Tanıtım programına Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır katıldı ve bir konuşma yaptı.
Bakan KACIR, konuşmasında şunları söyledi: “Türkiye Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesi Tanıtım Toplantısı vesilesiyle sizlerle bir arada bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.
Ekonomik büyüme ile sosyal kapsayıcılığı yeşil dönüşüm ekseninde buluşturan projenin, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Dünya bugün varoluşsal bir sınamadan geçiyor.
Savaşlardan salgınlara, enerji ve gıda krizlerinden hammadde darboğazlarına kadar uzanan küresel çalkantılar, bizlere yalnızca küresel sistemin kırılganlığını değil, aynı zamanda birlikte hareket etme zorunluluğumuzu da hatırlatıyor.
Her geçen yıl daha da sıklaşan kuraklıklar, seller, yangınlar ve diğer afetler; suyun, toprağın ve havanın artık yalnızca doğal kaynak değil, korunması gereken stratejik değerler haline geldiğini gösteriyor.
Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğumuz doğrultusunda; etkileri artık inkâr edilemeyecek kadar somut hale gelen bu küresel tehdidi görmezden gelme lüksümüz bulunmuyor.
İklim krizinin aciliyeti karşısında, çözümün paydaşı olabilecek aktörler olarak daha etkili politikalar izlemek, iddialı hedefler belirlemek ve uygulanabilir çözümler üretmek mecburiyetindeyiz.
Elbette iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmeye yönelik, ulusal düzeyde atılan her adım kıymetlidir.
Ancak hiçbir ülkenin emisyon azaltımı ve iklim değişikliğine uyum sürecini tek başına göğüsleyemeyeceği tartışmasız bir gerçektir.
Tüm insanlığı etkileyen, sınır tanımayan her sınamada olduğu gibi; iklim değişikliğiyle mücadelede başarının anahtarı; güçlü uluslararası işbirliği mekanizmalarıyla, ortak hedefler doğrultusunda kararlı biçimde hareket etmektir.
Elbette çevreye ve gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzu yerine getirirken, çözüm yolunda geliştirilecek yaklaşımların meşruiyet ve etkinlik kazanabilmesi için üzerinde özellikle durulması gereken iki temel hususu vurgulamak isterim.
Birincisi; iklim meselesinin adalet temelinde ele alınmasıdır.
Bugün, bir yanda Sanayi Devrimi’nden bu yana atmosfere saldığı karbon nedeniyle iklim krizine en büyük katkıyı yapan ülkeler, diğer yanda ise bu krizin etkilerini en ağır şekilde yaşayan ancak bu yıkımda en az payı olan ülkelerin yer aldığı bir tablo ile karşı karşıyayız.
Benzer şekilde, kimilerinin hiçbir sınır tanımadan çevreyi kirlettiği, diğerlerinin ise kısıtlı imkânlarla bu tahribatın sonuçlarını telafi etmeye zorlandığı bir düzende, ne adalet sağlanabilir ne de gerçek bir çözüm üretilebilir.
Başarılı bir iklim değişikliğiyle mücadele stratejisinin ikinci önemli hususu ise; gelişmekte olan ülkelerin finansmana erişim, teknoloji ve kapasite geliştirme altyapısı ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.
Refah ve kalkınma yarışında uzun yıllar geri planda bırakılan bu ülkelerin ekonomik büyüme ihtiyaçlarını dikkate alan bir yaklaşım, küresel iklim eyleminin kapsayıcı, dengeli ve başarıyla ilerlemesi için olmazsa olmazdır.
Türkiye olarak iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik küresel düzeyde atılan yapıcı adımların her daim destekçisi olduk.
Sorunun değil çözümün bir parçası olma anlayışıyla; adil, kapsayıcı ve ortak sorumluluk temelinde şekillenen her çabanın yanında yer aldık.
İklim değişikliğine karşı verdiğimiz mücadelenin önemli bir göstergesi olarak Paris Anlaşması’nı onayladık.
2053 Net Sıfır Emisyon Hedefimizi tüm dünyaya ilan ettik.
Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi öncüllüğünde hayata geçirilen “Sıfır Atık” gibi projelerle, uluslararası çevre girişimlerinin hayata geçirilmesine liderlik ediyoruz.
Kalkınma önceliklerimiz doğrultusunda; ekonomimizin tüm sektörlerinde yeşil dönüşümü sağlayacak çalışmaları, kamu kurumlarının koordinasyonu ve işbirliğinde gerçekleştiriyoruz.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak hayata geçirdiğimiz projelerde, girişimcilerimizin yeşil dönüşüm için yatırım, bilgi birikimi ve teknoloji geliştirme ihtiyaçlarını adresleyen bir yaklaşım sergiledik.
