Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 22. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “Milletimize olan minnet borcumuzu hep daha çok çalışarak, daha fazla hizmet ederek ödedik. Aklınıza gelen her başlıkta ülkemizi ayağına takılan zincirlerinden kurtardık” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium’da düzenlenen AK Parti 22. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı. Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine parti teşkilatını, gençleri, 81 ilin tamamını, tüm vatandaşları, milletin huzuru için sınırlar içinde ve dışında cansiperane görev yapan tüm güvenlik güçlerini selamlayarak başladı.
AK Parti olarak, bugün gerçekten büyük bir gurur ve heyecan yaşadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak şiarıyla 22 yıl önce çıktığımız kutlu yolda, bir kilometre taşını daha bugün geride bırakıyoruz” diye konuştu.
Milletin umudu olarak yine milletin sinesinden, 14 Ağustos 2001’de doğan AK Parti’nin, bu sene 22’nci yaşını kutladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Partimizin 22’nci gurur yılında, bu vesileyle bir kez daha kuruluşundan itibaren AK Parti kademelerinde görev almış, AK Parti’ye gönül vermiş, AK Parti davasını savunmuş tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Bu 22 yıllık süreçte teşkilatlarımızın her kademesinden kardeşlerimizden nicelerini toprağa verdik. Kimi eceliyle vefat etti. Kimi de AK Parti’nin taşıdığı dava sancağını yüceltmek için koştururken, bölücü terör örgütünün kalleş saldırılarında şehit düştü. Kimi de tabii afetlerin kurbanı oldu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum, mekânları cennet olsun. Rabbim inşallah ebedi âlemde sevgililer sevgilisi Peygamberimizin o kutlu sancağı altında buluşmayı bizlere nasip etsin. En son, 6 Şubat depremlerinde Adıyaman Milletvekilimiz Yakup Taş; eşi, torunları, kardeşi, yeğenleriyle birlikte hayatını kaybetti. Daha geçen hafta Ankara Ayaş Belediye Başkanımız Burhan Demirbaş’ı ebediyete uğurladık. Ahirete irtihal eden tüm yol arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet niyaz ediyor, Rabbim mekânlarını cennet eylesin diyorum.”
Bugünlere, milletin duası yanında ailesinden, işinden, mesaisinden, gerektiğinde sağlığından fedakârlık yaparak samimiyetle çalışan, koşan, koşturan dava erlerinin çabalarıyla geldiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde ve dünyanın dört bir yanında AK Parti’nin başarısı için tam 22 senedir dua eden ve ter döken herkesten Allah razı olsun diyorum. Şu anda bu salonda bulunan siz kardeşlerim başta olmak üzere, partimiz çatısı altında Türkiye’ye ve Türk milletine hizmet eden yol ve dava arkadaşlarımın her birine şükranlarımı sunuyorum. Rabbime, şahsıma sizler gibi yiğit, sizler gibi vefalı ve samimi yol arkadaşları bahşettiği için sonsuz hamdediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 22’nci kuruluş yıl dönümünün ülkeye ve tüm AK Parti teşkilatlarına hayırlı olmasını diledi.
“GENÇLERİMİZİN ÇOĞU, ZİHİNLERİNDE O ESKİ TÜRKİYE’Yİ MAALESEF CANLANDIRAMIYOR”
AK Parti iktidarlarında dünyaya gelenlerin, partinin kuruluş döneminde Türkiye’nin nasıl bir tabloyla karşı karşıya olduğunu bilmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz 22 yıl öncesinden bahsettiğimizde, gençlerimizin çoğu, zihinlerinde o eski Türkiye’yi maalesef canlandıramıyor” diye konuştu.
AK Parti öncesi Türkiye’yi, Abdürrahim Karakoç’un Anadolu şiiriyle nasıl anlattığına bakılmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiirden dizeler okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Evet, 28 Şubat’ın millî iradenin üzerinden silindir gibi geçtiği, 2001 krizinin etkilerinin tüm toplumda hissedildiği, işçinin, esnafın, iş dünyasının geleceğini göremediği bir iklimde partimizin kuruluşunu ilan ettik. AK Parti, umutsuzluğun, belirsizliğin ve yasakların adeta karabasan gibi çöktüğü Türkiye’ye tıpkı bir güneş gibi doğmuş, umudun adı olmuştur. Kuruluşumuzun üzerinden bir buçuk sene bile geçmeden, milletimizin AK Parti’yi iktidara taşımasının, ülkeyi yönetme görevini vermesinin, geleceğini AK Parti’li kadrolara emanet etmesinin sebebi, işte budur. Milletimiz bize ve partimize güven duymuş, AK Parti ve AK Parti’li kadrolar da Allah’a hamdolsun, bu güvene hiçbir zaman gölge düşürmemiştir. AK Parti’yle birlikte siyaset tabii rotasını bulmuş, Türkiye’de, merkezinde daha fazla demokrasinin, daha fazla özgürlüklerin, daha fazla ekonomik kalkınmanın olduğu yeni bir dönem başlamıştır.”
