Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kocaeli’de toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Türkiye’yi sağlık alanında sadece kendi vatandaşlarına hizmet etmekle kalmayıp küresel bir cazibe merkezi hâline dönüştürmekte kararlıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kocaeli Şehir Hastanesi ve Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında vatandaşları selamlayarak şehir hastanesi ile diğer yatırımların kente, ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Bay bay Kemal, sen hayatında böyle hastane gördün mü? Senin SSK Genel Müdürü olduğun zaman hastanelerimizin hâli ortadaydı” diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum gazeteci Savaş Ay’ın o dönemde hastanelerde yaptığı programlara dikkati çekti.
Söz konusu dönemde hastaların hastanelerde rehin kaldığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Hatırlıyorsunuz değil mi? Kimdi o zaman SSK’nın başında? Bay bay Kemal. Ya bunlara bu vatan teslim edilir mi? Affedersiniz beş koyunu güdemeyecek olanlara bu vatan teslim edilebilir mi? Hele hele az önce Önder (Aksakal) Bey’in ifade ettiği gibi kardeşlerim, Kandil’e bu ülke teslim edilir mi? Terör örgütüne bu ülke teslim edilir mi? İşte dün Diyarbakır’daydım. Diyarbakır’da, orada vatandaşlarımızın bize yakarışlarını gördüm. Ne dediler biliyor musunuz? ‘Başkanım ne olur bizi bunların eline bırakmayın’. Ya siz bizi bırakmadıktan sonra biz sizi bırakır mıyız? Biz bunların ne menem olduğunu biliyoruz. Ve Kandil bizim Diyarbakır annelerimizin yavrularını kaçırdı mı? Hatta Diyarbakır’da, bu şimdi Edirne’de olan bir Selo var ya, kardeşlerim 51 Kürt kardeşimizi bunlar öldürdü mü? Hatta bu gençlerin üzerinden arabayla geçtiler, bunları bu şekilde öldürdüler. Onlar da Kürt’tü, hani siz Kürtlere kadir kıymet biçiyordunuz, ne oldu? Kardeşlerim bunların derdi Kürt filan değil. Biz Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Abaza’sıyla, Boşnak’ıyla tüm kardeşlerimizi yaratılanı severiz Yaradan’dan ötürü anlayışıyla seviyoruz. Bizde ayrım yok, bizde bölücülük yok.”
“ÜLKEMİZİN TÜM BÜYÜK ŞEHİRLERİNİ ŞEHİR HASTANELERİYLE DONATIYORUZ”
Deprem izolatörlü modern inşaatıyla her türlü imkâna ve birikime sahip olan bin 218 yatak kapasiteli Kocaeli Şehir Hastanesi ile iftihar ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin zenginlerine “Artık hastalarınızı Cleveland’a göndermeyin. İşte Cleveland burada. Doktorsa elhamdülillah doktorlarımız da onlardan geri değil” diye seslendi.
Kocaeli Şehir Hastanesinin modern binası ve personeliyle muhteşem bir hastane olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah ülkemizin tüm büyük şehirlerini bunun gibi şehir hastaneleriyle donatıyoruz. Şimdi sırada İzmir var, İzmir’i de inşallah bayram öncesi yetiştirmeye çalışacağız. Orayı da açacağız. Bakınız, İstanbul’da Çam ve Sakura muhteşem bir hastane. 45 günde, o Kovid’in olduğu dönemde biz ne yaptık, Atatürk Havalimanı’na tuttuk Murat Dilmener Hastanesini yaptık, 45 günde. Feriha Öz Hastanesini Anadolu Yakası’nda yine 45 günde yaptık. Niye? Benim insanıma bu yakışır da onun için” ifadesini kullandı.
