Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Enflasyonun insanımızın hayatında yol açtığı sıkıntıları giderecek adımları kararlılıkla atıyoruz. Alınan tedbirlerin olumlu sonuçlarını görmeye başladık” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katıldı.
Bugünkü toplantının siyasi mücadeleleri açısından son derece anlamlı bir dönemde gerçekleştirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Ağustos’ta AK Parti’nin 22. kuruluş yıl dönümünün idrak edildiğini anımsattı.
Toplantının akabinde ATO’da AK Parti’nin 22. yaşının coşkuyla kutlanacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vesileyle hem 22 yıllık zorlu mücadelenin kilometre taşlarını hatırlayacaklarını hem hafızalarını tazeleyeceklerini hem de geçmişin tecrübeleri ışığında geleceğe yön vereceklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Halka hizmeti Hakk’a hizmet gören, görevine, işine, bulunduğu makama bu hassasiyetle yaklaşan kadrolar olarak inşallah yol ve dava arkadaşlığımızı daha da güçlendireceğiz” dedi.
Yaklaşık üç ay önce ülke tarihinin en kritik seçimlerinden birinin suhuletle gerçekleştirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin takdir ve teveccühüyle beş sene daha ülkeye hizmet etme şerefine nail olduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerin aylar öncesinde neticelenmesine rağmen 28 Mayıs’ın Türk siyasetindeki artçı sarsıntılarının hâlâ devam ettiğini ifade etti.
Muhalefet cenahında hemen her gün yeni bir skandalın patlak verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Görüyoruz ki 1,5 sene boyunca millete umut diye pazarladıkları masanın altına sayısız ihaneti, kumpası, kirli pazarlığı saklamışlar. Pandoranın kutusu açıldıkça meydanlarda sağa, sola, siyasi ahlak dersi verenlerin gerçek yüzü ortaya çıkıyor. Daha düne kadar canciğer kuzu sarması olup bugün kanlı bıçaklı hâle gelenlerin birbirleriyle ilgili söylediklerinden edindiğimiz intiba şudur, ortaya saçılanlar buz dağının sadece görünen kısmıdır. Asıl büyük skandallar, asıl vahim pazarlıklar henüz kamuoyunun malumu olmamıştır. Yani bu pilav daha çok su kaldıracaktır. Açıkçası irapta mahalli olmayan bir partiye devletin en kritik birimlerini altın tepside sunan, hepsinin toplam oyu yüzde 1 bile olmayan siyasi partilere 38 milletvekili kaptıran CHP Genel Başkanı’nın bölücü örgütün siyasi uzantılarına ne vaat ettiğini tahmin bile etmek istemiyoruz. Eminim bizim gibi milletimiz de sürekli ‘hesap uzmanıyım’ diye övünen bu zatın pazarlık yeteneği karşısında şaşkınlığını gizleyememiştir.”
Seçimlerden bu yana geçen her günün, ülkenin nasıl büyük bir uçurumun kenarından döndüğünü hatırlattığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece bize oy veren kardeşlerimiz değil, tercihini farklı yönde kullanan vatandaşlarımız da bunların durumunu gördükçe Allah’a hamdediyor. Biz de Türkiye’yi bu kifayetsiz muhterislerin insafına bırakmadığı için Rabb’imize hamd, milletimize de teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
Bununla birlikte bazı karanlık noktaların da artık açıklığa kavuşturulması gerektiğine inandıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Siyasi tercihine bakılmaksızın tüm halkımız şu soruların cevabını merak ediyor. Kapısını çaldığınız her partiye koltuğunuzun altında bir bakanlıkla gittiniz. Oy oranına bakmadan önünüze gelene devleti rehin verdiniz. Peki, aylar boyunca sizin için oy dilenen Kandil’deki terör baronlarına acaba neyi taahhüt ettiniz? Bölücü örgütün elebaşlarını gün aşırı size destek açıklaması yaptıracak kadar heyecanlandıran neydi? Pensilvanya’daki hainlere hangi sözleri verdiniz ki bu alçaklar milletin sinir uçlarıyla oynama pahasına uçak bileti paylaşıyorlardı? Amerika’daki hamburgercide 8 saat boyunca kimlerle ne konuştunuz? Seçim gecesi daha sandıkların üçte biri dahi açılmadan ‘kazanıyoruz tiyatrosu’nu niçin oynadınız? Yüksek Seçim Kurulundan Anadolu Ajansımıza devletimizin kurumlarını niçin hedef aldınız? Niçin yıprattınız? Niçin itibarsızlaştırmaya çalıştınız?