Pakistan’ın 84’üncü RESOLUTION GÜNÜ yıldönümü Ankara’da kutlandı.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Cüneyd, Türkiye ve Pakistan’ın birlikte güçlenmeye devam ettiklerini söyledi.
Pakistan Ankara Büyükelçisi Yusuf Cüneyd Milli gün dolayısıyla düzenlenen resepsiyondaki konuşmasında, Türkiye ve Pakistan’ın milletler topluluğu içinde gelişmeye ve güçlenmeye devam ettiklerinin altını çizerek “Düşmanlarımız ne şekilde olursa olsun, kim olursa olsun yenilgiye uğratılacaktır. Çünkü biz her zaman birlik içinde olacağız” dedi.
Pakistan’ın Milli Günü dolayısıyla Pakistan’ın Ankara Büyükelçiliği Rezidansı’nda bir resepsiyon düzenlendi.
Pakistan Büyükelçilik rezidansında Büyükelçi Yusuf CÜNEYD’in ev sahipliğindeki resepsiyona Türkiye’yi temsilen Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat katıldı.
Genelkurmay Başkanı Oramiral Metin GÜRAK ve Kuvvet komutanları da resepsiyonda hazır bulundu.
Pakistan resepsiyonunda, Ankara’da Büyükelçilikleri bulunan ülkelerin Büyükelçileri, Askeri Ataşeleri, elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da yer aldı.
Resepsiyondan önce Kur’an-ı Kerim tilaveti yapıldı.
Resepsiyon, iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin akabinde Pakistan Büyükelçisi Yusuf Cüneyd kürsüye geldi.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf Cüneyd konuşmasında, şunları söyledi: “Kültürel, dini, etnik ve sosyolojik mücadeleler iki ulus teorisi düşüncesiyle sonuçlandı ve Pakistan devleti kurulması süreci bu şekilde gelişti. Bağımsızlığın ardından dostluk politikası, eşitlik politikası, komşularımıza karşı adil olma politikası ilan ettik. Her süreçte uluslararası toplumun bir parçası olma politikası belirledik ve Kaşmir sorunuyla sonuçlanan kaderin gizemli ve garip kararlarıyla en başından beri zorlanmamıza rağmen bu şekilde çaba gösterdik. Ancak hayat devam ediyor ve devam etmek zorunda. Pakistan barışa inanıyor ve biz her zaman bunun için çabaladık ve çabalamaya da devam edeceğiz.”
Pakistan Büyükelçisi Yusuf Cüneyd konuşmasında iki ülke ilişkilerini daha ileri taşıyacaklarını belirterek şunları söyledi: “Pakistan-Türkiye ilişkileri aracılığıyla ifade edilen ve çok değer verilen güven, kardeşlik ve dostluk bağlarımızı vurgulamama izin verin. Bu asırlık bağlara dayanan ilişkimiz, “gönülden gönüle bağlantılar” ve “iki ülke, tek millet” gibi duyguların somut bir örneğidir. Biz ortak mirasımız, dinimiz ve kültürümüzle gurur duyuyoruz. Bu kardeşlik bağlarının bayrağını gelecek nesillere aktarmak için Türk kardeşlerimizle birlikte çalışmaya da devam edeceğiz.”
Pakistan ve Türkiye dostluğunun yalnızca geleneksel dostluk olmadığını vurgulayan Büyükelçi Cüneyd, “Biz bunun çok ötesindeyiz. Bizler, İKİ DEVLET, TEK MİLLETİZ. Neden mi? Çünkü bizim ortak bir tarihimiz var. İlişkilerimiz çok derinlere dayanıyor.” şeklinde konuştu.
Pakistan Büyükelçisi Yusuf Cüneyd’in konuşmasının hemen akabinde bir iftar verildi.
Protokolle birlikte İftar yapan Büyükelçi Cüneyd, buradaki konuşmasında da “Türkiye ve Pakistan, milletler topluluğu içinde gelişmeye ve güçlenmeye devam ediyor. Düşmanlarımız ne şekilde olursa olsun, kim olursa olsun yenilgiye uğratılacaktır. Çünkü biz her zaman birlik içinde olacağız” şeklinde konuştu.
