Bursa’nın Gemlik ilçesinde halka hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin sanayisini, tarımını, enerjisini, altyapısını büyütmeden soframıza koyduğumuz ekmeği büyütemeyiz. Türkiye Yüzyılı’yla işte bunu başaracağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Siro Batarya Geliştirme ve Üretim Kampüsü Temel Atma Töreni için geldiği Bursa’nın Gemlik ilçesinde, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda otobüs üzerinden halka hitap etti.
Vatandaşları selamlayan ve tören öncesi Gemliklilerle kucaklaşmak, hasret gidermek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yerli ve millî markası Togg’un sadece bir otomobil markası, tesisinin de sadece bir otomobil fabrikası olmadığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Togg’un aynı zamanda tasarımıyla yazılımıyla temiz enerji çözümleriyle bir teknoloji hamlesi olduğuna vurgu yaptı.
Temeli atılacak batarya fabrikasının da bu atılımın en önemli unsurlarından olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada hızlı gelişen ve yaygınlaşan elektrikli araç piyasasında söz sahibi olmanın yolunun diğer hususlarla birlikte batarya teknolojisinin öncülüğünü yapmaktan geçtiğinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, söz konusu bataryaların sadece Togg’da değil, pek çok alanda kullanıldığını belirterek, “Yaklaşık 30 milyarlık bir yatırım olan Siro Batarya Fabrikası’nın şimdiden Gemlik’imize, Bursa’mıza, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” ifadesini kullandı.
Vatandaşa, “Yaparsa Cumhur İttifakı” yapar diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnafa yönelik bazı müjdeleri de paylaştı.
“80 BİN PAZARCI ESNAFIMIZIN KAZANÇLARINI DA BU İSTİSNA UYGULAMASINA DÂHİL EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnafın bir bölümüne daha önce vergi muafiyeti getirildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: “Şimdi evlerde imal ettikleri ürünleri internette ve benzeri platformlarda satanları da vergi muafiyeti kapsamına alıyor, muafiyet sınırını da 320 bin liradan 700 bin liraya çıkartıyoruz. Yine geçtiğimiz yıllarda, yaptığımız bir düzenlemeyle basit usulde vergilendirilen esnaflarımızın kazançlarını gelir vergisinden istisna tutmuştuk. Yani berber, terzi, bakkal, manav, kasap, taksici, dolmuşçu, servisçi gibi esnaflarımızdan gelir vergisi almayarak dünyada eşi benzeri olmayan bir düzenleme yapmıştık. Hali hazırda 837 bin esnafımız hem gelir vergisi muafiyetinden yararlanıyor hem de KDV ödemiyor. Bu yıl basit usule tabi olma hadlerini yeniden düzenledik, böylece mevcut hadleri aştığı için gerçek usulde vergilendirmeye geçmesi gereken esnaflarımızın basit usulden yararlanmaya devam etmelerini sağlıyoruz. Ayrıca basit usul dışında kalan 13 büyükşehrimizdeki 80 bin pazarcı esnafımızın kazançlarını da bu istisna uygulamasına dâhil ediyoruz. Yeni uygulamanın büyük şehirlerdeki pazarcı esnafımıza hayırlı olmasını diliyorum.”
Ticari araçlarını yenilemek isteyen esnafa da bir müjdesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ben bay bay Kemal gibi konuşmuyorum. O bu tür müjdeleri de verir ama hepsi palavra, palavra, palavra. Şehir içi taksi, dolmuş, minibüs, midibüs, otobüs, çekici işletmeciliği, kamyonla ticari yük taşımacılığı yapan esnaflarımız aynı cins taşıtlarını yenilerken ÖTV ödemeyecek. Tüm bu konularla ilgili detaylar Hazine ve Maliye Bakanı Bakanlığımız tarafından ayrıca açıklanacaktır. ÖTV muafiyeti uygulamasının da esnaflarımıza hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah yeni Meclis faaliyete geçtiğinde ilk yapacağımız yasal düzenlemelerden biri bu olacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında vatandaşlara 14 Mayıs’ta sandığa gitme çağrısında bulundu.
“ŞEHİTLERİMİZİN KANINI YERDE BIRAKMADIK, BUNDAN SONRA DA BIRAKMAYACAĞIZ”
“Sizler de görüyorsunuz, 7’li koalisyon ülkemizin tüm kazanımlarını yok etmek için artık gün sayıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Onlarla beraber gün sayan başkaları da var. Mesela bay bay Kemal ne diyor? ‘Cezaevlerini boşaltacağız’ diyor. Ya bu ülke hukuk devleti ya. Neyi boşaltıyorsun? Niye? Çünkü terör örgütünün parlamentodaki temsilcileriyle bay bay Kemal görüşmesini yaptı mı? Yaptı. Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan terörist Selo’yu bile ne diyor? ‘Çıkartacağım’ diyor. Bunun yanında. Apo’yu da ne yapacağım diyor? ‘Çıkaracağım’ diyor. Bunu diyen kim? Bunun yanında Meral Hanım, o da söylüyor. HDP zaten söylüyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar şehitlerimizin kanını yerde bırakmaya var ama biz şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız” ifadelerini kullandı.
Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te teröristleri gömdüklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelin şimdi hep beraber 14 Mayıs’ta da bu 7’li masayı gömelim. Onun için durmayacağız. Cezaevlerindeki militanlarını serbest bırakma, yurt dışındakileri geri getirme, kamudan ihraç ettiklerimizi tekrar devlete doldurma sözü verdikleri PKK ve FETÖ terör örgütlerinin mensupları şimdi gün sayıyormuş ama siz onları, ben inanıyorum ki 14 Mayıs’ta sandığa gömerek bütün heveslerini, kursaklarında bırakacaksınız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin siyasi, ekonomik, askerî ve diplomatik etki alanının genişlemesinden rahatsız olanların da gün saydığını anlatarak şunları kaydetti: “Aralarındaki kavga, dövüş, şantaj, at pazarlığı oyunları ayyuka çıkanların ülkeye ve millete başka bir taahhüdünü duydunuz mu? Eğitimde, sağlıkta, güvenlikte, adalette, ulaşımda, enerjide, sanayide, tarımda herhangi bir proje vadettiklerini duydunuz mu? Kardeşlerim, evlatlarımızın geleceğine dair herhangi bir niyetlerini duydunuz mu? Duyamazsınız. Çünkü bunların böyle bir derdi yok. Bunların tek gayesi bize kaybettirerek ülkenin ve milletin kazanımlarını yıkmaktır. Bunların tek misyonu güvenliğimizi terör örgütlerine, ekonomimizi tefecilere, geleceğimizi emperyalistlere teslim ederek Türkiye’yi çeyrek asır, yarım asır geriye götürmektir. Allah’ın izniyle ülkemizi bu ekibinin insafına terk etmeyeceğiz.”
Bursa’nın en önemli ilçesi Gemlik’te olduklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskiden 7,5 saat olan İstanbul-İzmir arasını 3 saat 15 dakikaya indirdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay bay Kemal sen galiba İzmir milletvekilisin değil mi? İzmir’in Büyükşehir Belediyesi ve birçok belediyesi size ait. Ne yaptınız İzmir’e ? Ama 3 saat 15 dakikaya İstanbul- İzmir arasını indiren AK Parti iktidarı. Biz yaparız, siz yıkarsınız” dedi.
Osmangazi Köprüsü’nü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yaptıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli kardeşlerim, bizim derdimiz bu. Biz size aşığız, aşık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karşımızdaki cumhurbaşkanı adaylarını ve muhalefet partilerinin hepsini üst üste koyun bizim ülkemize kazandırdığımız, bıraktım 21 yıldaki eser ve hizmetlerimizi, sadece son birkaç yılda hatta ondan da vazgeçtim son birkaç ayda açılışını yaptığımız projelerin yanına bunlar yaklaşabilir mi? Son birkaç ayda ülkemize kazandırdığımız yatırımların sadece zekâtıyla bile biz bunların hayallerini geride bırakırız. İşte geçtiğimiz günlerde ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltacak olması bakımından hayati öneme sahip Karadeniz gazını devreye aldık mı? Bu büyük projenin sevincini milletimizle en güzel şekilde paylaşmak için konutlardaki ilk bir aylık tüketimi tamamen, bir yıllık tüketimi de mutfak ve sıcak kullanımı kadarıyla ne yaptık? Ücretsiz. Rezerv değeri 500 milyar dolarla bir trilyon dolar arasında hesaplanan bu gazın, ülkemize sağlayacağı kazançla geleceğimize de yatırım yapacağız.”
“AİLE KURUMUNU GÜÇLENDİRECEK VE GENÇLERİMİZİ DESTEKLEYECEK ÇALIŞMALARI BURADAN FİNANSE EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelirini kendi gaz ve petrol kaynaklarının kazancından sağlayacak bir Aile ve Gençlik Bankası kuracaklarını dile getirerek “Aile kurumunu güçlendirecek ve gençlerimizi destekleyecek çalışmaları buradan finanse edeceğiz. Ev hanımlarımızı, kendi gelirlerine kavuşturmak için primlerinin üçte birini buradan karşılayarak emekli olabilmelerini sağlayacağız ama bay bay Kemal ne yapacak? O da Londra’nın meşhur tefecilerinden 300 milyar dolar getirecekmiş. Hani Ziya Paşa’nın güzel bir sözü var, ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.’ Bay bay Kemal böyle atmakla filan olmuyor. Esrar, eroin kaçakçılarından para getireceksin. Yok böyle bir şey ya. Yok” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere eğitimden istihdama, iş kurmadan evlenmeye her konuda destek vereceklerini söyledi.
Mesleki eğitime yönelerek hemen hayata atılmak isteyen gençlerin istihdamını kolaylaştıracaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir zamanlar Norveç Başbakanı’yla görüşmesine ilişkin anısını şöyle anlattı: “Başbakanlığım dönemi. Onlar ciddi petrol, doğal gaz zenginidir. Dedi ki, ‘Yüzde 25’ini biz rezerve ediyoruz ve buranın kaynağını tamamen gençlerimize tahsis ettik. Buna kimse dokunamaz. O tamamen gençlerimize aittir.’ Şimdi aynısı benim de aklıma geldi. Biz de Karadeniz gazımızın işte belli bir miktarını ne yapacağız, rezerve edeceğiz ve oradan gençlerimize, ailelerimize bunu tahsis edeceğiz.”
“İSTİHDAMI GÜÇLENDİRMEK İÇİN HER HANEDEN EN AZ BİR KİŞİNİN İŞE GİRMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, girişimci gençlerin de yanında olacaklarını belirterek, bunun yanı sıra gençlerin yuva kurabilmeleri için 2 yıl ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin lira faizsiz kredi vererek evliliklerini teşvik edeceklerini aktardı.
