Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş Deprem Konutları Kura ve Anahtar Teslim Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Deprem bölgesinde sadece konut, cadde, meydan yapmıyoruz. Bu şehirlerimizi üretimiyle, istihdamıyla, ihracatıyla geleceğe hazırlayacak atılımların altyapısını kuruyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Yunus Emre Kongre Merkezi’nde düzenlenen Deprem Konutları Kura ve Anahtar Teslim Töreni’ne katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Törendeki konuşmasına, Çağlayan Adliyesi’nde meydana gelen terör saldırısı nedeniyle adalet camiasına ve vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zamanında müdahaleleri ile hain saldırıyı başarıyla bertaraf eden güvenlik güçlerini tebrik etti.
ÇAĞLAYAN ADLİYESİ’NDEKİ SALDIRI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, olayla ilgili şunları kaydetti: “Biri kadın, diğeri erkek iki terörist alçak emellerine ulaşamadan görevli polislerimiz tarafından etkisiz hâle getirilmiştir. Türkiye hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütleriyle ve destekçileriyle mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. Yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar diliyorum. Yaralılarımızdan da bir tanesinin Hakka yürümüş olmasından dolayı ona da Allah’tan rahmet diliyorum. Kahraman polislerimizin tek tek alınlarından öpüyorum.”
Tam bir yıl önce bugün, evleri yıkan, yürekleri dağlayan, yol açtığı acıların ömür boyu taşınacağı büyük bir felaketin yaşandığını, Türkiye’nin 6 Şubat gününe tarihinin en büyük felaketiyle uyandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlki saat 4.17’de Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğünde, ardından aynı gün 13.24’te Elbistan merkezli 7,6 büyüklüğünde iki deprem ve şiddeti onlara yakın binlerce artçı sarsıntıyla adeta dünyamız başımıza yıkıldı” diye konuştu.
Bu depremlerin gerek büyüklüğü gerek yüzeye yakınlığı gerekse deprem bölgesinin nüfus yoğunluğu bakımından insanlık tarihinin en sarsıcı felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçtiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinde yıkılan binaların yüzde 90’dan fazlasının 1999 öncesi inşaat standartlarında yapılmış olmalarının felaketin boyutunu daha da arttırdığına işaret etti.
Depremlerde hayatını kaybeden 53 bin 537 vatandaşa Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerini tekbirlerle, fatihalarla, salavatlarla bir kez daha yâd ettiklerini kaydetti.
Tüm deprem şehitleri için birer Fatiha okunmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremde kaybettiğimiz kardeşlerimizin aziz hatıralarını tekbirlerle, aminlerle kalplerimizde hep yaşatacağız. Rabbimden bu gece idrak edeceğimiz Leyle-i Miraç hürmetine şehitlerimize af ve mağfiret temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
Bu felakette yaralanan 107 binin üzerinde kişi başta olmak üzere, depreme maruz kalan vatandaşların tamamına geçmiş olsun dileklerini sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletleri millet yapan özelliklerinden birinin de sevinçleri paylaşarak çoğalttıkları gibi, zorluklar karşısında tek yürek ve tek bilek olup acılarını paylaşarak dayanılır kılmaları olduğunu söyledi.
