Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’de düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Kıbrıs Türkü’nün haksız ve hukuksuz şekilde maruz bırakıldığı izolasyonun kırılması, ambargonun kaldırılması için çabalarımız daha da artacaktır. Şehitlerimizin kanları üzerinde kurulan KKTC’nin güçlü, müreffeh, itibarlı bir devlet hâline gelmesi için desteğimiz bakidir” dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) temasları kapsamında ilk olarak Lefkoşa’daki Atatürk Anıtı’na çelenk bırakan ve anıt özel defterini imzalayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile birlikte Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı Töreni’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, Kıbrıs Türk halkının özgürlüğe kavuşmasını sağlayan Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümünde KKTC’de olmanın bahtiyarlığını yaşadığını belirtti.
Ada’nın dört bir yanındaki vatandaşlara şahsi selamları ile 85 milyon vatandaşın selam ve sevgilerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizleri bağrınıza bastığınız, muhabbetle kucakladığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Yurdu yaşatmak için can veren kahraman şehitlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyorum. Vatan, bayrak, istiklal ve istikbalimiz için toprağa düş yiğitlerin aziz ruhları şad olsun” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Türkü’nün varlığı, hakları ve hürriyeti için cesaretle savaşan gazilerin ellerinden öptüğünü belirterek, her birine şükranlarını sundu, sağlıklı, hayırlı ve bereketli ömürler diledi.
“KUZEY KIBRIS BİZİM GÖZ BEBEĞİMİZDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın mimarları olan dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’i, Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı ve son nefesine kadar Kıbrıs davası için mücadele eden Alparslan Türkeş ile diğer devlet ve siyaset adamlarını rahmetle andı.
Kıbrıs Türklerinin egemenlik ve özgürlük mücadelesinin önderleri merhum Dr. Fazıl Küçük ve merhum kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs’ın hürriyeti için “Allah Allah” nidalarıyla omuz omuza çarpışan, kanları kanlarına karışan Mehmetçikleri ve mücahitleri kemali edeple yad ettiğini anlattı.
20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı yürekten tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Burada öncelikle bir hususu ifade etmek isterim. Bugün, tıpkı yarım asır önce olduğu gibi yine tek yüreğiz, tek bileğiniz. Ana vatan Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak sırt sırtayız. İktidar, muhalefet ayrımı olmadan bugün burada bulunmamız, Türkiye’nin ve Türk milletinin Kıbrıs davasına verdiği önemin göstergesidir. Kuzey Kıbrıs bizim göz bebeğimizdir, canımızdan bir parçadır. Burası bize sadece şehitlerimizin değil aynı zamanda Hazreti Osman’ın, sahabenin, bu toprakları fetheden kahraman ecdadımızın da emanetidir. İnşallah bu emanete sıkı sıkıya sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Varlıklarıyla, Kıbrıs Türkü’ne cesaret aşılayan, ortak gururumuzu paylaşan 85 milyonun, sizlerin yanında olduğunu haykıran tüm siyasetçilere, siyasi partilerimizin genel başkanlarına da hassaten teşekkür ediyorum. Millî meselelerde ortaya koyduğumuz ortak dayanışma tablosunu inşallah güçlendirerek devam ettireceğiz. Rabbim birlik ve beraberliğimizi daim eylesin.”
“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BARIŞ GÜCÜ BİLE CİNNET FURYASINI DURDURAMADI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün sadece kahramanca bir mücadeleyi anmak için değil, aynı zamanda tarihî gerçekleri bir kez daha haykırmak için de burada bulunduklarını dile getirdi.
Kıbrıs, Barış Harekâtı’nın ne için yapıldığını, Türkiye’nin böyle bir kararı niçin aldığını daima akılda tutmak zorunda olduklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “1963-1974 yılları, Kıbrıs Türkleri için adanın yüzde 3’lük bir kısmına hapsedildikleri, kan, gözyaşı, zulümle dolu bir dönem demektir. Kıbrıs Türk halkı hem kurucusu ve ortağı olduğu devletten dışlanıyor hem de eli kanlı EOKA’nın insanlık dışı baskı ve saldırılarına maruz kalıyor. Adaya konuşlandırılan Birleşmiş Milletler Barış Gücü bile cinnet furyasını durduramadı, katliamın önüne geçemedi. 1974 yılına gelindiğinde Kıbrıs Türkü’nün varlığına kasteden, insanlık dışı saldırılar zirveye ulaşmıştır. Tam 50 yıl önce bugün kahraman Mehmetçik, Kıbrıs Türkü’nün istiklaline vurulmak istenen hançeri sökmek üzere tarihî bir adım attı. 20 Temmuz 1974 Anavatan ve garantör ülke olarak uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan hak ve yükümlülüklerimiz ile tarihin omuzlarımıza yüklediği sorumlulukla harekete geçtiğimiz tarihtir.”
