Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı’na giden yolun, diğer alanlarla birlikte, adaletin işleyişindeki eksiklerin giderilmesi olduğunun farkındayız. Ülkemizi aydınlık yarınlara ancak adalet sistemimizin kusursuz işleyişi, hukukun eksiksiz tecellisi, yargıya güvenin pekiştirilmesiyle taşıyabiliriz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına, bugün komşu ve kardeş ülke İran’dan üzüntü verici bir haber aldıklarını ifade ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindeki heyetin helikopter kazasında vefat ettiklerini öğrendiklerini belirtti.
Merhum İran Cumhurbaşkanı Reisi’ye ve kazada hayatını kaybeden İran Dışişleri Bakanı ile diğer yetkililere Allah’tan rahmet niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu elim kazadan duyduğumuz derin teessürü burada öncelikle ifade etmek istiyorum. Şahsım, ülkem ve milletim adına İran halkına başsağlığı diliyorum. Kaza haberini aldıktan sonra süratle İran makamlarıyla irtibata geçerek tüm imkânlarımızla arama, kurtarma çalışmalarına katkı vermeye hazır olduğumuzu ilan ettik. Akıncı insansız hava aracımız ile gece görüş kabiliyeti olan Cougar tipi helikopteri bölgeye sevk ettik. Arama kurtarma ekiplerimiz de İranlı kardeşlerimize yardımcı olmak üzere bölgeye intikal etmek suretiyle hemen yola çıktılar. Helikopterin enkazının tespiti yapıldıktan ve vefat edenlerin naaşlarına ulaşıldıktan sonra ekiplerimiz geri döndü.”
“BU ZOR GÜNLERİNDE DOST VE KARDEŞ İRAN HALKININ YANINDA OLACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum İran Cumhurbaşkanı Reis’yi 24 Ocak’ta, Ankara’da resmî ziyaret kapsamında misafir ettiğini, bunun dışında farklı vesilelerle de bir araya geldiklerini anımsattı.
Gerek ikili ilişkiler gerekse bölgeyi ilgilendiren konularda İran Cumhurbaşkanı Reis’i ile çok yakın diyalog içinde olduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Görevde bulunduğu sürede İran halkının ve bölgemizin huzuru için verdiği samimi çabalara bizzat şahitlik ettim. Aynı şekilde İran Dışişleri Bakanı merhum Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın Türkiye ile ilişkileri döneminde başarılı bir diplomat olduğunu gördük. Kendilerini şükranla ve hürmetle yâd ediyoruz. İranlı kardeşlerimizin bu süreci kadim ve güçlü devlet geleneklerine uygun şekilde suhuletle yöneteceklerine yürekten inanıyorum. Türkiye olarak biz de her zaman olduğu gibi bu zor günlerinde dost ve kardeş İran halkının yanında olacağız. Bir kez daha İran İslam Cumhuriyeti’nin dinî lideri Sayın Ali Hamaney başta olmak üzere dost İran halkına, hükûmetine, merhumların acılı ailelerine en derin taziyelerimi iletiyorum.”
“GENÇ KARDEŞLERİMİZİN, GİTTİKLERİ YERLERDE ADALET SANCAĞINI YÜCELTECEKLERİNE İNANIYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün 26. dönem yanında, farklı dönem adli ve idari yargılarının bir kısmının kurasını çekeceklerini ifade etti.
Kura töreni ile bin 44 hâkim ve cumhuriyet savcısını, ülkenin dört bir yanındaki görev yerlerine yolcu edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları paylaştı: “Kendilerine yeni görev yerlerinde başarılar diliyorum. Hâkim ve savcılarımızdan 81 vilayetiyle, 85 milyon vatandaşıyla bu ülkeyi çok sevmelerini, bu devlete en güzel şekilde hizmet etmelerini istiyorum. Hepsi birbirinden başarılı, gayretli ve donanımlı bu genç kardeşlerimizin, inşallah gittikleri yerlerde adalet sancağını yücelteceklerine inanıyorum. Biz de 21 yıldır olduğu gibi ülkeye ve millete karşı mesuliyetlerini hakkıyla ifa etmeye çalışan herkese destek vereceğiz. Bugünkü kura töreniyle, hâkim, savcı sayımızı 25 bine yaklaştırmış oluyoruz. Kaliteli insan kaynağı, kamu ve özel sektör fark etmeksizin hayatın her alanında sistemin başarısının temel unsurudur. Adalet sisteminin kusursuz işlemesinin de öncelikli şartı, nitelikli yetişmiş ve yeterli personeldir. Bu anlayışla, adalet hizmetlerinin standardını yükseltme yolunda bugüne dek attığımız adımların en başında personel sayımızın arttırılması vardır.”
