Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya mitinginde yaptığı konuşmada, “Ülkemiz; Gezi olaylarından beri süren, 15 Temmuz’la daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hamdolsun, önümüze hangi badire çıkarsa çıksın, ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” dedi.
Kütahya mitinginde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütahya’nın, Anadolu’nun beylerbeyi olduğunu belirterek, kentin bugün de millî iradeye olan bağlılığıyla Türkiye’nin beylerbeyliğini hak ettiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen mayıs ayındaki seçim sonuçları için Kütahyalılara teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençler, Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde verdiğiniz yüzde 68 ve Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 70 oranındaki destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Şimdi 31 Mart’ta da aynı oyları vermeye hazır mıyız? Maşallah barekallah. Rabbim tüm Kütahyalı kardeşlerimden razı olsun. Mevla şu muhabbetimizi, şu dayanışmamızı daim eylesin. Şimdi de sizlerden Türkiye Yüzyılı belediyeciliği için, gerçek belediyecilik için destek istiyoruz. Hanımlar, bu konuda en çok size güveniyorum. Her zaman ne diyorum, kale içeriden fethedilir. Yani kaleyi sizler düşüreceksiniz. Şayet hanımlar çok iyi çalışırsa bu iş olur. Biz, kadının iradesinin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk tanımıyoruz. Öyleyse buradan, bu meydandan gerçek belediyecilik için söz veriyor musunuz? Gençler, hanımları duyuyorsunuz değil mi? Sizin de onlardan aşağı kalmamanız lazım.”
“ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNE, İSTİKRARINA GÖZ DİKENLERE FIRSAT VERMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da 31 Mart seçimleri için adayları Cumhur İttifakı olarak ortak göstermediklerini hatırlatarak, “Eser ve hizmet siyasetinde yarışmak için ayrı adaylarla seçime girdik. Hayırda yarış olarak gördüğümüz bu centilmence rekabetin şehrimiz için en güzel şekilde neticelenmesini diliyorum” dedi.
Hangi partiye mensup olursa olsun Türkiye’nin her bireyinin, her Kütahyalının gönüllerinde ayrı bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Seçimler gelir geçer ama muhabbet baki kalır. Şu hasbilik gök kubbedeki bir hoş seda misali hep devam eder. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum. Ülkemizin güvenliğine, istikrarına, kazanımlarına, hedeflerine göz dikenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bu millet, tarihine, kültürüne, inancına saldırarak sırtını terör örgütlerine dayayanlara, onlara en güzel dersi sandıklarda verdi. Şimdi beraber yol yürüyerek, hükûmette ve belediyede iktidar hülyalarına kapılanları rüyalarından uyandırmaya var mıyız? Bunu yapacağınıza ben inanıyorum.”
“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ETRAFINDA KENETLENİP YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, emniyetten aldığı rakamlara göre mitinge 35 bin kişinin katıldığını aktararak, “Tabii sandıklara da bunun yansıması lazım. Kütahya’da hamdolsun böyle bir sıkıntımız inşallah yok” diye konuştu.
Şehirlerin bir kısmında yapılan kirli ittifakları takip ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Kiminde listeler geç veriliyor. Aday isimleri sabahtan akşama sürekli değişiyor. Milletimiz de engin ferasetiyle kapalı kapılar ardında çevrilen dolapları, yapılan pazarlıkları, sahnelenen alicengiz oyunlarını çok iyi görüyor. Bugüne kadar olduğu gibi 31 Mart’ta da milletimizle omuz omuza verip, meydanı kirli ittifakların karanlık hesaplarına bırakmayacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında kenetlenip yolumuza devam edeceğiz. Ben hanımlara güveniyorum. Bu yolculukta Kütahya’nın da desteğini yanımızda göreceğimize yürekten inanıyorum.”
“Şimdi buradan, Millî Mücadele zaferinin ilk işaret fişeğinin atıldığı Kütahya’dan öyle bir ses verin ki, duymayan kalmasın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Kütahya’yla birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız?” dedi.
