Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, yılın üçüncü Enflasyon Raporu’nun tanıtımı amacıyla Merkez Bankası İdare Merkezi’nde düzenlediği bilgilendirme toplantısında, dış talebi özetleyen Küresel Büyüme Endeksi’ne ilişkin varsayımlarını 2023 yılı için sınırlı olarak yukarı, 2024 yılı için de aşağı yönlü güncellediklerini söyledi.
Bir önceki Enflasyon Raporu’ndan bu yana spot ve vadeli piyasalarda ham petrol fiyatlarının öngörüleriyle uyumlu gerçekleştiğini belirten Erkan, petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlarının yatay seyrettiğini ifade etti.
Yurt içi gıda fiyatlarındaki artış eğiliminin arz yönlü sorunlar ve piyasa yapısındaki yetersizlikler nedeniyle devam ettiğini vurgulayan Erkan, son dönemde kırmızı et ve kırmızı etle bağlantılı işlenmiş gıda ürünlerinde belirgin artışlar gözlendiği bilgisini verdi.
“Enflasyon patikamızda önemli bir güncelleme gerçekleştirdik” Erkan, kırmızı et yanında, arz koşullarının etkilediği sebze fiyatlarında da yüksek oranlı artışlar izlediklerine dikkati çekerek, Önümüzdeki dönemde gıda fiyatları enflasyonunun 2023 yılını yüzde 61,5 seviyesinde, 2024 yılını ise yüzde 35 düzeyinde tamamlayacağı varsayımını tahminlerimize yansıttık. Bu çerçevede, enflasyon patikamızda önemli bir güncelleme gerçekleştirdik. 2023 yıl sonu enflasyon tahminimizi yüzde 58’e yükselttik. 2024 yıl sonu tahminimizi yüzde 33’e güncelledik. 2025 yıl sonunda enflasyonun yüzde 15’e gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Tahmin patikamızdaki revizyon, 2023 yıl sonu için 35,7 puan, 2024 yıl sonu için ise 24,2 puan olmuştur.”
Hafize Gaye Erkan , tahminlerdeki bu değişikliklerin kaynaklarına ilişkin de şu değerlendirmede bulundu: “Bir önceki rapor dönemine göre Türk lirası cinsi ithalat fiyatlarındaki gelişmeler 2023 yıl sonu enflasyon tahminini 7,5 puan yükseltirken 2024 yıl sonu enflasyon tahminimizi 8,3 puan yukarı çekti. Bu gelişmede döviz kuru gelişmeleri temel belirleyici olmuştur. Gıda fiyatları, gerçekleşmenin ve varsayımlardaki artışın etkisinden dolayı tahminlerimizi 2023 yılı için 8,5 puan, 2024 yılı için ise 6 puan yukarı yönde etkiledi. Ayrıca, hane halkına yapılan transferler, vergi, ücret ve yönetilen yönlendirilen fiyat ayarlamaları gibi diğer ekonomi politikalarındaki değişiklikler ise 2023 yıl sonu enflasyon tahminimizi 7,5 puan yukarı yönlü etkilerken 2024 yıl sonu enflasyon tahminimizi 3,6 puan artırdı. İç talebin tahminimizden güçlü seyretmesi 2023 yıl sonu enflasyon tahminimizi 1,3 puan, 2024 yıl sonu tahminimizi ise 0,4 puan yukarı çekti. Son olarak, tahmin sapması ve tahmin yaklaşımındaki değişimin etkisi 2023 ve 2024 yıl sonu enflasyon tahminlerimizi sırasıyla 10,9 ve 5,9 puan artırmıştır.”
Hafize Gaye Erkan , sundukları enflasyon patikasında yaptıkları yukarı yönlü değişikliğin tahmin yaklaşımı kaynaklı temel nedeninin, önceki raporda sunulan patikada ara hedef olma özelliğinin öne çıkarılmasından, mevcut projeksiyonlarının ise değişen makroekonomik görünümle birlikte Merkez Bankasının teknik tahminleri çerçevesinde oluşturulmasından kaynaklandığını anlattı.
