Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, bilim kültürünün toplumda yaygınlaştırılması amacıyla 2007’den bu yana 47 bin projeye toplam 4 milyar lira destek sağladıklarını belirterek, “Farklı alanlarda attığımız bu kritik adımlarla hamdolsun Türkiye’yi bilimsel araştırmalarda 21 yıl öncesine göre çok farklı bir noktaya taşıdık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen, 100. Yıl TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kültürlerinde, marifetin iltifata tabi olduğunu belirterek, iyi ve başarılı olanı, ülke önünde yeni yollar açanı ödüllendirmek ve insanlığın ortak bilim hazinesine katkı yapanı takdir etmenin görevleri olduğunu söyledi ve başarıların desteklendikçe büyüdüğünü, sahip çıkıldıkça geliştiğini, toplum tarafından kıymeti bilindikçe serpileceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, takdir edilen her başarının, yeni çalışmaların ilham veren, yepyeni başarı hikâyelerinin önünü açtığını kaydederek, ödüllerin takdimi ile bunları yapma gayretinde olduklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlmi çalışmaları ve çığır açıcı eserleriyle bilim dünyasına önemli katkılar sunan, ülkemizin müreffeh yarınları adına gece gündüz demeden çalışan tüm bilim insanlarımızı, şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu sene 77 bilim insanımız, TÜBA ve TÜBİTAK ödüllerine layık görüldü. Uluslararası TÜBA Akademi Ödülleri’ni bu yıl sağlık ve yaşam bilimleriyle fen ve mühendislik bilimleri kategorisinde üç bilim insanımıza veriyoruz. Bu üç ödülle TÜBA Akademi Ödüllü bilim insanı sayımız 28’e yükseliyor. Üstün başarılı genç araştırmacılara verilen TÜBA-GEBİP Ödüllerini ise 24 farklı üniversiteden 34 genç bilim insanımıza takdim edeceğiz. Böylece TÜBA Ödülü kazanan bilim insanı sayımız 644’e ulaşıyor. Bilimsel telif eser ödüllerinden 13 Türkçe bilimsel telif eserimiz ödül almaya hak kazandı. Bu kategoride vereceğimiz üç özel ödülle merhum Halil İnalcık, Kemal Karpat ve Mehmet Genç hocalarımızın hatırasını yaşatıyoruz. Bu ödüllerle, bu alanda ödül alan sayısı 239’a çıkacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 100. Yıl TÜBİTAK Ödülleri kapsamında ise 21 farklı üniversite ve araştırma kurumundan bilim insanına yedi bilim ödülü, bir özel ödül, bir hizmet ödülü ve 18 teşvik ödülü vereceklerini aktardı.
Toplamda, 77 bilim insanına bilim ve kültür müktesebatına katkıları için ödüllerle teşekkürlerini ifade edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüllerin, Türkiye’de bilimsel faaliyet yürüten herkes için teşvik unsuru olacağına inandığını dile getirdi.
“TÜRKİYE GELECEĞE GÜVENLE BAKMAKTADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı’nın inşası için bilim alanında emek veren, fikir ve yürek teri döken akademisyenlere, hocalara, araştırmacılara şükranlarını sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dört gün sonra 2023’ün tamamlanacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti: “İnşallah, yeni umutlar, yeni heyecanlar ve yeni beklentilerle 2024 senesini karşılayacağız. Geride bırakmakta olduğumuz 2023 senesi, Cumhuriyetimizin 100. yılı olmasından dolayı bizim için özel anlamlar ihtiva ediyor. Tam altı asır boyunca dünyaya nizam veren, insanlığa adalet ve refah dağıtan bir cihan imparatorluğunun bakiyesi üzerine kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti, 100. yaşını tamamlayıp yeni bir asra yelken açarken, Allah’a hamdolsun geleceğine hiç olmadığı kadar güvenle bakmaktadır. Türkiye Yüzyılı’nın aydınlığı, 85 milyon vatandaşımızla birlikte Filistin’den Türkistan’a, Afrika’dan Balkanlar’a, dünyanın dört bir yanındaki mahzun ve mazlum yürekleri de ısıtmaktadır. Sadece çevresinde değil, bölgesinden başlayarak çok geniş coğrafyada nüfusu artan, sözü, duruşu, politikaları ilgiyle takip edilen bir Türkiye gerçeğinden bahsediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomisiyle, ticaretiyle, teknolojisiyle, savunma sanayisiyle, askerî gücüyle, eğitimden sağlığa her alanda elde ettiği başarılarıyla Türkiye’nin, bölgesel bir oyuncu olmaktan çıkıp küresel bir aktör hâline geldiğini belirtti.