“TÜM DÜNYAYA KIBRIS TÜRKÜ’NÜN YALNIZ OLMADIĞINI GÖSTERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan olmak, vicdan sahibi olmak bize ne sorumluluk yüklüyorsa Türkiye olarak bu sorumluluğun gereğini yerine getirdik. O gün tüm dünyaya Kıbrıs Türkü’nün yalnız olmadığını ve asla yalnız bırakılmayacağını gösterdik” ifadelerini kullandı.
“Rumların ateşe verdiği ekin tarlalarına, gül bahçesine girer gibi paraşütle indirme yapan Mehmetçiğimiz, mayın döşenmiş sularda Barbaros misali ilerleyen denizci leventlerimiz cesaretlerini bir kez daha tarihe kazımıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kıbrıs Barış Harekâtı, Kıbrıs Türkü’nün zulümden kurtararak özgürlük ve refaha kavuşturmuş, geleceğe güvenle bakmasını sağlamıştır. Doktor Fazıl Küçük, o tarihi günü şöyle anlatıyor; ‘20 Temmuz sabahı doğan güneş, Kıbrıs Türkü’nün 11 yıllık karanlığını silip götürmüş, özgürlüğü getirmiştir.’ Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ise; ‘20 Temmuz ömrümün en mutlu günü’ diyerek yaşadığı duygu selini ifade ediyor. Şunun bilinmesini isterim, o gün burada hangi coşku, sevinç ve gurur hâkimse, Türkiye’de aynı bayram havası hâkimdir. Bugün de bayram olarak kutladığımız 20 Temmuz’u Kıbrıs Türk halkının barış ve istikrar özlemi ve idealleri doğrultusunda egemenlik haklarının ve eşit statüsünün korunmasının sembolü olarak görüyoruz.”
“KIBRIS’TA FEDERAL BİR ÇÖZÜMÜN MÜMKÜN OLMADIĞINA İNANIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Adanın güneyinde ise maalesef kendilerini Kıbrıs adasının tek hâkimi olarak gören şımarık bir zihniyet var. Öyle bir vahametle karşı karşıyayız ki Rum lider, EOKA teröristlerini anma törenlerine katılıyor, Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizi güneye geçtiklerinde saldırıya uğruyor, tutuklanıyor, güneydeki camiler kundaklanıyor. Rumlar, Kıbrıs Türkü’yle, siyasi gücü ve adanın doğal kaynakları da dâhil ekonomik refahı paylaşma niyetlerinin olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Geçenlerde maalesef Yunanistan Savunma Bakanı, yine akla ziyan açıklamalar yaptı. Sayın Miçotakis ile yurt dışında bir araya geldik ve kendilerine ‘Ayın 20’sinde biz Kuzey Kıbrıs’tayız. Duydum ki sen de güneydesin. Herhâlde oradan Dendias gibi bizlere sataşma yapmazsın.’ Böyle bir şey düşünmediğini söyledi. ‘Böyle bir şey düşünmüyorsan mesele yok’ dedik, yola devam.”
Bölgede devam eden çatışmalar karşısında tüm adanın güvenliğini tehdit etme riski olan son derece sorumsuz adımlar atıldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı suda iki kez yıkanılmaz. Adadaki gerçekleri görmezden gelerek hiçbir yere varılmaz. Kıbrıs’ta federal bir çözümün mümkün olmadığına inanıyoruz. ‘Müzakerelere, yıllar önce İsviçre’de bıraktığımız yerden devam edelim’ demenin kimseye faydası yoktur. Bakın biz müzakereye, görüşmeye, Kıbrıs’ta kalıcı barışı ve çözümü sağlamaya hazırız. Çözüm yolunda uzatılan hiçbir eli havada da bırakmayız” diye konuştu.