Sabır, umut, metanet, dayanışma, yardımlaşma ve fedakârlığın hem birey hem de topluma en çok böyle zamanlarda lazım olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun, milletimiz 6 Şubat depremlerinde bu imtihanı başarıyla vermiştir. Asrın felaketinin altından asrın dayanışmasıyla kalkmayı başardık” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 14 milyon insanı etkileyen, 11 şehrin 124 ilçesindeki 7 bin mahalle ve köyde ağır bir yıkıma yol açan böyle bir felaket karşısında Türkiye kadar güçlü durabilecek pek az ülke ve toplumun olacağını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin bile benzer felaketler karşısında yıllarca çaresiz kaldığını hep birlikte gördük, şahit olduk. Hamdolsun biz, depremin birinci yıl dönümünde enkazları kaldırılmış, şehirlerin yeniden inşasında önemli mesafe kat edilmiş, insanları hayata yeniden tutunmuş bir tabloya ulaştık. İşte bunun için 6 Şubat gününü depremdeki kayıplarımızı yâd etme yanında afetlere karşı millî dayanışmamızı ispatladığımız ve her geçen gün güçlendirdiğimiz bir tarih olarak da hatırlayacağız. Bu elim tarihi, afet ve millî dayanışma günü hâline getirerek, geçmişten aldığımız derslerle geleceğimizi daha güvenli, daha güçlü, daha müreffeh bir şekilde inşa etmenin yollarını arayacağız. Facianın ilk anından itibaren erkeği ve kadınıyla, genci ve yaşlısıyla, çalışanı ve işvereniyle, sivili ve kamu görevlisiyle, velhasıl 85 milyon yekvücut olarak depremzedelerimizin etrafında kenetlenen her bir kardeşimize buradan şükranlarımı sunuyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok ağır kış şartlarının hüküm sürdüğü ilk saatlerde ve günlerde insanüstü bir gayretle deprem bölgesine ulaşan gönüllü veya görevli kahramanların hiçbirini unutmayacaklarının altını çizerek, depremzede vatandaşlara teşekkür etti.
Depremzedelerin, depremin yıktığı evlerinin, iş yerlerinin, şehirlerinin üstünde tüm zorluklara rağmen hem yakınlarını, hem kalanları kurtarmanın mücadelesini verdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kalbini parçalayan acısına, gözünden akan yaşına, soğuğa, çamura ve diğer tüm olumsuzluklara meydan okuyarak, kendisinin, ailesinin, şehrinin geleceğine sahip çıkan vatandaşlarımızın fedakârlıklarını anlatacak söz bulmak mümkün değildir. Allah hepsinden razı olsun diyorum. Rabbim, hepsine dayanma ve hayata sarılma gücü versin diyorum” ifadesini kullandı.
“TARİHİN EN BÜYÜK ARAMA KURTARMA OPERASYONUNU YÜRÜTTÜK”
Devlet olarak afetin ilk anından itibaren personel, araç-gereç, millî ve uluslararası tüm imkânları seferber ettiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremin merkezi Kahramanmaraş’tan bir tarafta Malatya, diğer tarafta Kayseri sınırından başlayıp Adıyaman, Gaziantep, Osmaniye ve Hatay’a kadar inen bir felaket tablosuyla karşı karşıyaydık. Hatta depremin yıkım etkisi, oradan sınırlarımızı aşarak devam edip gidiyordu. Depremden etkilenen şehirlerimizde 39 bini yıkılmış, 60 bini acil yıkılacak, 200 bini ağır hasarlı bina ortaya çıkmıştı. Bu binalardan 26 bininde çok acil arama kurtarma çalışması yürütülmesi gerekiyordu” ifadelerini kullandı.
Millî bir seferberlikle, ülke içinden ve dışından 35 bini aşkın profesyonel personelin katılımıyla tarihin en büyük arama kurtarma operasyonunu yürüttüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Deprem bölgesinde 650 bin personel görevlendirerek güvenlikten iaşe ve ibate kadar tüm hizmetlerin sistemli ve sürekli bir şekilde verilebilmesini temin ettik. Bölgeye naklettiğimiz 20 bin araç ve iş makinası, 141 helikopter, 182 uçak ve 23 gemiyle çalışmaların kesintisiz yürütülmesini sağladık. Enkaz altından kurtardığımız her can, milletçe umutlarımızı tazeledi. Sevk ettiğimiz 1 milyon çadırla, kırsaldakilerle birlikte yaklaşık 3 milyon kişinin acil barınma ihtiyacını çözdük. Ardından bölge genelinde kurduğumuz 215 bin konteynerle depremzedelerimize daha iyi şartlarda barınma imkânı sunduk.