Milleti hor gören elitist anlayış yerine, millete hizmetkârlık yapmayı şeref payesi bilen bir dünya görüşünü ülkede hâkim kıldıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz milletimize efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik” ifadelerini kullandı.
Salondaki gençlerin tezahüratları üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sevgili gençler ben de aşığım size” karşılığını verdi.
Hak ve hürriyetler noktasında vesayetçilerin bıraktığı enkazı temizleyerek, demokrasinin standartlarını yükselttiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sözüne, ahdine ve kavline sadık bir dava hareketi olarak, özümüze ve değerlerimize daima sahip çıktık. Mayamızı atan, hamurumuzu yoğuran, kumaşımızı dokuyan, destek ve duasıyla en zor günlerimizde dağ gibi yanımızda duran aziz milletimize asla ihanet etmedik, asla hürmetsizlik göstermedik” dedi.
“DENEMEDİKLERİ YOL KALMADI”
“Akrebin kıskacında sınandığımız 22 yıllık dönemde içeriden ve dışarıdan bizi yıkmak için denemedikleri yol kalmadı” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, nice ihanetlere maruz kaldıklarını, nice saldırılara göğüs gerdiklerini, nice badireler atlattıklarını, nice engelin, zorluğun, sıkıntının üstesinden geldiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Karanlık cinayetlerden Cumhuriyet mitinglerine, medya provokasyonlarından kapatma davasına, 367 garabetinden 17-25 Aralık girişimine, Gezi olaylarından 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne, her çeşidinden terör saldırılarından ekonomik tuzaklara kadar bir siyasi hareketin belki de asırlar boyunca karşılaşmayacağı sayıda hainliği, vandallığı, hukuksuzluğu, biz sadece 22 yılda yaşadık, gördük. Neyle karşılaşırsak karşılaşalım, her zaman Allah’a dayandık, saye sarıldık, hikmetine ram olduk. ‘Yol varsa budur bilmiyoruz başka çıkar yol’ dedik.”
Millete olan minnet borçlarını hep daha çok çalışarak, daha fazla koşturarak, daha fazla hizmet ederek ödediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, akıllara gelen her başlıkta ülkeyi ayağına takılan zincirlerinden kurtardıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile ilk defa, doğrudan milletin tercihiyle sivil irade eliyle yönetim sistemini değiştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye’nin 81 vilayetinin tamamına, 922 ilçemizin her birine, beldelerden köylere kadar 780 bin kilometrekarenin her karışını eser ve hizmetlerimizle nakış nakış işledik. Eğitimde, sağlıkta, adalette, güvenlikte, ulaşımda, sanayide, ekonomide, tarımda, hasılı hayatın her alanında bizden önce yapılan hizmetlerin katbekat fazlasını iktidarlarımız dönemine sığdırmayı başardık. Merhum Mehmet Akif’in, milletimizin 3 asırlık özlemlerine tercüman olduğu şu hayalinin mimarı AK Parti olmuştur; Sayısız mektep açılmış; kadın, erkek okuyor; işliyor fabrikalar, yerli kumaşlar dokuyor. Gece gündüz basıyor millete nafi asar; adeta matbaalar bir uyumaz hizmetkâr. Mülkü baştanbaşa imar edecek şirketler; halkın irşadına hadim yeni cemiyetler, durmayıp iş buluyor, gösteriyor, uğraşıyor; gemiler sahile boydan boya servet taşıyor. Akif’in dile getirdiği o yerli üretimi, başta savunma sanayii olmak üzere her alanda gerçeğe dönüştüren kadro işte buradadır, bu salondadır. Bizlere bu şerefi bahşeden Rabbimize hamdediyoruz. Son 22 yılda girdiğimiz 17 seçimin tamamında bizden destek ve duasını esirgemeyen aziz milletimize teşekkür ediyoruz. Partimizin başarılarına en az bizim kadar sevinen gönül coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyoruz.”
