Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep Nurdağı’nda Belpınar ile Mesthüyük Köyleri ve Kahramanmaraş Türkoğlu Özbek Köyü Köy Evleri Anahtar Teslim Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Cumhuriyet tarihinin bu en büyük konut ve şehircilik seferberliğini, Allah’ın izniyle, alnımızın akıyla tamamlayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Gaziantep Nurdağı’nda Belpınar ile Mesthüyük Köyleri ve Kahramanmaraş Türkoğlu Özbek Köyü Köy Evleri Anahtar Teslim Töreni’ne katıldı.
Törende yaptığı konuşmada bu yıl Ramazan ayının ve Ramazan Bayramı’nın, 6 Şubat depremlerinin yüreklerde açtığı yaraların ve evlerde sebep olduğu yıkımların gölgesi altında geçirildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremlerde hayatını kaybeden 50 binin üzerindeki vatandaşımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Bin yıllık vatanımız Anadolu’nun nice güzellikleriyle beraber afetleri de bizimle yaşıyor, yaşayacak. Ülkenin yöneticileri ve vatandaşları olan bize düşen görev, binalarımızı sağlam yaparak, derelerimizin önünü kesmeyerek, tabiatla barışık yaşayarak afetlere karşı hazırlıklı olmaktır. Gerisi Rabbimizin takdiridir” dedi.
“KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ KURARAK KONUTLA BİRLİKTE İSTİHDAMI DA GÖZETİYORUZ”
Son deprem felaketinin ardından hemen kolları sıvadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanımızı güvenli binalara kavuşturmak için depremin 15’inci gününden itibaren temelleri atıp inşaatlara başladık. Yaptığımız tespitler doğrultusunda deprem bölgesinde, 507 bini konut ve 143 bini köy evi olmak üzere 650 bin yeni yuva yapıyoruz. Bunlardan 319 binini bir yıl içinde teslim ederek şehirlerimizi ayağa kaldırmayı planlıyoruz” diye ekledi.
Deprem bölgesine yaptıkları son ziyaretlerin tamamında, her şehirde yeni konutların ve köy evlerinin temel atma törenlerini gerçekleştirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu ana kadar 105 binin üzerinde konutun yapım sürecini başlattık. Bunların yarıya yakınının temelini de attık. Sadece konut yapmıyoruz. Okuluyla, sağlık merkeziyle, çarşısıyla, pazarıyla, yeşil alanıyla, parkıyla yepyeni hayat alanları inşa ediyoruz” şeklinde konuştu.
Sadece depremde yıkılan yerlerin değil, bölgedeki şehirlerin tamamının altyapısını da yenilediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Küçük sanayi siteleri kurarak konutla birlikte istihdamı da gözetiyoruz. Cumhuriyet tarihinin bu en büyük konut ve şehircilik seferberliğini, Allah’ın izniyle, alnımızın akıyla tamamlayacağız.”
“BEŞ YILDA İSTANBUL’DA RİSKLİ BİNA BIRAKMAMAYI AMAÇLIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce pek çok depremde, selde, yangında, vatandaşları kısa sürede yeni evleriyle buluşturduklarını hatırlatarak, şöyle devam etti: “İnşallah burada da aynısını yapacağız. Van’da, Bingöl’de, Antalya’da, Manavgat’ta, Muğla’da, Kütahya’da, Simav’da bunları yaptık mı? Bay bay Kemal’in milletvekili olduğu İzmir’de bunu yaptık mı? Hadi sen de yap. Yapamaz. Bunların nasibi yok. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yeni bir kentsel dönüşüm kampanyasının müjdesini milletimizle paylaştık. Riskli binalarda yaşayan İstanbullu kardeşlerimize dönüşüm bedelinin yarısını devlet olarak bizim karşılayacağımız, yarısını da çok uygun, şartlı borçlanma imkânı getirdiğimiz bir teklif sunmuştuk. Bir kısmı yerinde, bir kısmı rezerv alanlarda yürütülecek bir çalışmayla yılda 300 bin konutu dönüştürerek, beş yılda İstanbul’da riskli bina bırakmamayı amaçlıyoruz.”
