Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Otelciler Federasyonu 7. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Turizmdeki rakiplerimizin, küresel krizlerin etkisiyle irtifa kaybettiği şu dönemde bizim, çok daha fazla çalışarak dünya liderliğine yükselme yolumuz açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) 7. Olağan Genel Kurulu’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının başında, TÜROFED’in 7. Olağan Genel Kurulu’nun hayırlı olmasını diledi.
“TÜM ŞEHİRLERİYLE, TURİZM SEKTÖRÜNÜN GELİŞİP BÜYÜMESİNE UYGUN BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ”
Türkiye’nin tarihiyle, tabiatıyla, gastronomisiyle, en önemlisi de insanıyla âdeta dünyanın tüm güzelliklerini kendinde toplamış bir hazineye sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güneyimizdeki sahillerimiz bir başka güzeldir. Ege’mizin koyları bir başka güzeldir. Marmara’mızın kadim çağlardan beri süren cazibesi bir başka güzeldir. Karadeniz’imizin yeşili bir başka güzeldir. Doğu Anadolu’muzun kışı bir başka güzeldir. Güneydoğu Anadolu’muzun otantikliği bir başka güzeldir. İç Anadolu’muzun gizli hazineler bir başka güzeldir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bütün bölgeleri ve şehirleriyle turizm sektörünün gelişip büyümesine uygun olduğunu söyledi.
Dünyada turizm sektörünün büyük atılım gösterdiği dönemlerde Türkiye’nin çeşitli sebeplerle süreci hep geriden takip ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, her alanda olduğu gibi turizmde de ilk büyük hareketliliğin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde başladığını aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonraki dönemlerin istikrarsız ortamında yavaşlayan turizm yatırımlarının AK Parti hükûmetleriyle yeniden hız kazandığını bildirdi.
“YEŞİL YILDIZLI TESİS SAYIMIZ HIZLA ARTIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her ne kadar küresel salgın döneminde kısa bir ara vermiş olsak da hem turist sayısı hem turizm geliri bakımından ülkemizin zirve noktasını hep birlikte yaşıyoruz. Turist başına gecelik harcamanın 1000 dolara yaklaşması, verilen emeklerin karşılığının alınmaya başlandığının işaretidir. Türkiye’nin 2021’de dünyada turist sayısında dördüncü, turizm gelirinde sekizinci sıraya yükselmiş olması bu yıl çok daha iyi yerlere geleceğimizin habercisidir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sahip olduğumuz, bakanlık belgeli 4 bin 768 konaklama tesisi ve 1 milyon 85 bin yatak kapasitesini yeni yatırımlarla takviye ediyoruz. Basit konaklama işletme belgeli olanlarla beraber toplam faal tesis sayımız 20 binin, yatak kapasitemiz 1 milyon 730 binin üzerine çıkıyor. Dünyada giderek önem kazanan, çevreye duyarlı yani yeşil yıldızlı tesis sayımız da hızla artıyor. Bu yılın ilk 10 ayında 193 milyon gecelemeyi geride bırakan sektörümüzü tüm yatırımcıları, işletmecileri ve çalışanlarıyla şahsım ve ülkem adına tebrik ediyorum” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 bini bulan üye ve 800 bine yaklaşan yatak kapasitesiyle sektörün en büyük sivil toplum temsilcisi olan TÜROFED’in de bu başarıda pay sahibi olduğunu söyledi.
“TURİZM SEKTÖRÜNDEKİ GÜCÜMÜZÜN FARKINA GİDEREK DAHA ÇOK VARIYORUZ”
Geleneksel misafirperverliğini modern işletmecilik anlayışıyla harmanlayan Türkiye’yi turizmde bir dünya markası hâline getiren herkese şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: ” Turizmdeki rakiplerimizin, küresel krizlerin etkisiyle irtifa kaybettiği şu dönemde bizim, çok daha fazla çalışarak dünya liderliğine yükselme yolumuz açıktır. Millet olarak en büyük vasfımız olan krizleri fırsata çevirme maharetimizi, ekonomimizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüterek tekrar göstereceğimizden kimse şüphe duymasın. Sadece turizm sektöründe, hâlihazırda 609 yeni tesis ve 143 bini aşkın yeni yatak kapasitesine sahip yatırımların sürmesi bu gerçeğin ifadesidir. Üstelik elimizde deniz, kum, güneş turizminin ötesinde hâlâ potansiyelinin çok azını değerlendirebildiğimiz daha pek çok imkân var. Terörden arındırdığımız Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin medeniyetlerin binlerce yıllık tarihinden süzülüp gelen güzellikleri bunlardan biridir. Altyapısındaki gücümüzü ispatladığımız sağlık turizmi bunlardan biridir. Anadolu’nun dört bir yanına uzanan ve her birinin ayrı hikâyesi, ayrı efsanesi olan seyahat rotalarımız bunlardan biridir.”
