Pakistan’ın Kurucusu Muhammed Ali Cinnah adına düzenlenen kompozisyon yarışması ödül töreni Milli Eğitim Bakanlığı BAŞÖĞRETMEN konferans salonunda yapıldı.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Pakistan Büyükelçiliği iş birliğinde bu yıl 6’ncısı düzenlenen Cinnah Genç Yazarlar Ödül Töreni’ne katıldı.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf JUNAID da ödül töreninde hazır bulundu.
Seromoniye, öğretmenler akademisyenler, Milli Eğitim Bakanlığı çalışanları ve seçkin bir davetli topluluğu da katıldı.
2023 yılının Kompozisyon yarışmasının teması, “20’nci Yüzyılın İki Büyük Şairi: Muhammed İKBAL ve Mehmet Akif oldu.”
Bu yılın birinciliğini İstanbul Alibeyköy Anadolu Lisesi öğrencisi Mustafa Mert Tokgöz kazandı.
Kompozisyon yarışmasında dereceye girenlere ödülleri Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN ile Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf JUNAID tarafından takdim edildi.
Ödül töreninde, Türkiye ve Pakistan’ı tanıtan iki film de gösterildi.
Ödül seromonisi Pakistan ve Türk Milli Marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Ödül törenindeki ilk konuşmayı Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf JUNAID yaptı.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Dr. Yousaf Junaid konuşmasında şunları söyledi; Öncelikle Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e, baş konuğumuz olarak bu olayı şereflendirdiği için teşekkür etmek istiyorum. Bugün burada 6’ncısı düzenlenen Cinnah Genç Yazarlar Ödülü’nü kazananları onurlandırmak için toplandık. Bütün bunlar Milli Eğitim Bakanlığı’nda Tuba Korkmaz Hanım ve ekibinin yorulmak bilmeyen çabaları sayesinde mümkün oldu. Adını Pakistan’ın kurucusu Kaid-i-Azam Muhammad Ali Cinnah’dan alan bu makale yarışması, entelektüel gelişime olan bağlılığımızın temel özelliklerinden biridir. Türk milletinin Kemal Atatürk’e baktığı gibi, Türk zaferinden ilham alan alt kıtadaki Müslümanlar da Cinnah’a aynı ruhla baktılar. Cinnah’ın kendisi de onun devlet adamlığına, cesaretine, Türk liderliğinin öngörüsüne ve Türk milletinin yiğitliğine büyük hayranlık duyuyordu. Dolayısıyla her iki lider de Müslüman dünyasının özgürlük ve haysiyet arayışını temsil ediyordu. Kardeş Pakistan-Türkiye ilişkileri yüzyıllar öncesine dayanıyor ve ortak dini, kültürel, dilsel ve manevi mirasa dayalıdır. Bu, zamanın ve coğrafyanın sınırlarını aşan, iki ülke halklarının yüreklerine kadar sızan, kalpten kalbe bir ilişkidir. Her sosyal tabakadan ve nesilden Türkler, Güney Asya’daki, özellikle de şu anda Pakistan’ı oluşturan bölgelerdeki Müslümanların, sömürgeci yöneticilere nasıl meydan okuduklarını ve binlerce kilometre uzaktaki Türk kardeşlerine destek olmak için evlerini geride bırakıp, mallarını bağışladıklarını canlı bir şekilde hatırlıyor. Bu özveri, sevgi ve fedakarlığın tarihte eşi benzeri neredeyse yoktur. Pakistan’ın 1947’de bağımsızlığını kazanmasının ardından iki ülke diplomatik ilişkiler kurduğunda, asırlardır süren dostluk ve kardeşlik mirası yeni bir canlılık kazandı ve modern Pakistan devleti ile Türkiye arasındaki gelecekteki ilişkilerin tonunu belirledi. Esasen, Pakistan ile Türkiye arasındaki son yetmiş altı yıllık diplomatik ilişkiler, benzersiz ve örnek