Paris 2024 Olimpiyatları’nda mücadele edecek olan “Team Türkiye” kafilesi, Fransa’ya uğurlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak, İstanbul Havalimanı VIP Salonu’nda gerçekleştirilen, Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları’nda ülkemizi temsil edecek olan sporcuların yer aldığı “Team Türkiye” kafilesini uğurlama törenine katıldı.
Paris 2024 Olimpiyatları’nda mücadele edecek “Team Türkiye” kafilesi, Fransa’ya yolcu edildi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, İstanbul Havalimanı VIP Salonu’nda gerçekleştirilen, Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları’na katılan sporcuların yer aldığı “Team Türkiye” kafilesini uğurlama törenine katıldı.
“Team Türkiye” kafilesini uğurlama töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye’yi olimpiyatlarda temsil edecek sporcularla bir arada bulunmaktan ve bu coşkuya ortak olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ve tüm sporculara başarı dileklerini ileten Yılmaz, “Son yıllarda, ülkemiz spor alanında büyük başarılara imza atmış, uluslararası alanda adından sıkça söz ettirmiştir.” diye konuştu.
Almanya’da düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası’ndan milli takımın sergilediği performansın Türk milletine büyük sevinç ve gurur yaşattığını, geleceğe çok daha umutla bakmalarına vesile olduğunu ifade eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Filenin Sultanları’nın Avrupa Şampiyonası’ndaki birincilikleri, Mete Gazoz evladımızın okçuluktaki üstün başarıları, güreşte elde edilen altın madalyalar ve atletizmde kırılan rekorlar gibi daha pek çok alanda spor, yükselen yıldızımızdır. Bu başarılar sadece sahada kalmayıp, bir duygu seli olup ülkemizin dört bir yanına yayılıyor. 85 milyonu birbirine adeta kenetleyerek birlik beraberlik duygusunu pekiştiriyor.
102 sporcumuzdan oluşan olimpiyat kafilemiz de geçmişten bu yana nice başarıyı tatmış, milletimizin göğsünü kabartmıştır. Sizler ön müsabakaları başarıyla tamamladınız ve zorlu bir hazırlık sürecini geride bıraktınız. Türkiye Cumhuriyeti’nin Olimpiyat Oyunları’ndaki 100. yılında her birinizin üstün gayret göstereceğine ve bize yeni sevinçler yaşatacağınıza yürekten inanıyorum. Gözümüz, kulağımız, gönlümüz sizlerin yanında olacak.”
Yılmaz, son yıllarda artan sportif başarıların ve Türkiye’nin uluslararası organizasyonlarda tercih edilen bir ülke olmasının tesadüf olmadığını, bu başarının temelinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençliğe ve spora verdiği önem ile sahip olduğu insan odaklı kalkınma vizyonunun bulunduğunu aktardı.
Tesisleşme hızı, tesis sayısı ve tesislerin kalitesi ile spor altyapısında Türkiye’nin Avrupa’nın en iddialı ülkelerinden biri haline geldiğini kaydeden Yılmaz, “Doğu batı ayırt etmeksizin bugün 81 ilimizde farklı spor dallarına ve sporcularımıza özel tasarlanmış 4 bin 547 modern spor tesisimiz var. 2002’de 278 bin olan lisanslı sporcu sayımızın 2024’te 16 milyona ulaşması ki bu rakam bazı ülkelerin nüfusundan daha fazla, spora ve sporcuya verdiğimiz değerin en önemli göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
Özellikle kadın sporcuların artan başarısının göz ardı edilemeyeceğini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na 48 erkek sporcu ve 54 kadın sporcu ile 18 branşta katılıyoruz. Kadınlar şimdiden erkekleri geçmiş durumda. Katılımdaki madalya kadınlarımızda, tebrik ediyoruz. Kadın Boks ve Kadın Güreş Milli Takımlarımızın en fazla sporcu ile katıldığı olimpiyat olacak. Kürek branşına ise ilk kez kadın sporcumuzla katılıyoruz. Artistik Cimnastik Erkek Milli Takımımız, tarihimizde bir ilki başararak takım olarak olimpiyat kotası almayı başardı, onları da yürekten tebrik ediyorum. Modern pentatlonda Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na gitmeye hak kazanan ilk erkek sporcumuz ile yarışacağız. Güreşten boksa, judodan küreğe, cimnastikten eskrime kadar pek çok farklı branşta bizlere ilkleri yaşatacak sporcularımıza güvenimiz tamdır. Sizlerin uluslararası alandaki başarıları arttıkça çocuklarımız ve gençlerimiz başta olmak üzere ülkemizdeki tüm sporseverlere rol model olacaksınız ve sizler gibi başarılı nice sporcunun yetişmesine de vesile olacaksınız.”
