Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİSK Ortak Paylaşım Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye ekonomisi büyüdükçe, ortaya çıkacak katma değerden işçisi, işvereni, emeklisi, memuru, çiftçisi, esnafıyla 85 milyonun tamamı istifade edecektir. Türkiye’nin, hem küresel riskleri başarıyla yönetecek, hem de hedefleri doğrultusunda ilerleyecek kapasiteye sahip olduğunu hepimiz biliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından Çırağan Sarayı’nda “Cumhuriyet’imizin 100. Yılında Çalışma Hayatı” temasıyla düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu’na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, forumda iş ve çalışma dünyasının seçkin mensuplarıyla beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
“TİSK, ÜLKEMİZDE ÇALIŞMA BARIŞININ TEMİNİNDE DE KİLİT ROLLER ÜSTLENİYOR”
TİSK Başkanı’na ve Yönetim Kurulu’na forumu düzenledikleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TİSK, 60 yılı aşan tarihi boyunca ülkemizdeki işverenlerin temsilcisi olarak önemli bir görev icra ediyor. Konfederasyon, kamu, işçi, işverenden oluşan çalışma hayatımızın üç ana aktöründen biridir. Yerel ve uluslararası pek çok platformda işverenlerimizin hukukunu ve menfaatlerini koruyan TİSK, ülkemizde çalışma barışının temininde de kilit roller üstleniyor. Kamu hizmeti dâhil, ekonomi ve sanayinin çeşitli sektörlerinde faaliyet gösteren 21 üye işveren sendikasıyla konfederasyonumuz, ekonomimizin lokomotif yapıları arasında yer aldı” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİSK’e üye işverenlere kayıtlı iş yerlerinde yaklaşık 2 milyon kişinin çalıştığını, evlerine ekmek götürdüklerini söyledi.
Konfederasyonun temsil ettiği çalışanlar ve işletmelerin ülkenin millî gelirine 200 milyar dolar, ihracatına 100 milyar dolar katkı sunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihdam sağlayarak, üreterek, ihraç ederek Türkiye’nin kalkınma mücadelesine destek olan işverenleri tebrik etti.
“İHRACATTA KIRDIĞIMIZ TARİHÎ REKORU ÇOK KIYMETLİ GÖRÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 256 milyar dolara ulaşarak rekor kıran 2023 yılı ihracatına katkı veren TİSK mensuplarına teşekkür ederek, şunları kaydetti: “Bölgemizde yaşanan sıcak çatışmalara, krizlere ve küresel ekonomideki artan belirsizliğe rağmen ihracatta kırdığımız bu tarihî rekoru çok kıymetli görüyoruz. Sizlerin de desteğiyle Türkiye, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedefine emin adımlarla ilerledi. TİSK, asgari ücret müzakerelerinde de son derece yapıcı bir tavır sergiledi. Görüşmeler, çalışanlarımızın ve işverenlerimizin ihtiyaçları çerçevesinde ülkemizin şartları dikkate alınarak rasyonel bir çerçevede yürütüldü. Yüzde 49 artışla 17 bin 2 lira olarak belirlenen 2024 yılı asgari ücretinin çalışanlarımızla birlikte tüm işverenlerimize de hayırlı olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni asgari ücretle çalışanları enflasyona ezdirmeme sözünü bir kez daha yerine getirmiş olduklarını dile getirerek, 2022 yılında hem işverenlerin yükünü hafifletmek hem de işçilerin gelirini artırmak amacıyla asgari ücretten gelir ve damga vergilerini kaldırdıklarını hatırlattı.
Devlet olarak sigortalı başına verilen prim desteğini 500 liradan 700 liraya çıkartarak kendilerinin de elini taşın altına koyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette asıl olan pastayı büyütmektir. Bizim amacımız da zaten budur. Türkiye ekonomisi büyüdükçe ortaya çıkacak katma değerden işçisi, işvereni, emeklisi, memuru, çiftçisi, esnafıyla 85 milyonun tamamı istifade edecektir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hem küresel riskleri başarıyla yönetecek hem de hedefleri doğrultusunda ilerleyecek kapasiteye sahip olduğunun bilindiğini söyledi.