“MENFUR TERÖR SALDIRILARI, KUTLU YÜRÜYÜŞÜMÜZÜ ASLA DURDURAMAYACAK”
“Kimsesizlerin kimsesi olan bir Türkiye hayali, hamdolsun 100 yılın sonunda artık ete kemiğe bürünmüştür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İçinde bulunduğumuz asrın, Allah’ın izniyle milletimizin ve devletimizin asrı olacağından zerre kadar şüphe duymuyorum. Türkiye’nin şahlanışına set çekmeyi amaçlayan menfur terör saldırılarının, kutlu yürüyüşümüzü asla durduramayacağının bilinmesini istiyorum. 12 evladımız şehit oldu. Allah rahmet etsin. Tüm ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Ama bakın 36 saatte 54 terörist yok edildi. Çünkü bizim bu şehitlerimizin kanları asla yerde kalmaz. Biz biliyoruz ki ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’.”
“ELDE ETTİĞİMİZ KAZANIMLARIN GERİSİNDE YOĞUN BİR PLANLAMA VE UYGULAMA SÜRECİ VAR”
Her başarı gibi Türkiye’nin başarılarının da tesadüf olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, elde edilen kazanımların gerisinde yoğun bir tefekkür, istişare, planlama ve uygulama sürecinin bulunduğunu belirtti.
Türkiye’nin yıldızının küresel ölçekte yükselmesinde en büyük payın bilim ve teknoloji alanında yakalanan ivmede olduğuna inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada bir kere şu hususun altını öncelikle çizmek isterim. Biz hiçbir zaman kısa vadeli hedefler peşinde koşmadık, koşmuyoruz. Günü kurtarmanın değil, istikbali şekillendirmenin derdindeyiz. ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ hedefini gerçeğe dönüştürmenin çabasındayız” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’den itibaren ülke sathında bilim, sanayi, teknoloji ve yenilikçilik ekosisteminin geliştirilmesine özel önem verdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Evvelemirde insan kaynağı ve altyapı eksiklerimizi gidermek için çalıştık. Bilimsel çalışmaların merkezleri olan üniversitelerimizin sayısını 76’dan 208’e yükselttik. Ne dediler? ’76 üniversite neyine yetmiyor, nereden çıktı bu 208 üniversite?’ Dikkat et, 76 üniversiteyle ülkemin bir bölümünde vardık ama 208 üniversiteyle 81 vilayetin 81’inde üniversitelerimiz var. Şu anda üniversitemizin olmadığı il yok. Ta Şırnak’taki nereye gelecekti? İstanbul’a. Ama şimdi benim hocalarım Şırnak’taki üniversiteye gidiyor, orada, oranın evlatlarına eğitim öğretim veriyor. Oralardan da birinci çıkıyor mu? Çıkıyor. Hakkâri’den çıkıyor mu? Çıkıyor. Mesele bu ufku yakalayabilmektir.”
Üniversite sayısına göre profesör, doçent ve doktor öğretim üyesi sayısını artırdıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece belli şehirlerde değil, tüm coğrafi bölgelerimizde güçlü, dinamik, üretken bir araştırma geliştirme ve girişimcilik ekosistemi inşa ettik. Sıfırdan aldığımız araştırma geliştirme merkezi sayımızı 1295’e, yine sıfır olan tasarım merkezi sayımızı 329’a çıkardık. Teknopark sayımızı ise ikiden 101’e çıkarttık. Teknolojiye yönelik farkındalığı artırmak için 81 ilimizde 125 Deneyap Teknoloji Atölyesi kurduk. Uzmanlaşmayı teşvik etmek amacıyla 12 bin öğrencimizi lisansüstü eğitim görmeleri için burslu olarak yurt dışına gönderdik” bilgisini paylaştı.