Türkiye’nin Gezi olaylarından beri süren 15 Temmuz’da daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen, bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçtiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüze hangi badire çıkarsa çıksın ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık. Bu arada ciddi bedeller de ödedik, ödüyoruz. Millî birliğimize yönelik saldırıları bertaraf ederken yeri geldi darbecilere karşı canımız pahasına direndik yeri geldi sınırlarımıza dayanan teröristlerle boğuştuk. Cudi Dağı’nda onları mağaralara gömdük. Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, Gabar’da gömdük ve Türkiye’de kendilerine yer bulamadılar” diye konuştu.
Hayat pahalılığıyla da mücadele edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en çok etkilenen kesimlerin başında emeklilerin bulunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar emekli maaşlarını bizden önceki dönemlerle kıyas edilemeyecek seviyelere çıkarmış olsak da gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor” ifadesini kullandı.
“HARCADIĞIMIZ HER KURUŞU, DEVLETİ VE MİLLETİYLE BİRLİKTE ÇALIŞIP KAZANMAK MECBURİYETİNDEYİZ”
Ekonominin diğer boyutlarının ötesinde hesap kitap işi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin gelirleri ve giderleri arasındaki denge tutturulamazsa tıpkı 1970’lerde ve 1990’lardaki gibi siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşülmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Türkiye’nin kimi ülkelerin sahip olduğu gibi karşılıksız elde ettiği gelir kaynaklarına sahip olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz harcadığımız her kuruşu, devleti ve milletiyle birlikte çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz. Mesela yaklaşık 11 trilyon lira giderle bağladığımız 2024 bütçemizi ele alalım. Bunun 1 trilyon liradan fazlasını deprem harcamalarına ayırdık. Devletin tüm çalışanları için yaklaşık 3 trilyon lira personel gideri var. Yatırımlar için 1,6 trilyon liraya yakın bir kaynak kullanılacak. Emekli maaşları için ayrılan miktar yaklaşık 3 trilyon liraya yakın, eğitim için 1,6 trilyon lira, sağlık için 1,6 trilyon lira, sosyal yardımlar için 500 milyar lira, mahallî idareler için 860 milyar lira tahsis edildi. Diğer kalemleri söylemiyorum bile.
En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.
Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa, tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil yapılması istenen ilave artışların tutarıdır.”
“YAPTIĞIMIZ HER İŞİN HESABINI 85 MİLYONUN TAMAMINA VERMEKLE MÜKELLEFİZ”
Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin farkında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırtında yumurta küfesi taşımayanların istedikleri gibi atıp tutabileceğini, sorumluluk makamında olmayanların her aklına eseni söyleyebildiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevini verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız.” dedi.
Küresel ekonomik krizin dünyanın her yerinde çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere büyük kitlelerin refah kaybına uğramasına yol açtığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de kendi şartları çerçevesinde bu dalgadan etkilendiğini söyledi.
Tüm bunların üstüne geçen sene “asrın felaketi” olan çok büyük bir deprem yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 6 Şubat depremlerinin ekonomiye maliyetinin 104 milyar dolar olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna rağmen hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik dengeleri yeniden yerli yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yılsonundan itibaren programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüttükçe ortaya çıkan kazançtan her kesimden insanımız gibi emeklilerimiz de istifade edecek. Siz oturdukları yerden atıp tutanlara bakmayın. Onlar sadece istismar ve bozgunculuk peşinde koşuyor. Onların ne ülke ne millet ne de emeklilerimiz umurlarında. Bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz. Milletimizden sabır ve metanet istiyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 21 yılının önceki dönemlerinden çok iyi olduğunu, yarınların da bugünden daha iyi olacağını belirtti.
