Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Türkali-2 kuyusu doğal gaz akış testi programına canlı bağlantıyla katılarak yaptığı konuşmada, “Sondaj konusunda ulaştığımız teknik yeterlilikle, dışa bağımlılığımızı sona erdirdik. Araştırma ve sondaj gemilerimizi filomuza dâhil ettik. Bu gemileri, tersanelerimizdeki bakım ve geliştirme işlemlerinin ardından kendi sınıflarının en iyileri arasına soktuk. İnşallah yakın zamanda Karadeniz gazının devreye girmesiyle, kaynaktaki dışa bağımlılığımızı da önemli oranda azaltacağız” dedi. Konuşmasına, Antalya’nın Manavgat ilçesindeki yangından etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarım ve Orman Bakanlığımızın, İçişleri Bakanlığımızın, Dışişleri Bakanım gerek Kültür ve Turizm Bakanım, valiliğimizin, Antalya Büyükşehir Belediyesinin ilgili birimleri ihtiyaç duyulan her türlü araç, gereç ve personel ile yangına müdahale etmektedir” ifadesini kullandı.
Milletvekillerinin de bölgede olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En kısa zamanda yangını kontrol altına almak suretiyle bir an önce temennimiz o ki cana hiçbir şey gelmeden bu yangını söndürmüş olalım. Geniş bir alanda süren yangının en kısa zamanda sönmesi temennimizdir. Olay tüm boyutları ile araştırılarak yangında zarar gören vatandaşlarımıza her türlü destek sağlanacaktır. Rabbimden ülkemizi yangın ve sel başta olmak üzere her türlü afetten muhafaza etmesini niyaz ediyorum” diye konuştu.
“KARADENİZ’DE AÇTIĞIMIZ KUYULAR İLK DEĞİLDİR, SON DA OLMAYACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl Ağustos ayında milletin uzun zamandır hasretle beklediği müjdeyi büyük bir gururla verdiklerini anımsatarak, şöyle devam etti: “Fatih Sondaj Gemimizin keşfettiği 320 milyar metreküplük doğalgaz sadece Türkiye’de değil, dünyada da büyük yankı uyandırdı. İlk keşiften yaklaşık iki ay sonra Fatih Sondaj Gemisi’ni ziyaret ederek, ilave 85 milyar metreküplük yeni keşfi de gemimizde açıklamıştık. Keşifle ilgili son müjdemizi ise Haziran ayının başlarında Filyos’ta düzenlenen törende vererek 135 milyar metreküplük yeni keşifle toplamda 540 milyar metreküpe ulaştığımızı ilan etmiştik. Karadeniz’de açtığımız bu kuyular ilk değildir, elbette son da olmayacaktır. Bununla birlikte son bir yılda açtığımız kuyuların öncekilerden büyük bir farkı vardır. Daha önce bu işleri uluslararası şirketlerle birlikte kiralama usulüyle yürütüyorduk, artık öncekilerden farklı olarak bu işleri kendi gemilerimiz ve kendi insan kaynağımızla yapıyoruz. Sondaj konusunda ulaştığımız teknik yeterlilikle dışa bağımlılığımızı sona erdirdik. Araştırma ve sondaj gemilerimizi filomuza dâhil ettik. Bu gemileri, tersanelerimizdeki bakım ve geliştirme işlemlerinin ardından kendi sınıflarının en iyileri arasına soktuk. İnşallah yakın zamanda Karadeniz gazının devreye girmesiyle kaynaktaki dışa bağımlılığımızı da önemli oranda azaltacağız. Tabii bu işler bir günde, bir gecede olmadı. Arkasında yılların emeği, ortaya konan güçlü irade ve milletimizin desteği var.”
“2018’DEN BU YANA 14 DERİN DENİZ KUYUSU AÇTIK”
Yaklaşık 10 yıl öncesine kadar Türk karasularındaki hidrokarbon kaynaklarının nerede olduğuna ve bunların nasıl bulunacağına dair yeterli veri olmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet biz bu işi hakkıyla yapacaksak öncelikle teknik ekipman ve donanım işini halletmemiz gerekir’ dedik ve hemen kolları sıvadık. İlk gemimiz Barbaros Hayrettin Paşa’yı 10 yıl önce satın alarak başlattığımız süreci, Kanuni Sondaj Gemimizde bir üst aşamaya çıkardık. Ardından diğer gemilerimiz geldi, sahip olduğumuz filoyla 2018’den bu yana 14 derin deniz kuyusu açtık” dedi.
