Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun odağına, ‘güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ilkesini yerleştirdik. 2025 senesini yine bu anlayışla ‘Aile Yılı’ olarak ilan ettik” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kongrenin hayırlara vesile olmasını diledi.
Vefatının birinci yıl dönümünde yazar Alev Alatlı’yı rahmet ve şükranla yâd ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alatlı’nın Türkiye’nin son asırda yetiştirdiği en üretken, en cesur ve en hakikatperver kadın münevverlerinden biri olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye merkezli düşüncenin ölçülerinden olan Alatlı’ya Allah’tan rahmet diledi.
“KADINLARI DIŞLAYAN HİÇBİR SİYASİ HAREKETİN HEDEFLERİNE ULAŞABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”
AK Parti’nin kuruluşundan bugüne İstanbul kadın kollarında görev yapan her kadına şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü kongreyle birlikte göreve başlayacaklara başarılar dilerken, görevi devredecek olanlara ise emeklerinden ötürü teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman söylediğim üzere kadınları dışlayan hiçbir teşebbüs gibi hiçbir siyasi hareketin de muvaffak olabilmesi, hedeflerine ulaşabilmesi mümkün değildir. Biz de partimizi bir erdemliler hareketi olarak kurarken ana kademe yanında kadınlarımıza ve gençlerimize özel önem verdik. Teşkilatlarımızı ve tüm faaliyetlerimizi bu üçlü yapı esasına göre yürüttük” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Kongresi’ni yaparak yeni ekip ve yeni bir heyecanla Türkiye Yüzyılı yürüyüşlerine güç kattıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Şubat’ta gerçekleştirilecek AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Kongresi’nde de yeni bir ekip ve yeni bir heyecanla Türkiye’deki tüm kadınlara ulaşacak bir seferberlik başlatacaklarını kaydetti.
“TÜRKİYE YÜZYILI YÜRÜYÜŞÜMÜZÜN HAZIRLIKLARINI BİR ÜST SEVİYEYE ÇIKARTACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat 2023’teki büyük depremin ikinci yıl dönümünde Adıyaman’da olacağını ve 7 Şubat’ta İstanbul İl Teşkilatı’nın kongresini yaparak yoğun bir maratona daha son noktayı koyacaklarını belirterek, “Büyük kongremizi 23 Şubat’ta tam bir demokrasi şöleni atmosferini inşa ederek Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzün hazırlıklarını bir üst seviyeye çıkartacağız” diye konuştu.
AK Parti’nin kadın ve gençlik teşkilatlanmasının diğer partilere örnek olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Onlar da aynı istikamette bir gayrete girmişlerdir. Gerçi hiçbir taklit, aslının yerini tutamaz derler ama kadınlar ve gençlerimiz adına bu gelişmeden gayet memnun olduğumuzu belirtmek isterim. Peki, biz kadın teşkilatlanmamıza, kadınlara yönelik çalışmalarımıza niçin bu kadar önem veriyoruz? ‘Erkeği eğitirsen bir kişi, kadını eğitirsen bir aileyi ve oradan da tüm toplumu eğitirsin’ diye bir söz vardır. Atalarda ‘Er bozulursa aile bozulur, kadın bozulursa millet bozulur’ diyorlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Göründüğü gibi ne tarafa bakarsanız bakın, kadının aileden başlayarak tüm toplumu, tüm insanlığı nasıl etkilediğinin işaretlerini görüyorsunuz. Erkeğin ailenin direği olduğu ifadesinin devamı kadının da ailenin temeli olduğu gerçeğidir. Siyaseti bu çarpıcı fotoğrafın dışında tutmak mümkün değildir. Erkeği ve çocuklarıyla bütün bir ailenin gönlünü fethetmenin onlara kendimizi anlatmanın ve ihtiyacınız olan desteği almanın yolu kadınlara ulaşmaktan geçiyor.”
“SİYASETTE HER ŞEYİN BİR PARÇA ETKİSİ VARDIR AMA EN BÜYÜK AMİL ÇALIŞMAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin hanelere ağırlıklı olarak kadın üzerinden girerek seçimlerde yüzde 50’leri bulan oy oranlarını yakaladığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu tüm samimiyetimle ifade etmek isterim. Şayet bugün oylarımız arzu ettiğimiz seviyelerde değilse kadınlara yeteri kadar etkin şekilde ulaşamıyor, kendimizi anlatamıyor, haneleri içeriden fethedemiyoruz demektir. Çünkü bu fethi ancak kadınlarımız yapabilir” diye konuştu.