“TARİHÎ NİTELİKLE SAYISIZ REFORMA İMZA ATTIK”
AK Parti olarak, Türk siyasetinin son 22 yılına yön verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karşılaştığımız engellere rağmen tarihî nitelikle sayısız reforma imza attık. Yıllardır kendi öz yurdunda parya olarak görülen toplum kesimlerini, bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı hâline getirdik. Demokrasimizin standardını yükselttik, vesayeti gerilettik. İmkânsız denilen pek çok başarıyı ülkemizin kazanç hanesine gururla yazdırdık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yıllık siyasi yolculuklarında kalibre ve kalitelerine uygun bir muhalefet bulamadıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü : “Her şeyi değiştirdik fakat ülkemizin ana muhalefet partisini, tek parti faşizminin boyunduruğundan bir türlü kurtaramadık. Halka rağmen halkçı bu zihniyet mensuplarına millete saygı duymayı, millî iradeye hürmet göstermeyi öğretemedik. 22 yıllık sürede tam 17 kez sandıkta bizimle yarıştılar. Yani ortalama 1,5 yılda bir siyaset arenasında karşımıza çıktılar. Her defasında milletten okkalı bir tokat yediler. Milleti hafife almanın, millî iradeyi aşağılamanın, sandığın meşruiyetini sorgulamanın bedelini seçimleri kaybederek ödediler.”
Muhalefet partilerinin yaşadıkları onca hezimete ve seçim yenilgisine rağmen bir kez olsun hatalarından ibret almadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bir kez olsun ‘Biz nerede yanlış yaptık’ sorusunu kendilerine sormadılar. Bir kez olsun, kendi yanlışları dolayısıyla milleti suçlama alışkanlıklarını terk etmediler. Dün, vatandaşı ‘gerici, yobaz, takunyalı, makarnacı, göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı’ diye aşağılıyorlardı. Bugün de ‘kırsal kesim’ diyerek tahkir ediyorlar. Dün, açık oy gizli tasnifle millî irade hırsızlığı yapıyorlardı, bugün de sandığın meşruiyetini tartışmaya açarak aynı faşizmi sergiliyorlar. Dün, iktidara giden yolu vesayetçilerin himmetinde arıyorlardı, bugün de terör örgütleriyle iş birliği yapmakta görüyorlar. Nereye dayanıyorlar, Kandil’e. Kandil’den gelecek desteğe dayanarak seçim kazanacaklarını zannediyorlardı. Ne oldu? Oldu mu? 14’ünde oldu mu? 28’inde oldu mu? Olmadı, olmaz. Bu millet asla bu yanlışlara, bu teröre ve teröristlere yüz vermeyecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin her seçim sonrasında, içindeki sandık ve millî irade nefretini kusmaktan geri durmadığını belirterek, “Velhasıl, yıllar geçiyor, ülke değişiyor, dünya değişiyor, köprülerin altından çok sular akıyor hatta eski çamlar bardak oluyor ama CHP’nin faşist kodları asla değişmiyor. Kılıçdaroğlu ve avanesinin, milletin tercihlerine karşı hazımsızlıklarında zerre kadar iyileşme olmuyor” dedi.
“SÖZÜNÜN ERİ OLMADI”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun girdiği 13 seçimin 13’ünü de kaybettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her seçim öncesinde çeşitli oy oranları vererek şayet bunları alamazsa istifa edeceğini, CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturmayacağını söyledi ama hiçbir zaman sözünün eri olmadı, onurluca geri çekilmeyi dahi beceremedi. Bunu yapmadığı gibi, başta kendi seçmeni olmak üzere vatandaşın aklıyla alay etmeye devam etti. Daha 3 ay önce, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde yaşadığı ağır hezimete rağmen hâlen çıkıp milletten özür dilemiyor, kendini hesaba çekmiyor, hatalarıyla yüzleşmiyor. Kapalı kapılar ardında, terör örgütünün siyasi uzantıları dâhil, kimlere ne sözler verdiğini, neleri taahhüt ettiğini açıklamıyor. Çok açık ve net söylüyorum, Kılıçdaroğlu ve CHP’li oligarkların bu pişkinlikleri, bu arsızlıkları en fazla Gazi’nin hürmetine CHP’ye oy veren vatandaşlarımızı rahatsız etmektedir. Toplumun belli kesimlerinde hayal kırıklığı giderek büyümekte, bunların aymazlıklarından dolayı umutsuzluk yaygınlaşmaktadır. Siyasete olan güveni de zedeleyen bu durum, açık söylüyorum, demokrasimiz için de risk oluşturmaktadır.”
“DAVETİM 85 MİLYONUN HER BİR FERDİNEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde farklı tercihlerde bulunmuş tüm vatandaşlara çağrıda bulunarak şunları söyledi: “Türkiye’nin tüm renklerini, tüm zenginliklerini temsil kabiliyetini haiz parti, AK Parti’dir. AK Parti bir Türkiye partisidir, 85 milyonun tamamının partisidir. Üye sayısı itibarıyla ülkemizin en büyük siyasi hareketiyiz. Bizim nazarımızda, her insan bir cihandır. Hangi kökene, hayat tarzına, kültüre, gelire, statüye sahip olursa olsun, tüm vatandaşlarımız değerlidir, hürmete ve hizmete layıktır. Kalbi Türkiye için atan herkese kapımız da gönlümüz de sonuna kadar açıktır.”
