Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde seçim sonuçlarına ilişkin açıklama yaptı. Konuşmasına, “Biz Türkiye’yi çok seviyoruz” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün kimse kaybetmemiştir, 85 milyonun tamamı kazanmıştır. Milletimizin bize verdiği sorumluluğun gereği olarak, kimseye kırgın, küskün, kızgın, öfkeli değiliz. Artık, seçim dönemine dair tüm tartışmaları ve çekişmeleri bir kenara bırakarak, millî hedeflerimiz, millî hayallerimiz etrafında birleşme, bütünleşme vaktidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu tarafından geçici sonuçlara göre cumhurbaşkanı seçildiğinin açıklanmasının ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde toplanan vatandaşlara hitap etti.
“TÜRKİYE YÜZYILI’NI BERABER İNŞA VE İHYAYA DEVAM EDİYORUZ”
Seçim süresince miting ve programlarında vatandaşlarla söylediği “Duyanlara duymayanlara” şarkısını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu millet sevilmez mi? Biz severiz. Kandil’dekiler sevmez, onların uzantıları sevmez ama biz severiz. İşte şu andaki tablo, sevgililerin tablosu. Resmî rakam, 320 bin kişi burada. Yolları söylemiyorum. Havalimanından buraya kadar yollar maşallah tıklım tıklımdı. Sizler Cumhur İttifakı’nı mahcup etmediniz, Cumhur İttifakı’nı bu yolda yalnız koymadınız. Bu yolda beraber yürüdük. Gece gündüz demeden yürüdük. Sizler bu görevi yine bizlere verdiniz. İnşallah, Türkiye Yüzyılı’nı beraber inşa ve ihyaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci turunun kayda değer herhangi bir sıkıntı, sorun yaşanmadan tamamlandığını söyledi.
Gayriresmî seçim sonuçlarına göre milletin Cumhurbaşkanlığı görevini, 5 yıllığına daha kendilerine tevdi ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkeyi yönetme sorumluluğuna bizleri tekrar layık gören milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Gerek 14 Mayıs’ta gerek 28 Mayıs’ta tercihini hangi partiden, hangi adaydan yana kullanmış olursa olsun, yurt içinde ve yurt dışında sandık başına giderek iradesine sahip çıkan, demokrasimizin gücünü ispatlayan her vatandaşıma teşekkür ediyorum. Bu süreçte seçimin en sağlıklı şekilde yürümesi için görev yapan kamu personelini, parti temsilcilerini, sandık görevlilerini, müşahitleri, emniyet mensuplarını ve diğer herkesi tebrik ediyorum. Çok partili siyasi hayatımızın en önemli seçimlerinden birinde milletimiz kararını Türkiye Yüzyılı’ndan yana kullanmıştır. Seçimin ilk turunda milletimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin çoğunluğunu Cumhur İttifakı’na vererek yasamadaki tercihini zaten ortaya koymuştu.”