“Sizi bugün dualarla uğurluyoruz, madalyalarla bekliyoruz”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 15 gün sürecek Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları’nda birbirinden özel ve heyecanlı anlara şahitlik edeceklerini, sporcuların podyuma çıkıp İstiklal Marşı’nı olimpiyatlarda dinletmesi ve ay yıldızlı bayrağı en üstte göndere çekmesi için dualarla yanlarında olacaklarını söyledi.
Sportif başarının mühim olduğunu, ancak netice ne olursa olsun olimpiyatlara katılma başarısı gösteren, duruşuyla ve mücadele ruhuyla milyonlara örnek olan sporcuların her durumda kıymetli olduğunu belirten Yılmaz, “Kalbinizin üzerinde ay yıldızımızı taşıyarak ringe, mindere, arenaya çıktığınızda sizinle atan 85 milyon yüreği, milletimizin güçlü desteğini hissetmenizi ve sizlerle her durumda gurur duyduğumuzu hatırlamanızı isterim.” ifadesini kullandı.
Sporculara kapsamlı bir hazırlık ortamı sağlayan ve her yönden destekleyerek motive eden Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak başta olmak üzere tüm bakanlık çalışanlarına, spor federasyonları ile federasyon çalışanlarına teşekkür eden Yılmaz, şunları kaydetti:
“Paris 2024 Olimpiyatları’nda sporcularımızla birlikte ter dökecek olan antrenörlerimize, destek personeli ve teknik ekiplere de başarılar diliyorum. Sporcularımızın bu aşamalarına gelmelerinde yakın destek veren ailelerine özellikle teşekkür ediyorum. Sporcularımızın Paris’ten başarı hikayeleri ile dönerek milletimizi gururlandıracağına yürekten inanıyorum. Team Türkiye yolunuz açık olsun. Sizi bugün dualarla, alkışlarla uğurluyoruz, madalyalarla da geri dönmenizi bekliyoruz. Yolunuz, bahtınız açık olsun, Allah yar ve yardımcınız olsun.
Bakan Bak: “Paris’te zirveyi zorlayacağımıza ve güzel sonuçlarla döneceğimize inanıyorum”
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak, törende yaptığı konuşmada, herkesin olimpiyat şampiyonlarını hatırlayacağını, tarih sayfalarında şampiyonların yer aldığını ifade ederek, “İyi hazırlandık. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Bu bir heyecan ve tutku.” dedi.
Olimpiyatlara sporcu göndermeyi başaran kulüplere teşekkür eden Bakan Bak, tüm kulüpleri olimpiyat branşlarına yatırım yapmaya çağırdı. Bak, “Paris’te zirveyi zorlayacağımıza ve güzel sonuçlarla döneceğimize inanıyorum. Hepinize başarılar diliyorum.” dedi.
“Tüm branşlarda madalya kazabilecek sporculara sahibiz”
Kafilede yer alan milli boksör Busenaz Sürmeneli, “Heyecanlıyız. hazırız. Gidip elimizden gelen her şeyi yapıp güzel sonuçlarla dönmek istiyoruz.” diye konuştu.
Paris’te mücadele edecek milli boksör Buse Naz Çakıroğlu da olimpiyatlara katılan sporcuların başarılı olacağına inandığını belirterek, “Yaklaşık 3 yıldır bugünü bekliyorduk. Tokyo Olimpiyatları’na giderken küçüktük ve bizi nelerin beklediğini bilmiyorduk. Şu anda daha tecrübeli ama daha heyecanlı ve istekliyiz. Her branşta daha başarılı olacağımızı düşünüyorum. Tüm branşlarda madalya kazabilecek sporculara sahibiz.” ifadelerini kullandı.
Tören sonrasında fotoğrafı çekiminin ardından olimpik kafile, Türk Hava Yollarına ait özel uçakla Paris’e gitti.
Bu arada Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek de sarı-kırmızılı takımdan olimpiyatlara katılmaya hak kazanan sporcularını İstanbul Havalimanı VIP Salonu’nu önünde uğurladı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Ankara Kent Konseyi Konferans Salonu’ndaki resepsiyona, Büyükelçiler, Elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Ankara Kent Konseyi Yönetim Kurulu üyeleri de resepsiyonda yer aldı.
Resepsiyonda İki kardeş şehir olan Ankara ve Karakas’ı tanıtan kısa film gösterildi.
Film gösteriminden sonra Venezuela Müsteşarı Antonio Morillo PERDOMO bir konuşma yaptı.
Antonio Morillo PERDOMO konuşmasında şunları söyledi: “Öncelikle, Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti halkı ve hükümeti adına en içten selamlarımızı sunarız.
Burada, kültürlerimizin zenginliğini kutlamak ve halklarımızı onlarca yıldır birleştiren kardeşlik bağlarını daha da güçlendirmek için bir araya geldik.
