Zambiya’nın Bağımsızlık Günü Başkent ANKARA’da kutlandı.
Afrika ülkelerinden Zambiya’nın bağımsızlığının 60’ıncı yıldönümü dolayısıyla Ankara VİVALDİ Otelde bir resepsiyon düzenlendi.
Zambiya’nın 60’ıncı yıldönümü dolayısıyla düzenlediği resepsiyonda, Türkiye’yi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat IŞIKHAN temsil etti.
Zambiya’nın Bağımsızlık Günü resepsiyonunda Büyükelçiler, Askeri Ataşeler ve seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Bağımsızlık günü resepsiyonunda, her iki ülkenin milli marşları seslendirildi.
Milli marşların seslendirilmesinin akabinde Zambiya’yı tanıtan bir video gösterimi gerçekleştirildi ve konuşmalara geçildi.
Zambiya’yı tanıtan video gösteriminin hemen akabinde Zambiya’nın Ankara Büyükelçisi William Maipambe SIKAZWE ilk konuşmacı olarak kürsüye geldi.
Büyükelçi Ekselansları William M. SIKAZWE, konuşmasının başında davetlileri milli gün resepsiyonunda görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Zambiya’nın Ankara Büyükelçisi SIKAZWE, konuşmasının başında şunları söyledi: “Zambiya, masum sivillere karşı uygulanan her türlü şiddete son derece karşıdır ve TAI-TUSAŞ’a yapılan saldırıyı kınıyoruz. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Terörle mücadelede tüm desteğimizle yanınızda olduğumuzu bildirmek istiyoruz. Hepiniz bağımsızlık kutlamasına hoş geldiniz ve burada bulunduğunuz için minnettarım. Son 60 yıldır, önemli zorluklarla karşılaşmamıza rağmen Zambiya’nın barış ve istikrarın parlayan bir örneği olarak kalmasından gurur duyuyorum. Zambiya’nın bağımsızlığı için emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Büyükelçi daha sonra konuşmasına şöyle devam etti: “ Zambiya’nın bağımsızlığının 60’uncı yıl dönümünü kutladığımız bu organizasyonda sizleri ağırlamak benim için büyük bir onur ve ayrıcalıktır.
Zambiya Cumhuriyeti Devlet Başkanı, hükümeti ve halkından size sıcak selamlar getiriyorum.
Hepiniz bu kutlamaya hos geldiniz ve burada bulunduğunuz için size minnettarım.
Bu vesile ile, bu akşamki organizasyonumuzu başarılı kılmak için bize maddi ve manevi destek veren herkese içten şükranlarımızı sunarım. Belirli bir sıraya göre olmaksızın, aşağıdaki kişilere ve kuruluşlara müsaadenizle teşekkür etmek isterim;
Antalya merkezli Ana Değirmen Sistemleri Limited Şirketi (Ayağa kalkmalarını rica ediyorum)
Sampa Otomotiv
Türk Hava Yolları
Büyükelçi İstem Cırcıroğlu
Zambiya’nın Gaziantep şehrinin Fahri Konsolosu Sn. Özlem Işık ve
İstanbul’da yaşayan Zambiya vatandaşları Bay Ian Milimo ve Bayan Mwansa Kafula
Zambiya Misyonu’na olan sarsılmaz desteğiniz için içtenlikle teşekkür ederiz. Bu jestiniz, Zambiya’nın Türkiye’de gerçek dostlarının yanı sıra vatansever vatandaşlarının da olduğunun bir kanıtıdır.
Ekselansları, Değerli Konuklar, Hanımlar ve Beyler;
Bu yılki kutlamamızın teması;
“Zambiya, 60 yıldır güçlü: Mirasımıza saygı, geleceğimize kucak açma.”
Bu tema, Zambiyalılar olarak kim olduğumuzu temsil ettiği için oldukça semboliktir: Küresel ve yerel düzeylerde çeşitli zorluklara rağmen ilerlemeye hazır, aynı zamanda daha iyi bir yarın yaratmak için fırsatları değerlendiren, birleşik bir ulus. Ülke bu tarihi dönüm noktasını kutlarken, Zambiya hükümeti ve halkı bu vesile ile ülkenin geçmişini ve kalkınma yolculuğumuzdaki mevcut konumunu düşünmek ve ayrıca gelecek nesillerin gurur duyacağı müreffeh bir geleceğe umut ve kararlılıkla bakmaktadır.