Gençlere, evliliğe karşı durmamaları gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Siz bu LGBT’cilere bakmayın. Bu CHP LGBT’ci, İYİ Parti LGBT’ci, HDP LGBT’ci. Evvelallah Cumhur İttifakı kutsal ailesiyle bu yolda yürüyor. Üniversiteye yeni başlayan gençlerimize bir kez vergisiz cep telefonu ve bilgisayar alma hakkı tanıyoruz. Nasıl? Ailenin huzurunun önemli bir unsuru olarak gördüğümüz istihdamı güçlendirmek için her haneden en az bir kişinin işe girmesini sağlayacağız. Seçim beyannamemizde daha yüzlerce, binlerce başlıkta projelerimiz yer alıyor. 14 Mayıs’tan sonra hepsini de birer birer yerine getireceğiz.”
“ENFLASYONU KALICI OLARAK TEK HANELİ RAKAMLARA DÜŞÜRMEKTE KARARLIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni projeler üzerinde çalışırken çarşı ve pazardaki durumu da ihmal etmediklerini dile getirerek, şöyle konuştu: “Milletimizin canını yakan enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız. Bunu daha önce yaptık. Başbakanlığım döneminde yaptık, yine yapacağız. Üretim maliyetleriyle ilgisi olmayan aşırı fiyat artışlarının gerisindeki açgözlülerden hesap soracağız. Hep söylediğim gibi biz Togg’u, TCG Anadolu’yu, Kızılelma’yı, İMECE’yi geliştirirken aslında vatandaşımızın manavdaki soğana, domatese, salatalığa, kasaptaki ete, marketteki süte erişmesini de kolaylaştırıyoruz. Ülkemizin sanayisini, tarımını, enerjisini, altyapısını büyütmeden soframıza koyduğumuz ekmeği büyütemeyiz. Türkiye Yüzyılı’yla işte bunu başaracağız.”
“ULAŞIMDA ATILAN ADIMLARLA DÜNYADA ÖRNEK HÂLE GELDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her seçimin ülkelerin ve milletlerin kaderinde yeni bir yol ayrımı olduğunu belirtti.
Eğitimde dev adımlar attıklarını, kitapları ücretsiz dağıttıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi öğrencilik yıllarında teksir kâğıdından kitap alamadıklarını, kırtasiyecinin bir hafta sonraya gün verdiğini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık böyle bir durumun olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de 76 olan üniversite sayısını 208’e çıkardıklarını aktararak, üniversitesi bulunmayan il kalmadığını kaydetti.
Sağlıkta atılan adımlardan söz eden Erdoğan, şunları dile getirdi: “Hastanesi olmayan, Bursa’da artık ilçemiz kaldı mı? Şehir hastanemiz var mı? Beğendiniz mi? E peki bu bay bay Kemal bir zamanlar SSK’nin genel müdürü değil miydi? Allah rahmet etsin. Savaş Ay’ın bir programı var ya, izlemişsinizdir değil mi onu? Ya diyor öyle değil, böyle. Yahu sen buranın başındasın. Niye arkadaş, nedir o pislik? Hastanede hijyen olması lazım. Kanuni ne diyor, ‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.’ İcabında devleti feda edeceksin ama hastana çok iyi bakacaksın. Ama bunların böyle bir derdi yok. İşte AK Parti, Bursa Şehir Hastanesi’yle örnek. Her şey ortada. Ulaşımda az önce söyledim. Trakya’ya kadar kuzey yolu ortada. Yollarımızın güzelliği ortada. Yüksek hızlı tren, ortada. Ulaşımda atılan bütün bu adımlarla biz dünyada örnek hâle geldik. Diplomaside durum öyle. Daha güzel olacak. Ama bu ancak bizimle olur. Bunlarla olmaz. Bunlara beş tane koyun teslim edin, kaybeder gelirler maalesef.”
“BİZ MİLLETİMİZE GÜVENİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye son 21 yıldır tercihini hep güvenden, istikrardan, kalkınmadan, demokrasiden yana yaparak büyüdüğünü, geliştiğini ve güçlendiğini vurgulayarak, “Bunlar, şu anda teröristlerle beraber dolaşıyor. Onlarla el ele. Kandil’den ne diyorlar? ‘Biz Kılıçdaroğlu’nu destekliyoruz.’ Artık kime güveniyorlar? Kandil’deki terörist başlarına güveniyorlar. Onlardan gelecek desteğe güveniyorlar. Biz ise milletimize güveniyoruz. Bu ülke bir terör devleti olmayacaktır. Bunlara da benim milletim bu fırsatı vermeyecek. Onun için 14 Mayıs çok önemli. Onun için 14 Mayıs’ta sandıkları patlatmalıyız” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlere artık 3 haftanın kaldığını, bir kez daha gelecekle ilgili bir tercihte bulunulacağını belirterek, şunları kaydetti: “Bir yandan ülkenin ve milletin geleceğiyle ilgili hiçbir vizyonu, programı, projesi olmayan yedili koalisyon var. Diğer tarafta ise 21 yıllık eser ve hizmetlerini Türkiye Yüzyılı’yla taçlandırmak isteyen biz varız, Cumhur İttifakı var. Söz konusu kendimizin ve evlatlarımızın geleceği olduğunda diğer tüm değerlendirmeleri bir kenara bırakıp buraya odaklanmamız gerekiyor. Çünkü sandıkta verilen yanlış kararın telafisi çok ağır olur. Daha kendi aralarında anlaşmayı beceremeyenlere ülkenin güvenliğini, huzurunu, kalkınmasını teslim etmek ateşle barutu yan yana getirmekten farksızdır. Yani facia kaçınılmazdır.”