Diğer şehirlerdeki yakınlarının yanına gitmek isteyen 3,5 milyon afetzede vatandaşımızın tahliyesini gerçekleştirdik. Kamu kurumlarımıza ait tesislerde 1,2 milyon vatandaşımızı misafir ettik. Yaklaşık 350 bin haneye kira desteği ödemesi yaptık. Mayıs seçimlerinde 1 milyona yakın vatandaşımızın, üniversite sınavında 120 bin öğrencimizin bölgeye gidiş dönüşünü sağladık. Türk Hava Yollarımızın öncülüğünde kurduğumuz hava yolu köprüsü sayesinde, 712 bin kargo seferiyle 33 bin tona yakın yardım malzemesini bölgeye ulaştırdık. Tüm iş yerlerimizin yükünü hafifletmek amacıyla kısa çalışma ödeneği kapsamında 111 bin kişi için 989 milyon lira ödeme gerçekleştirdik.”
“AMACIMIZ YILSONUNA KADAR 200 BİN KONUTU VE KÖY EVİNİ HAK SAHİPLERİNE TESLİM ETMEK”
Diğer çalışmalarla birlikte deprem bölgesine acil ihtiyaçlar için 107 milyar lira kaynak aktardıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte kalıcı konutların inşasına da hemen başladıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşası biten ilk konutların kura çekimi ve anahtar teslimini hafta sonu Hatay ve Gaziantep’te yaptıklarına işaret ederek, Hatay’da 7 bin 275, Gaziantep’te 10 bin 698 konutun kura çekimi ve teslim törenini gerçekleştirdiklerini belirtti.
Bugün de Kahramanmaraş’ta 9 bin 289 konutun kurasını çekerek, anahtar teslimini yapacaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunlara ilave olarak Kahramanmaraş’ta 20 bin konutumuzun yapımı hızla sürüyor. Şehrimizde konut, iş yeri ve ahır olarak hak sahibi yaklaşık 78 bin vatandaşımızın tamamına da anahtarlarını teslim edene kadar gece gündüz durmayacağız. Yarın Şanlıurfa’da, perşembe günü Adıyaman’da kura çekimi ve anahtar teslim törenleriyle inşası biten konutları vatandaşlarımıza veriyoruz. Amacımız yılsonuna kadar 200 bin konutu ve köy evini hak sahiplerine teslim etmektir. Ardından bu sayıyı süratle 390 bine tamamlayacağız. Allah’ın izniyle kimseye mahcup olmadan, herkesin gönül hoşluğunu sağlayarak ve hoşnut ederek bu süreci çok geciktirmeden nihayete erdireceğiz.”
“TEMELİ ATARKEN NE SÖZ VERDİYSEK ONU YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinde son bir yılda yapılan çalışmaların anlatıldığı videonun da izletildiği törende, “Biz temeli atarken ne söz verdiysek onu yaptık. Muhalefet diyor ki ‘bir yıl geçti ortada bir şey yok.’ Kahramanmaraş burada, zahmet olmazsa bir turistik seyahat de buraya yapın. En son hak sahibi vatandaşımız güvenli yuvasına kavuşuncaya kadar durmadan, dinlenmeden çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Yapılan her işin arkasında ciddi bir emek, alın teri, çaba, kaynak ve fedakârlığın bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şayet bizim imar, inşa ve ihya konusundaki 30 yıllık tecrübemiz olmasaydı emin olun şehirlerimiz bu kadar hızlı toparlanamaz, yaralar bu kadar hızlı sarılamazdı. Şu andaki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız, o dönemdeki Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum’un, aynı dönemdeki İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun, diğer tüm bakanlarımızın, kurum yöneticilerimizin, kamu personelimizin tamamının, madencilerimizin, sivil toplum kuruluşu mensuplarımızın, gönüllülerimizin bölgedeki insanüstü gayretlerini kim inkâr edebilir? Sadece depremde değil, milletimize hizmet yoluna koyulduğumuz her dönemde bu anlayışla hareket ettik, çalıştık, çabaladık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatlarının hiçbir döneminde Türk insanına hizmet ederken ayrımcılık yapmadıklarını, yapmayacaklarını belirterek, “Cumhur İttifakı olarak ülkemizin dört bir yanını taradık, tarıyoruz, tarayacağız ve Allah’ın izniyle bütün inşa ve ihya hareketini sona erdireceğiz” diye konuştu.