“Para politikası tepkimizi, enflasyonun ana eğilimini düşürmeye odaklı olarak veriyoruz. Enflasyonun ana eğilimini etkileyen parasal ve finansal koşulları yakından analiz ediyoruz. Politika faizini kademeli olarak artırırken makroihtiyati çerçevede sadeleştirme süreciyle hem piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak hem de piyasa faizlerinin enflasyon beklentileriyle daha uyumlu bir noktada şekillenmesine çalışacağız. Bunun yanında, seçici kredi sıkılaştırması yoluyla enflasyonu hedefleyen dengeleyici adımlar atıyoruz ve atmaya devam edeceğiz. Miktarsal sıkılaştırma kararlarımızla birlikte, döviz kuru ve iç talep üzerinde aşırılıklar oluşturmadan Türk lirası likiditenin istikrarlı gelişimini temin edeceğiz. Çalışmalarını başlattığımız ve bir süre sonra açıklayacağımız üzere, Türk lirası tasarruf enstrümanlarını çeşitlendirecek ve sermaye piyasalarının derinleşmesini destekleyeceğiz. Merkez Bankası güven, istikrar ve şeffaflık prensipleri doğrultusunda, tamamen verilere dayalı ve tam bir koordinasyon içinde karar verecektir.”
Fiyat istikrarının, enflasyon kalıcı bir şekilde gerilerken oynaklığının da azaltılmasını hedeflediğini belirten Erkan, “Fiyat istikrarı, makro finansal istikrarın olmazsa olmazıdır. Bu amaçla, güçlü bir parasal sıkılaştırma sürecini haziran ayında başlattık. Bu sürecin, kademeli, dengeli ve istikrarlı olacağını vurguladık.” diye konuştu.
“Birincisi, piyasa faizleri ile politika faizi arasındaki farkın azaltılmasıdır. Haziran’daki ilk PPK kararımızdan evvel politika faizi yüzde 8,5 iken mevduat faizi ortalamada yüzde 40’ın üzerine çıkmıştı. Haziran PPK kararının parçası olarak, faiz artırımının yanı sıra makro ihtiyati çerçevede sadeleşme sürecinin ilk adımını mevduatlarda, menkul kıymet tesisi uygulaması ile devreye aldık. Bu adımların hemen akabinde 3 aya kadar vadeli mevduat faizi yaklaşık 12 puan gerileyerek yüzde 30 seviyelerine gelmiştir.”
Hafize Gaye Erkan , sürece mevduatlardan başlama nedeninin bankacılık sektörünün en bağlayıcı kısıtı durumunda olması ve piyasaların işlevselliğini ve fiyat davranışlarını olumsuz etkilemesi olduğunu belirterek, “Böylelikle, makro ihtiyati çerçevedeki sadeleşme süreci, faiz artırımının yanı sıra politika faizinin etkinliğini dengeli bir şekilde artırmıştır.” dedi.
“İstikrarlı faiz artırımlarını miktarsal ve seçici kredi sıkılaştırmasıyla daha güçlü hale getiriyoruz”
2023 yılının ilk altı ayında bireysel kredilerin kredi kartlarında yüzde 70’i, taşıt kredilerinde yüzde 68’i aşan oranda yükseldiğini ifade eden Erkan, bireysel kredilerin toplamda yüzde 40 artarak 2 trilyon liranın üzerine çıktığını bildirdi.