bir ilişkinin tezahürüdür. Geçtiğimiz on yıllar, bölgesel ve uluslararası öneme sahip çok çeşitli konularda görüş ve perspektiflerin dikkate değer bir yakınlaşmasına tanık oldu. Her iki ülke de, ulusal güvenliğin yanı sıra Keşmir ve Kıbrıs da dahil olmak üzere temel ulusal çıkarlarla ilgili konularda birbirlerine tutarlı ve net bir şekilde destek verdi. Aynı şekilde, her iki ülke de bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe ilişkin konularda yakın işbirliği içindedir. Pakistan ve Türkiye halkları zor zamanlarda her zaman omuz omuza vermiş, birbirlerinin başarılarını ve sevinçlerini paylaşmışlardır. İster Türkiye’de deprem olsun, ister Pakistan’da sel olsun, desteğin ve sempatinin karşılıklı olarak yağması her zaman gerçekleşen dünyada başka eşi benzeri görülmemiş bir durumdur. İki milletimizin karşılıklı sevgisi kendiliğinden olup, birbirlerine olan sevgileri derin, samimi ve kalıcıdır. Bu yarışmanın 6’ncısında Türkiye’nin farklı yerlerinden lise son sınıf öğrencileri ‘Muhammed İkbal ve Mehmet Akif Ersoy- 20. yüzyılın iki büyük şairi’ konulu mükemmel makaleleriyle katkıda bulundular. Doğunun filozofu ve Pakistan’ın milli şairi olarak tanınan Allame Muhammed İkbal, büyük sufi Mevlana Celaleddin Rumi’nin manevi müridiydi. İkbal birçok yazısında Mevlana’dan ‘Eş-i Rumi’ olarak söz etmiştir. Manevi bağlılığından dolayı, Konya’daki Mevlana Rumi’nin mezarlığında Muhammed İkbal’in sembolik bir mezarı oluşturuldu. Pakistan’ın Müslümanlar için ayrı bir vatan olması fikri, manevi ve siyasi düşüncesi yalnızca Anadolu bölgesinin büyük mistiklerinden ve aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun karşılaştığı büyük tarihi çalkantılardan ilham alan Allame Muhammed İkbal tarafından tasarlandı. Muhammed İkbal ve Mehmet Akif, yazılarıyla uluslarını özgürlüğe ve onurlu bir duruşa yönlendiren iki büyük siyasi düşünürdür. Allame İkbal ve Mehmet Akif, bu ilişkinin kalpten kalbe dolu olan güzel yolculuğunun altın bir bölümünü oluşturuyor. Cinnah Genç Yazarlar Ödülü Yarışması’nı oluşturmanın temel amacı, genç nesile ulaşmak ve onlara Pakistan Türkiye’nin kardeşlik bağlarının görkemli tarihini ve omuz omuza durma geleneğimizi tanıtmaktı. Bu tür girişimlerle kardeşliğimizin ve köklü bağlarımızın daha da güçleneceğine inanıyorum. Her iki ülkedeki liderliğin vizyonu, bu tarihi ilişkiyi, insan ilişkilerinin ve çabalarının tüm alanlarını kapsayan güçlü bir stratejik ortaklığa dönüştürmektir.
Eğitim ve kültür alanında ortak faaliyetlerimizin düzeyi sürekli olarak artmakta ve insanlararası ilişkilerimizi zenginleştirmektedir. Cinnah Genç Yazarlar Yarışması, gelecek nesillerimize Pakistan-Türkiye dostluğunun örnek mirasını aktarmanın yanı sıra öğrenciler için değerli bir akademik deneyimdir.
Bu mükemmel yazıları okumak beni çok mutlu etti. Bu yazılar çocuklarımızın derin düşüncelerini ve sıkı çalışmalarını yansıtıyor. Bu makalelerden elde edilen bilgi ve bakış açıları Pakistan-Türkiye kardeşlik bağlarına değerli bir katkıdır.
Kazananları, değerli ve çalışkan öğretmenlerini ve gurur duyan ailelerini en içten dileklerimle kutluyorum. Gelecekte de lise öğrencilerinin daha da fazla katılımıyla Cinnah Genç Yazarlar Ödülleri’nin devamını sabırsızlıkla bekliyoruz.