Geçmişteki başarılarımızı düşündüğümüzde, Zambiya’nın bağımsızlığı için özellikle kurtuluş savaşlarında cesurca mücadele edenlere saygılarımızı sunuyoruz.
Bu cesur kişiler, Zambiya halkına değerli bir armağan bahşettiler: Kendilerini yönetme ve kendi geleceklerini belirleyebilme imkanını sundular. Son 60 yıldır önemli zorluklarla karşılaşmamıza rağmen, Zambiya’nın barış ve istikrarın parlayan bir örneği olarak kalmasından gurur duyuyoruz. Biz, “Tek Zambiya, Tek Millet” sloganı altında birlik olduk.
“Ülkemiz, cesur erkek ve kadınlarının dayanıklılığıyla önemli bir dönüşüm geçirdi. Dünya çapındaki ortaklarımızla çalışarak, ulusun bütünsel gelişimini sağladık. Zambiya’nın 60. yılını kutlarken, hem ülke içinde hem de yurtdışında, istikrarlı ve barışçıl bir birlikteliği teşvik etmek üzere halkımızın dünyanın geri kalanıyla birlikte işbirliğinde gösterdiği muazzam çabaları derinden takdir ediyoruz.”
Bugün, bağımsızlığımızın 60’ıncı yılını kutlarken, aynı zamanda kurucu Cumhurbaşkanımız, Zambiya ulusunun babası, 15 Haziran 2021’de 97 yaşında vefat eden Dr. Kenneth David Kaunda’nın anısını da onurlandırıyoruz. Kendisi hayatta olsaydı, bu yıl 100 yaşına girecekti. Bu sebeple, Zambiya’nın bağımsızlığının 60’ıncı yılını kutlamanın yanı sıra, Zambiya’nın kurucu ve vizyon sahibi liderinin 100’üncü yılını da kutlamak için buradayız. Bu da bu yılki bağımsızlık kutlamasını gerçekten çok önemli ve özel kılıyor.
Dünyanın dört bir yanından pek çok kişinin sevgiyle, kısaca KK olarak andığı Dr. Kenneth Kaunda, yalnızca Zambiya’nın bağımsızlığı için değil, aynı zamanda Afrika kıtasındaki diğer ülkelerin bağımsızlık mücadelesinin bir sembolü olmuştur. Hem bir bağımsızlık hareketi lideri, hem de 27 yıl boyunca (1964’ten 1991’e) ülkeye Devlet Başkanı olarak hizmet eden, Zambiya’nın İlk Cumhurbaşkanı olan KK’nin hayatı, bugünün her düzeydeki lider nesli için büyük önem taşıyor. Onun hayatı ırk, cinsiyet, cinsiyet kimliği, inanç ve insan varoluşunun altında yatan diğer faktörlerden bağımsız olarak; sadakat, vatanseverlik, sorumlu liderlik, insanlık için fedakarlık, herkes için özgürlük mücadelesine inanç ve başkalarına saygı değerlerini bünyesinde barındırıyor.
“Bugün dünya hastalık, açlık, silahlı çatışma, kuraklık ve diğer doğal afetler gibi iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri de dahil olmak üzere birçok zorlukla karşı karşıyadır. Bu karmaşık zorluklara çözümler bulmak için bir araya gelerek birlik halinde hareket etmemiz mecburidir. Bunlar, ulusal sınırların ötesine uzanmakta ve varlığımızı, barışımızı, istikrarımızı ve adil ve hakkaniyetli bir toplum inşa etme çabalarımızı tehdit etmektedir. “
Dünya; insanlarının birlik ve barış içinde yaşamasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Dünyamızın karşı karşıya olduğu ortak zorluklarla başa çıkmak için bir araya gelmeliyiz. Zambiya cumhurbaşkanı, Ekselansları Hakainde Hichilema’nın sözleriyle: “Herhangi bir yerdeki dengesizlik, her yerdeki dengesizliktir.”