“KIBRIS TÜRK TARAFI, RUM TARAFIYLA HER ALANDA EŞİT OLARAK MÜZAKERE MASASINA OTURMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih boyunca bu konudaki hüsnüniyetin defalarca gösterildiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Bugüne kadar çözümü samimiyetle isteyen, bunun için fedakârlıkta bulunan, riski alan, irade sergileyen taraf Kıbrıs Türkü ve Türkiye olmuştur. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın 2023 Nisan ayında Cenevre’de yapılan toplantıda ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonu çok kıymetlidir. Kıbrıs Türk tarafı, Rum tarafıyla her alanda eşit olarak müzakere masasına oturmalıdır. O yüzden ‘çözüm istiyorsanız Kıbrıs Türkü’nün müktesep haklarını tescil edin’ diyoruz. Adanın garantör ülkelerinin liderlerinin her iki devleti de beraberce ziyaret edecekleri günleri de göreceğimizi ümit ediyorum.”
Bu içten temenniyi Washington’daki NATO Zirvesi’nde görüştüğü Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e de bizzat söylediğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Yunanistan arasındaki diyalog zemininin güçlendirilmesinin, Kıbrıs meselesinin çözümüne de şüphesiz katkı yapacağını söyledi.
“ADANIN KADİM VE ASLİ UNSURU KIBRIS TÜRKLERİNİN YOK SAYILMASI MÜMKÜN DEĞİL”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası alanda etkin iç hukuk yolu olarak tanınan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun Ada’da mülkiyet konusunda çözümün yegâne adresi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bunun dışında başka yollara tevessül edenler, Kıbrıs Türkü’nü baskı altına alarak hedeflerine ulaşacağını zannedenler büyük bir yanılgı içindedir. Ne biz oldubittilere müsaade ederiz, ne de Kıbrıs Türk halkı tehditlere boyun eğer. Ada’nın kadim ve asli unsuru Kıbrıs Türklerinin yok sayılması mümkün değildir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması ve iki devletli çözümün hayata geçmesine yönelik gayretlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Şuşa’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmî Zirvesi’ne, Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ın iştiraki bunun en son örneği oldu. Bu süreçte sergilediği dirayet için Azerbaycan Cumhurbaşkanı kardeşim Aliyev’e de buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.”
Kıbrıs Türkü’nün haksız ve hukuksuz şekilde maruz bırakıldığı izolasyonun kırılması, ambargonun kaldırılması için çabalarının daha da artacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin kanları üzerine kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güçlü, müreffeh, itibarlı bir devlet hâline gelmesi için desteklerinin baki olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nda yer alan bütün hususların süratle uygulanması için gereken desteği verdiklerini, sonuna kadar da vereceklerini bildirerek, şu ifadeleri kullandı: “Belediyelerimiz ve resmî kurumlarımız geniş bir yelpazede pek çok projeyi Kuzey Kıbrıs’ın dört bir yanında hayata geçiriyor. Ulaştırmadan tarım ve sulamaya, turizmden güvenliğe, konuttan afetlere hazırlığa kadar her alanda Kıbrıs Türk halkının yanındayız ve destekçisiyiz. Bu vesileyle Kıbrıslı genç kardeşlerimle şu müjdeyi paylaşmak istiyorum; temmuz ayı itibarıyla artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerin katkı payı ve öğrenim ücreti bakımından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerle aynı esaslara tabi olmasını kararlaştırdık. Aldığımız bu kararın Türk üniversitelerinde eğitim görmek isteyen Kıbrıs Türkü öğrencilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Türkiye olarak Kıbrıslı kardeşlerimizle ekmeğimizi de suyumuzu da geleceğimizi de paylaşmaya devam edeceğiz. 50 yıl önce bu topraklarda tesis ettiğimiz barış ve huzur ortamını inşallah muhafaza edecek bunun zedelenmesine izin vermeyeceğiz.”
20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın Kıbrıs Türk halkına ve Türk milletine hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Barış Harekâtı’nda şehit olan Mehmetçik ve mücahitleri tekrar rahmetle, gazilerimizi şükranla anıyorum. Kuzey Kıbrıs’ın özgür, bağımsız, güvenli ve huzur dolu bir devlet olarak geleceğe yürümesi için mücadele eden, ter döken herkesi, tüm devlet ve siyaset adamlarımızı rahmetle yardım ediyorum” dedi.