Akdeniz ve Karadeniz’deki iki ve üç boyutlu sismik araştırmaların altı yedi katına çıkarıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Yaptırımlarla, tehditlerle, şantajlarla, yıldırmalarla biz engellemeye çalıştılar ancak hiçbirine eyvallah etmedik. Kararlı duruşumuzdan geri adım atmadık. Eğer biz o günün şartlarında yerli ve millî imkânlarla bu operasyonları hızlandırmasaydık, son yıllarda elde ettiğimiz başarıları başkalarının insafına bırakmış olacaktık. Akla hayale gelmeyecek türlü bahanelerle attığımız her adımın önü kesilecekti. Hamdolsun bunların hepsi geçmişte kaldı. Artık Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis sismik araştırma gemilerimiz denizlerimizin altını tarıyor, Fatih, Yavuz ve Kanuni de sondajlarını yapıyor. Bugün sismik araştırma ve sondaj çalışmalarında son bir yılda geldiğimiz noktanın önemli bir dönüm noktasını da geride bırakacağız.”
“KARADENİZ GAZININ İLK FAZINI 2023’E YETİŞTİRMEK İÇİN BÜYÜK BİR EMEK HARCANIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih Sondaj Gemisi’nin açtığı, Kanuni Sondaj Gemisi’nin tamamlamasını yaptığı Türkali-2 kuyusu gaz akış testini gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, “Bir başka ifadeyle keşfettiğimiz ve yerin yüzlerce metre altından çıkartmaya başladığımız Karadeniz gazını, bugün ilk defa yerinde yakacağız. Keşfettiğimiz gazın değerini mesnetsiz iddialarla düşürmeye çalışanlar, bugün burada yanan ateşe iyi baksınlar. Biz burada bilimle, bilgiyle, teknikle konuşarak birilerinin yalanlarla, çarptırmalarla, manipülasyonlarla oluşturmaya çalıştığı algıya da en güzel cevabı veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Kuyuda bu aşamaya kadar yapılan işlemler hakkında da bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce Türkali-2 kuyusunda üç seviyede uzun süreli akış testleri yapıldığını, 135 metre perforasyon ve çakıl filtre ile kuyu tamamlama işlemleri yürütüldüğünü söyledi.
Bu işlemin Türkiye’de ilk defa derin denizde, Türkali-2 kuyusunda uygulandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İkinci aşamada yüzeyden kontrol edilen akıllı vanalar ve deniz tabanı test vanaları devreye sokuldu. Son aşamada da yüzey test ekipmanları ve flare ile gaz akışa verildi. Bütün bu operasyon, toplamda 247 saatlik bir akış sürecinde gerçekleştirildi. Karadeniz gazının ilk fazını 2023’e yetiştirmek için hem masa başında hem de sahada büyük bir emek harcanıyor. Proje elbette kendi içinde doğal ve teknik zorluklar içeriyor. Hamdolsun şu ana kadar iyi bir planlama ve detaylı iş takvimiyle hedeflerimizden herhangi bir sapma yaşamadık. Bundan sonrası için de çalışmalar aynı titizlikle devam edecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son bir yılda Tuna-1, Türkali-1, Türkali-2, Türkali-3 ve Amasra-1 olmak üzere toplam beş kuyu açtıklarını ve her bir kuyuda keşfedilen gaz miktarını doğruladıklarını belirterek, Tuna-1 kuyusunun 40 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Amasra-1 kuyusunun daha önce elde edilen sismik verilerin yorumlanmasıyla açıldığını bildirdi.
“DOĞAL GAZ ARZ GÜVENLİĞİNDE BÖLGEMİZİN REFAHI İÇİN KİLİT BİR ROLDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece 135 milyar metreküplük yeni bir rezerv daha yakaladık. Amasra-1 kuyusunun keşfini Sakarya gaz sahasındaki benzer keşiflerin de habercisi olarak görüyoruz. Sahanın etrafındaki çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah buralardan gelecek müjdeli haberleri de milletimizle paylaşacağız” dedi.