İktidara geldiklerinde 9 bin 349 olan hâkim, savcı sayısını 2,5 kattan fazla arttırmak suretiyle mahkemelerin yükünü hafiflettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yardımcı personel sayımız 26 bin 274’ten 96 bin 650’ye, ceza infaz kurumlarındaki görevli sayısı ise 25 bin 407’den 83 bine çıktı. Adalet teşkilatımızın personel sayısı, 2002 yılında göreve geldiğimizde 61 bin iken bugün bu rakam 204 bini buldu. Personelin yanı sıra mahkeme sayısı, bina, teknoloji ve diğer alanlarda da adalet camiamıza güçlü destek verdik. Yani merdiven altı sistemden bugünkü fiziki koşullara ulaştık. Mahkeme sayısı adli yargıda yüzde 99, idari yargıda yüzde 51 oranında arttı” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mahkeme kararlarındaki hataları en aza indirme ve temyizdeki yığılmayı önlemek amacıyla istinaf mahkemelerini kurduklarını dile getirdi.
Bölge adliye mahkemelerini 15 yerde, bölge idare mahkemelerini dokuz yerde faaliyete geçirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Adalet kurumlarının modern ve fonksiyonel mekânlara sahip olmasına hassasiyet gösterdik. İnşa ettiğimiz 284 adalet hizmet binasıyla hâkimlerimize, savcılarımıza, avukatlarımıza yakışır modern çalışma imkânları sunduk. Bina ve kadro haricinde, hayata geçirdiğimiz kanuni düzenlemelerle hukuk devletini güçlendirdik, yargının tarafsız ve bağımsız hareket edebilmesinin yasal ve anayasal altyapısını oluşturduk. Hukuk sistemimize sirayet etmiş, adaletin tecellisi önünde engel teşkil eden vesayet araçlarını tek tek ortadan kaldırdık. Yargıda çift başlılığa son verilmesinden bireysel başvuru hakkına, hedef süreden elektronik devlet uygulamalarına, adli tıptan bilirkişiliğe, lekelenmeme hakkından arabuluculuk müessesesine, tutukluluk şartlarından ifade özgürlüğünün genişletilmesine, hâsılı çok geniş bir yelpazede adalete erişimi kolaylaştıran, adalet sisteminin işleyişini hızlandıran tarihî reformlara imza attık. Güven veren ve erişilebilir bir adalet hedefiyle bu alandaki çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, medeniyetin temel direğinin adalet olduğunu söyledi.
“GÜVENİLİR VE SERİ BİR ŞEKİLDE TECELLİ EDEN ADALET HUZURUMUZUN GÜVENCESİDİR”
Yusuf Has Hacib’in, Kutadgu Bilig’de, “Bir memleketin bağı ve kilidi iki şeyden ibarettir, biri ihtiyatlılık, biri kanun. Bunlar esastır” dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu’nun manevi mimarlarından mütefekkir ve mürşit Hazreti Mevlana Hazretleri de aynı şekilde adalet mefhumuna büyük önem vermiştir. Mesnevi’nin özünü adalet, hukuk ve zulüm kavramları oluşturur desek hatalı bir genelleme yapmış olmayız” diye konuştu.
Hazreti Mevlana’nın, adaleti “Adalet her şeyi yerli yerine koymak demektir. Ayakkabı ayağındır, külah da başa aittir. Her şey yerinde güzeldir. Ormanda fakat zincire vurulmuş bir aslan, kum üstünde çırpınan bir balık, mahmur bir hâlde ötemeyen bülbül tabii özelliklerini kaybetmiştir” şeklinde tarif ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek’in de “Adalet, hakkı yerine koymaktır” diyerek aynı hakikati ifade ettiğini dile getirdi.