İstanbul’dan Diyarbakır’a, Bursa’dan Van’a, İzmir’den Mardin’e Çanakkale’den Hatay’a pek çok şehrin başlı başına birer turizm değeri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha Şanlıurfa’yı, Gaziantep’i, Adana, Erzurum, Trabzon, Konya’yı saymıyorum. Turizm sektöründeki gücümüzün farkına giderek daha çok varıyoruz. Sizler de mutlaka tespit etmişsinizdir” dedi.
“TURİZMDE ARTIK ÇIRAKLIK VE KALFALIK DÖNEMİMİZİ BİTİRDİK, USTALIK AŞAMASINDAYIZ”
Yurt dışında gittikleri yerlerde gerçekten etkileyici görüntülerle karşılaştıklarını, kimi yerde tabiat kimi yerde tarih kimi yerde kültür kimi yerde gastronomi zenginliği olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin farkının tüm bu güzelliklerin hepsini misafirlerin hizmetine sunabilmesi olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yaşadığımız coğrafyanın kıymetini çoğu defa biz yeterince bilmiyor olabiliriz ama dışarıdan gelen, dışarıdan bakan herkes bu zenginliği hemen fark ediyor. Bu büyük hazineyi en iyi değerlendirmesi gereken de turizm sektörüdür. Turizmde artık çıraklık ve kalfalık dönemimizi bitirdik, ustalık aşamasındayız. Dolayısıyla yaptığımız her yatırımın, her tesisimizin işletmesini, yürüttüğümüz her faaliyeti bu güce ve birikime uygun şekilde gerçekleştirmeliyiz. Gelişmiş ülkelerin çoğunda yetişmiş insan gücü eksiği sebebiyle işlerin aksadığı, homurtuların yükseldiği bir dönemde ustalığımızı daha iyi konuşturmalıyız. TÜROFED üyeleri başta olmak üzere turizmcilerimizin her biri, bu doğrultuda atacakları adımlarda hükûmetimizin desteğini yanlarında bulacaklarından emin olsunlar.”
“TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİL”
Türkiye’nin çıkarları söz konusu olduğunda kimsenin kimliğine, meşrebine, kökenine bakmadıklarını, ülkeye kazandırılan eserlere, millete yapılan hizmete baktıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayatımızın hiçbir döneminde yatırımcı düşmanlığıyla siyaset yapmadık, bundan sonra da yapmayız. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına, geçmiş eksikleri gidermiş, altyapımızı kurmuş, bölgesel ve küresel yüzümüzü tahkim etmiş olarak giriyoruz. Ülkemizi bu seviyeye getirmek için son 20 yılda verdiğimiz demokrasi ve kalkınma mücadelesinin sizler de şahidisiniz. Şimdi önümüzde, adına Türkiye Yüzyılı dediğimiz yeni bir dönem açılıyor. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle birlikte inşa edeceğiz” dedi.
Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın güzelliklerinden, zenginliklerinden, potansiyelinden söz ederken aynı coğrafyanın zorluklarını da görmezden gelmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemizi dört bir yanımızda süren krizlerin, çatışmaların, çekişmelerin dışında tutmak için gerçekten çok çalışıyoruz. Küresel dengeleri, bölgesel hassasiyetleri âdeta bir kuyumcu terazisi titizliğiyle ölçüyor, tartıyor, politikalarımızı buna göre belirliyoruz. Yeri geliyor jeopolitik konumumuzun gücünü, yeri geliyor kültürel mirasımızın etkisini, yeri geliyor şahsi ilişkilerimizin kredisini kullanıyoruz. Bunların yetmediği yerde elimizde askerî, ekonomik, sosyal ne imkân varsa hepsini devreye alıyoruz. Amacımız ülkemizi yeni baştan şekillenen küresel, siyasi ve ekonomik mimarinin merkezine yerleştirerek geçmişte olduğu gibi önümüze çıkan fırsatların elimizden kayıp gitmesine mani olmaktır.”