Kentsel dönüşüm konusunda muhalefetin söylemlerinin yer aldığı bir video gösteriminin yapıldığı törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gördünüz, bay bay Kemal ve avanesinden bu ülkeye fayda gelmez. Ne İstanbul’un başındaki belediye başkanından ne Ankara’nın başındaki belediye başkanından ne İzmir’in başındaki belediye başkanından hiçbir şey olmaz. Bunlar, çöp, çukur, çamur demektir. Bunlar, susuzluk demektir. Bunlar, Allah göstermesin, bir yağmur olduğu zaman her tarafı lağımın götürdüğü şehirler demektir. Hep bunları yaşadık” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin iş yapmanın, insanları güvenli ve huzurlu konutlara kavuşturmanın peşinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bunlar da her konuda yaptıkları gibi kentsel dönüşümde de projelerimize takoz olmanın peşinde. Milletimiz her iki zihniyeti de görüyor, biliyor. İşte ben, İstanbul’a belediye başkanı olduğum zaman İstanbul’da ne vardı? Susuzluk vardı. Çöp, çamur vardı. Ve meşhur Ümraniye çöplüğünün patlaması neticesinde 39 vatandaşımızın ölümü vardı. Kimdi? CHP, büyükşehirde o vardı, ilçede de o vardı. Biz oraları şu anda park, bahçe hâline getirdik. Bunlara beş tane koyun teslim edemezsiniz. Teslim ederseniz, kaybeder gelirler.”
“ÜLKEMİZİN TÜM YERLEŞİM YERLERİNİ AFETLERE DİRENÇLİ HÂLE GETİRENE KADAR ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ
“Ülkemizin tüm yerleşim yerlerini afetlere dirençli hâle getirene kadar kimsenin bizi engellemesine izin vermeden çalışmayı sürdüreceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün depremin 75’inci günü olduğunu, depremden etkilenen 11 ili Cumhur İttifakı olarak defaatle dolaştıklarını söyledi.
İnşasını 45 günde tamamladıkları 10 köy evinin anahtarlarını, temeli atıldıktan sonra 60’ıncı gününde teslim ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mimarisi, inşası ve diğer tüm özellikleriyle gerçekten çok güzel eserler olan bu köy evlerimizin hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.
Bugün aynı zamanda çiftçilere 10 yeni müjde vereceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Bugün burada hepsi de özgün mimari eseri olan ahırı, köy konağı, akıllı tahtası, camisi, peyzajıyla akıllı köy evleri örneklerini milletimizin takdirine sunuyoruz. Bu projeyle gelişmiş altyapısı, internet destekli teknolojisi, yenilenebilir enerjisi, sıfır atık uygulaması, sürü yönetim sistemi, entegre meteoroloji yazılımı ve daha pek çok özellikleriyle yeni bir model ortaya koyuyoruz. İkinci olarak afet alanlarındaki köy evlerimizde hayatını sürdürecek çiftçilerimize Ziraat Bankamız vasıtasıyla sıfır faizli hayvancılık kredileri verecek, hayvan ve yem alımlarını destekleyeceğiz. Böylece ahırlar dolacak, üretim artacak, çiftçilerimizin kazançları yükselecek. Üçüncü olarak afet alanları dışındaki bölgelerde buralarda yaşayan gençlerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızdan bu kırsal dönüşümden yararlanmak isteyenlere de el uzatıyoruz. Bu kardeşlerimize İlk Evim Kampanyası şartlarıyla akıllı köylerden ev sahibi olma imkânı getiriyoruz. Dördüncü olarak hâlâ köylerde yaşayan vatandaşlarımızdan mevcut evini yıkıp bu modele uygun sağlam, güvenli, teknoloji destekli eve kavuşmak isteyenlere de uygun şartlı finansman sağlayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, et ve süt fiyatlarındaki artışa yönelik değerlendirmelerde bulundu, “Ülkemizdeki et ve süt fiyatlarının izahı olmayan seviyelere çıkmasına yol açan sıkıntıya çözüm getirecek bir adım atıyoruz. Kırsal dönüşüm kapsamında 50 baş üzeri büyükbaş ari damızlık üretimine teşvik vereceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece bir yandan hayvan varlığını yükseltirken diğer yandan da en az yüzde 30 verim artışı hedeflediklerini vurguladı.
