Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi’nin ardından düzenlediği basın toplantısında, “Üye devletler, kurucu ilkelerine sahip çıkmalı ve İttifak’ı güçlendirmelidir. Akdeniz’den Karadeniz’e, Avrupa’dan Asya’ya kadar NATO’nun sağladığı güvenlik şemsiyesine ihtiyaç duyulan her yerde, İttifak aktif rol üstlenmelidir. Dönem sorumluluktan kaçma değil, elini taşın altına koyma dönemidir. Bilhassa NATO’nun küresel sınamalar karşısında daha etkin inisiyatifler üstlenmesi gerekmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi’nin ardından basın toplantısı düzenleyerek, açıklamalarda bulundu.
Açıklamasında küresel ekonomik ve güvenlik mimarisinde köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgesel aktörlerin karar alma süreçlerindeki etkisi ve ağırlığı günden güne artıyor. Son bir buçuk yıldır insanlığın gündemini belirleyen koronavirüs salgını bu değişim sürecini daha da hızlandırmıştır. Yüzyılın en büyük sağlık krizi olarak nitelenen salgın, küresel sistemdeki açıkları ve yapısal sorunları bir kez daha gözler önüne sermiştir” dedi.
Koronavirüs salgının yansımalarının hayatın hemen her alanında görüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ekonomiden ticarete, toplumsal hareketlerden kamu güvenliğine kadar çok geniş bir yelpazede salgının artçı sarsıntılarına şahit oluyoruz. Salgınla beraber istikrarsızlığın, İslam ve yabancı karşıtı ırkçı akımların dünyanın farklı köşelerinde yaygınlaştığını görüyoruz. Demokrasi ve demokratik değerler yara alırken, sorun çözme mekanizmaları işlerliklerini kaybediyor. Uluslararası toplum tarafından terk edilmiş olma düşüncesi, bilhassa sistemin çeperinde yer alan yoksul ülkeleri içe kapanmaya sürüklüyor. Salgınla beraber ekonomileri iyice kötüleşen az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere yönelik yardımların şarta bağlanması, adalete ve hakkaniyete olan inancı da aşındırıyor.”
“ÜYE DEVLETLER, KURUCU İLKELERİNE SAHİP ÇIKMALI VE İTTİFAK’I GÜÇLENDİRMELİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonominin toparlanma ihtiyacı en üst safhadayken, özellikle gelişmiş ülkelerin korumacı tedbirlere başvurmasının, salgın kaynaklı ekonomik sorunların derinleşmesine sebep olduğunu vurgulayarak “Hepimiz güvende olana kadar hiçbirimizin güvende olamayacağı gerçeğiyle bir kez daha yüzleşiyoruz. Dünyanın içinde bulunduğu bu manzara bize NATO’nun da üzerine inşa edildiği ‘ittifak ve dayanışma ruhunun’ önemini göstermiştir” şeklinde konuştu.
Küresel istikrarın muhafazasında NATO’nun hem belirleyiciliği, hem de üstlenmesi gereken sorumluluklar arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Üye devletler, kurucu ilkelerine sahip çıkmalı ve İttifak’ı güçlendirmelidir. Akdeniz’den Karadeniz’e, Avrupa’dan Asya’ya kadar NATO’nun sağladığı güvenlik şemsiyesine ihtiyaç duyulan her yerde, İttifak aktif rol üstlenmelidir. Dönem sorumluluktan kaçma değil, elini taşın altına koyma dönemidir. Bilhassa NATO’nun küresel sınamalar karşısında daha etkin inisiyatifler üstlenmesi gerekmektedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve vesilesiyle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden ile de bir araya geldiklerini belirterek, “NATO Brüksel Zirvesi’ni küresel ölçekte kritik hadiselerin yaşandığı işte böyle bir atmosferde gerçekleştirdik. İttifakın önümüzdeki 10 yıllık yol haritasını teşkil edecek NATO 2030 sürecine ilişkin önemli kararların alındığı Zirvemizi tamamladık. Zirve toplantımızda NATO’nun güvenliğine yönelik tehdit ve meydan okumalar hakkında stratejik düzeyde görüş alışverişinde bulunduk” diye konuştu.
“NATO’yu askerî bakımdan daha muhkem hâle getirirken siyasi boyutunu da tahkim edecek adımların atılması yönünde kararlar aldık” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, stratejik konseptin günün şartlarına uygun olarak güncellenmesi sürecini başlatan kararı da onayladıklarını bildirdi.