AK Parti’yi hak ettiği yere kadınların taşıyabileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biliyorsunuz 2028 seçimlerinde yeniden yüzde 50 oy oranına ulaşmak istiyoruz. Bu hedefin tutturulmasında sizden beklentimiz büyüktür. Şunu asla unutmamalıyız, siyasette her şeyin bir parça etkisi vardır ama en büyük amil çalışmaktır. Siz bakmayın bizdeki muhalefetin hiç çalışmadan yiyip, içip sırtüstü yatarak ‘Armut piş, ağzıma düş’ mantığıyla iktidar beklediğine. Görüyorsunuz, 22 yılı aşkın süredir bekliyorlar. Bu kafayla giderlerse daha 22 yıl da beklerler, 222 yıl da beklerler. Milletimiz ülkenin kaderini bu kifayetsiz muhterislere asla bırakmaz. Kadınlar evlatlarının geleceğini bu iş bilmezlere kesinlikle emanet etmez. Kendi aralarında tepişmekten fırsat bulup ülkenin meselelerine kafa yormadıkça, akıllı uslu çözümlerle milletin huzuruna çıkmadıkça bunlar ancak 23 Nisan müsameresi tadında iktidarcılık oynarlar.”
“BİZ BUGÜNLERE HEP BERABER ÇOK ÇALIŞARAK GELDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskilerin “Çalışan dağları aşar, çalışmayan düz ovada şaşar.” sözünü aktararak, “Rabb’imiz de bizlere erkek olsun, kadın olsun, hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceği müjdesini veriyor. Biz bugünlere erkeğiyle, kadınıyla, genciyle yaşlısıyla hep beraber çok çalışarak, emek vererek, ter dökerek, kafa patlatarak, her zemin ve şartta mücadeleyi diri tutarak geldik” diye konuştu.
Yarın da aynı kararlılık, aynı hazırlık ve aynı dinamizmle milletin huzuruna çıkmak zorunda olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aksi takdirde tıpkı geçen yılki mahallî seçimlerde olduğu gibi bu kifayetsizlere mahkûm ettikleri için kendilerini milletin ve tarihin affetmeyeceğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üzerlerindeki vebalin çok büyük, omuzlarındaki yükün gerçekten çok ağır olduğuna değinerek, “Biz de bu yükün ve vebalin mehabetine uygun bir samimiyetle çalışarak şükran borcunun ötesinde can borcumuzun da olduğu milletimize aşkla hizmet edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Bugüne kadar kendilerini yarı yolda bırakmayan, her mücadele yanlarında olan kadınlara inandıklarını ve güvendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin amiral gemisi İstanbul’un her alanda olduğu gibi bu hususta da diğer 80 vilayete örnek olacağına inandığını söyledi.
“KÜRESEL KÜLTÜRÜN BARONLARI TARAFINDAN LGBT SAPKINLIĞI BİRÇOK ALANDA TEŞVİK EDİLMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, günümüzde dünyada ve Türkiye’de üzerinde en karanlık projelerin uygulanmaya çalışıldığı, en fazla ezilen, en çok örselenen kesimin kadınlar olduğuna dikkati çekerek, “Batı’daki kadın hareketleri kökleri binlerce yıl öncesine kadar uzanan ve kadını yok sayan anlayışa tepki olarak doğmuştur. Kadınların asırlara sâri hak ve özgürlük mücadelesi ise kapitalizmin acımasız çarkları arasında öğütülerek onları meta hâline getirmiştir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonra işin daha tehlikeli bir mecraya yöneldiğine ve aile kurumunu hedef aldığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geldiğimiz noktada durum cinsiyetsizleştirme sinsiliği altında erkekleri de içine alan bir cinnete doğru evrilmeye başlamıştır. Küresel kültürün baronları tarafından LGBT sapkınlığı birçok alanda teşvik edilmekte ve özendirilmektedir. Çocuk istismarını da meşrulaştıracak kadar arsızlaşan bu sapkınlığa itiraz etmek, birçok Batı ülkesinde neredeyse imkânsızdır. Sinemadan modaya, dijital mecralardan edebiyata, siyasetten sivil topluma geniş bir yelpazede hayatımıza zerk edilmek istenen bu cinnetten milletimizi uzak tutmamız şarttır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin günden güne iyice zıvanadan çıkan bu sapkınlıkla mücadelenin bayraktarlarından biri olmaya devam edeceğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Esasen bizim inancımız da kültürümüz de hatta dilimiz de böylesi bir cinsiyetçi ayrıma kesinlikle uygun değildir. Bizde kadın daima ailenin ve toplumun ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmiş, öyle muamele görmüş, kadına daima hürmet edilmiştir. Dikkat ederseniz birçok türkümüzde kadın ve erkeğe dair ifadeler cinsiyetçi ayrımı içermeyen sadece insanı işaret eden kelimelerdir. Türkçemizdeki adam ve kadın kavramları da asla cinsiyetçi bir ayrımı değil, sadece ve sadece cinsiyet farkını belirtir.”