Altıncı müjdelerini, “Sözleşmeli üretim modeliyle, aile tipi işletmelerde büyükbaş ve besi hayvancılığını destekleyerek her haneye en az bir asgari ücret garantisi vereceğiz” sözleriyle duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “7’nci olarak tarımsal üretimde basınçlı sulama alt yapısını güçlendirerek birim alanda daha çok rekolte ve gelir elde edilmesini sağlayacağız. 8’inci olarak, sözleşmeli üretimi yaygınlaştırarak, hem üreticimizin gelirini garanti altına alacak hem arz güvenliğini temin edecek hem de gıdadaki fiyat dalgalanmalarının önüne geçeceğiz. 9’uncu olarak jeotermal organize sanayi bölgeleri başta olmak üzere sebze ve meyve yetiştirme amaçlı sera yatırımlarındaki desteği artıracağız. 10’uncu olarak tarımsal üretimde kullanılan azotlu gübrelerdeki dışa bağımlılığımızı azaltacak önemli bir projeyi devreye alıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi Karadeniz gazından üre sağlayacak bir fabrikayı Zonguldak’ta kurduklarını belirterek şöyle konuştu: “Bay bay Kemal ve onun yandaşları ne diyor? Hani diyorlar “Doğal gaz, hani Karadeniz’den doğal gaz çıkacaktı?” İki akşamdır, üç akşamdır doğal gazın nasıl yandığını Karadeniz’de, Sakarya’da görmedin mi? Ama bunlarda göz var bakar kör, kulak var duymaz. Kalpleri var kesinlikle mühürlü. Özel sektör yatırımı olarak kurulan bu fabrika ile ilgili süreçler tamamlandı, yakında onun da inşasına başlıyoruz. Kırsal dönüşüm projemizin en önemli özelliği teknolojik altyapıyla kırsaldan giderek kopan gençlerimizi yeniden üretimle buluşturacak olmasıdır.”
Kırsal dönüşüm projesindeki adımların anlatıldığı video gösteriminin ardından konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amacımız Türkiye Yüzyılı’nı üretimin yüzyılı yapmaktır. Amacımız Türkiye Yüzyılı’nı üreticinin yüzyılı yapmaktır. Bu projenin ülkemize, çiftçilerimize ve gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
“TARİHİN EN ÖNEMLİ KIRSAL DÖNÜŞÜM PROJELERİNDEN BİRİNİ HAYATA GEÇİRİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin artık felaketlerin yıkıcı etkilerine teslim olmadığının en güzel örneğinin burada görülen manzara olduğunu söyledi.
Bir yandan temel atıp anahtar teslim etmeye başlayıp bir yandan da tarihin en önemli kırsal dönüşüm projelerinden birini hayata geçirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, biten her köy evini, her konutu gelecek aylardan itibaren sahipleriyle buluşturacaklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada, bu kadar büyük bir afetin ardından bu kadar kısa sürede arama kurtarmadan enkaz kaldırmaya, geçici barınma alanlarından kalıcı konut inşasına kadar her alanda katedilen böyle bir mesafe yoktur” ifadesini kullandı.
Depremden etkilenen şehirlerin toparlanması için etkili ve hızlı adımlar attıklarını, bu kapsamda Gaziantep’te neredeyse çadır kent kalmadığını, her tarafın konteyner kentlerle donatıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay dışındaki diğer deprem bölgelerinde ise enkaz kaldırıma çalışmalarının tamamladığını, yeni konut inşaatlarının hızla yükseldiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçici barınma merkezlerinde 3,5 milyon vatandaşın ihtiyaçlarının karşılandığını, hava şartlarının düzelmesiyle bölgede hayatın yavaş yavaş normal seyrine girmeye başladığını ifade etti.