“İYİ TERÖRİST, KÖTÜ TERÖRİST SINIFLAMASINA GİDEN ÇARPIK ANLAYIŞ MEVCUDİYETİNİ KORUYOR”
İttifakın yeni tehditlere mukavemet edebilmek amacıyla kendisini adapte ederken güvenliğin bölünmezliği, dayanışma ve beraberlik başta olmak üzere temel ilkelerinden taviz vermemesi gerektiğini vurguladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörle mücadele başta olmak üzere Türkiye’nin önceliklerini, hassasiyetlerini ve haklı beklentilerini müttefiklerimizin dikkatine sunduk ancak burada üzülerek bir hususun altını çizmek istiyorum, terör meselesinde örgütler arasında ayrım yapan, iyi terörist, kötü terörist sınıflamasına giden çarpık anlayış mevcudiyetini ne yazık ki koruyor. Böyle ikircikli bir tavrın terörü yok edemeyeceği, bilakis terör örgütlerine cesaret vereceği açıktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir terör örgütünün eliyle diğerinin yok edilemeyeceğinin ortaya çıktığını, DEAŞ tehdidinin yeni isimler altında varlığını sürdürmesinin, terörle mücadelede rehavet ve çifte standardın yeri olmadığını gösterdiğini vurguladı.
Türkiye’nin DEAŞ’a karşı göğüs göğüse mücadele ettiğine, Suriye’nin kuzeyinden bu örgütün sökülüp atılmasını sağlamış tek NATO müttefiki olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sınır ötesi operasyonlarımız sayesinde 8 bin 200 kilometrekareden fazla alanı terörden arındırdık. İdlib’de tesis ettiğimiz güven atmosferiyle yeni bir insani trajedinin ve büyük bir göç dalgasının önüne geçtik. Son günlerde İdlib’e yönelik hem rejim hem PKK/YPG kaynaklı saldırıların yoğunlaşması bu bölgeyi tekrar kaosa sürüklemeyi amaçlamaktadır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumartesi günü Afrin’deki Şifa Hastanesini hedef alan YPG/PYD terör örgütünün 14 masumu katlettiğini, 32 sivili de yaraladığını anımsatarak, şöyle konuştu: “Sadece bu terör eylemi bile müttefik silahlarıyla donatılan, yöneticileri kimi ülkelerde kırmızı halılarda ağırlanan bu örgütün kanlı, kirli ve çirkin yüzünü göstermeye kâfidir. Gerek zirve hitabımızda gerekse ikili görüşmelerimizde PKK/PYD’ye verilen desteğin artık sonlandırılması gerektiğini açıkça dile getirdik. Terör örgütleriyle mücadelemizin yanı sıra Suriye’nin bir terörist yetiştirme kampına dönüşmesinin de önüne geçmeye çalıştık. Bugüne kadar 9 bine yakın yabancı terörist savaşçı yakaladık ve ülkelerine geri gönderdik. Ayrıca çatışma bölgeleriyle bağlantılı olduğu tespit edilen 100 bini aşkın terörist şüphelisine ülkemize giriş yasağı koyduk.”
Türkiye tarafından yakalanıp kaynak ülkelere teslim edilen teröristlerin bugün hiçbir tahkikata uğramadan ellerini kollarını sallayarak serbestçe dolaşabilmesinin, hatta kimi ülkelerde terör eylemi yapabilmesinin büyük bir zafiyet olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye, sadece PKK/PYD, FETÖ ve DEAŞ ile mücadelesinde değil yabancı terörist savaşçıların engellenmesine yönelik çabalarında da tek başına bırakılmıştır. Daha vahimi ülkemiz Suriye mahreçli düzensiz göç yükünün neredeyse hepsini yalnız başına omuzlamak mecburiyetinde bırakılmıştır. Yaklaşık 10 yıldır 3,6 milyon Suriyeliye sahip çıkan Türkiye’ye verilen taahhütlerin çoğu yerine getirilmemiştir. Libya ve Suriye başta olmak üzere ittifakın inisiyatif almakta geç kaldığı tüm bölgelerde muhasımların etkinliğini artırdığı bir gerçektir. Meşru hükûmetin daveti üzerine sağladığımız eğitim ve danışmanlık desteği hem Libya’nın uzun süreli bir iç savaşa sürüklenmesini engelledi hem de BM öncülüğündeki siyasi sürecin önünü açtı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dağlık Karabağ’da 30 yıllık bir gecikmeyle de olsa adaletin tecelli ettiğini ve bölgede umutların yeniden yeşerdiğini söyledi.
Husumetin yerini barışın, gerilimin yerini huzurun, istikrarsızlığın yerini kalıcı barışın alabileceği yeni bir dönemin kapılarının aralandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin sınırları dışında yürüttüğü müttefiklerimizin güvenliğine de katkı sunan operasyonlarına ittifak tarafından güçlü destek verilmesi bu bakımdan tercihten öte zorunluluktur. Temennimiz tüm müttefiklerimizin sığ siyasi hesapları artık bir yana bırakıp Türkiye ile tam bir dayanışma sergilemesidir” diye konuştu.