Yeşil Dönüşüm Destek Programı ile; sanayicilerimizin yeşil dönüşüm yatırımlarını öncelikli teşvik uygulamamız kapsamında destekliyoruz.
Sanayimizin uzun vadeli ve sürdürülebilir uluslararası finansman araçlarına erişimi artırmak üzere, son dönemde kapsamlı ve çok boyutlu iş birlikleri de gerçekleştirdik.
Dünya Bankası iş birliğinde yürüttüğümüz “Türkiye Yeşil Sanayi Projesi” ve “Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi” ile 700 milyon doların üzerinde finansmanı; sanayicilerimize, KOBİ’lerimize ve yeşil teknoloji girişimlerimize kazandırdık.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz ‘Türkiye Sanayi Karbonsuzlaştırma Yatırım Platformu’yla, sanayimizin yeşil dönüşüm yatırımlarına 2030’a kadar 5 milyar avroluk uluslararası finansman sağlamak adına önemli bir adım attık.
Elbette yeşil dönüşüm, üretim modellerinin sürdürülebilirlik ve verimlilik odaklı yeniden şekillendirilmesinin ötesine uzanan bütüncül bir kalkınma vizyonudur.
Teknoloji geliştirmeden istihdama, girişimcilikten sosyal eşitsizliklerin azaltılmasına kadar uzanan geniş bir etki alanına sahip, yapısal bir dönüşüm sürecidir.
Yerel Kalkınma Hamlemiz doğrultusunda; yeşil dönüşümü, ekonomik refahın ülke geneline dengeli şekilde yayılması için önemli bir fırsat olarak değerlendiriyoruz.
Kalkınma ajanslarımız bu anlayışla, 81 ilde yerel potansiyeli harekete geçiriyor.
Şehirlerimizin yeşil ekonomiye geçiş sürecine rehberlik ediyor.
Kuruluşlarından bu yana kalkınma ajanslarımız; yeşil dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadele başlıklarında 530 projeye 3,7 milyar lira destek verdi.
Yeşil dönüşümde öncü uygulamalara imza attı.
Güney Marmara Kalkınma Ajansımız koordinasyonunda İlk Yeşil Hidrojen Tesisi’ni faaliyete geçiriyoruz.
İzmir Kalkınma Ajansımız yürüttüğü yatırım, tanıtım, strateji ve analiz çalışmalarıyla; rüzgâr sanayii kümelenmesi için ideal bir merkez konumundaki İzmir’e 1 milyar Dolarlık rüzgar sanayii yatırımının kazandırılmasına aracılık etti.
Bölgesel kalkınma çalışmalarımızın beş yıllık yol haritası olan 2024-2028 Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejimizde ;
Kaynak verimliliği ve döngüsel ekonomi uygulamalarının yaygınlaştırılmasını,
Yeşil işlerin ve girişimlerin desteklenmesini ve mavi büyümeye yönelik potansiyellerin değerlendirilmesini önceliğimiz olarak belirledik.
Bugün de; bölgesel kalkınmayı çevresel sürdürülebilirlikle buluşturmak üzere Dünya Bankası iş birliğinde 400 milyon dolar bütçeli Türkiye Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesini hayata geçiriyoruz.
Kalkınma ajanslarımızın uygulayıcı olarak yer alacağı SoGreen Projesiyle sosyal kapsayıcı yeşil dönüşüm temalı proje ve programları desteklemeyi,
özellikle kadınlar ve gençler başta olmak üzere kırılgan grupların ekonomik hayata katılımını artırmayı, yeşil geçim kaynakları oluşturmayı ve sosyal kapsayıcılığı sağlamayı hedefliyoruz.
Projenin dört temel bileşeni bulunuyor.
Kapsayıcı ve Yeşil Yatırımlar ile Girişimciliğe Destek bileşeniyle; KOBİ’lerimizin yeşil ekonomiye katılımını sağlıyoruz. Aynı zamanda kadınların ve gençlerin yeşil ekonominin sunduğu fırsatlara erişimini kolaylaştırıyoruz.
Bu doğrultuda bin 800’den fazla KOBİ’nin yeşil dönüşüm projesine 180 milyon dolar faizsiz kredi desteği sunuyoruz. 3000’den fazla kadın ve genç girişimciye, mikro/küçük girişimci, kooperatif ve üretici birliğine toplam 32 milyon dolar hızlandırıcı ve kuluçka desteği sağlıyoruz.