Türkiye’yi temsilen Pakistan Milli Gün resepsiyonuna katılan Milli Savunma Bakanı Yaşar GÜLER, İftardan sonra yaptığı konuşmasında, “Pakistan’ın kutsal şehitlerini ve yiğit gazilerini saygıyla anıyorum.” dedi.
Pakistan’ın Milli Günü’nü de kutlayan Bakan Güler, konuşmasına daha sonra şunları söyledi: “Dost ve kardeş Pakistan halkına sizler adına saygı ve selamlarımı sunuyorum. Bu vesileyle Sayın Cumhurbaşkanımızın selamlarını da iletmek istiyorum. Başlangıç olarak, Pakistan’ın bağımsızlığı ve bütünlüğü için cesurca savaşan ve en büyük fedakarlığı yapan Pakistan’ın kutsal şehitlerini ve yiğit gazilerini saygıyla anıyorum.”
Bakan Güler, Türkiye’nin Pakistan’ın bölgelerdeki ağırlığından son derece memnun olduğunu ve bu ülkenin bölgesinde ve dünyada stratejik bir öneme sahip olduğuna vurgu yaparak, “Özellikle son yıllarda her alanda gelişip güçlenen Pakistan, bölgesinde ve dünyada barış, istikrar ve güvenin inşasında bölgesinde ve dünyada önemli bir rol üstleniyor. Türkiye de Pakistan’ın bu bölgelerdeki ağırlığından son derece memnun. Aynı şekilde Pakistanlılar da Türk halkının kalplerinde ve akıllarında müstesna bir yere sahip olacak ve olacaktır. Nitekim Türkiye ile Pakistan arasında tarihe uzanan köklü, sarsılmaz bağlar, ortak değerler, dostluk ve kardeşlik ilişkileri bulunmaktadır” dedi.
Pakistan’ı uluslararası ilişkilerde en güvenilir ve güvenilir ortaklarımızdan biri olarak gördüklerini kaydeden Bakan Güler, “Geçmişten günümüze taşınan bu bağlar, ülkelerimiz arasında çok yönlü işbirliğine ve üst düzey ilişkilere sağlam bir zemin hazırlarken, ortak geleceğimize de yön vermektedir. Bizler en zor zamanlarda birbirine destek olmuş, sevinçleri ve üzüntüleri paylaşmış, ortak idealleri en güçlü şekilde içselleştirmiş iki ülkeyiz. Maruz kaldığımız vahim olaylar ve doğal afetler karşısında iki ülkenin birbirine yardıma koşması, ülkelerimiz arasındaki birlikteliğin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Dost ve kardeş ülke Pakistan’ı uluslararası ilişkilerde en güvenilir ve güvenilir ortaklarımızdan biri olarak görüyor, ikili ilişkilerin mükemmel düzeyde olmasına önem veriyoruz. Son yıllarda giderek gelişen ilişkilerimizi daha büyük ve kapsamlı işbirlikleri ile güçlendirme irade ve kararlılığını taşıyoruz. Bunların başında askeri işbirlikleri ve savunma sanayi geliyor.” dedi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar GÜLER, Pakistan ile savunma sanayi alanında hayata geçirilen projelerin ortaya koyduğu yüksek sinerji ve karşılıklı deneyim paylaşımının, yeni ve kapsamlı işbirliklerinin önünü açacağını kaydederek “Karşılıklı güven ve birbirimize destek, önümüzdeki dönemde işbirliğimizin katlanarak artmasının en büyük güvencesidir. Bölgesel ve küresel barış ve istikrar için Pakistan’la güçlü bağlarımızı geliştirmeye ve işbirliği yapmaya kararlıyız. Türkiye ile Pakistan arasındaki dostluk ve kardeşliğin buradan sonsuza kadar güçlü bir şekilde devam edeceğine yürekten inanıyoruz. Bu vesileyle dost ve kardeş ülke Pakistan’ın Milli Günü’nü bir kez daha tebrik ediyor, yarınki mübarek Kadir Gecesi’ni tebrik ediyorum. Ayrıca Kurban Bayramınızı da şimdiden tebrik etmek istiyorum.” şeklinde konuştu.
Bakan Güler, konuşmasını “Pakistan Zindebâd-ÇOK YAŞA, Türkiye-Pakistan Bahaiçara Zindebâd” diyerek sonlandırdı.