CHP ve onunla birlikte hareket eden diğer partilere gönül vermiş vatandaşlara seslenmek istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Kendinizin ve evladınızın geleceğini bu yedili kavga masasına emanet eder misiniz? Ülkenizin güvenliğini, huzurunu, akıbetini kendi deyimleriyle bu kumar masasına emanet eder misiniz? Buradan milletimin tüm fertlerine sesleniyorum. Hanımlar, bakkala ekmek almak için göndermeye bile güvenemeyeceğiniz birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Beyler, dükkânınızı, atölyenizi, tezgâhınızı beş dakikalığına bırakamayacağınız birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Gençler, dersinize yardım etse verdiği bilgilerin doğruluğuna şüpheyle bakacağınız birine kendi geleceğinizi teslim edebilir misiniz? Çiftçi kardeşim, önüne beş keçi katsanız akşama hepsini de kaybedip geleceğini bildiğiniz birine ülkenizin geleceğini teslim edebilir misiniz? İşveren kardeşim, kendi müessesenizde vasıfsız eleman olarak dahi çalıştırmayacağınız birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misiniz? Emekli kardeşim, oturduğun apartmana yönetici olarak seçmeyeceğin birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misin? Öyleyse 14 Mayıs’ta tercihimizi doğrudan yana yaparak ülkemizi işte bu tehlikeden uzak tutmalıyız. Bugüne kadar hep yanımızda olan Bursa’dan 14 Mayıs’ta çok daha güçlü bir destek bekliyoruz.”
Türk Standartları Enstitüsü’nün 64”üncü Olağan Genel Kurul Toplantısı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla Ankara’daki TSE Merkez Yerleşkesi’nde düzenlendi.
Türk Standartlar Enstitüsü genel kuruluna Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih KACIR katıldı.
Genel kurulda “Güçlü sanayi, güçlü Türkiye vurgusu” yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin yıllık ürün ihracatının 265 milyar dolarla Cumhuriyet tarihinin yüksek ihracatı rakamı olduğunu söyledi.
Mehmet Fatih KACIR, Türk Standardları Enstitüsü’nün 64’üncü olağan genel kurulunda hazır bulundu. “Güçlü Sanayi, Güçlü Türkiye’ sloganıyla, son 22 yılda sanayi ve teknolojide büyük adımlar attıklarının altını çizen Bakan Kacır, yıllık ürün ihracatının, 265 milyar dolarla Cumhuriyet tarihinin en yüksek düzeyine ulaştığını hatırlattı.
Bakan Kacır, daha sonra şunları söyledi: “Araştırma ve inovasyon ekosistemimizle, planlı sanayi bölgelerimizle, gelişen girişimcilik kültürümüz ve nitelikli insan kaynağımızla üreterek büyüyen ve kalkınan bir Türkiye’yi hep birlikte inşa ettik. 22 yıl önce 36 milyar dolar olan yıllık ürün ihracatımız, şimdi 265 milyar dolarla Cumhuriyet tarihimizin en yüksek düzeyine ulaştı. Üretimde yüksek kalite Güneş panelinden ticari araçlara, beyaz eşyadan demir çeliğe pek çok alanda, Avrupa değer zincirlerinin en önemli oyuncusuyuz. Kendi SİHA’larını, eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını geliştirebilen ve üretebilen bir ülkeyiz. Bu tarihi başarı; üretimde yüksek kaliteyi esas alan bir vizyonun eseridir. Ülkemizde güçlü bir uygunluk değerlendirme altyapısını; müteşebbislerimizin küresel pazarlardaki rekabet gücünün ve ülkemiz sınırları içinde adil ticaretin teminatı olarak görüyoruz. Belgelendirme, muayene, gözetim, doğrulama, deney, kalibrasyon ve eğitim hizmetleriyle; geliştirdiği çağın ihtiyaçlarına uygun standartlarla Türk Standardları Enstitüsü, vatandaşlarımız, sanayicilerimiz ve müteşebbislerimizin destekçisi olmaya devam ediyor. 61 bine yakın belge ve rapor yalnızca geçtiğimiz yıl Enstitümüz; uygunluk değerlendirme alanında düzenlediği 61 bine yakın belge ve raporla gerek girişimcilerimizin, vatandaşlarımızın, güvenli, kaliteli ve çevre dostu ürün ve hizmetlerle buluşmasını teminat altına aldı. Tarife dışı teknik engellerin küresel ticarette yaygın şekilde kullanıldığı bir dönemde, sanayicilerimizin dünya pazarlarına erişimini kolaylaştırdı. ‘Türk Malı’ damgasının dünya pazarlarında kaliteyle özdeşleşmesini sağladı. Güvenli ürün İthalat denetimleri kapsamında gerçekleştirdiği 205 bin ürün denetimiyle, standartlara uygun olmayan 5 bin ithal ürünün Türkiye’ye girişini engelledi. Tüketicilerimizin güvenli ve standartlara uygun ürünlere erişimini teminat altına alan bu denetimleri aynı zamanda yerli üreticimizi haksız rekabete karşı koruyan stratejik bir araç olarak değerlendiriyoruz. Son bir yılda düzenlediği bine yakın eğitim programıyla Enstitümüz, 22 bin vatandaşımızın yetkinliğini belgeleyerek nitelikli insan kaynağımıza önemli katkı sağladı. Standardizasyon kültürünün toplumun geniş kesimleri tarafından benimsenmesini destekledi. Düzenlediği 48 helal uygunluk belgesiyle, vatandaşlarımızın inanç ve değerleriyle örtüşen ürün ve hizmetlere