Bu sözleri ben de tekrarlıyorum ve tüm ülkeleri, özellikle bugün burada temsil edilenleri, gelecek nesiller adına dünyanın sorunlarına çözümler bulmak üzere birlikte çalışmaya çağırıyorum.
Zambiya, dünya çapında barışı teşvik etmek ve çatışmaları sona erdirmek amaçlı ortak çabalara katkı sağlamaya kendini adamıştır.
Zambiya; kalkınma iş birliği, ticaret ve yatırım için güçlü bir ortaktır. Ülkemizin hem yerel hem de yabancı doğrudan yatırımı çekmesi için barış ve istikrarın elzem olduğunu anlıyoruz. Türkiye’deki iş camiasını, Zambiya’daki elverişli iş ortamından yararlanmaya ve madencilik, tarım, turizm, sağlık, eğitim ve altyapı geliştirme gibi ekonominin çeşitli sektörlerine yatırım yapmaya teşvik ediyoruz.
Afrika’nın güneyindeki çoğu bölgeyi etkileyen, kuraklığa sebep olan, ülkenin elektrik üretimi için hidro-enerji kaynaklarına olan bağımlılığının sürdürülebilirliğini zayıflatan ve eşi benzeri görülmemiş kötü sonuçlar doğuran iklim krizinin yıkıcı etkileri göz önüne alındığında; yenilenebilir enerji kaynaklarına, özellikle güneş enerjisine yatırım talebi artmaktadır. Bu bağlamda, enerji sektöründeki Türk yatırımcılara, bu fırsatı değerlendirerek güneş enerjisi çözümlerine yönelik artan talebi karşılamak üzere Zambiya’ya yatırım yapmaları için davette bulunuyorum.
Zambiya, uluslararası toplumla anlamlı ve faydalı ortaklıklar kurmanın öneminin bilincindedir. Ülke, hukukun üstünlüğünü savunmaya, demokratik yönetimi teşvik etmeye ve insan haklarına saygı konusunda uluslararası standartlara uymaya kararlıdır. Zambiya, Cumhurbaşkanı Ekselansları Hakainde Hichilema ve Yeni Şafak Hükümeti’nin liderliğinde, uluslararası toplumu karşılıklı olarak faydalı ilişkilere dahil etme çabalarında ekonomik diplomasiyi teşvik etmeye vurgu yapmaktadır. Bu çaba, işlevsel devlet kurumları tarafından desteklenen sorumlu ve demokratik bir liderlik gerektirir.
Bu vesile ile, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ekselansları Recep Tayyip Erdoğan’a, Zambiya’nın stratejik girişimlerini geliştirme yönünde devam eden çabalarından dolayı saygılarımı sunmak isterim. Bu girişimler; iyi yönetişimi teşvik etmeye, yolsuzlukla mücadele etmeye ve diğer karşılıklı fayda sağlayacak hedefleri takip etmeye odaklanmaktadır.
“Ayrıca, özellikle Türk Hükümetine ve Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, iki Cumhuriyetimiz arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesini teşvik etme yönündeki çabalarından ötürü takdir ve minnetlerimi sunuyorum. Zambiya ve Türkiye arasında işbirliği için daha fazla fırsat keşfederek ilerledikçe, eminim ki iki ülke arasındaki ilişkiler de gelişmeye, derinleşmeye ve her iki ülkeye ve halklarına karşılıklı fayda sağlamaya devam edecektir.”
Bu gece 60’ıncı Ulusal Doğum Günümüzü bizimle birlikte kutladığınız ve Dr. Kenneth Kaunda’nın (KK)100’üncü yaşını vurguladığımız bu akşam bize katıldığınız için hepinize bir kez daha şükranlarımı sunmak isterim.
Bu vesile ile,
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ekselansları Recep Tayyip Erdoğan’a sağlık ve esenlik,
Türkiye Cumhuriyeti halkına huzur ve refah,
Zambiya – Türkiye dostluğunun büyümesi ve güçlenmesi
Ve burada bulunan herkese sağlık dilerim.