Hafize Gaye Erkan , bu yılın ilk ve ikinci çeyrek büyümelerinin son on yıllık ortalamanın 3 katının üzerinde olduğunu belirterek şunları söyledi:
Haziran ve temmuz ayı PPK toplantılarında alınan kararlarla politika faizinin yüzde 8,5’ten yüzde 17,5’e, toplamda 900 baz puan yükselttiklerini ifade eden Erkan, böylelikle politika faizinin iki ayda iki katının üzerine çıktığını söyledi:
Hafize Gaye Erkan , menkul kıymet uygulamasında sadeleştirme kararıyla birlikte politika faizi yükselirken mevduat faizlerinin gerilediğini belirterek, mevduat faizlerinin enflasyon beklentileriyle daha uyumlu seviyelere geldiğini söyledi:
Mevduat faizlerinin dolarizasyonu artırmayacak bir seviyede bulunmasını önemsediklerini söyleyen Erkan, şu ifadeleri kullandı:
Hafize Gaye Erkan , Merkez Bankası uluslararası rezervlerinin haziran ayından itibaren güçlü bir artış gösterdiğine işaret eden Erkan, “Brüt uluslararası rezervler, 2022 yılı sonu itibarıyla 128,8 milyar dolar seviyesinden, mayıs sonunda 98,5 milyar dolara gerilemiştir. Rezervlerimiz 14 Temmuz itibarıyla yaklaşık 15 milyar dolar artmış ve 113 milyar doların üzerine yükselmiştir.” dedi.
Hafize Gaye Erkan , risk priminde olumlu bir görünümün söz konusu olduğunu belirterek, 5 yıl vadeli CDS priminin, yurt içi belirsizliklerin etkisiyle mayısta 700 baz puanın üzerine çıkarak bu yılın zirve seviyesine ulaştığına dikkati çekti.
Hafize Gaye Erkan , para politikası stratejilerinin piyasalar üzerinde olumlu etkilerini gördüklerini belirterek, “Rezervlerimiz güçlenmekte, finansman koşulları iyileşmekte ve ima edilen kur oynaklığı azalmaktadır.” dedi.
“Parasal sıkılaştırmayı gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendireceğiz”
“Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar, parasal sıkılaştırmayı gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendireceğiz.” diyen Erkan, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edeceklerini vurguladı.
“Öngördüğümüz dezenflasyon ve istikrar dönemleri öncesinde bir geçiş sürecindeyiz. Döviz kurunda gözlenen düzeltme ve mali disipline yönelik tedbirlerin sonucunda enflasyon kısa vadede geçici bir yükseliş gösterecektir. Diğer taraftan, bu süreçte 2024 yılında dezenflasyonun sürdürülebilir şekilde başlamasını sağlayacak zemini dikkatle oluşturduk. Faiz artırım kararlarımız, miktarsal ve seçici kredi sıkılaştırma kararlarımızın birikimli olumlu etkilerinin bir kısmını 2023’ün sonunda ve özellikle enflasyonun ana eğiliminde 2024 yılının ikinci çeyreğinde hissetmeye başlayacağız. Dezenflasyon süreci dönemine girildiğinde, göreli fiyatlarda geçici düzeltmeler yerini kur istikrarı, iyileşen cari denge, mali disiplin, sermaye akımlarında kalıcı güçlenme ve artan rezervlere bırakacaktır.”
Hafize Gaye Erkan , söz konusu gelişmeler sonucunda enflasyonun ana eğilimi ve beklentilerin tutarlı bir şekilde iyileşmeye başlayacağını ifade ederek, “2025 yılı sonrasını ise istikrar döneminin başlangıcı olarak görüyoruz. Bu dönemde enflasyondaki gerileme hızlanırken öngörülebilirlik artacaktır, kalıcı olarak gerileyen enflasyona, yatırımlar ve nitelikli büyüme eşlik edecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
“2022 yılı ile kıyaslandığında dış talep yıllık bazda yavaşlamaktadır. Türkiye’nin önemli ticaret ortaklarından Avro Bölgesi’nde, flaş imalat PMI göstergesi temmuzda 42,7 ile pandemiden bu yana en düşük düzeye gerilemiştir. Çin ise yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,8 büyümüştür. Bu büyüme beklentilerin altında kalmış ve ilk çeyreğe göre önemli bir yavaşlamaya işaret etmiştir. Küresel büyümedeki yavaşlamanın da katkısıyla emtia fiyatları ve arz koşullarındaki olumlu görünüm, bu rapor döneminde de devam ediyor. Emtia ana endeksi bir önceki yıla göre yüzde 18,3 gerilemekle birlikte, uzun dönem ortalamalarının üzerindedir. Sanayi üretimi zayıf seyrederken talep koşullarını daha fazla yansıtan hizmet sektörü gücünü koruyor.”