güvenle ulaşmasını mümkün kıldı. Bu alandaki yetkinliğiyle de Türkiye’nin küresel helal ekonomisindeki yükselişine güçlü destek verdi. Enstitümüz; ülkemizin küresel standartların oluşturulmasında aktif rol üstlenebilmesi için kamu, özel sektör, akademi ve sivil toplum temsilcilerini bir araya getirmeye devam ediyor. Bugün, yapay zekdan kuantum teknolojilerine, anti-sismik cihazlardan gemi ve denizcilik sistemlerine geniş bir yelpazede faaliyet gösteren 161 ayna komite ve bu komitelerde görev yapan 2 bin 780 uzman Türk Standardları Enstitüsü’nün rehberliğinde küresel standardizasyon çalışmalarına aktif katkı sağlıyor. Türkiye Yüzyılı’nda enstitümüz aynı zamanda sanayimizin yeşil dönüşümünü hızlandıran önemli görevler üstlenen bir kurum. Yaklaşık 200 başlıkta hizmet veren Türk Standartları Enstitüsü, sahip olduğu kurumsal birikim ve teknik yetkinlikle ülkemizin kalkınmasını desteklemeye devam edecek. Sanayicilerimizin, bugün yurt dışında yüksek maliyetlerle ve uzun bekleme süreleriyle ulaştığı pek çok kritik test ve deney hizmetini; yakında hizmete alacağımız Ankara Kalite Kampüsümüzde çok uygun maliyetlerle, yüksek hız ve güvenilirlikle sunacağız. Bu sayede yalnızca dışa bağımlılığı azaltmakla kalmayacak, üretimde verimliliği artırarak ihracatcımızın küresel pazarlardaki rekabet gücünü daha da pekiştireceğiz. Deney, test ve kalibrasyon altyapısıyla yalnızca Türkiye’nin değil; yakın coğrafyamızın da ihtiyaçlarına cevap verecek bu yatırım sayesinde, Türk Standartlar Enstitüsünü küresel uygunluk değerlendirme pazarında güçlü ve etkili bir oyuncu haline getirmeyihedefliyoruz. Dünyada, siyasi ve ekonomik dengelerin yeniden kurulduğu; ticaretin ve teknolojinin küresel stratejik rekabetin ana eksenine yerleştiği tarihsel bir eşikteyiz. Liberal ticaretin terk edilerek yerini korumacılık eksenli bir ekonomi yaklaşımına bıraktığı bu dönemde gümrük tarifelerinin yanında teknik gözetim ve denetimler de yerli üretimi ve iç pazardaki kalite ve güvenilirliği korumak üzere aktif bir şekilde kullanılıyor”
Türk Standartları Enstitüsü Başkanlığına yeniden seçilen Mahmut SAMİ ŞAHİN de genel kurulda yaptığı konuşmada şöyle dedi.“
Türk Standardları Enstitümüzün 64’üncü Genel Kurulu vesilesiyle sizleri saygıyla selamlıyor, bu önemli toplantımızın Enstitümüz ve ülkemiz adına hayırlara vesile olmasını Cenabı Allahtan temenni ediyorum.
Türk Standartları Enstitüsü, 70 yılı aşan köklü geçmişiyle; güçlü standardizasyon altyapısı, uygunluk değerlendirme ve eğitim alanlarındaki yetkinliğiyle, ülkemizin kalkınmasında önemli rol oynamaktadır.
Sanayi ve ticaret dünyamız için kalite ve güvenin teminatı olan Enstitümüz; aynı zamanda, uluslararası standardizasyon faaliyetlerine katılımda rehberlik yapmakta, küresel gelişmeleri yakından takip ederek, hizmet modelini sürekli güncellemektedir.
Dünyada güç dengelerinin yeniden şekillendiği, stratejik bağımsızlığın ülkeler için temel bir öncelik haline geldiği bir dönem içerisindeyiz.
Bu küresel dönüşüm sürecinde, Sayın Bakanımızın ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda hazırlanan, 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi, ülkemizin sanayi ve teknoloji politikalarına yön veren temel yol haritası olarak önümüzde durmaktadır.
Bu strateji; Türkiye’yi yüksek teknolojili üretim ve ihracatta, lider ülkelerden biri haline getirme, yerli ve milli üretim kapasitesini artırma, stratejik alanlardaki dışa bağımlılığı azaltma ve kritik teknolojilerde küresel ölçekte söz sahibi olma hedeflerini esas almaktadır.
Türk Standardları Enstitüsü olarak bizler de, bu büyük vizyonun ayrılmaz bir parçası konumundayız.
Bu doğrultuda TSE, yüksek teknoloji ürünlerine yönelik yerli standart altyapısını kurarak, dijitalleşme ve yapay zekâ uygulamaları için ulusal standart setleri oluşturarak ve akıllı üretim süreçlerini belgelendirerek sanayimize yön veren etkin bir kurum olmayı sürdürecektir.
Sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde; çevre dostu üretimi teşvik eden standartların yaygınlaştırılması, karbon ayak izi ölçümünden döngüsel ekonomiye kadar uzanan, geniş bir alanda yeşil dönüşüme katkı sağlanması, enstitümüzün öncelikleri arasında olacaktır.
Avrupa Yeşil Mutabakatı sürecinde, sanayicimizin yanında yer alacak, yeni belgelendirme modelleriyle ihracat kapasitesini destekleyeceğiz.
Bu hedefleri gerçekleştirebilmek adına, TSE’nin kurumsal yapısını da daha güçlü, daha etkin ve rekabetçi bir yapıya kavuşturacağız.
İş süreçlerimizi sadeleştirerek sanayicimize hız ve güven sunacak; test, muayene ve belgelendirme altyapımızı güçlendirerek uluslararası ölçekte rekabet edebilir bir kapasiteyi birlikte inşa edeceğiz.