İnsanları, karamsarlık bataklığına sürüklemek isteyenlerin tek derdinin buradan bir kaos çıkartıp ülkeyi kendilerine mecbur etmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi partilerini öyle yönetiyor olabilirler ama bu millet kendi geleceği konusunda onların sinsi oyunlarına eyvallah etmez. Ne diyor üstat? ‘Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir’ Allah’ın izniyle bu tekerleği tümsekte bırakmayarak Türkiye Yüzyılı bayrağını, kör dünyanın tepesine biz dikeceğiz” diye konuştu.
KÜTAHYA’YA 101 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin en büyük ispatının şehirlere yaptıkları yatırımlar olduğunu ifade etti.
Bu kapsamda son 21 yılda Kütahya’ya 101 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 2 bin 900 yeni derslik inşa ettiklerini, şehre ikinci devlet üniversitesi olarak Kütahya Sağlık Üniversitesi’ni kurduklarını dile getirdi.
Gençlik ve sporda yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 12 bin 493’e çıkardıklarına, 61 spor tesisi inşa ettiklerine, Kütahya’ya kendine yakışacak bir stadyum kazandırmak için çalışmalara başladıklarına değinen Erdoğan, sosyal yardımlarda Kütahyalı ihtiyaç sahiplerine 2,6 milyar lira tutarında kaynak aktardıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta 320 yataklı Evliya Çelebi Devlet Hastanesi başta olmak üzere toplamda 1050 yataklı 11 hastaneyle birlikte 43 sağlık tesisi inşa ettiklerini aktardı.
Toplam 610 yataklı Kütahya Şehir Hastanesinin inşasında sona geldiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son teknik testlerini de tamamladıktan sonra hastaneyi vatandaşın hizmetine sunacaklarını bildirdi.
Şehrin ihtiyacına göre önümüzdeki dönemde 800 yataklı bir eğitim araştırma hastanesini de gündeme alabileceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ayrıca, Domaniç Entegre İlçe Hastanemizin inşası başta olmak üzere beş sağlık tesisinin yapımına devam ediyoruz. Kütahya’da TOKİ kanalıyla 12 bin 802 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 1521 konutun yapımı sürüyor. Kütahya’da 9,2 milyon metrekare alanda kentsel dönüşüm çalışması yürütüyoruz. Şehrimizdeki altı millet bahçesi projesinden üçünü tamamlayıp hizmete sunduk, diğerleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Ulaştırmada, Kütahya’da 24 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 359 kilometreye çıkardık. Abide-Simav yolunun ilk 15 kilometrelik kısmını tamamladık, kalanıyla ilgili hazırlıklara devam ediyoruz. Abide-Pazarlar ve Emet-Simav yolları ile Germiyan ve Zafertepe kavşaklarını bu sene bitiriyoruz.”
DOĞAL GAZ YATIRIMLARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çavdarhisar-Abide, Dursunbey-Tavşanlı, Hisarcık-Gediz yollarını önümüzdeki sene tamamlayacaklarını, şehrin hem Eskişehir, Afyonkarahisar çıkışlarında trafiği rahatlatacak hem de organize sanayi bölgeleri arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak bir yol projesini hayata geçireceklerini söyledi.
Ayrıca mevcut projenin yerine şehrin daha yakınından geçecek bir çevre yolu projesi üzerinde de çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kütahya il sınırları içindeki bütün demir yollarını yeniledik. Eskişehir-Kütahya-Balıkesir hattını elektrikli, sinyalli hâle getirip modernize ettik. Eskişehir-Antalya Hızlı Tren Hattı hayata geçtiğinde inşallah duraklarından biri de Kütahya olacak. Kütahya’ya 21 baraj ve sekiz gölet inşa ettik. Beş baraj ile bir gölet daha inşa ediyoruz. Son 21 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle Kütahya’da, 168 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 21 sulama tesisimiz ile toplam 204 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız. İnşa ettiğimiz 118 adet taşkın koruma tesisiyle, Kütahya şehir merkezi ile 144 yerleşim yeri ve 11 bin dekar araziyi taşkın zararlarından koruduk. Sekiz adet dere ıslahının inşası sürüyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahyalı çiftçilere yaklaşık 16 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdiklerini ifade etti.