Depremden etkilenen bölgelerin yaklaşık bir yıl sonra eski canlılığına kavuşacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, bazı deprem turistleri gibi buraya fotoğraf çektirmeye, görüntü vermeye gelmiyoruz. Biz, hem acıları paylaşmaya hem yaraları sarmaya geliyoruz. Bu anlayışla yüreklerindeki sızının hiçbir zaman dinmeyeceğini bildiğimiz depremzede vatandaşlarımızın daima yanlarında olmayı sürdüreceğiz. Acılarını paylaşırken hayatlarını daha iyiye götürecek her türlü desteği ve imkânı kendilerine sağlamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Gaziantep’in sadece bölgenin değil, Türkiye’nin üretim, istihdam, ihracat merkezleri arasında giderek yıldızı daha da parlayan bir şehri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada faaliyette bulunan bin 240 fabrikaya sürekli yenilerinin ilave edildiğini, kuruluş safhasındaki 6. Organize Sanayi Bölgesi’nin de devreye girmesiyle sayının 2 bine çıkacağını kaydetti.
Şehrin ihracatının aylık bir milyar doları bulduğunu, sanayiden turizme, tarımdan insani yardımlara kadar her alanda şehrin başarılarını yakından takip ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye böylesine katkı yapan bir şehrin önünü açacak projelere destek olmaya devam edeceklerini vurguladı.
AMANOS TÜNELLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay için de büyük önem taşıyan Amanos Tünelleri’nin inşasına yakında başlayacaklarını, bu tünellerle Gaziantep’in sanayideki üretim gücünü İskenderun Limanı ile katlayarak artıracağını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde bu tüneller Hatay’ın muazzam potansiyelini, Anadolu ile buluşturarak şehrin kısa sürede deprem durgunluğunu üzerinden atmasına vesile olacaktır. dedi.
Depremden en çok etkilenen Gaziantep’in ilçeleri Nurdağı ve İslahiye’ye ekonomik katkı sağlayacak projelere de özel destek verdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İslahiye’de 1. ve 2. organize sanayi bölgelerini zaten hayata geçirmiştik. Şimdi Nurdağı’nda da bir organize sanayi bölgesi kuruyoruz. Her iki ilçemizin, yatırımcılar için cazibesini artırmak gayesiyle ilave teşvikleri devreye alacağız. Adana, Osmaniye, Gaziantep Hızlı Tren Hattı’nın duraklarından biri de Nurdağı’dır. Bu hattın yapımını da hızlandırıyoruz. Depremin yaralarını sarmak için bu iki ilçemizde yapacağımız 50 bin konuta ilave olarak Gaziantep şehir merkezinde de 50 bin konutluk bir proje planlıyoruz. Görüldüğü gibi tüm şehirlerimiz Gaziantep’i ve ilçelerini de deprem öncesinden daha iyi bir konuma getirmek için gece gündüz çalışıyoruz.”
“TÜRKİYE YÜZYILI’NI BERABERCE İNŞA EDECEĞİZ”
Ülkeyi, son 21 yılda hayata geçirdikleri demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla Türkiye Yüzyılı için hazırladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda, Karadeniz doğal gazı projesini hayata geçirdiklerini, muhalefet buna inansa da inanmasa da doğal gazı karayla buluşturduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir taraftan Karadeniz doğal gazı diğer taraftan Gabar’da çıkarılacak petrolle Türkiye’nin çok daha vakur, çok daha kararlı bir şekilde geleceğe yürüyeceğini söyledi.