AK Parti çatısı altında, yüreğinde millet ve memleket sevdası olan herkese yer olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Davetim 85 milyonun her bir ferdinedir. Sadece seçmenine değil, hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun tamamına saygı duyan, hesap veren, cesaretle hesap sorabileceğiniz bir parti ve ittifak arıyorsanız, gelin siz de AK Parti ve Cumhur İttifakı’na katılın. Yarın neredeyiz, yarın Ahlat’tayız, öbür gün Malazgirt’teyiz ve Cumhur İttifakı olarak inşallah ecdadımızın Anadolu’da çıktığı yolda biz iri oluyoruz, diri oluyoruz hep birlikte Türkiye oluyoruz. Size sürekli dayatmalarda bulunulmasından, her seçim öncesinde ‘Tıpış tıpış oy vereceksiniz’ denilmesinden, tepkilerinizin kibir kulelerine ulaşmamasından rahatsızsanız, gelin siz de AK Parti ailesinin üyesi olun. ‘Hayat tarzı’ diyerek size korku salıp, koltuklarını korumaya çalışanlara, gelin hep beraber esaslı bir ders verelim. Neşet Ertaş, ‘Size karşı haddi aşan, hududu geçen, küstahlaşanları altın olsa kesenizde, bal olsa kâsenizde tutmayın’ diyor. Gelin, bizler de milleti kandırmaktan utanmayan, milletin tercihlerine saygı duymayan, bu kifayetsiz muhterisleri siyasette tutmayalım. Eski Türkiye’nin bakiyesi bu arkaik ekibi, hep birlikte emekliye sevk etmeye hazır mıyız? Siyaset ve bu millet bunlardan çok çekti.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 ve 28 Mayıs seçim sonuçlarının, sadece Türkiye Yüzyılı’na değil, aynı zamanda Cumhuriyet’in 100’üncü yılına yakışır bir muhalefet pratiğinin oluşması için çok önemli bir fırsat sunduğuna inandığının altını çizerek, “Türkiye’nin, siyaset mühendisliği ürünü kurgulardan kurtulup, yerli ve millî eksende siyaset yapan bir muhalefete kavuşması, en büyük dileğimizdir. Toplumumuzun farklı kesimlerinden yükselen değişim taleplerinin böyle bir yeniliğe vesile olmasını temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Gençlere vaatleri olan Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmekte kararlı olduklarını, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında ülkeye birinci sınıf demokrasi, birinci sınıf ekonomi ve birinci sınıf gelecek yakıştığına inandıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığımızın ustalık döneminde inşallah her açıdan daha müreffeh, daha güvenli, daha itibarlı, daha güçlü ve huzurlu bir Türkiye’yi inşa ederek, milletimize olan sözümüzü yerine getireceğiz” şeklinde konuştu.
“HAKTAN, ADALETTEN VE DOĞRULUKTAN ASLA SAPMAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gönüller yapmak için çıktıkları yolda, 22 yıldır olduğu gibi yine gönüller kazanarak mücadelelerine devam edeceklerini belirterek şunları söyledi: “Polemik yapmayacağız. Bahane aramayacağız. İstismar peşinde koşmayacağız. Önümüze çıkan engellere aldırmayacağız. Muhalefetin yalanlarına teslim olmayacağız. Haktan, adaletten ve doğruluktan asla sapmayacağız. Kibri, böbürlenmeyi kapımıza kesinlikle yaklaştırmayacağız. Vatandaşa tepeden bakanlardan asla olmayacağız. Birbirimizi sadece Allah için seveceğiz. Milletimizin bize olan güveninin sarsılmasına izin vermeyeceğiz. Yaşadığımız onca saldırıya rağmen parti olarak hâlen dimdik ayaktaysak, bunu milletimizle kurduğumuz güçlü gönül bağına ve kendi aramızda tesis ettiğimiz şu muhabbet iklimine borçluyuz. 2024’e giden süreçte bu hasletlerimize çok sıkı sahip çıkmamız gerekiyor. Şunu unutmayalım, 7 ay sonra başta İstanbul ve Ankara olmak üzere yerel yönetim seçimlerinde zafere koşmaya var mıyız? Çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz. Ana kademe, kadın kolları ve gençler kapı kapı dolaşacağız. İşte İstanbul’un hâli ortada, Ankara’nın hâli ortada, İzmir’i zaten konuşmama gerek yok. Mersin ortada, Adana ortada. İşte buraları pırıl pırıl yeniden sahiplerine kazandırmak için çok çalışacağız. Mayıs seçimlerinde millî irade nasıl her oyunu bozduysa 2024 Mart ayında yapılacak mahalli idareler seçimlerinde de millet yine geleceğine el koyacaktır.”
