Cumhurbaşkanı Erdoğan, DSİ tarafından tamamlanan 369 adet tesisin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “21 yılda her alanda olduğu gibi tarım ve sulama alanında da tarihî nitelikte adımlar attık. Suyu verimli kullanan, doğru yöneten ve su gibi aziz milletimizi suyla en iyi şekilde buluşturan politikalara, yatırımlara ağırlık verdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen, Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından tamamlanan 369 tesisin toplu açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geleneksel hâle gelen, Devlet Su İşleri’nce gerçekleştirilen yatırımların toplu açılış töreni vesilesiyle bir arada olunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış programıyla tek seferde toplam yatırım bedeli 53 milyar lirayı bulan projeleri resmen hizmete aldıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aralarında, baraj, içme suyu, sulama, toplulaştırma, atık su ve taşkın koruma tesislerinin yer aldığı 369 farklı tesisin, 66 ilde yaşayan vatandaşlarla birlikte tüm millete hayırlı olmasını diledi.
Açılışı yapılan eserler içinde özellikle üç tanesinin ön plana çıktığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Temelden yüksekliği 135 metre olan Mersin Pamukluk Barajı’yla toplam 282 milyon metreküp su toplanacak. Projemiz, Mersin’i uzun vadeli içme suyu ihtiyacını karşılama yanında yıllık 182 bin dekar suyla buluşturacak. Ayrıca üreteceği senelik 174 milyon kilovatsaat hidroelektrik enerjiyle ekonomiye 1 milyar 920 milyon lira katkı yapıyor. Bir diğer önemli projemiz 541 milyon lira yatırım tutarına ve 5 milyon metreküp su depolama kapasitesine sahip Antalya Kapıçay Barajı’dır. Hem yıllık 5 milyon kilovatsaat elektrik üretecek hem de 18 bin 700 dekar araziyi sulayacak bu tesisin ekonomiye katkısı 350 milyon lirayı buluyor. Toplam 457 milyon liralık yatırım rakamıyla hayata geçirdiğimiz Kocaeli İhsaniye Barajımız da ilçemize yıllık 16 milyon metreküp içme suyu temin edeceğiz. İnşallah birazdan bu üç barajımızın açılışını canlı bağlantıyla buradan gerçekleştireceğiz.”
“ESERLERİYLE, YATIRIMLARIYLA, PROJELERİYLE KONUŞAN BİR HÜKÛMETİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, projelerle toplam 1,1 milyar metreküp su toplanacağını, 66 milyon metreküp sağlıklı içme suyu ve kullanma suyu temin edileceğini dile getirdi.
Ülke genelinde 620 bin dekar araziyi suyla buluşturacaklarını, Türkiye’nin 66 ilindeki 113 bin dekar araziyi taşkınlardan koruyacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türk ekonomisine yıllık bazda 5 milyar lira katkı yapacak 369 tesisimizin her birinin aziz milletimize hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. Her zaman söylüyorum. Biz meydanlarda verdiği sözleri göreve gelince unutanlardan değiliz. Biz, seçim döneminde esip gürleyip sonra sesi soluğu çıkmayanlardan da değiliz. Bilakis biz, eserleriyle, yatırımlarıyla, projeleriyle konuşan bir hükûmetiz. Biz, Türkiye’nin 81 ili ve 922 ilçesinin tamamında ayak izi olan bir iktidarız. İşte bugün burada olduğu gibi, ülkemizin neresine giderseniz gidin orada hükümetimizin bir eserini, bir hizmetini, bir mührünü mutlaka görürsünüz. Bilhassa tarım, ormancılık ve su alanlarında ülkemizin çehresini değiştiren eserlere imza atmanın bahtiyarlığı içindeyiz. Mevcutla hiçbir zaman yetinmiyor, hizmet halkamızı sürekli büyütüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırımların ülkeye kazandırılmasına öncülük eden Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile ekibine, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne, yüklenici firmalara, çalışanlara teşekkür etti.
