Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası İyilik Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Gazze ve Filistin’de işlenen insanlık suçlarının hesabının hukuk önünde sorulması için her türlü çabayı gösteriyoruz. Güney Afrikalı dostlarımızın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açtığı soykırım davasına biz de müdahil olmayı kararlaştırdık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Uluslararası İyilik Ödülleri Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Yurt dışından programa teşrif eden misafirleri Türkiye’de ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizleri iyiliğin, cihanşümul şemsiyesi altında böylesine kıymetli bir programda buluşturan Diyanet Vakfımıza ve Diyanet İşleri Başkanlığımıza şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“BİZ, ŞEFKAT VE SEVGİ MEDENİYETİNİN MENSUPLARIYIZ”
Diyanet Vakfının, 49 yıldır Türkiye ve dünyanın dört bir yanında yürüttüğü faaliyetlerle farklı coğrafyalara iyilik tohumları serpmeye, dostluk, dayanışma ve kardeşlik köprüleri kurmaya devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Üstat Necip Fazıl’ın, ‘Tohum saç bitmezse toprak utansın, hedefe varmayan mızrak utansın’ ruhuna uygun şekilde karşılık beklemeden koşan koşturan, ter döken vakfımızın kıymetli mensuplarını kutluyor, özverili çalışmalarından ötürü kendilerine teşekkür ediyorum. Yurt içindeki özellikle de ‘İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır’ düsturunu kendisine rehber edinen Türkiye Diyanet Vakfı, görüyoruz ki görkemli bir çınar gibi günden güne serpiliyor, büyüyor, tüm dünyaya dal budak salıyor.”
Diyanet Vakfının, yurt içinde bin 3 şubesi ve dünyanın 149 ülkesindeki eğitim, kültür, sosyal hizmetler ve yardım faaliyetleriyle Türkiye’nin medarıiftiharı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Burada öncelikle bir hususu dile getirmekte fayda görüyorum. Biz, şefkat ve sevgi medeniyetinin mensuplarıyız. Mazlumların, yetimlerin, çaresizlerin, muhtaçların yardımına koşmak, kimsesizlerin kimsesi olmak esasen dinimizin bizlere emridir. Rabb’imiz Nisa Suresi’nin 36’ncı ayetinde şöyle buyuruyor, ‘Allah’a kulluk edin ve ona hiçbir şey ortak koşmayın. Anne babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez’ Bir başka ayeti celilede Allahüteala, müminleri, ‘Kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda gizli açık harcayan kimseler’ olarak tarif ediyor. ‘Kendiniz için istediğinizi kardeşiniz için de istemedikçe kâmil mümin olamazsınız’ diyen bir Peygamberin ümmetiyiz.”
“Dolayısıyla biz, komşu açken tok yatanlardan olamayız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kardeşlerine sırtını dönenlerden olamayız. ‘Bana ne’ diyenlerden, ‘Her koyun kendi bacağından asılır’ diyenlerden asla olamayız. İnançta kardeşlerimiz olan müminlere, hilkatte kardeşimiz olan insanlara karşı hepimiz sorumluluk taşıyoruz. Kendimiz huzur içinde, sevdiklerimizle beraber barış ve emniyet içinde yaşarken hemen yanı başımızdaki insani dramlara kayıtsız kalamayız. 13 yıldır vatan hasretiyle yürekleri kavrulan Suriyeli muhacirlere, bir lokma ekmek bulamadığı için anasının kucağında son nefesini veren Somalili, Sudanlı, Yemenli çocuklara, tam 76 senedir evlerine, yurtlarına, topraklarına geri dönmenin hayalini kuran Filistinli kardeşlerimize karşı mesuliyetimiz vardır. Bunları yok sayamaz, göz ardı edemeyiz.”
