekirdeğini teşkil eden aile kurumu, millî manevi değerlerimizin muhafazasında, bizler için vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. Tarihimize göz attığımızda, aile kurumu etrafında şekillenen toplumsal bilincin yüksek olduğu dönemlerde, devletin de milletin de güçlü bir konumda olduğunu görürüz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihî bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak, hepimizin görevidir. Tabii eğer aileyi güçlü kılmak istiyorsak, işe evvela aile fertlerinden başlamamız gerektiği de açıktır” diye ekledi.
“ÇOCUKLARIMIZI VE GENÇLERİMİZİ AİLE VE TOPLUM YAPIMIZI TEHDİT EDEN SAPKIN İDEOLOJİLERDEN KORUMAK HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞUDUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel ne kadar sağlam atılırsa, binanın da o kadar kuvvetli, dayanıklı olacağını dile getirdi.
Bilinçli anne babaların yetiştireceği evlatların, geleceğin mimarları olarak millî kimliğin yanı sıra, aile kurumunu da koruyacağını, yaşatacağını, yarınlara taşıyacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çocuklarımızın gerek aile içinde gerekse eğitim kurumları bünyesinde bilgiyle, görgüyle, güzel ahlakla yetişmeleri son derece mühimdir. Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu gerçeği, ‘Bu cehalet yürümez, asra bakın asr-ı ulum, başlasın terbiyeniz ailelerden oğlum” ifadeleriyle dile getirmektedir. Evet, merhum Mehmet Akif’in bu veciz dizelerle ifade ettiği üzere, eğitim, ahlak, terbiye ve şahsiyet inşası, önce ailede başlar. Bilinçli bir ana babanın elinde, huzurlu bir yuvanın çatısı altında büyüyen çocuklar evvela ailelerine, daha sonra da milletlerine ve insanlığa faydalı, örnek kişiler hâline gelir. Vatanına, milletine, bayrağına, mukaddesatına bağlı; tarihini, köklerini ve kim olduğunu bilen, bilgisi ve vizyonuyla çağı iyi okuyabilen bir gençlik hepimizin arzusudur, hedefidir, muradıdır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, zehirli düşüncelerden, aile ve toplum yapımızı tehdit eden sapkın ideolojilerden korumak da hepimizin ortak sorumluluğudur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kelimenin tam anlamıyla tuhaf zamanlarda yaşandığını, neo-liberal kültür akımlarının sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına nüfuz ettiğini ve toplumsal dokuyu şekillendirdiğini söyledi.
Dijital platformlardaki yayınlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik, çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması gibi telafisi zor süreçlere sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor. Gelinen noktada şunu çok net bir şekilde görebiliyoruz; LGBT’nin ‘koçbaşı’ olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefi ailedir ve aile kurumunun kutsiyetidir” diye konuştu.
Daha önce de bu konuyu defalarca vurguladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk etapta “kişisel tercih” denilerek meşrulaştırılmak istenen bu anomalinin bugün faşizan bir dayatmaya dönüştüğünü ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “LGBT eleştirisi, tıpkı siyonizme yönelik getirilen haklı eleştiriler gibi anında susturulmaktadır. Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkûm edilmektedir. Bunun siyasetteki örneklerini hepimiz biliyoruz” diye konuştu.
“KÜRESEL CİNSİYETSİZLEŞTİRME POLİTİKALARI KARŞISINDA KAZANILACAK HER MEVZİ, İNSANLIĞIN GELECEĞİ ADINA TARTIŞMASIZ BÜYÜK BİR BAŞARIDIR”
Bu zorbalığın sadece siyasetle de sınırlı olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasından medyaya, sinema sektöründen spora, oyunlardan dijital mecralara kadar hemen her alanda daha nobran, daha baskıcı, daha ürpertici bir gerçeklikle karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Henüz 2-3 yaşındaki masum sabiler bile oyunlar ve çizgi filmler üzerinden çok erken yaşlarda bu ‘şenaate’ muhatap oluyor. Birkaç ay evvel, tedbir uyguladığımız dijital bir oyun platformunda tespit edilen ahlaksızlıklar, bunun en çarpıcı örneğidir. Günden güne kesifleşen bu iklime, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dâhil her platformda cesaretle itiraz eden nadir ülke ve liderlerden biriyiz. Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye’nin tavrı bellidir, bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır.”