Düzenlenen araştırma projesi yarışmaları, ulusal ve uluslararası bilim olimpiyatları ile çocukları geleceğe hazırladıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın en büyük uzay, havacılık ve teknoloji festivali TEKNOFEST ile bu alanda ülkemiz genelinde bir uyanışa vesile olduk. TEKNOFEST bir teknoloji festivalinden öte bu ülkenin gençlerine özgüven aşılamış, hayallerinin önüne kimsenin geçemeyeceğini göstermiştir. Bu yıl TEKNOFEST kapsamında düzenlediğimiz yarışmalarda seçtiğimiz üç öğrencimizi, Antarktika bilim seferine dâhil ettik” diye konuştu.
“2007’DEN BU YANA 47 BİN PROJEYE TOPLAM 4 MİLYAR LİRA DESTEK SAĞLADIK”
Tam 60 yıldır bilim ve teknolojinin mihmandarlığını yapan millî araştırma kurumu TÜBİTAK’ı, her alanda destekleyerek daha da güçlendirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “TÜBİTAK akademik araştırma geliştirme destek programları kapsamında toplam 31 bin projeye destek sağladık. Bunlar için 68 milyar liranın üzerinde kaynak kullandık. Bilim insanı destekleri programıyla 270 bin bilim insanına toplam 17,8 milyar lira tutarında destek verdik. Bilim kültürünün toplumda yaygınlaştırılması amacıyla 2007’den bu yana 47 bin projeye toplam 4 milyar lira destek sağladık. Bilim ve kültür mirasımızın serpilmesine yönelik çalışmalarını yakından ve takdirle takip ettiğimiz TÜBA’ya sahip çıktık. Farklı alanlarda attığımız bu kritik adımlarla hamdolsun Türkiye’yi bilimsel araştırmalarda 21 yıl öncesine göre çok farklı bir noktaya taşıdık.”
İnanmanın, başarmanın yarısı olarak tarif edildiğini, inancın olmadığı bir yerde başarıdan söz edilemeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bugün takdim edeceğimiz bilim insanlarımızın başarılarını, inancın ve azmin bir zaferi olarak gördüğümü özellikle belirtmek isterim. Her biriniz inandınız, ter döktünüz, fedakârlıkta bulundunuz, çalıştınız ve sonuçta kendi alanınızda çığır açan bilimsel çalışmalara imza attınız. Biz de devlet olarak bu zorlu süreçte sizleri desteklemeye gayret ettik. İnşallah bundan sonra da sizlere katkı sunmayı, imkânlarımızı sizler için sizin başarınız için seferber etmeyi sürdüreceğiz. Sizler, Türkiye için Türkiye Yüzyılı için tüm insanlık için çalıştıkça hiç endişeniz olmasın biz de sizin gibi bilim insanlarımıza sahip çıkacağız. Sizlerin gayreti, birikimi, kabiliyeti ve ortaya koyacağı ürünlerle inşallah hedeflerimize daha emin adımlarla yürüyeceğiz.”