“SALGIN VE DEPREM DÖNEMLERİNDE BU HASTANELERİN NE KADAR HAYATİ ÖNEME SAHİP OLDUĞUNU HEP BERABER GÖRDÜK”
Türkiye’yi sağlık alanında sadece kendi vatandaşlarına hizmet etmekle kalmayıp küresel bir cazibe merkezi hâline dönüştürmekte kararlı olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bugün dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın vatandaşlarımız sağlık hizmetleri için nereyi tercih ediyor, ülkesini tercih ediyor. Aynı şekilde yabancıların ülkemize olan ilgisi de giderek artıyor. Sağlık alanında kurduğumuz örnek altyapının, yaptığımız sistem reformunun, hâlen güçlendirmeyi sürdürdüğümüz insan gücünün kıymetini milletimiz gayet iyi biliyor. Buna karşılık muhalefet her gün yeni bir yalan ve iftira ile bu hizmetlere, bu eserlere saldırmayı sürdürüyor. Geçtiğimiz haftalarda Hatay’da inşasına başladığımız hastanenin temelinden bir fotoğraf karesiyle kendi aklınca bizi ters köşe yapmak isteyen bir kendini bilmez vardı. İşte o hastane var ya inşallah 1-1,5 ay içinde hizmete girecek. Bakalım dalgasını geçtikleri temelin üzerinde yükselen hastane açıldığında bunu yapanlar çıkıp milletimizden özür dileme onurunu gösterebilecek mi? Biliyorsunuz CHP Genel Başkanı’nın kariyerinin önemli bir bölümü de şehir hastaneleriyle uğraşmakla geçti. Salgın ve deprem dönemlerinde bu hastanelerin ne kadar hayati öneme sahip olduğunu hep beraber gördük.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yükünün altından devletinin gücü, kurumlarının kapasitesi ve insanlarının fedakârlığı sayesinde ayağa kalktığını vurgulayarak, “Sanıyorlar ki bu işler kendi kendine oluyor, kendi kendine yürüyor. Türkiye’nin 21 yılda elde ettiği demokrasi ve kalkınma kazanımlarına bakarak esip gürlüyorlar. Hâlbuki bu ülkede eser bırakmak, hizmet etmek öyle her babayiğidin harcı değildir. Şayet öyle olsaydı bizden önceki on yıllar boyunca Türkiye eser ve hizmet hasreti çekmezdi. Geçtiğimiz 20 yıla sığdırdığımız asırlık yatırımlar daha öncesinden yapılır, bugün Türkiye bambaşka bir yerde olurdu. Fakat eski Türkiye’nin düzeni buna uygun değildi. Arada rahmetli Menderes ve Özal gibi gayret sahibi liderler çıkmış olsa da düzen, ülkemizin geri bırakılması, milletimizin baskı ve zulümle potansiyelinden uzak tutulması üzerine kuruluydu. Biz işte bu köhne düzeni değiştirdik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin emanetini yere düşürmemek, mazlumların umutlarını diri tutmak için 21 yıldır her gün bu mücadeleyi verdiklerini anlatarak, “Unutmayın kaderin üstündeki kadere olan imanımızla önümüze çıkan hiçbir engele, kurulan hiçbir tuzağa, maruz kaldığımız hiçbir saldırıya aldırmadan yürüdük. Ne diyor şair; ‘Yürüyeceksin/ Millet yürüyecek arkandan/ Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan.’ Bu inançla gözümüzü hedeflerimizden bir an bile ayırmadık” dedi.
Her güne bunları yapmakla başladıklarını, her geceyi bu mücadele ile bitirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yeni bir mücadelenin içinde olduklarına değinerek, bu mücadelenin 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı’nın müjdesini millete, dostlara ve tüm insanlığa verme mücadelesi olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, attıkları her adımda olduğu gibi Türkiye Yüzyılı vizyonunun da önüne türlü türlü engeller çıkartmak için çalışıldığını belirtti.