“ÜLKEMİZİ GÜÇLENDİRME MÜCADELEMİZİ MUTLAKA ZAFERE ULAŞTIRACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah işçi-işveren ve kamu olarak hep beraber omuz omuza verecek, ülkemizi güçlendirme mücadelemizi mutlaka zafere ulaştıracağız” ifadelerini kullandı.
İlk ve öncelikli kriterlerinin Türkiye’ye ve mensubu olmaktan iftihar ettikleri aziz millete hizmet etmek olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye için çalışan, Türkiye için hayal kuran, Türk ekonomisinin büyümesi, gelişmesi, küresel ölçekte hak ettiği seviyelere ulaşması için taş üstüne taş koyan herkesin başlarının üstünde yeri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülkeden kazandığını kendisiyle birlikte yine bu milletin refahı, huzuru, esenliği için sarf eden her bir yatırımcıya destek vermenin asli görevleri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Şimdiye kadar bu görevimizi hep layıkıyla yerine getirdik. Artık 21 yılı geride bırakan iktidarlarımızın hiçbir döneminde sermaye ayrımcılığı, sermaye düşmanlığı yapmadık. Bugün bile acı ve utançla hatırlanan 28 Şubat dönemindeki sermayeyi renklere bölen anlayış başta olmak üzere ülkemiz ekonomisine zarar verecek hiçbir yaklaşımı kabul etmedik, etmeyeceğiz. Korkular ve hassasiyetler üzerinden yürütülen kampanyaların ülkemize hiçbir fayda sağlamadığını yine o dönemde beraberce tecrübe ettik.”
Milletin bünyesindeki hiçbir farklılığı ayrışma veya kamplaşma vesilesi olarak görmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tam tersine, bu hakikatleri Türkiye’nin sosyal ve beşeri zenginliğinin nişaneleri olarak kabul ettiklerini dile getirdi.
“TÜRKİYE’NİN TÜM VATANDAŞLARININ KATKISINA İHTİYACI VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hangi kökenden, inançtan ve siyasi görüşten olursa olsun tüm vatandaşlarının katkısına ihtiyaç duyduğunu asla unutmadıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu: “Ancak son dönemde millî bekamızın teminatı olan kardeşliğimize yönelik saldırıların özellikle yoğunlaştırıldığına şahit oluyoruz. Çok açık ve net söylüyorum. Bu saldırıların en önemli sebepleri Türkiye’nin kendi hak ve menfaatlerini koruma hususundaki kararlılığı ile Filistin davasındaki dik ve tavizsiz duruşudur. Çoluk-çocuk ve kadın 23 bin masumun katledildiği Gazze mezaliminde ülkemiz Filistinli mazlumlardan yana çok net tavır almış hakkı ve hakikati korkusuzca savunmaktan çekinmemiştir. İsrail yönetiminin vahşet politikasına karşı tüm dünyada giderek artan tepkilerin gerisinde ülkemizin yürekli duruşunun da payı vardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde Millî İstihbarat Teşkilatının yurt içinde ve sınırların ötesinde Türkiye düşmanlarına ve aparatlarına karşı çok ağır darbeler indirildiğini anımsatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Silahlı kuvvetlerimiz ve emniyet birimlerimiz şer güçlerin maşalığını yapan terör örgütlerine âdeta nefes aldırmıyor. Tam bağımsız Türkiye ülkümüz sadece bir söylem olmaktan çıkıp Allah’a hamdolsun adım adım gerçeğe dönüşüyor. Eski Türkiye’ye alışık olanların bundan rahatsızlık duyması gayet tabiidir. Artık kullanım ömrü bitmiş küf kokan eski tartışmaları yeniden piyasaya sürme girişimleri asla masum değildir. Vatandaşlarımızı köken, inanç, hayat tarzı, kıyafet üzerinden ayrıştırmak isteyenlerin amacı en büyük gücümüz olan millî birlik ve beraberliğimizi dinamitlemektir. İç kalemizi çökertme teşebbüslerine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Milletimizin arasına nifak duvarları örülmesine seyirci kalmayacağız. Ne ülkemize ne milletimize ne demokrasimize ne ekonomimize faydası olan 28 Şubat döneminden çok iyi hatırladığımız bu zehirli, bu toksik ve son derece tehlikeli tartışmaları süratle geride bırakmamız gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her kim sırf siyasi çıkarları uğruna bu zehirli tartışmalara odun taşıyor, kutuplaşmayı körüklüyor, toplumun sinir uçlarıyla pervasızca oynuyorsa biliniz ki milletimizin iyiliğini kesinlikle istemiyor demektir” diye konuştu.