Hafize Gaye Erkan , küresel hizmet PMI endeksinin, yılın ikinci çeyreğinde artarak 54,9 düzeyine ulaştığını ve eşik değer üzerindeki seyrini sürdürdüğünü dile getirdi. Diğer taraftan, imalat sanayi PMI göstergesinin 49,3 ile eşik değerin altında kalmaya devam ettiğine dikkati çeken Erkan, imalat sanayisi ve hizmet sektörleri arasındaki ayrışmanın, gelişmiş ülkelerde çok daha belirgin olduğunu söyledi.
Hafize Gaye Erkan , büyüme oranlarındaki gerileme ve sanayi üretimindeki zayıflığın, emtia fiyatları kanalıyla enflasyonu olumlu etkilediğine dikkati çekerek, “Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ortalama tüketici enflasyonları sırasıyla yüzde 4,2 ve yüzde 5,1 seviyelerine gerilemiştir. Söz konusu düşüşe rağmen, enflasyon gelişmiş ülkelerde yüzde 2, gelişmekte olan ülkelerde ise ortalama yüzde 3,5 olan hedef değerlerin belirgin üzerindedir.” dedi.
Türkiye’de enflasyonun geçen yılın ekim ayındaki zirve noktası yüzde 85,5’ten haziran itibarıyla yüzde 38,2’ye gerilediğini anımsatan Erkan, şu değerlendirmede bulundu:
“Bu gelişmede, döviz kurundaki istikrar ve gerilemeye başlayan küresel emtia fiyatları etkili olmuştur. Alt grupların, haziran ayı yıllık enflasyonuna olan katkılarına bakıldığında, enflasyonun gerilemesine en büyük katkı küresel emtia fiyatlarından olumlu etkilenen temel mal, gıda ve özellikle enerji kalemlerinden gelmiştir. Diğer taraftan, enflasyondaki ataleti yansıtan hizmet grubunun katkısı 15 puan civarında yatay seyretmektedir. Takip ettiğimiz geniş kapsamlı gösterge seti haziranda enflasyonun ana eğiliminde güçlenmeye işaret etmiştir. Bu gelişmede, yurt içi talepteki güçlü seyir, ücret ve kur gelişmeleri ile hizmet enflasyonundaki katılık belirleyici olmaktadır. Yılın ikinci çeyreğine ilişkin veriler, iktisadi faaliyetteki güçlü seyirde özellikle iç talebin etkili olduğunu göstermektedir.”
Hafize Gaye Erkan , tüketicilerin, dayanıklı tüketim harcaması yapma planlarının ikinci çeyrekte hızla arttığını, otomobil ve beyaz eşya satışlarının geçmiş dönem ortalamalarının oldukça üzerinde olduğunu bildirdi.
Hafize Gaye Erkan , talebin uzun süre arzdan daha hızlı gelişmesi enflasyon üzerinde önemli bir risk oluşturduğunun altını çizerek, şu bilgileri paylaştı:
“Arz ve talebin uyum içinde hareket etmesi fiyat istikrarı, fiyat istikrarı da sürdürülebilir büyüme için çok önemlidir. Bu nedenle seçici kredi sıkılaştırması kararlarımızın iç talebi dengeleyeceğini öngörüyoruz. Çıktı açığının kapanması dezenflasyon sürecinin önemli bir bileşeni olacaktır. Yurt içi talebin hızlı büyümesi sonucunda, 2023’ün ilk 6 ayında ithalatımız, enerji fiyatlarının 12 milyar dolara varan düşürücü etkisine rağmen, yüzde 4’ün üzerinde artarak 185 milyar dolara ulaşmıştır. Küresel gelişmeler, kredi genişlemesi ve belirsizlik algısı nedeniyle altın ithalatı, ilk yarıda bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık 11 milyar dolar artmış ve önceki yıl seviyesinin 3 katının üzerine çıkmıştır. İç talepteki hızlanmaya bağlı olarak, tüketim malı ithalatı 8 milyar doları aşan bir artışla bir önceki yıl tutarının 1,6 katına çıkmıştır. Mayıs itibarıyla 12 aylık birikimli cari açığımız 60 milyar dolardır. Yılın ikinci yarısında ise parasal sıkılaştırmanın etkileri ve hizmet gelirleri kanalıyla cari işlemler hesabında belirgin bir iyileşme öngörmekteyiz.”