“KİMSEYE KIRGIN, KÜSKÜN, KIZGIN VE ÖFKELİ DEĞİLİZ”
Bugün yapılan ikinci tur seçimiyle milletin Cumhurbaşkanlığındaki, yani yürütmedeki tercihinin de kesinleştiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Milletimizin her iradesi gibi bu sonucun da başımızın üstünde yeri vardır. Kazanan sadece biz değiliz. Kazanan Türkiye’dir, kazanan tüm kesimleriyle milletimizdir, kazanan demokrasimizdir. Hatırlarsanız, her fırsatta, kazandığımızda ülkemizde kimse kaybetmeyecek demiştik. Yine aynı şekilde biz kazandığımızda tek kaybeden, ülkemizle ilgili kirli senaryoların sahipleri ile onların aparatları olan terör örgütleri ve tefeciler olacak demiştik. Şimdi buradan aynı sözü bir kez daha veriyoruz. Bugün kimse kaybetmemiştir, 85 milyonun tamamı kazanmıştır. Milletimizin bize verdiği sorumluluğun gereği olarak, kimseye kırgın, küskün, kızgın, öfkeli değiliz. Artık seçim dönemine dair tüm tartışmaları ve çekişmeleri bir kenara bırakarak millî hedeflerimiz, millî hayallerimiz etrafında birleşme, bütünleşme vaktidir. Biz bu çağrıyı, laf olsun diye değil tüm kalbimizle yapıyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki Türkiye’nin gücü, 85 milyonun hep beraber olmasından kaynaklanıyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şimdi burada ben hesap uzmanı değilim ama hesap uzmanının hesabında galiba bir yanlışlık var. 2018’de CHP’nin vekil sayısı 146 idi. Hesap yapıyoruz ya. 2023’te vekil sayısı 169. Gördüğünüz gibi bir artış var. Fakat burada kiralık vekiller var. 40 tane kiralık vekil. Yüzde 1 oy alan partilere, ne yaptı, 40 tane kiralık vekil verdi. Sayı nereye düştü, 129’a. 146’dan 129’a. Hangisi büyük. Herhâlde 129 büyüktür diyemezsiniz. 146’dan 129’a bu milletvekili sayısını düşürene de herhalde haydi diyemezsiniz. Şimdi, Kandil’dekilerle onları arkaya alıp bir video çekimiyle haydi diyebilirsiniz ama bu millet yutmuyor ve yutmadı. 17 vekil düşmüş durumda.”
“Ne diyordu? ‘Eğer Selo’yu dışarı çıkarmak istiyorsanız, oyu bana vereceksiniz’ diyordu. Benim sevgili milletim ne dedi? Çünkü, milletim benim iyi biliyor. Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bu terörist Selo’dur” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaletin, hak ve hukukun egemen olduğu Türkiye’de 51 Kürt’ün ölümüne neden olan kişinin, istenildiği gibi dışarı çıkarılamayacağını söyledi.
“BUGÜN, HEM KENDİ VATANDAŞLARIMIZIN HEM DE KENDİ GELECEKLERİNİ BİZİMLE BİRLİKTE GÖREN KARDEŞLERİMİZİN ŞÜKÜR DUALARININ ARŞA ULAŞTIĞI GÜNDÜR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hele hele bizim iktidarımızda böyle bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değildir. Zira bizim iktidarımızda adalet mülkün esasıdır. Bu değiştirilemez. Rahmetli Menderes’in ‘yeter, söz milletindir’ diyerek, yeni bir dönemin kapılarını açtığı 1950’den beri yaşadığımız tüm badirelerin gerisinde hep Türkiye’nin bu gücünün zayıflatılması vardır. Darbeler, bunun için yapılmıştır. Muhtıralar, bunun için verilmiştir. Koalisyonlar, bunun için kurulmuş, bunun için yıkılmıştır. Zenginliğimiz olan köken ve meşrep farklılıklarımız, bunun için ayrışma sebebi hâline dönüştürülmeye çalışılmıştır. Sahip olduğumuz muazzam ekonomik potansiyelin hayata geçmesi hep bunun için engellenmiştir. Ülkemizin doğusundaki, güneyindeki, kuzeyindeki, batısındaki güç ve etki alanlarının üzeri hep bunun için örtülmüştür. Üzerimize giydirilen ve bize dar gelen deli gömlekleri içinde bizi yıllarca boğanların korkusu hep bugün müjdesini verdiğimiz Türkiye Yüzyılı’nın bir gün gelip kapılarına dayanacağıdır. Bugün işte o gündür. Siz, burada bugün onun için varsınız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün, rahmetli Menderes’in uğruna canını verdiği demokrasi ve kalkınma hamlelerimizin en üst seviyeye ulaşma günüdür. Bugün, rahmetli Özal’ın son nefesine kadar hep peşinde koştuğu büyük Türkiye hayalinin gerçeğe dönüşme sürecinin başlama günüdür. Bugün, rahmetli Erbakan’dan rahmetli Türkeş’e davalarına aşkla bağlı milletin tüm adamlarının mücadelelerinin gayesine ulaşma günüdür. Bugün, bizim 21 yıldır ülkemize kazandırdığımız eserlerin, milletimize yaptığımız hizmetlerin üzerine Türkiye Yüzyılı’nın müjdesini verme günüdür. İşte bunu sizlerle yapıyoruz, sizlerle yaptık” dedi.