Bu etkinlik, Venezuela ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 75’inci yıl dönümünü anmak amacıyla düzenlenen etkinlikler serisinin bir parçasıdır. Bu önemli tarih, her iki ülkenin iş birliğine, karşılıklı saygıya ve samimi dostluk temelinde ortak bir gelecek inşa etme kararlılığına işaret etmektedir.
Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler, yıllar içinde siyasi diyalog, artan ekonomik iş birliği ve halklarımızı birbirine daha da yakınlaştıran derin bir kültürel etkileşimle gelişmiştir.
Bu 75 yıl boyunca Venezuela ve Türkiye, coğrafi mesafelerin ortak değerler ve dayanışma ruhu söz konusu olduğunda bir engel olmadığını göstermiştir. En zorlu zamanlarda, ülkelerimiz birbirlerine destek olmayı bilmiş, diplomatik ilişkilerin ötesine geçen ve gerçek kardeşlik temelinde şekillenen bir bağı yansıtmıştır.
Bu bağ, devlet başkanlarımız Nicolás Maduro ve Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle daha da güçlenmiştir. Kendileri, güven, saygı ve karşılıklı fayda temelinde kapsamlı bir iş birliği gündemini teşvik etmişlerdir. Venezuela ve Türkiye arasındaki ilişki, farklı tarihlere ve geleneklere sahip iki ülkenin ortak noktalar bularak birlikte gelişen bir geleceğe doğru ilerleyebileceğinin açık bir örneğidir.
Bugün, halklarımızı birbirine yakınlaştıran bir aracı olarak kültürel değişimin önemini vurguluyoruz. Müzik, gastronomi ve tarih aracılığıyla sadece her ülkenin kendine özgü yönlerini değil, aynı zamanda bizi birleştiren unsurları da keşfedebiliriz.
Kültür, engelleri yıkma ve insanlar arasında derin bir anlayış oluşturma gücüne sahiptir. Bir Venezuelalı geleneksel Türk müziğini dinlediğinde veya bir Türkiye vatandaşı geleneksel bir Venezuela yemeğini tattığında, karşılıklı merak ve birbirini daha yakından tanıma arzusu doğar. Bu nedenle, bugün gerçekleştirdiğimiz etkinlikler büyük bir değere sahiptir.
Geleneklerimizi paylaşmamıza, birbirimizden öğrenmemize ve ülkelerimiz arasındaki kardeşlik bağlarını pekiştirmemize olanak tanımaktadır.
Venezuela ve Türkiye arasındaki yakınlığın en somut örneklerinden biri de başkentlerimiz Ankara ve Karakas’ın kardeş şehir ilan edilmesidir. Bu ilişki, halklarımız arasındaki iş birliği ruhunu ve bağlarımızı daha da güçlendirme arzusunu simgelemektedir.
Son olarak, bu etkinliğin düzenlenmesine verdiği destek ve halklarımız arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik kıymetli katkılarından dolayı Ankara Kent Konseyi’ne en içten teşekkürlerimi sunmak isterim. Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Büyükelçiliği olarak, ülkelerimiz arasındaki ilişkileri kültür aracılığıyla daha da yakınlaştırma konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bu etkinliğin, Venezuela ve Türkiye arasındaki kalıcı dostluğun bir kanıtı olmasını temenni ediyoruz. Bugün burada bizlerle olduğunuz için hepinize teşekkür ederiz.
Öte yandan, TÜRKİYE ve VENEZUELA arasındaki 75’inci yıldönümü resepsiyonunda davetlilere Latin Müziği eşliğinde Venezuela ve Türk mutfağından yiyecekler de ikram edildi.
Bu arada, Türkiye-Venezuela ilişkilerinin 75’inci yıldönümü anısına bir DOSTLUK AĞACI dikildi.
Resepsiyon, Ankara Kent Konseyi Diplomasi Meclisi ve Venezuela Büyükelçiliği’nce düzenlendi.
Bulgaristan Haber Ajansı, Balkan Göçmenleri İktisadi Araştırma ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı ile kısa adı BİSAV olan Balkan Sanat Akademisi’nin birlikte düzenledikleri Goblen sergisi açıldı.
Ankara Bulgaristan Haber Ajansı’ndaki sergi açılışına, Bulgaristan Haber Ajansı Müdüresi Nora Ckolakova, BİSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Özkale ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Küratörlüğünü Bilge Özcan’ın yaptığı sergide, Goblen sanatçısı Şengüzel Aydın’ın 23 eseri yer aldı.
Sergi açılışından önce açılışkonuşmaları yapıldı.
BİSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel ÖZKALE, konuşmasında şunları söyledi: “Sanatın gücü ayrı bir önem arz ediyor. Karşılıklı kültür bağlarında en güçlü, en güzel bağı oluşturacak köprülerden biri oluyor.