“ABD BAŞKANI BİDEN İLE SON DERECE YARARLI VE SAMİMİ BİR GÖRÜŞME OLDU”
Zirve vesilesiyle ABD Başkanı Biden ile bir araya geldiklerini hatırlatan Erdoğan, uzun yıllara dayalı dostluklarının bulunduğu ABD Başkanı Biden ile gündemlerinde yer alan konularla ilgili kapsamlı görüş alışverişinde bulunduklarını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hem görüş ayrılığı yaşadığımız meseleleri hem de ortak çıkarlara sahip olduğumuz alanlardaki iş birliği imkânlarını yapıcı bir yaklaşımla ele aldık. Etkin iş birliğine ihtiyaç duyduğumuz coğrafyalarda yapacağımız ortak çalışmaları Sayın Biden ve ekibi ile görüştük. Türkiye bu bölgelerde aldığı inisiyatiflerle DEAŞ’la mücadeleye destek vermenin yanında NATO’nun sınırlarının ve müşterek çıkarlarımızın da savunucusu olmuştur. Bu görüşmede salgın sonrası ortaya çıkacak yeni fırsatları da dikkate alarak aramızdaki ekonomik potansiyelin tam anlamıyla hayata geçirilmesi için atılabilecek adımları değerlendirdik. İki müttefike ve stratejik ortağa yakışır şekilde doğrudan diyalog kanallarını etkin ve düzenli şekilde kullanma hususunda mutabık kaldık.”
İki ülke arasındaki mevcut ikili iş birliği ve bölgesel istişare mekanizmalarının yeniden canlandırılması gerektiğinin altını çizdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Neticede son derece yararlı ve samimi bir görüşme oldu. Her alanda karşılıklı saygı ve çıkara dayalı verimli bir iş birliği döneminin başlaması noktasında güçlü bir iradenin olduğunu görüyorum. Sayın Biden’la önümüzdeki dönemde bu hedefler doğrultusunda iş birliğimizi artıracağız. Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerinde çözülemeyecek hiçbir mesele olmadığını, tam tersine iş birliği alanlarımızın sorun başlıklarından daha geniş ve zengin bir görünüm sergilediğini düşünüyoruz. Avrupa-Atlantik coğrafyasının barış, refah ve güvenliğine büyük katkı yapmış olan Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri’nin bundan sonra da aynı hassasiyetle çalışmalarını yürüteceğine inanıyoruz.”
Zirve kapsamında bir diğer görüşmeyi de Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson ile yaptıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüşmemizde dost, müttefik ve stratejik ortak olarak ikili ve bölgesel düzeydeki iş birliğimize verdiğimiz önemi ve bunun sürdürülmesine yönelik irademizi karşılıklı olarak vurguladık” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın boyunca video konferans marifetiyle sıklıkla konuştuğum Şansölye Merkel’le bu kere yüz yüze görüşerek ikili ve bölgesel konularda kapsamlı bir fikir teatisi gerçekleştirdik” ifadesini kullandı.
NATO ZİRVESİ KAPSAMINDA İKİLİ GÖRÜŞMELER
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile görüşmelerinde yeniden canlandırdıkları diyalog mekanizmalarının sürdürülmesini kararlaştırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Başbakan’la ülkelerimiz arasında pozitif gündemi destekleyecek adımların karşılıklı olarak atılması hususlarında da fikir birliğine vardık. Hatta biz görüşmelerimizi ikili olarak yapalım ve daha da ilerisi biz görüşmelerimizi gerekirse özel hattan yapmak suretiyle araya birilerini sokmamızın anlamı yok kararına vardık” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile de bir araya geldiklerini belirterek, “Bu görüşmelerde de ikili ve bölgesel konularla Avrupa Birliği’ndeki gelişmeleri ele aldık. Kendileriyle diyaloğumuzu sürdürme hususunda mutabık kaldık” dedi.
Dün, Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nauseda ve Letonya Cumhurbaşkanı Egils Levits ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu görüşmelerde ikili ilişkilerimizin yanı sıra 24 Haziran’daki zirve öncesinde Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri konusunda da görüş alışverişinde bulunduk. Her iki lidere de Türkiye’nin, Baltıkların savunmasına olan katkısının süreceğini teyit ettik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile de dün verimli bir ikili görüşme gerçekleştirdiklerine işaret etti.
Zorlu Kovid-19 salgını şartlarında gösterdikleri başarılı ev sahipliği sebebiyle Belçika Hükûmetine ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’e teşekkürlerini sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin hayırlara vesile olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesi’nin ardından düzenlediği basın toplantısında, basın mensuplarının sorularını da cevapladı.