Zambiya’nın Ankara Büyükelçisi William SIKAZWE’den sonra kürsüye Çalişma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat IŞIKHAN geldi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan da konuşmasında sözü TAİ-TUDAŞ’a yapılan saldırıya getirerek şunları söyledi: “Bu tür terör saldırıları, hiçbir zaman birliğimizi bozmayacak, geleceğe güvenle bakma kararlılığımızı zedelemeyecektir. Bu üzücü günde yanımızda olan tüm dostlarımıza canı gönülden teşekkür ediyor, başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.”
Bakan Işıkhan, daha sonra konuşmasında iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere değinerek, iki ülkenin ticari ilişkilerinin giderek ivme kazandığını, son yıllarda Afrika ülkeleri ile olan ticaretin yoğunlaştığını ve büyüdüğünün de altını çizdi.
Zambiya Büyükelçisi SIKAZWE ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat IŞIKHAN’ın konuşmalarının akabinde Zambiyalı şarkıcı BECKY CHANTEUSE Dünya, Zambiya ve Türk müziğinin sevilen şarkılarından oluşan bir konser verdi.
Bu arada, davetlilere Zambiya ve Türk mutfağından yemekler ikram edildi.
Resepsiyonda davetliler, geceyi müzik eşliğinde dans ederek tamamladılar.
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir.
Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz’ Mustafa Kemal Atatürk.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onlara güveninin göstergesidir. Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek liderdir.
UNESCO’nun 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” olarak ilan etmesiyle, bu bayram dünya çocuklarıyla bir arada, büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Dünya barışı adına, geleceğin büyükleri ve yöneticileri olan çocukların bu gün vesilesiyle bir araya gelmeleri, çocukça bir masumiyetle birbirleriyle kucaklaşmaları bizim için gurur kaynağı olmuştur.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözleriyle ifade etmektedir; “Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Sözleriyle çocuklarımızın geleceğin umudu ve mimarı olduklarını belirtmiştir.
“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nden Bağımsızlık Günü ve Bangalore yılı resepsiyonu.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık ve Milli Gününün 54’inci, Bangladeş ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 51’inci yıldönümü ile 1432 Bengal Yeni Yılı Ankara’da kutlandı.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçiliği’nce, Milli Gün dolayısıyla Ankara Divan otelde bir resepsiyon düzenlendi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Amanul Haq ile Eşi Hanımefenfi Runa Mahzabeen AHMED, Divan oteldeki resepsiyona ev sahipliği yaptı.
Bangladeş Milli Günü resepsiyonunda Türkiye’yi Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU temsil etti.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonunda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Büyükelçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Eski Başbakan yardımcısı ve TBMM Başkanı Bülent ARINÇ da resepsiyona katıldı.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonu iki ülkenin Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin hemen ardından kürsüye ilk olarak Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq geldi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq konuşmasında, şunları kaydetti:
Bayanlar ve Baylar, iyi akşamlar ve hepinize çok sıcak bir hoşgeldiniz.
Burada bulunmaktan büyük bir gurur ve derin bir sevinç duyuyorum. Bağımsızlığın 54. yıldönümü ve ulusal gün. Aslında 26 Mart’tayız ama o Ramazan ayına rast geliyordu. Bu yüzden bugün kutluyoruz, 1971’de bu günde büyük ulusumuz özgürlüğe doğru ilk adımını attı.
Uzun ve sert bir bağımsızlık mücadelesinin başlangıcını işaret eden bir andı. Halkımızın gücü, cesareti ve kendi kaderlerini tayin etmeleri için durmaksızın mücadelenin sembolüdür, Bu ay, ulus Bengali Yeni Yıl’ının başlangıcını kutladı. Bugün, sizinle birlikte Bengal’de Yeni Yıl’ı da kutluyoruz.
Ulusal bir tarihimiz yok, bu fırsatı değerlendirerek içten dileklerimi iletmek istiyorum. Selamlar ve barış, refah ve mutluluk için en iyi dileklerimle, Yeni Yılın başlangıcında, Bengal Yeni Yılı’nın Bangladeş’teki en renkli yıl olduğunu belirtmeliyim.