Eğitim ve sağlık hizmetleri ile kira gibi, fiyatları yılın belirli dönemlerinde değişen kalemlerin daha fazla atalet sergilediğini gördüklerini vurgulayan Erkan, temel mallarda 0,6 olan atalet katsayısının eğitim ve kirada 0,9’un üzerinde olduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında, Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına dördüncü yılına girecek Rusya-Ukrayna Savaşı’nda hayatını kaybedenler için Ukrayna halkına taziyelerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenskiy’nin ziyaretinin, Ukrayna’daki savaşın temel dinamiklerinde önemli değişimlere aday olunan bir dönemde gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye’nin, “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı” anlayışıyla savaşın ilk gününden bu yana taraftar arasında müzakere edilmiş bir barışın tesisi için yoğun çaba sarf ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu doğrultuda Mart 2022’de İstanbul’da iki ülke arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaptık. Taraflarla yürüttüğümüz temaslar neticesinde Karadeniz Tahıl Girişimi’ni hayata geçirdik. Son üç yılda Rusya ve Ukrayna ile her seviyede doğrudan girişimlerde bulunduk. Tüm bu çabalarımızda her iki taraf içinde güvenilir bir arabulucu olmaya, samimi olarak gayret gösterdik, somut neticeleri aldık” ifadelerini kullandı.
“MÜZAKERE SÜRECİNİN KALICI BİR BARIŞLA SONUÇLANDIRILMASI İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Gelinen aşamada ABD Başkanı Donald Trump’ın, savaşın müzakereler yoluyla ve süratle sonlandırılması için başlattığı diplomatik girişimin, Türkiye’nin son üç yıldır izlediği politikayla da örtüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Haddizatında, İstanbul Müzakereleri taraftar arasında mutabakata en fazla yaklaşılan platform olması ile önemli bir referans noktası teşkil ediyor. Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır. Sayın Zelenskiy ile görüşmemde Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığını olan kuvvetli desteğini ifade ettim. Aynı zamanda müzakere sürecinin kalıcı bir barışla sonuçlandırılması için her türlü desteği vereceğimizin altını çizdim. Çok sayıda masumun ölümüne ve muazzam bir yıkama neden olan bu savaş, artık sona ermelidir.
Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyetini hedefleyen bir düzenlemenin hayata geçirilmesi için ülkemizin çalışmayı sürdüreceğini de belirttim. Karadeniz’de hayata geçirilebilecek böyle bir düzenlemenin müzakerelere giden süreçte önemli bir güven artırıcı tedbir işlevi göreceğine inanıyoruz. Sayın Zelenskiy ile gündemimizde, Ukrayna ile stratejik ortaklık ilişkilerimiz kapsamındaki konu başlıkları önemli yer tuttu. Ticari ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi için önümüzdeki dönemde atabileceğimiz adımları masaya yatırdık. Savaşın getirdiği tüm zorluklara rağmen ikili ticaretimizde tespit ettiğimiz 10 milyar dolar hedefine emin adımlarla yürümek istiyoruz.”
