Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM’deki 15 Temmuz Şehitlerini Anma Programı’nda yaptığı konuşmada, “15 Temmuz; milletin, millî iradenin, demokrasiye gönül verenlerin zaferidir. 15 Temmuz; hakkın batıla, adaletin zulme, istiklalin istiskale galip gelmesinin adıdır. Milletimiz 15 Temmuz’daki direnişiyle hem bir darbe girişimini püskürtmüş hem de ülkemizi teslim almayı hedefleyen bir işgal teşebbüsünü engellemiştir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü programları kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) 15 Temmuz Şehitlerini Anma Programı’na katılarak, bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına ülkenin bekası, milletin istiklali uğruna can veren kahraman şehitlere Allah’tan rahmet niyaz ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatan ve millet için mücadele ederken gazilik mertebesine erişmiş tüm gazilere sağlıklı, uzun ömürler diledi ve “Özgürlüğüne, ezanına, bayrağına, vatanına, devletine, geleceğine sahip çıkan milletimin tüm fertlerine şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum” dedi.
“Merhum Abdurrahim Karakoç’un adeta 15 Temmuz kıyamını anlatan şu muhteşem mısralarıyla şehitlerimizi buradan selamlamak istiyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiirin “Gergin uykulardan, kör gecelerden, bir sabah gelecek kardan aydınlık. Sonra düğüm düğüm bilmecelerden, bir sabah gelecek kardan aydınlık. Vurulup ömrünün ilkbaharında, kanından çiçekler açar yanında, cümle şehitlerin omuzlarında, bir sabah gelecek kardan aydınlık” dizelerini okudu.
Fedakârlıklarıyla o karanlık geceyi millet ve demokrasi için kardan aydınlık bir sabaha kavuşturan yiğitlerin hakkının asla ödenemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O gece çıplak elleriyle tankları durduran, ölüm kusan silahlara meydan okuyan cesaret abidelerinin hakkını ödeyemeyiz. O gece yurdu yaşatmak için can veren ama canından aziz bildiği vatanından vazgeçmeyen kahramanların haklarını ödeyemeyiz” diye konuştu.
15 Temmuz şehitlerinin, Bedir’den Çanakkale’ye, İstiklal Harbi’nden Kıbrıs Barış Harekâtı’na, terörle mücadeleden yurtdışı operasyonlarına, bütün bunlarla birlikte batıla, zalime ve küfre karşı yürütülen hak mücadelesinin günümüzdeki temsilcileri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlar tarihiyle büyük, değerleriyle büyük, vicdanı, merhameti, adaletiyle büyük bir milletin gözbebekleridir. Her kim bunu gölgelemeye çalışıyorsa ülkesine, milletine, hepsinden önemlisi o gece kanlarıyla destan yazan aziz şehitlerimize ihanet ediyor demektir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Biz şehitleriyle yaşayan, şühedanın ölmediğine inanan, diri olduklarına iman eden bir dinin müntesipleriyiz. Biz İstiklal Marşı’nda dahi şehitliği arzulayan, şehitliği yücelten şühedanın emanetini evlatlarına hatırlatan bir milletiz. Her karışında bir yiğidin yattığı bu güzel ülkenin asıl sahibi, şehitler ve gazilerin başını çektiği kahramanlardır. Bu ülkenin sahibi ‘Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ diyen vatan âşıklardır. Bu ülkenin sahibi eve erzak almaya değil, ‘devletimize sahip çıkmaya geldik’ ya Batuhanlardır. Bu ülkenin sahibi, ömrünün baharından gök ekin gibi toprağa düşen Abdullah Tayyip’tir. Daha 15 yaşındayken şehadet şerbeti içen Halil İbrahim Yıldırım’dır. Bu ülkenin sahibi, bir yıllık hasadını, çocuklarının rızkını, gözünü kırpmadan feda eden Kahramankazanlı çiftçilerimizdir. Bu ülkenin sahibi, yüreklerinde iman, ellerinde bayraklarla hainlere meydanları dar eden cesur kadınlardır. Günde beş vakit ezanlarımız eğer gökyüzünü süslüyorsa, minarelerimizden ‘Allah-u Ekber’ nidaları eksik olmuyorsa, bağımsızlığımızın timsali al bayrağımız 780 bin kilometrekarenin her karışında gururla dalgalanıyorsa, bu millet geleceğine umut ve güvenle bakabiliyorsa, Türkiye hedefleri ve idealleri doğrultusunda kararlılıkla ilerliyorsa, bunların hepsinin gerisinde ölümü öldüren kahramanların canı, kanı, gayreti, fedakârlığı vardır.”