“ÜLKEYE VE MİLLETE HERHANGİ BİR VAATLERİ BULUNMUYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ne yaptılar bunlar, bu muhalefet? 7’li bir masa kurdular. Kumar masası. Yetmedi PKK’sından FETÖ’süne tüm terör örgütleriyle anlaştılar. O da yetmedi, emperyalistlerin ve tefecilerin desteğini aldılar. Dikkat ederseniz, bu koalisyonda her şey var. Ne ararsan bulunur, derde devadan gayrı. Ama milletin kendisi yok. Vizyon zaten yok. Program deseniz bunların aklı o kadarına zaten ermez. Proje diye ortaya koydukları şeylerin de yarısı yalan, yarısı yanlış konular. Bir kısmı da bizim zaten yaptığımız işler. Bunların yaptığı bir şey yok. Ne eğitimde ne sağlıkta ne adalette ne emniyette ne ulaşımda ne tarımda ne diplomaside ne uluslararası münasebetlerde bunların yaptığı bir şey yok. Dolayısıyla bunların ülkeye ve millete herhangi bir vaatleri bulunmuyor. Tek yapacakları iş ortaklarının altlarına birer cumhurbaşkanı yardımcılığı koltuğu çekmek, mavi boncuk dağıttıkları herkese bakanlık vermek. Kamudan atılan teröristleri yeniden devlete doldurmak. Hazineyi, tam takır edip ülkeyi yeniden işçi, memur ve emekli maaşı ödeyemez hâle getirmek. Bunlar geçmişte bunu yaptılar, hatırlayın. Bunları ödeyebilmek için Türkiye’yi tekrar ne yaptılar bunlar, eski hazinenin başındakiyle beraber işte şu anda bir sözcüleri var ya birlikte otelde kapalı kapılar arkasında IMF’le görüştüler.”
“Peki biz ne yaptık?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şu anda bu masanın etrafında olanlardan bir tanesi benim bir zamanlar bakanımdı. Hatırlıyorsunuz değil mi? Şimdi Davos’ta oturduk, IMF’nin başındakiyle konuşuyoruz. O şimdi 6’lı masanın etrafında olan kişi de o zaman benim bakanım. Dedim ki ben IMF’nin başındaki o zata, ‘Bak.’ dedim, ‘İkide bir Türkiye’ye adamlar gönderiyorsunuz. Türkiye’yi ben yönetiyorum. Siz değil. Siz taksitlerinizi almaya geliyor musunuz? Geliyorsunuz. Taksitinizi alıyor musunuz? Alıyorsunuz.’ 2013’e kadar devam ettik ve 2013’te bu ödemeyi bitirdik, IMF’yi Türkiye’den defettik ama CHP’ye sorarsan ne diyor? ‘IMF’le oturup konuşmak lazım.’ Ya o sizin işiniz. İşte 6’lı Masa. Rabbim size zaten bu fırsatı vermeyecek de. Biz IMF’yle değil, biz kendi kendimize yeteriz ve 23,5 milyar dolar olan IMF borcunu 2013’te sıfırladık. Bitti. O zaman Merkez Bankamızın rezervi de 27,5 milyar dolardı. Şimdi hamdolsun, 100 milyar doların üzerine Merkez Bankasının rezervi çıktı ve gümbür gümbür gidiyoruz. Başbakanlığım döneminde bir ara 135 milyar doların üzerine de Merkez Bankasının rezervi çıkmıştı. Şimdi yine onu yakalayacağız. Hiç endişeniz olmasın. Yaparsa Cumhur İttifakı yapar, hiç endişe etmeyin.”