Bu yarışmanın düzenlenmesinde Büyükelçiliğimize kolaylık sağlayan ve bugünkü tören için mükemmel düzenlemeler yapan Milli Eğitim Bakanlığı’ndan tüm çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Desteği ve rehberliği için Tuba Korkmaz Hanım’a en içten teşekkürlerimi ve derin takdirlerimi sunuyorum. Cinnah Genç Yazarlar Ödülleri’nin başarısında Milli Eğitim Bakanlığı Eski AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürleri Sayın Burcu Eyisoy Dalkıran ve Sayın Hasan Ünsal’a da katkılarından dolayı teşekkür etmek isterim.
Destekleri olmasaydı bu projeyi gerçekleştiremeyeceğimiz Sayın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e de en derin şükranlarımı sunuyorum.
Ankara’daki Cinnah Caddesi’nden İslamabad’daki Atatürk Caddesi’ne kadar her zaman sevgi ve dostluk bağlarıyla bağlıyız. Pakistan ve Türkiye halkının iki devlette yaşayan tek bir millet olarak tanımlanmasına şaşmamak gerek.
Hepinize teşekkür ederim. Yaşasın Pakistan Türkiye kardeşliği.
Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf JUNAID’dan sonra kürsüye Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN geldi.
Milli Eğitim Bakanlığı Başöğretmen Salonu’ndaki törende Bakan Yusuf Tekin, konuşmasına, dost ve kardeş ülke Pakistan’ın temsilcileriyle buluşmaktan memnuniyet duyduğunu ifade ederek başladı.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin konuşmasında, Müslüman dünyasının özgür ve haysiyetli duruşa ihtiyaç duyduğunu belirtti.
Yusuf TEKİN, Kendilerinin de Cinnah ve Atatürk gibi bu dünyaya örnek olacak, haysiyetli duruşun vücut bulmuş hali olarak ülkelerini gelecek kuşaklarda temsil edecek gayreti göstermeyi istediklerini söyledi.
Yarışmanın temasının çok anlamlı olduğunun altını çizen Bakan Tekin, “İki ülkenin de vatan ve özgürlük şairleri olan iki önemli isim hem Mehmet Akif hem de İkbal’in dünyaca kabul görmüş iki Kur’an şairi olduğunu da hatırlattı.
Her iki şairin de zulme, haksızlığa ve geri kalmışlığa karşı mücadele ettiğine dikkati çeken Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN, her İki şairin de memleketlerinin hürriyetinin savunucusu oldukları için ağır bedeller ödediğini dile getirdi.
İki samimi Kur’an talebesi olan sanat insanları Mehmet Akif ile Ikbal’in kendilerine sadece şiirlerini bırakarak ayrılmadığını, bir Müslüman duruşunu da miras bıraktığını söyledi.
Konuşmaların hemen akabinde, Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN ve Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf JUNAID, Cinnah Genç Yazarlar Kompozisyon Yarışması”nda dereceye giren öğrencilere ödüllerini takdim etti.
Kompozisyon yarışması bu yıl, “20. Yüzyılın İki Büyük Şairi: Muhammed İkbal ve Mehmet Akif” temasıyla yapıldı.
Jüri tarafından yapılan değerlendirme sonunda, ilk 3 dereceye layık görülen ve 3 mansiyon ödülü alan 6 eser seçildi.
Bu değerlendirme sonunda İstanbul Alibeyköy Anadolu Lisesinden Mustafa Mert Tokgöz birinciliği kazandı.
Çorum Hacı İsmail Kavlu Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinden Büşra Karakoç ikinci ve Kayseri Mustafa Asım Anadolu İmam Hatip Lisesinden Batuhan Yıldırım da üçüncü sırada yer aldı.
Mansiyon ödülü kazananlar ise Eskişehir Eti Sosyal Bilimler Lisesinden Tülay Şen, Aydın Özel Söke Sınav Koleji Fen Lisesinden Feride Ekin Karayel ve İzmir Yusuf Kemalettin Perin Fen Lisesinden Cansu Dalga.