“85 MİLYON HEP BERABER TÜRKİYE YÜZYILI İÇİN GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRECEĞİZ”
Yürüttükleri mücadelenin zorluğu ve bölgenin durumu ortadayken bu tür yapay tartışmalara, sahte ve sanal gündemlere harcayacak tek bir saniyelerinin dahi olmayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şayet Türkiye Yüzyılı’nı inşa edeceksek bunu işçisi, işvereni, emeklisi, esnafı, genci yaşlısı, kadını, erkeği, Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Sünni’si, Laz’ı ve Alevi’siyle hep birlikte yapacağız. Ayrılıklar yerine ortak noktalara odaklanarak 85 milyon hep beraber Türkiye Yüzyılı için güçlerimizi birleştireceğiz. Bunu başardığımızda önümüze çıkabilecek hiçbir engel tanımıyorum. Son 21 yılda başardıklarımız gelecekte yapabileceklerimizin sadece birer başlangıcıdır. Öncüsü, girizgâhı, müjdecisidir. Çok daha büyük başarılar bekliyoruz. Yeter ki biz birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkalım. Allah’ın izniyle gerisi çok rahat gelecektir. Forumumuzun da mottosunu teşkil eden ‘Birlikte mümkün Türkiye’ anlayışını ne kadar kökleştirebilirsek hedeflerimize o derece hızlı varırız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının burada sergilediği birlik tablosunu bu bakımdan çok değerli bulduğunu ifade ederek, TİSK’i, güncel siyasi tartışmalara girmeden ama siyaset kurumuyla yakın mesai içinde olmaya da önem veren ilkeli duruşu için ayrıca tebrik ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojide yaşanan değişimin diğer alanlar gibi çalışma hayatını ve işverenleri de yakından ilgilendirdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilhassa dijitalleşme ve yeşil dönüşümü bir araya getiren ikiz dönüşümün, çalışma hayatı başta olmak üzere iş gücünü, sosyal paydaşları, ülkelerin küresel rekabetini ve dünya ekosistemini etkilediğini dile getirdi.
TİSK’in riyasetinde oluşturulan Ortak Paylaşım Forumu’nun, değişim sürecini ön alıcı ve kolektif bir anlayışla yürütmeye dönük anlamlı bir çaba olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin çıkarları doğrultusunda tüm kesimleri bir araya getirmeye matuf forumun çalışmalarını takdirle karşıladığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çalışma hayatının Davos’u olarak kabul edilen forumun kamu, işçi ve işveren arasındaki anlayış birliğini artırarak çalışma hayatının geleceğine ışık tutacağına da inanıyorum” dedi.
Bu yıl 5’incisi düzenlenen ve artık geleneksel hâle gelen Ortak Paylaşım Forumu’nun temasının “Cumhuriyet’in 100. Yılında Çalışma Hayatı” olarak belirlenmesinin de son derece isabetli olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geride bıraktığımız 2023 senesi içinde Cumhuriyet’imizin 100. yılını şanına, anlamına, önemine yakışır bir şekilde hep birlikte kutladık. Bu vesileyle birçok alanda geçmiş yüzyılın kapsamlı bir değerlendirmesini yaptık. Ayrıca gelecek döneme ilişkin yol haritalarımızı belirledik. Cumhuriyet’imizin ikinci asrını inşallah Türkiye Yüzyılı hedefimize ulaşarak taçlandıracağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa, orta ve uzun vadeli planlarla hedeflerine adım adım yürüdüklerini vurgulayarak, şöyle devam etti: “Ekonomide önümüzdeki 5 yıla ait yol haritamızı, 12. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program ve 2024 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’yla şekillendirdik. Bunun yanında 12. Kalkınma Planı’nda ilk kez ülkemizin 2053 vizyonunu da detaylandırdık. Hem orta vadeli programın hem de 12. Kalkınma Planı’nın hazırlık safhasında iş dünyamızla çok yakın istişarelerde bulunduk. İnşallah uygulama aşamasında da yine sizlerle istişare ve diyalog içinde olmayı sürdüreceğiz. Ekonomi yönetimini emanet ettiğimiz arkadaşlarımıza gereken desteği hep verdik, veriyoruz. Bugün de kendilerine ve politikalarına güvenimiz tamdır. Ekonomide alınan kararların tüm jeopolitik risklere ve belirsizliklere rağmen meyvelerini vermeye başladığını memnuniyetle görüyoruz.”
