TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “Biz, dünyada yaşayan 8 milyar insanın her birinin, hangi ten rengine, hangi inanca, hangi ırka, hangi dile sahip olursa olsun her birinin diğeriyle tam anlamıyla, gerçek anlamda hukuk konusunda eşit olduğunu kabul etmek ve zihnimizi de kültürümüzü de paradigmamızı da bunun üzerine oturtmak mecburiyetindeyiz.” dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, AB tarafından finanse edilen ve Kamu Denetçiliği Kurumunca Sheraton Otel’de düzenlenen “21. Yüzyılda İnsan Haklarının Geleceği” konulu uluslararası konferansında konuşma yaptı.
İnsan hakları ihlalleri ve sorunlarının dünyada en çok konuşulan mesele halinde devam ettiğini dile getiren Şentop, o nedenle böyle bir başlıkta yapılacak çalışmaların, karşılıklı bilgi ve tecrübe paylaşımının çok faydalı olacağına inandığını söyledi.
Ombudsmanlığın, 12 Eylül 2010’da referandumla kabul edilen anayasa değişikliğiyle kurulduğunu hatırlatan Şentop, şöyle konuştu:
“Bu anayasa değişikliği Anayasa’nın 74’üncü maddesindeki ‘dilekçe hakkı’ başlıklı bölümde düzenlenmiştir. Dilekçe hakkı, parlamento tarihinin, insan hakları tarihinin en erken dönemlerinde benimsenmiş, kabul edilmiş haklardan birisidir. Parlamentolar öncesinde de aslında krallara, devlet yöneticilerine, taleplerin ve şikayetlerin sunulması, yani dilekçe hakkı tanınmış bir haktı. Zaman içerisinde hem bu hakkın kullanımını kolaylaştıracak düzenlemeler yapılmış hem de bu hakkın kullanımıyla ilgili yeni mekanizmalar geliştirilmiş. Birçok ülkede bilgi edinme ve bilgi edinmeye dair kurullar, kurumlar, yine birçok ülkede kamu denetçiliği kurumu, ombudsmanlık kurumu gibi kurumlar geliştirilmiş, daha etkili bir şekilde dilekçe hakkının kullanımını ve etkili sonuçlar vermesini sağlayacak mekanizmalar kurulmuş. Türkiye’de de bu anlamda TBMM’ye bağlı olarak Kamu Denetçiliği Kurumu oluşturuldu. O tarihten bu yana çok faydalı, etkili çalışmalar yaptığını yakından takip ediyoruz.”
Kamu Denetçiliği Kurumu kararlarının esasen bağlayıcı olmadığını belirten Şentop, buna rağmen yüzde 80 civarında kararlara uyulmasının sağlanmasının çok önemli olduğunu ifade etti.
Avrupa’nın kuzeyindeki ülkelerde ombudsmanlık, güneyindeki ülkelerde ise idari yargı kurumlarının geliştiğine dikkati çeken Şentop, “Tabii bu ayrımın önceki dönemlerde yapılmış bir ayrım olduğunu görüyoruz. Hem ombudsmanlığın yaygınlaşması dolayısıyla hem de idari yargının da bulunduğu ülkelerde ombudsmanlığın daha kısa sürede, daha kolay, daha masrafsız bir şekilde sonuca ulaşması sebebiyle bir ihtiyaca cevap verdiğini hepimiz görüyoruz. Dolayısıyla bu ayrımın da artık çok anlamlı olmadığını söylemek isterim.” dedi.