Birleşmiş Milletler bünyesinde verdikleri mücadelenin herkesin malumu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çabaları, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlara da teşmil ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün bir kez daha tüm kalbimle ifade etmek isterim; küresel cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında kazanılacak her mevzi, insanlığın geleceği adına tartışmasız büyük bir başarıdır. İlgili kurumlarımızla birlikte akademi, medya, kültür sanat ve sivil toplum camiamızın bu konuda daha aktif sorumluluk alacağına inanıyorum. Yerel yönetimlerin, millî varlığımızın taşıyıcı kolonlarına hamle yapan bu akımlara prim vermemesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum.”
“TÜRKİYE, GENÇ VE NİTELİKLİ NÜFUS BAKIMINDAN KAN KAYBETMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir diğer önemli hususun, genç ve nitelikli nüfusun devamı olduğunu belirterek, her şeyden önce bunun demografik bir sınamadan öte, varoluşsal bir tehdit niteliğinde olduğuna işaret etti.
Bin yıldır bu topraklara mührünü vurmuş bilgisi, erdemi ve müktesebatıyla medeniyet coğrafyasını karış karış yeşertmiş güçlü nesillerin devamının, gelinen aşamada ülke için “hayat-memat meselesine” dönüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yarınlarımızı güvence altına almayı arzu ediyorsak, hâsılı, yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı temenni ediyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız. Bunu hamaset yapmak için değil, bazı acı gerçeklerle yüzleştiğimiz için söylüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının alarm verdiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: “2001 yılında toplam doğurganlık hızımız 2,38 iken, bugün bu rakam 1,51’e düşmüştür. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu dikkate alındığında, durumun vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Yıllık nüfus artış hızımız ise 2022 yılında binde 7 iken, 2023’te binde 1,1’e gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10’un üzerine çıkmış, ortalama yaşımız da 34 sınırına dayanmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Tüm bunlarla birlikte evlenme yaşı önemli ölçüde yükselmiş, boşanma oranları ise aynı nispette artmıştır. Evlenme hızı 2023’te binde 6,63 olarak gerçekleşti. 1000 nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden ‘kaba boşanma hızı’ ise 2,01’e çıktı. Boşanmaların yüzde 33,4’ünün evliliğin ilk 5 yılı içinde, yüzde 21,7’sinin ise evliliğin 6 ila 10’uncu yılları arasında meydana geldiği göze çarpıyor. Ülkemizde ilk evlenme yaşının kadınlar için 26’ya, erkekler için ise 28’e yükseldiğini görüyoruz. İlk anne olma yaşı, geçmişte görülmemiş biçimde, 29’u aşmış vaziyette. Bütün bu verilerin, oranların ve istatistiklerin anlattığı şudur; Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir. Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak sorun telafi edilemez boyuta varacaktır. Allah korusun böyle bir durumda yalnızca nüfus değil, nüfuz kaybı da yaşamamız kaçınılmazdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılarına dikilen bu tehlikeyi yaklaşık 20 sene evvel sezdiklerini, 2007’de doğurganlık ve nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekme adına “en az üç çocuk” çağrısı yaptıklarını anımsattı.
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE İDEALİMİZİ GÜÇLÜ AİLE VE GÜÇLÜ NÜFUS YAPISIYLA GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ”
Bu çağrıdan dolayı hem şahsen hem de hükûmet olarak ciddi baskı gördüklerini, itibar suikastlerine uğradıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazar-çizer, sanatçı, sözüm ona aydın taifesi, bizi özel hayata müdahaleyle suçladı. Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı. Şimdi geriye doğru baktığımızda ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar, burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır. Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü, yoksa arkasında çok daha sinsi emellerin mi olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum. Şahsi fikrim, nüfus planlaması kisvesi altında yürütülen çalışmaların kesinlikle art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın, bu konuda da bizi teyit edeceği kanaatindeyim. Tabii biz, doğru bildiğimiz yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmedik. Her fırsatta en az üç çocuk çağrımızı tekrarladık.”
Milletin istikbalini garanti edecek çalışmalara devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10’uncu Kalkınma Planı’na “Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması” başlıklı dönüşüm programını ekleyerek, doğurganlık hızının artırılmasını nüfus politikasının öncelikli hedefi hâline getirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12’nci Kalkınma Planı ile doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileme seviyesinin üzerine çıkarılmasını kendilerine gaye edindiklerini vurgulayarak, “Politikalarımızı destekleyici düzenlemeleri, projeleri, reform ve hizmetleri tek tek hayata geçirdik. Hak ve özgürlükleri genişlettik, eksiklikleri giderdik, kadın hakları ve aile yapısının iyileştirilmesini merkeze alan devrim niteliğinde adımlar attık. İnşallah bundan sonra da büyük ve güçlü Türkiye idealimizi güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini, bu kapsamda birçok yeni projeyi de hayata geçirdiklerini belirtti.