Milletin, “muhalefetin beceriksiz yönetimleri elinde yıllarını kaybeden şehirleri gerçek belediyecilikle buluşturacağını” ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçte tüm dava arkadaşlarımdan beklentim şudur: Karamsarlık zehrinin toplumumuzda yayılmasına asla fırsat vermeyin. Gençleri, kendi dipsiz karanlıklarına çekmek isteyen müflis siyasetçilerin insafına lütfen terk etmeyin. Hanım kardeşlerimizin AK Parti’nin bugünlere gelmesindeki emeklerini unutamayız. Kadınlarımızın gündemi neyse Türkiye’nin hakiki gündemi de odur. Kadınlara kulak vermeyi, onların hatırını gözetmeyi, taleplerini, dualarını almayı asla ihmal etmeyin” diye konuştu.
Deprem bölgesindeki vatandaşlara yalnız olmadıklarını hissettirmenin son derece önemli olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her fırsatta depremzedelerimizin kapısını çalmayı, hâlini hatırını sormayı lütfen bırakmayın. Dedik ki çadırda yaşayan depremzede kalmayacak ve artık çadır kalmadı bütün çadırlardaki depremzedelerimizi konteyner kentlere yerleştirdik. Artık insanlarımızın derdine ortak olmak her zaman olduğu gibi önceliğimizdir. Yaşadığımız sıkıntıların geçici olduğunu Türkiye’nin bu zorlukların üstesinden gelecek imkâna ve kapasiteye sahip olduğunu insanlarımıza çok iyi anlatalım. Bunları yaparsak 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde de kazanan yine hep birlikte Türkiye olacak, Türkiye Yüzyılı olacak, gerçek belediyecilik olacak. Kucaklayıcı, kuşatıcı, saygılı, mütevazı ve her kalbe dokunan bir anlayışla siyasi faaliyetlerinizi devem ettirmenizi bekliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan ile birlikte sahneye çıkarak, programa katılan sanatçılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında, Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına dördüncü yılına girecek Rusya-Ukrayna Savaşı’nda hayatını kaybedenler için Ukrayna halkına taziyelerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelenskiy’nin ziyaretinin, Ukrayna’daki savaşın temel dinamiklerinde önemli değişimlere aday olunan bir dönemde gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye’nin, “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı” anlayışıyla savaşın ilk gününden bu yana taraftar arasında müzakere edilmiş bir barışın tesisi için yoğun çaba sarf ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu doğrultuda Mart 2022’de İstanbul’da iki ülke arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaptık. Taraflarla yürüttüğümüz temaslar neticesinde Karadeniz Tahıl Girişimi’ni hayata geçirdik. Son üç yılda Rusya ve Ukrayna ile her seviyede doğrudan girişimlerde bulunduk. Tüm bu çabalarımızda her iki taraf içinde güvenilir bir arabulucu olmaya, samimi olarak gayret gösterdik, somut neticeleri aldık” ifadelerini kullandı.
“MÜZAKERE SÜRECİNİN KALICI BİR BARIŞLA SONUÇLANDIRILMASI İÇİN HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”
Gelinen aşamada ABD Başkanı Donald Trump’ın, savaşın müzakereler yoluyla ve süratle sonlandırılması için başlattığı diplomatik girişimin, Türkiye’nin son üç yıldır izlediği politikayla da örtüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Haddizatında, İstanbul Müzakereleri taraftar arasında mutabakata en fazla yaklaşılan platform olması ile önemli bir referans noktası teşkil ediyor. Son 3 yılda izlediğimiz aktif diplomasi dikkate alındığında Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır. Sayın Zelenskiy ile görüşmemde Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığını olan kuvvetli desteğini ifade ettim. Aynı zamanda müzakere sürecinin kalıcı bir barışla sonuçlandırılması için her türlü desteği vereceğimizin altını çizdim. Çok sayıda masumun ölümüne ve muazzam bir yıkama neden olan bu savaş, artık sona ermelidir.
Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyetini hedefleyen bir düzenlemenin hayata geçirilmesi için ülkemizin çalışmayı sürdüreceğini de belirttim. Karadeniz’de hayata geçirilebilecek böyle bir düzenlemenin müzakerelere giden süreçte önemli bir güven artırıcı tedbir işlevi göreceğine inanıyoruz. Sayın Zelenskiy ile gündemimizde, Ukrayna ile stratejik ortaklık ilişkilerimiz kapsamındaki konu başlıkları önemli yer tuttu. Ticari ilişkilerimizin daha da güçlendirilmesi için önümüzdeki dönemde atabileceğimiz adımları masaya yatırdık. Savaşın getirdiği tüm zorluklara rağmen ikili ticaretimizde tespit ettiğimiz 10 milyar dolar hedefine emin adımlarla yürümek istiyoruz.”