“İYİLİK ÖDÜLLERİ’NİN DALGA DALGA BÜYÜYEN ETKİLERİNDEN MEMNUNİYET DUYUYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne mutlu, kalplerinde hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve muhtaçlara yer açabilenlere diyorum. Ne mutlu, karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek infak edenlere diyorum. Mevla bizleri de kardeşlik görevlerini yerine getirenlerden eylesin diye dua ediyorum” dedi.
Diyanet Vakfının, Uluslararası İyilik Ödülleri marifetiyle şefkat ve yardımlaşma sancağını ülkenin ve dünyanın dört bir yanında yücelttiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İmanlı ellerin, ihlaslı kalplerin, aydınlık yüzlerin, vicdan sahiplerinin yaptığı iyilikler, Uluslararası İyilik Ödülleri ile takdir ediliyor, destekleniyor. İyilik Ödülleri’nin dalga dalga büyüyen etkilerinden memnuniyet duyuyoruz. Rabb’im iyilik neferlerinin ecirlerini arttırsın, çalışmalarını bereketli kılsın diyorum.”
“HEPİMİZİN İÇİNİ ISITAN GÜZEL ÖRNEKLER, İYİLİĞİN EVRENSEL OLDUĞUNU BİZLERE HATIRLATIYOR”
Beraber izledikleri bu güzel hikâyeleri görüp de duygulanmamanın elde olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hepimizin içini ısıtan güzel örnekler, iyiliğin, dürüstlüğün ve merhametin evrensel olduğunu, sınır tanımadığını, dil, ırk, renk, mezhep ayırt etmediğini bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Yurt içi iyilik ödüllerini kazanan İbrahim Taşdemir, Ahmet Seferoğlu, Turgut Kılıç ve Necmettin Erbakan Akyüz kardeşlerimi tebrik ediyorum. Yurt dışı iyilik ödüllerimizi takdim edeceğimiz Bisibo Amani, Adeviyye Salih ve Halil Kastrati’yi burada ayrıca kutluyorum” diye ekledi.
Yurt İçi Vefa Ödülleri’ni bu sene, merhum Ömer Faruk Bilgili adına Zeliha Bilgili’ye, Ali Fuat Atik’e, Murat Kekilli’ye ve Duygu Kaçaranoğlu’na tevcih edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vefa Ödülü’nü kazanan kardeşlerimi de tebrik ediyor, 30 yılı aşkın Diyanet İşleri Başkanlığımız bünyesinde önemli görevler ifa etmiş Hatay İl Müftümüz Ömer Faruk Bilgili hocamızı burada rahmetle yâd ediyorum. Yurt Dışı Vefa Ödülleri’ni ise Gazze’den Halid Nabyan adına Yusuf Ebu Hassır’a, can Azerbaycan’dan Server Beşirli kardeşlerimize ve temsilcilerine takdim edeceğiz. Ödüller vereceğimiz tüm kardeşlerimizin iyilik ve başarı öykülerinin, istikrarlı bir şekilde sürmesini temenni ediyorum. Şunu hepimiz çok çok iyi biliyoruz, dünya işte buradakiler gibi hamiyetperver insanların yüzü suyu hürmetine dönmektedir. Etrafımızı kuşatan onca acıya, kötülüğe, zulme, mazlumların gökyüzünü çınlatan onca feryadına rağmen dünya hâlen ayaktaysa, sebebi iyi insanların, güzel insanların, sizin gibi iyiliksever insanların varlığıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremde başkaları için gerektiğinde canını tehlikeye atan, bir ihtiyaç sahibine daha ulaşmak için kendini paralayan, hakkı ve adaleti savunmak için her türlü riski göze alan, Kur’an’ın nuru ile aydınlanan nesillerin yetişmesi için gayret eden, yetimlere, öksüzlere, yaşlılara hatta kuşlara bile el uzatan koca yürekli, yüce gönüllü insanların eksikliğini Rabb’im bizlere hissetirmesin diyorum. Sizlere müteşekkiriz, minnettarız” diyerek, Türkiye’de ve yeryüzünün farklı noktalarında iyiliği, kardeşliği ve güzelliği yaymak için yardımseverlerin yaptıkları çalışmaların daim olmasını dileğinde bulundu.