Tüm çalışmalarımızı, Bakanlığımızın stratejik hedefleriyle uyum içinde, kamu-özel sektör iş birliğini önceleyen bir yaklaşımla sürdüreceğiz.
Yeni dönemde de, standardizasyonun stratejik değerini daha da yükseltecek, sanayimizin küresel rekabet gücünü artıracak ve Türkiye’nin kalkınma hedeflerine katkı sunmak için kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.
Standardizasyon alanında; paydaşlarımızla eş güdüm içinde çalışıyor, uluslararası teknik komitelerde ülkemizin etkinliğini artırmak için gayret gösteriyoruz.
Uygunluk değerlendirme ve eğitim alanlarında ise, Türkiye’nin en geniş hizmet alanına sahip kurumu olmanın sorumluluğuyla çalışıyoruz.
Bu anlayışla, Türk Standardları Enstitüsü olarak, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlamak, sanayinin ihtiyaç duyduğu kalite altyapısını güçlendirmek ve uluslararası rekabette söz sahibi olmak için, çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz.
Bu doğrultuda, geçtiğimiz dönemde çok sayıda yeni projeyi hayata geçirdik, mevcut hizmetlerimizi geliştirdik ve stratejik iş birliklerine imza attık.
Yeniliği teşvik etmek, kuruluşların inovasyon kapasitelerini değerlendirmek, iş sürekliliğini sağlamak ve kurumsal değişim programlarını desteklemek amacıyla, İnovasyon Yönetim Sistemi Belgelendirme programını başlattık. Havacılık ve uzay sanayimizde bu belgeyi Enstitümüzden alan ilk milli kuruluşumuz TUSAŞ oldu. TOKİ ile imzaladığımız protokol çerçevesinde, inşaatlarda kullanılan belirli yapı malzemelerinin kontrol ve denetimini sağlamak üzere, önemli bir iş birliği başlattık. Bu kapsamda, öncelikli olarak deprem bölgesindeki şantiyelerden alınan numuneler üzerinde, test ve analizler gerçekleştirerek, standartlara uygun yapı malzemesi kullanımına katkı sunduk. Benzer şekilde, Devlet Malzeme Ofisi ile yakın zamanda imzaladığımız protokol sayesinde, kamu mal alımlarında belirlenen ürünlerde, siparişe konu standartlara ve teknik özelliklere uygunluğunun kontrolü ve raporlanması faaliyetini üstlendik. İthalat denetimlerinde süreç bazlı analizlere geçerek, işlemleri yalınlaştırdık ve hizmet sunumundaki etkinliği artırdık. Bu sayede hem zaman hem de kaynak açısından önemli kazanımlar sağladık. TCDD tarafından İstanbul Marmaray banliyö hattı duraklarında, kurulacak güneş enerji sistemlerine yönelik olarak; tasarım doğrulama, kurulum ve montaj gözetimleri, fabrika imalat süreci denetimleri ve kurulum sonrası uygunluk denetimi hizmetlerine başladık.
Ayrıca, milli vagon setlerinin tip onay faaliyetlerini yürüttük ve TÜRASAŞ tarafından üretilen Milli Elektrikli Tren Setine Ulusal Yeterlilik Onayı vererek Tip Onay Belgesini düzenledik. ASELSAN ile imzaladığımız protokol çerçevesinde; standardizasyon, belgelendirme, muayene, test, laboratuvar faaliyetleriyle birlikte millileştirme, tedarikçi geliştirme, kaynak oluşturma ve teknik destek konularında geniş kapsamlı iş birliği başlattık.
Veri merkezi sektörünün sürdürülebilir ve rekabetçi bir yapıya kavuşması için Veri Merkezi Belgelendirme Programı’nı başarıyla yürütüyoruz.
General Electric firması tarafından Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin türbin adası için, Almanya’da üretilen ürünlerin test ve son kontrolleri Enstitümüz tarafından gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı öncülüğünde hazırlanan, Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi kapsamında, uyum denetimi hizmeti sağlayan personel ve firmalar için belgelendirme programını başlattık. Enstitümüzde, dijitalleşme süreçlerine katkı sağlamak amacıyla hayata geçirdiğimiz projelerle yıllık ortalama 33 milyon liralık tasarruf sağladık.
Ve son olarak, ülkemizin uluslararası standardizasyon alanındaki stratejik rolünü artırmak amacıyla, 2027 yılında ISO Genel Kurulu’na İstanbul’da ev sahipliği yapacağız. 160’tan fazla ülkeden temsilcinin katılımıyla gerçekleşecek bu büyük organizasyon, Türkiye’nin küresel standartlara yön veren ülkeler arasındaki konumunu, daha da güçlendirecektir. Tüm bu faaliyetler, yalnızca bugünün ihtiyaçlarına cevap vermekle kalmayıp, geleceğin güçlü Türkiye’sini inşa etme kararlılığımızın da somut birer göstergesidir. Sayın Bakanım, bu vesileyle bizlere destekleriniz için şükranlarımı sunuyorum, değerli Genel Kurul Üyelerimize, Yönetim Kurulu Üyelerimize, özveriyle emek veren tüm çalışma arkadaşlarıma ve birlikte değer ürettiğimiz kıymetli paydaşlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. Tüm bu çalışmaların ortak hedefi, ülkemizin üretim kalitesini artırmak, teknolojik dönüşümünü hızlandırmak ve küresel rekabet gücünü daha da yukarılara taşımaktır. TSE olarak, Türkiye’nin üretim kalitesine, teknolojik bağımsızlığına ve küresel rekabet gücüne katkı sunmaya kararlılıkla devam edeceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın, kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu’nda düzenlenen, “Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce yıllık devlet geleneklerinin en önemli prensibinin “devlet ebed müddet” olarak tarif ettikleri devamlılık olduğunu söyledi.