“TÜM YETİŞMİŞ İNSAN KAYNAĞIMIZIN DESTEĞİNE, KATKISINA İHTİYACIMIZ VAR”
Fikri ve ilmi boyutu eksik her mücadelenin, yarım kalmaya mahkûm olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şayet siyasi, ekonomik, diplomatik, askerî olarak tam bağımsız bir Türkiye hedefliyorsak; bilimde, teknolojide, inovasyonda, bilimsel araştırmalarda da zirveyi hedeflemek mecburiyetindeyiz. Bunun için herkesin, yurt içinde ve yurt dışında bulunan tüm yetişmiş insan kaynağımızın desteğine, katkısına ihtiyacımız vardır. Akademik ve bilimsel çalışmalarının belli bir kısmını yurt dışında yapmış, orada bilgi ve tecrübe kazanmış bilim insanlarımızın, ülkemize dönerek Türkiye’nin kalkınma mücadelesine destek vermeleri çok ama çok önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
Devletin, mensubu olduğu milletine şükran borcunu ödemeyi isteyen tüm bilim insanlarının yanında olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu amaçla başlattığımız Uluslararası Lider ve Genç Araştırmacılar Programı, bu misyonu hakkıyla yerine getiriyor. Program kapsamında şimdiye kadar 199 lider bilim insanı ülkemize geldi. Lider araştırmacılarımızın projelerinde 408’i doktora öğrencisi olmak üzere toplamda 1256 öğrenci ve araştırmacı görev aldı. Ulusal Lider Araştırmacılar Programı ve Ulusal Genç Liderler Programı ile de 81 araştırmacıyı destekliyoruz. Bu projelerde doktora öğrencileri ağırlıklı olmak üzere 446 bursiyer görev alıyor. Sayıları giderek artan öncül AR-GE laboratuvarlarımız, tersine beyin göçü konusunda önemli rol oynuyor. Hayallerini gerçekleştirme gayesiyle hareket eden tüm bilim insanlarına, ülkemizin eşsiz fırsatlar sunduğunu görüyoruz. Türkiye’nin küresel rolü güçlendikçe inşallah ilmi birikimini ve tecrübesini ülkemizde değerlendirmek isteyenlerin sayısı da artacaktır.”
Gazze krizi sonrasında Batı’nın prestijli üniversitelerinde yaşanan utanç verici sahnelerin bir süreci daha da hızlandıracağına inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’de 7 Ekim’den beri çoğu çocuk ve kadın 21 binden fazla masum Filistinlinin hayatına mal olan İsrail vahşetinin bir nevi turnusol işlevi gördüğünü, kimin gerçekten insan hak ve onurunu savunduğunun, kimin de bunların sadece istismarını yaptığının ayan beyan ortaya çıktığını söyledi.
“80 GÜN BOYUNCA İNSANLIĞA AİT TÜM DEĞERLER KURŞUNA DİZİLDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden uluslararası basın kuruluşlarına, Avrupa Birliği’nden gazeteci örgütlerine, ortada demokrasi havariliği yapan ne kadar kurum, kuruluş ve yapı varsa bu krizde hepsi sınıfta kaldı. Büyük laflar eden, büyük bütçeler harcayan kurumların söz konusu İsrail ve İsrail’in zulümleri olunca içlerinin tamamen boş olduğunu anladık. Bakınız saldırılar başlayalı bugün itibarıyla tam 80 gün oldu. Gözlerimizin önünde 80 gün boyunca insanlığa ait tüm değerler kurşuna dizildi. Stadyumlarda İsrail’in Nazi kamplarını izledik değil mi? Bu nasıl bir iştir? Hani Hitler’den garip garip bahsederlerdi. Sizin Hitler’den ne farkınız var ya? Bunlar bize Hitler’i de aratacak. Bu Netanyahu’nun yaptıklarının Hitler’den geri kalır yanı var mı? Yok. Şu an itibarıyla Hitler bunun kadar zengin değildi. Bu Hitlere göre daha zengin. Batı’dan alıyor destekleri, Amerika’dan her türlü destek geliyor ve bütün bu desteklerle 20 bini aşkın Gazzeliyi bunlar ne yaptılar, öldürdüler. İşte mazlumların yanında olan ses, Müslüman Türk’ün sesidir.”