“ÖNÜMÜZDEKİ YILIN OLUMLU GELİŞMELERE SAHNE OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Son 6 aylık dönemde uluslararası sermaye girişinin hızlandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, rezervlerin güçlendiğini, ani kur hareketlerinin azaldığını, finansman koşullarının iyileştiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası toplam rezervinin tarihinin en yüksek seviyesine çıkarak toplamda 145,5 milyar doları bulduğunu kaydetti.
İhracatta Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Orta Vadeli Program’ımızın en temel önceliği olan enflasyon meselesinin çözümü için yoğun gayret sarf ediyoruz. Biliyorsunuz 2023 enflasyonumuz yüzde 64,8 olarak gerçekleşti” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem çekirdek hem manşet enflasyonun son aylardaki düşüş eğiliminin Orta Vadeli Program ile uyumlu olduğunu belirterek, “Enflasyondaki ivme kaybının etkileri özellikle yılın ikinci yarısında daha net hissedilecektir. Önümüzdeki yılın bu bakımdan herkesi şaşırtan olumlu gelişmelere sahne olacağını düşünüyorum” dedi.
Geçen yıl millî gelirin yüzde 5,4’ü düzeyinde gerçekleşen cari açığı bu yıl yüzde 4’e, gelecek yıl yüzde 3’lü ve sonraki yıl da yüzde 2’li seviyelere kadar geriletmekte kararlı olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gümrük Birliğini güncelleyerek Avrupa’yla ticari ilişkilerimizi, çevre ve teknoloji alanındaki standartlarımızı yükselterek geliştireceğiz. Hükûmetlerimizin alameti farikası olan mali disiplinden taviz vermeyecek, dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm, yapısal reformlar gibi alanları daha da güçlendireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankasının izlediği politikalarla birlikte finansman maliyetlerinin arttığını gördüklerini belirterek, “İş dünyamıza yardımcı olmak için yatırımı ve ihracatı destekleyici daha düşük maliyetli finans imkânları oluşturmanın gayretindeyiz. Özellikle yatırım taahhütlü avans kredileri bu imkânlardan sadece biridir” değerlendirmesinde bulundu.
Hem Eximbank kredilerini hem de genel bankacılık sisteminde ihracata verilen destekleri artırmaya gayret ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, reeskont kredilerinin maliyet oranlarını ortalamanın oldukça altında tuttuklarını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her küresel krizin, Türkiye’nin önüne büyüme ve rekabet liginde üst sıralara çıkma konusunda yeni fırsatlar getirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasi belirsizliklerin azalması, öngörülebilirliğin artması, güven ve istikrar ortamının derinleşmesi, hedeflerimize ulaşmamızı kolaylaştıracaktır. Ülkemizin risk priminin düşmesi ve reel sektörün uzun vadeli finansmanlara erişim yollarının çeşitlenmesi, bu doğrultuda ümit verici gelişmelerdir. Tabii bu fotoğraf içinde bizi en çok sevindiren husus ekim ayı verilerine göre istihdamın bir önceki yılın aynı dönemine göre 812 bin artışla 32 milyona ulaşmasıdır. İnşallah bunu koruyacak ve daha da geliştireceğiz. Bizim için en önemli husus vatandaşımızın evine ekmek götürmesini, kendisini ve ailesini muhannete muhtaç etmeden yaşamasını temin edecek bir işinin mutlaka olmasıdır.”