“BURASI BİR HUKUK DEVLETİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin, yaptıkları yatırımlar ve sağladıkları istihdamla ülkenin büyümesine katkıda bulunanları huzursuz ettiğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanlığında yapacaklarının bunlardan ibaret olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi çıkıp buna itiraz edecekler. Oysa bunların hepsi de kendilerinin söylediği işler. Ya bu kadar 10-11 tane büyükşehir belediyeniz var. Acaba ne yapıyorlar? Yaptıkları bir şey var mı? İstanbul’da yaptıkları bir şey var mı? Ankara’da yaptıkları bir şey var mı? İzmir’de yaptıkları bir şey var mı? Yapamazlar. Yaparsa Cumhur İttifakı yapar” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet İttifakı’nın “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Sürecinin Yol Haritası” başlıklı metnine işaret ederek, şunları kaydetti: “Şimdi bunlar bir şey yapıyorlar. Nedir o? ‘Her ortağa bir cumhurbaşkanı yardımcılığı vereceğiz.’ diye kendileri söylemedi mi? Daha şimdiden her gittiği yerde bakanlık dağıtmaya kendisi başlamadı mı? FETÖ’cülere ve PKK’lılara ‘Sizi devlete geri alacağız.’ diye kendileri söz vermedi mi? Düşünebiliyor musunuz? Burası bir hukuk devleti. Selo’yu çıkaracaklarmış. Çocuk katilini çıkaracaklarmış. Benim milletim, bu çocuk katilini dışarı çıkarma sözü verenlerle beraber olur mu? Bu Selo’yla beraber olur mu?”
14 Mayıs seçimlerine 28 gün kaldığını anımsatarak, “Durmak yok” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bay bay Kemal, ‘Yurt dışından 300 milyar dolar getireceğim.’ diyerek ülkeyi tefecilere kendisi pazarlamıyor mu? Ya sen devlet yönetmek nedir bilmezsin ya, anlamazsın ya… Kim sana bu sözü veriyor? Sen hangi makamdasın da şu anda tefeciler sana böyle bir parayı vereceğinin sözünü veriyor? Dünyada böyle bir şey var mı? Ya biz devlet yönetiyoruz devlet. 20 yıldır elhamdülillah bu devleti yönettik, yönetiyoruz. Peki sen bakkal dükkanı bile yönetmedin ya. Bu tefeciler 2 gün sonra alacakları için devletin gelirlerine el koyunca, işçi, memur ve emekli maaşlarını kim ödeyecek? Geçmişte öyle olmadı mı? Memurların maaşını ödeyemez hâle gelmediler mi? Yatırımcılar köşelerine çekildiğinde yeni teknoloji ve üretim tesislerini kim kuracak? Oralarda çalışmak için sabırsızlanan gençlerimize istihdamı kim sağlayacak? Bu listeyi uzatmak mümkün. Ama mesele, 14 Mayıs’ta milletimizin hangi siyaset dilini ve hangi siyasetçi modelini tercih edeceğidir. Bir yanda bizim eser ve hizmet siyasetimiz var, diğer yanda bay bay Kemal’in yalan, iftira ve yıkım siyaseti var. Bir tarafta ilkeler ve mefkûreler birlikteliği olan Cumhur İttifakı var, diğer tarafta tamamen proje mahsulü 7 ortaklı bir kumar masası var.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar milletin ferasetine, irfanına, dirayetine hep güvendiklerini, hiç de hayal kırıklığına uğramadıklarını belirterek, “14 Mayıs’ta da milletimizin en doğrusunu yapacağına yürekten inanıyorum” dedi.
“Şimdi burada öyle bir ses verin ki Körfez’in dört bir yanından duymayan kalmasın. Hazır mıyız?” diyerek katılımcılara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kocaeli, 14 Mayıs’ta çocuklarımızın geleceğine sahip çıkıyor muyuz? Kocaeli, 14 Mayıs’ta 21 yıllık kazanımlarımızı daha da ileri taşıyor muyuz? Kocaeli, 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı’nın inşası için ‘Bismillah’ diyor muyuz? Kocaeli, 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı için doğru adımlarla yola devam diyor muyuz? Rabbim hepinizden razı olsun” ifadelerini kullandı.