“AFGANİSTAN KONUSUNDA AMERİKA’NIN BİZE VERECEĞİ DESTEK BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Biden ile görüşmesinde Kabil Havaalanı’nın durumunu görüşüp görüşmediğine ilişkin sorusu üzerine, Afganistan konusundaki düşüncelerini çok açık, net olarak ABD Başkanı Biden’a ifade ettiğini belirterek, “Eğer Afganistan’dan çıkmamız istenmiyorsa, özellikle orada belli bir desteğin verilmesi isteniyorsa diplomatik, lojistik bunun yanında mali konularda Amerika’nın bize vereceği destek büyük önem arz ediyor” diye konuştu.
Taliban gerçeğini bir kenara koymanın mümkün olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlarla da birçok görüşmeleri, farklı atacağımız adımlarla sürdürebiliriz. Bir diğer konu yine Afganistan’da biz Pakistan’ı da yanımıza alma düşüncemizi kendilerine söyledik, Macaristan’ı yanımıza alma düşüncemizi kendilerine söyledik. Bütün bunlarla birlikte istiyoruz ki Afganistan halkı herhangi bir sıkıntıyı yaşamadan Afganistan’daki bu desteği kendilerine verelim ve şu an itibarıyla bir mutabakat söz konusu. Bir sıkıntı burada söz konusu değil” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400’lerle alakalı olarak ABD Başkanı Biden’a herhangi bir öneride bulunup bulunmadığının sorulması üzerine, şu yanıtı verdi: “Tabii ki burada yapılacak olan böyle bir görüşmede, S-400’ün gündeme gelmemesi mümkün değil. Ama S-400’de bizim düşüncemiz daha önce neyse, aynı düşünceyi Sayın Başkan’a ifade ettim ve bunun yanında F-35 konusunu kendilerine aynı şekilde yine ifade ettim. Temennim odur ki savunma sanayisi ile ilgili olarak müşterek yapabileceğimiz adımlar nelerdir, bunları ifade ettim. Tabii bugün burada hepsi bu işlerin bitmiyor. Bundan sonraki süreçte de Dışişleri Bakanlarımız, Savunma Bakanlarımız muhataplarıyla görüşmek suretiyle bu süreci inşallah sağlama bağlayacaklar.”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, bugün düzenlediği basın toplantısında, “Daha önce İslam ile ilgili yaptığı konuşmalara ilişkin Erdoğan’a bir açıklama yaptığı ve sözlerinin yanlış anlaşıldığı” yönündeki ifadeleri hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fransa ile de bugünkü görüşmemizde özellikle ikili görüşmelerimizin ciddi bir dayanışma içerisinde devamında mutabık kaldık” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un “Bu süreç içerisinde ne yazık ki bazı mahfiller bu tür şeyleri uydurdular ama benim İslam’a karşı olmam söz konusu değildir ve bunu bir dost olarak size söylüyorum” ifadesini kullandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dedim ki böyle olduğuna göre bundan sonraki süreçte de bunları tarziye edecek açıklamalar olursa bu tabii çok çok isabetli olur” görüşünü paylaştı.
Fransa’da bulunan Müslüman nüfusun yoğunluğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron’un bu konuyla ilgili olarak da hassasiyetini ifade ettiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron’un “Suriye ve Libya konusunda iki ülkenin beraber çalışma konusunda bir özverisi olduğu” yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine de “Suriye ve Libya konusunda müşterek bir çalışmayı yapabilir miyiz, yapamaz mıyız bu konunun üzerinde durdu. Biz bu işlerde daha rahatız, yapabiliriz dedik ve bu konuyla ilgili görüşmelerimizi de devam ettireceğiz” açıklamasında bulundu.