Türkiye ne zaman yeni bir atılımın eşiğine gelse, eskiden beri oynanan kirli bir oyunun hemen tekrar sahneye sürüldüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu oyunda kullanılan, darbecilerden teröristlere, ekonomik tetikçilerden beşinci kol elemanlarına kadar tüm aktörlerin, isimler değişse de aynı misyonla karşılarına çıktığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi yeniden siyasi istikrarsızlık, ekonomik geri kalmışlık, sosyal çatışma, vizyonsuz yönetim bataklığına sürüklemek isteyenlerin bugün de boş durmadığına dikkati çekti.
Terör örgütlerinin eylem arayışlarının, uluslararası alanda Türkiye’ye yönelik mesnetsiz ithamların çoğalmasının, sosyal medya mecralarında yürütülen kara propagandaların artmasının hep aynı senaryonun ürünü olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama unuttukları bir şey var, Türkiye artık eski Türkiye değildir” ifadelerini kullandı.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM BU GÜÇLÜ ALTYAPI ÜZERİNDE ÇOK DAHA BÜYÜK BAŞARILARA YÜRÜYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemiz artık iki teröristle, 3-5 milyar dolarlık spekülasyonla, 3-5 kifayetsiz siyasetçinin hezeyanlarıyla, medya manipülasyonlarıyla istikameti değiştirilecek bir yer olmaktan çoktan çıkmıştır. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizin demokrasi ve kalkınma yolunda katettiği mesafeyi görmek, anlamak, kabullenmek istemeyenler, istedikleri kadar uğraşsınlar. Milletimiz bu gerçeği, 15 Temmuz’daki şanlı direnişinden, kahraman ordusunun sınır ötesi harekâtlarına kadar pek çok örnekle defalarca ortaya koymuştur. Turizm sektörümüzün başarıları bile tek başına bu hakikati ispatlamaya yeterlidir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki dönem bu güçlü altyapı üzerinde çok daha büyük başarılara beraberce yürüyeceğiz. Bundan 12 yıl önce milletimizin huzuruna 2023 hedefleriyle çıktığımızda bize dudak bükenler, bugün yaptıklarımıza şapka çıkarmak mecburiyetinde kalmaktadır. İnşallah bugün paylaştığımız vizyonlar hayata geçtiğinde de biz coşkuyla zaferlerimizi kutlarken, karşımızdakiler hüsranla durumu kabullenip yine yerlerine oturacaklar. Yeter ki biz bu inancı, bu azmi, bu birliği, bu beraberliği, bu kardeşliği kaybetmeyelim. İnanın, gerisi kendiliğinden gelecektir. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun.”
Türkiye Otelciler Federasyonu’nun 7. Genel Kurulu’nun hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşundan bugüne federasyonda görev yapan, emek veren herkese teşekkür etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Ankara Kent Konseyi Konferans Salonu’ndaki resepsiyona, Büyükelçiler, Elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Ankara Kent Konseyi Yönetim Kurulu üyeleri de resepsiyonda yer aldı.
Resepsiyonda İki kardeş şehir olan Ankara ve Karakas’ı tanıtan kısa film gösterildi.
Film gösteriminden sonra Venezuela Müsteşarı Antonio Morillo PERDOMO bir konuşma yaptı.
Antonio Morillo PERDOMO konuşmasında şunları söyledi: “Öncelikle, Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti halkı ve hükümeti adına en içten selamlarımızı sunarız.
Burada, kültürlerimizin zenginliğini kutlamak ve halklarımızı onlarca yıldır birleştiren kardeşlik bağlarını daha da güçlendirmek için bir araya geldik.
Bu etkinlik, Venezuela ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 75’inci yıl dönümünü anmak amacıyla düzenlenen etkinlikler serisinin bir parçasıdır. Bu önemli tarih, her iki ülkenin iş birliğine, karşılıklı saygıya ve samimi dostluk temelinde ortak bir gelecek inşa etme kararlılığına işaret etmektedir.
Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler, yıllar içinde siyasi diyalog, artan ekonomik iş birliği ve halklarımızı birbirine daha da yakınlaştıran derin bir kültürel etkileşimle gelişmiştir.
Bu 75 yıl boyunca Venezuela ve Türkiye, coğrafi mesafelerin ortak değerler ve dayanışma ruhu söz konusu olduğunda bir engel olmadığını göstermiştir. En zorlu zamanlarda, ülkelerimiz birbirlerine destek olmayı bilmiş, diplomatik ilişkilerin ötesine geçen ve gerçek kardeşlik temelinde şekillenen bir bağı yansıtmıştır.