Savaşta bile dokunulmaması gereken hastanelerin, okulların, ibadethanelerin, üniversitelerin bombalandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli bilim insanlarının aileleriyle birlikte şehit edildiğine dikkati çekerek şu değerlendirmede bulundu: “Gazze’deki barbarlığı dünyaya duyurmaya çalışan 100’e yakın gazeteci katledildi. Yalnızca 360 kilometrekare büyüklüğündeki dar bir alana hapsedilmiş 2,5 milyon insanın kıyıma uğramasını içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz. Türkiye gibi vicdan sahibi ülkelerin diplomatik alanda gösterdiği onca çabaya rağmen her gün yüzlerce Gazzeli’nin öldürülmesine maalesef engel olamadık. Yaptığımız yardımlara, verdiğimiz mücadeleye, yürüttüğümüz temaslara rağmen bir Müslüman olarak, hepsinden önemlisi bir insan olarak kendi iç dünyamızla bu zulmü engelleyememenin mahcubiyetini yaşıyoruz. Milletimizin ve vicdan pusulası bozulmamış yüz milyonların Gazze halkıyla sergilediği dayanışmayı ise tarihe düşülmüş not olarak görüyoruz. Türkiye devleti ve milletiyle bu insanlık imtihanını vermenin gayretindedir. Bunda da tüm samimiyetini, tüm hüsnü niyetiyle ortaya koyan bir Türkiye’dir.
Tabii burada şunu da açık açık konuşmamız gerekiyor. Sadece uluslararası örgütler değil Batı’daki kerli ferli üniversiteler de Gazze sınıfında maalesef iflas etmiştir. Gazze’deki üniversitelerin yerle yeksan edilmesi karşısında hiçbir tepki göstermediler. Uluslararası alanda ödül almış Filistinli bilim adamları ve akademisyenlerin hedef alınması karşısında seslerini yükseltemediler.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası üne sahip birçok eğitim kurumunda öğrenciler dâhil İsrail’i eleştiren herkese yönelik bir cadı avının başlatıldığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tıpkı 80 yıl önce Nazi Almanyası’nda olduğu gibi bugün de Gazze’deki zulme ‘zulüm’ diyebilme cesareti gösteren namuslu bilim insanları baskıya, şantaja ve tehdide maruz bırakılmaktadır. Açık söylüyorum, bakın bugün Almanya hâlâ Hitler’in bedelini ödemeye devam ediyor. Onun için Almanya’nın sesi çıkmıyor, başı öne eğik ama bizim kimseye borcumuz yok. Bizim borcumuz yok, Batı’nın borcu var. Borcu olduğu için ses çıkaramıyor” diye konuştu.
Bölücü terör örgütü PKK’nın ve Suriye’deki uzantılarının paçavralarına düşünce özgürlüğü bahanesiyle şehrin en merkezi meydanlarını açanların, Filistin halkının sesi olmaya çalışanlara kan kusturduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Düşünebiliyor musunuz, sırf çocukların, kadınların ve sivillerin haklarını savundukları için üniversite rektörleri sorgulanıyor, kongreye hesap vermek zorunda kalıyor. En küçük bir eleştiri, hukuk ve demokrasi sınırları içinde bile olsa en küçük bir eylem antisemitizm yaftası vurularak engelleniyor, hatta suç sayılıyor” dedi.
“İNSANLIK ADINA DAHA SONRA UTANÇLA HATIRLANACAK GÜNLER YAŞIYORUZ”
Avrupası’ndan Amerikası’na kadar özgürlüklerin beşiği denilen yerlerde faşizmin, baskının ve korku imparatorluğunun adeta kitabının yazıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gerçekten insanlık adına, demokrasi adına, fikir ve düşünce hürriyeti adına daha sonra utançla hatırlanacak günler yaşıyoruz. Buradan sırf fikrini ifade ettiği, insanlık onurunu savunduğu için baskıya maruz kalan tüm bilim insanlarına çağrı yapıyorum, Türk üniversitelerinin kapıları sizlere sonuna kadar açıktır. Bilimsel çalışmalarınızı sürdürmeniz noktasında sizlere gereken desteği vermeye hazırız. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, TÜBİTAK, TÜBA ve diğer kurumlarımız sizlere yardımcı olmaktan çekinmeyecektir.