“YUNANİSTAN BAŞBAKANI MİÇOTAKİS İLE ARAMIZDA GÜZEL BİR GÖRÜŞME GEÇTİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in iki ülke arasında karşılıklı adımlar atılacağına yönelik açıklamasını anımsatan bir gazetecinin, “Doğu Akdeniz’de ve Ege’de gerilimden kaçınabilmek için neler yapılmalı? Çünkü hala bölgede Türkiye sondaj çalışmalarında ısrar etmekte” sorusunu, şöyle cevapladı: “Sayın Miçotakis’in bu ifadelerine aynen katılıyorum. ‘Sessiz sakin bir yıl oldu, olacak’ düşüncesini de paylaşıyorum. Aramızda güzel bir görüşme geçti ve gerek Ege’de olsun gerek diğer bölgelerde olsun bundan böyle ben de kendisine şunu söyledim; üçüncü ülke veya kişileri bu işe karıştırmayalım. Biz bundan böyle bu tür sıkıntılı anlar olduğunda siz beni özel hattan rahatlıkla arayın, ben de sizi özel hattan rahatlıkla arayayım ve böylece herhangi bir sıkıntı yaşamadan Türkiye-Yunanistan olarak adımlarımızı atalım. Bir de sıkıntılı konular nelerse bunları masaya koyalım, görevlendirdiğimiz arkadaşlar bunlar üzerinde çalışsınlar ve onlar bize bunu getirsinler, nihai kararı biz verelim ve bu nihai kararı verdikten sonra da adımlarımızı atalım. Nitekim bazı örnekler oldu, mesela dedim şu, bu konuyla ilgili olarak biz kararımızı verdiğimizde size neticeyi bildirelim ve masanın üzerinden o sorunu kaldıralım. Aynı şekilde bizim sizden istediğimiz bir konu varsa siz de o konuyu görüştükten sonra masanın üzerinden kaldırdığınız zaman ne olacak, bu masa sorunlar masası olmaktan çıkıp çözüm masası haline gelmiş olacak. Bunu da iki lider kendi arasında yapmış olacak.”
Bir gazetecinin “Savunma konusunda birtakım adımlar olabilir dediniz. Patriot’lardan mı bahsediyorsunuz? ABD Başkanı Biden yönetimi geldiğinden beri Türk-Amerikan ilişkileri üzerinde soğuk rüzgârlar esiyordu diyebiliriz. Bu görüşmeden sonra bir onarım dönemine girildi diyebilir misiniz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Biden ile yüz yüze görüşmesinin NATO’daki zirve ile gerçekleştiğini, ABD Başkanı Biden’la tanışmasının, görüşmesinin yeni olmadığını, çok çok eski olduğunu anımsattı.
“ABD BAŞKANI’NI TÜRKİYE’YE DAVET ETTİM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Biden ile yarım saati aşkın süre ikili görüşme yaptığını, ondan sonra heyetler arası görüşmelere geçildiğini belirterek, şunları kaydetti: “Bizim Patriot’lar konusundaki düşüncemiz malum bilinen bir düşünce idi ve bu konuda ABD’nin de tavrı belliydi. Ne oldu? ABD, Patriot’ları vermedi. Biz de S-400’ü o zaman almak durumunda kaldık. Böyle bir süreçten geliyoruz ve bu konularla ilgili savunma sanayisinde birlikte neler yapabiliriz, bunları savunma bakanlarımız, dışişleri bakanlarımız kendi aralarında görüşsünler dedik, kendi aralarında yapacakları bu görüşmeden sonra da bizler adımlarımızı atalım, böyle bir karara vardık. Bunun dışında ticari ekonomik birçok alanda bizim 100 milyar dolarlık bir hedefimiz vardı ama şu anda bu hedef henüz 22-23 milyar dolar civarında. Bizim bunları aşmamız gerekiyor ve bu konuda da kendileriyle bir mutabakatımız oldu. Bu arada aşı konusu vesaire bunları yine görüşme fırsatımız oldu ve Sayın Biden ile de verimli bir görüşmeyi bu ilk buluşmada, yüz yüze görüşmede gerçekleştirmiş olduk.”
ABD Başkanı Biden ile görüşmesinin ilişkilere iki ülke arasındaki ilişkilere nasıl yansıyacağı sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlişkilerin devamı açısından olumlu olduğunu söylüyorum. Temennim odur ki özellikle ben kendisini de ayrıca Türkiye’ye davet ettim, şu yoğunluklarını aştıktan sonra Türkiye’ye gelebileceğini de söyledi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine, 1915 olaylarının görüşmede gündeme gelmediğini belirtti.
Daha önce “Türkiye’ye gitmeyin” tavsiyelerinde bulunan bazı ülkelerin zirvede yapılan görüşmeler sonucunda tutumlarında bir değişiklik olup olmayacağına yönelik soru üzerine ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün ülkelerde temel konunun yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını olduğuna işaret etti.
Aşılamanın bu konudaki önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazı ülkeler olumlu yaklaşmaya başladılar, örneğin Almanya gibi. Rusya heyet gönderdi, Rusya’nın göndermiş olduğu heyetin Türkiye’de yapacağı görüşmelerden sonra ne gibi bir tavır takınacaklarını da göreceğiz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte umutlu olduğunu vurgulayarak, bazı ülkelerin “Kovid belası” sebebiyle kapılarını açamadığına dikkati çekti. Kapıların böyle kapalı kalamayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz şimdi İspanya’ya niye turist göndermeyelim. Almanya ile kapılar açıldığı andan itibaren onlar gönderdiğinde biz de göndereceğiz. İngiltere ile kapılar açıldığı andan itibaren biz de göndereceğiz. Şu anda bir sıkıntı var ama Boris Johnson ile yaptığımız görüşmede inşallah ben umutluyum ve oradan da kapıların açılacağına ihtimal veriyorum” diye konuştu.