Devlet anlayışının bu devamlılığının, iki ilke üzerine bina edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunlardan ilki eşref-i mahlukat olan insana atfedilen önemdir. Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözü işte bu hakikatin altını çizmektedir. İkincisi ise hiç şüphesiz, mülkün temeli olarak gördüğümüz adalettir. Çünkü bizim inancımızda varlık, adalet üzere yaratılmıştır. Bu yönüyle adalet, hikmeti ilahinin yeryüzünde tecelli etmesi, dirlik ve düzenin ancak bu ölçü ekseninde tesis edilmesidir. Adalet terazisindeki en küçük bir sapma, Allah muhafaza, tamiri de telafisi de mümkün olmayan yıkıcı sonuçları her zaman gebedir.”
“HUKUK DEVLETİNİN EN TEMEL İLKELERİNDEN BİRİ İDARENİN DENETİMİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir vatandaşın hak ve hukukunun korunup gözetilmesi, güçsüzün güçlüye asla ezdirilmemesinin son derece önemli olduğunu belirtti.
“Zor kapıdan girerse töre bacadan çıkar” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Divanu Lugati’t-Türk’te yer alan bu söz, toplumdaki nizam ve intizamın, adalete duyulan güvenin, kıyamet kopsa dahi adaletin tecelli etmesinin ancak ve ancak hukuk devletiyle sağlanabileceğini ifade eder. Hukuk devletinin en temel ilkelerinden biri ise idarenin denetimi, yani idari eylem ve işlemlerin tamamının yargısal denetime açık olmasıdır. İşte, Danıştayımız tam 157 yıldır böylesine hayati bir görevi ifade etmektedir. İnceleme, danışma ve karar organı olarak idareyi yargı yoluyla denetlemekte, temyiz merci sıfatıyla kamu ile vatandaş arasındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmaktadır. Diğer yüksek mahkemelerimiz gibi Anayasa ve kanunları uyulmasını, meri hukukun titizlikle uygulanmasını sağlamaktadır. Bu itibarla milletimiz adına karar verme sorumluluğunu yüksek bir vazife şuuruyla yerine getiren Danıştay Başkanlığımızın tüm mensuplarına bir kez daha teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ancak adaletle hükmettiği takdirde devlet olabileceğini dile getirdi.
Devletin alameti farikasının adalet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Haksızlığa yol veren, mağduriyetleri gideremeyen, haklıya hakkını teslim edemeyen hiçbir otorite varlığını sürdüremez. Adalete olan inancın temelinden sarsıldığı bir ülkede ne yaparsanız yapın, huzuru, güveni, barışı, demokrasi ve istikrarı tesis edemezsiniz. Gerek adli gerekse idari yargıda görev yapan hâkim ve savcılarımız, milletimizin geleceği, huzuru ve esenliği adına çok önemli bir mesuliyeti yerine getirmektedir. İbn-i Haldun, ‘Basiret gözüyle bakan kimse adaletli ölçüyü bulur’ diyor. Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatleri doğrultusunda karar veren yargı mensuplarımızın bu bilinçle vazifelerini icra etmelerini bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan etkin, güçlü, hızlı ve erişilebilir bir adaletin hükûmetlerinin önceliklerinin en başında olduğunu, göreve geldikleri ilk günden beri hep bunun için çalıştıklarını vurguladı.
Yargı sisteminin güçlendirilmesi ve daha işlevsel bir zemine oturtulması için bugüne kadar pek çok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasa ve anayasa değişikliklerini reform ve strateji belgeleriyle desteklediklerini dile getirdi.
Adalet hizmetlerinin vatandaşlara en üst seviyede sunulması için tüm imkânları seferber ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vesayet dönemlerinin acı bir hatırası olarak yıllarca insanımızı bizar eden üstünlerin hukukunu milletimizin de desteğiyle geride bıraktık, yerine hukukun üstünlüğü ilkesini bu ülkede egemen kıldık. Geçmişte, adalet dairesinin merkezi bazılarına daha yakındı. Hamdolsun biz bunu herkese eşit mesafeye getirmeyi başardık. Darbeleri ayakta alkışlayan yargı yerine, 15 Temmuz ihaneti sonrası olduğu gibi milletin iradesine kasteden darbecilere hak ettikleri hükmü giydiren adil ve demokratik bir yargı rejimini kurduk. Yargının bağımsızlığına tarafsızlık ilkesini ekledik. Hak arama yollarını alabildiğine genişlettik, yeni kurumlar ihdas ettik.”
“YAPANIN YANINA KAR KALIYOR TÜRÜ ÖN KABULLERİN TOPLUMDA YERLEŞMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 23 yılda fiziki ve teknik altyapıdan temel hak ve özgürlüklere, temel kanun ve mevzuat değişikliklerinden ceza infaz sistemine, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden kurumsal değişikliklere, icra ve iflas sisteminden adli sicil işlemlerine, yargıda hedef sürelerden özlük haklarına çok geniş bir yelpazede adalet hizmetlerini günden güne geliştirdiklerini, iyileştirdiklerini ve tahkim ettiklerini belirtti.
Danıştayın üye sayılarını artırdıklarını, hâkim ihtiyacını karşıladıklarını ve yardımcı personel sorununu çözdüklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştayı 2012’de yeni hizmet binasına, 2023’te yeni sosyal tesisine kavuşturduklarını söyledi.
İdari yargıdaki mahkeme sayısını yüzde 60 oranında artırarak önemli bir eşiği daha geride bıraktıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 146 olan idari yargıdaki faal ilk derece mahkemelerinin sayısını 233’e yükselttiklerini aktardı.