“İLİŞKİLERİMİZİN DAHA DA ÜST SEVİYELERE ÇIKACAĞINA İNANIYORUM”
Zelenskiy’e, Türk şirketlerinin savaşın yol açtığı tahribatın giderilmesi ve yeniden imar konusunda Ukrayna’ya destek vermeye istekli olduklarını aktardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ukrayna’da barışın tesisi ile birlikte önümüzdeki dönemde ilişkilerimizin stratejik ortaklığımıza yaraşır düzeyde daha da üst seviyelere çıkacağına tüm samimiyetimle inanıyorum. Sözlerime son verirken Ukrayna’nın toprak bütünlüğü için özellikle mücadele veren Kırım Tatarı soydaşlarımızın hakları konusunda değerli dostum Zelenskiy’nin attığı cesur adımları takdirle karşıladığım belirtmek istiyor, ilave adımların geleceğini de temenni ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ BİZİM OLMAZSA OLMAZIMIZDIR”
Ukraynalı bir gazetecinin barış görüşmelerine vurgu yaparak, Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu cevabı verdi: “Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, egemenliği bizler için çok çok önemli ve toprak bütünlüğüne, egemenliğine Türkiye’nin saygısını her yerde anlattık. Bütün uluslararası toplantılarda bu konuyu daima işledik, işlemeye devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de özellikle Ukrayna’nın toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Egemenliği aynı şekilde bizim olmazsa olmazımızdır. Temennimiz odur ki barışın kaybedeni olmaz. Dolayısıyla barışın bir an önce sağlanmasını temin etmektir. Bu konuda değerli dostum, o da zaten barıştan yana olduğunu açık net olarak bizlere ifade ediyor. Temennim odur ki gerek Dışişleri Bakanımın muhatabıyla yaptığı görüşmelerde gerek şahsımın Sayın Putin ile yaptığı görüşmelerde bu barışla ilgili yolculuğu, yolu kat ederiz, temin ederiz ve bunun için adımları da atarız.”
Türkiye’nin gelecek süreçte Rusya-Ukrayna barışına katkı için adım atıp atmayacağına ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Adil bir barışın mümkün olması için şüphesiz ki güçlü olduğunu bildiğimiz ülkelerin barıştan yana tavrını ortaya koyması lazım. Az önce de ifade ettiğim gibi barışın kaybedeni olmaz. Şu anda tüm dünya Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaşta artık barışı bekliyor. Bir an önce barış temin edilsin. Çünkü bunca esir var, bunun yanında bunca insan, yüz binlerce insan burada öldü, öldürüldü. ‘Artık bu ölüme de son verilsin’ deniyor. Şimdi bizler en yakın komşuları olarak Türkiye biz, bir an önce barışın teminiyle alakalı gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım bizler muhataplarımızla bir an önce barışın temini için adım atalım istiyoruz.
Tahıl Koridoru’nun kurulmasını isteyişimizin sebebi bu olmuştur ve tahıl koridorunda da iyi bir netice aldık ama maalesef devamını sağlayamadık. 30 bin ton tahıl malum gönderildi biz aracı olduk. Bundan sonraki süreçte de bunun devamını istiyoruz. Bu arada tabii ben huzurlarınızda Sayın Zelenskiy’e bir teşekkürü ifade etmek istiyorum. O da Suriye’ye tahıl gönderme noktasında, bize gönderdikleri tahıl, biz de bu tahılı malum değirmenlerimizde una çevirmek suretiyle Suriye’ye ulaştırdık, ulaştırıyoruz. Bu da tabii Suriye’deki yönetimi ciddi manada mutlu etti, memnun etti. Ben de huzurlarınızda Suriye halkı adına kendilerine teşekkür ediyorum. Çünkü böyle zor bir zamanda Suriye’nin böyle bir imkânı aracılığımızla özellikle de Ukrayna’dan elde etmiş olması bu da insani ve vicdani bir görevdir.”
UKRAYNA DEVLET BAŞKANI ZELENSKİY: “TÜRKİYE, UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE EGEMENLİĞİ KONULARINDA ÇOK İLKELİ BİR TUTUM SERGİLEDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Rusya-Ukrayna savaşının zor zamanlarında Türkiye’den destek gördükleri için teşekkür ederek “Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliği konularında çok ilkeli bir tutum sergiledi. Bu, bize göre küresel önem taşıyor” diye konuştu.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, görüşmelerde Ukraynalı esirlerin durumunun da görüşüldüğüne işaret ederek “Türkiye gerek askerlerimizin gerek sivillerimizin serbest bırakılması için kolaylıklar sağladı” dedi.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy huzurunda, Türkiye ile Ukrayna arasında iki anlaşma imzalandı.
Bu kapsamda iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Eğitim Alanında İşbirliği Anlaşması”na Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Ukrayna Kültür ve Stratejik İletişim Bakanlığı Arasında Medya ve İletişim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı da Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrii Sybiha imzaladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde törenle karşıladı.