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Daha bunun gibi pek çok makul soruyu Kılıçdaroğlu ve şürekâsının sağa sola yalpalamadan bir an önce cevaplaması gerekiyor. Millet bu soruların cevabını bekliyor. Kılıçdaroğlu ve şürekâsı yenilen pehlivan güreşe doymaz misali yaşadıkları ağır seçim hezimetine her gün yeni bir bahane üretmek yerine önce çıksınlar millete hesap versinler. Bize, partimize ve ittifak ortaklarımıza laf söylemek yerine anket şirketleriyle el ele verip hayal sattıkları CHP seçmeninden özür dilesinler. Yenilgiyi zafer gibi pazarlama kurnazlığını artık bir kenara bırakıp onurlu bir siyasetçiye yakışır şekilde hatalarını kabul etsinler. Madem ya kaset kumpasıyla oturdukları ya da atadan, dededen miras kalan koltuklarını terk edemiyorlar en azından hatalarıyla yüzleşerek hem kendilerinin hem de milletin hayrına bir iş yapsınlar. Karşı karşıya bulunduğumuz bu tablo, bizim işimizi kolaylaştırmak bir yana, daha da zorlaştırmakta mesuliyetimizi daha fazla arttırmaktadır.”
“ASRIN FELAKETİ OLARAK NİTELENEN DEPREMLERİN UNUTULMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin yaralarının en kısa sürede sarılmasının hükûmetin asli gündemini oluşturduğunu bildirdi.
Asrın felaketi olarak nitelenen depremlerin unutulmasına izin vermeyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesindeki her vatandaşın maddi kaybı telafi edilinceye kadar durmadan, dinlenmeden çalışacaklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partiye girişinde tanıştığı AK Parti kadın kolları başkanlarından birinin eşini ve çocuğunu bu felakette kaybettiğini söyledi. Böyle çok kayıplar bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybedenlerin mekânlarının cennet olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete söz verilen şekilde 319 bin konutun ilk bir sene içinde tamamlanıp hak sahiplerine teslim edileceğini bildirdi.
“EMEKLİLERİMİZDEN GELEN SERZENİŞLERİN FARKINDAYIZ”
Enflasyonun insanların hayatında yol açtığı sıkıntıları giderecek adımları kararlılıkla attıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, alınan tedbirlerin olumlu sonuçlarını görmeye başladıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Daha geçen aya kadar en fazla eleştiri konusu olan otomobil piyasasında fiyatlar yavaş yavaş stabilize oluyor. Emlak ve kira piyasası da yakında dengeye kavuşacaktır. Özellikle bazı ürünlerde tamamen açgözlülükten kaynaklanan fahiş fiyat balonu söndükçe milletimiz daha çok rahatlayacaktır. İhracat, istihdam ve yatırımlar noktasında zaten bir sorunumuz yok. Emeklilerimizden gelen serzenişlerin farkındayız. İnşallah bu konuda da gereken adımları yıl sonuna kadar atacağız. Üniversiteli gençlerimize ve ev hanımlarına meydanlarda verdiğimiz tüm sözlerin arkasındayız. İnşallah onları da tek tek yerine getireceğiz.”
Türkiye’yle ilgili bir taraftan bu politikaları hayata geçirirken diğer taraftan parti içinde de seçim sonuçlarıyla ilgili muhasebe yaptıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede eksiğimiz varsa gideriyor, kusurumuz olmuşsa düzeltiyor, güçlü olduğumuz yanlarımızı daha da tahkim ediyoruz.” dedi.
Mesajlarını vatandaşlara yeterince ulaştırmadıkları bölgelerde yüz yüze iletişime daha fazla yoğunlaştıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, oyunu alamadıkları her vatandaşla irtibat kurmanın, sıkıntının kaynağını bularak çözüme kavuşturmanın “boyunlarının borcu” olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hep söylediğim gibi, bizim siyaset anlayışımızda millete hesap sorulmaz, millete hesap verilir. Milleti suçlamak yerine kabahati millette aramak AK Parti’nin değil ancak faşist CHP zihniyetinin hareket tarzıdır” dedi.