Konuşmaların hemen akabinde dereceye giren öğrencilere ödülleri Milli Eğitim Bakanı Yusuf TEKİN ve Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf JUNAID tarafından takdim edildi.
Ödül seromonisi, dereceye giren öğrencilerin ve konukların Pakistan Büyükelçisi Yusuf JUNAID İle hatıra fotoğrafı çektirmesiyle sona erdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında, Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına dördüncü yılına girecek Rusya-Ukrayna Savaşı’nda hayatını kaybedenler için Ukrayna halkına taziyelerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenskiy’nin ziyaretinin, Ukrayna’daki savaşın temel dinamiklerinde önemli değişimlere aday olunan bir dönemde gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye’nin, “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı” anlayışıyla savaşın ilk gününden bu yana taraftar arasında müzakere edilmiş bir barışın tesisi için yoğun çaba sarf ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu doğrultuda Mart 2022’de İstanbul’da iki ülke arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaptık. Taraflarla yürüttüğümüz temaslar neticesinde Karadeniz Tahıl Girişimi’ni hayata geçirdik. Son üç yılda Rusya ve Ukrayna ile her seviyede doğrudan girişimlerde bulunduk. Tüm bu çabalarımızda her iki taraf içinde güvenilir bir arabulucu olmaya, samimi olarak gayret gösterdik, somut neticeleri aldık” ifadelerini kullandı.
“MÜZAKERE SÜRECİNİN KALICI BİR BARIŞLA SONUÇLANDIRILMASI İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Gelinen aşamada ABD Başkanı Donald Trump’ın, savaşın müzakereler yoluyla ve süratle sonlandırılması için başlattığı diplomatik girişimin, Türkiye’nin son üç yıldır izlediği politikayla da örtüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Haddizatında, İstanbul Müzakereleri taraftar arasında mutabakata en fazla yaklaşılan platform olması ile önemli bir referans noktası teşkil ediyor. Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır. Sayın Zelenskiy ile görüşmemde Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığını olan kuvvetli desteğini ifade ettim. Aynı zamanda müzakere sürecinin kalıcı bir barışla sonuçlandırılması için her türlü desteği vereceğimizin altını çizdim. Çok sayıda masumun ölümüne ve muazzam bir yıkama neden olan bu savaş, artık sona ermelidir.
Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyetini hedefleyen bir düzenlemenin hayata geçirilmesi için ülkemizin çalışmayı sürdüreceğini de belirttim. Karadeniz’de hayata geçirilebilecek böyle bir düzenlemenin müzakerelere giden süreçte önemli bir güven artırıcı tedbir işlevi göreceğine inanıyoruz. Sayın Zelenskiy ile gündemimizde, Ukrayna ile stratejik ortaklık ilişkilerimiz kapsamındaki konu başlıkları önemli yer tuttu. Ticari ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi için önümüzdeki dönemde atabileceğimiz adımları masaya yatırdık. Savaşın getirdiği tüm zorluklara rağmen ikili ticaretimizde tespit ettiğimiz 10 milyar dolar hedefine emin adımlarla yürümek istiyoruz.”