“İLİŞKİLERİMİZİN DAHA DA ÜST SEVİYELERE ÇIKACAĞINA İNANIYORUM”
Zelenskiy’e, Türk şirketlerinin savaşın yol açtığı tahribatın giderilmesi ve yeniden imar konusunda Ukrayna’ya destek vermeye istekli olduklarını aktardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’da barışın tesisi ile birlikte önümüzdeki dönemde ilişkilerimizin stratejik ortaklığımıza yaraşır düzeyde daha da üst seviyelere çıkacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sözlerime son verirken Ukrayna’nın toprak bütünlüğü için özellikle mücadele veren Kırım Tatarı soydaşlarımızın hakları konusunda değerli dostum Zelenskiy’nin attığı cesur adımları takdirle karşıladığım belirtmek istiyor, ilave adımların geleceğini de temenni ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM OLMAZSA OLMAZIMIZDIR”
Ukraynalı bir gazetecinin barış görüşmelerine vurgu yaparak, Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği bizler için çok çok önemli ve toprak bütünlüğüne, egemenliğine Türkiye’nin saygısını her yerde anlattık. Bütün uluslararası toplantılarda bu konuyu daima işledik, işlemeye devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de özellikle Ukrayna’nın toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Egemenliği aynı şekilde bizim olmazsa olmazımızdır. Temennimiz odur ki barışın kaybedeni olmaz. Dolayısıyla barışın bir an önce sağlanmasını temin etmektir. Bu konuda değerli dostum, o da zaten barıştan yana olduğunu açık net olarak bizlere ifade ediyor. Temennim odur ki gerek Dışişleri Bakanımın muhatabıyla yaptığı görüşmelerde gerek şahsımın Sayın Putin ile yaptığı görüşmelerde bu barışla ilgili yolculuğu, yolu kat ederiz, temin ederiz ve bunun için adımları da atarız.”
Türkiye’nin gelecek süreçte Rusya-Ukrayna barışına katkı için adım atıp atmayacağına ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Adil bir barışın mümkün olması için şüphesiz ki güçlü olduğunu bildiğimiz ülkelerin barıştan yana tavrını ortaya koyması lazım. Az önce de ifade ettiğim gibi barışın kaybedeni olmaz. Şu anda tüm dünya Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaşta artık barışı bekliyor. Bir an önce barış temin edilsin. Çünkü bunca esir var, bunun yanında bunca insan, yüz binlerce insan burada öldü, öldürüldü. ‘Artık bu ölüme de son verilsin’ deniyor. Şimdi bizler en yakın komşuları olarak Türkiye biz, bir an önce barışın teminiyle alakalı gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım bizler muhataplarımızla bir an önce barışın temini için adım atalım istiyoruz.
Tahıl Koridoru’nun kurulmasını isteyişimizin sebebi bu olmuştur ve tahıl koridorunda da iyi bir netice aldık ama maalesef devamını sağlayamadık. 30 bin ton tahıl malum gönderildi biz aracı olduk. Bundan sonraki süreçte de bunun devamını istiyoruz. Bu arada tabii ben huzurlarınızda Sayın Zelenskiy’e bir teşekkürü ifade etmek istiyorum. O da Suriye’ye tahıl gönderme noktasında, bize gönderdikleri tahıl, biz de bu tahılı malum değirmenlerimizde una çevirmek suretiyle Suriye’ye ulaştırdık, ulaştırıyoruz. Bu da tabii Suriye’deki yönetimi ciddi manada mutlu etti, memnun etti. Ben de huzurlarınızda Suriye halkı adına kendilerine teşekkür ediyorum. Çünkü böyle zor bir zamanda Suriye’nin böyle bir imkânı aracılığımızla özellikle de Ukrayna’dan elde etmiş olması bu da insani ve vicdani bir görevdir.”
UKRAYNA DEVLET BAŞKANI ZELENSKİY: “TÜRKİYE, UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE EGEMENLİĞİ KONULARINDA ÇOK İLKELİ BİR TUTUM SERGİLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rusya-Ukrayna savaşının zor zamanlarında Türkiye’den destek gördükleri için teşekkür ederek “Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği konularında çok ilkeli bir tutum sergiledi. Bu, bize göre küresel önem taşıyor” diye konuştu.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, görüşmelerde Ukraynalı esirlerin durumunun da görüşüldüğüne işaret ederek “Türkiye gerek askerlerimizin gerek sivillerimizin serbest bırakılması için kolaylıklar sağladı” dedi.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy huzurunda, Türkiye ile Ukrayna arasında iki anlaşma imzalandı.
Bu kapsamda iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Eğitim Alanında İşbirliği Anlaşması”na Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Ukrayna Kültür ve Stratejik İletişim Bakanlığı Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imzaladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Türkiye ve Ukrayna bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren ve heyetlerini takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.