“TOPLAMDA 2,3 MİLYAR LİRALIK YATIRIMI ŞEHRE KAZANDIRDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün şehir hastanesiyle birlikte kurumların ve belediyelerin tamamladığı çok sayıda yatırımın da açılışını yaptıklarını, eğitimde, sağlıkta, sosyal hizmetlerde şehre kazandırdıkları eserlerin resmî açılışını gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin yatırım tutarı 1,7 milyar lirayı geçen 40 farklı projesinin resmî açılışını yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca belediyenin hâlen yapımı süren yaklaşık 4 milyar liralık yatırımının daha olduğunu, onların da en kısa sürede hizmet vereceklerini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Körfez temizliği, Kartepe teleferiği, millet bahçesi, Gebze-Darıca metro hattı, tramvay hattı ve altyapı projelerinden oluşan bu yatırımları yakından takip ettiklerini dile getirdi.
Yine bugün Başiskele, Darıca, Derince, Dilovası, Gebze, Gölcük, Kartepe ve Körfez belediyelerinin yatırımlarını da hizmete açtıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece şehir hastanesi hariç diğer kurumlar ve belediyelerle birlikte toplamda 2,3 milyar liralık bir yatırımı şehre kazandırdıklarını belirtti.
Kocaeli’ye kazandırdıklarının bunlardan ibaret olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Son 20 yılda şehrimize bugünün rakamlarıyla 150 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık. Eğitimde 12 bin 877 yeni derslik inşa ettik. Gebze Teknik Üniversitesini faaliyete geçirdik. Gençlik ve sporda 17 bin 296 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. 56 spor tesisi inşa ettik. Sosyal yardımlarda ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 4 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Sağlıkta toplamda 2 bin 822 yataklı 20 hastane dâhil 89 sağlık tesisi kazandırdık. Şehir hastanemizi de bugün resmen hizmete açıyoruz. Çevre ve şehircilikte TOKİ kanalıyla Kocaeli’de sosyal konut, deprem konutu ve kentsel dönüşüm kapsamında toplam 25 bin konut projesini hayata geçirdik. Kentsel dönüşümle 13 bin bağımsız bölümü yeniledik. İlk Evim projemizle Kocaeli’ye 5 bin 200 sosyal konut yapacağız. İlk Arsa projemizle bin 500 konutluk arsa vereceğiz. İlk İş Yerim projemizle de 450 sanayi dükkanı inşa edeceğiz. Kocaeli’de toplam büyüklüğü yaklaşık 4 milyon metrekare olan 14 millet bahçesi projemiz bulunuyor. Bunlardan 6’sını tamamlayıp hizmetinize sunduk. 4’ünün yapımı, 4’ünün projelendirme çalışmaları devam ediyor. Ulaştırmada -bakın burası çok önemli- 151 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafesini toplamda 374 kilometreye çıkardık. Avrupa’yı Asya ile buluşturan şehrimize İstanbul-İzmir Otoyolu’nu, Osmangazi Köprüsü’nü, Kuzey Marmara Otoyolu’nu kim yaptı? Yaparsa Cumhur İttifakı yapar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kocaeli’yi yüksek hızlı tren hatlarının merkezi hâline getirdiklerini söyledi.
Yapımı devam eden projeler tamamlandığında Kocaeli’nin ülkenin dört bir tarafına demir ağlarla bağlanmış olacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gebze-Halkalı banliyö tren hattını tamamlayarak Gebze’yi Marmaray’la Boğaz’ın altından geçip Halkalı’yla buluşturduklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gebze-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-İstanbul Havalimanı-Halkalı Yüksek Hızlı Tren projesini de hayata geçireceklerini dile getirdi.
Yapımı devam eden Gebze-Darıca metro hattını Marmaray’a ve Sabiha Gökçen metro hattına entegre edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şehir Hastanesi tramvay hattını da bu yıl içinde bitirmeyi hedeflediklerini söyledi.
“HİZMETLERİMİZ ANLATMAKLA BİTMİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarım ve ormanda Kocaeli’ye 2 baraj, 4 gölet, 3 sulama tesisi, 10 taşkın koruma tesisi, 5 hidroelektrik santrali inşa ettiklerini, 27 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtıklarını, Kocaelili çiftçilere toplam 650 milyon lira tutarında tarımsal destek verdiklerini kaydetti.