Fikir ve gönül dünyasının önderlerinin sözlerine, eserlerine ve tavsiyelerine bakıldığında, adaletin genellikle bu minvalde tanımlandığının görüldüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Mağdur ve masum ile zalim ve mücrimi, olması gereken yerlere koymanın adı adalettir. Halkımızın tabiriyle ‘adalet suçlunun hapiste, masumun dışarıda olmasıdır’. Suçun cezasız kalmadığı duygusunu toplumda yerleştirdiğimiz ölçüde adaleti tesis etmiş yani hakkı yerine koymuş oluruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İnsanlar arasında cezasızlık algısının yaygınlaşması ise adalete güveni sarsacak, toplumsal barışı dinamitleyecektir. Bu bakımdan güvenilir ve seri bir şekilde tecelli eden adalet, millet olarak birliğimizin, beraberliğimizin, huzurumuzun güvencesidir. Şunu çok net ifade etmek isterim, her mahkeme kararı sonrasında ‘hak yerini buldu’ anlayışı ne kadar güçlenirse toplum da kendini o derece emniyette hisseder. Özellikle bizim gibi yakın siyasi tarihinde adaletsizliklere tanık olmuş bir millet için hakkın yerini bulmasının önemi tartışma götürmez. Bu gerçeğe, darbe ve terör davaları gibi kritik başlıklara, bir fiil şahitlik ettik. Millî iradeyi güçlendirme mücadelemizde ülkemizdeki darbe geleneğiyle de hesaplaştık. Anayasayı değiştirerek darbecilerin yargılanmasını sağladık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti iktidarı döneminde, Cumhuriyet tarihinde ilk defa millî iradeye kasteden darbecilerin yargılandığını, geç de olsa hak ettikleri cezaları aldıklarını hatırlattı.
Darbeden 60 sene sonra kurdukları bir komisyon vasıtasıyla, 27 Mayıs mağdurlarının zararlarını tazmin ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Eylül ve 28 Şubat’ta demokrasiye darbe yapanların, milletin vicdanıyla birlikte bağımsız Türk mahkemeleri tarafından da mahkûm edildiğini anımsattı.
Darbe suçunun asla cezasız kalmayacağının böylece anlaşılmış olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı durum 15 Temmuz darbe teşebbüsünün elebaşları için de geçerlidir. Milletin namuslarını emanet ettiği silahları, o silahların asıl sahiplerine doğrultanlar, ihanetlerinin hesabını hukuk önünde verdiler. 253 insanımızı şehit edenler Allah’ın izniyle gün yüzü göremeyecekler. Yurt dışına kaçan alçakların da peşini asla ve asla bırakmayacağız. Son FETÖ’cü hain de yargıya hesap verene kadar enselerinde olacağız. Milletin kendilerine vermediği yetkiyi silah gücüyle, fezlekelerle veya diğer kanun dışı yollarla gasbetmeye yeltenenler, bundan sonra da adaletin pençesinden kurtulamayacaklar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatanımızın bekasına, devletimizin bütünlüğüne, milletimizin birlik ve dirliğine, millî iradenin egemenliğine, vatandaşlarımızın huzuruna, refahına ve özgürlüklerine kim kastederse dün olduğu gibi karşısında yine bizi bulacak, yargımızı bulacaktır. Demokrasimize uzanan elleri kırmaktan çekinmedik, yine çekinmeyeceğiz. Milletin muazzez iradesine kimsenin gölge düşürmesine müsaade etmeyeceğiz. Görevi huzuru sağlamak olanların darbe şartlarının olgunlaşmasını beklediği ve tereyağından kıl çeker gibi darbe yapmakla övündüğü günler artık geride kalmış, eski Türkiye’de kalmıştır. Antidemokratik veya gayrimeşru yollara tevessül edenlerin Türkiye’de varacağı tek yer mahkeme salonlarında hukuka hesap vermek olacaktır” diye ekledi.
“6-8 EKİM OLAYLARINI KİMSE MAZUR VE MEŞRU GÖSTEREMEZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6-8 Ekim olaylarıyla ilgili birkaç gün önce açıklanan mahkeme kararlarını da bu bakış açısıyla değerlendirdiklerini aktardı.