Siyasetlerini, “eser ve hizmet siyaseti” olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz eser ve hizmet ortaya koymadaki farkımızla belediyelerde 30 yıldır, hükûmette 21 yıldır milletimizin gönlündeki yerimizi korumayı başardık. Yoksa kimse verdiğimiz mücadelede bizim yanımızda karakaşımıza, kara gözümüze, boyumuza, postumuza meftun olduğu için durmuyor. İnsanımızın gerektiğinde canı pahasına verdiği bu desteği, ülkemizin asırlık ihmallerini telafi eden yatırımları yaptığımız, milletimizi asırlık hayallerine kavuşturduğumuz için bu destekleri aldık, alıyoruz. Tıpkı 21 yıl boyunca olduğu gibi geçtiğimiz yılın mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerinde de sizlere vaadimiz buydu. Şimdi belediye başkanlığı seçimlerinde de şehirlerimize vaadimiz aynıdır.”
“TÜM BELEDİYELERE BÜTÇEDEN ALMALARI GEREKEN PAYI EKSİKSİZ GÖNDERDİK, GÖNDERİYORUZ”
Eser vermeye, hizmet etmeye, ülkeyi ve şehirleri Türkiye Yüzyılı’na hazırlamaya talip olduklarını, bunun dışındaki her tartışmayı, her kavgayı, her lafı vakit kaybı, enerji israfı olarak gördüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Şimdi birileri çıkmış Hatay’daki aday tanıtım toplantımızda söylediğimiz, hükûmetle yerel yönetimlerin iş birliğinin önemine işaret ettiğimiz ifadelerin üzerinde tepiniyor. Hâlbuki yıllardır şu hakikati sürekli kamuoyunun dikkatine getiriyoruz. Hükûmet olarak biz hangi partiden olduğuna bakmaksızın tüm belediyelere bütçeden almaları gereken payı eksiksiz gönderdik, gönderiyoruz. Hatta plana ve projeye dayalı, hakikaten yapacaklarını gördüğümüz yatırımlar için borçlanma izinlerini de veriyoruz. Bunlarla da kalmadık, muhalefetin elindeki şehirlerde normalde belediyelerin yapması gereken yatırımların önemli bir kısmını sırf vatandaşlarımız mağdur olmasın diye bakanlıklarımıza bağlı kurumlarımız eliyle yine biz hayata geçirdik. Aksini iddia eden kendi eksiğini, kendi beceriksizliğini bizim üzerimizden örtmeye çalışıyor demektir. Ellerindeki onca kaynağa rağmen hizmet üretemeyen muhalefet belediyelerinin sorunu ise en hafif tabiriyle basiretsizliktir.”
Bu belediyeleri yönetenlerin gözü ve gönlü başka yerde olduğu için şehirlerini ihmal ve hatta istismar ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha altını çizerek tekrar ediyorum, İstanbul’undan İzmir’ine, Ankara’sından Hatay’ına muhalefet belediyelerinin şehirlerine hak ettikleri hizmeti kazandıramadıkları için, bunun tek sebebi nedir biliyor musunuz, beceriksizlik, iş bilmezlik, başka hesaplar peşinde koşmaları” dedi.
