Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ekimde ihracatın geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,4 artarak 22 milyar 900 milyon dolara ulaştığını belirterek, “Böylece tarihin en yüksek ekim ayı değerine ulaştık.” dedi.
Bolat, Ticaret Bakanlığı Konferans Salonu’nda, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Tüm zorluklara rağmen temmuz ayında ihracatta başlayan aylık yükselişin, ağustos ve eylül aylarında devam ettiğini ve ekim ayında da yükselişin sürdüğünü bildiren Bolat, “Ekim ayında ihracatımız, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,4 artarak 22 milyar 900 milyon dolara ulaşmıştır. Böylece tarihin en yüksek ekim ayı değerine ulaştık. Temmuzda en yüksek temmuz ayı, ağustosta en yüksek ağustos ayı, eylülde en yüksek eylül ayı ve ekimde en yüksek ekim ayı ihracat rakamlarına ulaştık.” diye konuştu.
Bolat, bu yılın ocak-ekim döneminde 210 milyar 100 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşıldığını anlatarak, “Geçen yılın 10 ayına göre az da olsa yüzde 0,3’lük artışa tekabül etmektedir. Ekim ayı itibarıyla son 12 aylık ihracat ise yüzde 0,7 artışla 254,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Böylece, 2022 yıl sonundaki 254,2 milyar dolarlık rekor rakamın üzerine çıkmış bulunmaktayız.” ifadesini kullandı.
“Dış ticaret açığında gerileme oldu”
Kasım ayı ihracatının da iyi başladığına işaret eden Bolat, “İlk 4 gün itibariyle olumlu, iyi artış sürecinde olduğumuzu paylaşmak isteriz.” dedi.
Bolat, ithalatın da ekimde yıllık bazda yüzde 1,3 artarak 29,6 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirterek, şunları kaydetti:
“İthalatımızda da temmuz ayında zirve yaptıktan sonra ağustos ayında başlayan gerileme eylül ayında iyice belirginleşti. Ekim ayında da az bir artışla, 30 milyar doların altındaki rakamla ithalatı kapadık. Dış ticaret açığımız ekim ayında bir önceki yıla göre yüzde 15 gerilemiş oldu ve 6,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu da sevindirici çünkü 6,7 milyar dolarlık dış ticaret açığı demek, cari işlemler dengemiz de ekim ayında ya dengede olacak ya çok az miktarda açık ya da az miktarda fazla görebiliriz.”
Ekim ayında ihracatın ithalatı karşılama oranının 4,4 puan artarak yüzde 77,3 olduğunu belirten Bolat, “İhracatta temmuzda 20,1 milyar dolar, ağustosta 21,6 milyar dolar, eylülde 22,5 milyar dolar, ekim ayında da 22,9 milyar dolarlık bir yükseliş trendi devam ediyor. İnşallah kasımda da aralıkta da artan, rekor rakamları görmeyi temenni ediyoruz.” ifadelerini kullandı. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ihracatçıya bu yılın 10 ayında toplam 8 milyar lira destek ödemesi yaptıklarını belirterek, “Dünya Ticaret Örgütü anlaşma ve şartlarına uygun olarak hazırlanan bu destek modülleri, önümüzdeki yıl artarak devam edecek.” dedi.
Bolat, Ticaret Bakanlığı Konferans Salonu’nda, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile düzenlediği basın toplantısında, ekim ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
İhracat hedeflerinin çok önem taşıdığını vurgulayan Bolat, Orta Vadeli Program’da (OVP) yıl sonu ihracat hedefinin 255 milyar dolar, 2024’te 267 milyar dolar, 2026’da 302,2 milyar dolar olarak tahmin edildiğini bildirdi.
Bolat, Türkiye’nin 115 bin ihracatçısıyla 12 bin 600 kalem üründe 200’den fazla ülkeye ihracat yapma başarısı gösterdiğine dikkati çekerek, “İhracatımızın yüzde 60’ından fazlasını gelişmiş, zengin pazarlara, ülkelere yapıyoruz. Bu da Türk ürünlerinin kalitesini, fiyat rekabetçiliğini ve tüketiciler açısından beğenildiğini ortaya koymaktadır. Ticaret Bakanlığı olarak 2023 yılının 10 ayında ihracatçıya toplam 8 milyar lira destek ödemeleri verdik. Dünya Ticaret Örgütü anlaşma ve şartlarına uygun olarak hazırlanan bu destek modülleri, önümüzdeki yıl artarak devam edecek. 2024 yılında da ihracatçıların dünya pazarlarına ulaşmaları noktasında kendilerini destekleyeceğiz.” diye konuştu.
Bolat, yarın 150 civarında ihracatçıyla Kuveyt’e gideceklerini, Ticaret Forumu’na katılarak, hükümet düzeyinde görüşmeler yapacaklarını ifade etti.