Öncelikle sergimize geldiğiniz için siz değerli misafirlerimize hoşgeldiniz diyorum. Burası, Bulgaristan Telegraf Ajansı; Anadolu Ajansı’nın muadili bir yapı. Nora hanım geldiği günden beri birlikte çalışıyoruz. Kendiisiyle çok güzel etkinlikler yapıldı, karşılıklı güzel köprüler, güzel diyaloglar ve güzel ilişkiler kuruldu. Bu arada, biz de kendimizi, geldiğimiz topraklara Bulgaristan‘a geldiğimiz memlekete Balkanlar‘a ait olduğumuzu biraz daha hissetmeye çalışıyoruz. Böyle mekanlarda, ortamlarda bizlere evsahipliği yaptığı için kendisine teşekkür ederiz.
Bizleri, sizleri burada bu sergiyle bir araya toplarken bunu şöyle anlatmak isterim. Bu bir ekip çalışması oldu. Gerek Bulgaristan’da gerekse buradan arkadaşlarımız, kendilerine ait evlerindeki Goblenleri toplayıp getirdiler. Eserlerin her biri aslında milyon değerinde eserler; biraz sonra arkadaşlarımız kısaca bilgi verecekler. Goblen nedir?, nasıl yapılır?, nasılsı?, sanatsal değeri, önemi ve yapılanması. Bu sergide, özellikle Münevver Hanım burada, onun katkısı çok büyük, çok teşekkür ederiz kendilerine. Bulgaristan elçiliğiinden Margarıta hanım burada. Margarıta merhaba ondan da kendisinden de destek aldık. Azize hanım, şu anda burada yok. Tabii ki Şengüzel hanım, Şengüzel hanım, kendisi sağ olsun bize çok yardımcı oldu, destek oldu. Kısaca bir ekip çalışmasıyla bir doğaçlama ile uluslararası aidiyeti olan bir yapıyla bir sergi hazırladık. Sizin beğeninize sunmak istedik.
İnşallah beğenirsiniz ve bundan sonraki zaman dilimlerinde de diğer etkinliklerimizde bir araya geliriz.
Teşekkür ederiz.
GOBLEN Sanatçısı Şengüzel AYDIN da şöyle konuştu: “Biraz daha açalım gösterelim. Bu sanat, çok bilinen bir sanat değil, bu sanat iğneyle resim yapma sanatı diyorum. İğneyle kuyu kazma, sabır ve çalışkanlık gerektiren bir sanat.
İnsan bir defa GOBLEN yapmaya başladığında tabi bırakamıyor.
Tarihçesine gitmeme gerek yok, sadece ismin nereden geldiğini söylemek istiyorum. Çok eskiden Tezgahlarda dokunan, bir teknikle dokunan bir sanatmış. Fransa’da 17’inci yüzyılda, dönemin Fransa maliye Bakanı, Bob Len ailesine bu küçük atölyeleri birleştirin deyip bir fikir öne sürüyor. Bütün atölyelerin birleşmesiyle ailenin adını taşıyan goblenler ortaya çıkmaya başlıyor. O dönem goblenler tabii dokunarak yapılıyormuş ve daha çok varlıklı ailelerin şatolarında veya kiliselerin yaptıkları siparişler üzerine dokunuyormuş. Daha sonra üretim devam ederken ünlü Fransız ressamlar da Goblenlerle ilgili şemaları hazırlamaya başlamışlar. Benim yaptığım Goblenler şema üzerinden gidiyor, bir şema var orada değişik şekiller var ve o şekilleri bire dört veya birebir etamin üzerine aktarılan bir sanat. Tabii zaman alıyor. Çok zevkli, nereden zevkli olduğunu biliyorum. Babam 60 yaşından sonra Goblen yapmaya başladı ve burada bu Goblenlerin yarısı benim. Koleksiyonum ve bu koleksiyonun bir çoğu da babam tarafından yapıldı. Goblen yapmayı çok seviyordu ve yapıyordu. Onun için çok zevkliydi, boş zamanlarını Goblen yaparak geçiriyordu.
Şu anda çocuklara biz bunu kodlama olarak söylüyoruz. okullarda kotalar yapıyoruz farklı şekilde. Tabii mesleğim gereği, ben emekli bir sınıf öğretmeniyim. Oraya da dokunuyorum. Yani bir çeşit kodlama, şemada gördüğünüzü bire dört olarak veya birebir olarak etamin üzerine aktarıp daha sonra çerçeveli güzelliği aktarıyoruz. Ben şimdi oradaki problemler; üç boyutları ben hiç yapmadım.
Konuşmalardan sonra GOBLEN sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
Küratörlüğünü Bilge Özcan’ın yaptığı sergide Goblen sanatçısı Şengüzel Aydın’ın 23 eseri yer aldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.