Gazı karaya çıkaracak deniz tabanı üretim sistemleri ve kara gaz işleme tesislerinin süreçlerinin eş zamanlı sürdüğünü bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, son aşamada ise her iki üniteyi birbirine bağlayacak boru hatlarını inşa edeceklerini kaydetti. Derin deniz etüt ile boru hattı rotalarının çalışmalarının sona erdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Önümüzdeki yıl 169 kilometre boruyu denizin dibine döşeyeceğiz. Bu operasyon dünyanın en uzun derin deniz taban bağlantısı olacak. Kara gaz işleme tesislerinin temelini haziran ayının başında atmıştık. Orada da yoğun bir faaliyet devam ediyor. Karadeniz gazı tüm tesisleriyle biterek, kullanıma girdiğinde Türkiye’nin derin denizlerde arama, sondaj ve üretim kabiliyetlerini üst bir noktaya taşıyacaktır. Bu gazın karaya çıkarılması için yürütülen çalışmalar doğal gaz endüstrisini besleyen yan sanayinin gelişimine de önemli katkı sağlayacaktır. Burada kullanılacak ekipmanın önemli bir kısmı yerli üretim olacaktır.”
Bütün bu faaliyetlerin, Türkiye’nin doğal gazda üretimden taşımaya kadar her aşamada ulaştığı etkinliği ortaya koyduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Doğal gaz arz güvenliğinde bölgemizin refahı için kilit bir roldeyiz. Bölge kaynaklarının uluslararası pazarlarla buluşması için her zaman yapıcı bir pozisyon üstlendik, üstlenmeye de devam ediyoruz. Bölgesinin siyasi ve ekonomik bakımından en güçlü ülkesi olan Türkiye’nin uzattığı dost elini tutanlar bugüne kadar hep kazançlı çıktı. Biz karşılıklı saygı ve haklara riayet çerçevesinde kapalı kapılar ardında ne diyorsak, dışarıda da aynısını söyleyen bir ülke ve yönetimiz. Bazıları gibi yolun başında ayrı, ortasında ayrı, sonunda bambaşka konuşmuyoruz. Kendi gazımızın bölge refahına sağlayacağı katkının farkındayız. Bu projenin, Türkiye’nin enerjide merkez ülke rolüne koyacağı katkıyı da iyi biliyoruz. Türkiye’nin tecrübesinden, bilgi birikiminden, dostluğundan faydalanmak isteyen herkese kapımız sonuna kadar açıktır. Türkiye ile iş yapan bugüne kadar kaybetmedi, bundan sonra da kaybetmeyecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkali-2 kuyusu akış testinin hayırlı olmasını dileyerek, “En başından bugüne kadar projenin hayata geçmesinde emeği olan Enerji Bakanlarımıza ve diğer herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Canlı bağlantı sırasında Fatih Sondaj Gemisi’ndeki ekip için “Şu anda karşımda doğal gaz millî ekibini görüyorum” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm ekibe şahsım, ailem, milletim adına en kalbi şükranlarımı Ankara’dan bildiriyorum, tekrar tekrar başarılarının devamını diliyorum. Bu yanan ateşlerimiz inşallah hiç sönmesin” diye konuştu.
GA İstanbul Havalimanı’nda Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları Başladı Türk Hava Yolları, İGA İstanbul Havalimanı’nın 17 Nisan itibarıyla Avrupa’da ilk kez Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarını uygulamaya başlamasıyla birlikte Türkiye havacılık tarihinde bir dönüm noktasına daha tanıklık etmenin gururunu yaşıyor. Bu önemli gelişme, İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel aktarma merkezi olma rolünü pekiştirirken, Türkiye’nin uluslararası hava taşımacılığındaki stratejik konumunu daha da güçlendiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun öncülüğünde, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Enes Çakmak, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Ahmet Bolat, İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen ve diğer değerli isimlerin katılımıyla gerçekleştirilen bu öncü sistemin tanıtımında, üç Türk Hava Yolları uçağının canlı operasyonda eşzamanlı kalkışı gerçekleştirildi. Bu kalkışlar yalnızca İGA İstanbul Havalimanı’nın kabiliyetlerini değil, aynı zamanda Türkiye’nin havacılık ekosisteminin gücünü ve gelişmişliğini de ortaya koydu.