Pakistan’ın 84’üncü RESOLUTION GÜNÜ yıldönümüne katılan Ticaret Bakanı Ömer BOLAT da Türkiye ve Pakistan’ın bin yılı aşan geçmişi ve tarihi kökleri olduğuna sözü getirerek “Türkiye ve Pakistan; dünyanın önde gelen, büyük ve güçlü imparatorluklarının mirasına sahiptir. Ülkelerimiz arasında, eşsiz ve kalıcı bir kardeşlik bağı vardır. Bu bağ, diplomasinin ötesine uzanır; ortak değerlere, ortak hedeflere ve birbirlerinin tarihine ve kültürüne dair derin bir anlayışa dayanır. Bu anlayışla da dostluğumuz, her geçen gün güçlenerek devam ediyor. Tarihten bahsetmişken, Muhammed Ali Cinnah’ın ileri görüşlü liderliğini anmamak olmaz. Onun mirası, Pakistan’ın egemen bir ulus olarak büyümesine ve gelişmesine tanık olduğumuz bugün, bize ilham vermeye devam ediyor. Ayrıca, Pakistanlı kardeşlerimizin Kurtuluş Savaşımız sırasında ülkemize sağladığı desteklerini de her zaman hatırlayacağız.” dedi.
Ömer BOLAT, Türkiye ile Pakistan arasındaki ekonomik iş birliğinin mevcut durumundan büyük memnuniyet duyduğunu kaydederek “Son üç yıl içerisinde ticaret hacmimiz, 1 milyar dolar seviyesinin üstünde gerçekleşti. İnanıyorum ki, geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren Mal Ticareti Anlaşmamız, ikili ticaretimize ciddi bir ivme kazandırmaya başlayacaktır. Bu ivme sayesinde, liderlerimizin belirlediği 5 milyar dolarlık ikili ticaret hacmine orta vadede ulaşmayı hedefliyoruz. Diğer taraftan, Türkiye, 1 milyar doları aşan doğrudan yabancı yatırımıyla Pakistan’daki en büyük yabancı yatırımcılardan biri konumundadır. Çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren çok sayıda Türk şirketinin Pakistan’da yatırımları var ve bunların hem ihracat hem de istihdam açısından Pakistan ekonomisine katkılarını görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Ayrıca, müteahhitlik hizmetleri de giderek artan bir şekilde önde gelen iş birliği alanlarımızdan biri haline geliyor. Müteahhitlerimiz, bugüne kadar 3,4 milyar dolar değerinde 72 proje üstlenmiştir. Önümüzdeki dönemde, Türk müteahhitlik şirketlerinin Pakistan’ın kalkınmasına ve yeşil dönüşümüne büyük katkı sağlayacağına inanıyorum. Bu vesileyle, önümüzdeki dönemde Türk iş insanlarımızdan oluşan büyük bir heyetle birlikte Pakistan’ı ziyaret etme niyetimi belirtmek isterim. Bu ziyaret kapsamında, Ortak Görev Gücü platformumuzun 2’nci toplantısını gerçekleştireceğiz. Başbakan Sayın Şahbaz Şerif’in teklifi olarak bu Platform, ekonomik iş birliğimiz kapsamındaki potansiyel alanların koordinasyonunda hayati bir rol oynayacaktır” şeklinde konuştu.
BOLAT, Türkiye ile Pakistan arasındaki bir diğer önemli iş birliğinin savunma sanayii alanında olacağına işaret ederek “Türkiye ve Pakistan olarak, savunma sanayimizi geliştirmek ve daha da güçlendirmek için el ele çalıştık. Pakistan’daki Babür sınıfı korvetlerin sonuncusu olan, MİLGEM projesinin 4’üncü gemisi geçen yıl teslim edildi. Diğer taraftan, Pakistan’ın Süper Mushshak eğitim uçakları da ülkemize teslim edildi. İki ülke arasında halihazırda devam eden birçok projenin bulunduğunu görmekten de mutluluk duyuyoruz. Bu ortaklıklar, uluslarımızın güvenlik çıkarlarının korunmasına yönelik karşılıklı güven ve kararlılığımızı yansıtmaktadır şüphesiz.” dedi.