“Kimi yanlış uygulamalardan hareketle milletimizi fıtratına aykırı bir parantezin içine hapsetmek isteyenlerin derdi kadınlar değil doğrudan millî ve manevi varlığımızdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Küresel rüzgârlara kapılarak aile kurumunu yıkmakla kalmayıp erkek ve kadın arasındaki çizgiyi ortadan kaldırmak bizi çağdaş yapmaz. Sadece emperyalistlerin, küreselcilerin oyuncağı yapar. İşte görüyorsunuz, evlilik oranları hızla düşerken boşanma oranları aynı hızla artıyor. Gençlerimizin çocuk sahibi olma iştiyakı öylesine azaldı ki artık nüfusumuzun 2035’ten itibaren düşüşe geçmeye başlayacağı 2100’de de 65 milyona gerileyeceği simülasyonlarla karşılaşıyoruz. Tehlikeyi görmek için bundan daha çarpıcı örnek aramaya gerek var mı? Dünyada maruz kaldıkları yoğun baskı ve propagandanın etkisiyle bu tür akımlara yol veren ülkeler artık tehlikeyi gördükleri için birer birer tedbir almaya başladılar. Erkeği erkek, kadını kadın, ikisini birden de insan olarak koruyup kollamak bizim de önümüzdeki dönemde uygulayacağımız politikaların ana eksenini oluşturmaktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye Yüzyılı vizyonunun odağına “güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye” ilkesini yerleştirdiklerini dile getirdi.
2025 senesini yine bu anlayışla “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evlatlarımızın doğumundan, eğitiminin tüm safhalarına, iş sahibi olmasından, evliliğine ve çocuklarının korunmasına kadar hayatlarının her safhasında, desteklerimizle yanlarında olacağız. Çocuklarımızın ve gençlerimizin zihin ve beden sağlığına yönelik her türlü tehdide karşı tavizsiz bir mücadele yürüteceğiz. Erkeği, kadını ve çocuğuyla aile kurumunu güçlendirmek için yeni politikaları devreye alacağız” ifadelerini kullandı.
“ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN EN DOĞRUSUNU YAPMAKTAN GERİ DURMAYACAĞIZ”
Aile büyüklerinin ömürlerinin sonbaharını öncelikle evlatlarıyla birlikte, bu mümkün değilse kendileri için hazırlanan huzurlu ortamlarda geçirmeleri için ne gerekiyorsa yapacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Milletimizin hiçbir ferdini tüm mecralarda yükselen küresel ahlaki tehditlere karşı korumasız, yalnız, çaresiz bırakmayacağız. Dünyayı sadece kendi zehirli söylemlerinden çizdikleri kirli şablonlardan, dayattıkları çarpık çerçevelerden ibaret görenler elbette bu yaklaşıma itiraz edeceklerdir. Bakanlığımızın adındaki ‘aile’ ifadesinden rahatsız olan marjinaller şüphesiz bizi ve gayretlerimizi hedef alacaklardır. Kadın haklarını dillerine pelesenk edip çoğu çocuk ve kadın 50 bin Gazzeli mazlumun katledilmesine 471 gün boyunca sessiz kalanlar, sırf aileye, kadına, çocuğa sahip çıktığımız için bizi eleştireceklerdir. Sadece itiraz etmekle de kalmayıp küresel seviyede verilen desteklerle sivriltilmiş ellerindeki tüm okları bize yönelteceklerdir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz bunları asla kulak asmayacak, çığırtkanlıkları ve tehditleri karşısında kesinlikle geri adım atmayacağız. Bunların yüzlerindeki maskeyi indirmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kadın, aile ve nüfus politikalarımızın toplumla, hayatın gerçekleriyle ve milletin değerleriyle bağı kopmuş, sesi çok çıkan ama halkta hiçbir karşılığı olmayan marjinal yapılar tarafından sabote edilmesine izin vermeyeceğiz. Tıpkı muhalefetin tepkilerine rağmen sürdürdüğümüz ‘en az 3 çocuk’ çağrımızda olduğu gibi burada da ülkemiz ve milletimiz için en doğrusunu yapmaktan geri durmayacağız.”