“AİLE KURMAYI TEŞVİK EDECEK MADDİ DESTEKLER, DANIŞMANLIK HİZMETLERİ VE GENÇ ÇİFTLER İÇİN KONUT DESTEKLERİ GİBİ UYGULAMALARI DEVREYE ALACAĞIZ”
14-28 Mayıs seçim sürecinde millete söz verdikleri “Aile ve Gençlik Fonu”nu geçen sene deprem bölgesinde başlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu fonla evliliğe ilk adımını atan gençlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunulduğunu söyledi.
Bunu bir adım daha öteye taşıdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni evlenecek gençlerimize Aile ve Gençlik Fonu dâhilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz. Aile ve Gençlik Fonundan artık 81 vilayetimizdeki tüm gençlerimiz istifade edebilecek. Dünya evine girecek gençlerimiz bu imkândan faydalanmak üzere bugün itibarıyla başvurularını yapabilirler. Yuva kuracak tüm gençlerimiz için şimdiden hayırlı uğurlu olsun, diyorum” şeklinde konuştu.
Bu yıl doğum yardımlarını da önemli ölçüde artırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu kapsamda, yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımını bundan sonra 5 bin liraya yükseltiyoruz. Ayrıca, ikinci çocuk için her ay bin 500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye alıyoruz. Yeni doğacak ikinci ve sonraki çocuklar için hiçbir şart gözetmeksizin vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bu müjdemizin de ailelerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Aile kurmayı teşvik edecek maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve genç çiftler için konut destekleri gibi uygulamaları devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkânları hayata geçireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışan anne babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceklerini belirterek, çocuk sahibi olmayı teşvik edecek veya kolaylaştıracak tıbbi imkânları ailelerin istifadesine sunmayı da önemsediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun haricinde geniş bir alanda faaliyetleri, projeleri ve müjdeleri de yıl boyunca ailelerle paylaşacaklarını bildirdi.
“ÖYLE TALEPLER ÖNE SÜRÜLÜYOR Kİ GENÇLERİMİZ YUVA KURMAKTAN KORKUYOR”
Kanayan bir yaraya da dikkati çekmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peygamber Efendimiz, aile kurarken bakınız bizlere neyi öğütlüyor. ‘En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır’ buyuruyor. Dolayısıyla nikâh merasimlerinin sade, gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olması Efendimiz tarafından bizlere tavsiye ve telkin ediliyor. Ancak, son yıllarda bu alanda sorunlarımız katlanarak artıyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte ataların tabiriyle “Eski köye yeni adetlerin” geldiğini gördüklerini söyledi.
“Öyle talepler, öyle listeler öne sürülüyor ki açık söylüyorum, gençlerimiz yuva kurmaktan korkuyor, çekiniyor, ürküyor, daha yolun başındayken umutları kırılıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, evlenenlerin ise ödemesi en az 4-5 yıl süren ağır faturalarla karşılaştığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genç çiftlerin, aynı çatı altında beraberce yaşamayı öğrendikleri hassas dönemde, mevcut sıkıntılara ilaveten popüler kültürün veya geleneğin dayatması sebebiyle yüklendikleri maddi külfetlerle uğraştığı değerlendirmesinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erken dönemde yaşanan boşanmaların ana nedenlerinden biri, ‘olmasa da olur’ diyebileceğimiz aşırı talepler dolayısıyla ortaya çıkan işte bu masraflardır. Gençlerimiz bundan fevkalade mustariptir, şikâyetçidir. Aileye, ahlaka, fıtrata, çocuklara yönelik saldırıların arttığı ve medeniyet değerlerimize uygun hayat sürmenin zorlaştığı günümüzde, yuva kurmak isteyen gençlerimize yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. İster kız tarafı ister erkek tarafı olsun her kim bunu zorlaştırıyorsa, gençlerin dünya evine girmesine engelliyorsa, büyük bir vebal altındadır. Toplumun bilinçlendirilmesi noktasında Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza gerçekten önemli görevler düşmektedir. İnşallah ‘2025 Aile Yılını’ vesile kılarak, bu sorunların da üzerine kararlılıkla gideceğimize inanıyorum. Rabb’im, evlenecek tüm gençlerimizin yardımcısı olsun diyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 Aile Yılı’nın ülke, milleti ve tüm aileler için hayırlı uğurlu olmasını temenni etti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.