GA İstanbul Havalimanı’nda Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları Başladı Türk Hava Yolları, İGA İstanbul Havalimanı’nın 17 Nisan itibarıyla Avrupa’da ilk kez Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarını uygulamaya başlamasıyla birlikte Türkiye havacılık tarihinde bir dönüm noktasına daha tanıklık etmenin gururunu yaşıyor. Bu önemli gelişme, İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel aktarma merkezi olma rolünü pekiştirirken, Türkiye’nin uluslararası hava taşımacılığındaki stratejik konumunu daha da güçlendiriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun öncülüğünde, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Enes Çakmak, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Ahmet Bolat, İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Selahattin Bilgen ve diğer değerli isimlerin katılımıyla gerçekleştirilen bu öncü sistemin tanıtımında, üç Türk Hava Yolları uçağının canlı operasyonda eşzamanlı kalkışı gerçekleştirildi. Bu kalkışlar yalnızca İGA İstanbul Havalimanı’nın kabiliyetlerini değil, aynı zamanda Türkiye’nin havacılık ekosisteminin gücünü ve gelişmişliğini de ortaya koydu.
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonları’nın Türkiye ve Avrupa havacılığı için bir ilk, küresel havacılık içinse tarihi bir adım olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu açılışta şu ifadelerde bulundu: “Gururluyuz… Çünkü bu uygulamayı ABD’nin ardından hayata geçiren tek ülke Türkiye! Artık İstanbul Havalimanı trafik hacmiyle olduğu kadar operasyonel kapasite ve teknik yeterlilik açısından da küresel havacılığın en üst ligine yükseldi. Bu sistemle hava trafik akışı hızlanacak, havalimanımızın dinamik kapasitesi önemli ölçüde artacak ve yolcularımıza daha hızlı, daha güvenli bir hizmet sunulacak. İstanbul’un kıtaları birleştiren stratejik konumu, bu yeni yetenekle birleştiğinde, havalimanımız küresel havacılık lojistiğinde daha kritik bir rol üstlenecek.”
Türk havacılığı açısından bu önemli anda yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat şu açıklamayı yaptı: “Türk Hava Yolları olarak, Türkiye havacılık tarihi adına bir tarihi anın daha parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Aynı anda üç uçağımızın kalkışı ile ana üssümüz İGA İstanbul Havalimanı Avrupa’da bir ilki gerçekleştirirken, bu operasyonel kapasite bayrak taşıyıcımızın uçuş verimliliğini artırıp büyüme hedeflerimize giden yolda önemli bir mihenk taşı görevi görecektir.”dedi.
İGA Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kalyoncu ise yeni yetkinliklerle ilgili şunları söyledi: “Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki; 17 Nisan 2025 itibarıyla İGA İstanbul Havalimanı’nda üçlü bağımsız pist operasyonlarına resmen başlıyoruz, Avrupa’da bir ilke imza atıyor ve Türkiye’nin uluslararası seyahat ve havacılık ekosistemine olan katkısını artırıyoruz. Bu bizim için sadece bir teknik başarı değil, aynı zamanda stratejik bir eşiktir. Bugün devreye aldığımız Üçlü Bağımsız Pist Operasyonu ise, bu ekosistemin en önemli yapı taşlarından biridir. Böylece, saatlik hava trafik kapasitemizi 120'den 148 uçak hareketine çıkarıyoruz. Bu, sadece İstanbul’un değil, Avrupa hava sahasının daha da verimli hâle gelmesi demektir. İstanbul artık yalnızca bir varış noktası değil, dünyanın hava ulaşım merkezidir.”
Üçlü Bağımsız Pist Operasyonlarının entegrasyonuyla birlikte İGA İstanbul Havalimanı’nın saatlik uçak hareket kapasitesi yükseldi. Bu gelişme operasyonel verimliliği önemli ölçüde artırırken, Türk Hava Yolları için daha kısa taksi süreleri, daha az gecikme ve daha yüksek dakiklik anlamına geliyor. Böylece, bayrak taşıyıcının misafirlerine daha akıcı, daha hızlı ve daha sürdürülebilir bir seyahat deneyimi sunulmuş olacak. Sistem aynı zamanda karbon emisyonlarının azaltılmasına da katkı sağlayarak, küresel çevresel taahhütlerle uyum içinde ilerliyor.
200 milyon yolcuya hizmet verme vizyonuyla küresel bir aktarma merkezi olma yolunda ilerleyen İGA İstanbul Havalimanı’nın bu yeni operasyonal kabiliyeti, Türk Hava Yolları’nın kesintisiz bağlantı, üst düzey hizmet ve ileri görüşlü altyapı hedeflerini destekliyor. Zamanında kalkış ve varışlar, stratejimizin temel taşlarından biri olup, finansal verimliliği artırma açısından kritik rol oynamaktadır. Yeni operasyonal kapasite sayesinde, günlük 1000’den fazla uçuş gerçekleştiren filomuzun dakik performansında hem yolcu memnuniyeti hem de maliyet optimizasyonu açısından önemli kazanımlar sağlanacaktır.