Hataları asgari seviyeye indirecek ve temyiz mahkemelerindeki yığılmayı önleyecek şekilde istinaf incelemesi yapmak üzere bölge idare mahkemelerini 9 bölgede faaliyete geçirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Danıştayın iş yükünü önemli ölçüde azaltırken uyuşmazlıkların daha kısa sürede çözülmesini temin ettiklerini kaydetti.
“VATANDAŞLARIMIZIN HAK VE HUKUKUNUN KORUNMASI NOKTASINDA KARARLIYIZ”
İdari yargı teşkilatını güçlendirmek için daha pek çok yeniliği, değişikliği ve düzenlemeyi hayata geçirdiklerini, 23 Ocak’ta açıkladıkları 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi ile tüm çalışmaları bir adım daha öteye taşıdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Son dönemde milletimizi en fazla rahatsız eden cezasızlık algısının önüne geçecek kapsamlı düzenlemeleri kamuoyumuzla paylaştık. Şu konuda son derece kararlıyız. ‘Yapanın yanına kar kalıyor’ türü ön kabullerin her ne sebeple olursa olsun toplumda yerleşmesine müsaade etmeyeceğiz. Hukuka, nizama, kanunlara uyan vatandaşlarımızın hak ve hukukunun korunması noktasında kararlıyız. Bundan en küçük bir taviz vermeyeceğiz. Suç işleyenlerin, suçtan kibirlenenlerin, kendini yasadan, devletten üstün görenlerin tepelerine binmeye devam edeceğiz. Yine bu süreçte ortaya çıkan onca ihanetten sonra bile devlete, millete ve demokrasimize pusu kurmaktan vazgeçmeyen FETÖ ile mücadelemiz güçlenerek devam edecektir. ‘Su uyur ama FETÖ’nün sinsi hücreleri uyumaz’ gerçeği örgüte yapılan her operasyonla kendisini bir kez daha hatırlatıyor. FETÖ ile mücadelede yaşanacak herhangi bir zafiyetin Allah korusun ülkemize, özellikle de devletimize çok ağır bedelleri olacaktır.”
“YARGI MENSUPLARIMIZIN HEDEF GÖSTERİLMESİ, BÜYÜK BİR SORUMSUZLUKTUR”
Yargının, FETÖ’nün nasıl büyük bir tehdit, nasıl habis bir yapı olduğunu en iyi bilen devlet organlarından biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki tarih, ibret alınmazsa tekerrür eder. Yakın geçmişte yaşadığımız acıların ve ihanetlerin tekrarının önüne ancak akılla, dirayetle, tecrübeyle ve tarihten ibret alarak geçebiliriz. Diğer türlü milletimize, devletimize ve umudunu Türkiye’nin güçlenmesine bağlamış 100 milyonlarca mazluma karşı görevlerimizi ihmal etmiş oluruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda güvenlik ve istihbarat birimleri gibi yargının da gereken dikkat, teyakkuz ve hassasiyeti göstermeyi sürdüreceğine inandığının altını çizerek, şunları kaydetti: “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Yargı mercilerinin baskı altına alınmasının hiçbir haklı gerekçesi yoktur. İster siyasetçi ister gazeteci olsun halkın huzuruna herkes, Anayasa ve yasalar çerçevesinde hukukun sorunsuz işlemesine, suç varsa hesabının mutlaka sorulmasına yardımcı olmalıdır. Elbette nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz.”
Bugüne kadar hükûmetin tasarrufları konusunda yargı organlarıyla aralarında ortaya çıkan görüş ayrılıklarında tavırlarının hep bu yönde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararlarını tenkit etseler dahi yargı mensuplarını ve organlarını daima ayrı bir yerde tuttuklarını, güncel tartışmalarla ilgili aynı özeni gösterdiklerini söyledi.
“TÜRKİYE YÜZYILI’NDA, TECRÜBESİNDEN EN FAZLA İSTİFADE EDECEĞİMİZ KURUMLARIMIZDAN BİRİ DANIŞTAYIMIZ OLACAKTIR”
Kamuoyunun gözünü ve kulağını çevirdiği herkesin aynı itinalı üslupla hareket etmesini ümit ve arzu ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinde bulunduğumuz 21. Asrı Türkiye Yüzyılı yapmak hedefiyle yürüttüğümüz çalışmalarda birikiminden, tecrübesinden, vizyonundan ve rehberliğinden en fazla istifade edeceğimiz kurumlarımızdan biri Danıştayımız olacaktır. Özellikle iç kalemizin güçlendirilmesine yönelik attığımız adımlarda devletimizin tüm birimleri gibi sizlerin de desteğine güvendiğimizi, sizlerin de yapıcı katkılarınızı beklediğimizi vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Danıştayın 157. Kuruluş yıl dönümünün ülke, millet, hukuk ve yargı camiası için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yüksek yargı kurumlarının başkanları ve davetliler katıldı.
Başta aziz şehitlerimizin emanetleri olan annelerimiz olmak üzere evlatlarını vatanına, milletine ve insanlığa hizmet yolunda yetiştiren tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyoruz.
“Anneler toplumun vicdanıdır. Onların şefkati, duası ve fedakârlıkları hayatımıza anlam katar. Sevgi, merhamet ve mücadele duygularının kaynağı olan anneler, evlatlarına umut verir ve değer kazandırırlar. Sadece ailelerini değil, içinde yaşadıkları toplumu da şekillendirirler.
Dünyamızı şefkatiyle, sevgisiyle güzelleştiren annelerimiz. İyi ki varsınız.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.