Kapsayıcı ve Yeşil Topluluk Ekonomik Tesisleri bileşeninde; yerel idarelerin ve kamu kurumlarının 175 yeşil altyapı projesine 172,6 milyon Dolar hibe desteği sağlayacağız.
Proje yönetimi ve kapasite geliştirme bileşeninde; kalkınma ajanslarımız, bölgelerin yerel potansiyelini ortaya çıkarmak için ‘Yeşil Dönüşümde Ekonomik Fırsatlar Analizi” gerçekleştirilecek.
Ülkemizde iklim değişikliğiyle mücadele hususunda bölgesel risk ve ihtiyaçları ortaya koyacak bu çalışmalar, önümüzdeki dönem projelendirme ve politika geliştirme süreçlerimiz için bir referans olacak.
Projenin dördüncü ve son bileşeni ise Acil Durum Müdahale Bileşenidir.
Bu bileşenle; olası bir afet veya kriz karşısında, hızlı ve etkili bir yanıt verilebilmesini sağlayacak finansal kaynağı oluşturmayı amaçlıyoruz.
Projenin ilk fazında Yaklaşık 1 milyar TL’lik hızlandırma desteğini mikro ve küçük işletmelerimiz ile kooperatif ve birliklerimizin kullanımına sunmak üzere Haziran ayında çağrılara çıkacağımızın müjdesini de bu vesileyle paylaşıyorum.
2025 yılının ikinci yarısında ise yeşil dönüşüme yönelik güdümlü projelerde ve işletmelerimize yönelik geri ödemeli finansman desteğinde ilk uygulamaları başlatacağız.
Bu Projenin ardından; toplumun tüm kesimlerinin yeşil dönüşüme katılımını ve yeşil ekonominin sunduğu fırsatlardan yararlanmasını mümkün kılacak adımları atmaya devam edeceğiz.
Türkiye’nin küresel yeşil ekonomideki yerini pekiştirecek, doğayla uyumlu, kaynakları verimli kullanan, dengeli, kapsayıcı ve fırsat eşitliğini önceleyen yeni projelerimiz ile sürdürülebilir kalkınmamızın güçlü zeminini oluşturacağız.
Sözlerime son verirken; projenin, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. “
Tanıtım programı öğleden sonra düzenlenen sunumlarla sona erdi.
Kestiğiniz kurbanların, ettiğiniz duaların, yaptığınız ibadetlerin Hak katında kabul, karin ve makbul olmasını Rabbimden niyaz ediyoruz Yüce Allah Milletimizi sağlık, huzur ve esenlik içinde idrak edeceğimiz selim bir kalple şuuruna ereceğimiz daha nice bayramlara eriştirsin, diyoruz
Sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, mutlu ve bereketli bir bayram geçirmeniz dileğiyle. Bayramınız mübarek olsun!
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak, Kurban Bayramı dolayısıyla kutlama mesajı yayımladı.
Bakan Dr. Osman Aşkın Bak, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı kutlama mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Kalpleri yakınlaştıran, kırgınlıkları onaran ve muhabbeti pekiştiren en müstesna zaman dilimlerinden biri olan Kurban Bayramı’na bir kez daha erişmenin huzuru ve sevinci içerisindeyiz.
Paylaşmanın, dayanışmanın, büyüklerimizi ziyaret etmenin ve aynı sofra etrafında buluşmanın tarifsiz huzurunu yaşadığımız bu mübarek günlerde; aziz milletimizin ve gönül coğrafyamızın bayram sevincini çoğaltmak için var gücümüzle çalışmaya, üretmeye ve emek vermeye devam ediyoruz.
Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak; Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda, köklerine sımsıkı bağlı, geleceğe umutla yürüyen gençlerimizin her zaman olduğu gibi spordan sanata, bilimden teknolojiye her alanda tüm imkanlarımızla yanındayız.
Bu vesileyle; aziz milletimizin ve tüm İslam aleminin Kurban Bayramı’nı en kalbi duygularımla tebrik ediyor, bu mübarek günlerin ülkemize ve tüm insanlığa sevgi, şefkat ve muhabbet getirmesini; birlik ve beraberliğimizin daim olmasını diliyorum.”
Sri Lanka’nın Ankara Büyükelçiliği’nce RENKLERİN RAPSODİSİ-GELENEK İLE ÇAĞDAŞ TASARIMLARIN BULUŞMASI temasıyla hayata geçirilen defile, Türk ve Sri Lanka’nın geleneksel Moda dünyasını modern tasarımlar ve giysilerle bir araya getirdi.