Bugüne kadar asla böyle bir yanlışa düşmediklerini, bundan sonra da düşmeyeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletle gönül bağını güçlendirmeye bakacaklarını, gençlerin ruh dünyalarına girmenin gayretinde olacaklarını, kendilerini eleştirenlere sabırla yaklaşarak anlamaya çalışacaklarını, reklam ve şov peşinde koşanlardan asla ve asla olmayacaklarını dile getirdi.
“ESER VE HİZMET SİYASETİMİZDEN KESİNLİKLE TAVİZ VERMEYECEĞİZ”
“Şehirlerine hizmet için harcamaları gereken kaynakları reklama ayıranlar, sosyal medya belediyeciliğinden öte geçemezler” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Milletin ferasetini hafife alanların millî iradeye, affedersiniz, kutu kola muamelesi yapan edepsizlerin ne hâllere düştüğünü hep birlikte gördük. Varsın onlar, seçmene karşı aynı kibirli, aynı nobran, aynı küstah tavrı sergilemeye devam etsinler. Biz eser ve hizmet siyasetimizden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Saygıda, hürmette, hizmette, kusur etmeden, şehirlerimiz için 85 milyonun her bir ferdi için çalışmaya devam edeceğiz. 7 Ekim tarihinde yapacağımız büyük kongremizin hazırlıklarını işte bu hassasiyetle yürütüyoruz. Yepyeni bir heyecanla milletimizin huzuruna çıkacağımız kongremizi inşallah Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun da lokomotifi hâline getireceğiz. Son 22 yıldır olduğu gibi gençlerimizin dinamizmini, emektarımızın engin tecrübesiyle harmanlayarak yolumuza devam edeceğiz.”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli olarak addettiklerini söyleyerek, “Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.” dedi.
TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçirdiklerini belirten Bakan Kacır “Ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.” diye konuştu.
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen ve bu yıl “Yeteneğe Dayalı Kalkınma” temasıyla gerçekleşen 3. İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’na katıldı. Kacır, burada yaptığı konuşmada tarih boyunca ekonomik ve toplumsal kalkınmanın temelleri, her dönemin hâkim dinamiklerine göre şekillendiğini söyledi. Tarım çağında, bir milletin zenginliğini belirleyen en önemli unsurun; sahip olduğu verimli topraklar ve su kaynaklarına erişim olduğunu belirten Kacır, Sanayi Devrimi ile birlikte bu paradigmanın kökten değiştiğini söyledi. Bilgi çağıyla birlikte fiziksel varlıklardan ziyade bilgi, teknoloji ve inovasyonun ekonomik gücün merkezine yerleştiğini kaydeden Kacır konuşmasında şunları söyledi:
YENİ ÇAĞIN GERÇEĞİ: Bir zamanlar tarımsal üretime, sanayi gücüne ve yeraltı zenginliklerine dayalı olan büyüme modelleri, yerini bilgi ekonomisine, inovasyona ve yetenek gelişimine bıraktı. Yeni çağın gerçeği şudur: Yetenek, en kıymetli sermaye; inovasyon ise sürdürülebilir büyümenin lokomotifidir.
İTİCİ GÜÇ: Türkiye olarak nüfusumuzun ortanca yaşı bugün 34 düzeyinde. Yani pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla 10-15 yaş daha genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz. Biz, bu demografik avantajı yalnızca bir istatistik olarak değil, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma hedefimizin en güçlü itici gücü olarak addediyoruz.
ADIMLARIN ODAĞI: Milli Teknoloji Hamlemiz doğrultusunda, daha güçlü ve müreffeh bir Türkiye için attığımız adımların odağına her daim insan kaynağımızı koyuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, son 22 yılda üniversitelerden teknoparklara, Ar-Ge merkezlerinden girişimcilik destek programlarına kadar geniş bir yelpazede insan kaynağımızın niteliğini artırmaya yönelik pek çok adım attık.