“MİLLETİMİZDEN GEREKEN DESTEĞİ ALDIĞIMIZDA ZAFERLE ÇIKAMADIĞIMIZ HİÇBİR MÜCADELEMİZ OLMADI”
Salondaki kadınlardan, bu hakikatleri ülkedeki yaklaşık 43 milyon kadınının her birine anlatmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizden gereken desteği aldığımızda, Allah’ın izniyle, zaferle çıkamadığımız hiçbir mücadelemiz olmadı. Bu mücadeleyi de aynı anlayışla yürütecek, millî ve manevi yapımızı aile kurumumuzu hepsinden önemlisi Türkiye’nin kadınlarını küresel şer ittifakının sinsi tuzakları karşısında muhafaza ve müdafaa edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de muhalefetin beceriksizliğinin yanında ne istediği ve amaçladığı belli olmayan nihilist bir kesim olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: “Türkiye’nin dünyanın dört bir yanındaki yeminli düşmanları, bunların en büyük destekçisi. Hepsinin ortak hedefi iktidarı yani bizi devirmek. Gerçi bunların devrilen yönetimin yerine neyin konulacağı konusunda bir fikirleri yok ama iktidarın değişmesi konusunda hemfikirler. Ama muhalefet ve beraber yol yürüdüğü kimliksiz kesimler tamamen kendi tembellikleri, küçük hesapları sebebiyle milletten bekledikleri desteği alamıyorlar. İktidar değiştirip bizi yıkamadıkça azgınlaşıyorlar, çirkefleşiyorlar, seviyeyi her seferinde biraz daha aşağı çekiyorlar. Ne söylem ne politika ne eylem seviyesinde bizimle boy ölçüşemeyince, kamu görevlilerine, hâkim savcılarımıza, hatta bizatihi milletin kendisine saldırmaya, hakaret etmeye başladılar. Şehirlerine hizmetle mükellef oldukları kurumları, parası ve personeliyle yaptıkları trajikomik şovların malzemesi haline getirdiler. Hırsları boylarını öylesine aşıyor ki artık gizlemekte zorlanıyorlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin kendi partilerindeki garip ve kirli ayak oyunlarını Türkiye siyasetinin temel meselesi gibi göstermeye kalkacak kadar gerçeklerden kopmuş hâlde olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karşımızda Türkiye’nin ana muhalefet partisi mi yoksa sirk çadırı mı var inanın belli değil. Hâllerine baktıkça gülsek mi ağlasak mı bilemiyoruz. Genel başkanı elinde kırmızı kartla ortada dolanıyor, eski genel başkan ona sarı kart göstererek oyuna girmeye çalışıyor. İnanın sorun, ‘Kırmızı kart ne işe yarar’ bilmez. Sorun ‘Sarı kart ne işe yarar’ onu da bilmez. Belediyecilik hizmetleri bakımından sürekli irtifa kaybeden başkanlar ortada fol yok yumurta yokken meçhul bir adaylık peşinde koşuyor. Her tarafından yolsuzluk, hırsızlık, arsızlık, taciz fışkıran teşkilatlarındaki kokuşma ayyuka çıkmış durumda, ama sorsanız ilkeli siyaset ve etkili muhalefet yapıyorlar. Sosyal medya gazıyla bindirilmiş kıtaların tezahüratları eşliğinde koltuk rüyası görenleri uyandırmak için en etkili ilaç sandıktır diyorlar. Bunun için hep birlikte 2028 Cumhurbaşkanlığı ve 2029 Mahallî İdareler Seçimleri’ne çok sıkı hazırlanmak mecburiyetindeyiz.”
“ÖNEMLİ OLAN TÖKEZLEMEK DEĞİL, HEMEN TOPARLANIP ÇOK DAHA GÜÇLÜ ŞEKİLDE YOLUNA DEVAM EDEBİLMEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, oyuna gelmeyeceklerini, seçimlerin ne zaman yapılacağını gayet iyi bildiklerini, en küçük bir zafiyetin, rehavetin, gerilemenin kendilerine en büyük maliyetler doğurabileceğini hep birlikte gördüklerini dile getirdi.
Geçen yılki mahallî idareler seçimlerinde arzu ettikleri neticeleri alamayışlarının tek sebebinin bu tablo olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstişare kültürünü, kurumsal yapımızın genlerine nakşetmiş bir parti olarak gerektiğinde kendi öz eleştirimizi yapmaktan çekinmeyeceğiz. Önemli olan tökezlemek değil, hemen toparlanıp çok daha kararlı ve güçlü şekilde yoluna devam edebilmektir” dedi.
İlk safhayı atlattıklarını, artık vites yükseltme vakti olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana kademesi, kadın ve gençlik kollarıyla tüm teşkilatımızı yeni bir heyecanla ayağa kaldırdığına inandığımız il kongrelerimizi tamamlamak üzereyiz. Bu güzel tabloyu büyük kongremizde taçlandırarak vites yükseltme aşamasına geçiyoruz. Üçlü bir sacayağı olarak gördüğüm bu teşkilat yapısı vasıtasıyla 11,5 milyona yakın üyemizi tam manasıyla harekete geçirdiğimizde evvelallah önümüzde kimse duramaz” değerlendirmesinde bulundu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Yurt dışıyla birlikte 65 milyonu bulan seçmenlerimizin her birinin gönlünü kazanmak, desteğini almak için çok yönlü bir çalışma yürüteceğiz. Küresel ve bölgesel etkinliğimizi artırırken bir yandan da insanımızın bizar olduğu hepimizin malumu sorunların çözümünü hızlandıracağız. Buna paralel olarak, yapacağımız güçlü bir vizyonu, kapsamlı bir programı, iddialı projeleri içeren iyi bir hazırlıkla milletimizin karşısına çıkacağız. Böylece eser ve hizmet siyasetimizin çıtasını sizlerle birlikte çok daha yükseğe taşıyacağız. ‘Niyet hayır, akıbet hayır’ diyerek yeni dönemimizin ve yürüteceğimiz bilinçli, planlı, programlı, kuşatıcı, hasbi, harbi çalışmaların şimdiden hayırlara tebdil olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul İl Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’nin hayırlı olmasını temenni ederek, yönetimde görev alacaklara başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 51. yıl dönümünde, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenleri için gittiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Ercan Havalimanı’nda resmî törenle karşıladı. Karşılamada, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri de yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ da KKTC’ye ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedeflerimize doğru kararlı, ümitli ve dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Bu menzile vardığımızda, inşallah çok daha güçlü, çok daha müessir, çok daha muteber bir Türkiye’yi hep birlikte hayata geçirmiş olacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesi Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesinin (MSÜ) Yeni Levent Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen 14. Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile Kuvvet Harp Enstitüleri 7. Dönem Komuta ve Kurmay Eğitimi Mezuniyet Töreni’ndeki konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başladı.