Sri Lanka’nın Ankara Büyükelçiliği’nce düzenlenen Musa Göçmen Orkestrası Konser Salonundaki defile, Sri Lanka ve Türk Moda tasarım dünyasının geleneksel ve modern motif ve giysilerini podyuma taşıdı.
Ankara’daki Sri Lanka Büyükelçiliği, Olgunlaşma Enstitüsü ve Marka Şehir Ankara Derneği’nce Renklerin Rapsodisi-Gelenek ile Çağdaş Tasarımların Buluşması temasıyla bir defile düzenledi.
Defile, Büyükelçi Saranya Hasanthi Urugodawatte DISSAYANAKE’nin konuşması ve Sri Lanka’nın geleneksel meşale yakma seromonisiyle başladı.
Defilenin açılış konuşmasını yapan Sri Lanka’nın Ankara Büyükelçisi Saranya Hasanthi Urugodawatte Dissanayake, defilenin yalnızca bir moda gösterisi olmadığını, bir kültür ve diplomasi örneği olduğunun da altını çizdi.
Sri Lanka’nın geleneksel zengin tekstil mirası ve Moda dünyasına atıfta bulunan Sri Lanka’nın Ankara Büyükelçisi Hasanthi, ülkesinde M.Ö. 6’ncı yüzyıla kadar izler taşıyan pamuklu kumaş dokumacılığıyla ilgili tarihi kayıtlar olduğunu hatırlattı.
Dissanayake, Sri Lanka’nın 1978’de başlayan ekonomik liberalleşme döneminde geleneksel dokuma sektörünün büyük zarar gördüğünü, çoğunluğu kadın işçi olmak üzere yaklaşık 5 yüz bin zanaatkarın işini kaybettiğini, bunun telafisi için daha sonra, geleneksel tekstil mirasını korumaya yönelik önemli adımlar atıldığını ifade etti.
Defilede, her tasarım ve giysiyi ayrıntıları ve hikayeleriyle anlatan Büyükelçi Hasanthi, defileye katkıda bulunanlara teşekkür etti.
Sri Lanka Büyükelçisi Hasanthi’nin konuşması şöyle: “ Rhapsody of Colours: Gelenek ile Çağdaş Tasarımların Buluşması” adlı etkinliğimize, yani Sri Lanka ve Türk kültürlerinin tekstil, moda ve tasarım aracılığıyla kutlandığı bu renkli geceye hepiniz hoş geldiniz.
Bu akşam, Sri Lanka ve Türkiye’nin kumaşlarını, geleneksel sanatla çağdaş tasarımı harmanlayan etkileyici bir koleksiyonu birlikte izleyeceğiz. Rahatlık, özgüven ve neşeyi yansıtan modellerin taşıdığı bu kıyafetler, “Moda Diplomasisi”nin en güzel örneklerindendir.
Gösteriye başlamadan önce, sizlere Sri Lanka’nın tekstil mirası hakkında kısa bir bilgi sunmak isterim. Bu sayede izleyeceğiniz koleksiyonun anlam ve derinliğini daha iyi hissedebileceksiniz.
Sri Lanka’nın Tekstil Mirası, Tekstil sanatı, Sri Lanka’nın kimliğine ve tarihine derinden işlemiştir. Ülkemizin kuruluş efsanesinde, M.Ö. 6’ıncı yüzyılda Kraliçe Kuweni’nin pamuk ipliği eğirirken Prens Vijaya ile karşılaşması, dokuma geleneğimizin ne kadar köklü olduğunu anlatan sembolik bir hikâyedir.
Ana Malzemeler: Pamuk, İpek, Rayon ve Karışımları
Pamuk, Sri Lanka’da yüzyıllardır el dokumacılığının temelini oluşturmaktadır. Özellikle Hambantota ve Moneragala bölgelerinde yetiştirilen pamuk, sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel değeriyle de halk hikâyelerinde yer bulur.
İpek, Çin ve Hindistan ile yapılan ticaret yoluyla gelmiş, Anuradhapura ve Polonnaruwa dönemlerinde kraliyet tarafından tercih edilen lüks bir malzeme olmuştur. Pamuk ile birleşerek hem dayanıklı hem zarif kumaşlar üretmeye olanak sağlamaktadır.
Rayon, ipeği andıran yarı sentetik bir elyaf olarak 20’inci yüzyılın ortasında yaygınlaşmış; sarilerden gömleklere, elbiselerden ev tekstiline kadar geniş bir kullanım alanı bulmuştur.