6-8 Ekim olaylarının asla bir protesto gösterisi olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “37 insanımızın vahşice öldürüldüğü bir terör kalkışmasıdır. Suriye’deki gelişmeleri bahane eden bölücü örgüt unsurları doğrudan devletimizin bekasını hedef alan bir isyan girişiminde bulunmuştur. Bu isyan girişiminde 37 insanımız, şehir eşkıyaları tarafından katledilmiştir. Ülkemizin 35 ili, 96 ilçesi ve 131 yerleşim biriminde sokaklar, dükkânlar, okullar ateşe verilmiş, masumların kanı akıtılmıştır. Bölücü canilerin katlettiği insanlar arasında ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtan 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşları da vardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “6-8 Ekim olaylarını kışkırtanlar, yönlendirenler, azmettirenler milletimize böyle bir acıyı yaşatanlar bellidir. Hukuk elbette bunlardan hesap sormak zorundadır. ‘Siyasi dava’ denilerek terör kalkışmasının aklanmaya çalışılması her şeyden önce hukuka ve demokrasiye hakarettir. 6-8 Ekim olaylarını kimse mazur ve meşru gösteremez. Mahkeme kararıyla ilgili haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz. Karar, kayıplarının acısıyla son 10 yıldır Kerbela’ya dönmüş yüreklere su serpmiş, adaletin tecellisine olan inancı yeniden güçlendirmiştir. İsyan girişiminden 10 yıl sonra geç de olsa hakkın yerini bulduğunu görüyor, bundan da mağdurlar ve demokrasimiz adına memnuniyet duyuyoruz. Sokakları kan gölüne çevirerek, bu ülkede siyaset yapılmayacağını artık herkesin anlamasını ümit ediyoruz.”
“ADALETE GÜVENİ NE KADAR SAĞLAM TESİS EDERSEK EKONOMİ VE DEMOKRASİDE O DERECE HIZLI MESAFE ALIRIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukuk devleti ilkesinin yaşatılabilmesi için yargının her türlü taassuptan, hizipleşmeden azade tutulmasının şart olduğunu vurgulayarak, “Siyasi ve ideolojik kamplaşmaların adalet sisteminde yol açtığı tahribatları, özellikle tecrübelerimizle çok iyi biliyoruz. Bunların tekrarına izin vermeyeceğiz. Yargımızın tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruması ilk ve öncelikli şarttır. Şunu bir kere daha kabul etmemiz lazım. Adalete güveni ne kadar sağlam tesis edersek ekonomi ve demokraside o derece hızlı mesafe alırız” dedi.
Türkiye Yüzyılı’na giden yolun, diğer alanlarla birlikte adaletin işleyişindeki eksikliklerin giderilmesi olduğunun farkında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin aydınlık yarınlara ulaşmasının, ancak adalet sisteminin kusursuz işleyişi, hukukun eksiksiz tecellisi, yargıya güvenin pekiştirilmesiyle mümkün olacağına işaret etti.
“ADALET VE HUKUK ALANINDAKİ REFORM İRADESİNİN GÜÇLÜ OLMASINI KRİTİK ÖNEMDE GÖRÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu hususta da yaşanan ve yaşanacak sıkıntıların bizi yavaşlatacağını, hedeflerimiz ile aramıza gireceğini asla göz ardı etmiyoruz. Adalet ve hukuk alanındaki reform iradesinin güçlü olmasını bu bakımdan kritik önemde görüyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, adalet sisteminin şeffaflaştırılması, hesap verebilirliğin artırılması, yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının tahkim edilmesi için bundan sonra da yeni adımlar atmayı sürdüreceklerini kaydederek, siyaset kurumunun bütün paydaşlarını bu doğrultuda yürütülen çabalara destek olmaya çağırdı.
Mesleğe kabul edilen ve kura töreniyle görev yerleri belli olacak hâkim ve savcılara başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradaki her bir genç arkadaşımın meslek hayatı boyunca üzerindeki cübbenin, vatandaşın adalete ve hukuk devletine olan itimadını temsil ettiğinin şuuruyla hareket edeceğine yürekten inanıyorum. Ülkemize ve milletimize yapacağınız hizmetlerden dolayı şimdiden sizlere teşekkür ediyorum” sözlerini sarf etti.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, butona basarak bin 44 hâkim ve savcının atama kuralarını başlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışından gelen misafir çocuklara Türkiye’de bulunmaları ve sevinçlere ortak oldukları için teşekkür etti.