BÜYÜK ATILIMLAR: Nitelikli insan kaynağımızı destekleyerek; kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, uydularını geliştirebilen, üretebilen, büyük atılımlara imzasını atan bir ülke konumuna yükseldik. Girişimcilerimizin, mühendislerimizin ve genç zihinlerin hak ettiği değeri bulması ile bugün insansız hava aracı üretiminde dünya birincisiyiz. Yerli ve millî otomobilimiz Togg; elektrikli, bağlantılı ve akıllı araç olarak yollarda.
TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ÖNCÜSÜ: Artık imkânsız zannedileni Türkiye’nin girişimcileri başarıyor, Türkiye’nin mühendisleri hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Elde ettiğimiz bu tarihi kazanımları devam ettirmek ve gençlerimizin potansiyelini ortaya çıkarmak için hep birlikte gayretlerimizi sürdürüyoruz. Biliyoruz ki; günümüz dünyasında teknolojik dönüşümün öncüsü ve lideri esasen gençlerdir.
TEKNOFEST KUŞAĞI: Her TEKNOFEST’te Gençlerimizin Nuri Demirağların, Vecihi Hürkuşların, Şakir Zümrelerin, Nuri Killigillerin akamete uğramış serüvenlerini tamamlama kararlılığına tekrar tekrar şahit oluyoruz. Ne mutlu ki Millî Teknoloji Hamlesi’ni omuzlayan, bu ülkeyi daha ileriye taşıma derdinde olan azimli, birikimli, çalışkan TEKNOFEST kuşağı var.
DENEYAP ATÖLYELERİ: 81 şehrimizde kurduğumuz Deneyap Teknoloji Atölyelerimizde 35 binden fazla gençlerimizi bilim ve teknoloji dünyasıyla 11 yaşından itibaren buluşturuyoruz. “Sektör Kampüste” programımız ile üniversite öğrencilerine, sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanarak zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sağlıyoruz. Milli Teknoloji Uzmanlık Programlarımızla da teknoloji geliştirme ve katma değerli üretim altyapımızın ihtiyaç duyduğu alanlarda gençlerimizi geleceğin yetkinlikleriyle buluşturuyoruz.
MİLLİ TEKNOLOJİ STAJ PROGRAMI: Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz Milli Teknoloji Staj Programımızla da gençlerimize sanayi ve teknoloji ekosistemimizin öncü firmalarında staj yapma imkanı tanıyoruz. Ar-Ge teşviklerimizden teknopark uygulamalarımıza, TÜBİTAK desteklerinden KOSGEB programlarına ve girişim sermayesi fonlarına pek çok uygulama ve düzenleme ile gençlerimizin girişimci ruhunu besleyerek, girişimciliği kariyer yolculuğunda bir alternatif haline getiriyoruz.
GELECEĞİN DÜNYASI: Gençlerimizin doğru yetkinliklerle buluşması kadar önem verdiğimiz bir diğer başlık ise kuşkusuz mevcut iş gücümüzü geleceğin dünyasına güçlü şekilde hazırlamak. Özellikle başta yapay zekâ olmak üzere yıkıcı teknolojilerin çok boyutlu etkileri; yetkinlik dönüşümünün bizler için tercihten öte zorunluluk olduğunu gösteriyor.
YENİ İSTİHDAM ALANLARI: Araştırmalar ülkemizde halihazırda 7 milyon kişinin yürüttüğü işlerin 2030 yılına kadar yeni nesil teknolojilerin etkisiyle ya tamamen ortadan kalkabileceği ya da farklı niteliklere sahip rollere dönüşeceğini gösteriyor. Ancak gelişen teknolojilere doğru bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bünyesinde 9 milyon kişiyi barındıracak yeni iş modelleri oluşturma imkanına sahibiz. Özellikle teknolojiyle ilgili alanlarda ortaya çıkacak fırsatları da doğru değerlendirdiğimiz takdirde mevcuttan en az 2 milyon ilave istihdam oluşturmamız mümkün.