Sri Lanka’nın el dokuma sektörü, ülkenin en eski ev bazlı sanayilerinden biridir. Özellikle kadın zanaatkârlar tarafından ahşap dokuma tezgâhlarında pamuk, ipek ve rayondan doğal boyalı ipliklerle özenle desenler dokunur. Sarilerden ev tekstiline kadar birçok üründe Sri Lanka’ya özgü motifler ve canlı renkler göze çarpar. Bu gelenek özellikle Kurunegala, Kandy, Moneragala ve Gampaha bölgelerinde sürdürülmektedir.
Endonezya’dan Gelen Bir Etki olan sömürge döneminde Sri Lanka’ya getirilen Batik sanatı, zamanla yerelleşerek güçlü bir kimlik kazanmıştır. Mumla dirençli boya tekniğiyle oluşturulan özgün desenler, sarong, sari ve dekoratif ürünlerde kullanılır. Günümüzde bu zanaat, sosyal medya ve uluslararası fuarlar aracılığıyla dünya çapında tanınmakta, özellikle kadın sanatçılara görünürlük ve gelir sağlamaktadır.
16’ıncı yüzyılda Portekizliler tarafından tanıtılan Beeralu, Galle ve Weligama gibi sahil kentlerinde hâlâ yaşatılan bir el işçiliğidir. Bobinle yapılan bu zarif dantel işi, nesiller boyunca aktarılmış, giysi ve ev tekstilinde kullanılmakta ve kırsal topluluklara ekonomik katkı sağlamaktadır.
Kandy yakınlarındaki Dumbara Vadisi’nden çıkan Dumbara dokuma sanatı, Hana bitkisinden elde edilen liflerle geometrik desenli hasır ürünlerin üretilmesini içerir. Eskiden sadece kraliyet için üretilen bu dokumalar, bugün genç zanaatkârlar tarafından sürdürülebilir tasarım anlayışıyla çantalarda, aksesuar ve dekoratif eşyalarda yeniden hayat bulmaktadır.
1978’de Sri Lanka’nın ekonomik serbestleşme süreciyle birlikte ucuz ithalat, geleneksel tekstil sektöründe büyük bir düşüşe neden olmuştur. 500.000’den fazla zanaatkâr—çoğu kadın—geçimini kaybetmiştir.
Bu duruma çözüm olarak, vizyon sahibi liderler harekete geçmiştir. Örneğin, U.B. Wijekoon öncülüğünde başlatılan “200 Hazır Giyim Fabrikası Programı” ile kırsal kadınlara yeni beceriler kazandırılmıştır.
Yine Barbara Sansoni’nin kurduğu Barefoot inisiyatifiyle kadınlar, canlı renk paletleriyle modern el dokuması ürünler üretmeye başlamış, Sri Lanka tekstilini dünyaya tanıtmıştır.
Bu gece defilede iki koleksiyon sergilenecek.
İlk koleksiyon, tarafımdan tasarlandı. Sri Lanka el dokuma kumaşları (pamuk, pamuk-ipek ve rayon) ile Türk tasarım detaylarını harmanlayarak eşsiz bir kültürel birliktelik yaratmayı amaçladım.
İkinci koleksiyon ise, bu gece için Ankara’ya gelen, tanınmış Sri Lankalı tasarımcı Dhammique’e ait. Onun yaratıcı yorumları bu geceye ayrı bir değer katacak.
Gösteri ilerledikçe, bazı özel tasarımların ilham kaynaklarını sizlerle paylaşacağım.
Katılımınız ve ilginiz için teşekkür ederim. Bu yaratıcı, kültürel ve tarihi gecenin keyfini çıkarmanızı dilerim.
Şimdi kutlama başlasın!
Marka Şehir Ankara Derneği Başkanı Zuhal Erol da konuşmasında, defilenin hayata geçirilmesi ile ilgili olarak “Bizim bu maceramız, Sayın Büyükelçi Hasanthi’nin Sri Lanka giysilerini Türk motifleriyle birleştirerek bir defile yapma arzusuyla başladı. Birlikte çalışma sürecinde büyük bir mutlulıiuk yaşadık. Sizlerin de bu defileye katılmanız ve eşlik etmenizden gurur ve onur duyuyorum” şeklinde konuştu.
Renklerin Rapsodisi temasıyla düzenlenen defileye, Ankara’da bulunan Büyükelçiliklerden görevliler, diplomat eşleri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
İzleyenler tarafından büyük bir beğeni toplayan defilenin sonunda, katkıda bulunanlara günün anısına hediyeler ve çiçek takdimi yapıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.