Doğal gaz ve petrolden elde edilecek gelirin bir kısmıyla kurulacak Aile ve Gençlik Bankasının, ev kadınlarının emekliliğini desteklemekten gençlerin eğitim, istihdam ve evliliğine bedelsiz katkı sağlamaya kadar pek çok alanda hizmet vereceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ev kadınlarının emekliliği, gençlerin istihdam ve evliliği ile aile yapısının güçlü bir şekilde devam etmesi hususunu kritik önemde gördüklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin, MHP’nin ve Cumhur İttifakı’nın, LGBT’ye karşı olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Peki, CHP LGBT’ye karşı mı, İP karşı mı, bunun yanında HDP karşı mı? Bunlar LGBT’ci. Bunlar bizim kutsal aile yapımıza karşı. İşte 14 Mayıs bunun için çok önemli. 14 Mayıs, LGBT’cilere, kadına şiddetin yanında olanlara ders verme günü olacaktır. Bugüne kadar girdiğimiz her mücadeleyi milletimizle aynı istikamete bakarak, aynı hassasiyetleri paylaşarak aynı amaçla yol yürüyerek kazandık. İnşallah 14 Mayıs seçimlerinde de milletimizle birlikte zafere ulaştıktan sonra deprem şehirlerimizi beraberce ayağa kaldırmayı sürdürecek, Türkiye Yüzyılı’nı beraberce inşa edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, Belpınar köyünde yapılan, cami, köy konağı ve kompost alanın açılışını yaptı, ahırları da bulunan 14 köy evinin anahtarlarını sahiplerine teslim etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’in Mesthüyük ile Kahramanmaraş’ın Türkoğlu köylerindeki hak sahiplerinin ev teslimi anına da canlı bağlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler, yapılan duanın ardından köy konutlarının açılış kurdelesini kesti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra beraberindekilerle bir köy evini ziyaret etti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Ankara Kent Konseyi Konferans Salonu’ndaki resepsiyona, Büyükelçiler, Elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Ankara Kent Konseyi Yönetim Kurulu üyeleri de resepsiyonda yer aldı.
Resepsiyonda İki kardeş şehir olan Ankara ve Karakas’ı tanıtan kısa film gösterildi.
Film gösteriminden sonra Venezuela Müsteşarı Antonio Morillo PERDOMO bir konuşma yaptı.
Antonio Morillo PERDOMO konuşmasında şunları söyledi: “Öncelikle, Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti halkı ve hükümeti adına en içten selamlarımızı sunarız.
Burada, kültürlerimizin zenginliğini kutlamak ve halklarımızı onlarca yıldır birleştiren kardeşlik bağlarını daha da güçlendirmek için bir araya geldik.
Bu etkinlik, Venezuela ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 75’inci yıl dönümünü anmak amacıyla düzenlenen etkinlikler serisinin bir parçasıdır. Bu önemli tarih, her iki ülkenin iş birliğine, karşılıklı saygıya ve samimi dostluk temelinde ortak bir gelecek inşa etme kararlılığına işaret etmektedir.
Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler, yıllar içinde siyasi diyalog, artan ekonomik iş birliği ve halklarımızı birbirine daha da yakınlaştıran derin bir kültürel etkileşimle gelişmiştir.
Bu 75 yıl boyunca Venezuela ve Türkiye, coğrafi mesafelerin ortak değerler ve dayanışma ruhu söz konusu olduğunda bir engel olmadığını göstermiştir. En zorlu zamanlarda, ülkelerimiz birbirlerine destek olmayı bilmiş, diplomatik ilişkilerin ötesine geçen ve gerçek kardeşlik temelinde şekillenen bir bağı yansıtmıştır.
Bu bağ, devlet başkanlarımız Nicolás Maduro ve Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle daha da güçlenmiştir. Kendileri, güven, saygı ve karşılıklı fayda temelinde kapsamlı bir iş birliği gündemini teşvik etmişlerdir. Venezuela ve Türkiye arasındaki ilişki, farklı tarihlere ve geleneklere sahip iki ülkenin ortak noktalar bularak birlikte gelişen bir geleceğe doğru ilerleyebileceğinin açık bir örneğidir.