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları’nın Türkiye ve Avrupa havacılığı için bir ilk, küresel havacılık içinse tarihi bir adım olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu açılışta şu ifadelerde bulundu: “Gururluyuz… Çünkü bu uygulamayı ABD’nin ardından hayata geçiren tek ülke Türkiye! Artık İstanbul Havalimanı trafik hacmiyle olduğu kadar operasyonel kapasite ve teknik yeterlilik açısından da küresel havacılığın en üst ligine yükseldi. Bu sistemle hava trafik akışı hızlanacak, havalimanımızın dinamik kapasitesi önemli ölçüde artacak ve yolcularımıza daha hızlı, daha güvenli bir hizmet sunulacak. İstanbul’un kıtaları birleştiren stratejik konumu, bu yeni yetenekle birleştiğinde, havalimanımız küresel havacılık lojistiğinde daha kritik bir rol üstlenecek.”
Türk havacılığı açısından bu önemli anda yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat şu açıklamayı yaptı: “Türk Hava Yolları olarak, Türkiye havacılık tarihi adına bir tarihi anın daha parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Aynı anda üç uçağımızın kalkışı ile ana üssümüz İGA İstanbul Havalimanı Avrupa’da bir ilki gerçekleştirirken, bu operasyonel kapasite bayrak taşıyıcımızın uçuş verimliliğini artırıp büyüme hedeflerimize giden yolda önemli bir mihenk taşı görevi görecektir.”dedi.
İGA Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kalyoncu ise yeni yetkinliklerle ilgili şunları söyledi: “Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki; 17 Nisan 2025 itibarıyla İGA İstanbul Havalimanı’nda üçlü bağımsız pist operasyonlarına resmen başlıyoruz, Avrupa’da bir ilke imza atıyor ve Türkiye’nin uluslararası seyahat ve havacılık ekosistemine olan katkısını artırıyoruz. Bu bizim için sadece bir teknik başarı değil, aynı zamanda stratejik bir eşiktir. Bugün devreye aldığımız Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu ise, bu ekosistemin en önemli yapı taşlarından biridir. Böylece, saatlik hava trafik kapasitemizi 120'den 148 uçak hareketine çıkarıyoruz. Bu, sadece İstanbul’un değil, Avrupa hava sahasının daha da verimli hâle gelmesi demektir. İstanbul artık yalnızca bir varış noktası değil, dünyanın hava ulaşım merkezidir.”
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarının entegrasyonuyla birlikte İGA İstanbul Havalimanı’nın saatlik uçak hareket kapasitesi yükseldi. Bu gelişme operasyonel verimliliği önemli ölçüde artırırken, Türk Hava Yolları için daha kısa taksi süreleri, daha az gecikme ve daha yüksek dakiklik anlamına geliyor. Böylece, bayrak taşıyıcının misafirlerine daha akıcı, daha hızlı ve daha sürdürülebilir bir seyahat deneyimi sunulmuş olacak. Sistem aynı zamanda karbon emisyonlarının azaltılmasına da katkı sağlayarak, küresel çevresel taahhütlerle uyum içinde ilerliyor.
200 milyon yolcuya hizmet verme vizyonuyla küresel bir aktarma merkezi olma yolunda ilerleyen İGA İstanbul Havalimanı’nın bu yeni operasyonal kabiliyeti, Türk Hava Yolları’nın kesintisiz bağlantı, üst düzey hizmet ve ileri görüşlü altyapı hedeflerini destekliyor. Zamanında kalkış ve varışlar, stratejimizin temel taşlarından biri olup, finansal verimliliği artırma açısından kritik rol oynamaktadır. Yeni operasyonal kapasite sayesinde, günlük 1000’den fazla uçuş gerçekleştiren filomuzun dakik performansında hem yolcu memnuniyeti hem de maliyet optimizasyonu açısından önemli kazanımlar sağlanacaktır.