“YENİDEN İSTANBUL’U İNŞA VE İHYA EDECEĞİZ”
Türkiye’nin istihdamına yaptıkları katkıları dolayısıyla TİSK mensuplarına bir kez daha şahsı ve milleti adına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkemizin her alanda nereden nereye geldiğini en iyi sizler biliyorsunuz. Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki Türkiye’nin son 21 yılı, Cumhuriyet döneminin altın yılları olarak şimdiden tarihe geçmiştir. Ulaştırmadan turizme, savunma sanayinden teknolojiye, çevre ve şehircilikten terörle mücadeleye, sağlıktan uluslararası yatırımlara kadar aklınıza gelebilecek her alanda çok büyük dönüşümlere imza attık. Şehirlerimizin çehresini tamamen değiştirdik. Ülkemizi nice yılların getirdiği ihmallerin, eksiklerin utancından kurtardık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’u çöp, çukur, çamurdan kurtardıklarını hatırlatarak, “Burada yaptığımız yine uluslararası bir toplantıda o zaman dediler ki ‘Dünyada İstanbul temiz şehir noktasında 1 veya 2 numaradır.’ Bunlar durup dururken olmadı. Süratle çöpten, çukurdan, çamurdan, İstanbul’umuzu kurtardık” diye konuştu.
Şu anda İstanbul’un artık o günlerine yeniden dönmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun için artık bizim için mottomuz ‘Yeniden İstanbul.’ Buna mecburuz. ‘Yeniden İstanbul’u inşa ve ihya etmeye mecburuz. Onun için tabii çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz ve yeniden İstanbul’u inşa ve ihya ederek yolumuza devam edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.
“HEP ADALETTEN VE HAKKANİYETTEN YANA OLDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 21 yılda milletin asırlık eksiklerini tamamladıklarını, hayal edilen nice eserleri ve projeleri gerçeğe dönüştürdüklerini belirtti.
Birileri gibi tamamen ideolojik sebeplerle işveren karşıtlığı yapmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri gibi istihdam sağlayan yatırımcılarımıza düşmanlık da yapmadık. Hep adaletten ve hakkaniyetten yana olduk. Hayata taalluk eden her konu gibi çalışma hayatı da zamanla yenilenmesi, güncel ihtiyaçlar çerçevesinde reforme edilmesi gereken bir alandır” ifadelerini kullandı.
Bu tarihî dönüşümden çalışma hayatının da nasibini aldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada saymaya kalksak saatler sürecek nice düzenlemeyi, nice reformları sizlerle işbirliği içinde hamdolsun hayata geçirdik. Emekçilerimizin ücret ve çalışma şartlarını iyileştirirken, işverenlerimizin hak ve hukukunu da korumaya özen gösterdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hukuk Politikaları Kurulumuz bünyesinde çalışma hayatımıza ilişkin mevzuat dağınıklığının giderilmesine yönelik bir çalışma yapıyoruz. Bireysel iş kanunlarına ve bireysel iş hukukuna ilişkin diğer kanunlarda yer alan düzenlemeleri tek bir temel iş kanunuyla bütüncül bir yapıya kavuşturmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede ortaya çıkacak Türk İş Kanunu ile etkinliği ve verimliliği artırabileceğimize inanıyorum. Hazırlıklarımızı tekemmül ettirdikten sonra inşallah bu meseleyi Meclis’imizin ve kamuoyumuzun takdirine sunacağız.”
Ortak Paylaşım Forumu’nun başarılı geçmesini, ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonunu foruma öncülük ettikleri için tebrik etti.
Törende, işçiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a el işlemeli vagon figürlerinin bulunduğu hediye verdi. TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a deprem bölgesinde yaşayan çocuklar tarafından yapılan bir hediye takdim etti.
Deprem bölgesinde yaşayan çocukların video mesajının da izletildiği tören, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın “Birlikte mümkün” yazılı hat tablosunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da hediye edilmesiyle sona erdi.