“GAZZE’DE SON ASRIN EN HOYRAT SOYKIRIMLARINDAN BİRİ İŞLENİYOR”
Ömrünü Bosna’nın özgürlüğü için adayan bir dava ve devlet adamı olan merhum Aliya İzetbegoviç’in büyük bir mütefekkir olmasının yanı sıra, küresel sistemin işleyişini çok iyi bilen tecrübeli bir siyasetçi olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerektiğinde ülkesi ve milleti için takım elbiseyi çıkarıp askerî kamuflaj giyecek kadar vatanperverdi, cesurdu, yiğitti, her açıdan örnek bir liderdi. Şahsımın gönül dünyasında da kendisinin mutena bir yeri vardı. Rahmetli Aliya’nın sadece mücadelesi değil, fikirleri, tavsiyeleri ve sözleri de bize örnek olmuştur. Merhum Aliya, Srebrenitsa soykırımı için şöyle demişti: ‘Ne yaparsanız yapın soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır’. Evet, unutulan veya unutturulan soykırımın tekerrür etmesi kaçınılmazdır” diye konuştu.
İzetbegoviç’in dikkat çektiği acı gerçeğe maalesef bugün Gazze’de hep birlikte şahit olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “7 Ekim’den bu yana tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’de son asrın en hoyrat soykırımlarından biri işleniyor. 15 bini aşkın çocuk maalesef katledildi, 35 bin masum şehit edildi, 80 binden fazla Filistinli yaralandı. Gazze’nin neredeyse tamamı enkaza döndü. Abluka nedeniyle zaten bir açık hava hapishanesi olan Gazze’yi son 229 günde devasa bir çocuk mezarlığına çevirdiler. Kuvözdeki bebekleri öldürecek, hastaneleri, ibadethaneleri bombalayacak, yardım malzemesi götüren kamyonlara saldıracak, gıda sırası bekleyen masum sivillerin tepesine bomba yağdıracak kadar insanlıklarını kaybettiler.”
“GAZZELİ MAZLUMLARIN KANI, İŞGALCİLERİN VE HAMİLERİNİN ALNINA YAPIŞMIŞTIR”
“Tüm bunları da yıllardır bize insan hak ve hürriyetleri dersi verenlerin silahları, bombaları, uçakları ve koşulsuz diplomatik desteğiyle yaptılar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kimse bizim aklımızla alay etmesin. Kimse bizim gözümüzün içine bakarak yalan söylemesin. Gazze’de oluk oluk akan kanda en az işgalciler kadar onlara lojistik ve askerî destek sağlayanların da vebali vardır. Sanmayın ki Gazze’de ölen biçarelerin ahı bunları tutmayacak, sanmayın ki zalimlerin yaptıkları yanlarına kar kalacak, asla. Gazzeli mazlumların kanı, işgalcilerin ve hamilerinin alnına yapışmıştır.”
“BATILI GÜÇLER, NETANYAHU’NUN ARKASINDA DURDUKÇA FİLİSTİN’DE KATLİAMLARIN ÖNÜNE GEÇİLEMEZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hamas’ın önceki hafta ateşkes teklifini kabul ettiğini açıkladığını ancak İsrail’in uzlaşmaz tavrını sürdürdüğü söyledi.
İsrail yönetiminin bununla da yetinmeyerek, sivillerin son sığınağı Refah’a saldırarak gerçek niyetini ortaya koyduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir defa şunu artık herkesin kabullenmesi lazım, Batılı güçler tüm şımarıklığına ve pervasızlığına rağmen Netanyahu’nun arkasında durdukça, Filistin’de katliamların önüne geçilemez” dedi.