Ülkemizin bayrak taşıyıcısı olarak, bu başarıyı Türkiye’nin havacılık liderliğinin ve İGA İstanbul Havalimanı’nın küresel ölçekte yeni standartlar belirleme kabiliyetinin bir göstergesi olarak kutluyoruz. Türkiye’nin dünyayı birbirine bağlama rolünü daha da güçlendirme kararlılığımızı sürdürüyoruz.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin Büyükelçilik görevine başlaması dolayısıyla bir resepsiyon verdi.
Ankara Sheraton oteldeki resepsiyona Büyükelçiler, Askeri ataşeler, Elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Çin’in Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin ve Çin’in Ankara Büyükelçiliği Savunma Ataşesi Yang Jianjun’un Büyükelçililerinde görevlerine başlamaları dolayısıyla bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Jiang XUEBIN ve Savunma Ataşesi Yang JIANJUN ev sahipliği ve birer konuşma yaptılar.
Çin Halk Cumhuriyeti resepsiyonunda kürsüye önce Büyükelçi Jiang XUEBIN geldi.
Büyükelçi XUEBIN konuşmasına, Türkiye’de göreve başlamasından dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek başladı.
Büyükelçi XUEBIN, konuşmasının başında iki kadim medeniyet olan Çin ve Türk medeniyetlerinin binlerce yıl öncesine dayanan ilişkilerini dile getirdi.
Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde iki ülke ilişkilerinin olumlu bir seyir takip ettiğini hatırlatan Büyükelçi XUEBIN, iki ülke arasındaki ekonomik, ticari ve kültürel bağların daha da güçlendiğinin altını çizdi.
Büyükelçi XUEBIN, “Görevime başlayalı üç ayı aşkın bir süre geçti. Bu süreçte, her gittiğim yerde Türk halkı tarafından sıcak bir dostlukla ve ligiyle karşılandım. Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye kardeşliği ve dostluluğunun halkın gönlünde kök saldığını, iki ülke arasındaki işbirliğinin büyük potansiyele sahip olduğunu kendi gözlerimle görmüş oldum.” dedi.
Çin Halk Cumhuriyeti Savunma Ataşesi Yang da iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin Çin Halk Cumhuriyeti ve Türkiye ilişkilerinin önemli bir halkası olduğunu ifade etti ve son yıllarda iki ordu arasındaki işbirliğinin istikrarlı şekilde ilerlediğini söyledi.
Konuşmalardan sonra Çin Halk Cumhuriyeti Folklor ekipleri geleneksel Çin danslarından oluşan bir gösteri sundu.
Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIUNJUN göreve başlamaları dolayısıyla verilen resepsiyonda, folklor gösterilerinden ardından davetlilere Türk ve Çin mutfağından yemekler ikram edildi.
Resepsiyon, konukların, Büyükelçi XUEBIN ve Savunma Ataşesi JIANJUN ile hatıra fotoğraf çektirmesiyle sona erdi.
Pakistan’ın Milli Günü Ankara’da bir resepsiyonla kutlandı.
Pakistan’ın Milli Günü dolayısıyla Ankara Büyükelçiliği ikametgahındacdüzenlenen resepsiyona Büyükelçi Yousaf Junaid ev sahipliği yaptı.
Pakistan Milli Günü dolayısıyla düzenlenen resepsiyona Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, kuvvet komutanları, Dışişleri Bakan Yardımcısı Berris Ekinci, eski Başbakan, TBMM Başkanı Bülent ARINÇ ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım katıldı.
Resepsiyonda, Büyükelçiler, Askeri Ataşeler, elçilik görevlileri ile seçkin bir davetli topluluğu da yer aldı.
Pakistan Milli Günü Respsiyonu iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesiyle başladı.
Milli marşların seslendirilmesinden sonra ilk olarak kürsüye Pakistan Büyükelçisi YOUSAF JUNAID geldi.
Büyükelçi JUNAID, Türkiye ile Pakistan arasındaki ilişkilerin çok uzun bir süreçli olduğunu hatırlatarak, iki ülke arasındaki bu uzun süreli dostluğun sıradan olmadığına atıfta bulunarak “Bizim dostluğumuz ortak din, ortak dil ve ortak kültürel mirasa dayanıyor.” şeklinde konuştu.