Kendilerine oy vermeyenlere hizmet götürmeyeceklerini bizzat kendi ağızlarıyla ikrar edenlerin son çırpınışlarını milletin ibretle takip ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İşte bunun için biz ne diyoruz? Gerçek belediyecilik diyoruz. Her anında, hep yanında, bu şekilde belediyeciliği yapacağız. ‘Türkiye Yüzyılı şehirleri’ diyoruz. Bunları söylerken kendi eksiklerimizi inkâr mı ediyoruz? Elbette etmiyoruz. Türkiye’nin içinden geçtiği bunca badirenin altından kalkarken söz verip geciktirdiğimiz, tespit ettiğimiz ama gereğini yapmakta yeteri kadar hızlı davranamadığımız hususlar mutlaka vardır. Ama milletimiz şahittir ki önümüze kurulan tüm tuzaklara rağmen gece gündüz çalışarak eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, spordan sosyal desteklere ülkemizi Cumhuriyet tarihinin en ileri seviyesine getirdik.”
Şimdi de Türkiye’yi siyasi, ekonomik ve askerî olarak dünyanın en güçlü ülkeleri arasına çıkartacak daha büyük bir hamlenin eşiğinde olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı dediğimiz bu vizyonu da hayata geçirdikten sonra emaneti huzuru kalple yeni nesillere teslim edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinde sadece konut, cadde, meydan yapmadıklarını, bu şehirleri üretimiyle, istihdamıyla, ihracatıyla geleceğe hazırlayacak atılımların altyapısını kurduklarını söyledi.
“KAHRAMANMARAŞ’I, ANKARA’DAN SONRA İKİNCİ SAVUNMA, HAVACILIK VE UZAY SANAYİİ MERKEZİMİZ HÂLİNE GETİRİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İşte bu anlayışla ülkemizin lokomotif sektörü savunma sanayi yatırımlarını deprem bölgesi şehirlerimizde yoğunlaştıracak bir iskân ve istihdam projesi başlattık. Savunma Sanayii Başkanlığımız tarafından yapılan planlamayla Hatay Kırıkhan’da ROKETSAN için bir sanayi alanı kuruyoruz. Gaziantep’te TUSAŞ vasıtasıyla karbon fiber tesisini hayata geçirdik. Kahramanmaraş’ta yine TUSAŞ vasıtasıyla havacılık yapısalları üretecek büyük bir tesis inşa ediyoruz. İnsansız hava aracımız ANKA’nın da aralarında olduğu havacılığa ait pek çok parçanın üretimi artık burada yapılacak. Bir başka deyişle Kahramanmaraş’ımızı Ankara’dan sonra ikinci savunma havacılık ve uzay sanayi merkezimiz hâline getiriyoruz. Geleceğin sektörü savunma sanayimize ve havacılık endüstrisine insan kaynağı sağlamak üzere Airbus ve TUSAŞ iş birliğiyle şehrimize önce bir meslek yüksekokulu açıyoruz. Bununla kalmıyor, sektörü destekleyecek bilimsel ve teknik çalışmalar için şehrimizin ikinci üniversitesini bünyesine gerekli takviyeleri yaparak, İstiklal Teknik Üniversitesi’ne dönüştürüyoruz. TÜBİTAK’ın desteğiyle faaliyete geçecek bilim merkeziyle çocuklarımızı bu alana teşvik edecek bir diğer adımı da atıyoruz.
Adıyaman’a da savunma sanayi şirketlerimizin ortak girişimiyle bir kablo konnektör kablaj üretim tesisi kazandırıyoruz. İskânı ve istihdamı birlikte düşünerek, şehirlerimizi ayağa kaldırdığımızda sizlerle birlikte ülkenin tamamı kazanacak, tamamı büyüyecek. Bizim gündemimiz budur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birilerinin cımbızla çektikleri ifadeler üzerinde fitne, fesat, bozgunculuk peşinde koşmalarını milletimizin takdirine havale ediyoruz. Onun için 31 Mart çok önemli” dedi.