Modern zamanlarda yargı teşkilatlarının çok genişlemesinin, görevli sayısının çok artması ve çok büyük mekanlarda görev yapmalarının bir gelişme gibi değerlendirildiğini aktaran Şentop, bunun böyle olmadığına dair bazı yazılar da bulunduğunu söyledi. Şentop, şöyle konuştu:
“Bir ülkede yargı binalarının çok büyük olması, yargıya çok para bütçe ayrılması, çok kişinin yargıda çalışması, yargı sistemi içerisinde aslında o ülkede hukukun iyi çalıştığına değil de biraz çalışmadığına işaret eder diye değerlendirme yapanlar da var. Dolayısıyla yargının işleyişinin çok basit, çok kolay, çok pratik ve hızlı, çok masrafsız bir şekilde olması önemli. Bu tabii daha çok kurumsal anlamda organizasyonla ilgili bir husus. Bir de esasen hukuk sisteminin ürettiği kararların, yani ihtilafları, anlaşmazlıkları çözme yolunda ürettiği kararların tatmin edici olması önemli. Şimdi bakıyoruz Avrupa’da var, Türkiye’de de benimsendi, ilk derece mahkemeleri var. Bunların kararlarını ikinci derece mahkemelere, yani istinaf mahkemelerine götürebiliyorsunuz. Sonra razı olmazsanız bir üst mahkemeye, temyiz mahkemesine götürebiliyorsunuz. Razı olmadığınız takdirde bireysel başvuru yolu diye bir yol var. Biraz daha sistemin içinde değil, temyiz sisteminin içerisinde, kanunların içerisinde değil ama sonuç itibarıyla o da benzer bir sonuç üretiyor. Bireysel başvuruya, yani Anayasa Mahkemeleri bağlamında gidebiliyorsunuz. Oradan da sonuç alamadığınızda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidiyorsunuz. Bir uyuşmazlığın bu kadar adımdan geçtikten sonra çözümleniyor olması birkaç senelik asgari bir süre demektir. Bu ise çoğu zaman verilen kararı anlamsız hale getiriyor. Dolayısıyla yargının işleyişinde bir taraftan masrafsız, hızlı, kısa sürede karar üretmek önemliyken, bir taraftan da tabii ihtilaflı olan tarafların her ikisini de sadece şekli anlamda değil, maddi anlamda da içerik olarak da kalben tatmin edecek kararlar üretebilmek önemli.”
İnsan haklarıyla ilgili sorunların çok fazla olduğuna dikkati çeken Mustafa Şentop, dünyada birçok insanın, çocuğun açlıktan öldüğünü dile getirdi. Göçün de bugün çok ciddi bir sorun olduğunu aktaran Şentop, “Bugün Akdeniz’i bir göçmen kabristanına çevirmek için harcanan paraların çok büyük meblağlar tutuğunu biliyoruz. Yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı dünyada birçok ülkede ciddi sorunlar üretecek noktaya geldi.” ifadelerini kullandı.
Şentop, şöyle devam etti:
“Bütünüyle küreselleşmiş bir dünyadayız. Böyle küresel dünyada artık bir insanın güven içerisinde yaşaması, asgari insani şartlarda yaşaması bütün insanların tek tek güvenliği için çok önemli hale geldi. Birimizin güvenliği hepimizin güvenliği için, huzuru için çok önemli hale geldi. Bunun gittikçe daha arttığını, bunun böyle olduğunu daha fazla hissedeceğimizi söylemek isterim. Artık tam eşitliğe dayanan ve gerçek manada adalete dayanan bir insan hakları doktrini üzerinde anlaşmamız gerekir. İnsan dediğimiz zaman dünyada yaşayan bütün insanları anlayan, bu anlamda bir eşit insan hakları kavramına somut olarak sahip miyiz? Mesela Berlin’de yaşayan bir insanla Paris’teki bir beyaz insanı eşit olarak düşünebiliyoruz ama Paris’teki beyaz bir akademisyenle Uganda’daki bir ten rengi farklı kişiyi aynen hukuk önünde, insan hakları bağlamında eşit olarak zihnimizde canlandırabiliyor muyuz?
Yakın zamanda takip etmişsinizdir İngiliz Kraliyet ailesinden ayrılan prensin otobiyografik bir kitabı çıkıyor. O kitaptan bazı bölümler basına sızdı. Orada bir yerde diyor ki, ‘Afganistan’da görev yaptım. 25 kişiyi öldürdüm. Onları insan olarak görmüyordum. Eğer insan olarak görsem zaten öldüremezdim. Onları insan olarak görmememiz konusunda eğitim aldık.’ diyor. Bu; genç, beyaz Avrupalının bir görüşü değil sadece, keşke öyle olsa. Bu bir kültürü, bir yaklaşımı, bir anlayışı ifade ediyor. Yani Avrupalı beyaz bir insan, Afganistan’da yaşayan 25 insanın insan olmadığına karar veriyor, kendisini ikna ediyor ama onları öldürebiliyor ve bundan hiç utanç duymadığını ifade ediyor. Dolayısıyla temel meselemiz bir paradigma meselesi. Biz, dünyada yaşayan 8 milyar insanın her birinin, hangi ten rengine, hangi inanca, hangi ırka, hangi dile sahip olursa olsun her birinin diğeriyle tam anlamıyla, gerçek anlamda hukuk konusunda eşit olduğunu kabul etmek ve zihnimizi de kültürümüzü de paradigmamızı da bunun üzerine oturtmak mecburiyetindeyiz. Bunu yapmadığımız takdirde küreselleşen bir dünyada gerçek manada insan hakları uygulamasını yerleştirebilmek mümkün olmaz.”