Netanyahu’nun kendi siyasi ömrünü uzatmak için antisemitizmi körüklediğini ve kendi vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye attığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyonist yayılmacılık böyle devam ederse, açık söylüyorum, dünyamız yeni çatışmalara gebedir. İran’la geçen ay yaşanan gerilim bunun sadece bir işaretiydi. İsrail’in Lübnan’a ve diğer bölge ülkelerine yönelik saldırıları artıyor. İsrail yönetiminin daha fazla kan dökülmeden, daha fazla çocuk, daha fazla kadın ölmeden, insanlığa dair umutlar daha fazla kaybolmadan bir an önce durdurulması gerekiyor. Katliamın durdurulması ilk adımdır, bununla birlikte soykırımcıların adalete hesap vermesi sağlanmalıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze ve Filistin’de işlenen insanlık suçlarının hesabının hukuk önünde sorulması için her türlü çabayı gösteriyoruz. Güney Afrikalı dostlarımızın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açtığı soykırım davasına biz de müdahil olmayı kararlaştırdık” dedi.
İsrail’in soykırım suçu işlediğine dair tüm belgeleri ve bilgileri muhataplarına ilettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, Filistin halkının ve doğdukları toprakları kahramanca savunan Filistinli direnişçilerin yanındadır. Gazze’ye gönderdiğimiz insani yardımların toplamı 54 bin tonu geçti. Ülkemize getirdiğimiz hasta ve yaralıların tedavileri devam ediyor” diye konuştu.
İsrail’e ithalat ve ihracat işlemlerini geçen ay tamamen durdurduklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 9,5 milyar dolarlık ticaret hacminden sarfınazar ettik” ifadesini kullandı.
İsrail’i ateşkese zorlamak için dost ve kardeş ülkeler nezdinde temasları yoğunlaştırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yabancı liderlerle yaptığımız görüşmelerin vazgeçilmez gündem maddesi Filistin devletinin tanınması ve Gazze’de katliamların durmasıdır. Uluslararası alanda bu yönde başlatılan tüm girişimlere destek veriyoruz. Burada bir hususu da ifade etmek durumundayım. Filistinli kardeşlerimiz tüm imkânsızlıklara rağmen verdikleri mücadeleyle dik ve dirayetli duruşlarıyla insanlığın yüz akı oldular. 229 gündür uyguladığı soykırıma rağmen İsrail yönetimi, Gazze halkının çelikten iradesini kıramadı, mücadele azmini yok edemedi. Filistinliler yaralandılar, öldürüldüler, sürüldüler, göçe zorlandılar, açlıkla, susuzlukla sınandılar, öpmeye kıyamadıkları yavrularını toprağa verdiler.”
“İSRAİL YÖNETİMİ İNSANLIĞIN VİCDANINDA MAHKÛM OLMUŞTUR”
Filistinlilerin işkencenin her türlüsüne maruz bırakıldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel sistemin tüm acizliklerini bizzat yaşadılar. Ama zulme ve zalime asla boyun eğmediler. İnsanlığın onurunu savunmaya devam ettiler. Hâlen de devam ediyorlar. Buradan Gazze’nin ve Ramallah’ın yiğit evlatlarını ben ve milletim adına bir kez daha saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Filistinli şehitleri rahmetle anıyor, yaralılara Allah’tan acil şifalar diliyorum. Avrupa’dan Amerika’ya, Afrika’dan Asya’ya kadar dünyanın dört bir yanında her hafta sokakları ve meydanları dolduran tüm vicdan sahibi insanlara da sizlerin vasıtasıyla teşekkürlerimi iletiyorum. Siyonist lobinin tehditlerine rağmen Filistin’e sahip çıkan, Gazze için kıyama kalkan üniversite öğrencilerini, hocaları, sanatçıları ayrıca tebrik ediyorum.”
İsrail’in insanlığın gözünde bu vahşi savaşı kaybettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail yönetiminin insanlığın vicdanında mahkûm olduğunu söyledi.