“Türkiye Yüzyılı hedeflerini tutturmak için çalışmaya devam edeceğiz”
Hizmet ihracatının iyi gittiğine işaret eden Bolat, “Bu yıl 100 milyar dolar seviyesini aşacağız. 12. Kalkınma Planı’nda 2028 hedefimiz de 200 milyar dolar olarak belirlendi. Dünya hizmet ihracatından yüzde 2 pay almayı hedefliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Bolat, Bakanlık olarak “Türkiye Yüzyılı” vizyonu kapsamında belirledikleri hedeflere değinerek, şunları kaydetti:
“Hedefimiz, katma değeri yüksek ihracat artışını başarmak, ithalattaki harcamalarımızı azaltabilmek ve çokça ithalat yaptığımız ürünlerin yerli üretimini, yatırımını teşvik ederek yerlileştirebilmek ve cari işlemler dengesinde sürdürülebilir bir iyileşmeyi sağlamak, gümrüklerimizde şeffaf, etkin, aktif, hızlı ama kaçak eşya ya da zararlı maddelerle mücadelede de etkin bir çalışma yürütmek. Ticaretin artırılmasını sağlarken tüketicilerin, vatandaşlarımızın haksız piyasa işlemlerinden ve fahiş fiyat uygulamalarından korunması için de üreticilerin haklarını koruduğumuz kadar tüketicilerin de haklarını korumak ve ticaret ortamını istikrarlı hale getirmektir. Ticareti, ekonomisi, sürekli yenilenen, gelişen altyapısı ve teknolojik yatırımlarıyla küresel bir cazibe merkezi haline gelen ve bütün dünyanın yatırım ve ticaret noktasında, Cumhurbaşkanı’mızın önderliğinde benimsenen ‘Türkiye Yüzyılı’ hedeflerini tutturmak için hep birlikte azim ve kararlıkla çalışmaya devam edeceğiz.”
“Motorlu kara taşıtları ihracatı 10 ayda yüzde 17,8 arttı”
Bu yılın ocak-ekim döneminde ihracatın 210,1 milyar dolar, ithalatın da 304 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirten Bolat, “Önemli fasıllara bakacak olursak, motorlu kara taşıtları ihracatımızda muhteşem bir performans var, ocak-ekim döneminde yüzde 17,8 artışla 25,1 milyar dolara ulaştı. Kazan ve makine ihracatı yüzde 14,1 artışla 21 milyar dolara çıktı. Elektrikli makine ve cihaz ihracatı ise yüzde 15,5 artarak 12,6 milyar dolara ulaştı. Burada sevindirici olan husus, katma değerli ihracatımızdaki artıştır. Geçen yıl orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının toplam ihracattaki payı yüzde 37 iken oran bu yılın 10 ayında yüzde 40,3’e yükseldi. Dünyayla rekabet edebilmek için yüksek katma değerli, teknolojiye dayalı üretim ve ihracatı başarmaya mecburuz. Önümüzdeki dönemde inşallah bu yöndeki çalışmalarımız artarak devam edecek.” ifadelerini kullandı.
Bolat, AB’nin 27 ülkesine ihracatın 10 ayda yüzde 1 artarak 86,7 milyar dolar olduğu bilgisini vererek, “Avrupa’nın ithalatının yüzde 13,6 daraldığı bir yılda biz yüzde 1 de olsa AB’ye ihracatı artırmayı başardık. AB’nin toplam ihracatımızdaki payı da yüzde 41,2 oldu. En fazla ihracat yaptığımız ilk 5 ülke ise sırasıyla Almanya, ABD, İtalya, Irak ve İngiltere olmuştur.” dedi.
“Altın ithalatında gerileme var”
Enerji ithalatının 2022 yılında 98 milyar dolara çıktığını anımsatan Bolat, şöyle devam etti:
“Bu yıl enerji ithalatımız 10 ayda 57,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aylık ortalama 5,2 milyar dolar enerji faturamız var ve bu çerçevede inşallah 70 milyar doları aşmadan enerji ithalatını tamamlamak istiyoruz. Bu yılın 8 ayında çok güçlü altın ithalatı vardı. Ağustos ayında Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığımızın aldığı tedbirlerle son 2 ayda altın ithalatının artış hızında önemli bir yavaşlama var. Altın ithalatı, ekim ayında da yıllık yüzde 36’lık gerilemeyle yaklaşık 2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ocak-ekim döneminde altın ithalatına 26,5 milyar dolar döviz harcandı. Bu, geçen yılın aynı döneminde 15 milyar 150 milyon dolardı. Yani değer itibarıyla yüzde 75’lik altın ithalatı artışı oldu.”