“BU MİLLET ‘TÜRKİYE’NİN GEÇİLMEZ’ OLDUĞUNU TÜM DÜNYAYA BİR KEZ DAHA GÖSTERMİŞTİR”
Hiç kimsenin, özellikle Meclis çatısı altında görev yapanların, 15 Temmuz gecesi milletin verdiği şanlı mücadeleyi önemsizleştirmeye hakkı olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “15 Temmuz; milletin, millî iradenin, demokrasiye gönül verenlerin zaferidir. 15 Temmuz; hakkın batıla, adaletin zulme, istiklalin istiskale galip gelmesinin adıdır. Milletimiz 15 Temmuz’daki direnişi ile hem bir darbe girişimini püskürtmüş hem de ülkemizi teslim almayı hedefleyen bir işgal teşebbüsünü engellemiştir. Genci yaşlısıyla bu millet Türkiye’nin geçilmez olduğunu tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Türk milleti sokakta istiklalini korurken milletin vekilleri de bu yüce çatı altında demokrasiye, millî iradeye sımsıkı sahip çıkmıştır. Milletvekillerimiz, Gazi Meclis’in şanına yaraşır bir şekilde, tepelerine atılan bombaları rağmen, halkın emanetini yere düşürmemiştir. Bu vesileyle o gece engelleri aşarak, tankların çevresinden dolanarak, namluların ucundan yürüyerek TBMM’ye gelen ve milletin vekili olmanın sorumluluğunu bihakkın yerine getiren herkese şahsım, milletim ve ülkem adına şükranlarımı sunuyorum. Tarih, 15 Temmuz gecesi yaşanan diğer kahramanlıklar gibi Gazi Meclisimizin çatısı altında sergilenen bu dayanışmayı da altın harflerle yazacaktır. Nasıl İstiklal Harbi’mizi sevk ve idare eden Büyük Millet Meclisimizin üyeleri aradan geçen bir asra rağmen halen hayırla yâd ediliyorsa, yeni Türkiye’nin istikbal mücadelesinin önderleri de inşallah hep şükran ve minnetle anılacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin uğruna canlarını feda ettikleri kutlu emanete halel getirmemenin, kendilerinin en önemli görevi olduğunu vurguladı.
“ÖNCELİĞİ MİLLET VE MEMLEKET OLAN HERKESLE, TÜRKİYE ORTAK PAYDASINDA BULUŞMAYA GAYRET EDİYORUZ”
40 yılı aşan siyasi hayatının hiçbir döneminde şehitlerin ruhlarını muazzep edecek adım atmadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, özünde rekabet bulunan siyaseti, ülkenin ve milletin hayrına olan işlerde yarışmak olarak gördüklerini anlattı.
Hizmet üretirken, mücadele ederken, içeride ve dışarıda milletin hakkını savunurken 84 milyonun tamamını kucaklamaya çalıştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatanımızın bekası, milletimizin birlik ve dirliği, Türkiye’nin topyekûn refah ve huzurundan başka hiçbir hedef peşinde koşmadık. Bugün de aynı hassasiyetle çalışıyor, önceliği millet ve memleket olan herkesle, Türkiye ortak paydasında buluşmaya gayret ediyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, özellikle Türk siyasetinin 84 milyonu ilgilendiren meselelerde millî mutabakat ruhuyla hareket etmesi gerektiğine olan inancını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasi partilerimiz, fikirlerimiz, hayata bakış açılarımız farklı olsa da hepimiz aynı vatanın, aynı toprağın, aynı iklimin insanlarıyız. Kökenlerimiz, görüşlerimiz ayrı olsa da hepimiz binlerce yıllık ortak bir mazinin, inşallah kıyamete kadar sürecek ortak bir geleceğin sahipleriyiz. Rengini, şehitlerimizin kanından alan ay-yıldızlı al bayrağımız bağımsızlığımızın timsalidir. Her gün beş defa semaya yükselen ezanlarımız, birlik ve beraberliğimizin remzidir. Bu sene kabul edilişinin 100. yıl dönümünü kutladığımız İstiklal Marşı 84 milyonun ortak hissiyatının sembolüdür. Bugün beşinci seneidevriyesini idrak ettiğimiz 15 Temmuz destanı hepimizin ortak gurur kaynağıdır. Türk’üyle, Kürt’üyle, Çerkez’iyle, Alevi’siyle ve Sünni’siyle, hâsılı tüm renkleri ve farklılıklarıyla Türkiye, 84 milyonun tamamının ortak yurdu, ortak yuvasıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 1,5 yıldır tüm dünyayla birlikte Türkiye’yi de etkileyen yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) salgınının, millet olarak kaderin de kederin de aynı olduğunu gösterdiğine işaret ederek, “Yine bu salgın, tıpkı 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi varlığımıza yönelik tehditleri ancak kenetlenmeyle aşabileceğimizi bizlere tekrar hatırlatmıştır” diye konuştu.