Türkiye ve Ukrayna bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren ve heyetlerini takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Halkbank Üreten Kadınlar Yarışması Ödül Töreni”ne katıldı.
Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında, parlak fikirleri ve kadın aklının incelikleriyle salonu dolduran kadınlarla birlikte olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarışmanın kadın girişimciliğini desteklemede bir marka hâline geldiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Halkbank, başarı yolunu kadınlarla yan yana yürüyor. Eğitimden finansmana, onlara her alanda omuz veriyor. Ortaya koydukları vizyonun, ödüllerle taçlanarak, uluslararası bir takdir kazanmasından da ayrıca iftihar ediyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE, KADINLARIN HER DÖNEMDE, SOSYAL VE KAMUSAL ALANDA VARLIK GÖSTERDİĞİ ÇOK ÖZEL BİR TARİHE SAHİPTİR”
Emine Erdoğan, dünyanın kabuk değiştirdiği dönemlerinin bulunduğunu, içinde yaşanılan çağın da böyle bir değişim ve dönüşüm çağı olduğunu anımsatarak, “Yeni bir gelecek yazılıyor ve ülkeler, insanlığın ortak geleceğini tasarlamak için yarışıyorlar. Bu yarışta, kadınların, ekonomik kalkınmada önemli aktörler olduğu ülkeler, ipi göğüslüyorlar. Türkiye, kadınların her dönemde, sosyal ve kamusal alanda varlık gösterdiği çok özel bir tarihe sahiptir. Türk kadınının girişimci ruhunun kökleri, 13. yüzyıla kadar uzanır. Anadolu’da kadınlar, teşkilatlanmış, sosyal ve ekonomik hayata katılmış, ‘dünya kadın tarihinin’ parlayan yıldızları olmuşlardır” diye konuştu.
Kadınların hak arayışlarında, vatan savunmasında, toplumsal yaraları sarmada hep ön saflarda yer aldığını dile getiren Emine Erdoğan, “Biz, kadınlarımızın nasıl emsalsiz bir güç olduğunun farkında olan ve bu gerçeğe hürmet eden bir ülkeyiz. Ekonomiden sanayiye, spordan sanata, siyasetten akademiye, geldiğimiz her noktada kadınlarımızın alın teri var. Hükûmetimiz, ilk günden bu yana, kadınların her alanda yücelmesi için örnek politikalar geliştirmiştir. Kadın istihdamının artmasını teşvik etmiştir. TÜİK verilerine göre, 2014 yılında yüzde 26’larda olan kadın istihdam oranı, 2024 Aralık ayı itibarıyla, yüzde 31,6’ya yükselmiştir. 2028 yılında, bu oranı yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. İnşallah bu hedefi hep birlikte başaracağız” sözlerini sarf etti.
Emine Erdoğan, kadın istihdamını artık kadın liderliğiyle birlikte düşünmek zorunda olduklarını, bugün dünyanın kadın liderliğinin önemini tartıştığını, bu konu üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.
“KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ NE KADAR KALDIRIRSAK BÖLGESEL KALKINMADA O KADAR YOL ALIRIZ”
Liderliğin dönüştürücü bir güç olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir liderin vizyonu, kılcal damarlar gibi, etki alanındaki her şeye nüfuz eder. Kadın liderliğinin, tüm dünyanın acil ihtiyacı olan, belli başlı karakteristik özellikleri vardır. Araştırmalar gösteriyor ki kadın liderlerin soyut becerileri çok yüksek. İletişimde çok başarılılar, iş birliğine büyük önem veriyorlar. Barışçıl bir yönetim anlayışına sahipler ve çevre konularına karşı daha hassaslar. Yani, hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar, bulundukları sektöre iyileştirici bir etki yapıyorlar. İşte bu, kadın etkinliğidir. Bildiğiniz gibi, kadın liderliğinin özünde girişimcilik vardır. Girişimci dediğimizde aklımıza, zekâsı ve sezgileriyle öne çıkan insanlar geliyor. Onlar, mevcut bir eksiği görüyor, gereksinimleri belirliyor ve hayata yenilik katıyorlar. Ülkemiz, tüm bölgeleriyle, girişimcilik için son derece zengin bir potansiyel barındırıyor. Bilhassa, yerel kapasite ve birikimin, küresel rekabette kullanılması için, kadın girişimcilerin önemli yerel aktörler olduğunu unutmayalım. Kadın girişimcilerimizin önündeki engelleri ne kadar kaldırırsak bölgesel kalkınmada o kadar yol alırız. Bize düşen, hep birlikte Türkiye Yüzyılı’nın tarihini yazarken, kalemimizi, bu bilgi ve birikimin mürekkebiyle doldurmaktır.”