“TEMİZ SU KAYNAKLARI HIZLA AZALIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada miktar itibarıyla en fazla olan kaynağın su olduğunu anımsattı. Üzerinde yaşanılan yerkürenin yaklaşık üçte ikisinin suyla kaplı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu suyun yüzde 97,5’luk kısmının deniz ve okyanuslardaki tarıma ve tüketime uygun olmayan tuzlu sulardan oluştuğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeryüzündeki toplam tatlı su potansiyelinin ise sadece binde onundan istifade edilebildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Yani, göllerde, rezervuarlarda, derelerde bulunan su miktarı kelimenin tam anlamıyla denizde damla mesabesinde. Su meselesini en stratejik ve değerli kaynaklardan biri yapan hem de kıymetinin yeterince bilinmemesine yol açan temel faktör işte budur. Kendi ülkemiz dâhil dünyanın pek çok yerinde su adeta sınırsız bir kaynak olarak görülüyor. Bunun tamamen yanlış bir algı olduğunu buradan ifade etmek istiyorum. Suyla ilgili bilmemiz ve hiçbir zaman unutmamamız gereken ilk husus, su kaynaklarının sınırsız olmadığıdır. Su sadece sınırsız değil aynı zamanda giderek azalan bir kaynaktır. Hızlı tüketim ve kirliliğin etkisiyle birlikte kullanılabilir temiz su kaynakları maalesef hızla azalıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iklim değişikliğine bağlı olarak tüm dünyada afetlerin sıklığı ve şiddetinin de arttığına, son dönemlerde su baskınları, sel, fırtına, orman yangınları ve kuraklıkla daha sık karşılaşılmaya başlandığına dikkati çekti.
Özellikle Türkiye’nin de içinde yer aldığı Akdeniz çanağındaki ülkelerin, iklim değişikliğinin olumsuz yansımalarını daha fazla hissettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İki sene önce Marmaris’te ciğerlerimizi yakan orman yangınında 9 bin hektardan fazla alan zarar gördü. Geçen yıl Kastamonu ve Giresun’da can kaybına yol açan çok büyük sel felaketlerine maruz kaldık. Bundan 21 gün önce Ereğli’deki şiddetli fırtınada 12 denizcimiz kayboldu. Zonguldak’ta meydana gelen heyelanda yine canımız yandı. İçimizi acıtan bu örnekleri çoğaltmak mümkün” ifadelerini kullandı.
Tabiattaki düzenin her geçen gün bozulduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bozulmanın temel sebebinin de insanın doğayı hoyratça kullanması olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha fazla konfor arayışı, daha çok tüketim hırsı, kaynakları sınırsızca sömürme ihtirasının çevrede olumsuz yaralar açtığını kaydetti.
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELE ÇABALARINA AKTİF DESTEK VERİYORUZ”
Tüm insanlık olarak suyu, toprağı, havayı, yeşili, ormanı bir emanet değil de mülk gibi gören anlayışın sebep olduğu zararın bedelinin ödendiği değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şayet bu konuda erken tedbir almazsak önümüze çıkacak faturanın daha da kabaracağı anlaşılıyor. Türkiye olarak bu anlayışla iklim değişikliğiyle mücadele çabalarına aktif destek veriyor, tüm süreçlerde öncü rol üstleniyoruz. Birleşmiş Milletler nezdinde bir marka hâline gelen ‘Sıfır Atık’ projemizle özellikle toprağın ve suyun en büyük düşmanı olan plastik atıklar sorununa kalıcı çözüm yolları bulmaya çalışıyoruz. İnşallah, 2053 yılı itibarıyla net sıfır emisyon hedefine ulaşıncaya kadar bu çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, su güvencesinin aynı zamanda gıda güvencesi anlamına geldiğini vurgulayarak, tarım ve gıdanın suya en fazla ihtiyaç duyulan alanlar olduğunu belirtti. Bunların, suyu en çok kullanan, suyun vazgeçilmez olduğu iki sektör olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizin gıda güvenliğini garanti altına almanın yolu, su kaynaklarımızı etkin, verimli ve tasarruflu bir şekilde kullanmaktan geçiyor. Bu bizim için tercihten öte zorunluluktur. Çünkü biz, yaygın kanaatin aksine su zengini bir ülke değiliz. Türkiye, kişi başına düşen yıllık 1,3 metreküp kullanılabilir su miktarıyla, su stresi çeken ülkeler grubundadır.
Zaten sınırlı olan su kaynaklarımızı Irak ve Suriye gibi komşularımızla da paylaşmak mecburiyetinde kalıyoruz. Suyumuzu komşularımızla paylaşırken, adaleti ve hakkaniyeti gözetmenin gayretindeyiz. Ülkemizin bu konuda ne kadar dengeli, ne kadar sorumlu ve ne kadar fedakâr davrandığı herkes tarafından çok iyi biliniyor.”