Önümüzdeki süreçte kendisinin ABD seyahatinin söz konusu olup olmadığına ilişkin soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzde bir BM Genel Kurulu var. Genel Kurul’la beraber bir de bizim New York’ta Türk Evimiz şu anda bitmek üzere. İnşallah onun da açılışını yapacağız” cevabını verdi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN AZERBAYCAN’A GİTTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Zirvesi ve ikili temasların ardından Azerbaycan’a gitti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Brüksel Melsbroek Havalimanı’ndan Türkiye’nin NATO Daimi Temsilcisi Basat Öztürk, Avrupa Birliği Daimi Temsilcisi Mehmet Kemal Bozay, Brüksel Büyükelçisi Hasan Ulusoy, Türk Askeri Temsil Heyeti Başkanı Tümgeneral İsmail Üner, Brüksel Başkonsolosu Umut Deniz ve diğer yetkililer uğurladı.
GA İstanbul Havalimanı’nda Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları Başladı Türk Hava Yolları, İGA İstanbul Havalimanı’nın 17 Nisan itibarıyla Avrupa’da ilk kez Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarını uygulamaya başlamasıyla birlikte Türkiye havacılık tarihinde bir dönüm noktasına daha tanıklık etmenin gururunu yaşıyor. Bu önemli gelişme, İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel aktarma merkezi olma rolünü pekiştirirken, Türkiye’nin uluslararası hava taşımacılığındaki stratejik konumunu daha da güçlendiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun öncülüğünde, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Enes Çakmak, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Ahmet Bolat, İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen ve diğer değerli isimlerin katılımıyla gerçekleştirilen bu öncü sistemin tanıtımında, üç Türk Hava Yolları uçağının canlı operasyonda eşzamanlı kalkışı gerçekleştirildi. Bu kalkışlar yalnızca İGA İstanbul Havalimanı’nın kabiliyetlerini değil, aynı zamanda Türkiye’nin havacılık ekosisteminin gücünü ve gelişmişliğini de ortaya koydu.
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları’nın Türkiye ve Avrupa havacılığı için bir ilk, küresel havacılık içinse tarihi bir adım olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu açılışta şu ifadelerde bulundu: “Gururluyuz… Çünkü bu uygulamayı ABD’nin ardından hayata geçiren tek ülke Türkiye! Artık İstanbul Havalimanı trafik hacmiyle olduğu kadar operasyonel kapasite ve teknik yeterlilik açısından da küresel havacılığın en üst ligine yükseldi. Bu sistemle hava trafik akışı hızlanacak, havalimanımızın dinamik kapasitesi önemli ölçüde artacak ve yolcularımıza daha hızlı, daha güvenli bir hizmet sunulacak. İstanbul’un kıtaları birleştiren stratejik konumu, bu yeni yetenekle birleştiğinde, havalimanımız küresel havacılık lojistiğinde daha kritik bir rol üstlenecek.”
Türk havacılığı açısından bu önemli anda yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat şu açıklamayı yaptı: “Türk Hava Yolları olarak, Türkiye havacılık tarihi adına bir tarihi anın daha parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Aynı anda üç uçağımızın kalkışı ile ana üssümüz İGA İstanbul Havalimanı Avrupa’da bir ilki gerçekleştirirken, bu operasyonel kapasite bayrak taşıyıcımızın uçuş verimliliğini artırıp büyüme hedeflerimize giden yolda önemli bir mihenk taşı görevi görecektir.”dedi.
İGA Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kalyoncu ise yeni yetkinliklerle ilgili şunları söyledi: “Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki; 17 Nisan 2025 itibarıyla İGA İstanbul Havalimanı’nda üçlü bağımsız pist operasyonlarına resmen başlıyoruz, Avrupa’da bir ilke imza atıyor ve Türkiye’nin uluslararası seyahat ve havacılık ekosistemine olan katkısını artırıyoruz. Bu bizim için sadece bir teknik başarı değil, aynı zamanda stratejik bir eşiktir. Bugün devreye aldığımız Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu ise, bu ekosistemin en önemli yapı taşlarından biridir. Böylece, saatlik hava trafik kapasitemizi 120'den 148 uçak hareketine çıkarıyoruz. Bu, sadece İstanbul’un değil, Avrupa hava sahasının daha da verimli hâle gelmesi demektir. İstanbul artık yalnızca bir varış noktası değil, dünyanın hava ulaşım merkezidir.”