BÜTÜNCÜL KALKINMA: Sanayimizin dijital dönüşümüne rehberlik eden model fabrikalarımızın sayısını 10’a ulaştırdık. Kocaeli, Denizli, Malatya, Tekirdağ, Sakarya ve Trabzon’da açılışını gerçekleştireceğimiz yeni merkezlerle bu sayıyı 16’e çıkaracağız. Ülke sathına yayılan, bütüncül bir kalkınmayı tüm sektörlerde topyekûn şekilde hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
TECH VİSA PROGRAMI: Tarihimizden aldığımız ilhamla, Türkiye’yi küresel bir çekim merkezi haline getirmeyi sürdürülebilir kalkınmanın temeli addediyoruz. Dünyanın her yerinden parlak zihinlerin, yenilikçi fikirlerini bu topraklarda geliştirerek önemli ve kritik girişimlere dönüştürmesine imkân sağlayacak Türkiye Tech Visa Programı’nı ilan ettik. Programın ilk 5 ayında Dünyanın dört bir yanından 214 teknoloji girişimi Türkiye’ye taşınmak için başvuru yaptı.
LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programımız ile; alanlarında dünyanın en iyi merkezlerinde deneyim kazanmış yetkin araştırmacıların ülkemize gelmelerini teşvik ediyor, bilimsel ve teknolojik çalışmaların bu topraklardan yükselmesini sağlıyoruz. Bugüne kadar program kapsamında, 57’si diğer ülke olmak üzere toplam 253 araştırmacıya, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için destek sağladık. Bizler, potansiyelini harekete geçirmeyi bekleyen tüm girişimcilerimize fırsat ve imkan kapılarını sonuna kadar açmaya devam edeceğiz.
GENÇLERE TÜBİTAK DAVETİ: TÜBİTAK’ta Türkiye için kritik pek çok projeyi hayata geçiriyoruz. Bugün itibariyle uzay teknolojilerinden savunma sanayine, yapay zekadan raylı sistem teknolojilerine, ülkemizin kritik projelerinde görev almak üzere TÜBİTAK çatısı altında 737 yeni çalışma arkadaşımıza yönelik ilana çıkmış durumdayız. TEKNOFEST kuşağını, Türk Gençliğini TÜBİTAK’ta bizlerle birlikte alın teri, akıl teri dökmeye bu vesileyle davet ediyorum.
Ankara Kent Konseyi Konferans Salonu’ndaki resepsiyona, Büyükelçiler, Elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Ankara Kent Konseyi Yönetim Kurulu üyeleri de resepsiyonda yer aldı.
Resepsiyonda İki kardeş şehir olan Ankara ve Karakas’ı tanıtan kısa film gösterildi.
Film gösteriminden sonra Venezuela Müsteşarı Antonio Morillo PERDOMO bir konuşma yaptı.
Antonio Morillo PERDOMO konuşmasında şunları söyledi: “Öncelikle, Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti halkı ve hükümeti adına en içten selamlarımızı sunarız.
Burada, kültürlerimizin zenginliğini kutlamak ve halklarımızı onlarca yıldır birleştiren kardeşlik bağlarını daha da güçlendirmek için bir araya geldik.
Bu etkinlik, Venezuela ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 75’inci yıl dönümünü anmak amacıyla düzenlenen etkinlikler serisinin bir parçasıdır. Bu önemli tarih, her iki ülkenin iş birliğine, karşılıklı saygıya ve samimi dostluk temelinde ortak bir gelecek inşa etme kararlılığına işaret etmektedir.
Ülkelerimiz arasındaki ilişkiler, yıllar içinde siyasi diyalog, artan ekonomik iş birliği ve halklarımızı birbirine daha da yakınlaştıran derin bir kültürel etkileşimle gelişmiştir.
Bu 75 yıl boyunca Venezuela ve Türkiye, coğrafi mesafelerin ortak değerler ve dayanışma ruhu söz konusu olduğunda bir engel olmadığını göstermiştir. En zorlu zamanlarda, ülkelerimiz birbirlerine destek olmayı bilmiş, diplomatik ilişkilerin ötesine geçen ve gerçek kardeşlik temelinde şekillenen bir bağı yansıtmıştır.
Bu bağ, devlet başkanlarımız Nicolás Maduro ve Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle daha da güçlenmiştir. Kendileri, güven, saygı ve karşılıklı fayda temelinde kapsamlı bir iş birliği gündemini teşvik etmişlerdir. Venezuela ve Türkiye arasındaki ilişki, farklı tarihlere ve geleneklere sahip iki ülkenin ortak noktalar bularak birlikte gelişen bir geleceğe doğru ilerleyebileceğinin açık bir örneğidir.