GA İstanbul Havalimanı’nda Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları Başladı Türk Hava Yolları, İGA İstanbul Havalimanı’nın 17 Nisan itibarıyla Avrupa’da ilk kez Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarını uygulamaya başlamasıyla birlikte Türkiye havacılık tarihinde bir dönüm noktasına daha tanıklık etmenin gururunu yaşıyor. Bu önemli gelişme, İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel aktarma merkezi olma rolünü pekiştirirken, Türkiye’nin uluslararası hava taşımacılığındaki stratejik konumunu daha da güçlendiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun öncülüğünde, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Enes Çakmak, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Ahmet Bolat, İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen ve diğer değerli isimlerin katılımıyla gerçekleştirilen bu öncü sistemin tanıtımında, üç Türk Hava Yolları uçağının canlı operasyonda eşzamanlı kalkışı gerçekleştirildi. Bu kalkışlar yalnızca İGA İstanbul Havalimanı’nın kabiliyetlerini değil, aynı zamanda Türkiye’nin havacılık ekosisteminin gücünü ve gelişmişliğini de ortaya koydu.
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları’nın Türkiye ve Avrupa havacılığı için bir ilk, küresel havacılık içinse tarihi bir adım olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu açılışta şu ifadelerde bulundu: “Gururluyuz… Çünkü bu uygulamayı ABD’nin ardından hayata geçiren tek ülke Türkiye! Artık İstanbul Havalimanı trafik hacmiyle olduğu kadar operasyonel kapasite ve teknik yeterlilik açısından da küresel havacılığın en üst ligine yükseldi. Bu sistemle hava trafik akışı hızlanacak, havalimanımızın dinamik kapasitesi önemli ölçüde artacak ve yolcularımıza daha hızlı, daha güvenli bir hizmet sunulacak. İstanbul’un kıtaları birleştiren stratejik konumu, bu yeni yetenekle birleştiğinde, havalimanımız küresel havacılık lojistiğinde daha kritik bir rol üstlenecek.”
Türk havacılığı açısından bu önemli anda yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat şu açıklamayı yaptı: “Türk Hava Yolları olarak, Türkiye havacılık tarihi adına bir tarihi anın daha parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Aynı anda üç uçağımızın kalkışı ile ana üssümüz İGA İstanbul Havalimanı Avrupa’da bir ilki gerçekleştirirken, bu operasyonel kapasite bayrak taşıyıcımızın uçuş verimliliğini artırıp büyüme hedeflerimize giden yolda önemli bir mihenk taşı görevi görecektir.”dedi.
İGA Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kalyoncu ise yeni yetkinliklerle ilgili şunları söyledi: “Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki; 17 Nisan 2025 itibarıyla İGA İstanbul Havalimanı’nda üçlü bağımsız pist operasyonlarına resmen başlıyoruz, Avrupa’da bir ilke imza atıyor ve Türkiye’nin uluslararası seyahat ve havacılık ekosistemine olan katkısını artırıyoruz. Bu bizim için sadece bir teknik başarı değil, aynı zamanda stratejik bir eşiktir. Bugün devreye aldığımız Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu ise, bu ekosistemin en önemli yapı taşlarından biridir. Böylece, saatlik hava trafik kapasitemizi 120'den 148 uçak hareketine çıkarıyoruz. Bu, sadece İstanbul’un değil, Avrupa hava sahasının daha da verimli hâle gelmesi demektir. İstanbul artık yalnızca bir varış noktası değil, dünyanın hava ulaşım merkezidir.”
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarının entegrasyonuyla birlikte İGA İstanbul Havalimanı’nın saatlik uçak hareket kapasitesi yükseldi. Bu gelişme operasyonel verimliliği önemli ölçüde artırırken, Türk Hava Yolları için daha kısa taksi süreleri, daha az gecikme ve daha yüksek dakiklik anlamına geliyor. Böylece, bayrak taşıyıcının misafirlerine daha akıcı, daha hızlı ve daha sürdürülebilir bir seyahat deneyimi sunulmuş olacak. Sistem aynı zamanda karbon emisyonlarının azaltılmasına da katkı sağlayarak, küresel çevresel taahhütlerle uyum içinde ilerliyor.
200 milyon yolcuya hizmet verme vizyonuyla küresel bir aktarma merkezi olma yolunda ilerleyen İGA İstanbul Havalimanı’nın bu yeni operasyonal kabiliyeti, Türk Hava Yolları’nın kesintisiz bağlantı, üst düzey hizmet ve ileri görüşlü altyapı hedeflerini destekliyor. Zamanında kalkış ve varışlar, stratejimizin temel taşlarından biri olup, finansal verimliliği artırma açısından kritik rol oynamaktadır. Yeni operasyonal kapasite sayesinde, günlük 1000’den fazla uçuş gerçekleştiren filomuzun dakik performansında hem yolcu memnuniyeti hem de maliyet optimizasyonu açısından önemli kazanımlar sağlanacaktır.