Deprem konutlarının kura çekimi ve anahtar teslim töreni öncesi Kahramanmaraş’ın Azerbaycan Mahallesi TOKİ proje alanındaki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ile canlı bağlantı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki birlikte butona basarak hak sahipleri için kura çekimini başlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurayla belirlenen hak sahiplerine anahtarlarını teslim etti.
KAPIÇAM ŞEHİR MEZARLIĞI’NI ZİYARET
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “asrın felaketi” olarak nitelenen depremlerin birinci yılında geldiği Kahramanmaraş’ta ilk olarak, Kapıçam Şehir Mezarlığı’nı ziyaret etti.
Depremlerde hayatını kaybedenlere dua eden ve Kur’an okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mezarlara karanfil bıraktı, depremde yakınlarını kaybeden vatandaşlarla sohbet etti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, KAHRAMANMARAŞ’TA DEPREMZEDE AİLEYLE BİR ARAYA GELDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat depremlerinin merkez üssü Kahramanmaraş’ta, eşini ve iki erkek evladını kaybeden 53 yaşındaki Aliye Üzüm’e ziyarette bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan felakette enkaz altından kurtarılan ve tedavisinin ardından iki kız evladı ile Onikişubat İlçesi Önsen Mahallesi’nde TOKİ tarafından inşa edilen rezerv konutlara yerleştirilen Üzüm’ü ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki çocuğa da koruyucu ailelik yapan Üzüm’den durumlarına ilişkin bilgi aldı.
Ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de eşlik etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Ankara Kent Konseyi Konferans Salonu’ndaki resepsiyona, Büyükelçiler, Elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Ankara Kent Konseyi Yönetim Kurulu üyeleri de resepsiyonda yer aldı.
Resepsiyonda İki kardeş şehir olan Ankara ve Karakas’ı tanıtan kısa film gösterildi.
Film gösteriminden sonra Venezuela Müsteşarı Antonio Morillo PERDOMO bir konuşma yaptı.
Antonio Morillo PERDOMO konuşmasında şunları söyledi: “Öncelikle, Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti halkı ve hükümeti adına en içten selamlarımızı sunarız.
Burada, kültürlerimizin zenginliğini kutlamak ve halklarımızı onlarca yıldır birleştiren kardeşlik bağlarını daha da güçlendirmek için bir araya geldik.
Bu etkinlik, Venezuela ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 75’inci yıl dönümünü anmak amacıyla düzenlenen etkinlikler serisinin bir parçasıdır. Bu önemli tarih, her iki ülkenin iş birliğine, karşılıklı saygıya ve samimi dostluk temelinde ortak bir gelecek inşa etme kararlılığına işaret etmektedir.
Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler, yıllar içinde siyasi diyalog, artan ekonomik iş birliği ve halklarımızı birbirine daha da yakınlaştıran derin bir kültürel etkileşimle gelişmiştir.
Bu 75 yıl boyunca Venezuela ve Türkiye, coğrafi mesafelerin ortak değerler ve dayanışma ruhu söz konusu olduğunda bir engel olmadığını göstermiştir. En zorlu zamanlarda, ülkelerimiz birbirlerine destek olmayı bilmiş, diplomatik ilişkilerin ötesine geçen ve gerçek kardeşlik temelinde şekillenen bir bağı yansıtmıştır.
Bu bağ, devlet başkanlarımız Nicolás Maduro ve Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle daha da güçlenmiştir. Kendileri, güven, saygı ve karşılıklı fayda temelinde kapsamlı bir iş birliği gündemini teşvik etmişlerdir. Venezuela ve Türkiye arasındaki ilişki, farklı tarihlere ve geleneklere sahip iki ülkenin ortak noktalar bularak birlikte gelişen bir geleceğe doğru ilerleyebileceğinin açık bir örneğidir.
Bugün, halklarımızı birbirine yakınlaştıran bir aracı olarak kültürel değişimin önemini vurguluyoruz. Müzik, gastronomi ve tarih aracılığıyla sadece her ülkenin kendine özgü yönlerini değil, aynı zamanda bizi birleştiren unsurları da keşfedebiliriz.