Türkiye ve Pakistan’ın küresel düzeydeki zorlukların üstesinden gelme konusunda, birçok uluslararası platformda bir arada duran sadık müttefikler olduğunu hatırlatan Bakan BOLAT, “Bölgede barış ve istikrara yönelik ortak taahhüdümüz, terörle mücadele, bölgesel güvenlik ve insani yardım da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda yakın iş birliğimizi desteklemektedir. Önümüzdeki dönemde bu iş birliğini her alanda daha da genişletmeye kararlıyız. Pakistan Milli Günü’nü kutlarken, Türkiye ile Pakistan arasındaki köklü dostluğa olan bağlılığımızın buradan bir kez daha altını çizmek istiyorum. İki dost ve kardeş ülke olarak, ortak tarihimizden gelen muvaffakiyetlerimiz bizlere yol gösterirken, aynı zamanda daha yakın bir iş birliği sağlanması ve refah düzeyine ulaşılması için azmimizi artırmaktadır. Ülkelerimizin daha müreffeh bir geleceğe ulaşması için, ortak tarihimizden gelen bilinçle, gayretle çalışacağımıza ve muvaffak olacağımıza canı gönülden inanıyorum. Yevmi Pakistan Mubarek Türkiye Pakistan Dosti Zindabad.” şeklinde konuştu.
Pakistan Milli Günü resepsiyonu, iftar programı ve davetlilere Türk ve Pakistan mutfağından ikramlarla sona erdi.
23 Mart 1940’ta Britanya Hindistan’ındaki Müslümanlar için ayrı bir devlet talebini içeren Lahor Tasarısı kabul edildi. Bugün, Pakistan tarafından MİLLİ GÜN- RESOLUTION DAY olarak kutlanmaktadır.
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir.
Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz’ Mustafa Kemal Atatürk.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onlara güveninin göstergesidir. Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek liderdir.
UNESCO’nun 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” olarak ilan etmesiyle, bu bayram dünya çocuklarıyla bir arada, büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Dünya barışı adına, geleceğin büyükleri ve yöneticileri olan çocukların bu gün vesilesiyle bir araya gelmeleri, çocukça bir masumiyetle birbirleriyle kucaklaşmaları bizim için gurur kaynağı olmuştur.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözleriyle ifade etmektedir; “Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Sözleriyle çocuklarımızın geleceğin umudu ve mimarı olduklarını belirtmiştir.
“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nden Bağımsızlık Günü ve Bangalore yılı resepsiyonu.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık ve Milli Gününün 54’inci, Bangladeş ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 51’inci yıldönümü ile 1432 Bengal Yeni Yılı Ankara’da kutlandı.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçiliği’nce, Milli Gün dolayısıyla Ankara Divan otelde bir resepsiyon düzenlendi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Amanul Haq ile Eşi Hanımefenfi Runa Mahzabeen AHMED, Divan oteldeki resepsiyona ev sahipliği yaptı.
Bangladeş Milli Günü resepsiyonunda Türkiye’yi Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU temsil etti.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonunda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Büyükelçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Eski Başbakan yardımcısı ve TBMM Başkanı Bülent ARINÇ da resepsiyona katıldı.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonu iki ülkenin Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin hemen ardından kürsüye ilk olarak Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq geldi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq konuşmasında, şunları kaydetti:
Bayanlar ve Baylar, iyi akşamlar ve hepinize çok sıcak bir hoşgeldiniz.
Burada bulunmaktan büyük bir gurur ve derin bir sevinç duyuyorum. Bağımsızlığın 54. yıldönümü ve ulusal gün. Aslında 26 Mart’tayız ama o Ramazan ayına rast geliyordu. Bu yüzden bugün kutluyoruz, 1971’de bu günde büyük ulusumuz özgürlüğe doğru ilk adımını attı.
Uzun ve sert bir bağımsızlık mücadelesinin başlangıcını işaret eden bir andı. Halkımızın gücü, cesareti ve kendi kaderlerini tayin etmeleri için durmaksızın mücadelenin sembolüdür, Bu ay, ulus Bengali Yeni Yıl’ının başlangıcını kutladı. Bugün, sizinle birlikte Bengal’de Yeni Yıl’ı da kutluyoruz.