Bugün, halklarımızı birbirine yakınlaştıran bir aracı olarak kültürel değişimin önemini vurguluyoruz. Müzik, gastronomi ve tarih aracılığıyla sadece her ülkenin kendine özgü yönlerini değil, aynı zamanda bizi birleştiren unsurları da keşfedebiliriz.
Kültür, engelleri yıkma ve insanlar arasında derin bir anlayış oluşturma gücüne sahiptir. Bir Venezuelalı geleneksel Türk müziğini dinlediğinde veya bir Türkiye vatandaşı geleneksel bir Venezuela yemeğini tattığında, karşılıklı merak ve birbirini daha yakından tanıma arzusu doğar. Bu nedenle, bugün gerçekleştirdiğimiz etkinlikler büyük bir değere sahiptir.
Geleneklerimizi paylaşmamıza, birbirimizden öğrenmemize ve ülkelerimiz arasındaki kardeşlik bağlarını pekiştirmemize olanak tanımaktadır.
Venezuela ve Türkiye arasındaki yakınlığın en somut örneklerinden biri de başkentlerimiz Ankara ve Karakas’ın kardeş şehir ilan edilmesidir. Bu ilişki, halklarımız arasındaki iş birliği ruhunu ve bağlarımızı daha da güçlendirme arzusunu simgelemektedir.
Son olarak, bu etkinliğin düzenlenmesine verdiği destek ve halklarımız arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik kıymetli katkılarından dolayı Ankara Kent Konseyi’ne en içten teşekkürlerimi sunmak isterim. Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Büyükelçiliği olarak, ülkelerimiz arasındaki ilişkileri kültür aracılığıyla daha da yakınlaştırma konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Bu etkinliğin, Venezuela ve Türkiye arasındaki kalıcı dostluğun bir kanıtı olmasını temenni ediyoruz. Bugün burada bizlerle olduğunuz için hepinize teşekkür ederiz.
Öte yandan, TÜRKİYE ve VENEZUELA arasındaki 75’inci yıldönümü resepsiyonunda davetlilere Latin Müziği eşliğinde Venezuela ve Türk mutfağından yiyecekler de ikram edildi.
Bu arada, Türkiye-Venezuela ilişkilerinin 75’inci yıldönümü anısına bir DOSTLUK AĞACI dikildi.
Resepsiyon, Ankara Kent Konseyi Diplomasi Meclisi ve Venezuela Büyükelçiliği’nce düzenlendi.
Bulgaristan Haber Ajansı, Balkan Göçmenleri İktisadi Araştırma ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı ile kısa adı BİSAV olan Balkan Sanat Akademisi’nin birlikte düzenledikleri Goblen sergisi açıldı.
Ankara Bulgaristan Haber Ajansı’ndaki sergi açılışına, Bulgaristan Haber Ajansı Müdüresi Nora Ckolakova, BİSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Özkale ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Küratörlüğünü Bilge Özcan’ın yaptığı sergide, Goblen sanatçısı Şengüzel Aydın’ın 23 eseri yer aldı.
Sergi açılışından önce açılışkonuşmaları yapıldı.
BİSAV Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel ÖZKALE, konuşmasında şunları söyledi: “Sanatın gücü ayrı bir önem arz ediyor. Karşılıklı kültür bağlarında en güçlü, en güzel bağı oluşturacak köprülerden biri oluyor.
Öncelikle sergimize geldiğiniz için siz değerli misafirlerimize hoşgeldiniz diyorum. Burası, Bulgaristan Telegraf Ajansı; Anadolu Ajansı’nın muadili bir yapı. Nora hanım geldiği günden beri birlikte çalışıyoruz. Kendiisiyle çok güzel etkinlikler yapıldı, karşılıklı güzel köprüler, güzel diyaloglar ve güzel ilişkiler kuruldu. Bu arada, biz de kendimizi, geldiğimiz topraklara Bulgaristan‘a geldiğimiz memlekete Balkanlar‘a ait olduğumuzu biraz daha hissetmeye çalışıyoruz. Böyle mekanlarda, ortamlarda bizlere evsahipliği yaptığı için kendisine teşekkür ederiz.