Bolat, dış alımda öne çıkan kalemlerden biri olan otomotiv ithalatında da geçen yılın 10 aylık dönemine kıyasla yüzde 150 artış yaşandığına dikkati çekerek, “Burada da hükümetimiz ve Bakanlığımızın aldığı tedbirler sonucunda artış hızında yavaşlama var ağustos, eylül ve ekim döneminde. 10 ayda 26,2 milyar dolar otomotiv ve yedek parça, aksam ithalatı gerçekleşti. Geçen yılın aynı dönemine göre 12,5 milyar dolar artış var.” ifadelerini kullandı.
“Türk lirasıyla ithalat arttı”
Türk lirasıyla ithalattaki artışın sevindirici bir husus olduğunu vurgulayan Bolat, ocak-ekim döneminde Türk lirasıyla ithalatta yüzde 141 artış olduğunu söyledi. Bolat, bu dönemde 479 milyar liralık ithalatın Türk lirasıyla yapıldığını aktararak, “Bu artış, şüphesiz cari işlemler açığımızın finansmanı açısından olumlu bir gelişmedir.” dedi.
Bolat, AB’den ithalatın ise 10 ayda dengeli şekilde 87,8 milyar dolar olduğu bilgisini vererek, bu dönemde ithalattaki ilk 5 ülkenin sırasıyla Çin, Rusya, Almanya, İsviçre ve ABD olduğunu bildirdi.
Küresel ekonomideki gelişmelere de değinen Bolat, salgın, Rusya-Ukrayna Savaşı, küresel enflasyon gibi faktörler altında dünya ekonomisinin yavaş ve dengesiz toparlanma sürecinde olduğunu söyledi. Bu yıl üretim ve ticarette belirgin bir durgunluk yaşandığına dikkati çeken Bolat, Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı olan AB ekonomisinde yaşanan sıkıntıları anlattı.
Türkiye ekonomisinin bu olumsuz gelişmeler yanında 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinden de etkilendiğini anımsatan Bolat, Bakanlığının yaptığı etki analizine göre şubat-ekim dönemindeki 8 ayda 6 milyar dolarlık ihracat kaybı olduğunu sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında, Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına dördüncü yılına girecek Rusya-Ukrayna Savaşı’nda hayatını kaybedenler için Ukrayna halkına taziyelerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenskiy’nin ziyaretinin, Ukrayna’daki savaşın temel dinamiklerinde önemli değişimlere aday olunan bir dönemde gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye’nin, “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı” anlayışıyla savaşın ilk gününden bu yana taraftar arasında müzakere edilmiş bir barışın tesisi için yoğun çaba sarf ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu doğrultuda Mart 2022’de İstanbul’da iki ülke arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaptık. Taraflarla yürüttüğümüz temaslar neticesinde Karadeniz Tahıl Girişimi’ni hayata geçirdik. Son üç yılda Rusya ve Ukrayna ile her seviyede doğrudan girişimlerde bulunduk. Tüm bu çabalarımızda her iki taraf içinde güvenilir bir arabulucu olmaya, samimi olarak gayret gösterdik, somut neticeleri aldık” ifadelerini kullandı.
“MÜZAKERE SÜRECİNİN KALICI BİR BARIŞLA SONUÇLANDIRILMASI İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Gelinen aşamada ABD Başkanı Donald Trump’ın, savaşın müzakereler yoluyla ve süratle sonlandırılması için başlattığı diplomatik girişimin, Türkiye’nin son üç yıldır izlediği politikayla da örtüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Haddizatında, İstanbul Müzakereleri taraftar arasında mutabakata en fazla yaklaşılan platform olması ile önemli bir referans noktası teşkil ediyor. Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır. Sayın Zelenskiy ile görüşmemde Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığını olan kuvvetli desteğini ifade ettim. Aynı zamanda müzakere sürecinin kalıcı bir barışla sonuçlandırılması için her türlü desteği vereceğimizin altını çizdim. Çok sayıda masumun ölümüne ve muazzam bir yıkama neden olan bu savaş, artık sona ermelidir.
Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyetini hedefleyen bir düzenlemenin hayata geçirilmesi için ülkemizin çalışmayı sürdüreceğini de belirttim. Karadeniz’de hayata geçirilebilecek böyle bir düzenlemenin müzakerelere giden süreçte önemli bir güven artırıcı tedbir işlevi göreceğine inanıyoruz. Sayın Zelenskiy ile gündemimizde, Ukrayna ile stratejik ortaklık ilişkilerimiz kapsamındaki konu başlıkları önemli yer tuttu. Ticari ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi için önümüzdeki dönemde atabileceğimiz adımları masaya yatırdık. Savaşın getirdiği tüm zorluklara rağmen ikili ticaretimizde tespit ettiğimiz 10 milyar dolar hedefine emin adımlarla yürümek istiyoruz.”