“Bugün, hem kendi vatandaşlarımızın hem de kendi geleceklerini bizimle birlikte gören dost ve kardeşlerimizin zafer ve şükür dualarının arşa ulaştığı gündür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandıkların kapanmasının ardından Körfez’den İngiltere ve Rusya’ya kadar birçok liderin kendisini arayarak tebriklerini ilettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tebriklerin devam edeceğini ifade ederek “Türkiye’nin son 10 yıldır önüne kurulan tüm tuzaklar, üzerinde oynanan tüm oyunlar, sırtına saplanan tüm hançerler, ayağına takılan tüm çelmeler işte bugünü engellemek içindir” dedi.
“BU MİLLET, FERASETİNİN NE KADAR GÜÇLÜ OLDUĞUNU YAŞADIĞI HER BADİREDE TEKRAR TEKRAR İSPATLAMIŞTIR”
“Alman, Fransız, İngiliz dergileri, Erdoğan’ı yıkmak için kapaklar atmadılar mı? Bu kapakları yazmadılar mı? İşte onlar da kaybettiler” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Aylardır karşımızda kurulan ittifakları gördünüz. Kimlerin kimlerle beraber olduğunu gördünüz. Terör örgütlerinden sapkın akımlara kimlerin karşımıza dikildiğini gördünüz. Oynanan kirli oyunları gördünüz. Buna rağmen ne oldu? Hamdolsun başaramadılar. İnşallah bundan sonra da başaramayacaklar. Çünkü bu millet, mayasının ne kadar sağlam, basiretinin, ferasetinin ne kadar güçlü olduğunu yaşadığı her badirede tekrar tekrar ispatlamıştır. Ve işte bundan dolayıdır ki Türk milletinin zafiyetini yakalama, bulma gibi gayretin içerisine girenler yine kaybedeceklerdir. Sadece şu son seçimler boyunca şahit olduklarımız bile milletimizin şu onurlu duruşunu göstermiştir. Milletimizle aramızdaki muhabbet köprüsü böylesine güçlü olduğu müddetçe, Allah’ın izniyle üstesinden gelemeyeceğimiz mücadele, çözemeyeceğimiz sorun, hâl yoluna koyamayacağımız mesele yoktur. Rabb’ime beni böyle bir milletin evladı olarak dünyaya getirdiği için hamdediyorum.”
Seçimlerin bitmesiyle artık tüm vakit ve enerjilerini çalışmaya, eser üretmeye, hizmet vermeye tahsis edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak, yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak, insanlarımızı hayata bağlamak önceliklerimizin en başında yer almayı sürdürecektir. Sadece kalbimiz değil, elimiz de hep deprem bölgesinin üzerinde olmaya devam edecektir” ifadesini kullandı.
“ULUSLARARASI İTİBARA SAHİP BİR FİNANS YÖNETİMİ, YATIRIM VE İSTİHDAM ODAKLI BİR ÜRETİM EKONOMİSİ TASARLIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonun yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklanan sıkıntıları gidermek, refah kayıplarını telafi etmek, önümüzdeki günlerin en acil konu başlığıdır. Bunları çözmek bizim için zor bir şey değil. Bunları Başbakanlığım döneminde faizi 4,6’ya, enflasyonu da 6,2’ye indirerek ispatlayan biz değil miydik? Biz bu işi yaşadık, yaptık ama bunların böyle bir derdi var mı? Yok. Bunlar laf ola beri gele. Yaparsak yine biz yaparız. Şu anda faiz 8,5’e indirildi ve göreceksiniz enflasyon da inecek. Onlar bizimle yarışamaz, onlar IMF’nin kapısında nöbet tutarlar” diye konuştu.