Kütahya’da altı yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark, dokuz araştırma geliştirme merkezi kurduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Biraz sonra açılışını yapacağımız seramik fabrikasıyla Kütahya’nın bu alandaki marka değerini küresel ölçekte güçlendiriyoruz. İstihdamı desteklemek için Kütahya’daki işverenlere toplam 3 milyar lirayı aşan prim teşviki verdik. Enerjide, Kütahya, Çavdarhisar, Çitgöl, Demirci, Emet, Gediz, Hisarcık, Kuruçay, Simav ve Tavşanlı’ya doğal gazı getirdik. Bu yıl içinde Eskigediz ve Seyitömer’e, 2026 yılında ise Altıntaş ve Domaniç’e doğal gaz arzı sağlamayı hedefliyoruz. Hedefimiz, en kısa sürede Kütahya’da doğal gaz olmayan ilçe ve belde kalmayacaktır.”
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, NG KÜTAHYA SERAMİK 100. YIL FABRİKALARI AÇILIŞ TÖRENİ’NE KATILDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki programı kapsamında, NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Nafi Güral’ın kurduğu Kütahya Seramik’in üretim yolculuğundaki 35 yılını geride bıraktığını, 8 fabrikaya ve 54 milyon metrekare üretim kapasitesine ulaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da üretilen bu seramiklerin 81 vilayetin yanı sıra 5 kıtada 79 ülkeye ihraç edildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açılan her yeni fabrika ihracatımızda yeni bir ivme, cari açığımızın kapanmasına katkı demektir. Bugün yatırım bedeli 140 milyon avro, kapalı alanı 126 bin metrekare olan iki yeni fabrikayı daha hizmete açıyoruz. NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın ülkemize, şehrimize, grubumuza, çalışanlarımıza hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin İtalya ve İspanya gibi bu alanda dünyanın önde gelen ülkelerinde bile olmayan gelişmiş teknolojilere sahip üretim imkânına kavuştuğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde seramik üretiminin yanı sıra turizmde de önemli yatırımları olan grubun, istihdam kapasitesinin 5 bin 750 kişiye çıkmasını da takdirle karşıladığını kaydetti.
Dijital dönüşümü fabrikalarında en üst seviyelerde uygulayan grubun su, ham madde ve ambalaj atıklarının geri kazandırılması konusunda da ileri seviyeye ulaştığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, fabrika çatılarına kurulan ve tamamı üretimde kullanılan 25 megavat gücündeki güneş enerjisi santrallerinin, yenilenebilir enerji alanında da örnek bir yaklaşıma işaret ettiğini söyledi.
“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN ÖNDE GELEN TEDARİKÇİLERİ ARASINA ÇIKARTACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümek mecburiyetinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Sadece kâğıt üzerinde ekonomik görünümü iyileştirmek adına yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyümeden asla taviz veremeyiz. Makro dengelerle ilgili sorunlarımızı sanayide, teknolojide, ticarette, tarımda, turizmde ve diğer alanlarda büyümeyi sürdürerek çözeceğiz. Dünyanın en gelişmiş, en zengin ülkelerine baktığımızda onların da istihdam ve üretim merkezli bir ekonomik işleyişi hayata geçirmeye çalıştıklarına şahit oluyoruz. Bir dönem terk ettikleri üretim, bugün gelişmiş ülkelerin en kritik yumuşak karnı hâline gelmiştir. Türkiye’yi böyle bir duruma asla düşürmeyeceğiz. Savunma sanayinden seramik sektörüne kadar her alanda tasarımıyla, üretimiyle, ihracatıyla ülkemizi dünyanın önde gelen tedarikçileri arasına çıkartacağız.”