Program öncesi İstanbul’da ve Marmara Bölgesi’nde depremlerin meydana geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kısa bir süre önce İstanbul’da ve Marmara Bölgemizde 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İstanbullu kardeşlerim başta olmak üzere depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza buradan geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyoruz. AFAD ve Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin tüm birimleri şu an teyakkuz halinde. Arama-tarama çalışmalarımız hassasiyetle devam ediyor. Biz de süreci çok yakından takip ediyoruz. Buraya gelmeden önce bakan arkadaşlarımızın yanı sıra AFAD Başkanımız ve İstanbul Valimizden en güncel bilgileri aldım. Elhamdülillah, şimdilik sıkıntılı bir durum görünmüyor. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü musibetten, afetten, kazadan, beladan, muhafaza eylesin diyorum.”
Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm çocukların 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bayramı sizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm devlet büyüklerimizi, şehit ve gazilerimizi şükranla yâd ediyorum” ifadesini kullandı.
TRT’nin bir yandan sorumlu yayın ve habercilik anlayışıyla başarılarına her gün yenisini eklerken, diğer yandan böylesine güzel ve anlamlı etkinliklerle kalpleri buluşturmaya devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1979’dan bu yana her sene düzenlenen uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, TRT’mizin yüz akı işlerinden bir diğerini teşkil ediyor” dedi.
“KARDEŞLİĞİ NE KADAR YÜCELTİRSENİZ, DÜNYAMIZ O DERECE YAŞANILIR HÂLE GELECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 120 farklı ülkeden 130 binden fazla çocuğun Türkiye’deki bu etkinliklerde misafir edildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
“Şenliklerin 47’ncisini ‘Hayat çocuklar gülünce güzel’ temasıyla gerçekleştiriyoruz. 30 ülkeden 600 gül yüzlü evladımızı külliyemizde ağırlayarak onların coşkusuna, mutluluğuna, enerjisine biz de ortak oluyoruz. Bugün burada yaşadığınız sevincin hiç azalmamasını, hayatınız boyunca yüzünüzden tebessümlerin asla eksik olmamasını temenni ediyorum. İnançlarımız, dillerimiz ve kültürlerimiz farklı olsa da hepimiz büyük insanlık ailesinin fertleriyiz. Hepimiz Hazreti Adem ile Hazreti Havva’nın çocuklarıyız. Siz çocuklar, kardeşliği ne kadar yüceltirseniz, unutmayınız dünyamız o derece yaşanılır hâle gelecektir.
Kalplerinizdeki sevgiyle, yüreklerinizdeki umutla, birbirinize duyduğunuz o tertemiz güvenle barışı ve huzuru sizler tesis edeceksiniz. Kötülere ve kötülüklere rağmen bu dünyayı sizler güzelleştireceksiniz. Kısacası bizim uğruna bedeller ödeyerek çetin mücadeleler neticesinde belli bir aşamaya getirdiğimiz hayallerin geri kalanını gerçeğe sizler dönüştüreceksiniz. Sizlere güveniyoruz, sizlere inanıyoruz. Hayat yolculuğunuzda hepinize şimdiden başarılar diliyor, her birinizi o ışık saçan gözlerinizden öpüyorum.”
Organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen TRT ailesine de teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklardan aileleri ve arkadaşlarına Türkiye’den kucak dolusu selam götürmelerini istedi.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nden Bağımsızlık Günü ve Bangalore yılı resepsiyonu.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık vevMilli Gününün 55’inci, Bangladeş ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 51’inci yıldönümü ile 1432 Bengal Yeni Yılı Ankara’da kutlandı.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçiliği’nce, Milli Gün dolayısıyla Ankara Divan otelde bir resepsiyon düzenlendi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Amanul Haq ile Eşi Hanımefenfi Runa Mahzabeen AHMED, Divan oteldeki resepsiyona ev sahipliği yaptı.
Bangladeş Milli Günü resepsiyonunda Türkiye’yi Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU temsil etti.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonunda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Büyükelçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Eski Başbakan yardımcısı ve TBMM Başkanı Bülent ARINÇ da resepsiyona katıldı.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonu iki ülkenin Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin hemen ardından kürsüye ilk olarak Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq geldi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq konuşmasında, şunları kaydetti:
Bayanlar ve Baylar, iyi akşamlar ve hepinize çok sıcak bir hoşgeldiniz.
Burada bulunmaktan büyük bir gurur ve derin bir sevinç duyuyorum. Bağımsızlığın 54. yıldönümü ve ulusal gün. Aslında 26 Mart’tayız ama o Ramazan ayına rast geliyordu. Bu yüzden bugün kutluyoruz, 1971’de bu günde büyük ulusumuz özgürlüğe doğru ilk adımını attı.