Rabbim Gazzeli kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Vahşete, zulme ve çocuk ölümlerine karşı sesini yükselten tüm yürekli bilim insanlarını buradan bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Bu düşüncelerle ödül alan bilim insanlarımızı tekrar canı gönülden tebrik ediyor, her birinize ülkem ve milletim adına teşekkür iletiyorum. Çalışmalarınızda Rabbimden muvaffakiyetler niyaz ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a konuşmasının ardından TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü tarafından tasarlanıp geliştirilen ve üretilen ilk yerli ve millî yüksek çözünürlüklü uydu olan İMECE’nin 1/12 ölçekli maketi ile TÜBİTAK Kutup Bilimleri Ansiklopedisi, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır tarafından takdim edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri sahibi akademisyenlere ödüllerini tek tek verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, akademisyenlerle günün anısına hatıra fotoğrafı da çektirdi.
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir.
Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz’ Mustafa Kemal Atatürk.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onlara güveninin göstergesidir. Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek liderdir.
UNESCO’nun 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” olarak ilan etmesiyle, bu bayram dünya çocuklarıyla bir arada, büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Dünya barışı adına, geleceğin büyükleri ve yöneticileri olan çocukların bu gün vesilesiyle bir araya gelmeleri, çocukça bir masumiyetle birbirleriyle kucaklaşmaları bizim için gurur kaynağı olmuştur.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözleriyle ifade etmektedir; “Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Sözleriyle çocuklarımızın geleceğin umudu ve mimarı olduklarını belirtmiştir.
“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nden Bağımsızlık Günü ve Bangalore yılı resepsiyonu.
Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nin Bağımsızlık ve Milli Gününün 54’inci, Bangladeş ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 51’inci yıldönümü ile 1432 Bengal Yeni Yılı Ankara’da kutlandı.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçiliği’nce, Milli Gün dolayısıyla Ankara Divan otelde bir resepsiyon düzenlendi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Amanul Haq ile Eşi Hanımefenfi Runa Mahzabeen AHMED, Divan oteldeki resepsiyona ev sahipliği yaptı.
Bangladeş Milli Günü resepsiyonunda Türkiye’yi Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU temsil etti.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonunda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, Büyükelçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Eski Başbakan yardımcısı ve TBMM Başkanı Bülent ARINÇ da resepsiyona katıldı.
Bangladeş Milli Gün resepsiyonu iki ülkenin Milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinin hemen ardından kürsüye ilk olarak Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq geldi.
Bangladeş’in Ankara Büyükelçisi Ekselansları Amanul Haq konuşmasında, şunları kaydetti:
Bayanlar ve Baylar, iyi akşamlar ve hepinize çok sıcak bir hoşgeldiniz.
Burada bulunmaktan büyük bir gurur ve derin bir sevinç duyuyorum. Bağımsızlığın 54. yıldönümü ve ulusal gün. Aslında 26 Mart’tayız ama o Ramazan ayına rast geliyordu. Bu yüzden bugün kutluyoruz, 1971’de bu günde büyük ulusumuz özgürlüğe doğru ilk adımını attı.
Uzun ve sert bir bağımsızlık mücadelesinin başlangıcını işaret eden bir andı. Halkımızın gücü, cesareti ve kendi kaderlerini tayin etmeleri için durmaksızın mücadelenin sembolüdür, Bu ay, ulus Bengali Yeni Yıl’ının başlangıcını kutladı. Bugün, sizinle birlikte Bengal’de Yeni Yıl’ı da kutluyoruz.
Ulusal bir tarihimiz yok, bu fırsatı değerlendirerek içten dileklerimi iletmek istiyorum. Selamlar ve barış, refah ve mutluluk için en iyi dileklerimle, Yeni Yılın başlangıcında, Bengal Yeni Yılı’nın Bangladeş’teki en renkli yıl olduğunu belirtmeliyim.