Kütahya’nın giderek büyüyen seramik üretimi kapasitesini sadece toprağa ve kimyaya dayalı bir sektörün gelişmesi olarak görmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki bu ivmenin ülkenin Türkiye Yüzyılı’na hazırlanışının işareti olduğunu belirtti.
“MİLLETİMİZE VERDİĞİMİZ HER SÖZÜ YERİNE GETİRMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK, ÇABALADIK”
İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayıp iktidarlarına kadar devam eden dönemlerdeki siyasi ve ekonomik gecikmeler yaşanmasaydı Türkiye’nin bugün çok daha farklı bir yerde olacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin sorumluluk verdiği kişiler olarak bize düşen kaçan fırsatlara bakıp hayıflanmak değil, hem eskinin kayıplarını telafi etmek hem geleceğin hedeflerini inşa etmektir. Bundan 13 sene önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda birileri kendi akıllarınca bizimle dalga geçmiş, projelerimizi küçümsemişti. Yaşadığımız onca badireye rağmen 2023 hedeflerinin önemli bir kısmını hayata geçirmiş birisi olarak karşınızdayım” diye konuştu.
Şimdi de Türk milletine “Türkiye Yüzyılı” sözlerinin olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vizyonu sağlam toplumsal yapı, istikrarlı ve güçlü ekonomi, adalet ve özgürlük, Türkiye eksenli küresel dönüşüm, huzurlu ve güvenli gelecek başlıkları altında tadat ederek millete sunduklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birileri gibi söz verip de sonra kulağının üzerine yatanlardan olmadıklarını belirterek, şunları paylaştı: “Milletimize verdiğimiz her sözün takipçisi olduk, her sözü yerine getirmek için var gücümüzle çalıştık, çabaladık. Eksiklerimiz elbette olmuştur ama ülkemize ve milletimize sağladığımız kazanımların büyüklüğünü kimse inkâr edemez. Artık bundan sonra milletimize karşı sorumluluğumuz Türkiye Yüzyılı bayrağını zirveye çıkarmaktır. Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı’nın inşasını da tamamladıktan sonra emaneti gençlere teslim edip köşemize çekileceğiz. Bu duygularla bir kez daha fabrikaların hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz. Tekrarını, tekrarını bekliyoruz.”
NG Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Kütahya Porselen Sanat Evi tarafından üretilen ve ortasında ayet yazılı el sanatı porselen tabak hediye etti. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler kurdeleyi keserek NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın açılışını yaptı ve fotoğraf çektirdi.
GA İstanbul Havalimanı’nda Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları Başladı Türk Hava Yolları, İGA İstanbul Havalimanı’nın 17 Nisan itibarıyla Avrupa’da ilk kez Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarını uygulamaya başlamasıyla birlikte Türkiye havacılık tarihinde bir dönüm noktasına daha tanıklık etmenin gururunu yaşıyor. Bu önemli gelişme, İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel aktarma merkezi olma rolünü pekiştirirken, Türkiye’nin uluslararası hava taşımacılığındaki stratejik konumunu daha da güçlendiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun öncülüğünde, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Enes Çakmak, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Ahmet Bolat, İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen ve diğer değerli isimlerin katılımıyla gerçekleştirilen bu öncü sistemin tanıtımında, üç Türk Hava Yolları uçağının canlı operasyonda eşzamanlı kalkışı gerçekleştirildi. Bu kalkışlar yalnızca İGA İstanbul Havalimanı’nın kabiliyetlerini değil, aynı zamanda Türkiye’nin havacılık ekosisteminin gücünü ve gelişmişliğini de ortaya koydu.