Ulusal bir tarihimiz yok, bu fırsatı değerlendirerek içten dileklerimi iletmek istiyorum. Selamlar ve barış, refah ve mutluluk için en iyi dileklerimle, Yeni Yılın başlangıcında, Bengal Yeni Yılı’nın Bangladeş’teki en renkli yıl olduğunu belirtmeliyim.
Bu fırsatta, sarsılmaz destekleri için Türkiye hükümetine ve halkına içten teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Dostluk ve misafirperverlik, Türk halkının Bangladeş ile dayanışması, özellikle zor zamanlarda. Gerçekten paha biçilemezdi. Ayrıca bugün burada bulunan tüm konuklarımıza varlığınızla bizi onurlandırdığınız için derin takdirlerimi sunmak istiyorum, bu kutlamaya katılımınız uluslarımız arasındaki boyutu güçlendiriyor.
Sonuç olarak, hepinizi bana katılmaya davet ediyorum. Bangladeş’in refahı ve ilerlemesi, çiffçiler arasındaki sevgi dolu dostluğa ve barış, adalet ve işbirliğinin paylaşılan değerlerine. Teşekkür ediyorum. Supernova’nın uzun sıcak aile günleri ve ebedi bir dostluğumla birlikte olması gerekir.
Çok teşekkür ederim.
Bangladeş Büyükelçisi Amanul Haq’ın konuşmasının hemen akabinde kürsüye Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU geldi.
Bangladeş’in Ankara Divan Oteldeki resepsiyonununda Türkiye’yi temsil eden Sağlık Bakanı Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU da konuşmasında şunları söyledi: “Değerli dostlar, ülkelerimiz arasındaki sağlık alanında var olan ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleşmesinin önem arz ettiğine inanıyorum. Sağlık alanındaki ilişkilerimiz daha geniş ve işbirliği potansiyeline sahiptir. Bu anlamda 2010 yılında imzalanan iş birliği anlaşması önem arz etmektedir.
Bakanlığımız, insani yardım çalışmalarına aktif katkı sunmaktadır. Türk sahra hastanesi hastalara sağlık hizmeti sunmaktadır. Bu büyük insani kültür paylaşımında, ülkelerimiz arasındaki dayanışmanın somut örneğini teşkil etmektedir.
Sözlerimi sonlandırırken, BANGAL yılı ve bağımsızlık günü vesilesiyle en içten dileklerimi sunuyor, Bangladeş’in, barış, refah ve huzuruna verdiğimiz katkı her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bangladeş milli gününü kutluyor, hepinize teşekkür ediyorum.”
Konuşmalardan sonra resepsiyon için özel olarak hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Bangladeş ve Türk mutfağından özenle hazırlanmış yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, davetlilerin Büyükelçi Amanul HAQ ve Askeri Ataşe Iftequr RAHMAN ile hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Konuşmalar ve pasta kesiminden sonra Bangladeş Milli Günü resepsiyonu folklor ve müzik ekibinin gösterisiyle devam etti.
Bangladeş Milli Günü dolayısıyla Ankara’da verilen resepsiyondaki konuşmaların ve dans ve müzik gösterisİnin akabinde davetlilere Türk ve Bangladeş mutfağından lezzetli yemeklerin ikramı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın, 9 Temmuz 2024’te uzaya fırlatıldığını, ilk test yayınının ise 17 Şubat’ta yapıldığını belirtti.
Tüm süreçlerin sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.
Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye destek olan ve uzay sanayisine gönül vermiş tüm personeli tebrik etti.
En az 15 yıl hizmet verecek TÜRKSAT 6A ile birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısının altıya, uzaydaki uyduların toplam mevcudunun da 10’a yükseldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydusunun televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacağını söyledi.
Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan TÜRKSAT 6A ile televizyon yayını yapılan uyduların artık yedeklenebileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay iletişim ve haberleşme sektörleri için atılmış çok büyük bir adım olan TÜRKSAT 6A uydusunun ülke ve millet için hayır getirmesini temenni etti.
Özellikle haberleşme uyduları gibi teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin millî güvenlik açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz, yerli ve millî teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını belirterek, hayata geçirilen teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularının üretiminde TÜRKSAT mühendislerinin de yer almasını sağladıklarını anımsattı.