Davos’tan kopuş sürecini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Davos’ta o zaman (Ali) Babacan yanımdaydı, IMF Başkanı’yla görüşüyoruz, o dönem 23,5 milyar dolar IMF’ye borcumuz vardı. IMF Başkanı’na ‘Sen taksitlerini alıyor musun? Dolayısıyla Türkiye’nin siyasi kaderine müdahale edemezsin. Türkiye’nin Başbakanı benim. Sen sadece taksitlerini alacaksın’ dedim. Ne oldu? 2013’e kadar devam ettik, 2013’te son taksiti ödedik, ondan sonra bizim IMF’le ilişkimiz bitti. Biz buyuz ama bu CHP ne diyordu, ‘IMF’ten borç almanız lazım.’ O sizin işinizdir, bizim değil. Ve o gün bugün, bakın 10 sene geçti, biz IMF’den borç almadık. O zaman da Merkez Bankamızın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Bunlar ne yapıyor, İngiltere’ye gidip 3,5 milyar dolar getirecekmiş, onlar sana delikli kuruş vermezler, tefeci kime para vereceğini çok iyi bilir. Nitekim tefeciden para isteyenin akıbeti işte sandıklarda ortala çıktı. Olay bu kadar basit.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yolda emin adımlarla yürüdüklerini ve yürüyeceklerini vurgulayarak “Güven ve istikrar, bu iki kavram çok önemli. Siyasette hep arkadaşlarımla bunu konuştum, iki kavram, güven ve istikrar. Bununla yola devam edeceğiz ve güçlü bir ekonomi yönetimini bu iki kavramın üzerine kuracağız. Uluslararası itibara sahip bir finans yönetimi, yatırım ve istihdam odaklı bir üretim ekonomisi tasarlıyoruz” dedi.
Türkiye’nin sanayiden enerjiye her alanda giderek artan üretim gücünün sağladığı imkânları, herkesi şaşırtacak yeni bir ekonomik atılımın lokomotifi hâline getireceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz’de doğal gaz keşfi ve ardından doğal gazın vatandaşlara bir ay süreyle ücretsiz sunulduğunu anımsattı.
Doğal gazın 25 metreküpünün de 1 yıl boyunca hanelere ücretsiz verileceğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Şimdi Gabar’da petrol çıktı, yatarak değil çalışarak çıktı. Daha önce orada bay bay Kemal’in dirsek temasında olduğu teröristlerin oralarda beton dökmeleri sebebiyle petrol çıkartamıyorduk ama şimdi çıkardık. Bununla birlikte küresel gelişmelerin bozduğu dengeler yeniden kuruluyor. Türkiye’nin bu tabloda inşallah çok farklı bir gücü olacak, hak ettiği yeri de alacak. Güneyimizdeki güvenlik tehditlerini, terör örgütleriyle yürüttüğümüz mücadeleyi artıracağız. Siyasi ve diplomatik kanalları daha etkin işleteceğiz. Bölgesel gelişmeleri doğru şekilde yönlendirerek, kısaca, çok yönlü çalışmalarla sınırlarımızdan bunları da uzak tutmaya devam edeceğiz.”
“SURİYE TOPRAKLARINDAKİ GÜVENLİ BÖLGELERE BUGÜNE KADAR 600 BİNE YAKIN KİŞİNİN GÖNÜLLÜ OLARAK GERİ DÖNMESİNİ SAĞLADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay bay Kemal’in ortakları ne diyordu; ‘Biz güneyimizdeki terör örgütleriyle beraber olacağız’ Bununla kalmadılar, oralardaki petrol kaynaklarını, bu teröristlerle paylaşmanın adımlarını attılar. İşte Kamışlı bunlardan bir tanesidir. Koalisyon güçleriyle ortak hareket ettiler” ifadesini kullandı.