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları’nın Türkiye ve Avrupa havacılığı için bir ilk, küresel havacılık içinse tarihi bir adım olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu açılışta şu ifadelerde bulundu: “Gururluyuz… Çünkü bu uygulamayı ABD’nin ardından hayata geçiren tek ülke Türkiye! Artık İstanbul Havalimanı trafik hacmiyle olduğu kadar operasyonel kapasite ve teknik yeterlilik açısından da küresel havacılığın en üst ligine yükseldi. Bu sistemle hava trafik akışı hızlanacak, havalimanımızın dinamik kapasitesi önemli ölçüde artacak ve yolcularımıza daha hızlı, daha güvenli bir hizmet sunulacak. İstanbul’un kıtaları birleştiren stratejik konumu, bu yeni yetenekle birleştiğinde, havalimanımız küresel havacılık lojistiğinde daha kritik bir rol üstlenecek.”
Türk havacılığı açısından bu önemli anda yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat şu açıklamayı yaptı: “Türk Hava Yolları olarak, Türkiye havacılık tarihi adına bir tarihi anın daha parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Aynı anda üç uçağımızın kalkışı ile ana üssümüz İGA İstanbul Havalimanı Avrupa’da bir ilki gerçekleştirirken, bu operasyonel kapasite bayrak taşıyıcımızın uçuş verimliliğini artırıp büyüme hedeflerimize giden yolda önemli bir mihenk taşı görevi görecektir.”dedi.
İGA Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kalyoncu ise yeni yetkinliklerle ilgili şunları söyledi: “Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki; 17 Nisan 2025 itibarıyla İGA İstanbul Havalimanı’nda üçlü bağımsız pist operasyonlarına resmen başlıyoruz, Avrupa’da bir ilke imza atıyor ve Türkiye’nin uluslararası seyahat ve havacılık ekosistemine olan katkısını artırıyoruz. Bu bizim için sadece bir teknik başarı değil, aynı zamanda stratejik bir eşiktir. Bugün devreye aldığımız Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu ise, bu ekosistemin en önemli yapı taşlarından biridir. Böylece, saatlik hava trafik kapasitemizi 120'den 148 uçak hareketine çıkarıyoruz. Bu, sadece İstanbul’un değil, Avrupa hava sahasının daha da verimli hâle gelmesi demektir. İstanbul artık yalnızca bir varış noktası değil, dünyanın hava ulaşım merkezidir.”
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarının entegrasyonuyla birlikte İGA İstanbul Havalimanı’nın saatlik uçak hareket kapasitesi yükseldi. Bu gelişme operasyonel verimliliği önemli ölçüde artırırken, Türk Hava Yolları için daha kısa taksi süreleri, daha az gecikme ve daha yüksek dakiklik anlamına geliyor. Böylece, bayrak taşıyıcının misafirlerine daha akıcı, daha hızlı ve daha sürdürülebilir bir seyahat deneyimi sunulmuş olacak. Sistem aynı zamanda karbon emisyonlarının azaltılmasına da katkı sağlayarak, küresel çevresel taahhütlerle uyum içinde ilerliyor.
200 milyon yolcuya hizmet verme vizyonuyla küresel bir aktarma merkezi olma yolunda ilerleyen İGA İstanbul Havalimanı’nın bu yeni operasyonal kabiliyeti, Türk Hava Yolları’nın kesintisiz bağlantı, üst düzey hizmet ve ileri görüşlü altyapı hedeflerini destekliyor. Zamanında kalkış ve varışlar, stratejimizin temel taşlarından biri olup, finansal verimliliği artırma açısından kritik rol oynamaktadır. Yeni operasyonal kapasite sayesinde, günlük 1000’den fazla uçuş gerçekleştiren filomuzun dakik performansında hem yolcu memnuniyeti hem de maliyet optimizasyonu açısından önemli kazanımlar sağlanacaktır.
Ülkemizin bayrak taşıyıcısı olarak, bu başarıyı Türkiye’nin havacılık liderliğinin ve İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel ölçekte yeni standartlar belirleme kabiliyetinin bir göstergesi olarak kutluyoruz. Türkiye’nin dünyayı birbirine bağlama rolünü daha da güçlendirme kararlılığımızı sürdürüyoruz.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin Büyükelçilik görevine başlaması dolayısıyla bir resepsiyon verdi.