Kültür, engelleri yıkma ve insanlar arasında derin bir anlayış oluşturma gücüne sahiptir. Bir Venezuelalı geleneksel Türk müziğini dinlediğinde veya bir Türkiye vatandaşı geleneksel bir Venezuela yemeğini tattığında, karşılıklı merak ve birbirini daha yakından tanıma arzusu doğar. Bu nedenle, bugün gerçekleştirdiğimiz etkinlikler büyük bir değere sahiptir.
Geleneklerimizi paylaşmamıza, birbirimizden öğrenmemize ve ülkelerimiz arasındaki kardeşlik bağlarını pekiştirmemize olanak tanımaktadır.
Venezuela ve Türkiye arasındaki yakınlığın en somut örneklerinden biri de başkentlerimiz Ankara ve Karakas’ın kardeş şehir ilan edilmesidir. Bu ilişki, halklarımız arasındaki iş birliği ruhunu ve bağlarımızı daha da güçlendirme arzusunu simgelemektedir.
Son olarak, bu etkinliğin düzenlenmesine verdiği destek ve halklarımız arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik kıymetli katkılarından dolayı Ankara Kent Konseyi’ne en içten teşekkürlerimi sunmak isterim. Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Büyükelçiliği olarak, ülkelerimiz arasındaki ilişkileri kültür aracılığıyla daha da yakınlaştırma konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bu etkinliğin, Venezuela ve Türkiye arasındaki kalıcı dostluğun bir kanıtı olmasını temenni ediyoruz. Bugün burada bizlerle olduğunuz için hepinize teşekkür ederiz.
Öte yandan, TÜRKİYE ve VENEZUELA arasındaki 75’inci yıldönümü resepsiyonunda davetlilere Latin Müziği eşliğinde Venezuela ve Türk mutfağından yiyecekler de ikram edildi.
Bu arada, Türkiye-Venezuela ilişkilerinin 75’inci yıldönümü anısına bir DOSTLUK AĞACI dikildi.
Resepsiyon, Ankara Kent Konseyi Diplomasi Meclisi ve Venezuela Büyükelçiliği’nce düzenlendi.
Bulgaristan Haber Ajansı, Balkan Göçmenleri İktisadi Araştırma ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı ile kısa adı BİSAV olan Balkan Sanat Akademisi’nin birlikte düzenledikleri Goblen sergisi açıldı.
Ankara Bulgaristan Haber Ajansı’ndaki sergi açılışına, Bulgaristan Haber Ajansı Müdüresi Nora Ckolakova, BİSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Özkale ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Küratörlüğünü Bilge Özcan’ın yaptığı sergide, Goblen sanatçısı Şengüzel Aydın’ın 23 eseri yer aldı.
Sergi açılışından önce açılışkonuşmaları yapıldı.
BİSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel ÖZKALE, konuşmasında şunları söyledi: “Sanatın gücü ayrı bir önem arz ediyor. Karşılıklı kültür bağlarında en güçlü, en güzel bağı oluşturacak köprülerden biri oluyor.
Öncelikle sergimize geldiğiniz için siz değerli misafirlerimize hoşgeldiniz diyorum. Burası, Bulgaristan Telegraf Ajansı; Anadolu Ajansı’nın muadili bir yapı. Nora hanım geldiği günden beri birlikte çalışıyoruz. Kendiisiyle çok güzel etkinlikler yapıldı, karşılıklı güzel köprüler, güzel diyaloglar ve güzel ilişkiler kuruldu. Bu arada, biz de kendimizi, geldiğimiz topraklara Bulgaristan‘a geldiğimiz memlekete Balkanlar‘a ait olduğumuzu biraz daha hissetmeye çalışıyoruz. Böyle mekanlarda, ortamlarda bizlere evsahipliği yaptığı için kendisine teşekkür ederiz.