Bu fırsatta, sarsılmaz destekleri için Türkiye hükümetine ve halkına içten teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Dostluk ve misafirperverlik, Türk halkının Bangladeş ile dayanışması, özellikle zor zamanlarda. Gerçekten paha biçilemezdi. Ayrıca bugün burada bulunan tüm konuklarımıza varlığınızla bizi onurlandırdığınız için derin takdirlerimi sunmak istiyorum, bu kutlamaya katılımınız uluslarımız arasındaki boyutu güçlendiriyor.
Sonuç olarak, hepinizi bana katılmaya davet ediyorum. Bangladeş’in refahı ve ilerlemesi, çiffçiler arasındaki sevgi dolu dostluğa ve barış, adalet ve işbirliğinin paylaşılan değerlerine. Teşekkür ediyorum. Supernova’nın uzun sıcak aile günleri ve ebedi bir dostluğumla birlikte olması gerekir.
Çok teşekkür ederim.
Bangladeş Büyükelçisi Amanul Haq’ın konuşmasının hemen akabinde kürsüye Sağlık Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU geldi.
Bangladeş’in Ankara Divan Oteldeki resepsiyonununda Türkiye’yi temsil eden Sağlık Bakanı Bakanı Kemal MEMİŞOĞLU da konuşmasında şunları söyledi: “Değerli dostlar, ülkelerimiz arasındaki sağlık alanında var olan ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleşmesinin önem arz ettiğine inanıyorum. Sağlık alanındaki ilişkilerimiz daha geniş ve işbirliği potansiyeline sahiptir. Bu anlamda 2010 yılında imzalanan iş birliği anlaşması önem arz etmektedir.
Bakanlığımız, insani yardım çalışmalarına aktif katkı sunmaktadır. Türk sahra hastanesi hastalara sağlık hizmeti sunmaktadır. Bu büyük insani kültür paylaşımında, ülkelerimiz arasındaki dayanışmanın somut örneğini teşkil etmektedir.
Sözlerimi sonlandırırken, BANGAL yılı ve bağımsızlık günü vesilesiyle en içten dileklerimi sunuyor, Bangladeş’in, barış, refah ve huzuruna verdiğimiz katkı her zaman önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bangladeş milli gününü kutluyor, hepinize teşekkür ediyorum.”
Konuşmalardan sonra resepsiyon için özel olarak hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Bangladeş ve Türk mutfağından özenle hazırlanmış yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, davetlilerin Büyükelçi Amanul HAQ ve Askeri Ataşe Iftequr RAHMAN ile hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Konuşmalar ve pasta kesiminden sonra Bangladeş Milli Günü resepsiyonu folklor ve müzik ekibinin gösterisiyle devam etti.
Bangladeş Milli Günü dolayısıyla Ankara’da verilen resepsiyondaki konuşmaların ve dans ve müzik gösterisİnin akabinde davetlilere Türk ve Bangladeş mutfağından lezzetli yemeklerin ikramı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın, 9 Temmuz 2024’te uzaya fırlatıldığını, ilk test yayınının ise 17 Şubat’ta yapıldığını belirtti.
Tüm süreçlerin sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.
Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye destek olan ve uzay sanayisine gönül vermiş tüm personeli tebrik etti.
En az 15 yıl hizmet verecek TÜRKSAT 6A ile birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısının altıya, uzaydaki uyduların toplam mevcudunun da 10’a yükseldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydusunun televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacağını söyledi.
Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan TÜRKSAT 6A ile televizyon yayını yapılan uyduların artık yedeklenebileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay iletişim ve haberleşme sektörleri için atılmış çok büyük bir adım olan TÜRKSAT 6A uydusunun ülke ve millet için hayır getirmesini temenni etti.
Özellikle haberleşme uyduları gibi teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin millî güvenlik açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz, yerli ve millî teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını belirterek, hayata geçirilen teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularının üretiminde TÜRKSAT mühendislerinin de yer almasını sağladıklarını anımsattı.