Vatandaşların da talebi olan sığınmacıların gönüllü geri dönüşlerinin politikalarının bir parçası olarak değerlendirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemize ve milletimize yakışır yol ve yöntemlerle, vatandaşlarımızın bu konudaki beklentilerini karşılamak görevimizdir. Suriye topraklarındaki güvenli bölgelere bugüne kadar 600 bine yakın kişinin gönüllü olarak geri dönmesini sağladık. Katar’la bir iş birliği yaptık, yeni bir iskân projesiyle, birkaç yıl içinde 1 milyon kişinin daha dönüşünü temin edeceğiz. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, turizmden spora kadar, ülkemize asırlık kazanımlar sağladığımız alanlarda çıtayı daha yukarıya taşıyacak yatırımlarla yolumuza devam edeceğiz.”
Mesleki eğitim başta olmak üzere ülkenin şartlarına ve gençlerin beklentilerine karşılık gelecek uygulamaları geliştirerek sürdüreceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta dünyanın örnek aldığı altyapı ve sigorta sistemini hep daha ileriye taşıyıp yaygınlaştıracaklarını ve şehir hastanelerini artıracaklarını söyledi.
Kalkınmanın temel altyapısı olan ulaştırma ve enerjide yürütülen yatırımları küresel düzeye taşıyarak, Türkiye’nin “hub” konumunu güçlendireceklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nitekim Sayın Putin, Türkiye’nin, yani Trakya’nın hub bölgesi olması konusunu bu tebrik mesajında yine tekrar etti. Onlarla bu adımı atacağız ve böylece Trakya bir hub olacak” diye konuştu.
“SOSYAL YARDIM VE DESTEK SİSTEMİMİZİ GELİŞTİRECEĞİZ”
Ülkenin lokomotifi hâline dönüşen sanayinin, bilhassa savunma sanayiinin marka değerini artıracaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bizi dünya gıda sektörünün en önemli aktörlerinden biri hâline getiren tarım ve hayvancılıkta girdi fiyatlarını düşüren, üretici gelirlerini artıran, tüketici erişimini kolaylaştıran bir sistemi hayata geçireceğiz. Hizmetler sektörümüzün ana gelir kaynağı turizmde yakaladığımız ivmeyi sürdüreceğiz. Sosyal yardım ve destek sistemimizi, milletimizin tek bir ferdinin bile kendisini sahipsiz hissetmeyeceği, dışlanmışlık duygusuna kapılmayacağı seviyeye getirene kadar geliştireceğiz. Kısacası önümüzdeki dönemin her anını Türkiye Yüzyılı’na yakışır eser ve hizmetlerle değerlendireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın 570’inci yıl dönümüne kavuşulacak İstanbul’un fethinin, bir çağı açıp yeni bir çağı kapattığını anımsatarak, 570 yıl önceki “Konstantiniyye muhakkak fetih olunacaktır. Onu fetheden komutan, ne güzel komutan ve onun askeri ne güzel askerdir” hükmünü yerine getirdiklerini ifade etti.
Fethin yarın İstanbul’da kutlanacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne mübarek komutan, ne mübarek asker. İnşallah sizleri karşımda bu ecdadın torunları olarak görüyorum. Sizlerle iftihar ediyorum, sizlere inanıyorum, güveniyorum. İnşallah bu seçimleri giriş kapısı olarak gördüğümüz Türkiye Yüzyılı da tarihe işte böyle bir dönüm noktası olarak geçecektir. Dün ‘Türkiye bize, biz de Türkiye’ye ve milletimize emanetiz’ demiştik. Emanete sahip çıktığınız için sizlere en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Kelimelere sığmayan şu sevginiz, coşkunuz, vefanız, kadirşinaslığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bizlere bu toprakları vatan yapmak ve vatan olarak tutmak için canlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum. 15 Temmuz gecesi şu gazi mekânın önünde istiklalleri ve istikballeri için gözlerini kırpmadan ölüme yürüyen şehitlerimizi kemal-i edeple anıyorum. Sizler buradaki varlığınızla şehitlerimizin elden ele bugünlere ulaştırdığı kutlu sancağın asla yere düşmeyeceğini bir kez daha gösterdiniz. Rabb’im hepinizden razı olsun. Bize yeni bir zafer daha yaşatan milletimiz var olsun. Türkiye Yüzyılı kutlu olsun. Büyük Türkiye zaferimiz hayırlı olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını Arif Nihat Asya’nın “Dua” şiirini okuyarak sonlandırdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde vatandaşlara hitabı öncesinde, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici ile Cumhur İttifakı’na desteğini açıklayan Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Ata İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan ile bir araya geldi.