Kurmaylık eğitimlerini başarıyla tamamlayan subayların mezuniyet töreni vesilesiyle katılımcılarla beraber olmaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların şahsında Türk Silahlı Kuvvetlerinin her bir mensubuna selamlarını ve sevgilerini gönderdiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün 80’i dost ve kardeş ülkelerden gelen askerî misafir personel olmak üzere toplam 241 subayın mezuniyet heyecanına şahitlik ettiklerini kaydederek, 14. Dönem Müşterek Komuta ve Kurmay Eğitimi ile 7. Dönem Kuvvet Harp Enstitüleri Komuta ve Kurmay Eğitimlerini alınlarının akıyla nihayete erdiren her bir subayı yürekten tebrik etti.
“SİLAHLI KUVVETLERİMİZİN İSTİSNASIZ HER BİR FERDİ MİLLETİMİZİN GÖZ BEBEĞİ, UMUDU, KIVANÇ KAYNAĞIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ordumuzun farklı kademelerinde kurmay unvanıyla üstlenecekleri yeni vazifelerinde kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Peygamber ocağı olarak gördüğümüz silahlı kuvvetlerimizin istisnasız her bir ferdi milletimizin göz bebeği, umudu, kıvanç kaynağı ve iftihar beratıdır. Rabbim sizleri her türlü tehlikeden, beladan, musibetten korusun, yolunuzu da, bahtınızı da açık eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan, Bosna Hersek, Endonezya, Gambiya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs, Kuzey Makedonya, Mali, Moğolistan, Pakistan, Somali, Suudi Arabistan ve Ürdün’den gelerek burada eğitim alan misafir subayları da yürekten tebrik ettiğini belirtti.
Sahip oldukları mesleki donanımı yüksek bir vazife şuuruyla perçinleyen subayları eğiten komutanlara ve hocalara da milleti adına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekleri ve gayretleri için takdirlerini iletti.
“ÜNİVERSİTEMİZ, BAŞARI ÇITASINI HER GEÇEN GÜN DAHA YÜKSEĞE TAŞIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016’da kurdukları Millî Savunma Üniversitesinin kendi alanında dünyanın önde gelen eğitim kurumlarından biri olma özelliğini sürdürdüğünü belirterek, “Silahlı kuvvetlerimizin geleceğini şekillendirecek, savunma stratejimize yön verecek, kahraman ordumuzu daha ileri noktalara taşıyacak kurmay kadrolarımız bu ocakta yetişiyor. Üniversitemiz bilhassa güvenlik, strateji ve savunma gibi disiplinlerde yüksek düzeyli eğitim, yayın ve araştırma faaliyetleriyle askerî çalışmalar noktasında dünya çapında ses getiren işlere imza atıyor. Üstlendiği misyon ve sahip olduğu vizyonla sivil asker iş birliğine çok kıymetli katkılar yapan üniversitemiz, başarı çıtasını her geçen gün daha yükseğe taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.
“KURULUŞUNDAN İTİBAREN MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTEMİZE DAİMA DESTEK VERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bünyesindeki harp enstitüleri, harp okulları ve meslek yüksekokulları ile ordumuza bilgili, ahlaklı, vatanına, milletine, millî iradeye bağlı subay ve astsubaylar kazandıran üniversitemize Sayın Rektör ve yöneticilerimize, üniversitemizin sivil asker eğitimci kadrosuna teşekkür ediyorum. Kuruluşundan itibaren Millî Savunma Üniversitemize daima destek verdik. Her ihtiyacında üniversitemizin yanında olduk. İnşallah bundan sonra da tüm imkânlarımızla bu güzide kurumun yanında olmaya devam edeceğiz. Değerli arkadaşlarım şu hakikati burada evvelemirde ifade etmek durumundayım. İkinci Cihan Harbi’nden sonra tesis edilen uluslararası sistemin askerî, siyasi ve iktisadi kırılmalar yaşadığı zorlu bir dönemden geçiyoruz. Ticaret, teknoloji, enerji ve kültür savaşları, askerî ve siyasi rekabetin dozunu günden güne artırıyor.”
“SAVUNMA SANAYİİNDEKİ HAMLELERİMİZLE KÜRESEL PLANDA ADINDAN SÖZ ETTİREN ÜLKELER ARASINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapay zekâ, insansız teknolojiler, yarı iletkenler ve nadir toprak elementleri gibi yeni değişkenlerin, konvansiyonel stratejilerin dönüşümünü de zaruri hâle getirdiğini söyledi.