Türkiye’nin yıl içinde aldığı yağış miktarına ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıllık ortalama 574 milimetre yağış miktarıyla dünya ortalamasının altında yağış almamıza rağmen, bu konuda gereken hassasiyeti sergiliyoruz. Burada şu gerçeğin altını tekrar çizmek istiyorum. Türkiye’nin boşa harcanacak bir damla dahi suyu yoktur. Hele hele su kaynaklarımızı kirletmek, ihanete eş değer bir gaflet hâlidir” diye konuştu.
“SUYUMUZU VERİMLİ KULLANMALI VE KAYNAKLARIMIZI DOĞRU YÖNETMELİYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, su kaynaklarının doğru kullanılması ile ilgili şunları kaydetti: “Nerede olursa olsun suyumuzu tükenme sınırına gelmeden korumalı, verimli kullanmalı ve kaynaklarımızı doğru yönetmeliyiz. İstifademize sunulmuş su kaynaklarında bizimle birlikte gelecek nesillerin de hakkının olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. İşte, evde, bahçede, tarlada ve günlük hayatımızda alacağımız çok basit tedbirlerle su israfının önüne kolayca geçebiliriz.
Suyumuzun, yani geleceğimizin parmaklarımızın arasından akıp gitmesine hiçbir vatandaşımızın izin vermeyeceğine inanıyorum. Buradan 85 milyonun her ferdini ‘Bir damla da sen ol’ parolasıyla yürüttüğümüz su verimliliği seferberliğimize destek olmaya çağırıyoruz. Yaz, kış demeden hayatının her safhasında suyu tasarruflu kullanan, suyun kıymetini bilen tüm vatandaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hz. Mevlana’nın bundan 7,5 asır önce söylediği “Akıl, sonradan ah çekmek için değil, düşünüp tedbir almak içindir” sözlerini anımsatarak, “Geleceği görüp tedbir almak, akıllı, vizyoner, basiret ve feraset sahibi insanların alametifarikasıdır. Bunun için atalarımız, ‘sen işini kış tut, bahar çıkarsa bahtına’ demişlerdir” ifadelerini kullandı.
“HER ALANDA OLDUĞU GİBİ TARIM VE SULAMA ALANINDA DA TARİHÎ NİTELİKTE ADIMLAR ATTIK”
Kendilerinin de bu tavsiyeleri rehber edinerek 21 yılda her alanda olduğu gibi tarım ve sulama alanında da tarihî nitelikte adımlar attıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, suyu verimli kullanan, doğru yöneten ve milleti suyla en iyi şekilde buluşturan politikalara, yatırımlara ağırlık verdiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özetin özeti mahiyetinde bazı rakamları paylaşmak istiyorum. Sadece su alanında açtığımız tesis sayısı 10 bin 86’yı geçti. Güncel rakamla bir trilyon 260 milyar liralık yatırım gerçekleştirdik. Cumhuriyet tarihinde yapılanın iki katından fazla depolama tesisi yaptık. Toplam bin 240 tesisimizde 50 milyar metreküp suyumuzu depoladık. Böylece depolanan su miktarını 183 milyar metreküpe çıkardık. Yaklaşık 23 milyon dekar alanı sulamaya açarak, sulanan tarım alanını 71 milyon dekara ulaştırdık. Ayrıca, bin 733 adet sulama tesisini tamamlayarak bereketli Anadolu topraklarını modern sulama sistemlerine kavuşturduk. Sulamaya açılan alanlardan yılda 173 milyar lira zirai gelir artışı sağladık. En önemli başlıklardan biri olan arazi toplulaştırmasında 342 adet projeyle 68 milyon dekar arazide toplulaştırma çalışması gerçekleştirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve temiz enerji kaynağı olan hidroelektrik projeleriyle 625 hidroelektrik santralini hizmete aldıklarını belirterek, böylelikle 45 milyar kilovatsaatlik üretim kapasitesini, yaklaşık 112 milyar kilovatsaate çıkardıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirlerin içme suyu sıkıntısı yaşamaması için 81 İl İçme Suyu Eylem Planı hazırladıklarını kaydederek, planla illerin 2040, 2050 ve hatta 2071 yıllarına kadarki içme suyu ihtiyaçlarını projelendirdiklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 ilin tamamının memba kalitesinde suya ulaşması için son 21 yılda 316 adet içme suyu ve 24 adet atık su tesisini hizmete sunduklarını, bu tesisler sayesinde vatandaşlara yıllık 3,1 milyar metreküp içme ve kullanma suyu temin ettiklerini anlattı.