Konferansta daha sonra Türkiye-Moğalistan ombudsmanları ile Türkiye-Sri Lanka ombudsmanları arasında işbirliği protokolleri imzalandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışından gelen misafir çocuklara Türkiye’de bulunmaları ve sevinçlere ortak oldukları için teşekkür etti.
Program öncesi İstanbul’da ve Marmara Bölgesi’nde depremlerin meydana geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kısa bir süre önce İstanbul’da ve Marmara Bölgemizde 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İstanbullu kardeşlerim başta olmak üzere depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza buradan geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyoruz. AFAD ve Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin tüm birimleri şu an teyakkuz halinde. Arama-tarama çalışmalarımız hassasiyetle devam ediyor. Biz de süreci çok yakından takip ediyoruz. Buraya gelmeden önce bakan arkadaşlarımızın yanı sıra AFAD Başkanımız ve İstanbul Valimizden en güncel bilgileri aldım. Elhamdülillah, şimdilik sıkıntılı bir durum görünmüyor. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü musibetten, afetten, kazadan, beladan, muhafaza eylesin diyorum.”
Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm çocukların 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bayramı sizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm devlet büyüklerimizi, şehit ve gazilerimizi şükranla yâd ediyorum” ifadesini kullandı.
TRT’nin bir yandan sorumlu yayın ve habercilik anlayışıyla başarılarına her gün yenisini eklerken, diğer yandan böylesine güzel ve anlamlı etkinliklerle kalpleri buluşturmaya devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1979’dan bu yana her sene düzenlenen uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, TRT’mizin yüz akı işlerinden bir diğerini teşkil ediyor” dedi.
“KARDEŞLİĞİ NE KADAR YÜCELTİRSENİZ, DÜNYAMIZ O DERECE YAŞANILIR HÂLE GELECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 120 farklı ülkeden 130 binden fazla çocuğun Türkiye’deki bu etkinliklerde misafir edildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
“Şenliklerin 47’ncisini ‘Hayat çocuklar gülünce güzel’ temasıyla gerçekleştiriyoruz. 30 ülkeden 600 gül yüzlü evladımızı külliyemizde ağırlayarak onların coşkusuna, mutluluğuna, enerjisine biz de ortak oluyoruz. Bugün burada yaşadığınız sevincin hiç azalmamasını, hayatınız boyunca yüzünüzden tebessümlerin asla eksik olmamasını temenni ediyorum. İnançlarımız, dillerimiz ve kültürlerimiz farklı olsa da hepimiz büyük insanlık ailesinin fertleriyiz. Hepimiz Hazreti Adem ile Hazreti Havva’nın çocuklarıyız. Siz çocuklar, kardeşliği ne kadar yüceltirseniz, unutmayınız dünyamız o derece yaşanılır hâle gelecektir.
Kalplerinizdeki sevgiyle, yüreklerinizdeki umutla, birbirinize duyduğunuz o tertemiz güvenle barışı ve huzuru sizler tesis edeceksiniz. Kötülere ve kötülüklere rağmen bu dünyayı sizler güzelleştireceksiniz. Kısacası bizim uğruna bedeller ödeyerek çetin mücadeleler neticesinde belli bir aşamaya getirdiğimiz hayallerin geri kalanını gerçeğe sizler dönüştüreceksiniz. Sizlere güveniyoruz, sizlere inanıyoruz. Hayat yolculuğunuzda hepinize şimdiden başarılar diliyor, her birinizi o ışık saçan gözlerinizden öpüyorum.”
Organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen TRT ailesine de teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklardan aileleri ve arkadaşlarına Türkiye’den kucak dolusu selam götürmelerini istedi.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nden Bağımsızlık Günü ve Bangalore yılı resepsiyonu.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık vevMilli Gününün 55’inci, Bangladeş ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 51’inci yıldönümü ile 1432 Bengal Yeni Yılı Ankara’da kutlandı.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçiliği’nce, Milli Gün dolayısıyla Ankara Divan otelde bir resepsiyon düzenlendi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Amanul Haq ile Eşi Hanımefenfi Runa Mahzabeen AHMED, Divan oteldeki resepsiyona ev sahipliği yaptı.