“İLİŞKİLERİMİZİN DAHA DA ÜST SEVİYELERE ÇIKACAĞINA İNANIYORUM”
Zelenskiy’e, Türk şirketlerinin savaşın yol açtığı tahribatın giderilmesi ve yeniden imar konusunda Ukrayna’ya destek vermeye istekli olduklarını aktardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’da barışın tesisi ile birlikte önümüzdeki dönemde ilişkilerimizin stratejik ortaklığımıza yaraşır düzeyde daha da üst seviyelere çıkacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sözlerime son verirken Ukrayna’nın toprak bütünlüğü için özellikle mücadele veren Kırım Tatarı soydaşlarımızın hakları konusunda değerli dostum Zelenskiy’nin attığı cesur adımları takdirle karşıladığım belirtmek istiyor, ilave adımların geleceğini de temenni ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM OLMAZSA OLMAZIMIZDIR”
Ukraynalı bir gazetecinin barış görüşmelerine vurgu yaparak, Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği bizler için çok çok önemli ve toprak bütünlüğüne, egemenliğine Türkiye’nin saygısını her yerde anlattık. Bütün uluslararası toplantılarda bu konuyu daima işledik, işlemeye devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de özellikle Ukrayna’nın toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Egemenliği aynı şekilde bizim olmazsa olmazımızdır. Temennimiz odur ki barışın kaybedeni olmaz. Dolayısıyla barışın bir an önce sağlanmasını temin etmektir. Bu konuda değerli dostum, o da zaten barıştan yana olduğunu açık net olarak bizlere ifade ediyor. Temennim odur ki gerek Dışişleri Bakanımın muhatabıyla yaptığı görüşmelerde gerek şahsımın Sayın Putin ile yaptığı görüşmelerde bu barışla ilgili yolculuğu, yolu kat ederiz, temin ederiz ve bunun için adımları da atarız.”
Türkiye’nin gelecek süreçte Rusya-Ukrayna barışına katkı için adım atıp atmayacağına ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Adil bir barışın mümkün olması için şüphesiz ki güçlü olduğunu bildiğimiz ülkelerin barıştan yana tavrını ortaya koyması lazım. Az önce de ifade ettiğim gibi barışın kaybedeni olmaz. Şu anda tüm dünya Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaşta artık barışı bekliyor. Bir an önce barış temin edilsin. Çünkü bunca esir var, bunun yanında bunca insan, yüz binlerce insan burada öldü, öldürüldü. ‘Artık bu ölüme de son verilsin’ deniyor. Şimdi bizler en yakın komşuları olarak Türkiye biz, bir an önce barışın teminiyle alakalı gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım bizler muhataplarımızla bir an önce barışın temini için adım atalım istiyoruz.
Tahıl Koridoru’nun kurulmasını isteyişimizin sebebi bu olmuştur ve tahıl koridorunda da iyi bir netice aldık ama maalesef devamını sağlayamadık. 30 bin ton tahıl malum gönderildi biz aracı olduk. Bundan sonraki süreçte de bunun devamını istiyoruz. Bu arada tabii ben huzurlarınızda Sayın Zelenskiy’e bir teşekkürü ifade etmek istiyorum. O da Suriye’ye tahıl gönderme noktasında, bize gönderdikleri tahıl, biz de bu tahılı malum değirmenlerimizde una çevirmek suretiyle Suriye’ye ulaştırdık, ulaştırıyoruz. Bu da tabii Suriye’deki yönetimi ciddi manada mutlu etti, memnun etti. Ben de huzurlarınızda Suriye halkı adına kendilerine teşekkür ediyorum. Çünkü böyle zor bir zamanda Suriye’nin böyle bir imkânı aracılığımızla özellikle de Ukrayna’dan elde etmiş olması bu da insani ve vicdani bir görevdir.”
UKRAYNA DEVLET BAŞKANI ZELENSKİY: “TÜRKİYE, UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE EGEMENLİĞİ KONULARINDA ÇOK İLKELİ BİR TUTUM SERGİLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rusya-Ukrayna savaşının zor zamanlarında Türkiye’den destek gördükleri için teşekkür ederek “Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği konularında çok ilkeli bir tutum sergiledi. Bu, bize göre küresel önem taşıyor” diye konuştu.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, görüşmelerde Ukraynalı esirlerin durumunun da görüşüldüğüne işaret ederek “Türkiye gerek askerlerimizin gerek sivillerimizin serbest bırakılması için kolaylıklar sağladı” dedi.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy huzurunda, Türkiye ile Ukrayna arasında iki anlaşma imzalandı.
Bu kapsamda iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Eğitim Alanında İşbirliği Anlaşması”na Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Ukrayna Kültür ve Stratejik İletişim Bakanlığı Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imzaladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Türkiye ve Ukrayna bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren ve heyetlerini takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.