Bizleri, sizleri burada bu sergiyle bir araya toplarken bunu şöyle anlatmak isterim. Bu bir ekip çalışması oldu. Gerek Bulgaristan’da gerekse buradan arkadaşlarımız, kendilerine ait evlerindeki Goblenleri toplayıp getirdiler. Eserlerin her biri aslında milyon değerinde eserler; biraz sonra arkadaşlarımız kısaca bilgi verecekler. Goblen nedir?, nasıl yapılır?, nasılsı?, sanatsal değeri, önemi ve yapılanması. Bu sergide, özellikle Münevver Hanım burada, onun katkısı çok büyük, çok teşekkür ederiz kendilerine. Bulgaristan elçiliğiinden Margarıta hanım burada. Margarıta merhaba ondan da kendisinden de destek aldık. Azize hanım, şu anda burada yok. Tabii ki Şengüzel hanım, Şengüzel hanım, kendisi sağ olsun bize çok yardımcı oldu, destek oldu. Kısaca bir ekip çalışmasıyla bir doğaçlama ile uluslararası aidiyeti olan bir yapıyla bir sergi hazırladık. Sizin beğeninize sunmak istedik.
İnşallah beğenirsiniz ve bundan sonraki zaman dilimlerinde de diğer etkinliklerimizde bir araya geliriz.
Teşekkür ederiz.
GOBLEN Sanatçısı Şengüzel AYDIN da şöyle konuştu: “Biraz daha açalım gösterelim. Bu sanat, çok bilinen bir sanat değil, bu sanat iğneyle resim yapma sanatı diyorum. İğneyle kuyu kazma, sabır ve çalışkanlık gerektiren bir sanat.
İnsan bir defa GOBLEN yapmaya başladığında tabi bırakamıyor.
Tarihçesine gitmeme gerek yok, sadece ismin nereden geldiğini söylemek istiyorum. Çok eskiden Tezgahlarda dokunan, bir teknikle dokunan bir sanatmış. Fransa’da 17’inci yüzyılda, dönemin Fransa maliye Bakanı, Bob Len ailesine bu küçük atölyeleri birleştirin deyip bir fikir öne sürüyor. Bütün atölyelerin birleşmesiyle ailenin adını taşıyan goblenler ortaya çıkmaya başlıyor. O dönem goblenler tabii dokunarak yapılıyormuş ve daha çok varlıklı ailelerin şatolarında veya kiliselerin yaptıkları siparişler üzerine dokunuyormuş. Daha sonra üretim devam ederken ünlü Fransız ressamlar da Goblenlerle ilgili şemaları hazırlamaya başlamışlar. Benim yaptığım Goblenler şema üzerinden gidiyor, bir şema var orada değişik şekiller var ve o şekilleri bire dört veya birebir etamin üzerine aktarılan bir sanat. Tabii zaman alıyor. Çok zevkli, nereden zevkli olduğunu biliyorum. Babam 60 yaşından sonra Goblen yapmaya başladı ve burada bu Goblenlerin yarısı benim. Koleksiyonum ve bu koleksiyonun bir çoğu da babam tarafından yapıldı. Goblen yapmayı çok seviyordu ve yapıyordu. Onun için çok zevkliydi, boş zamanlarını Goblen yaparak geçiriyordu.
Şu anda çocuklara biz bunu kodlama olarak söylüyoruz. okullarda kotalar yapıyoruz farklı şekilde. Tabii mesleğim gereği, ben emekli bir sınıf öğretmeniyim. Oraya da dokunuyorum. Yani bir çeşit kodlama, şemada gördüğünüzü bire dört olarak veya birebir olarak etamin üzerine aktarıp daha sonra çerçeveli güzelliği aktarıyoruz. Ben şimdi oradaki problemler; üç boyutları ben hiç yapmadım.
Konuşmalardan sonra GOBLEN sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
Küratörlüğünü Bilge Özcan’ın yaptığı sergide Goblen sanatçısı Şengüzel Aydın’ın 23 eseri yer aldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.