“İSTİKLALİNE VE İSTİKBALİNE SAHİP ÇIKAN MİLLETİMİN HER BİR FERDİNE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”
Yeni anayasa başta olmak üzere, Türkiye’nin demokrasisini güçlendirecek, refahını artıracak, itibarını yükseltecek, toplumsal barışını perçinleyecek tüm millî meselelerde siyaset kurumunun gereken uzlaşma kültürünü yaşatması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk demokrasisinin bir daha böyle menfur saldırılara maruz kalmaması için sorumluluk sahiplerinin, özellikle sorumluluk duygusuyla hareket etmesi büyük önem arz ediyor. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023’e, eski Türkiye’nin alışkanlıkları ve kamburlarıyla değil, inşallah yeni Türkiye’nin vizyonu ve heyecanıyla girmek istiyoruz. Siyaset kurumunun bunu başarabilecek olgunluğa, dirayete ve basirete sahip olduğuna inanıyorum. 84 milyonun her bir ferdinin de bizimle aynı inancı, aynı hissiyatı paylaştığını düşünüyorum. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Rize’de meydana gelen felaket nedeniyle birçok kişinin yaşamını yitirdiğini anımsatarak, “Allah rahmet eylesin. Bu felaket neticesinde kaybolanlar var. Şu anda üç bakanımız orada. Valimiz ve tüm görevliler arama-tarama çalışmalarını devam ettiriyorlar. Rabbim bizlere bu tür felaketleri yaşatmasın diye niyazım var” ifadelerini kullandı.
15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’nün Türkiye, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, aziz şehitlere Allah’tan rahmet, şehit yakınlarına başsağlığı, gazilere sağlık ve afiyet niyaz ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “(Türkiye geçilmez) diyerek, istiklaline ve istikbaline sahip çıkan milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında, Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına dördüncü yılına girecek Rusya-Ukrayna Savaşı’nda hayatını kaybedenler için Ukrayna halkına taziyelerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenskiy’nin ziyaretinin, Ukrayna’daki savaşın temel dinamiklerinde önemli değişimlere aday olunan bir dönemde gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye’nin, “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı” anlayışıyla savaşın ilk gününden bu yana taraftar arasında müzakere edilmiş bir barışın tesisi için yoğun çaba sarf ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu doğrultuda Mart 2022’de İstanbul’da iki ülke arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaptık. Taraflarla yürüttüğümüz temaslar neticesinde Karadeniz Tahıl Girişimi’ni hayata geçirdik. Son üç yılda Rusya ve Ukrayna ile her seviyede doğrudan girişimlerde bulunduk. Tüm bu çabalarımızda her iki taraf içinde güvenilir bir arabulucu olmaya, samimi olarak gayret gösterdik, somut neticeleri aldık” ifadelerini kullandı.
“MÜZAKERE SÜRECİNİN KALICI BİR BARIŞLA SONUÇLANDIRILMASI İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Gelinen aşamada ABD Başkanı Donald Trump’ın, savaşın müzakereler yoluyla ve süratle sonlandırılması için başlattığı diplomatik girişimin, Türkiye’nin son üç yıldır izlediği politikayla da örtüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Haddizatında, İstanbul Müzakereleri taraftar arasında mutabakata en fazla yaklaşılan platform olması ile önemli bir referans noktası teşkil ediyor. Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır. Sayın Zelenskiy ile görüşmemde Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığını olan kuvvetli desteğini ifade ettim. Aynı zamanda müzakere sürecinin kalıcı bir barışla sonuçlandırılması için her türlü desteği vereceğimizin altını çizdim. Çok sayıda masumun ölümüne ve muazzam bir yıkama neden olan bu savaş, artık sona ermelidir.
Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyetini hedefleyen bir düzenlemenin hayata geçirilmesi için ülkemizin çalışmayı sürdüreceğini de belirttim. Karadeniz’de hayata geçirilebilecek böyle bir düzenlemenin müzakerelere giden süreçte önemli bir güven artırıcı tedbir işlevi göreceğine inanıyoruz. Sayın Zelenskiy ile gündemimizde, Ukrayna ile stratejik ortaklık ilişkilerimiz kapsamındaki konu başlıkları önemli yer tuttu. Ticari ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi için önümüzdeki dönemde atabileceğimiz adımları masaya yatırdık. Savaşın getirdiği tüm zorluklara rağmen ikili ticaretimizde tespit ettiğimiz 10 milyar dolar hedefine emin adımlarla yürümek istiyoruz.”