Sanayi ve teknolojide 6 yeni organize sanayi bölgesi, bir endüstri bölgesi, 4 teknopark, 130 araştırma geliştirme merkezi ve 16 tasarım merkezi kurduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enerjide yaklaşık 765 bin doğal gaz abonesi olan ilimiz nüfusunun bugün yüzde 93’ü doğal gazdan faydalanıyor. Nereden nereye? Görüyorsunuz. Ne kadar özetlersek özetleyelim hizmetlerimiz anlatmakla bitmiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan yaklaşık 8 ay önce Kocaeli’ye geldiğimde sizlere, ‘Sandık başına giderken lütfen karşınıza çıkan adaylara şu gözle bir bakın.’ demiştim. ‘Bu isimlerden hangisi ülkenin sorunlarını çözebilir?’ diye sormuştum. ‘Bu isimlerden hangisi ülkeyi bölgesel ve küresel mücadelelerden başarıyla çıkartabilir?’ diye sormuştum. ‘Bu isimlerden hangisi evlatlarımıza daha iyi bir Türkiye, daha iyi bir gelecek bırakmamızı…’ İşte seçimin arifesinde cumhurbaşkanı adayı olarak şu anda karşınızdayım. Cumhur İttifakı’nın milletvekilleri olarak karşınızdayız.”
Şimdi aynı soruları yine sorduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu soruyu sadece size değil, milletimizin tamamına soruyorum. Kardeşlerim, işte adaylar, işte başarılar, işte vizyonlar, işte sandık, işte Cumhuriyetimizin yeni asrına adını verdiğimiz Türkiye Yüzyılı’nı kime emanet edersiniz? Gözünüzün nuru evlatlarınızın istikbalini kime emanet edersiniz? Hayallerinizi hayata geçirmek için ülkenin yönetimini kime teslim edersiniz? Ülkenizin siyasi, ekonomik, askerî, diplomatik gücüyle dünyada hak ettiği yeri alması için kime güvenirsiniz? Lütfen bu soruların cevabını aklınıza ve vicdanınıza danışarak verin, kararınızı ondan sonra belirleyin.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonunun sadece lafla olmadığını ispatladıklarını ifade ederek, şöyle konuştu: “TOGG’u gördünüz değil mi? Beğendiniz mi? TCG Anadolu’yu gördünüz değil mi? Nasıl buldunuz? İHA’ları beğendiniz mi? SİHA’ları beğendiniz mi? Akıncı’yı beğendiniz mi? Kızılelma’yı beğendiniz mi? Gümbür gümbür gidiyoruz. Daha da yapacağız. Daha güzellerini yapacağız. Çünkü bu millete bunlar yakışır. Onun için bu seçim, Türkiye’ye 21 yıldır eser ve hizmet üretenlerle, 21 yıldır laftan başka hiçbir icraatları olmayanların seçimidir. Ülkeyi yönettiğimiz sürece kimi alanlarda belki eksiklerimiz olabilir, hatalarımız olabilir. Hepsine de eyvallah. Ama ülkemizin kalkınması, büyümesi, gelişmesi için gece gündüz çalıştığımızı kimse inkâr edemez. Şimdi hazır mısınız? Öyle bir haykıralım ki ekranları başında izleyenler bunu duysun. Şöyle kaldıralım ellerimizi. Şu muhteşem kalabalığı görünce… Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Burada olduğu gibi kardeş olacağız. Milletimizin güvenliği, huzuru, refahı için canımızı dişimize takarak mücadele ettiğimizi evelallah kimse görmezden gelemez.”