“RÜZGÂR VE GÜNEŞ ENERJİSİNDEN AZAMİ DERECEDE İSTİFADE EDECEĞİZ”
En değerli kaynak olan yer altı sularının korunması amacıyla 127 yer altı depolamasını ve suni besleme tesisini tamamladıklarını, hizmete verdikleri 5 bin 679 yeni taşkın koruma tesisiyle insanların can ve mal emniyetini sağlama aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha bunun gibi nice eseri, yatırımı, projeyi, tesisi ülkemize kazandırarak su kaynaklarımızı en verimli şekilde değerlendirmeye çalıştık. Olağanüstü gayretlerimiz neticesinde, ‘Su akar, Türk bakar’ sözü tarihe karışmış, bunun yerini ‘Su akar, Türk yapar’ sözü almıştır. Önümüzdeki dönemde su kaynaklarımız başta olmak üzere Rabbimizin ülkemize bahşettiği imkânlardan en doğru, en hakkaniyetli, en verimli şekilde istifade etmeyi sürdüreceğiz. Ne israf edeceğiz ne heba edeceğiz ne de zenginliklerimizin elimizden kayıp gitmesine seyirci kalacağız.
Türkiye’nin kaynaklarını, Türk milletinin emrine verme gayretlerimizin çevreci maskesi takan marjinaller tarafından engellenmesine müsaade etmeyeceğiz. Herkes bilmelidir ki, başka ülkelere hak olan Türkiye’ye lüks değildir. Yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi elbette sorumlu bir anlayışla ama mutlaka ekonomiye kazandırmamız gerekiyor. Bunun için madenimiz varsa ortaya çıkaracağız, petrolümüz, doğal gazımız varsa keşfedeceğiz, su kaynaklarımız varsa bunları farklı alanlarda değerlendireceğiz. Rüzgâr ve güneş enerjisinden azami derecede istifade edeceğiz. Türkiye Yüzyılı’nın inşası mücadelemizde ne gerekiyorsa onu yapacak, tam bağımsız Türkiye hayalimize gölge düşürmeyeceğiz.”
“İŞSİZLİK ORANINDA KASIM 2012’DEN BERİ EN DÜŞÜK SEVİYEYİ YAKALAMIŞ OLDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar hamaset değil, hep iş, hizmet ve eser ürettiklerini belirterek, günü kurtarmaya çalışmak yerine 10 yıllık, 20 yıllık, çeyrek ve yarım asırlık projelerle geleceğe mührü vurmaya odaklandıkları dile getirdi.
Bunun neticelerini de ekonomiden tarıma, turizmden çevreye, istihdamdan ihracata her alanda gördüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye İstatistik Kurumu tarafından bugün açıklanan ekim ayına ilişkin iş gücü istatistikleri doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Buna göre, işsizlik oranı ekim ayında bir önceki aya göre, yarım puan azalışla yüzde 8,5’e düştü. İstihdam edilenlerin sayısı ise aynı dönemde bir önceki aya kıyasla 246 bin kişi artarak 31 milyon 835 bin kişiye ulaştı. Bu rakamlarla işsizlik oranında Kasım 2012’den beri en düşük seviyeyi yakalamış olduk. Büyüme ve ihracatta zaten çok iyi bir yerdeyiz.
Enflasyonun ateşi de düşmeye başladı. Aldığımız tedbirlerin pozitif etkileri piyasada daha fazla hissediliyor. Önümüzdeki aylardan itibaren daha iyi oranlarla karşılaşacağız. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Bu düşüncelerle açılışını gerçekleştireceğimiz 369 tesisin hayırlı olmasını diliyorum. Sayın Bakanımız ve önceki bakanlarımız da dâhil olmak üzere bu tesislerin yapımında emeği geçen herkese, ülkem ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum. Rabbim Türkiye’ye daha nice eserler kazandırmayı bizlere nasip eylesin diyor, sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından canlı bağlantı ile Mersin Pamukluk Barajı, Antalya Kapıçay Barajı ve Kocaeli İhsaniye Barajı’nın açılışını yaptı.