Bu fırsatta, sarsılmaz destekleri için Türkiye hükümetine ve halkına içten teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Dostluk ve misafirperverlik, Türk halkının Bangladeş ile dayanışması, özellikle zor zamanlarda. Gerçekten paha biçilemezdi. Ayrıca bugün burada bulunan tüm konuklarımıza varlığınızla bizi onurlandırdığınız için derin takdirlerimi sunmak istiyorum, bu kutlamaya katılımınız uluslarımız arasındaki boyutu güçlendiriyor.
Sonuç olarak, hepinizi bana katılmaya davet ediyorum. Bangladeş’in refahı ve ilerlemesi, çiffçiler arasındaki sevgi dolu dostluğa ve barış, adalet ve işbirliğinin paylaşılan değerlerine. Teşekkür ediyorum. Supernova’nın uzun sıcak aile günleri ve ebedi bir dostluğumla birlikte olması gerekir.
Çok teşekkür ederim.
Bangladeş Büyükelçisi Amanul Haq’ın konuşmasının hemen akabinde kürsüye Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU geldi.
Bangladeş’in Ankara Divan Oteldeki resepsiyonununda Türkiye’yi temsil eden Sağlık Bakanı Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU da konuşmasında şunları söyledi: “Değerli dostlar, ülkelerimiz arasındaki sağlık alanında var olan ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleşmesinin önem arz ettiğine inanıyorum. Sağlık alanındaki ilişkilerimiz daha geniş ve işbirliği potansiyeline sahiptir. Bu anlamda 2010 yılında imzalanan iş birliği anlaşması önem arz etmektedir.
Bakanlığımız, insani yardım çalışmalarına aktif katkı sunmaktadır. Türk sahra hastanesi hastalara sağlık hizmeti sunmaktadır. Bu büyük insani kültür paylaşımında, ülkelerimiz arasındaki dayanışmanın somut örneğini teşkil etmektedir.
Sözlerimi sonlandırırken, BANGAL yılı ve bağımsızlık günü vesilesiyle en içten dileklerimi sunuyor, Bangladeş’in, barış, refah ve huzuruna verdiğimiz katkı her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bangladeş milli gününü kutluyor, hepinize teşekkür ediyorum.”
Konuşmalardan sonra resepsiyon için özel olarak hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Bangladeş ve Türk mutfağından özenle hazırlanmış yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, davetlilerin Büyükelçi Amanul HAQ ve Askeri Ataşe Iftequr RAHMAN ile hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Konuşmalar ve pasta kesiminden sonra Bangladeş Milli Günü resepsiyonu folklor ve müzik ekibinin gösterisiyle devam etti.
Bangladeş Milli Günü dolayısıyla Ankara’da verilen resepsiyondaki konuşmaların ve dans ve müzik gösterisİnin akabinde davetlilere Türk ve Bangladeş mutfağından lezzetli yemeklerin ikramı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın, 9 Temmuz 2024’te uzaya fırlatıldığını, ilk test yayınının ise 17 Şubat’ta yapıldığını belirtti.
Tüm süreçlerin sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.
Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye destek olan ve uzay sanayisine gönül vermiş tüm personeli tebrik etti.
En az 15 yıl hizmet verecek TÜRKSAT 6A ile birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısının altıya, uzaydaki uyduların toplam mevcudunun da 10’a yükseldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydusunun televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacağını söyledi.
Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan TÜRKSAT 6A ile televizyon yayını yapılan uyduların artık yedeklenebileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay iletişim ve haberleşme sektörleri için atılmış çok büyük bir adım olan TÜRKSAT 6A uydusunun ülke ve millet için hayır getirmesini temenni etti.
Özellikle haberleşme uyduları gibi teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin millî güvenlik açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz, yerli ve millî teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını belirterek, hayata geçirilen teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularının üretiminde TÜRKSAT mühendislerinin de yer almasını sağladıklarını anımsattı.