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarının entegrasyonuyla birlikte İGA İstanbul Havalimanı’nın saatlik uçak hareket kapasitesi yükseldi. Bu gelişme operasyonel verimliliği önemli ölçüde artırırken, Türk Hava Yolları için daha kısa taksi süreleri, daha az gecikme ve daha yüksek dakiklik anlamına geliyor. Böylece, bayrak taşıyıcının misafirlerine daha akıcı, daha hızlı ve daha sürdürülebilir bir seyahat deneyimi sunulmuş olacak. Sistem aynı zamanda karbon emisyonlarının azaltılmasına da katkı sağlayarak, küresel çevresel taahhütlerle uyum içinde ilerliyor.
200 milyon yolcuya hizmet verme vizyonuyla küresel bir aktarma merkezi olma yolunda ilerleyen İGA İstanbul Havalimanı’nın bu yeni operasyonal kabiliyeti, Türk Hava Yolları’nın kesintisiz bağlantı, üst düzey hizmet ve ileri görüşlü altyapı hedeflerini destekliyor. Zamanında kalkış ve varışlar, stratejimizin temel taşlarından biri olup, finansal verimliliği artırma açısından kritik rol oynamaktadır. Yeni operasyonal kapasite sayesinde, günlük 1000’den fazla uçuş gerçekleştiren filomuzun dakik performansında hem yolcu memnuniyeti hem de maliyet optimizasyonu açısından önemli kazanımlar sağlanacaktır.
Ülkemizin bayrak taşıyıcısı olarak, bu başarıyı Türkiye’nin havacılık liderliğinin ve İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel ölçekte yeni standartlar belirleme kabiliyetinin bir göstergesi olarak kutluyoruz. Türkiye’nin dünyayı birbirine bağlama rolünü daha da güçlendirme kararlılığımızı sürdürüyoruz.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin Büyükelçilik görevine başlaması dolayısıyla bir resepsiyon verdi.
Ankara Sheraton oteldeki resepsiyona Büyükelçiler, Askeri ataşeler, Elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Çin’in Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin ve Çin’in Ankara Büyükelçiliği Savunma Ataşesi Yang Jianjun’un Büyükelçililerinde görevlerine başlamaları dolayısıyla bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Jiang XUEBIN ve Savunma Ataşesi Yang JIANJUN ev sahipliği ve birer konuşma yaptılar.
Çin Halk Cumhuriyeti resepsiyonunda kürsüye önce Büyükelçi Jiang XUEBIN geldi.
Büyükelçi XUEBIN konuşmasına, Türkiye’de göreve başlamasından dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek başladı.
Büyükelçi XUEBIN, konuşmasının başında iki kadim medeniyet olan Çin ve Türk medeniyetlerinin binlerce yıl öncesine dayanan ilişkilerini dile getirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde iki ülke ilişkilerinin olumlu bir seyir takip ettiğini hatırlatan Büyükelçi XUEBIN, iki ülke arasındaki ekonomik, ticari ve kültürel bağların daha da güçlendiğinin altını çizdi.
Büyükelçi XUEBIN, “Görevime başlayalı üç ayı aşkın bir süre geçti. Bu süreçte, her gittiğim yerde Türk halkı tarafından sıcak bir dostlukla ve ligiyle karşılandım. Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye kardeşliği ve dostluluğunun halkın gönlünde kök saldığını, iki ülke arasındaki işbirliğinin büyük potansiyele sahip olduğunu kendi gözlerimle görmüş oldum.” dedi.
Çin Halk Cumhuriyeti Savunma Ataşesi Yang da iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye ilişkilerinin önemli bir halkası olduğunu ifade etti ve son yıllarda iki ordu arasındaki işbirliğinin istikrarlı şekilde ilerlediğini söyledi.
Konuşmalardan sonra Çin Halk Cumhuriyeti Folklor ekipleri geleneksel Çin danslarından oluşan bir gösteri sundu.
Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIUNJUN göreve başlamaları dolayısıyla verilen resepsiyonda, folklor gösterilerinden ardından davetlilere Türk ve Çin mutfağından yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, konukların, Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIANJUN ile hatıra fotoğraf çektirmesiyle sona erdi.
Pakistan’ın Milli Günü Ankara’da bir resepsiyonla kutlandı.
Pakistan’ın Milli Günü dolayısıyla Ankara Büyükelçiliği ikametgahındacdüzenlenen resepsiyona Büyükelçi Yousaf Junaid ev sahipliği yaptı.
Pakistan Milli Günü dolayısıyla düzenlenen resepsiyona Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, kuvvet komutanları, Dışişleri Bakan Yardımcısı Berris Ekinci, eski Başbakan, TBMM Başkanı Bülent ARINÇ ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım katıldı.
Resepsiyonda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu da yer aldı.
Pakistan Milli Günü Respsiyonu iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinden sonra ilk olarak kürsüye Pakistan Büyükelçisi YOUSAF JUNAID geldi.