Bugün, halklarımızı birbirine yakınlaştıran bir aracı olarak kültürel değişimin önemini vurguluyoruz. Müzik, gastronomi ve tarih aracılığıyla sadece her ülkenin kendine özgü yönlerini değil, aynı zamanda bizi birleştiren unsurları da keşfedebiliriz.
Kültür, engelleri yıkma ve insanlar arasında derin bir anlayış oluşturma gücüne sahiptir. Bir Venezuelalı geleneksel Türk müziğini dinlediğinde veya bir Türkiye vatandaşı geleneksel bir Venezuela yemeğini tattığında, karşılıklı merak ve birbirini daha yakından tanıma arzusu doğar. Bu nedenle, bugün gerçekleştirdiğimiz etkinlikler büyük bir değere sahiptir.
Geleneklerimizi paylaşmamıza, birbirimizden öğrenmemize ve ülkelerimiz arasındaki kardeşlik bağlarını pekiştirmemize olanak tanımaktadır.
Venezuela ve Türkiye arasındaki yakınlığın en somut örneklerinden biri de başkentlerimiz Ankara ve Karakas’ın kardeş şehir ilan edilmesidir. Bu ilişki, halklarımız arasındaki iş birliği ruhunu ve bağlarımızı daha da güçlendirme arzusunu simgelemektedir.
Son olarak, bu etkinliğin düzenlenmesine verdiği destek ve halklarımız arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik kıymetli katkılarından dolayı Ankara Kent Konseyi’ne en içten teşekkürlerimi sunmak isterim. Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Büyükelçiliği olarak, ülkelerimiz arasındaki ilişkileri kültür aracılığıyla daha da yakınlaştırma konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bu etkinliğin, Venezuela ve Türkiye arasındaki kalıcı dostluğun bir kanıtı olmasını temenni ediyoruz. Bugün burada bizlerle olduğunuz için hepinize teşekkür ederiz.
Öte yandan, TÜRKİYE ve VENEZUELA arasındaki 75’inci yıldönümü resepsiyonunda davetlilere Latin Müziği eşliğinde Venezuela ve Türk mutfağından yiyecekler de ikram edildi.
Bu arada, Türkiye-Venezuela ilişkilerinin 75’inci yıldönümü anısına bir DOSTLUK AĞACI dikildi.
Resepsiyon, Ankara Kent Konseyi Diplomasi Meclisi ve Venezuela Büyükelçiliği’nce düzenlendi.
Bulgaristan Haber Ajansı, Balkan Göçmenleri İktisadi Araştırma ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı ile kısa adı BİSAV olan Balkan Sanat Akademisi’nin birlikte düzenledikleri Goblen sergisi açıldı.
Ankara Bulgaristan Haber Ajansı’ndaki sergi açılışına, Bulgaristan Haber Ajansı Müdüresi Nora Ckolakova, BİSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Özkale ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Küratörlüğünü Bilge Özcan’ın yaptığı sergide, Goblen sanatçısı Şengüzel Aydın’ın 23 eseri yer aldı.
Sergi açılışından önce açılışkonuşmaları yapıldı.
BİSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel ÖZKALE, konuşmasında şunları söyledi: “Sanatın gücü ayrı bir önem arz ediyor. Karşılıklı kültür bağlarında en güçlü, en güzel bağı oluşturacak köprülerden biri oluyor.
Öncelikle sergimize geldiğiniz için siz değerli misafirlerimize hoşgeldiniz diyorum. Burası, Bulgaristan Telegraf Ajansı; Anadolu Ajansı’nın muadili bir yapı. Nora hanım geldiği günden beri birlikte çalışıyoruz. Kendiisiyle çok güzel etkinlikler yapıldı, karşılıklı güzel köprüler, güzel diyaloglar ve güzel ilişkiler kuruldu. Bu arada, biz de kendimizi, geldiğimiz topraklara Bulgaristan‘a geldiğimiz memlekete Balkanlar‘a ait olduğumuzu biraz daha hissetmeye çalışıyoruz. Böyle mekanlarda, ortamlarda bizlere evsahipliği yaptığı için kendisine teşekkür ederiz.