“Gazzeli kardeşlerimiz bir kez daha adlarını tarihe yazdırmışlardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin davasının, küresel ölçekte daha da güçlenerek 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin kurulmasıyla zafere ulaşacağını vurguladı.
Buna tüm kalpleriyle inandıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim bizlere o güzel günleri görmeyi nasip eylesin diyorum. Bugün, Norveç, İrlanda ve İspanya’nın Filistin devletini tanıyacaklarını açıklamalarından büyük bir memnuniyet duyuyorum. Her üç ülkenin liderine, tarihin doğru tarafında yer alan bu vicdanlı kararlarından dolayı şahsım, milletim adına takdirlerimizi iletiyoruz. Henüz Filistin devletini tanımayan ülkeleri de daha fazla vakit kaybetmeden aynı adımı atmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
“DÜN 43 VAGONDAN OLUŞAN BİR YARDIM TRENİNİ AFGANİSTAN’A YOLCU ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afganistan’da meydana gelen sel felaketinde 400’den fazla kişinin hayatını kaybettiğini anımsatarak, bu zor günlerinde afetzedelere yardım etmeyi bir görev olarak kabul ettiklerini belirtti.
Felaketin ardından ilk etapta kargo uçağıyla Afganistan’a yardım malzemeleri gönderildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Toplam 24 tonu bulan yardım malzemelerimiz cuma günü bölgeye ulaştı. Dün de 43 vagondan oluşan bir yardım trenini Afganistan’a yolcu ettik. Dünkü trenimiz, AFAD’ın koordinasyonunda bugüne kadar Afganistan’a gönderdiğimiz 20’nci iyilik trenimizdi. Toplam 619 tonluk yardım malzemesinin iki hafta içerisinde Afganistan’a ulaşmasını bekliyoruz. Dost ve kardeş ülkeleri de Afgan halkına destek vermeye davet ediyorum.”
Sudan’da bir yıldır devam eden çatışmalara da dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef iç savaş nedeniyle 8 milyondan fazla kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bu zor günlerinde Sudan halkının da yanında olmamız önem arz ediyor” diye konuştu.
Türkiye’nin, Türkistan’dan Balkanlar’a, Güney Asya’dan Afrika’ya kadar nerede bir sorun, bir zulüm ve dram varsa tüm imkânlarıyla ihtiyaç sahiplerine el uzatmanın gayreti içerisinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, “İçimizdeki nasipsizler anlamasa da zalimin karşısında, mazlumun yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
Tören öncesi Uluslararası İyilik Ödülleri Sergisi’ni gezen, eserleri inceleyerek bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş da eşlik etti.
GA İstanbul Havalimanı’nda Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları Başladı Türk Hava Yolları, İGA İstanbul Havalimanı’nın 17 Nisan itibarıyla Avrupa’da ilk kez Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarını uygulamaya başlamasıyla birlikte Türkiye havacılık tarihinde bir dönüm noktasına daha tanıklık etmenin gururunu yaşıyor. Bu önemli gelişme, İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel aktarma merkezi olma rolünü pekiştirirken, Türkiye’nin uluslararası hava taşımacılığındaki stratejik konumunu daha da güçlendiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun öncülüğünde, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Enes Çakmak, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Ahmet Bolat, İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen ve diğer değerli isimlerin katılımıyla gerçekleştirilen bu öncü sistemin tanıtımında, üç Türk Hava Yolları uçağının canlı operasyonda eşzamanlı kalkışı gerçekleştirildi. Bu kalkışlar yalnızca İGA İstanbul Havalimanı’nın kabiliyetlerini değil, aynı zamanda Türkiye’nin havacılık ekosisteminin gücünü ve gelişmişliğini de ortaya koydu.