YOUSAF JUNAİD, iki ülke arasındaki tarihi bağlara dile getirerek Pakistan’ın dirençli yapısına ve ekonomik ilerlemesinin büyüme oranlarının arttığını, enflasyonun azaldığını, ihracatın yükseldiğini ifade etti.
Pakistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin giderek güçlendiğini, bu bağların ortak inanç, tarih ve karşılıklı destek üzerine kurulduğunu belirten Büyükelçi JUNAID, Pakistan’ın barışa, kalkınmaya ve Türkiye ile bağlarını güçlendirmeye olan İsteğinin altını çizdi.
Pakistan Büyükelçisi Yusuf Junaid’in hitabından sonra TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, kürsüye geldi ve bir konuşma yaptı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yousaf Junaid’in Türkiye’nin bir dostu olduğunu ve uzun yıllardır Türkiye’de hizmet etmiş hem iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmuş hem de Türkiye’yi fevkalade yakından tanıyan değerli bir insan olduğunu dile getirdi.
Türkiye ve Pakistan arasındaki dostluğa değinen TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Yüksek düzeyde stratejik iş birliğine dönüşen ikili ilişki aslında sadece iki devlet arasındaki ilişkiden ibaret değil, iki halkın tarihin derinliklerinden gelen kalpten kalbe büyük köprülerle kurulmuş olan sarsılmaz bir kardeşlik ilişkisidir” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, Çanakkale Savaşı sırasında Muhammed İkbal’in ağlayarak yaptığı konuşmanın hafızalarda tazeliğini koruduğunu da kaydetti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kurtuluş Savaşı sırasında Pakistan’ın Türkiye’ye yapmış olduğu yardımları da atıfta bulunarak “Türkiye’nin kurtuluş mücadelesinde Pakistan halkının vermiş olduğu fevkalade yüksek desteği unutmamız asla mümkün değildir. Pakistan’ın kadınlarının o zor günlerimizde yüzüklerini, bileziklerini, küpelerini vererek Türkiye’nin milli kurtuluş mücadelesine verdiği destek hepimizin hafızalarında, hepimizin zihnindedir” dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Pakistan ile Türkiye arasındaki dostluk ilişkisine de değinerek, “Ne zaman dara düşsek, dost kötü günde belli olur hükmü gereğince Pakistanlı kardeşlerimizin hemen yanı başımızda olduğunu hissettik. Bunun son göstergesi de 2023 yılının 6 Şubat’ında yaşadığımız fevkalade yıkıcı depremden hemen sonra yarı başımızda saatler içerisinde Pakistanlı dostlarımızı görmemiz olmuştur. Türkiye olarak, Türk milleti olarak Pakistan’ın bağımsızlığını kazandığı ilk günden itibaren 1947’den itibaren her zaman Pakistan halkıyla beraber olduk. Her zaman Pakistan’ın zor zamanlarında yanında olduk” hatırlatmasında bulundu.
“Pakistan ve Türkiye arasındaki dostluk kardeşlik ilişkisinin fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ettiğine işaret eden Kurtulmuş: “ Her türlü doğal afette, her türlü düşmanlıkta Türkiye halkının Pakistan halkının yanında olduğunu, Pakistan’ın tezlerini de her türlü uluslararası platformda savunduklarını ve savunmaya devam edeceklerini belirttti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “ Özellikle son yıllarda Pakistan ve Türkiye arasındaki bu dostluk kardeşlik ilişkisi fevkalade güçlü bir şekilde her alanda gelişerek devam ediyor. Savunma sanayinde, ticarette, sanayide, eğitimde fevkalade güçlü ilişkilerimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Şunu da açıkça söylemek gerekir ki, uluslararası ilişkiler bakımından Türkiye ile Pakistan arasındaki bu istisnai ilişki örnek gösterilecek, fevkalade zor görülecek ve giderek güçlenmekte olan bir ilişkidir. Türkiye ile Pakistan arasındaki bu sağlam dostluk ilişkisinin, özellikle dünyanın fevkalade zor bir süreçten geçtiği, şu günlerde çok daha büyük bir ihtiyaç olduğu, bu dostluğumuzu çok daha kuvvetlendirerek yolumuza devam etmemiz gerektiği de açık bir gerçektir.”
Konuşmalardan sonra Pakistan Milli Günü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminin ardından davetlilere Pakistan mutfağından hazırlanmış yiyeceklerin ikramı yapıldı.
Pakistan Milli Günü resepsiyonu hatıra fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.