Ankara Sheraton oteldeki resepsiyona Büyükelçiler, Askeri ataşeler, Elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Çin’in Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin ve Çin’in Ankara Büyükelçiliği Savunma Ataşesi Yang Jianjun’un Büyükelçililerinde görevlerine başlamaları dolayısıyla bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Jiang XUEBIN ve Savunma Ataşesi Yang JIANJUN ev sahipliği ve birer konuşma yaptılar.
Çin Halk Cumhuriyeti resepsiyonunda kürsüye önce Büyükelçi Jiang XUEBIN geldi.
Büyükelçi XUEBIN konuşmasına, Türkiye’de göreve başlamasından dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek başladı.
Büyükelçi XUEBIN, konuşmasının başında iki kadim medeniyet olan Çin ve Türk medeniyetlerinin binlerce yıl öncesine dayanan ilişkilerini dile getirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde iki ülke ilişkilerinin olumlu bir seyir takip ettiğini hatırlatan Büyükelçi XUEBIN, iki ülke arasındaki ekonomik, ticari ve kültürel bağların daha da güçlendiğinin altını çizdi.
Büyükelçi XUEBIN, “Görevime başlayalı üç ayı aşkın bir süre geçti. Bu süreçte, her gittiğim yerde Türk halkı tarafından sıcak bir dostlukla ve ligiyle karşılandım. Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye kardeşliği ve dostluluğunun halkın gönlünde kök saldığını, iki ülke arasındaki işbirliğinin büyük potansiyele sahip olduğunu kendi gözlerimle görmüş oldum.” dedi.
Çin Halk Cumhuriyeti Savunma Ataşesi Yang da iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye ilişkilerinin önemli bir halkası olduğunu ifade etti ve son yıllarda iki ordu arasındaki işbirliğinin istikrarlı şekilde ilerlediğini söyledi.
Konuşmalardan sonra Çin Halk Cumhuriyeti Folklor ekipleri geleneksel Çin danslarından oluşan bir gösteri sundu.
Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIUNJUN göreve başlamaları dolayısıyla verilen resepsiyonda, folklor gösterilerinden ardından davetlilere Türk ve Çin mutfağından yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, konukların, Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIANJUN ile hatıra fotoğraf çektirmesiyle sona erdi.
Pakistan’ın Milli Günü Ankara’da bir resepsiyonla kutlandı.
Pakistan’ın Milli Günü dolayısıyla Ankara Büyükelçiliği ikametgahındacdüzenlenen resepsiyona Büyükelçi Yousaf Junaid ev sahipliği yaptı.
Pakistan Milli Günü dolayısıyla düzenlenen resepsiyona Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, kuvvet komutanları, Dışişleri Bakan Yardımcısı Berris Ekinci, eski Başbakan, TBMM Başkanı Bülent ARINÇ ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım katıldı.
Resepsiyonda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu da yer aldı.
Pakistan Milli Günü Respsiyonu iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinden sonra ilk olarak kürsüye Pakistan Büyükelçisi YOUSAF JUNAID geldi.
Büyükelçi JUNAID, Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilerin çok uzun bir süreçli olduğunu hatırlatarak, iki ülke arasındaki bu uzun süreli dostluğun sıradan olmadığına atıfta bulunarak “Bizim dostluğumuz ortak din, ortak dil ve ortak kültürel mirasa dayanıyor.” şeklinde konuştu.
YOUSAF JUNAİD, iki ülke arasındaki tarihi bağlara dile getirerek Pakistan’ın dirençli yapısına ve ekonomik ilerlemesinin büyüme oranlarının arttığını, enflasyonun azaldığını, ihracatın yükseldiğini ifade etti.
Pakistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin giderek güçlendiğini, bu bağların ortak inanç, tarih ve karşılıklı destek üzerine kurulduğunu belirten Büyükelçi JUNAID, Pakistan’ın barışa, kalkınmaya ve Türkiye ile bağlarını güçlendirmeye olan İsteğinin altını çizdi.
Pakistan Büyükelçisi Yusuf Junaid’in hitabından sonra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, kürsüye geldi ve bir konuşma yaptı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yousaf Junaid’in Türkiye’nin bir dostu olduğunu ve uzun yıllardır Türkiye’de hizmet etmiş hem iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmuş hem de Türkiye’yi fevkalade yakından tanıyan değerli bir insan olduğunu dile getirdi.
Türkiye ve Pakistan arasındaki dostluğa değinen TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Yüksek düzeyde stratejik iş birliğine dönüşen ikili ilişki aslında sadece iki devlet arasındaki ilişkiden ibaret değil, iki halkın tarihin derinliklerinden gelen kalpten kalbe büyük köprülerle kurulmuş olan sarsılmaz bir kardeşlik ilişkisidir” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, Çanakkale Savaşı sırasında Muhammed İkbal’in ağlayarak yaptığı konuşmanın hafızalarda tazeliğini koruduğunu da kaydetti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kurtuluş Savaşı sırasında Pakistan’ın Türkiye’ye yapmış olduğu yardımları da atıfta bulunarak “Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinde Pakistan halkının vermiş olduğu fevkalade yüksek desteği unutmamız asla mümkün değildir. Pakistan’ın kadınlarının o zor günlerimizde yüzüklerini, bileziklerini, küpelerini vererek Türkiye’nin milli kurtuluş mücadelesine verdiği destek hepimizin hafızalarında, hepimizin zihnindedir” dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan ile Türkiye arasındaki dostluk ilişkisine de değinerek, “Ne zaman dara düşsek, dost kötü günde belli olur hükmü gereğince Pakistanlı kardeşlerimizin hemen yanı başımızda olduğunu hissettik. Bunun son göstergesi de 2023 yılının 6 Şubat’ında yaşadığımız fevkalade yıkıcı depremden hemen sonra yarı başımızda saatler içerisinde Pakistanlı dostlarımızı görmemiz olmuştur. Türkiye olarak, Türk milleti olarak Pakistan’ın bağımsızlığını kazandığı ilk günden itibaren 1947’den itibaren her zaman Pakistan halkıyla beraber olduk. Her zaman Pakistan’ın zor zamanlarında yanında olduk” hatırlatmasında bulundu.
“Pakistan ve Türkiye arasındaki dostluk kardeşlik ilişkisinin fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ettiğine işaret eden Kurtulmuş: “ Her türlü doğal afette, her türlü düşmanlıkta Türkiye halkının Pakistan halkının yanında olduğunu, Pakistan’ın tezlerini de her türlü uluslararası platformda savunduklarını ve savunmaya devam edeceklerini belirttti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “ Özellikle son yıllarda Pakistan ve Türkiye arasındaki bu dostluk kardeşlik ilişkisi fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ediyor. Savunma sanayinde, ticarette, sanayide, eğitimde fevkalade güçlü ilişkilerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Şunu da açıkça söylemek gerekir ki, uluslararası ilişkiler bakımından Türkiye ile Pakistan arasındaki bu istisnai ilişki örnek gösterilecek, fevkalade zor görülecek ve giderek güçlenmekte olan bir ilişkidir. Türkiye ile Pakistan arasındaki bu sağlam dostluk ilişkisinin, özellikle dünyanın fevkalade zor bir süreçten geçtiği, şu günlerde çok daha büyük bir ihtiyaç olduğu, bu dostluğumuzu çok daha kuvvetlendirerek yolumuza devam etmemiz gerektiği de açık bir gerçektir.”
Konuşmalardan sonra Pakistan Milli Günü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Pakistan mutfağından hazırlanmış yiyeceklerin ikramı yapıldı.
Pakistan Milli Günü resepsiyonu hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.