GA İstanbul Havalimanı’nda Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları Başladı Türk Hava Yolları, İGA İstanbul Havalimanı’nın 17 Nisan itibarıyla Avrupa’da ilk kez Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarını uygulamaya başlamasıyla birlikte Türkiye havacılık tarihinde bir dönüm noktasına daha tanıklık etmenin gururunu yaşıyor. Bu önemli gelişme, İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel aktarma merkezi olma rolünü pekiştirirken, Türkiye’nin uluslararası hava taşımacılığındaki stratejik konumunu daha da güçlendiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun öncülüğünde, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Enes Çakmak, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Ahmet Bolat, İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen ve diğer değerli isimlerin katılımıyla gerçekleştirilen bu öncü sistemin tanıtımında, üç Türk Hava Yolları uçağının canlı operasyonda eşzamanlı kalkışı gerçekleştirildi. Bu kalkışlar yalnızca İGA İstanbul Havalimanı’nın kabiliyetlerini değil, aynı zamanda Türkiye’nin havacılık ekosisteminin gücünü ve gelişmişliğini de ortaya koydu.
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları’nın Türkiye ve Avrupa havacılığı için bir ilk, küresel havacılık içinse tarihi bir adım olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu açılışta şu ifadelerde bulundu: “Gururluyuz… Çünkü bu uygulamayı ABD’nin ardından hayata geçiren tek ülke Türkiye! Artık İstanbul Havalimanı trafik hacmiyle olduğu kadar operasyonel kapasite ve teknik yeterlilik açısından da küresel havacılığın en üst ligine yükseldi. Bu sistemle hava trafik akışı hızlanacak, havalimanımızın dinamik kapasitesi önemli ölçüde artacak ve yolcularımıza daha hızlı, daha güvenli bir hizmet sunulacak. İstanbul’un kıtaları birleştiren stratejik konumu, bu yeni yetenekle birleştiğinde, havalimanımız küresel havacılık lojistiğinde daha kritik bir rol üstlenecek.”
Türk havacılığı açısından bu önemli anda yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat şu açıklamayı yaptı: “Türk Hava Yolları olarak, Türkiye havacılık tarihi adına bir tarihi anın daha parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Aynı anda üç uçağımızın kalkışı ile ana üssümüz İGA İstanbul Havalimanı Avrupa’da bir ilki gerçekleştirirken, bu operasyonel kapasite bayrak taşıyıcımızın uçuş verimliliğini artırıp büyüme hedeflerimize giden yolda önemli bir mihenk taşı görevi görecektir.”dedi.
İGA Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kalyoncu ise yeni yetkinliklerle ilgili şunları söyledi: “Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki; 17 Nisan 2025 itibarıyla İGA İstanbul Havalimanı’nda üçlü bağımsız pist operasyonlarına resmen başlıyoruz, Avrupa’da bir ilke imza atıyor ve Türkiye’nin uluslararası seyahat ve havacılık ekosistemine olan katkısını artırıyoruz. Bu bizim için sadece bir teknik başarı değil, aynı zamanda stratejik bir eşiktir. Bugün devreye aldığımız Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu ise, bu ekosistemin en önemli yapı taşlarından biridir. Böylece, saatlik hava trafik kapasitemizi 120'den 148 uçak hareketine çıkarıyoruz. Bu, sadece İstanbul’un değil, Avrupa hava sahasının daha da verimli hâle gelmesi demektir. İstanbul artık yalnızca bir varış noktası değil, dünyanın hava ulaşım merkezidir.”
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarının entegrasyonuyla birlikte İGA İstanbul Havalimanı’nın saatlik uçak hareket kapasitesi yükseldi. Bu gelişme operasyonel verimliliği önemli ölçüde artırırken, Türk Hava Yolları için daha kısa taksi süreleri, daha az gecikme ve daha yüksek dakiklik anlamına geliyor. Böylece, bayrak taşıyıcının misafirlerine daha akıcı, daha hızlı ve daha sürdürülebilir bir seyahat deneyimi sunulmuş olacak. Sistem aynı zamanda karbon emisyonlarının azaltılmasına da katkı sağlayarak, küresel çevresel taahhütlerle uyum içinde ilerliyor.