Ülkemizin bayrak taşıyıcısı olarak, bu başarıyı Türkiye’nin havacılık liderliğinin ve İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel ölçekte yeni standartlar belirleme kabiliyetinin bir göstergesi olarak kutluyoruz. Türkiye’nin dünyayı birbirine bağlama rolünü daha da güçlendirme kararlılığımızı sürdürüyoruz.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin Büyükelçilik görevine başlaması dolayısıyla bir resepsiyon verdi.
Ankara Sheraton oteldeki resepsiyona Büyükelçiler, Askeri ataşeler, Elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Çin’in Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin ve Çin’in Ankara Büyükelçiliği Savunma Ataşesi Yang Jianjun’un Büyükelçililerinde görevlerine başlamaları dolayısıyla bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Jiang XUEBIN ve Savunma Ataşesi Yang JIANJUN ev sahipliği ve birer konuşma yaptılar.
Çin Halk Cumhuriyeti resepsiyonunda kürsüye önce Büyükelçi Jiang XUEBIN geldi.
Büyükelçi XUEBIN konuşmasına, Türkiye’de göreve başlamasından dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek başladı.
Büyükelçi XUEBIN, konuşmasının başında iki kadim medeniyet olan Çin ve Türk medeniyetlerinin binlerce yıl öncesine dayanan ilişkilerini dile getirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde iki ülke ilişkilerinin olumlu bir seyir takip ettiğini hatırlatan Büyükelçi XUEBIN, iki ülke arasındaki ekonomik, ticari ve kültürel bağların daha da güçlendiğinin altını çizdi.
Büyükelçi XUEBIN, “Görevime başlayalı üç ayı aşkın bir süre geçti. Bu süreçte, her gittiğim yerde Türk halkı tarafından sıcak bir dostlukla ve ligiyle karşılandım. Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye kardeşliği ve dostluluğunun halkın gönlünde kök saldığını, iki ülke arasındaki işbirliğinin büyük potansiyele sahip olduğunu kendi gözlerimle görmüş oldum.” dedi.
Çin Halk Cumhuriyeti Savunma Ataşesi Yang da iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye ilişkilerinin önemli bir halkası olduğunu ifade etti ve son yıllarda iki ordu arasındaki işbirliğinin istikrarlı şekilde ilerlediğini söyledi.
Konuşmalardan sonra Çin Halk Cumhuriyeti Folklor ekipleri geleneksel Çin danslarından oluşan bir gösteri sundu.
Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIUNJUN göreve başlamaları dolayısıyla verilen resepsiyonda, folklor gösterilerinden ardından davetlilere Türk ve Çin mutfağından yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, konukların, Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIANJUN ile hatıra fotoğraf çektirmesiyle sona erdi.
Pakistan’ın Milli Günü Ankara’da bir resepsiyonla kutlandı.
Pakistan’ın Milli Günü dolayısıyla Ankara Büyükelçiliği ikametgahındacdüzenlenen resepsiyona Büyükelçi Yousaf Junaid ev sahipliği yaptı.
Pakistan Milli Günü dolayısıyla düzenlenen resepsiyona Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, kuvvet komutanları, Dışişleri Bakan Yardımcısı Berris Ekinci, eski Başbakan, TBMM Başkanı Bülent ARINÇ ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım katıldı.
Resepsiyonda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu da yer aldı.
Pakistan Milli Günü Respsiyonu iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinden sonra ilk olarak kürsüye Pakistan Büyükelçisi YOUSAF JUNAID geldi.
Büyükelçi JUNAID, Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilerin çok uzun bir süreçli olduğunu hatırlatarak, iki ülke arasındaki bu uzun süreli dostluğun sıradan olmadığına atıfta bulunarak “Bizim dostluğumuz ortak din, ortak dil ve ortak kültürel mirasa dayanıyor.” şeklinde konuştu.