Bu bağ, devlet başkanlarımız Nicolás Maduro ve Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle daha da güçlenmiştir. Kendileri, güven, saygı ve karşılıklı fayda temelinde kapsamlı bir iş birliği gündemini teşvik etmişlerdir. Venezuela ve Türkiye arasındaki ilişki, farklı tarihlere ve geleneklere sahip iki ülkenin ortak noktalar bularak birlikte gelişen bir geleceğe doğru ilerleyebileceğinin açık bir örneğidir.
Bugün, halklarımızı birbirine yakınlaştıran bir aracı olarak kültürel değişimin önemini vurguluyoruz. Müzik, gastronomi ve tarih aracılığıyla sadece her ülkenin kendine özgü yönlerini değil, aynı zamanda bizi birleştiren unsurları da keşfedebiliriz.
Kültür, engelleri yıkma ve insanlar arasında derin bir anlayış oluşturma gücüne sahiptir. Bir Venezuelalı geleneksel Türk müziğini dinlediğinde veya bir Türkiye vatandaşı geleneksel bir Venezuela yemeğini tattığında, karşılıklı merak ve birbirini daha yakından tanıma arzusu doğar. Bu nedenle, bugün gerçekleştirdiğimiz etkinlikler büyük bir değere sahiptir.
Geleneklerimizi paylaşmamıza, birbirimizden öğrenmemize ve ülkelerimiz arasındaki kardeşlik bağlarını pekiştirmemize olanak tanımaktadır.
Venezuela ve Türkiye arasındaki yakınlığın en somut örneklerinden biri de başkentlerimiz Ankara ve Karakas’ın kardeş şehir ilan edilmesidir. Bu ilişki, halklarımız arasındaki iş birliği ruhunu ve bağlarımızı daha da güçlendirme arzusunu simgelemektedir.
Son olarak, bu etkinliğin düzenlenmesine verdiği destek ve halklarımız arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik kıymetli katkılarından dolayı Ankara Kent Konseyi’ne en içten teşekkürlerimi sunmak isterim. Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Büyükelçiliği olarak, ülkelerimiz arasındaki ilişkileri kültür aracılığıyla daha da yakınlaştırma konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bu etkinliğin, Venezuela ve Türkiye arasındaki kalıcı dostluğun bir kanıtı olmasını temenni ediyoruz. Bugün burada bizlerle olduğunuz için hepinize teşekkür ederiz.
Öte yandan, TÜRKİYE ve VENEZUELA arasındaki 75’inci yıldönümü resepsiyonunda davetlilere Latin Müziği eşliğinde Venezuela ve Türk mutfağından yiyecekler de ikram edildi.
Bu arada, Türkiye-Venezuela ilişkilerinin 75’inci yıldönümü anısına bir DOSTLUK AĞACI dikildi.
Resepsiyon, Ankara Kent Konseyi Diplomasi Meclisi ve Venezuela Büyükelçiliği’nce düzenlendi.
Bulgaristan Haber Ajansı, Balkan Göçmenleri İktisadi Araştırma ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı ile kısa adı BİSAV olan Balkan Sanat Akademisi’nin birlikte düzenledikleri Goblen sergisi açıldı.
Ankara Bulgaristan Haber Ajansı’ndaki sergi açılışına, Bulgaristan Haber Ajansı Müdüresi Nora Ckolakova, BİSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Özkale ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Küratörlüğünü Bilge Özcan’ın yaptığı sergide, Goblen sanatçısı Şengüzel Aydın’ın 23 eseri yer aldı.
Sergi açılışından önce açılışkonuşmaları yapıldı.
BİSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel ÖZKALE, konuşmasında şunları söyledi: “Sanatın gücü ayrı bir önem arz ediyor. Karşılıklı kültür bağlarında en güçlü, en güzel bağı oluşturacak köprülerden biri oluyor.