200 milyon yolcuya hizmet verme vizyonuyla küresel bir aktarma merkezi olma yolunda ilerleyen İGA İstanbul Havalimanı’nın bu yeni operasyonal kabiliyeti, Türk Hava Yolları’nın kesintisiz bağlantı, üst düzey hizmet ve ileri görüşlü altyapı hedeflerini destekliyor. Zamanında kalkış ve varışlar, stratejimizin temel taşlarından biri olup, finansal verimliliği artırma açısından kritik rol oynamaktadır. Yeni operasyonal kapasite sayesinde, günlük 1000’den fazla uçuş gerçekleştiren filomuzun dakik performansında hem yolcu memnuniyeti hem de maliyet optimizasyonu açısından önemli kazanımlar sağlanacaktır.
Ülkemizin bayrak taşıyıcısı olarak, bu başarıyı Türkiye’nin havacılık liderliğinin ve İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel ölçekte yeni standartlar belirleme kabiliyetinin bir göstergesi olarak kutluyoruz. Türkiye’nin dünyayı birbirine bağlama rolünü daha da güçlendirme kararlılığımızı sürdürüyoruz.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin Büyükelçilik görevine başlaması dolayısıyla bir resepsiyon verdi.
Ankara Sheraton oteldeki resepsiyona Büyükelçiler, Askeri ataşeler, Elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Çin’in Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin ve Çin’in Ankara Büyükelçiliği Savunma Ataşesi Yang Jianjun’un Büyükelçililerinde görevlerine başlamaları dolayısıyla bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Jiang XUEBIN ve Savunma Ataşesi Yang JIANJUN ev sahipliği ve birer konuşma yaptılar.
Çin Halk Cumhuriyeti resepsiyonunda kürsüye önce Büyükelçi Jiang XUEBIN geldi.
Büyükelçi XUEBIN konuşmasına, Türkiye’de göreve başlamasından dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek başladı.
Büyükelçi XUEBIN, konuşmasının başında iki kadim medeniyet olan Çin ve Türk medeniyetlerinin binlerce yıl öncesine dayanan ilişkilerini dile getirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde iki ülke ilişkilerinin olumlu bir seyir takip ettiğini hatırlatan Büyükelçi XUEBIN, iki ülke arasındaki ekonomik, ticari ve kültürel bağların daha da güçlendiğinin altını çizdi.
Büyükelçi XUEBIN, “Görevime başlayalı üç ayı aşkın bir süre geçti. Bu süreçte, her gittiğim yerde Türk halkı tarafından sıcak bir dostlukla ve ligiyle karşılandım. Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye kardeşliği ve dostluluğunun halkın gönlünde kök saldığını, iki ülke arasındaki işbirliğinin büyük potansiyele sahip olduğunu kendi gözlerimle görmüş oldum.” dedi.
Çin Halk Cumhuriyeti Savunma Ataşesi Yang da iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye ilişkilerinin önemli bir halkası olduğunu ifade etti ve son yıllarda iki ordu arasındaki işbirliğinin istikrarlı şekilde ilerlediğini söyledi.
Konuşmalardan sonra Çin Halk Cumhuriyeti Folklor ekipleri geleneksel Çin danslarından oluşan bir gösteri sundu.
Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIUNJUN göreve başlamaları dolayısıyla verilen resepsiyonda, folklor gösterilerinden ardından davetlilere Türk ve Çin mutfağından yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, konukların, Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIANJUN ile hatıra fotoğraf çektirmesiyle sona erdi.
Pakistan’ın Milli Günü Ankara’da bir resepsiyonla kutlandı.
Pakistan’ın Milli Günü dolayısıyla Ankara Büyükelçiliği ikametgahındacdüzenlenen resepsiyona Büyükelçi Yousaf Junaid ev sahipliği yaptı.
Pakistan Milli Günü dolayısıyla düzenlenen resepsiyona Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, kuvvet komutanları, Dışişleri Bakan Yardımcısı Berris Ekinci, eski Başbakan, TBMM Başkanı Bülent ARINÇ ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım katıldı.
Resepsiyonda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu da yer aldı.
Pakistan Milli Günü Respsiyonu iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinden sonra ilk olarak kürsüye Pakistan Büyükelçisi YOUSAF JUNAID geldi.
Büyükelçi JUNAID, Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilerin çok uzun bir süreçli olduğunu hatırlatarak, iki ülke arasındaki bu uzun süreli dostluğun sıradan olmadığına atıfta bulunarak “Bizim dostluğumuz ortak din, ortak dil ve ortak kültürel mirasa dayanıyor.” şeklinde konuştu.