Bangladeş Milli Günü resepsiyonunda Türkiye’yi Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU temsil etti.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonunda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Büyükelçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Eski Başbakan yardımcısı ve TBMM Başkanı Bülent ARINÇ da resepsiyona katıldı.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonu iki ülkenin Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin hemen ardından kürsüye ilk olarak Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq geldi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq konuşmasında, şunları kaydetti:
Bayanlar ve Baylar, iyi akşamlar ve hepinize çok sıcak bir hoşgeldiniz.
Burada bulunmaktan büyük bir gurur ve derin bir sevinç duyuyorum. Bağımsızlığın 54. yıldönümü ve ulusal gün. Aslında 26 Mart’tayız ama o Ramazan ayına rast geliyordu. Bu yüzden bugün kutluyoruz, 1971’de bu günde büyük ulusumuz özgürlüğe doğru ilk adımını attı.
Uzun ve sert bir bağımsızlık mücadelesinin başlangıcını işaret eden bir andı. Halkımızın gücü, cesareti ve kendi kaderlerini tayin etmeleri için durmaksızın mücadelenin sembolüdür, Bu ay, ulus Bengali Yeni Yıl’ının başlangıcını kutladı. Bugün, sizinle birlikte Bengal’de Yeni Yıl’ı da kutluyoruz.
Ulusal bir tarihimiz yok, bu fırsatı değerlendirerek içten dileklerimi iletmek istiyorum. Selamlar ve barış, refah ve mutluluk için en iyi dileklerimle, Yeni Yılın başlangıcında, Bengal Yeni Yılı’nın Bangladeş’teki en renkli yıl olduğunu belirtmeliyim.
Bu fırsatta, sarsılmaz destekleri için Türkiye hükümetine ve halkına içten teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Dostluk ve misafirperverlik, Türk halkının Bangladeş ile dayanışması, özellikle zor zamanlarda. Gerçekten paha biçilemezdi. Ayrıca bugün burada bulunan tüm konuklarımıza varlığınızla bizi onurlandırdığınız için derin takdirlerimi sunmak istiyorum, bu kutlamaya katılımınız uluslarımız arasındaki boyutu güçlendiriyor.
Sonuç olarak, hepinizi bana katılmaya davet ediyorum. Bangladeş’in refahı ve ilerlemesi, çiffçiler arasındaki sevgi dolu dostluğa ve barış, adalet ve işbirliğinin paylaşılan değerlerine. Teşekkür ediyorum. Supernova’nın uzun sıcak aile günleri ve ebedi bir dostluğumla birlikte olması gerekir.
Çok teşekkür ederim.
Bangladeş Büyükelçisi Amanul Haq’ın konuşmasının hemen akabinde kürsüye Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU geldi.
Bangladeş’in Ankara Divan Oteldeki resepsiyonununda Türkiye’yi temsil eden Sağlık Bakanı Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU da konuşmasında şunları söyledi: “Değerli dostlar, ülkelerimiz arasındaki sağlık alanında var olan ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleşmesinin önem arz ettiğine inanıyorum. Sağlık alanındaki ilişkilerimiz daha geniş ve işbirliği potansiyeline sahiptir. Bu anlamda 2010 yılında imzalanan iş birliği anlaşması önem arz etmektedir.
Bakanlığımız, insani yardım çalışmalarına aktif katkı sunmaktadır. Türk sahra hastanesi hastalara sağlık hizmeti sunmaktadır. Bu büyük insani kültür paylaşımında, ülkelerimiz arasındaki dayanışmanın somut örneğini teşkil etmektedir.
Sözlerimi sonlandırırken, BANGAL yılı ve bağımsızlık günü vesilesiyle en içten dileklerimi sunuyor, Bangladeş’in, barış, refah ve huzuruna verdiğimiz katkı her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bangladeş milli gününü kutluyor, hepinize teşekkür ediyorum.”
Konuşmalardan sonra resepsiyon için özel olarak hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Bangladeş ve Türk mutfağından özenle hazırlanmış yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, davetlilerin Büyükelçi Amanul HAQ ve Askeri Ataşe Iftequr RAHMAN ile hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Konuşmalar ve pasta kesiminden sonra Bangladeş Milli Günü resepsiyonu folklor ve müzik ekibinin gösterisiyle devam etti.
Bangladeş Milli Günü dolayısıyla Ankara’da verilen resepsiyondaki konuşmaların ve dans ve müzik gösterisİnin akabinde davetlilere Türk ve Bangladeş mutfağından lezzetli yemeklerin ikramı yapıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.