Geçmişin siper savaşlarının yerini bugün artık siber savaşlarını aldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem bölgede hem dünyada yeni denklemler kurulurken, jeopolitik dinamiklerin de büyük oranda değişim ve dönüşüme uğradığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, post liberal dönem olarak da adlandırılan bu yeni gerçeklikte, Türkiye’nin güçlü bir şekilde var olması ve yeni sistemde kutupbaşı olarak yerini alması için ellerinden gelen her türlü çabayı gösterdiklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “Bilhassa yerli ve millî yüksek teknoloji yatırımlarımızla, savunma sanayiindeki hamlelerimizle küresel planda adından söz ettiren ülkeler arasındayız. Millî Savunma Üniversitemiz burada da hayati sorumluluk üstlenmektedir. Bir yandan ülkemizin caydırıcı gücünü oluşturan kahraman askerlerimizi yetiştirirken, diğer yandan stratejik imkân ve kabiliyetlerimizin tekâmülü noktasında önemli adımlar atıyoruz. Buradan yetişen vatan evlatları bölgemizde ve dünyanın farklı ülkelerinde üstlendiği misyonlarla, küresel barış ve güvenliğin tesisine çok mühim katkılar yapıyor. Bu vesileyle tüm komutanlarımıza, tüm hocalarımıza, milletimizin istiklal ve istikbali, devletimizin bekası için fedakârca görev yapan tüm askerlerimize ve elbette Türk Silahlı Kuvvetlerimizin komuta kademesine bir kez daha tebriklerimi iletiyorum.”
Mezuniyet töreninin yanı sıra bugün Millî Savunma Üniversitesi ve bağlı birimlerinde yapımı tamamlanan altı yeni camiinin ibadete açıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, rektörlük camiiyle birlikte açılışı yapılan diğer camilerin de üniversiteye hayırlı olması temennisinde bulundu.
“SAVAŞ HUKUKUNUN, SAVAŞ AHLAKININ TEMEL İLKELERİNE HER ŞARTTA RİAYET ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişi şanla, şerefle, sayısız zaferlerle dolu bir ordu millet olarak, tıpkı diğer alanlar gibi dünya askerî müktesebatına da çok önemli katkılarda bulunulduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Kurmaylık zekâmızı yalnızca harp sahalarında değil, cephe gerisindeki çalışmalarımızda da dost, düşman herkese gösterdik. Tarih boyunca atalarımız bir yandan yeryüzünde iyiliği, adaleti, huzur ve emniyeti hâkim kılmak için çabalarken, diğer yandan dünya tarihine geçen önemli başarılara imza attılar. Savaş hukukunun, savaş ahlakının temel ilkelerine her şartta riayet ettik. Bu noktadaki hassasiyetimizi her seferinde vurguladık. Akıncılarımızın Allah Allah nidaları cenk meydanlarından hiç eksik olmadı. Sayıca bizden katbekat nice orduyla karşı karşıya geldik. Ancak tarihimizin hiçbir döneminde en kanlı muharebe koşullarında dahi kadınlara çocuklara, yaşlılara, masum ve sivillere dokunmadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Farklı kıtalara nizam veren idari ve siyasi teşkilatlanma kabiliyetimizi askerî taktik ve stratejilerimizle besledik, zenginleştirdik. İlk düzenli ve disiplinli ordumuzu bundan tam 2 bin 234 yıl evvel milattan önce 209’da kurduk. Modern ordularla uygulanan 10’lu sistemi dünya askerî literatürüne 2 bin yıl önce biz hediye ettik. Alplerimizle, erenlerimizle, gazilerimizle, fetih ve gaza ruhunu gönül coğrafyamızın dört bir yanına yayarken istimalet anlayışımızla aynı zamanda kalpleri de fethettik. Bugün sert ve yumuşak gücün mükemmel terkibini ifade eden akil güç, ecdadımız tarafından istimalet politikası olarak yıllarca uygulandı. Sultan Fatih’in liderliğinde 1453’te topları etkin bir şekilde kullanarak yalnızca İstanbul’u fethetmekle kalmadık, aynı zamanda savaş konseptini de baştan aşağı değiştirdik. Lojistik yapılanmadan sefer planlamasına, haritacılıktan haber alma operasyonlarına harp sahasına yeni bir ufuk kazandırdık.”