“İLİŞKİLERİMİZİN DAHA DA ÜST SEVİYELERE ÇIKACAĞINA İNANIYORUM”
Zelenskiy’e, Türk şirketlerinin savaşın yol açtığı tahribatın giderilmesi ve yeniden imar konusunda Ukrayna’ya destek vermeye istekli olduklarını aktardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’da barışın tesisi ile birlikte önümüzdeki dönemde ilişkilerimizin stratejik ortaklığımıza yaraşır düzeyde daha da üst seviyelere çıkacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sözlerime son verirken Ukrayna’nın toprak bütünlüğü için özellikle mücadele veren Kırım Tatarı soydaşlarımızın hakları konusunda değerli dostum Zelenskiy’nin attığı cesur adımları takdirle karşıladığım belirtmek istiyor, ilave adımların geleceğini de temenni ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM OLMAZSA OLMAZIMIZDIR”
Ukraynalı bir gazetecinin barış görüşmelerine vurgu yaparak, Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği bizler için çok çok önemli ve toprak bütünlüğüne, egemenliğine Türkiye’nin saygısını her yerde anlattık. Bütün uluslararası toplantılarda bu konuyu daima işledik, işlemeye devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de özellikle Ukrayna’nın toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Egemenliği aynı şekilde bizim olmazsa olmazımızdır. Temennimiz odur ki barışın kaybedeni olmaz. Dolayısıyla barışın bir an önce sağlanmasını temin etmektir. Bu konuda değerli dostum, o da zaten barıştan yana olduğunu açık net olarak bizlere ifade ediyor. Temennim odur ki gerek Dışişleri Bakanımın muhatabıyla yaptığı görüşmelerde gerek şahsımın Sayın Putin ile yaptığı görüşmelerde bu barışla ilgili yolculuğu, yolu kat ederiz, temin ederiz ve bunun için adımları da atarız.”
Türkiye’nin gelecek süreçte Rusya-Ukrayna barışına katkı için adım atıp atmayacağına ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Adil bir barışın mümkün olması için şüphesiz ki güçlü olduğunu bildiğimiz ülkelerin barıştan yana tavrını ortaya koyması lazım. Az önce de ifade ettiğim gibi barışın kaybedeni olmaz. Şu anda tüm dünya Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaşta artık barışı bekliyor. Bir an önce barış temin edilsin. Çünkü bunca esir var, bunun yanında bunca insan, yüz binlerce insan burada öldü, öldürüldü. ‘Artık bu ölüme de son verilsin’ deniyor. Şimdi bizler en yakın komşuları olarak Türkiye biz, bir an önce barışın teminiyle alakalı gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım bizler muhataplarımızla bir an önce barışın temini için adım atalım istiyoruz.
Tahıl Koridoru’nun kurulmasını isteyişimizin sebebi bu olmuştur ve tahıl koridorunda da iyi bir netice aldık ama maalesef devamını sağlayamadık. 30 bin ton tahıl malum gönderildi biz aracı olduk. Bundan sonraki süreçte de bunun devamını istiyoruz. Bu arada tabii ben huzurlarınızda Sayın Zelenskiy’e bir teşekkürü ifade etmek istiyorum. O da Suriye’ye tahıl gönderme noktasında, bize gönderdikleri tahıl, biz de bu tahılı malum değirmenlerimizde una çevirmek suretiyle Suriye’ye ulaştırdık, ulaştırıyoruz. Bu da tabii Suriye’deki yönetimi ciddi manada mutlu etti, memnun etti. Ben de huzurlarınızda Suriye halkı adına kendilerine teşekkür ediyorum. Çünkü böyle zor bir zamanda Suriye’nin böyle bir imkânı aracılığımızla özellikle de Ukrayna’dan elde etmiş olması bu da insani ve vicdani bir görevdir.”
UKRAYNA DEVLET BAŞKANI ZELENSKİY: “TÜRKİYE, UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE EGEMENLİĞİ KONULARINDA ÇOK İLKELİ BİR TUTUM SERGİLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rusya-Ukrayna savaşının zor zamanlarında Türkiye’den destek gördükleri için teşekkür ederek “Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği konularında çok ilkeli bir tutum sergiledi. Bu, bize göre küresel önem taşıyor” diye konuştu.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, görüşmelerde Ukraynalı esirlerin durumunun da görüşüldüğüne işaret ederek “Türkiye gerek askerlerimizin gerek sivillerimizin serbest bırakılması için kolaylıklar sağladı” dedi.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy huzurunda, Türkiye ile Ukrayna arasında iki anlaşma imzalandı.
Bu kapsamda iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Eğitim Alanında İşbirliği Anlaşması”na Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Ukrayna Kültür ve Stratejik İletişim Bakanlığı Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imzaladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Türkiye ve Ukrayna bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren ve heyetlerini takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.