Kabulde; Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Anavatan Partisi Genel Başkanı İbrahim Çelebi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da yer aldı.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara hitabının ardından Cumhur İttifakı’nda yer alan partilerin lideriyle vatandaşları selamladı. Selamlamada, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında, Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına dördüncü yılına girecek Rusya-Ukrayna Savaşı’nda hayatını kaybedenler için Ukrayna halkına taziyelerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenskiy’nin ziyaretinin, Ukrayna’daki savaşın temel dinamiklerinde önemli değişimlere aday olunan bir dönemde gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye’nin, “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı” anlayışıyla savaşın ilk gününden bu yana taraftar arasında müzakere edilmiş bir barışın tesisi için yoğun çaba sarf ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu doğrultuda Mart 2022’de İstanbul’da iki ülke arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaptık. Taraflarla yürüttüğümüz temaslar neticesinde Karadeniz Tahıl Girişimi’ni hayata geçirdik. Son üç yılda Rusya ve Ukrayna ile her seviyede doğrudan girişimlerde bulunduk. Tüm bu çabalarımızda her iki taraf içinde güvenilir bir arabulucu olmaya, samimi olarak gayret gösterdik, somut neticeleri aldık” ifadelerini kullandı.
“MÜZAKERE SÜRECİNİN KALICI BİR BARIŞLA SONUÇLANDIRILMASI İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Gelinen aşamada ABD Başkanı Donald Trump’ın, savaşın müzakereler yoluyla ve süratle sonlandırılması için başlattığı diplomatik girişimin, Türkiye’nin son üç yıldır izlediği politikayla da örtüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Haddizatında, İstanbul Müzakereleri taraftar arasında mutabakata en fazla yaklaşılan platform olması ile önemli bir referans noktası teşkil ediyor. Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır. Sayın Zelenskiy ile görüşmemde Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığını olan kuvvetli desteğini ifade ettim. Aynı zamanda müzakere sürecinin kalıcı bir barışla sonuçlandırılması için her türlü desteği vereceğimizin altını çizdim. Çok sayıda masumun ölümüne ve muazzam bir yıkama neden olan bu savaş, artık sona ermelidir.
Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyetini hedefleyen bir düzenlemenin hayata geçirilmesi için ülkemizin çalışmayı sürdüreceğini de belirttim. Karadeniz’de hayata geçirilebilecek böyle bir düzenlemenin müzakerelere giden süreçte önemli bir güven artırıcı tedbir işlevi göreceğine inanıyoruz. Sayın Zelenskiy ile gündemimizde, Ukrayna ile stratejik ortaklık ilişkilerimiz kapsamındaki konu başlıkları önemli yer tuttu. Ticari ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi için önümüzdeki dönemde atabileceğimiz adımları masaya yatırdık. Savaşın getirdiği tüm zorluklara rağmen ikili ticaretimizde tespit ettiğimiz 10 milyar dolar hedefine emin adımlarla yürümek istiyoruz.”