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları’nın Türkiye ve Avrupa havacılığı için bir ilk, küresel havacılık içinse tarihi bir adım olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu açılışta şu ifadelerde bulundu: “Gururluyuz… Çünkü bu uygulamayı ABD’nin ardından hayata geçiren tek ülke Türkiye! Artık İstanbul Havalimanı trafik hacmiyle olduğu kadar operasyonel kapasite ve teknik yeterlilik açısından da küresel havacılığın en üst ligine yükseldi. Bu sistemle hava trafik akışı hızlanacak, havalimanımızın dinamik kapasitesi önemli ölçüde artacak ve yolcularımıza daha hızlı, daha güvenli bir hizmet sunulacak. İstanbul’un kıtaları birleştiren stratejik konumu, bu yeni yetenekle birleştiğinde, havalimanımız küresel havacılık lojistiğinde daha kritik bir rol üstlenecek.”
Türk havacılığı açısından bu önemli anda yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat şu açıklamayı yaptı: “Türk Hava Yolları olarak, Türkiye havacılık tarihi adına bir tarihi anın daha parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Aynı anda üç uçağımızın kalkışı ile ana üssümüz İGA İstanbul Havalimanı Avrupa’da bir ilki gerçekleştirirken, bu operasyonel kapasite bayrak taşıyıcımızın uçuş verimliliğini artırıp büyüme hedeflerimize giden yolda önemli bir mihenk taşı görevi görecektir.”dedi.
İGA Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kalyoncu ise yeni yetkinliklerle ilgili şunları söyledi: “Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki; 17 Nisan 2025 itibarıyla İGA İstanbul Havalimanı’nda üçlü bağımsız pist operasyonlarına resmen başlıyoruz, Avrupa’da bir ilke imza atıyor ve Türkiye’nin uluslararası seyahat ve havacılık ekosistemine olan katkısını artırıyoruz. Bu bizim için sadece bir teknik başarı değil, aynı zamanda stratejik bir eşiktir. Bugün devreye aldığımız Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu ise, bu ekosistemin en önemli yapı taşlarından biridir. Böylece, saatlik hava trafik kapasitemizi 120'den 148 uçak hareketine çıkarıyoruz. Bu, sadece İstanbul’un değil, Avrupa hava sahasının daha da verimli hâle gelmesi demektir. İstanbul artık yalnızca bir varış noktası değil, dünyanın hava ulaşım merkezidir.”
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarının entegrasyonuyla birlikte İGA İstanbul Havalimanı’nın saatlik uçak hareket kapasitesi yükseldi. Bu gelişme operasyonel verimliliği önemli ölçüde artırırken, Türk Hava Yolları için daha kısa taksi süreleri, daha az gecikme ve daha yüksek dakiklik anlamına geliyor. Böylece, bayrak taşıyıcının misafirlerine daha akıcı, daha hızlı ve daha sürdürülebilir bir seyahat deneyimi sunulmuş olacak. Sistem aynı zamanda karbon emisyonlarının azaltılmasına da katkı sağlayarak, küresel çevresel taahhütlerle uyum içinde ilerliyor.
200 milyon yolcuya hizmet verme vizyonuyla küresel bir aktarma merkezi olma yolunda ilerleyen İGA İstanbul Havalimanı’nın bu yeni operasyonal kabiliyeti, Türk Hava Yolları’nın kesintisiz bağlantı, üst düzey hizmet ve ileri görüşlü altyapı hedeflerini destekliyor. Zamanında kalkış ve varışlar, stratejimizin temel taşlarından biri olup, finansal verimliliği artırma açısından kritik rol oynamaktadır. Yeni operasyonal kapasite sayesinde, günlük 1000’den fazla uçuş gerçekleştiren filomuzun dakik performansında hem yolcu memnuniyeti hem de maliyet optimizasyonu açısından önemli kazanımlar sağlanacaktır.
Ülkemizin bayrak taşıyıcısı olarak, bu başarıyı Türkiye’nin havacılık liderliğinin ve İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel ölçekte yeni standartlar belirleme kabiliyetinin bir göstergesi olarak kutluyoruz. Türkiye’nin dünyayı birbirine bağlama rolünü daha da güçlendirme kararlılığımızı sürdürüyoruz.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin Büyükelçilik görevine başlaması dolayısıyla bir resepsiyon verdi.