“İLİŞKİLERİMİZİN DAHA DA ÜST SEVİYELERE ÇIKACAĞINA İNANIYORUM”
Zelenskiy’e, Türk şirketlerinin savaşın yol açtığı tahribatın giderilmesi ve yeniden imar konusunda Ukrayna’ya destek vermeye istekli olduklarını aktardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’da barışın tesisi ile birlikte önümüzdeki dönemde ilişkilerimizin stratejik ortaklığımıza yaraşır düzeyde daha da üst seviyelere çıkacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sözlerime son verirken Ukrayna’nın toprak bütünlüğü için özellikle mücadele veren Kırım Tatarı soydaşlarımızın hakları konusunda değerli dostum Zelenskiy’nin attığı cesur adımları takdirle karşıladığım belirtmek istiyor, ilave adımların geleceğini de temenni ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM OLMAZSA OLMAZIMIZDIR”
Ukraynalı bir gazetecinin barış görüşmelerine vurgu yaparak, Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği bizler için çok çok önemli ve toprak bütünlüğüne, egemenliğine Türkiye’nin saygısını her yerde anlattık. Bütün uluslararası toplantılarda bu konuyu daima işledik, işlemeye devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de özellikle Ukrayna’nın toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Egemenliği aynı şekilde bizim olmazsa olmazımızdır. Temennimiz odur ki barışın kaybedeni olmaz. Dolayısıyla barışın bir an önce sağlanmasını temin etmektir. Bu konuda değerli dostum, o da zaten barıştan yana olduğunu açık net olarak bizlere ifade ediyor. Temennim odur ki gerek Dışişleri Bakanımın muhatabıyla yaptığı görüşmelerde gerek şahsımın Sayın Putin ile yaptığı görüşmelerde bu barışla ilgili yolculuğu, yolu kat ederiz, temin ederiz ve bunun için adımları da atarız.”
Türkiye’nin gelecek süreçte Rusya-Ukrayna barışına katkı için adım atıp atmayacağına ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Adil bir barışın mümkün olması için şüphesiz ki güçlü olduğunu bildiğimiz ülkelerin barıştan yana tavrını ortaya koyması lazım. Az önce de ifade ettiğim gibi barışın kaybedeni olmaz. Şu anda tüm dünya Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaşta artık barışı bekliyor. Bir an önce barış temin edilsin. Çünkü bunca esir var, bunun yanında bunca insan, yüz binlerce insan burada öldü, öldürüldü. ‘Artık bu ölüme de son verilsin’ deniyor. Şimdi bizler en yakın komşuları olarak Türkiye biz, bir an önce barışın teminiyle alakalı gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım bizler muhataplarımızla bir an önce barışın temini için adım atalım istiyoruz.
Tahıl Koridoru’nun kurulmasını isteyişimizin sebebi bu olmuştur ve tahıl koridorunda da iyi bir netice aldık ama maalesef devamını sağlayamadık. 30 bin ton tahıl malum gönderildi biz aracı olduk. Bundan sonraki süreçte de bunun devamını istiyoruz. Bu arada tabii ben huzurlarınızda Sayın Zelenskiy’e bir teşekkürü ifade etmek istiyorum. O da Suriye’ye tahıl gönderme noktasında, bize gönderdikleri tahıl, biz de bu tahılı malum değirmenlerimizde una çevirmek suretiyle Suriye’ye ulaştırdık, ulaştırıyoruz. Bu da tabii Suriye’deki yönetimi ciddi manada mutlu etti, memnun etti. Ben de huzurlarınızda Suriye halkı adına kendilerine teşekkür ediyorum. Çünkü böyle zor bir zamanda Suriye’nin böyle bir imkânı aracılığımızla özellikle de Ukrayna’dan elde etmiş olması bu da insani ve vicdani bir görevdir.”
UKRAYNA DEVLET BAŞKANI ZELENSKİY: “TÜRKİYE, UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE EGEMENLİĞİ KONULARINDA ÇOK İLKELİ BİR TUTUM SERGİLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rusya-Ukrayna savaşının zor zamanlarında Türkiye’den destek gördükleri için teşekkür ederek “Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği konularında çok ilkeli bir tutum sergiledi. Bu, bize göre küresel önem taşıyor” diye konuştu.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, görüşmelerde Ukraynalı esirlerin durumunun da görüşüldüğüne işaret ederek “Türkiye gerek askerlerimizin gerek sivillerimizin serbest bırakılması için kolaylıklar sağladı” dedi.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy huzurunda, Türkiye ile Ukrayna arasında iki anlaşma imzalandı.
Bu kapsamda iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Eğitim Alanında İşbirliği Anlaşması”na Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Ukrayna Kültür ve Stratejik İletişim Bakanlığı Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imzaladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Türkiye ve Ukrayna bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren ve heyetlerini takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.