Devamında 5A ve 5B uydularının yapımında 12 mühendisi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dâhil ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllara sâri bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiğin aşıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en yüksek yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A uydusunu üretme imkân, yetenek ve tecrübesine sahip olunduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapamayız’ diyenlere inat, ‘Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız’ dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yani yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında ‘Bizden bir şey olmaz’ diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan eşik zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir” diye konuştu.
Mühendislere ve Türkiye’nin uzaydaki varlığına güç katanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıldır olduğu gibi önce hayalleri hedeflere sonra da hedefleri gerçeklere dönüştürmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve millî haberleşme uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alanın, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsayacak şekilde daha da genişleyeceğini belirterek, “Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek” ifadelerini kullandı.
Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde Türkiye’nin artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim niteliğindeki bu projeyle, yerli ve millî bir haberleşme uydusu platformuna sahip olunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte uydu üretim ekosistemi kurarak, birçok kurum ve kuruluşun uzay sanayisine katkı vermesini sağladıklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik. İhracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik.”
Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle millî uydu markası oluşturma ve millî uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz” dedi.
Çıtayı sürekli yukarıya çıkartarak hedeflere ulaşacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda şu gerçeği hepimiz görmekteyiz, Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmaktadır. Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin bu fırsatı heba etmesine izin veremeyeceklerini vurgulayarak, daha önce dünyada benzer değişimler olurken, Türkiye’nin kendi iç çekişmeleriyle meşgul olduğunu anımsattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. Türkiye’nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek, Türkiye’yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler, teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken, hatırlayın bu ülkenin gündemi, başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irtica idi, yeşil sermayeydi. Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye’yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki, sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti, millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık.”
“TÜRKİYE’NİN İSMİ, BÖLGESİNİN BİR KUTUP BAŞI OLARAK HER PLATFORMDA DAHA FAZLA ZİKREDİLİYOR”
Bugün de dünyanın büyük bir dönüşümün arifesinde olduğunu, gümrük tarifeleri restleşmeleri ile küresel ticaretin kurallarının kökten değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut krizlerin çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemin, Gazze’deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zekâ teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Yani eski sistem hızla yıkılırken, yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. Türkiye’nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak her platformda daha fazla zikrediliyor. Ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz, ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Ülkemize geçmişte bedel ödetmiş bayat senaryolar yine bu çevrelerin figüranlığında tekrar tedavüle konulmaya çalışılıyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye’nin Batıya ve batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikâyet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor.
Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken, ‘bize ne Filistin’den’ diyerek tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere ‘terörist’ iftirası attıkları bir insani trajediden siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Şunu açık ve net söylemek isterim, oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkında. Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükûmet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak onların tuzağına düşmüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Türkiye’nin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli’nin kazılarına başlayarak neticeyi aldıklarını anımsattı.
“TARİHÎ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”
Yine geçen hafta İstanbul Havalimanı’nda eş zamanlı üçlü bağımsız pist dönemini başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Amerika’dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “oraya uçak inmez” dediği havalimanına artık aynı anda üç uçağın inip kalktığına dikkati çekerek, “Bugün de hamdolsun TÜRKSAT 6A’yı devreye alıyoruz. Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramızı çok daha yüksek bir düzeye eriştirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. İnançla, azimle, emekle her cümlesi bilgi, tecrübe ve alın teriyle yazılmış tarihî bir başarı hikâyesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.”
Projede yer alan kurumlarla, mühendislerle, çalışanlarla ne kadar iftihar edilse az olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün bunlar, inşa edilmekte olan Türkiye Yüzyılı’nın müjdeleridir. Allah’ın izniyle çok daha iyi yerlerde olacağız. Gençlerimize güçlü, müreffeh ve itibarlı bir Türkiye teslim edeceğiz. Milletimizin desteğiyle çıktığımız bu yolda Rabbim hepimize yardımcı olsun. Bizi daha nice başarılara ulaştırsın diyorum. Bu vesileyle 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ’cü teröristler tarafından burada şehit edilen Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerime Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. İlk yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği, katkısı, alın teri ve fikir teri olan tüm kardeşlerimi kutluyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.