“İŞ VE AİLE, KADINLARIN ARASINDA SEÇİM YAPMASI GEREKEN BİR YOL AYRIMI OLMAMALI”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğini hatırlatan Emine Erdoğan, “Aile, toplumumuzun ruhu ve lokomotifidir. Dirayetli, ferasetli ve kuvvetli bir toplum oluşumuzun temelinde, sağlam kökleri olan aile müessesemiz vardır. ‘Aile Yılı’nın, iş dünyası için de önemli bir hatırlatıcı olmasını temenni ediyorum. Ne yazık ki kadınların bazen, iş ve aile sorumluluklarına yetişmek için çırpındıklarını görüyoruz. Bu durum, kadınlarda strese, kendine güvensizliğe, hiçbir şeye yetememe duygusuna, mutsuzluğa ve depresyona neden olabiliyor. Hayat kaliteleri düştüğü gibi, zihinsel ve manevi yorgunluk yaşıyorlar. Daha büyük ölçekte, aile ve toplum hayatı olumsuz etkileniyor. İş ve aile, kadınların arasında seçim yapması gereken bir yol ayrımı olmamalı. Bu çatışmayı ortadan kaldıracak, aile hayatını muhafaza edecek uygulamaların sayısını, mutlaka artırmalıyız” görüşünü paylaştı.
Dünyanın her yerinde kadınların erkekler için tasarlanmış, rekabetçi bir iş ortamında tutunabilmek için zorlu mücadeleler verdiğini dile getiren Emine Erdoğan, oysa hükûmetin bu konuda önemli ve iyileştirici adımlar attığını, kadınların, kadın kimliklerini koruyabildikleri çalışma hayatının, ne kadar önemli olduğunun altını çizdiğini belirtti.
“TEKNOLOJİK İMKÂNLARI, KADINLARIN İŞ HAYATINA KATILIMINI KOLAYLAŞTIRMADA MUTLAKA KULLANMALIYIZ”
Emine Erdoğan, cinsiyet adaletine vurgu yapılıp kadınların lehine birçok uygulamanın hayata geçtiğini belirterek, şunları kaydetti: “Burada hepsini tek tek saymak, elbette mümkün değil. Ancak, süt izinleri, kreş desteği, yarı zamanlı çalışma gibi düzenlemelerin ortak amacı, iş ve aile hayatı arasında bir ahenk yaratmaktır. Umarım bu örnekler, tüm sektörlerde yaygınlaşır. İş yerlerinin, kültürel kodlarımızı temel alan çalışma modelleri oluşturması, kadınların önündeki engelleri kaldırmada kuşkusuz çok önemli. Bununla beraber, dünyanın, bilgi ve iletişim teknolojilerinde geldiği ileri seviyeyi de, bir fırsat olarak görmeliyiz. Fiziksel mekân şartını ortadan kaldıran teknolojik imkânları, kadınların iş hayatına katılımını kolaylaştırmada mutlaka kullanmalıyız. Unutmayalım ki Türkiye, kendi reçetelerini yazabilen, kendi formüllerini ve çözümlerini geliştirebilen, güçlü bir ülkedir.”
Değerli projeleriyle yarışmaya katılan katılımcılara özel olarak teşekkür eden Emine Erdoğan, “Sizler, bilgi ve becerilerinizle hepimizi heyecanlandırdınız. İyilik dolu fikirlerinizle, kadın potansiyelinin zirvelerini gösterdiniz. Kadınların insani ilerlemeye olan büyük katkısını bir kez daha ispat ettiniz. Benim için hepiniz birer kazanansınız. Lütfen, tecrübelerinizi sizinle aynı yolda yürümek isteyen tüm kadınlara ve gençlere aktarın. Çünkü dünyanın problem alanları, kadınların getireceği yeni çözümleri bekliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile birlikte, kadınları merkezine alan ortak projelerin sayısının da artmasını dilediğimi belirtmek istiyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Törene, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın eşi Sibel Tatar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın generali Tuğgeneral Özlem Yılmaz, Alev Alatlı’nın kızı Funda Aktan, jüri üyeleri, yarışmacılar ve davetliler de katıldı.
Törende, “Yılın Üreten Kadın Girişimcisi Kategorisi”nde Zahide Arı, “Yükselen Yıldız Kategorisi”nde Nurdeniz Erdoğan, “Teknoloji Tabanlı Kadın Girişim Kategorisi”nde Işıl Melisa Işık, “Sıfır Atık Kategorisi”nde Zeynep Balca Yılmaz ile “Kadın Kooperatifi Kategorisi”nde Ümmühan Keskin ödülünü Emine Erdoğan’ın elinden aldı.
Emine Erdoğan, “Alev Alatlı Özel Ödülü” kazananı Gönül Paksoy’a da ödülünü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile birlikte verdi.
Arslan tarafından Emine Erdoğan’a zeytin ağacı hediye edilmesinin ardından tören, aile fotoğrafının çektirilmesiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.