Ülkemizin bayrak taşıyıcısı olarak, bu başarıyı Türkiye’nin havacılık liderliğinin ve İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel ölçekte yeni standartlar belirleme kabiliyetinin bir göstergesi olarak kutluyoruz. Türkiye’nin dünyayı birbirine bağlama rolünü daha da güçlendirme kararlılığımızı sürdürüyoruz.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin Büyükelçilik görevine başlaması dolayısıyla bir resepsiyon verdi.
Ankara Sheraton oteldeki resepsiyona Büyükelçiler, Askeri ataşeler, Elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Çin’in Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin ve Çin’in Ankara Büyükelçiliği Savunma Ataşesi Yang Jianjun’un Büyükelçililerinde görevlerine başlamaları dolayısıyla bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Jiang XUEBIN ve Savunma Ataşesi Yang JIANJUN ev sahipliği ve birer konuşma yaptılar.
Çin Halk Cumhuriyeti resepsiyonunda kürsüye önce Büyükelçi Jiang XUEBIN geldi.
Büyükelçi XUEBIN konuşmasına, Türkiye’de göreve başlamasından dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek başladı.
Büyükelçi XUEBIN, konuşmasının başında iki kadim medeniyet olan Çin ve Türk medeniyetlerinin binlerce yıl öncesine dayanan ilişkilerini dile getirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde iki ülke ilişkilerinin olumlu bir seyir takip ettiğini hatırlatan Büyükelçi XUEBIN, iki ülke arasındaki ekonomik, ticari ve kültürel bağların daha da güçlendiğinin altını çizdi.
Büyükelçi XUEBIN, “Görevime başlayalı üç ayı aşkın bir süre geçti. Bu süreçte, her gittiğim yerde Türk halkı tarafından sıcak bir dostlukla ve ligiyle karşılandım. Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye kardeşliği ve dostluluğunun halkın gönlünde kök saldığını, iki ülke arasındaki işbirliğinin büyük potansiyele sahip olduğunu kendi gözlerimle görmüş oldum.” dedi.
Çin Halk Cumhuriyeti Savunma Ataşesi Yang da iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye ilişkilerinin önemli bir halkası olduğunu ifade etti ve son yıllarda iki ordu arasındaki işbirliğinin istikrarlı şekilde ilerlediğini söyledi.
Konuşmalardan sonra Çin Halk Cumhuriyeti Folklor ekipleri geleneksel Çin danslarından oluşan bir gösteri sundu.
Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIUNJUN göreve başlamaları dolayısıyla verilen resepsiyonda, folklor gösterilerinden ardından davetlilere Türk ve Çin mutfağından yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, konukların, Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIANJUN ile hatıra fotoğraf çektirmesiyle sona erdi.
Pakistan’ın Milli Günü Ankara’da bir resepsiyonla kutlandı.
Pakistan’ın Milli Günü dolayısıyla Ankara Büyükelçiliği ikametgahındacdüzenlenen resepsiyona Büyükelçi Yousaf Junaid ev sahipliği yaptı.
Pakistan Milli Günü dolayısıyla düzenlenen resepsiyona Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, kuvvet komutanları, Dışişleri Bakan Yardımcısı Berris Ekinci, eski Başbakan, TBMM Başkanı Bülent ARINÇ ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım katıldı.
Resepsiyonda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu da yer aldı.
Pakistan Milli Günü Respsiyonu iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinden sonra ilk olarak kürsüye Pakistan Büyükelçisi YOUSAF JUNAID geldi.
Büyükelçi JUNAID, Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilerin çok uzun bir süreçli olduğunu hatırlatarak, iki ülke arasındaki bu uzun süreli dostluğun sıradan olmadığına atıfta bulunarak “Bizim dostluğumuz ortak din, ortak dil ve ortak kültürel mirasa dayanıyor.” şeklinde konuştu.
YOUSAF JUNAİD, iki ülke arasındaki tarihi bağlara dile getirerek Pakistan’ın dirençli yapısına ve ekonomik ilerlemesinin büyüme oranlarının arttığını, enflasyonun azaldığını, ihracatın yükseldiğini ifade etti.
Pakistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin giderek güçlendiğini, bu bağların ortak inanç, tarih ve karşılıklı destek üzerine kurulduğunu belirten Büyükelçi JUNAID, Pakistan’ın barışa, kalkınmaya ve Türkiye ile bağlarını güçlendirmeye olan İsteğinin altını çizdi.
Pakistan Büyükelçisi Yusuf Junaid’in hitabından sonra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, kürsüye geldi ve bir konuşma yaptı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yousaf Junaid’in Türkiye’nin bir dostu olduğunu ve uzun yıllardır Türkiye’de hizmet etmiş hem iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmuş hem de Türkiye’yi fevkalade yakından tanıyan değerli bir insan olduğunu dile getirdi.
Türkiye ve Pakistan arasındaki dostluğa değinen TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Yüksek düzeyde stratejik iş birliğine dönüşen ikili ilişki aslında sadece iki devlet arasındaki ilişkiden ibaret değil, iki halkın tarihin derinliklerinden gelen kalpten kalbe büyük köprülerle kurulmuş olan sarsılmaz bir kardeşlik ilişkisidir” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, Çanakkale Savaşı sırasında Muhammed İkbal’in ağlayarak yaptığı konuşmanın hafızalarda tazeliğini koruduğunu da kaydetti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kurtuluş Savaşı sırasında Pakistan’ın Türkiye’ye yapmış olduğu yardımları da atıfta bulunarak “Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinde Pakistan halkının vermiş olduğu fevkalade yüksek desteği unutmamız asla mümkün değildir. Pakistan’ın kadınlarının o zor günlerimizde yüzüklerini, bileziklerini, küpelerini vererek Türkiye’nin milli kurtuluş mücadelesine verdiği destek hepimizin hafızalarında, hepimizin zihnindedir” dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan ile Türkiye arasındaki dostluk ilişkisine de değinerek, “Ne zaman dara düşsek, dost kötü günde belli olur hükmü gereğince Pakistanlı kardeşlerimizin hemen yanı başımızda olduğunu hissettik. Bunun son göstergesi de 2023 yılının 6 Şubat’ında yaşadığımız fevkalade yıkıcı depremden hemen sonra yarı başımızda saatler içerisinde Pakistanlı dostlarımızı görmemiz olmuştur. Türkiye olarak, Türk milleti olarak Pakistan’ın bağımsızlığını kazandığı ilk günden itibaren 1947’den itibaren her zaman Pakistan halkıyla beraber olduk. Her zaman Pakistan’ın zor zamanlarında yanında olduk” hatırlatmasında bulundu.
“Pakistan ve Türkiye arasındaki dostluk kardeşlik ilişkisinin fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ettiğine işaret eden Kurtulmuş: “ Her türlü doğal afette, her türlü düşmanlıkta Türkiye halkının Pakistan halkının yanında olduğunu, Pakistan’ın tezlerini de her türlü uluslararası platformda savunduklarını ve savunmaya devam edeceklerini belirttti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “ Özellikle son yıllarda Pakistan ve Türkiye arasındaki bu dostluk kardeşlik ilişkisi fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ediyor. Savunma sanayinde, ticarette, sanayide, eğitimde fevkalade güçlü ilişkilerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Şunu da açıkça söylemek gerekir ki, uluslararası ilişkiler bakımından Türkiye ile Pakistan arasındaki bu istisnai ilişki örnek gösterilecek, fevkalade zor görülecek ve giderek güçlenmekte olan bir ilişkidir. Türkiye ile Pakistan arasındaki bu sağlam dostluk ilişkisinin, özellikle dünyanın fevkalade zor bir süreçten geçtiği, şu günlerde çok daha büyük bir ihtiyaç olduğu, bu dostluğumuzu çok daha kuvvetlendirerek yolumuza devam etmemiz gerektiği de açık bir gerçektir.”
Konuşmalardan sonra Pakistan Milli Günü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Pakistan mutfağından hazırlanmış yiyeceklerin ikramı yapıldı.
Pakistan Milli Günü resepsiyonu hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.