“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMEK BİZİM EN TEMEL VAZİFEMİZDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muharip unsurların sevk ve idaresinde, taktik ve manevra kabiliyetinin geliştirilmesinde dünyada eşi benzeri olmayan yeniliklere imza atıldığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Bakınız şu örneği özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum; Hadimü’l Harameyn-i Şerifeyn Yavuz Sultan Selim Han, Mısır seferi sırasında geçilmez denilen Sina Çölü’nü sadece 13 günde geçti. Kendisinden üç asır sonra Napolyon ordularının dahi geçemediği bu çölü üstün bir askeri zekâyla, tasarladığı ikmal ve su tedarik sistemiyle neredeyse hiçbir zayiat vermeden aşmayı başarmıştır. Aynı şekilde Malazgirt Savaşı’nda Sultan Alparslan Türk askeri dehasının bir başka örneği olan hilal taktiğini son derece başarılı şekilde uygulayarak, Anadolu’nun kapılarını ardına kadar açmıştır. Hayat ve haysiyetimiz için çarpıştığımız yedi düvele meydan okuduğumuz İstiklal Mücadelesi de hiç şüphesiz milletimizin iman ve cesaretinin yanı sıra subaylarımızın feraset ve dehasıyla zafere ulaşmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zaferlerden birinin de 26 Ağustos 1922’de Gazi Mustafa Kemal’in büyük taarruzla başlayan ve 30 Ağustos’ta Başkomutan Meydan Muharebesi’yle taçlanan harekâtı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Subaylarımızı ‘ordunun ruhu’ olarak tanımlayan Gazi Mustafa Kemal, bu harekâta ilişkin şu değerlendirmeyi yapmıştır; ‘Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekât Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir.’ Her sayfasını zaferle, erdemle hakkaniyetle süslediğimiz köklü tarihimiz, askerî deha ve kabiliyet anlamında daha nice başarılarla doludur. Şehit ve gazilerimizden emanet aldığımız bu toprakları çok daha güçlü bir şekilde geleceğe taşımak büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etmek bizim en temel vazifemizdir. Çalışmalarımızı şanlı mazimizden aldığımız güç ve cesaretle milletimize duyduğumuz sarsılmaz güvenle işte bu istikamette sürdürüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında savunma sanayii teknolojisi alanında yapılanlara dikkati çekti.
“İHA’larımızla, SİHA’larımızla, son teknoloji ürünü kara, hava, deniz ve haberleşme araçlarımızla bugünün savaş konseptini de yine biz belirliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diğer taraftan iç cephemizi de tahkim ediyor, birliğimizi, dirliğimizi, kavlimizi güçlendirmek için tarihî nitelikte adımlar atıyoruz. Bu adımlarla Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedeflerimize doğru kararlı, ümitli ve dikkatli bir şekilde ilerliyoruz. Bu menzile vardığımızda inşallah çok daha güçlü, çok daha müessir, çok daha muteber bir Türkiye’yi hep birlikte hayata geçirmiş olacağız” ifadelerini kullandı.
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin “Söz tirendazın çektiği oka benzer” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm dünya bilsin ki bizim birlik ve kardeşliğimiz de gerilmiş bir yay gibidir. Bu yaydan çıkan her ok, milletimizin bekasına kasteden düşman her kimse ona yönelmiştir. Okun er ya da geç hedefi tam isabetle vuracağına, kirli kuşatmaları yarıp geçeceğine, Allah’ın izniyle emperyalist planları yırtıp atacağına biz tüm kalbimizle inanıyoruz. Bundan hiçbir şüphe duymuyoruz” diye konuştu.
“İSTİKLAL VE İSTİKBAL SEVDAMIZDAN ASLA TAVİZ VERMEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dost, kardeş ve soydaşlarına seslendiğini belirterek, şöyle devam etti: “Gazze ve Suriye başta olmak üzere bölgemizdeki kardeşlerimizin yaşadığı ağır imtihanlar kimseyi endişeye sevk etmesin. Coğrafyamızı kana, katliama, vahşete ve gözyaşına boğmak isteyenlerin pervasızlıkları kimseyi karamsarlığa sürüklemesin. Bin yıldır yaşadığımız bu topraklarda biz nice imtihanlarla karşılaştık, nice badireler atlattık, nice musibetlere göğüs gerdik. İçeriden ve dışarıdan nice ihanete muhatap olduk. Hepsinin de üstesinden gelmeyi hamdolsun başardık. Zümrüdüanka gibi her seferinde küllerinden yeniden doğduk. Zalimler karşısında diz çökmedik, müstevliler karşısında boyun eğmedik, zorbalar karşısında teslim olmadık. Can verdik, canımızdan aziz bildiklerimizi kara toprağa verdik fakat istiklal ve istikbal sevdamızdan asla taviz vermedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin mücadele azmine işaret ederek, “Bize ömür biçenler oldu. Bize kefen biçenler oldu. ‘Hasta adam’ dediler, ‘Bu sefer tamam’ dediler. ‘Türkler yok olacak, esir olacak’ dediler. Her defasında Türk’ün sarsılmaz imanına ve çelikten iradesine çarptılar. Her defasında Türk milletinin mücadele azmi, sabrı, cesareti karşısında kaybettiler. Bize ömür biçenlerin çoğu tarih oldu, çoğu unutulup gitti, şimdi onları kimse hatırlamıyor ama Türk milleti olarak biz hamdolsun dimdik ayaktayız, tarih yazmaya devam ediyoruz. Değerli kardeşlerim, dün vardık, bugün varız. İnşallah kıyamete kadar da var olacağız” dedi.