Büyükelçi JUNAID, Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilerin çok uzun bir süreçli olduğunu hatırlatarak, iki ülke arasındaki bu uzun süreli dostluğun sıradan olmadığına atıfta bulunarak “Bizim dostluğumuz ortak din, ortak dil ve ortak kültürel mirasa dayanıyor.” şeklinde konuştu.
YOUSAF JUNAİD, iki ülke arasındaki tarihi bağlara dile getirerek Pakistan’ın dirençli yapısına ve ekonomik ilerlemesinin büyüme oranlarının arttığını, enflasyonun azaldığını, ihracatın yükseldiğini ifade etti.
Pakistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin giderek güçlendiğini, bu bağların ortak inanç, tarih ve karşılıklı destek üzerine kurulduğunu belirten Büyükelçi JUNAID, Pakistan’ın barışa, kalkınmaya ve Türkiye ile bağlarını güçlendirmeye olan İsteğinin altını çizdi.
Pakistan Büyükelçisi Yusuf Junaid’in hitabından sonra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, kürsüye geldi ve bir konuşma yaptı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yousaf Junaid’in Türkiye’nin bir dostu olduğunu ve uzun yıllardır Türkiye’de hizmet etmiş hem iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmuş hem de Türkiye’yi fevkalade yakından tanıyan değerli bir insan olduğunu dile getirdi.
Türkiye ve Pakistan arasındaki dostluğa değinen TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Yüksek düzeyde stratejik iş birliğine dönüşen ikili ilişki aslında sadece iki devlet arasındaki ilişkiden ibaret değil, iki halkın tarihin derinliklerinden gelen kalpten kalbe büyük köprülerle kurulmuş olan sarsılmaz bir kardeşlik ilişkisidir” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, Çanakkale Savaşı sırasında Muhammed İkbal’in ağlayarak yaptığı konuşmanın hafızalarda tazeliğini koruduğunu da kaydetti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kurtuluş Savaşı sırasında Pakistan’ın Türkiye’ye yapmış olduğu yardımları da atıfta bulunarak “Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinde Pakistan halkının vermiş olduğu fevkalade yüksek desteği unutmamız asla mümkün değildir. Pakistan’ın kadınlarının o zor günlerimizde yüzüklerini, bileziklerini, küpelerini vererek Türkiye’nin milli kurtuluş mücadelesine verdiği destek hepimizin hafızalarında, hepimizin zihnindedir” dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan ile Türkiye arasındaki dostluk ilişkisine de değinerek, “Ne zaman dara düşsek, dost kötü günde belli olur hükmü gereğince Pakistanlı kardeşlerimizin hemen yanı başımızda olduğunu hissettik. Bunun son göstergesi de 2023 yılının 6 Şubat’ında yaşadığımız fevkalade yıkıcı depremden hemen sonra yarı başımızda saatler içerisinde Pakistanlı dostlarımızı görmemiz olmuştur. Türkiye olarak, Türk milleti olarak Pakistan’ın bağımsızlığını kazandığı ilk günden itibaren 1947’den itibaren her zaman Pakistan halkıyla beraber olduk. Her zaman Pakistan’ın zor zamanlarında yanında olduk” hatırlatmasında bulundu.
“Pakistan ve Türkiye arasındaki dostluk kardeşlik ilişkisinin fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ettiğine işaret eden Kurtulmuş: “ Her türlü doğal afette, her türlü düşmanlıkta Türkiye halkının Pakistan halkının yanında olduğunu, Pakistan’ın tezlerini de her türlü uluslararası platformda savunduklarını ve savunmaya devam edeceklerini belirttti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “ Özellikle son yıllarda Pakistan ve Türkiye arasındaki bu dostluk kardeşlik ilişkisi fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ediyor. Savunma sanayinde, ticarette, sanayide, eğitimde fevkalade güçlü ilişkilerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Şunu da açıkça söylemek gerekir ki, uluslararası ilişkiler bakımından Türkiye ile Pakistan arasındaki bu istisnai ilişki örnek gösterilecek, fevkalade zor görülecek ve giderek güçlenmekte olan bir ilişkidir. Türkiye ile Pakistan arasındaki bu sağlam dostluk ilişkisinin, özellikle dünyanın fevkalade zor bir süreçten geçtiği, şu günlerde çok daha büyük bir ihtiyaç olduğu, bu dostluğumuzu çok daha kuvvetlendirerek yolumuza devam etmemiz gerektiği de açık bir gerçektir.”
Konuşmalardan sonra Pakistan Milli Günü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Pakistan mutfağından hazırlanmış yiyeceklerin ikramı yapıldı.
Pakistan Milli Günü resepsiyonu hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.