Bizleri, sizleri burada bu sergiyle bir araya toplarken bunu şöyle anlatmak isterim. Bu bir ekip çalışması oldu. Gerek Bulgaristan’da gerekse buradan arkadaşlarımız, kendilerine ait evlerindeki Goblenleri toplayıp getirdiler. Eserlerin her biri aslında milyon değerinde eserler; biraz sonra arkadaşlarımız kısaca bilgi verecekler. Goblen nedir?, nasıl yapılır?, nasılsı?, sanatsal değeri, önemi ve yapılanması. Bu sergide, özellikle Münevver Hanım burada, onun katkısı çok büyük, çok teşekkür ederiz kendilerine. Bulgaristan elçiliğiinden Margarıta hanım burada. Margarıta merhaba ondan da kendisinden de destek aldık. Azize hanım, şu anda burada yok. Tabii ki Şengüzel hanım, Şengüzel hanım, kendisi sağ olsun bize çok yardımcı oldu, destek oldu. Kısaca bir ekip çalışmasıyla bir doğaçlama ile uluslararası aidiyeti olan bir yapıyla bir sergi hazırladık. Sizin beğeninize sunmak istedik.
İnşallah beğenirsiniz ve bundan sonraki zaman dilimlerinde de diğer etkinliklerimizde bir araya geliriz.
Teşekkür ederiz.
GOBLEN Sanatçısı Şengüzel AYDIN da şöyle konuştu: “Biraz daha açalım gösterelim. Bu sanat, çok bilinen bir sanat değil, bu sanat iğneyle resim yapma sanatı diyorum. İğneyle kuyu kazma, sabır ve çalışkanlık gerektiren bir sanat.
İnsan bir defa GOBLEN yapmaya başladığında tabi bırakamıyor.
Tarihçesine gitmeme gerek yok, sadece ismin nereden geldiğini söylemek istiyorum. Çok eskiden Tezgahlarda dokunan, bir teknikle dokunan bir sanatmış. Fransa’da 17’inci yüzyılda, dönemin Fransa maliye Bakanı, Bob Len ailesine bu küçük atölyeleri birleştirin deyip bir fikir öne sürüyor. Bütün atölyelerin birleşmesiyle ailenin adını taşıyan goblenler ortaya çıkmaya başlıyor. O dönem goblenler tabii dokunarak yapılıyormuş ve daha çok varlıklı ailelerin şatolarında veya kiliselerin yaptıkları siparişler üzerine dokunuyormuş. Daha sonra üretim devam ederken ünlü Fransız ressamlar da Goblenlerle ilgili şemaları hazırlamaya başlamışlar. Benim yaptığım Goblenler şema üzerinden gidiyor, bir şema var orada değişik şekiller var ve o şekilleri bire dört veya birebir etamin üzerine aktarılan bir sanat. Tabii zaman alıyor. Çok zevkli, nereden zevkli olduğunu biliyorum. Babam 60 yaşından sonra Goblen yapmaya başladı ve burada bu Goblenlerin yarısı benim. Koleksiyonum ve bu koleksiyonun bir çoğu da babam tarafından yapıldı. Goblen yapmayı çok seviyordu ve yapıyordu. Onun için çok zevkliydi, boş zamanlarını Goblen yaparak geçiriyordu.
Şu anda çocuklara biz bunu kodlama olarak söylüyoruz. okullarda kotalar yapıyoruz farklı şekilde. Tabii mesleğim gereği, ben emekli bir sınıf öğretmeniyim. Oraya da dokunuyorum. Yani bir çeşit kodlama, şemada gördüğünüzü bire dört olarak veya birebir olarak etamin üzerine aktarıp daha sonra çerçeveli güzelliği aktarıyoruz. Ben şimdi oradaki problemler; üç boyutları ben hiç yapmadım.
Konuşmalardan sonra GOBLEN sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
Küratörlüğünü Bilge Özcan’ın yaptığı sergide Goblen sanatçısı Şengüzel Aydın’ın 23 eseri yer aldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.