Şimdi Kadir Gecesi ile müşerref olunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim Kadir Gecemizi âlem-i İslam’ın ve ülkemizin hakkında hayırlara vesile eylesin. Arkasından Ramazan Bayramı’yla müşerref oluyoruz. Rabbim Ramazan Bayramı’nı da bayram gibi kutlamayı bizlere nasip etsin. Ardından 14 Mayıs geliyor. 14 Mayıs’ı da inşallah bayram gibi kutlamayı bizlere nasip etsin. Durmak yok” temennisinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törenin ardından beraberindekilerle hastaneye girerek incelemelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında, Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına dördüncü yılına girecek Rusya-Ukrayna Savaşı’nda hayatını kaybedenler için Ukrayna halkına taziyelerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenskiy’nin ziyaretinin, Ukrayna’daki savaşın temel dinamiklerinde önemli değişimlere aday olunan bir dönemde gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye’nin, “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı” anlayışıyla savaşın ilk gününden bu yana taraftar arasında müzakere edilmiş bir barışın tesisi için yoğun çaba sarf ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu doğrultuda Mart 2022’de İstanbul’da iki ülke arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaptık. Taraflarla yürüttüğümüz temaslar neticesinde Karadeniz Tahıl Girişimi’ni hayata geçirdik. Son üç yılda Rusya ve Ukrayna ile her seviyede doğrudan girişimlerde bulunduk. Tüm bu çabalarımızda her iki taraf içinde güvenilir bir arabulucu olmaya, samimi olarak gayret gösterdik, somut neticeleri aldık” ifadelerini kullandı.
“MÜZAKERE SÜRECİNİN KALICI BİR BARIŞLA SONUÇLANDIRILMASI İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Gelinen aşamada ABD Başkanı Donald Trump’ın, savaşın müzakereler yoluyla ve süratle sonlandırılması için başlattığı diplomatik girişimin, Türkiye’nin son üç yıldır izlediği politikayla da örtüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Haddizatında, İstanbul Müzakereleri taraftar arasında mutabakata en fazla yaklaşılan platform olması ile önemli bir referans noktası teşkil ediyor. Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır. Sayın Zelenskiy ile görüşmemde Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığını olan kuvvetli desteğini ifade ettim. Aynı zamanda müzakere sürecinin kalıcı bir barışla sonuçlandırılması için her türlü desteği vereceğimizin altını çizdim. Çok sayıda masumun ölümüne ve muazzam bir yıkama neden olan bu savaş, artık sona ermelidir.
Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyetini hedefleyen bir düzenlemenin hayata geçirilmesi için ülkemizin çalışmayı sürdüreceğini de belirttim. Karadeniz’de hayata geçirilebilecek böyle bir düzenlemenin müzakerelere giden süreçte önemli bir güven artırıcı tedbir işlevi göreceğine inanıyoruz. Sayın Zelenskiy ile gündemimizde, Ukrayna ile stratejik ortaklık ilişkilerimiz kapsamındaki konu başlıkları önemli yer tuttu. Ticari ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi için önümüzdeki dönemde atabileceğimiz adımları masaya yatırdık. Savaşın getirdiği tüm zorluklara rağmen ikili ticaretimizde tespit ettiğimiz 10 milyar dolar hedefine emin adımlarla yürümek istiyoruz.”