Uzun ve sert bir bağımsızlık mücadelesinin başlangıcını işaret eden bir andı. Halkımızın gücü, cesareti ve kendi kaderlerini tayin etmeleri için durmaksızın mücadelenin sembolüdür, Bu ay, ulus Bengali Yeni Yıl’ının başlangıcını kutladı. Bugün, sizinle birlikte Bengal’de Yeni Yıl’ı da kutluyoruz.
Ulusal bir tarihimiz yok, bu fırsatı değerlendirerek içten dileklerimi iletmek istiyorum. Selamlar ve barış, refah ve mutluluk için en iyi dileklerimle, Yeni Yılın başlangıcında, Bengal Yeni Yılı’nın Bangladeş’teki en renkli yıl olduğunu belirtmeliyim.
Bu fırsatta, sarsılmaz destekleri için Türkiye hükümetine ve halkına içten teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Dostluk ve misafirperverlik, Türk halkının Bangladeş ile dayanışması, özellikle zor zamanlarda. Gerçekten paha biçilemezdi. Ayrıca bugün burada bulunan tüm konuklarımıza varlığınızla bizi onurlandırdığınız için derin takdirlerimi sunmak istiyorum, bu kutlamaya katılımınız uluslarımız arasındaki boyutu güçlendiriyor.
Sonuç olarak, hepinizi bana katılmaya davet ediyorum. Bangladeş’in refahı ve ilerlemesi, çiffçiler arasındaki sevgi dolu dostluğa ve barış, adalet ve işbirliğinin paylaşılan değerlerine. Teşekkür ediyorum. Supernova’nın uzun sıcak aile günleri ve ebedi bir dostluğumla birlikte olması gerekir.
Çok teşekkür ederim.
Bangladeş Büyükelçisi Amanul Haq’ın konuşmasının hemen akabinde kürsüye Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU geldi.
Bangladeş’in Ankara Divan Oteldeki resepsiyonununda Türkiye’yi temsil eden Sağlık Bakanı Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU da konuşmasında şunları söyledi: “Değerli dostlar, ülkelerimiz arasındaki sağlık alanında var olan ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleşmesinin önem arz ettiğine inanıyorum. Sağlık alanındaki ilişkilerimiz daha geniş ve işbirliği potansiyeline sahiptir. Bu anlamda 2010 yılında imzalanan iş birliği anlaşması önem arz etmektedir.
Bakanlığımız, insani yardım çalışmalarına aktif katkı sunmaktadır. Türk sahra hastanesi hastalara sağlık hizmeti sunmaktadır. Bu büyük insani kültür paylaşımında, ülkelerimiz arasındaki dayanışmanın somut örneğini teşkil etmektedir.
Sözlerimi sonlandırırken, BANGAL yılı ve bağımsızlık günü vesilesiyle en içten dileklerimi sunuyor, Bangladeş’in, barış, refah ve huzuruna verdiğimiz katkı her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bangladeş milli gününü kutluyor, hepinize teşekkür ediyorum.”
Konuşmalardan sonra resepsiyon için özel olarak hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Bangladeş ve Türk mutfağından özenle hazırlanmış yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, davetlilerin Büyükelçi Amanul HAQ ve Askeri Ataşe Iftequr RAHMAN ile hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Konuşmalar ve pasta kesiminden sonra Bangladeş Milli Günü resepsiyonu folklor ve müzik ekibinin gösterisiyle devam etti.
Bangladeş Milli Günü dolayısıyla Ankara’da verilen resepsiyondaki konuşmaların ve dans ve müzik gösterisİnin akabinde davetlilere Türk ve Bangladeş mutfağından lezzetli yemeklerin ikramı yapıldı.
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir.
Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz’ Mustafa Kemal Atatürk.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onlara güveninin göstergesidir. Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek liderdir.
UNESCO’nun 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” olarak ilan etmesiyle, bu bayram dünya çocuklarıyla bir arada, büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Dünya barışı adına, geleceğin büyükleri ve yöneticileri olan çocukların bu gün vesilesiyle bir araya gelmeleri, çocukça bir masumiyetle birbirleriyle kucaklaşmaları bizim için gurur kaynağı olmuştur.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözleriyle ifade etmektedir; “Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Sözleriyle çocuklarımızın geleceğin umudu ve mimarı olduklarını belirtmiştir.
“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.