YOUSAF JUNAİD, iki ülke arasındaki tarihi bağlara dile getirerek Pakistan’ın dirençli yapısına ve ekonomik ilerlemesinin büyüme oranlarının arttığını, enflasyonun azaldığını, ihracatın yükseldiğini ifade etti.
Pakistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin giderek güçlendiğini, bu bağların ortak inanç, tarih ve karşılıklı destek üzerine kurulduğunu belirten Büyükelçi JUNAID, Pakistan’ın barışa, kalkınmaya ve Türkiye ile bağlarını güçlendirmeye olan İsteğinin altını çizdi.
Pakistan Büyükelçisi Yusuf Junaid’in hitabından sonra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, kürsüye geldi ve bir konuşma yaptı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yousaf Junaid’in Türkiye’nin bir dostu olduğunu ve uzun yıllardır Türkiye’de hizmet etmiş hem iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmuş hem de Türkiye’yi fevkalade yakından tanıyan değerli bir insan olduğunu dile getirdi.
Türkiye ve Pakistan arasındaki dostluğa değinen TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Yüksek düzeyde stratejik iş birliğine dönüşen ikili ilişki aslında sadece iki devlet arasındaki ilişkiden ibaret değil, iki halkın tarihin derinliklerinden gelen kalpten kalbe büyük köprülerle kurulmuş olan sarsılmaz bir kardeşlik ilişkisidir” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, Çanakkale Savaşı sırasında Muhammed İkbal’in ağlayarak yaptığı konuşmanın hafızalarda tazeliğini koruduğunu da kaydetti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kurtuluş Savaşı sırasında Pakistan’ın Türkiye’ye yapmış olduğu yardımları da atıfta bulunarak “Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinde Pakistan halkının vermiş olduğu fevkalade yüksek desteği unutmamız asla mümkün değildir. Pakistan’ın kadınlarının o zor günlerimizde yüzüklerini, bileziklerini, küpelerini vererek Türkiye’nin milli kurtuluş mücadelesine verdiği destek hepimizin hafızalarında, hepimizin zihnindedir” dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan ile Türkiye arasındaki dostluk ilişkisine de değinerek, “Ne zaman dara düşsek, dost kötü günde belli olur hükmü gereğince Pakistanlı kardeşlerimizin hemen yanı başımızda olduğunu hissettik. Bunun son göstergesi de 2023 yılının 6 Şubat’ında yaşadığımız fevkalade yıkıcı depremden hemen sonra yarı başımızda saatler içerisinde Pakistanlı dostlarımızı görmemiz olmuştur. Türkiye olarak, Türk milleti olarak Pakistan’ın bağımsızlığını kazandığı ilk günden itibaren 1947’den itibaren her zaman Pakistan halkıyla beraber olduk. Her zaman Pakistan’ın zor zamanlarında yanında olduk” hatırlatmasında bulundu.
“Pakistan ve Türkiye arasındaki dostluk kardeşlik ilişkisinin fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ettiğine işaret eden Kurtulmuş: “ Her türlü doğal afette, her türlü düşmanlıkta Türkiye halkının Pakistan halkının yanında olduğunu, Pakistan’ın tezlerini de her türlü uluslararası platformda savunduklarını ve savunmaya devam edeceklerini belirttti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “ Özellikle son yıllarda Pakistan ve Türkiye arasındaki bu dostluk kardeşlik ilişkisi fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ediyor. Savunma sanayinde, ticarette, sanayide, eğitimde fevkalade güçlü ilişkilerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Şunu da açıkça söylemek gerekir ki, uluslararası ilişkiler bakımından Türkiye ile Pakistan arasındaki bu istisnai ilişki örnek gösterilecek, fevkalade zor görülecek ve giderek güçlenmekte olan bir ilişkidir. Türkiye ile Pakistan arasındaki bu sağlam dostluk ilişkisinin, özellikle dünyanın fevkalade zor bir süreçten geçtiği, şu günlerde çok daha büyük bir ihtiyaç olduğu, bu dostluğumuzu çok daha kuvvetlendirerek yolumuza devam etmemiz gerektiği de açık bir gerçektir.”
Konuşmalardan sonra Pakistan Milli Günü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Pakistan mutfağından hazırlanmış yiyeceklerin ikramı yapıldı.
Pakistan Milli Günü resepsiyonu hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.