“BÖLGEMİZİN ÜZERİNE BARIŞ GÜNEŞİNİN DOĞMASINA KİMSE ENGEL OLAMAYACAK”
Her karışı şehit kanlarıyla mühürlenmiş kutsal vatan topraklarında özgürce yaşamaya, zalime kâbus, mazlum ve mahzun gönüllere umut ışığı olmaya ebediyen devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutulmasın ki karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu andır. Etrafımızdaki karanlık kimseyi ürkütmesin, kimsenin umutlarını kırmasın. Allah’ın izniyle bölgemizin üzerine barış güneşinin doğmasına kimse engel olamayacak. Coğrafyamızın her köşesinde huzurun hâkim olmasına kimse set çekemeyecek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karanlıktan beslenenler, kandan ve kaostan beslenenler eninde sonunda kaybedecek. Kazanan kardeşlik olacak, insanlık olacak. Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla geniş coğrafyamızda merkezinde zulmün ve çatışmanın değil, inşallah istikrarın, adaletin, özgürlüğün ve iş birliğinin olduğu yepyeni bir sayfa açacağız. Bu coğrafyanın ebedî sakinleri olarak sırt sırta verecek, kenetlenecek, fitne tüccarlarına aldanmayacak, kurulan tuzaklara düşmeyecek, hep beraber bölgemize yönelik kirli senaryoları inşallah yırtıp atacağız” ifadelerini kullandı.
Kurmaylık eğitimlerini tamamlayan 241 subayı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin farklı kademelerinde üstlenecekleri vazifelerde her bir subaya üstün başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafir subayların da ülkeleri, orduları ve milletleri için hayırlı görevler icra etmelerini, alacakları yeni vazifelerle aradaki gönül bağını daha da güçlendirmelerini temenni etti.
Vatan, bayrak, milletin istiklal ve istikbali için toprağa düşen tüm şehitleri rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazilere de hayırlı ve bereketli ömür diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MSÜ Kurmay Subaylar Mezuniyet Töreni öncesinde Millî Savunma Üniversitesi ve bağlı birimlerinde yapımı tamamlanan altı yeni camiinin açılışını yaptı.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçiliği rezidansında MANGO GÜNÜ ŞENLİĞİ gerçekleştirildi.
Büyükelçiliğin rezidansının bahçesinde gerçekleştirilecek şenlik bardaktan boşanırcasına yağan yağmur sebebiyle rezidansın içinde düzenlendi.
Mango günü şenliğine Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Ekselansları Yousaf JUNAİD ev sahipliği yaptı.
Meyvelerin Kralı Mango Günü Şenliği’ne Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Şenlik’te Türkiye’yi Ankara Valisi Vasip ŞAHİN temsil etti.
Mango şenliğinde AB Uyum Komisyonu Başkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili Burhan KAYATÜRK, SESRIC Genel Müdürü Zehra Zümrüt Selçuk, Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürlerinden Cihat Erginay da yer aldı.
Mango Şenliğinde Uluslararası Taşımacılık Şirketi NOR TRANSS’ın Yönetim Kurulu Başkanı Oya ERDOĞAN da hazır bulundu.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yousaf JUNAİD, Pakistan mangolarının bütün dünyada meyvelerin kralı olarak bilindiğini söyleyerek konuşmasına başladı.
Büyükelçi JUNAİD, Pakistan’ın küresel mango endüstrisindeki önemli yerine atıfta bulunarak ülkesinin önde gelen mango üreticileri arasında olduğuna da dikkat çekti.
Türklerin tatlılara olan tutkusunu hatırlatan Büyükelçi Junaid, Pakistan’ın Türkiye’ye mango ihracatını mevcudun çok ötesine taşıma konusunda iyimser bir düşünceye sahip olduğunun da altını çizdi.
Mango şenliğinde bir konuşma yapan Ankara Valisi Vasip Şahin ise Büyükelçi JUNAID ile uzun yıllardır olan dostluğunu hatırlatarak, “Benim bildiğim, Büyükelçi JUNAİD, ülkemizde görev yaptığı 10 yıldan bu yana artık Türkiye’nin bir vatandaşı gibi.” dedi.
ŞAHİN, “Büyükelçi JUNAİD, bizimle hemhal oldu hem de bizim ülkemizin bir sempatizanı veya ülkemizin bir taraftarı konumuna geldi. Türk toplumuyla gerçekten güzel bir ilişki kurdu.” şeklinde konuştu.
Büyükelçi Junaid’in Türkiye’de dostlarını artırdığını dile getiren Ankara Valisi ŞAHİN, Zannediyorum, büyükelçinin Ankara’da benden daha fazla dostu var, İstanbul’da da öyle. Kendisine teşekkür ediyoruz. Dışarda yapan sağanak yağmur biraz mekanı daraltsa da kalpleri birleştirdi ve büyüttü. Mekanlar önemli değil. Kalplerin birbiriyle irtibat kurması önemli, O’ da sağlandı” diye konuştu.
Konuşmalardan ardından, konuklara, içinde mango bulunan yemek çeşitleri, içecekler, tatlılar ve dondurma ikramı yapıldı.
Mango Günü Şenliği, konukların Büyükelçi Yousaf JUNAID ile hatıra fotoğraf çekimleriyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.