YOUSAF JUNAİD, iki ülke arasındaki tarihi bağlara dile getirerek Pakistan’ın dirençli yapısına ve ekonomik ilerlemesinin büyüme oranlarının arttığını, enflasyonun azaldığını, ihracatın yükseldiğini ifade etti.
Pakistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin giderek güçlendiğini, bu bağların ortak inanç, tarih ve karşılıklı destek üzerine kurulduğunu belirten Büyükelçi JUNAID, Pakistan’ın barışa, kalkınmaya ve Türkiye ile bağlarını güçlendirmeye olan İsteğinin altını çizdi.
Pakistan Büyükelçisi Yusuf Junaid’in hitabından sonra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, kürsüye geldi ve bir konuşma yaptı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yousaf Junaid’in Türkiye’nin bir dostu olduğunu ve uzun yıllardır Türkiye’de hizmet etmiş hem iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmuş hem de Türkiye’yi fevkalade yakından tanıyan değerli bir insan olduğunu dile getirdi.
Türkiye ve Pakistan arasındaki dostluğa değinen TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Yüksek düzeyde stratejik iş birliğine dönüşen ikili ilişki aslında sadece iki devlet arasındaki ilişkiden ibaret değil, iki halkın tarihin derinliklerinden gelen kalpten kalbe büyük köprülerle kurulmuş olan sarsılmaz bir kardeşlik ilişkisidir” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, Çanakkale Savaşı sırasında Muhammed İkbal’in ağlayarak yaptığı konuşmanın hafızalarda tazeliğini koruduğunu da kaydetti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kurtuluş Savaşı sırasında Pakistan’ın Türkiye’ye yapmış olduğu yardımları da atıfta bulunarak “Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinde Pakistan halkının vermiş olduğu fevkalade yüksek desteği unutmamız asla mümkün değildir. Pakistan’ın kadınlarının o zor günlerimizde yüzüklerini, bileziklerini, küpelerini vererek Türkiye’nin milli kurtuluş mücadelesine verdiği destek hepimizin hafızalarında, hepimizin zihnindedir” dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan ile Türkiye arasındaki dostluk ilişkisine de değinerek, “Ne zaman dara düşsek, dost kötü günde belli olur hükmü gereğince Pakistanlı kardeşlerimizin hemen yanı başımızda olduğunu hissettik. Bunun son göstergesi de 2023 yılının 6 Şubat’ında yaşadığımız fevkalade yıkıcı depremden hemen sonra yarı başımızda saatler içerisinde Pakistanlı dostlarımızı görmemiz olmuştur. Türkiye olarak, Türk milleti olarak Pakistan’ın bağımsızlığını kazandığı ilk günden itibaren 1947’den itibaren her zaman Pakistan halkıyla beraber olduk. Her zaman Pakistan’ın zor zamanlarında yanında olduk” hatırlatmasında bulundu.
“Pakistan ve Türkiye arasındaki dostluk kardeşlik ilişkisinin fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ettiğine işaret eden Kurtulmuş: “ Her türlü doğal afette, her türlü düşmanlıkta Türkiye halkının Pakistan halkının yanında olduğunu, Pakistan’ın tezlerini de her türlü uluslararası platformda savunduklarını ve savunmaya devam edeceklerini belirttti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “ Özellikle son yıllarda Pakistan ve Türkiye arasındaki bu dostluk kardeşlik ilişkisi fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ediyor. Savunma sanayinde, ticarette, sanayide, eğitimde fevkalade güçlü ilişkilerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Şunu da açıkça söylemek gerekir ki, uluslararası ilişkiler bakımından Türkiye ile Pakistan arasındaki bu istisnai ilişki örnek gösterilecek, fevkalade zor görülecek ve giderek güçlenmekte olan bir ilişkidir. Türkiye ile Pakistan arasındaki bu sağlam dostluk ilişkisinin, özellikle dünyanın fevkalade zor bir süreçten geçtiği, şu günlerde çok daha büyük bir ihtiyaç olduğu, bu dostluğumuzu çok daha kuvvetlendirerek yolumuza devam etmemiz gerektiği de açık bir gerçektir.”
Konuşmalardan sonra Pakistan Milli Günü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Pakistan mutfağından hazırlanmış yiyeceklerin ikramı yapıldı.
Pakistan Milli Günü resepsiyonu hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.