Ankara Sheraton oteldeki resepsiyona Büyükelçiler, Askeri ataşeler, Elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Çin’in Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin ve Çin’in Ankara Büyükelçiliği Savunma Ataşesi Yang Jianjun’un Büyükelçililerinde görevlerine başlamaları dolayısıyla bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Jiang XUEBIN ve Savunma Ataşesi Yang JIANJUN ev sahipliği ve birer konuşma yaptılar.
Çin Halk Cumhuriyeti resepsiyonunda kürsüye önce Büyükelçi Jiang XUEBIN geldi.
Büyükelçi XUEBIN konuşmasına, Türkiye’de göreve başlamasından dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek başladı.
Büyükelçi XUEBIN, konuşmasının başında iki kadim medeniyet olan Çin ve Türk medeniyetlerinin binlerce yıl öncesine dayanan ilişkilerini dile getirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde iki ülke ilişkilerinin olumlu bir seyir takip ettiğini hatırlatan Büyükelçi XUEBIN, iki ülke arasındaki ekonomik, ticari ve kültürel bağların daha da güçlendiğinin altını çizdi.
Büyükelçi XUEBIN, “Görevime başlayalı üç ayı aşkın bir süre geçti. Bu süreçte, her gittiğim yerde Türk halkı tarafından sıcak bir dostlukla ve ligiyle karşılandım. Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye kardeşliği ve dostluluğunun halkın gönlünde kök saldığını, iki ülke arasındaki işbirliğinin büyük potansiyele sahip olduğunu kendi gözlerimle görmüş oldum.” dedi.
Çin Halk Cumhuriyeti Savunma Ataşesi Yang da iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye ilişkilerinin önemli bir halkası olduğunu ifade etti ve son yıllarda iki ordu arasındaki işbirliğinin istikrarlı şekilde ilerlediğini söyledi.
Konuşmalardan sonra Çin Halk Cumhuriyeti Folklor ekipleri geleneksel Çin danslarından oluşan bir gösteri sundu.
Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIUNJUN göreve başlamaları dolayısıyla verilen resepsiyonda, folklor gösterilerinden ardından davetlilere Türk ve Çin mutfağından yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, konukların, Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIANJUN ile hatıra fotoğraf çektirmesiyle sona erdi.
Pakistan’ın Milli Günü Ankara’da bir resepsiyonla kutlandı.
Pakistan’ın Milli Günü dolayısıyla Ankara Büyükelçiliği ikametgahındacdüzenlenen resepsiyona Büyükelçi Yousaf Junaid ev sahipliği yaptı.
Pakistan Milli Günü dolayısıyla düzenlenen resepsiyona Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, kuvvet komutanları, Dışişleri Bakan Yardımcısı Berris Ekinci, eski Başbakan, TBMM Başkanı Bülent ARINÇ ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım katıldı.
Resepsiyonda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu da yer aldı.
Pakistan Milli Günü Respsiyonu iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinden sonra ilk olarak kürsüye Pakistan Büyükelçisi YOUSAF JUNAID geldi.
Büyükelçi JUNAID, Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilerin çok uzun bir süreçli olduğunu hatırlatarak, iki ülke arasındaki bu uzun süreli dostluğun sıradan olmadığına atıfta bulunarak “Bizim dostluğumuz ortak din, ortak dil ve ortak kültürel mirasa dayanıyor.” şeklinde konuştu.
YOUSAF JUNAİD, iki ülke arasındaki tarihi bağlara dile getirerek Pakistan’ın dirençli yapısına ve ekonomik ilerlemesinin büyüme oranlarının arttığını, enflasyonun azaldığını, ihracatın yükseldiğini ifade etti.
Pakistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin giderek güçlendiğini, bu bağların ortak inanç, tarih ve karşılıklı destek üzerine kurulduğunu belirten Büyükelçi JUNAID, Pakistan’ın barışa, kalkınmaya ve Türkiye ile bağlarını güçlendirmeye olan İsteğinin altını çizdi.
Pakistan Büyükelçisi Yusuf Junaid’in hitabından sonra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, kürsüye geldi ve bir konuşma yaptı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yousaf Junaid’in Türkiye’nin bir dostu olduğunu ve uzun yıllardır Türkiye’de hizmet etmiş hem iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmuş hem de Türkiye’yi fevkalade yakından tanıyan değerli bir insan olduğunu dile getirdi.
Türkiye ve Pakistan arasındaki dostluğa değinen TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Yüksek düzeyde stratejik iş birliğine dönüşen ikili ilişki aslında sadece iki devlet arasındaki ilişkiden ibaret değil, iki halkın tarihin derinliklerinden gelen kalpten kalbe büyük köprülerle kurulmuş olan sarsılmaz bir kardeşlik ilişkisidir” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, Çanakkale Savaşı sırasında Muhammed İkbal’in ağlayarak yaptığı konuşmanın hafızalarda tazeliğini koruduğunu da kaydetti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kurtuluş Savaşı sırasında Pakistan’ın Türkiye’ye yapmış olduğu yardımları da atıfta bulunarak “Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinde Pakistan halkının vermiş olduğu fevkalade yüksek desteği unutmamız asla mümkün değildir. Pakistan’ın kadınlarının o zor günlerimizde yüzüklerini, bileziklerini, küpelerini vererek Türkiye’nin milli kurtuluş mücadelesine verdiği destek hepimizin hafızalarında, hepimizin zihnindedir” dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan ile Türkiye arasındaki dostluk ilişkisine de değinerek, “Ne zaman dara düşsek, dost kötü günde belli olur hükmü gereğince Pakistanlı kardeşlerimizin hemen yanı başımızda olduğunu hissettik. Bunun son göstergesi de 2023 yılının 6 Şubat’ında yaşadığımız fevkalade yıkıcı depremden hemen sonra yarı başımızda saatler içerisinde Pakistanlı dostlarımızı görmemiz olmuştur. Türkiye olarak, Türk milleti olarak Pakistan’ın bağımsızlığını kazandığı ilk günden itibaren 1947’den itibaren her zaman Pakistan halkıyla beraber olduk. Her zaman Pakistan’ın zor zamanlarında yanında olduk” hatırlatmasında bulundu.
“Pakistan ve Türkiye arasındaki dostluk kardeşlik ilişkisinin fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ettiğine işaret eden Kurtulmuş: “ Her türlü doğal afette, her türlü düşmanlıkta Türkiye halkının Pakistan halkının yanında olduğunu, Pakistan’ın tezlerini de her türlü uluslararası platformda savunduklarını ve savunmaya devam edeceklerini belirttti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “ Özellikle son yıllarda Pakistan ve Türkiye arasındaki bu dostluk kardeşlik ilişkisi fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ediyor. Savunma sanayinde, ticarette, sanayide, eğitimde fevkalade güçlü ilişkilerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Şunu da açıkça söylemek gerekir ki, uluslararası ilişkiler bakımından Türkiye ile Pakistan arasındaki bu istisnai ilişki örnek gösterilecek, fevkalade zor görülecek ve giderek güçlenmekte olan bir ilişkidir. Türkiye ile Pakistan arasındaki bu sağlam dostluk ilişkisinin, özellikle dünyanın fevkalade zor bir süreçten geçtiği, şu günlerde çok daha büyük bir ihtiyaç olduğu, bu dostluğumuzu çok daha kuvvetlendirerek yolumuza devam etmemiz gerektiği de açık bir gerçektir.”
Konuşmalardan sonra Pakistan Milli Günü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Pakistan mutfağından hazırlanmış yiyeceklerin ikramı yapıldı.
Pakistan Milli Günü resepsiyonu hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.