Öncelikle sergimize geldiğiniz için siz değerli misafirlerimize hoşgeldiniz diyorum. Burası, Bulgaristan Telegraf Ajansı; Anadolu Ajansı’nın muadili bir yapı. Nora hanım geldiği günden beri birlikte çalışıyoruz. Kendiisiyle çok güzel etkinlikler yapıldı, karşılıklı güzel köprüler, güzel diyaloglar ve güzel ilişkiler kuruldu. Bu arada, biz de kendimizi, geldiğimiz topraklara Bulgaristan‘a geldiğimiz memlekete Balkanlar‘a ait olduğumuzu biraz daha hissetmeye çalışıyoruz. Böyle mekanlarda, ortamlarda bizlere evsahipliği yaptığı için kendisine teşekkür ederiz.
Bizleri, sizleri burada bu sergiyle bir araya toplarken bunu şöyle anlatmak isterim. Bu bir ekip çalışması oldu. Gerek Bulgaristan’da gerekse buradan arkadaşlarımız, kendilerine ait evlerindeki Goblenleri toplayıp getirdiler. Eserlerin her biri aslında milyon değerinde eserler; biraz sonra arkadaşlarımız kısaca bilgi verecekler. Goblen nedir?, nasıl yapılır?, nasılsı?, sanatsal değeri, önemi ve yapılanması. Bu sergide, özellikle Münevver Hanım burada, onun katkısı çok büyük, çok teşekkür ederiz kendilerine. Bulgaristan elçiliğiinden Margarıta hanım burada. Margarıta merhaba ondan da kendisinden de destek aldık. Azize hanım, şu anda burada yok. Tabii ki Şengüzel hanım, Şengüzel hanım, kendisi sağ olsun bize çok yardımcı oldu, destek oldu. Kısaca bir ekip çalışmasıyla bir doğaçlama ile uluslararası aidiyeti olan bir yapıyla bir sergi hazırladık. Sizin beğeninize sunmak istedik.
İnşallah beğenirsiniz ve bundan sonraki zaman dilimlerinde de diğer etkinliklerimizde bir araya geliriz.
Teşekkür ederiz.
GOBLEN Sanatçısı Şengüzel AYDIN da şöyle konuştu: “Biraz daha açalım gösterelim. Bu sanat, çok bilinen bir sanat değil, bu sanat iğneyle resim yapma sanatı diyorum. İğneyle kuyu kazma, sabır ve çalışkanlık gerektiren bir sanat.
İnsan bir defa GOBLEN yapmaya başladığında tabi bırakamıyor.
Tarihçesine gitmeme gerek yok, sadece ismin nereden geldiğini söylemek istiyorum. Çok eskiden Tezgahlarda dokunan, bir teknikle dokunan bir sanatmış. Fransa’da 17’inci yüzyılda, dönemin Fransa maliye Bakanı, Bob Len ailesine bu küçük atölyeleri birleştirin deyip bir fikir öne sürüyor. Bütün atölyelerin birleşmesiyle ailenin adını taşıyan goblenler ortaya çıkmaya başlıyor. O dönem goblenler tabii dokunarak yapılıyormuş ve daha çok varlıklı ailelerin şatolarında veya kiliselerin yaptıkları siparişler üzerine dokunuyormuş. Daha sonra üretim devam ederken ünlü Fransız ressamlar da Goblenlerle ilgili şemaları hazırlamaya başlamışlar. Benim yaptığım Goblenler şema üzerinden gidiyor, bir şema var orada değişik şekiller var ve o şekilleri bire dört veya birebir etamin üzerine aktarılan bir sanat. Tabii zaman alıyor. Çok zevkli, nereden zevkli olduğunu biliyorum. Babam 60 yaşından sonra Goblen yapmaya başladı ve burada bu Goblenlerin yarısı benim. Koleksiyonum ve bu koleksiyonun bir çoğu da babam tarafından yapıldı. Goblen yapmayı çok seviyordu ve yapıyordu. Onun için çok zevkliydi, boş zamanlarını Goblen yaparak geçiriyordu.
Şu anda çocuklara biz bunu kodlama olarak söylüyoruz. okullarda kotalar yapıyoruz farklı şekilde. Tabii mesleğim gereği, ben emekli bir sınıf öğretmeniyim. Oraya da dokunuyorum. Yani bir çeşit kodlama, şemada gördüğünüzü bire dört olarak veya birebir olarak etamin üzerine aktarıp daha sonra çerçeveli güzelliği aktarıyoruz. Ben şimdi oradaki problemler; üç boyutları ben hiç yapmadım.
Konuşmalardan sonra GOBLEN sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
Küratörlüğünü Bilge Özcan’ın yaptığı sergide Goblen sanatçısı Şengüzel Aydın’ın 23 eseri yer aldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.