“İLİŞKİLERİMİZİN DAHA DA ÜST SEVİYELERE ÇIKACAĞINA İNANIYORUM”
Zelenskiy’e, Türk şirketlerinin savaşın yol açtığı tahribatın giderilmesi ve yeniden imar konusunda Ukrayna’ya destek vermeye istekli olduklarını aktardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’da barışın tesisi ile birlikte önümüzdeki dönemde ilişkilerimizin stratejik ortaklığımıza yaraşır düzeyde daha da üst seviyelere çıkacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sözlerime son verirken Ukrayna’nın toprak bütünlüğü için özellikle mücadele veren Kırım Tatarı soydaşlarımızın hakları konusunda değerli dostum Zelenskiy’nin attığı cesur adımları takdirle karşıladığım belirtmek istiyor, ilave adımların geleceğini de temenni ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM OLMAZSA OLMAZIMIZDIR”
Ukraynalı bir gazetecinin barış görüşmelerine vurgu yaparak, Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği bizler için çok çok önemli ve toprak bütünlüğüne, egemenliğine Türkiye’nin saygısını her yerde anlattık. Bütün uluslararası toplantılarda bu konuyu daima işledik, işlemeye devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de özellikle Ukrayna’nın toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Egemenliği aynı şekilde bizim olmazsa olmazımızdır. Temennimiz odur ki barışın kaybedeni olmaz. Dolayısıyla barışın bir an önce sağlanmasını temin etmektir. Bu konuda değerli dostum, o da zaten barıştan yana olduğunu açık net olarak bizlere ifade ediyor. Temennim odur ki gerek Dışişleri Bakanımın muhatabıyla yaptığı görüşmelerde gerek şahsımın Sayın Putin ile yaptığı görüşmelerde bu barışla ilgili yolculuğu, yolu kat ederiz, temin ederiz ve bunun için adımları da atarız.”
Türkiye’nin gelecek süreçte Rusya-Ukrayna barışına katkı için adım atıp atmayacağına ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Adil bir barışın mümkün olması için şüphesiz ki güçlü olduğunu bildiğimiz ülkelerin barıştan yana tavrını ortaya koyması lazım. Az önce de ifade ettiğim gibi barışın kaybedeni olmaz. Şu anda tüm dünya Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaşta artık barışı bekliyor. Bir an önce barış temin edilsin. Çünkü bunca esir var, bunun yanında bunca insan, yüz binlerce insan burada öldü, öldürüldü. ‘Artık bu ölüme de son verilsin’ deniyor. Şimdi bizler en yakın komşuları olarak Türkiye biz, bir an önce barışın teminiyle alakalı gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım bizler muhataplarımızla bir an önce barışın temini için adım atalım istiyoruz.
Tahıl Koridoru’nun kurulmasını isteyişimizin sebebi bu olmuştur ve tahıl koridorunda da iyi bir netice aldık ama maalesef devamını sağlayamadık. 30 bin ton tahıl malum gönderildi biz aracı olduk. Bundan sonraki süreçte de bunun devamını istiyoruz. Bu arada tabii ben huzurlarınızda Sayın Zelenskiy’e bir teşekkürü ifade etmek istiyorum. O da Suriye’ye tahıl gönderme noktasında, bize gönderdikleri tahıl, biz de bu tahılı malum değirmenlerimizde una çevirmek suretiyle Suriye’ye ulaştırdık, ulaştırıyoruz. Bu da tabii Suriye’deki yönetimi ciddi manada mutlu etti, memnun etti. Ben de huzurlarınızda Suriye halkı adına kendilerine teşekkür ediyorum. Çünkü böyle zor bir zamanda Suriye’nin böyle bir imkânı aracılığımızla özellikle de Ukrayna’dan elde etmiş olması bu da insani ve vicdani bir görevdir.”
UKRAYNA DEVLET BAŞKANI ZELENSKİY: “TÜRKİYE, UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE EGEMENLİĞİ KONULARINDA ÇOK İLKELİ BİR TUTUM SERGİLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rusya-Ukrayna savaşının zor zamanlarında Türkiye’den destek gördükleri için teşekkür ederek “Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği konularında çok ilkeli bir tutum sergiledi. Bu, bize göre küresel önem taşıyor” diye konuştu.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, görüşmelerde Ukraynalı esirlerin durumunun da görüşüldüğüne işaret ederek “Türkiye gerek askerlerimizin gerek sivillerimizin serbest bırakılması için kolaylıklar sağladı” dedi.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy huzurunda, Türkiye ile Ukrayna arasında iki anlaşma imzalandı.
Bu kapsamda iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Eğitim Alanında İşbirliği Anlaşması”na Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Ukrayna Kültür ve Stratejik İletişim Bakanlığı Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imzaladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Türkiye ve Ukrayna bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren ve heyetlerini takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.