Devamında 5A ve 5B uydularının yapımında 12 mühendisi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dâhil ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllara sâri bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiğin aşıldığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en yüksek yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A uydusunu üretme imkân, yetenek ve tecrübesine sahip olunduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapamayız’ diyenlere inat, ‘Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız’ dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yani yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında ‘Bizden bir şey olmaz’ diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan eşik zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir” diye konuştu.
Mühendislere ve Türkiye’nin uzaydaki varlığına güç katanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıldır olduğu gibi önce hayalleri hedeflere sonra da hedefleri gerçeklere dönüştürmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve millî haberleşme uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alanın, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsayacak şekilde daha da genişleyeceğini belirterek, “Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek” ifadelerini kullandı.
Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde Türkiye’nin artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim niteliğindeki bu projeyle, yerli ve millî bir haberleşme uydusu platformuna sahip olunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte uydu üretim ekosistemi kurarak, birçok kurum ve kuruluşun uzay sanayisine katkı vermesini sağladıklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik. İhracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik.”
Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle millî uydu markası oluşturma ve millî uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz” dedi.
Çıtayı sürekli yukarıya çıkartarak hedeflere ulaşacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda şu gerçeği hepimiz görmekteyiz, Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmaktadır. Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin bu fırsatı heba etmesine izin veremeyeceklerini vurgulayarak, daha önce dünyada benzer değişimler olurken, Türkiye’nin kendi iç çekişmeleriyle meşgul olduğunu anımsattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. Türkiye’nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek, Türkiye’yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler, teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken, hatırlayın bu ülkenin gündemi, başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irtica idi, yeşil sermayeydi. Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye’yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki, sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti, millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık.”
“TÜRKİYE’NİN İSMİ, BÖLGESİNİN BİR KUTUP BAŞI OLARAK HER PLATFORMDA DAHA FAZLA ZİKREDİLİYOR”
Bugün de dünyanın büyük bir dönüşümün arifesinde olduğunu, gümrük tarifeleri restleşmeleri ile küresel ticaretin kurallarının kökten değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut krizlerin çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemin, Gazze’deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zekâ teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Yani eski sistem hızla yıkılırken, yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. Türkiye’nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak her platformda daha fazla zikrediliyor. Ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz, ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Ülkemize geçmişte bedel ödetmiş bayat senaryolar yine bu çevrelerin figüranlığında tekrar tedavüle konulmaya çalışılıyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye’nin Batıya ve batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikâyet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor.
Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken, ‘bize ne Filistin’den’ diyerek tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere ‘terörist’ iftirası attıkları bir insani trajediden siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Şunu açık ve net söylemek isterim, oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkında. Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükûmet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak onların tuzağına düşmüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Türkiye’nin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli’nin kazılarına başlayarak neticeyi aldıklarını anımsattı.
“TARİHÎ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”
Yine geçen hafta İstanbul Havalimanı’nda eş zamanlı üçlü bağımsız pist dönemini başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Amerika’dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “oraya uçak inmez” dediği havalimanına artık aynı anda üç uçağın inip kalktığına dikkati çekerek, “Bugün de hamdolsun TÜRKSAT 6A’yı devreye alıyoruz. Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramızı çok daha yüksek bir düzeye eriştirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. İnançla, azimle, emekle her cümlesi bilgi, tecrübe ve alın teriyle yazılmış tarihî bir başarı hikâyesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.”
Projede yer alan kurumlarla, mühendislerle, çalışanlarla ne kadar iftihar edilse az olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün bunlar, inşa edilmekte olan Türkiye Yüzyılı’nın müjdeleridir. Allah’ın izniyle çok daha iyi yerlerde olacağız. Gençlerimize güçlü, müreffeh ve itibarlı bir Türkiye teslim edeceğiz. Milletimizin desteğiyle çıktığımız bu yolda Rabbim hepimize yardımcı olsun. Bizi daha nice başarılara ulaştırsın diyorum. Bu vesileyle 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ’cü teröristler tarafından burada şehit edilen Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerime Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. İlk yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği, katkısı, alın teri ve fikir teri olan tüm kardeşlerimi kutluyorum.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.