Devamında 5A ve 5B uydularının yapımında 12 mühendisi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dâhil ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllara sâri bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiğin aşıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en yüksek yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A uydusunu üretme imkân, yetenek ve tecrübesine sahip olunduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapamayız’ diyenlere inat, ‘Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız’ dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yani yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında ‘Bizden bir şey olmaz’ diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan eşik zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir” diye konuştu.
Mühendislere ve Türkiye’nin uzaydaki varlığına güç katanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıldır olduğu gibi önce hayalleri hedeflere sonra da hedefleri gerçeklere dönüştürmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve millî haberleşme uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alanın, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsayacak şekilde daha da genişleyeceğini belirterek, “Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek” ifadelerini kullandı.
Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde Türkiye’nin artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim niteliğindeki bu projeyle, yerli ve millî bir haberleşme uydusu platformuna sahip olunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte uydu üretim ekosistemi kurarak, birçok kurum ve kuruluşun uzay sanayisine katkı vermesini sağladıklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik. İhracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik.”
Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle millî uydu markası oluşturma ve millî uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz” dedi.
Çıtayı sürekli yukarıya çıkartarak hedeflere ulaşacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda şu gerçeği hepimiz görmekteyiz, Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmaktadır. Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin bu fırsatı heba etmesine izin veremeyeceklerini vurgulayarak, daha önce dünyada benzer değişimler olurken, Türkiye’nin kendi iç çekişmeleriyle meşgul olduğunu anımsattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. Türkiye’nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek, Türkiye’yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler, teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken, hatırlayın bu ülkenin gündemi, başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irtica idi, yeşil sermayeydi. Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye’yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki, sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti, millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık.”
“TÜRKİYE’NİN İSMİ, BÖLGESİNİN BİR KUTUP BAŞI OLARAK HER PLATFORMDA DAHA FAZLA ZİKREDİLİYOR”
Bugün de dünyanın büyük bir dönüşümün arifesinde olduğunu, gümrük tarifeleri restleşmeleri ile küresel ticaretin kurallarının kökten değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut krizlerin çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemin, Gazze’deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zekâ teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Yani eski sistem hızla yıkılırken, yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. Türkiye’nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak her platformda daha fazla zikrediliyor. Ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz, ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Ülkemize geçmişte bedel ödetmiş bayat senaryolar yine bu çevrelerin figüranlığında tekrar tedavüle konulmaya çalışılıyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye’nin Batıya ve batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikâyet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor.
Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken, ‘bize ne Filistin’den’ diyerek tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere ‘terörist’ iftirası attıkları bir insani trajediden siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Şunu açık ve net söylemek isterim, oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkında. Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükûmet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak onların tuzağına düşmüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Türkiye’nin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli’nin kazılarına başlayarak neticeyi aldıklarını anımsattı.
“TARİHÎ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”
Yine geçen hafta İstanbul Havalimanı’nda eş zamanlı üçlü bağımsız pist dönemini başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Amerika’dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “oraya uçak inmez” dediği havalimanına artık aynı anda üç uçağın inip kalktığına dikkati çekerek, “Bugün de hamdolsun TÜRKSAT 6A’yı devreye alıyoruz. Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramızı çok daha yüksek bir düzeye eriştirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. İnançla, azimle, emekle her cümlesi bilgi, tecrübe ve alın teriyle yazılmış tarihî bir başarı hikâyesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.”
Projede yer alan kurumlarla, mühendislerle, çalışanlarla ne kadar iftihar edilse az olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün bunlar, inşa edilmekte olan Türkiye Yüzyılı’nın müjdeleridir. Allah’ın izniyle çok daha iyi yerlerde olacağız. Gençlerimize güçlü, müreffeh ve itibarlı bir Türkiye teslim edeceğiz. Milletimizin desteğiyle çıktığımız bu yolda Rabbim hepimize yardımcı olsun. Bizi daha nice başarılara ulaştırsın diyorum. Bu vesileyle 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ’cü teröristler tarafından burada şehit edilen Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerime Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. İlk yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği, katkısı, alın teri ve fikir teri olan tüm kardeşlerimi kutluyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.