“İLİŞKİLERİMİZİN DAHA DA ÜST SEVİYELERE ÇIKACAĞINA İNANIYORUM”
Zelenskiy’e, Türk şirketlerinin savaşın yol açtığı tahribatın giderilmesi ve yeniden imar konusunda Ukrayna’ya destek vermeye istekli olduklarını aktardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’da barışın tesisi ile birlikte önümüzdeki dönemde ilişkilerimizin stratejik ortaklığımıza yaraşır düzeyde daha da üst seviyelere çıkacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sözlerime son verirken Ukrayna’nın toprak bütünlüğü için özellikle mücadele veren Kırım Tatarı soydaşlarımızın hakları konusunda değerli dostum Zelenskiy’nin attığı cesur adımları takdirle karşıladığım belirtmek istiyor, ilave adımların geleceğini de temenni ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM OLMAZSA OLMAZIMIZDIR”
Ukraynalı bir gazetecinin barış görüşmelerine vurgu yaparak, Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği bizler için çok çok önemli ve toprak bütünlüğüne, egemenliğine Türkiye’nin saygısını her yerde anlattık. Bütün uluslararası toplantılarda bu konuyu daima işledik, işlemeye devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de özellikle Ukrayna’nın toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Egemenliği aynı şekilde bizim olmazsa olmazımızdır. Temennimiz odur ki barışın kaybedeni olmaz. Dolayısıyla barışın bir an önce sağlanmasını temin etmektir. Bu konuda değerli dostum, o da zaten barıştan yana olduğunu açık net olarak bizlere ifade ediyor. Temennim odur ki gerek Dışişleri Bakanımın muhatabıyla yaptığı görüşmelerde gerek şahsımın Sayın Putin ile yaptığı görüşmelerde bu barışla ilgili yolculuğu, yolu kat ederiz, temin ederiz ve bunun için adımları da atarız.”
Türkiye’nin gelecek süreçte Rusya-Ukrayna barışına katkı için adım atıp atmayacağına ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Adil bir barışın mümkün olması için şüphesiz ki güçlü olduğunu bildiğimiz ülkelerin barıştan yana tavrını ortaya koyması lazım. Az önce de ifade ettiğim gibi barışın kaybedeni olmaz. Şu anda tüm dünya Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaşta artık barışı bekliyor. Bir an önce barış temin edilsin. Çünkü bunca esir var, bunun yanında bunca insan, yüz binlerce insan burada öldü, öldürüldü. ‘Artık bu ölüme de son verilsin’ deniyor. Şimdi bizler en yakın komşuları olarak Türkiye biz, bir an önce barışın teminiyle alakalı gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım bizler muhataplarımızla bir an önce barışın temini için adım atalım istiyoruz.
Tahıl Koridoru’nun kurulmasını isteyişimizin sebebi bu olmuştur ve tahıl koridorunda da iyi bir netice aldık ama maalesef devamını sağlayamadık. 30 bin ton tahıl malum gönderildi biz aracı olduk. Bundan sonraki süreçte de bunun devamını istiyoruz. Bu arada tabii ben huzurlarınızda Sayın Zelenskiy’e bir teşekkürü ifade etmek istiyorum. O da Suriye’ye tahıl gönderme noktasında, bize gönderdikleri tahıl, biz de bu tahılı malum değirmenlerimizde una çevirmek suretiyle Suriye’ye ulaştırdık, ulaştırıyoruz. Bu da tabii Suriye’deki yönetimi ciddi manada mutlu etti, memnun etti. Ben de huzurlarınızda Suriye halkı adına kendilerine teşekkür ediyorum. Çünkü böyle zor bir zamanda Suriye’nin böyle bir imkânı aracılığımızla özellikle de Ukrayna’dan elde etmiş olması bu da insani ve vicdani bir görevdir.”
UKRAYNA DEVLET BAŞKANI ZELENSKİY: “TÜRKİYE, UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE EGEMENLİĞİ KONULARINDA ÇOK İLKELİ BİR TUTUM SERGİLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rusya-Ukrayna savaşının zor zamanlarında Türkiye’den destek gördükleri için teşekkür ederek “Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği konularında çok ilkeli bir tutum sergiledi. Bu, bize göre küresel önem taşıyor” diye konuştu.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, görüşmelerde Ukraynalı esirlerin durumunun da görüşüldüğüne işaret ederek “Türkiye gerek askerlerimizin gerek sivillerimizin serbest bırakılması için kolaylıklar sağladı” dedi.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy huzurunda, Türkiye ile Ukrayna arasında iki anlaşma imzalandı.
Bu kapsamda iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Eğitim Alanında İşbirliği Anlaşması”na Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Ukrayna Kültür ve Stratejik İletişim Bakanlığı Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imzaladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Türkiye ve Ukrayna bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren ve heyetlerini takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.