Bizleri, sizleri burada bu sergiyle bir araya toplarken bunu şöyle anlatmak isterim. Bu bir ekip çalışması oldu. Gerek Bulgaristan’da gerekse buradan arkadaşlarımız, kendilerine ait evlerindeki Goblenleri toplayıp getirdiler. Eserlerin her biri aslında milyon değerinde eserler; biraz sonra arkadaşlarımız kısaca bilgi verecekler. Goblen nedir?, nasıl yapılır?, nasılsı?, sanatsal değeri, önemi ve yapılanması. Bu sergide, özellikle Münevver Hanım burada, onun katkısı çok büyük, çok teşekkür ederiz kendilerine. Bulgaristan elçiliğiinden Margarıta hanım burada. Margarıta merhaba ondan da kendisinden de destek aldık. Azize hanım, şu anda burada yok. Tabii ki Şengüzel hanım, Şengüzel hanım, kendisi sağ olsun bize çok yardımcı oldu, destek oldu. Kısaca bir ekip çalışmasıyla bir doğaçlama ile uluslararası aidiyeti olan bir yapıyla bir sergi hazırladık. Sizin beğeninize sunmak istedik.
İnşallah beğenirsiniz ve bundan sonraki zaman dilimlerinde de diğer etkinliklerimizde bir araya geliriz.
Teşekkür ederiz.
GOBLEN Sanatçısı Şengüzel AYDIN da şöyle konuştu: “Biraz daha açalım gösterelim. Bu sanat, çok bilinen bir sanat değil, bu sanat iğneyle resim yapma sanatı diyorum. İğneyle kuyu kazma, sabır ve çalışkanlık gerektiren bir sanat.
İnsan bir defa GOBLEN yapmaya başladığında tabi bırakamıyor.
Tarihçesine gitmeme gerek yok, sadece ismin nereden geldiğini söylemek istiyorum. Çok eskiden Tezgahlarda dokunan, bir teknikle dokunan bir sanatmış. Fransa’da 17’inci yüzyılda, dönemin Fransa maliye Bakanı, Bob Len ailesine bu küçük atölyeleri birleştirin deyip bir fikir öne sürüyor. Bütün atölyelerin birleşmesiyle ailenin adını taşıyan goblenler ortaya çıkmaya başlıyor. O dönem goblenler tabii dokunarak yapılıyormuş ve daha çok varlıklı ailelerin şatolarında veya kiliselerin yaptıkları siparişler üzerine dokunuyormuş. Daha sonra üretim devam ederken ünlü Fransız ressamlar da Goblenlerle ilgili şemaları hazırlamaya başlamışlar. Benim yaptığım Goblenler şema üzerinden gidiyor, bir şema var orada değişik şekiller var ve o şekilleri bire dört veya birebir etamin üzerine aktarılan bir sanat. Tabii zaman alıyor. Çok zevkli, nereden zevkli olduğunu biliyorum. Babam 60 yaşından sonra Goblen yapmaya başladı ve burada bu Goblenlerin yarısı benim. Koleksiyonum ve bu koleksiyonun bir çoğu da babam tarafından yapıldı. Goblen yapmayı çok seviyordu ve yapıyordu. Onun için çok zevkliydi, boş zamanlarını Goblen yaparak geçiriyordu.
Şu anda çocuklara biz bunu kodlama olarak söylüyoruz. okullarda kotalar yapıyoruz farklı şekilde. Tabii mesleğim gereği, ben emekli bir sınıf öğretmeniyim. Oraya da dokunuyorum. Yani bir çeşit kodlama, şemada gördüğünüzü bire dört olarak veya birebir olarak etamin üzerine aktarıp daha sonra çerçeveli güzelliği aktarıyoruz. Ben şimdi oradaki problemler; üç boyutları ben hiç yapmadım.
Konuşmalardan sonra GOBLEN sergisinin açılışı gerçekleştirildi.
Küratörlüğünü Bilge Özcan’ın yaptığı sergide Goblen sanatçısı Şengüzel Aydın’ın 23 eseri yer aldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.